Karadeniz Bölgesinin geçim kaynağıdır Çay. 1917 yılında Ali Rıza ERTEN,
Batum ve Kafkasya 'da incelemelerde bulunmuş, Doğu Karadeniz
Bölgesinde Çayın yetiştirilebileceğini bir raporla bildirmiş ve 1924
yılında Ziraat umum mufettişi Zihni DERİN tarafından çay fidanı
yetiştirilmeye başlanmıştır.
Doğu Karadeniz Bölgesi, hem toprak bakımından, hem de
iklim bakımından çay bitkisi için çok elverişlidir. Çay bahçelerinde,
zirai mücadele
gerektiren zararlılar bulunmadığından herhangi bir
tarımsal ilaç kullanılmamaktadır. Bu sebeple Türk çayında herhangi bir
zirai ilaç kalıntısı bulunmamakta ve dünyadaki en tabii çay konumunda
bulunmaktadır.
Ülkemizde çay ürünü Mayıs - Ekim arasında 6 aylık
süre içerisinde üç sürgün şeklinde hasat edilirken, diğer üretici
ülkelerde bu süre 9 ile 12 ay devam etmektedir. Doğu Karadeniz
Bölgesinde 830.000 dekar çaylık sahada yaklaşık 208.000 üretici çay
tarımı ile uğraşmakta, yıllık yaş çay ürünü rekoltesi iklim ve tarımsal
teknik koşullara bağlı olarak 1200-1250.000 ton arasında
değişebilmektedir.
Çay üreticilerinin %80'i 0.5 - 5 dekar, %17'si 6 - 10 dekar, %2'si 11-15
dekar, % 1'i 16-30 dekara kadar çaylık alana sahiptir. Çay tarımı
çoğunlukla küçük aile işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır.
Çay, tropikal bölgelerde ve iklim bakımından nemli olan, çok yağışlı
sıcak alanlarda yetişmektedir. Bu şartlara sahip, deniz seviyesinden
yüksek bölgelerde daha kaliteli ürün alınır. Bitkinin yetişebilmesi için
yağmurun, özellikle gelişme devrelerinde, muntazam ve devamlı olarak
yağması gerekir. Çay bitkisi kireçsiz bol asitli toprakları sever.
Türk Çayının üretimi modern teknoloji kullanılarak yapılmaktadır. Üretim
aşamalarının hiçbirinde kimyasal madde veya herhangi bir katkı maddesi
kullanılmamaktadır. Çaykur üretimde doğadan aldığı saflığı
tüketicilerinin bardağına kadar korumayı ilke edinmiştir.
Doğanın Yeşili ile Denizin mavisinin buluştuğu yer olan RİZE ve
yöresinde yoğun bir şekilde yetişen bu ürün her sabah kahvaltımızla
bizimle beraberdir...
Theacea familyasının
Camellia sinenensis (Thea sinensis L.) türüne giren kültür
bitkileri üzerindeki genç sürgünlerin
ucunda
oluşan, tepe tomurcuğu ile bu tomurcuğun altındaki taze ve körpe birinci
ve ikinci yapraklardan oluşan, lif vermeyen ve usulüne uygun olarak
toplanan filizlerdir. Bu iki tam yaprak ve bir tepe tomurcuğundan oluşan
çay sürgününe iki buçuk yaprak denir. Tomurcuktan henüz ayrılmamış, sap
ve ayası oluşmamış, gelişme durumundaki yapraklar da tomurcuktan
sayılır.
Camellia Sinensisin üç varyetesi vardır: Camellia Sinensis Var. Sinensis (Çin
Çayı), Camellia Sinensis Var. Assamica (Assam Çayı), Camellia Sinensis Var.
Cembodiensis (Kambodca çayı)
Çin Çayı
Küçük mat ve sert yapraklıdır.
Terkibinde tanenli maddeler ve kafein miktarı Assam çayına ve diğerlerine
nazaran azdır.
Dem rengi hafif,
Yaprak verimi az, soğuğa oldukça dayanıklıdır.
Assam Çayı
Yaprak büyük, parlak yumuşak ve dala göre asık şekildedir.Terkibinde aromatik bileşikler ve kafein bakımından Çin çeşidine göre zengin dem
rengi kuvvetlidir.
Yaprak verimi fazla olmakla beraber soğuklara ve olumsuz şartlara karşı
dayanıklı değildir.
Yaş çay yaprağı, sağlam, temiz, tam, ezilmemiş, pörsümemiş, solmamış,
küflenmemiş olmalı, üzerlerinde güneş yanığı, hastalık ve zararlıların
izleri ve aşırı nem bulunmamalı, aralarında ve üzerlerinde hiç bir
yabancı madde olmamalı, kendine özgü renk ve kokuda, taze ve körpe
görünüşlü olmalıdır.
Üç Buçuk Yaprak:
Üç buçuk yaprak, üç tam yaprak ve bir tepe tomurcuğundan oluşan çay
sürgünüdür. Çok Yapraklı Filiz: Bir tepe tomurcuğu ve üçten fazla tam yapraktan
oluşan çay sürgünüdür. Kör Yaprak: Tepe tomurcuğu hiç oluşmamış veya gereğince gelişmemiş iki
veya daha çok yapraklı çay sürgünüdür. Taze Kör Yaprak: Çay yapılabilecek ölçüde taze olan kör yapraktır. Kart Kör Yaprak: Çay yapılamayacak kadar kartlaşmış olan kör
yapraklardır. Taze Tek Yaprak: Çay sürgünlerinden herhangi bir sebeple koparılan
veya ayrılan çay yapraklarıdır. Kart Yaprak: Kesimin gecikmesi
sonucu çay yapılamayacak kadar kartlaşmış olan iki buçuk yapraklı
sürgündür.
Çay
bitkisi doğada büyümeye bırakıldığı zaman bir ağaç görünümü alır.
Gelişme yüksekliği türlere göre farklılıklar gösterir. Çay bitkisi
yaprağını dökmeyen bir bitkidir. Yeterli düzeyde sıcaklık ve nemin
bulunduğu yerlerde yıl boyu sürgün oluşumu sürer. Yeterli düzeyde
sıcaklık ve nemin bulunmadığı yerlerde, soğuk mevsimlerde, sürgün
oluşumu duraklar, yaprak ve tomurcuklarda gelişme olmaz. Sürgün
döneminde yağmurun bol ve sıcaklığın yeterli olması gerekir, aksi
taktirde bitki beklenen sürgünü veremez, gelişme önemli ölçüde geriler
ve dolayısı ile ürün miktarı önemli ölçüde azalır. Çay bitkisinde güçlü
bir ana kök (kazık kök) ile çoğunlukla 2-3 sıralı yan kökler vardır.
Genel olarak gelişmenin üçüncü yılından başlayarak saçak kökler oluşmaya
başlar. Ana kök oldukça derinlere gider ancak, saçak kökler toprağın
yüzeyine çok yakın bulunur. Çay bitkisinin gövdesi esmer ya da koyu
esmer renktedir. Dallanma özelliği yüksektir.
Çay Tohumu ve Çay Çiçeği
Çay çiçek açan bir bitkidir.
Çiçeği beyaz renkli ve güzel kokuludur. Çiçek açma zamanı çeşide ve
gelişme ortamına göre değişir.
Çiçek tohumlarının oluşması ve açması, çay
yapraklarında aroma maddelerinin birikmesine yol açar. Bu nedenle bu
mevsimde alınan yapraklar nitelikli çay üretimi için ayrı bir önem
taşır. Çay bitkisinde meyveler olgunlaşmadan önce yeşil olup, kalın
kabuklu, yaklaşık 2.5 cm çapında ve 1-4 bölmelidir. Meyve sapı kısadır.
Meyvenin her bölümünde genellikle bir tohum
oluşur. Meyve olgunlaştığı zaman tohumlar kahve renkli olur ve bölmeler
açılarak tohumlar dökülür. Tohumlar genellikle 1-2 cm çapında küre ve
yarım küre şeklindedir. Tohumların üzeri sert bir kabukla kaplıdır.
ÇAY BİTKİSİ
Latince adı, Camelia Sinensis olan çayın
anavatanının Yukarı Brimanya olduğu kabul edilir. Buradan
da kuzey doğuya ve güney batıya yabanıl olarak yayıldığı
düşünülmektedir. Günümüze gelinceye kadar çayın başlıca çeşitleri
olan Assam ve Çin çaylarından çok sayıda melez oluşturulmuştur.
Bugün yaklaşık 1500 çeşit çay vardır.
Çin çay bitkisinin almaşık
dizilişli derimsi yaprakları, en çok 12 cm uzunluğunda, 2 cm
genişliğindedir. Mızrak biçimindeki yaprakların kenarları dişli,
kimi zaman hafif kavislidir. Assam çayının yaprağı ise ovaldir ve
uca doğru incelir. Çin çayına göre daha sulu olan yapraklarının
uzunluğu 15-25 cm’yi, genişliği 10 cm’yi bulabilir. Çin çayı 3-4 m
uzayabilirken, Assam bitkisinin boyu 8-15-30 m’yi bulabilir ve
budanmadığı zaman bir orman oluşturabilir. Fakat ürünün kolaylıkla
toplanabilmesi için bu bitkilerin boylarının 2 m’yi geçmesine izin
verilmez. Purning denilen bu işlem sayesinde yoğun bir bitki
tabakası oluşur.
Tarım alanının iklimi ve deniz
seviyesinden uzaklığı, çayın kalitesini belirleyen önemli etkendir.
Çin çeşidi, karakteristik yapısı nedeniyle daha çok ılımlı
bölgelerde yetiştirilmeye uygundur. Assam çeşidi ise, sıcak
bölgelerde de yetişir. Günümüzde Çin ve Assam bitkilerinden çok
sayıda melez oluşmuştur. Böylece hem has hem de dayanıklı farklı
türler elde edilir. Bunların en önemlisi çok dayanıklı bir ürün olan
Assam melezidir. Bu çayın bir fidanı yılda yaklaşık 200 gr ürün
verir.
Çayın aromasının yoğunluğu, her
şeyden önce tarım alanının denizden yüksekliğine bağlıdır. Çay
bitkisi ne kadar yüksekte yetişirse, aroması o kadar iyi olur. Deniz
seviyesinden 2400 m yükseklikte yetiştirilen Seylan Çayı,
üretimindeki zorluğu ve yoğun aroması nedeniyle, son derece
değerlidir.
Çayın tadını ve kalitesini
belirleyen başka bir özellik de, hasat sırasında en üstte bulunan
iki yaprakla çay filizinin elle koparılmasıdır. İklim ve toprak gibi
sürgün adı verilen çay hasatları da çayın tadının farklılaşmasında
etkendir.
Çay yaprağında yaklaşık %12
oranında tabaklama maddeleri ve % 2.5-4 oranında kafein vardır. Çay
tadını ve uyarıcı etkisini bir alkoloid olan kafeine borçludur. Çay
bitkisinin yaprak uçları ve üstteki yaprakları daha çok kafein
içerir.
Çay Üzerine
Kar (Resimleri büyütmek için üzerlerine tıklayın...
Hasat olgunluğuna gelmiş çay sürgünü
Budanmış ve uç alınması yapılmış ocaklarda gelişme üstünlüğü tek filizde
olmayıp gövde ve dallar üzerinde bir çok tomurcuk gözlerini aktif duruma
geçmesini sağlar. Genel olarak koparılan her filizin altındaki sürgün gözleri
aktif duruma geçmektedir. Yapılan çalışmalarda yağışın yeterli olduğu mevsimde
yaprak koltuğunda gelişen tomurcuğun toplama olgunluğuna erişmesi (2.5-3.5
filiz) bir üsteki filizin koparılmasını izleyen 42 gün içerisinde olmaktadır.
İlk 28 günde büyüme çok yavaştır. Büyüme hızı 28.günden 35.güne kadar artan
oranlarda olup, 35.günden 45.güne kadar maksimumdur. Sürgünün uç kısmı,daha çok
dört ve beşinci yaprağa kadar yeşil aşağı kısımları kahverengidir.Çay sürgünleri
ortam ve iklime şartlarına bağlı kalmaksızın büyümeleri esnasında bariz bir
dinlenme periyodu gösterirler. Dinlenme devresine giren sürgünün tepesinde,
normal gelişmesine devam eden sürgünün tepesindeki tomurcuk kadar uzun ve dolgun
olmayan 5mm kadar uzunlukta bir tomurcuk oluşur ki buna Banjihi dinlenme
tomurcuğu denir.
KÖK
Bir ana kökten çıkan kuvvetli yan köklere ve bu yan kökler üzerinde daha ziyade
toprak yüzeyine yakın saçak köklere sahiptir. Bazı çeşitlerde yan kökler kazık
kök gibi toprak derinliklerine de gidebilir. Bitkiyi besleyen köklerin ağırlığı
genel kök ağırlığının % 5 Kadardır. 1-2 mm den kalın köklerin hücrelerinde bol
miktarda nişasta bulunur. Budanan bitki depo edilmiş olan bu besin maddesi
sayesinde gelişmesini sağlar.
YAPRAK
Kısa bir sapa sahip olan her dem yeşil olan yapraklar yumurta biçiminde uca
doğru sivridir. Olgunlaşmış yaprakların kenarları az veya çok dişlidir. Boyları
çeşide göre değişik olarak 3-35 cm uzunluktadır. Gelişmenin ilk safhasında ve
budamadan sonra teşekkül eden sürgünler üzerindeki yapraklar daha büyük olur.
Çay yaprağının yüzeyi düz veya kabarık ucu küt veya sivri (gagalı) sarı yeşilden
koyu yeşile kadar değişik tonlarda bir renk oluşmaktadır. Doku özelliği itibarı
ile yaşlı yapraklar deri hissini verir, üst yüzeyleri parlak ve koyu yeşildir.
SÜRGÜN
Sürgünler, olgunlaşmış yaprakların koltuklarında bulunan odun gözlerinden
oluşur. Çay ocağını oluşturan dalların üst kısımlarında bulunan yaprak
koltuklarındaki sürgün gözleri aşağıdaki sürgün gözlerine göre üstün durumdadır.
Ancak yukarıdaki gelişen filizin koparılması ile büyüme üstünlüğü hemen bir
alttaki yaprak koltuğunda gelişen tomurcuğa geçer. Bir çay bitkisi sürgünü
üzerinde değişik şekillerde yapraklar görülür. Bu yapraklar ayrı ayrı
isimlendirilmiştir. Büyümekte olan bir sürgün şu şekilde adlandırılır:
Tomurcuk ( Floveri-piko),
Birinci Yaprak (Oranj – Piko)
İkinci Yaprak (Piko)
Üçüncü–Dördüncü Yaprak (Sukong)
Beşinci –Altıncı Yaprak (Kon)
Çayda 2. Yaprakta kafein en çok bulunur 1.ve 2. yaprakta ise daha azdir. diğer
yaprakalrda giderek azalır. Polyfenöl içeriği ise yapraklarda aşağıdaki gibi
olmaktadır.
MOR
ÇAY (Purple Tea)
Mor çayın hafif bir morumsu rengi olup, hem yeşil hem siyah çay özelliklerine
sahiptir. Kafeini azdır. İçiminde hoş bir meyvemsi, toprağımsı veya odunumsu
tat hissedilebilmektedir. Çay sarhoşluğu ve tanen acılığı vermemektedir.
Kenya'da mor çay'a "süperçay" deniliyor. Mor
çay'ın, yeşil çay ve siyah çaya benzer sağlık avantajları sunduğu; ancak daha
üstün olduğu ve aynı zamanda güçlü susuzluk giderici olduğu iddia ediliyor.
* Antosiyaninler,
polifenoller ve kateşinler de dahil olmak üzere antioksidan yönünden yüksektir.
* HG olarak
adlandırılan ve başka herhangi bir çay ya da gıdada bulunmayan özel bir
polifenol türü ile zengindir (bazı insanlar GHG'nin büyük kilo verme
sonuçlarıyla bağlantılı olduğuna inanmaktadır)
*Sindirimi
kolaylaştırır ve
kilo kaybına yol açabilecek metabolizma hızını arttırır.
* Siyah veya yeşil
çaydan daha düşük kafein
* Anti-kanser yararları sağlayan yüksek bir antioksidan içeriği
* Kardiyovasküler hastalıklar ve hipertansiyon riskini azaltmaya yardımcı olan
antosiyaninler içerir
* Düşük kafein içeriği, kan şekeri metabolizmasını arttırır, görüş ve kolestrolü
geliştirir
* Saç
dökülmesinin önler, yaşlanma karşıtı özelliklere sahiptir.
TS ISO 6079 Çözülebilir çay-Katı halde-Özellikler
TS ISO 7516 Katı halde çözünebilir çay-Numune alma
TS ISO 9768 Çay-Su ekstraktı tayini
TS ISO 7513 Çözünebilir çay-Katı halde-Rutubet tayini (103 °c'da kütle kaybı)
TSE K 30 Aromalı siyah çay
TS 12929 Poşet süzme siyah çay
TS 12929/T1 Poşet süzme siyah çay
TS 12691 Yeşil Çay
TS 4281 Adaçayı
TS ISO 9768/tst T2 Çay-Su ekstraktı tayini
TS 1561 Çay - Ögütülmüş numunenin hazırlanması ve kuru madde tayini
TS 1562 Çay-Rutubet tayini
TS 1564 Çay-Toplam kül tayini
TS 1565 Çay-Suda çözünen kül ve suda çözünmeyen kül tayini
TS 1567 Çay suda çözünen külde alkalilik tayini
TS ISO 1839 Çay-Numune alma
TS 3224 Çay tohumu
TS 3225 Yaş çay yaprağı
TS 3225 /T1 Yaş çay yaprağı
TS 3907 Çay- Duyusal değerlendirme için hazırlama
TS 4600 ISO 3720 Siyah çay-Tarif ve temel özellikler
TS ISO 6078 Siyah çay-Terimler ve tarifler
TS ISO 6770 Çözünebilir çay- Gevşek (serbest akış) ve sıkıştırılmış yığın yoğunlukları tayini
TS ISO 10727 Çay ve katı haldeki çözünebilir çay - Kafein içeriğinin tayini - Yüksek performanslı sıvı kromatografi yöntemi
TS ISO 9768/T1 Çay-Su ekstraktı tayini tadil 1
TS ISO 9884-2 Çay torbaları-Özellikler-Bölüm 2: Paletli ve konteynerli çay taşıması için torbaların performans özellikleri
tst 12929 Poşet süzme siyah çay
TS 12933 Bitkisel çaylar
TS 12933/T1 Bitkisel çaylar
TS 12933/T2 Bitkisel çaylar
TS ISO 15598 Çay-Ham lif içeriğinin tayini
TS ISO 6079 Çözülebilir çay-Katı halde-Özellikler
TS ISO 7516 Katı halde çözünebilir çay-Numune alma
TS ISO 9768 Çay-Su ekstraktı tayini
TS ISO 7513 Çözünebilir çay-Katı halde-Rutubet tayini (103 °c'da kütle kaybı)
TSE K 30 Aromalı siyah çay
TS 12929 Poşet süzme siyah çay
TS 12929/T1 Poşet süzme siyah çay
TS 12691 Yeşil Çay
TS 4281 Adaçayı
TS 13763 Melisa
TS ISO 9768/tst T2 Çay-Su ekstraktı tayini
TS 1561 Çay - Ögütülmüş numunenin hazırlanması ve kuru madde tayini
TS 1562 Çay-Rutubet tayini
TS 1564 Çay-Toplam kül tayini
TS 1565 Çay-Suda çözünen kül ve suda çözünmeyen kül tayini
TS 1567 Çay suda çözünen külde alkalilik tayini
TS ISO 1839 Çay-Numune alma
TS 3224 Çay tohumu
TS 3225 Yaş çay yaprağı
TS 3225 /T1 Yaş çay yaprağı
TS 3498 ISO 2256 Kuru nane- - özellikler
TS 3907 Çay- Duyusal değerlendirme için hazırlama
TS 4600 ISO 3720 Siyah çay-Tarif ve temel özellikler
TS ISO 6078 Siyah çay-Terimler ve tarifler
TS ISO 6770 Çözünebilir çay- Gevşek (serbest akış) ve sıkıştırılmış yığın yoğunlukları tayinif
TS ISO 7514 Çözünebilir çay (katı halde)-Toplam kül tayini
TS ISO 9768/T1 Çay-Su ekstraktı tayini tadil 1
TS ISO 9884-2 Çay torbaları-Özellikler-Bölüm 2: Paletli ve konteynerli çay taşıması için torbaların performans özellikleri
TS ISO 10727 Çay ve katı haldeki çözünebilir çay - Kafein içeriğinin tayini - Yüksek performanslı sıvı kromatografi yöntemi
TS 12929 Poşet süzme siyah çay
TS 12933 Bitkisel çaylar
TS 12933/T1 Bitkisel çaylar
TS 12933/T2 Bitkisel çaylar
TS ISO 15598 Çay-Ham lif içeriğinin tayini
Dünyada, ülkemizin de içinde bulunduğu 40 kadar
ülkede çay tarımı yapılmaktadır. Dünya çay üretimi (siyah ve yeşil) yaklaşık
3.400.000.- tondur.
DÜNYA ÇAY ÜRETİMİNDE
·
Türkiye'nin
Çay Konusunda Dünya Üzerindeki Yeri:
Çay tarım alanlarının
genişliği bakımından üretici ülkeler arasında 6.
sırada,
Kuru çay üretimi bakımından üretici ülkeler
arasında 5. sırada,
Yıllık kişi başına tüketim bakımından çay
üreten dünya
ülkeleri arasında 1. sırada yer almaktadır.
Dünya Üzerinde Çay genel olarak İki Şekilde
Tüketilmektedir:
%75 siyah çay diye tabir edilen fermente edilmiş
çay,
%25 yeşil çay diye tabir edilen fermente edilmemiş
çaydır.
Peki Çay nasıl Toplanıyor..İşte ...Çayın
toplanmasına "Çay makası" diye adlandırılan, kesici bıçaklı, torbalı ve çift
kollu makineler kullanılmaktadır.
Çay
toplamanın zevki bir başkadır. Çay toplarken fıkra
anlatmalar, şarkı söylemeler her zaman karşılaşılan
eğlencelerdir..RİZE'de
Çayın gübrelenmesi için;
organik ve kimyevi gübreler kullanılır. Organik
gübrelerin başında ahır gübresi gelir. Bitki
artıkları ile çaylıkların yüzeysel olarak örtülmesi
de organik gübre olarak kabul edilir.
Ahır Gübresi
Toprağın su kapasitesini artırır, Su geçirgenliğini
olumlu yönde etkiler.
Suyun toprak yüzeyinden akmasına, buharlaşmasına ve
verimli toprağın taşınıp götürülmesine engel olur.
Toprağın kolay tava gelmesini sağlar
Kumlu topraklarda, toprak parçacıklarını
birbirlerine bağlar
Killi topraklarda parçacıklar arasındaki bağı
gevşeterek kök gelişmesi için daha uygun ortam
hazırlar
Toprak havalanmasına olumlu etki yapar
Parçalanması sonucu oluşan karbondioksit ve organik
asitler bitki besin maddelerini bitkiye yarayışlı
hale getirir.
Toprak sıcaklığını bitki gelişmesi için uygun duruma
getirir
Toprak mikroorganizmalarının üzerinde de olumlu etki
yaparak, toprakta biyolojik değişmelerin hızını
artırır.
Ahır gübresinin etkisi, giderek azalmak suretiyle,
3-4 yıl sürer.
Bitki Artıkları
Çaylıkların bitki artıkları ile örtülmesi,toprak ve
su korunmasında etkili olur.
Organik gübre olarak, bitki artıklarının yanında sap
ve saman karışımı, orman ağaçlarının yaprakları,
özel olarak bu amaç için yetiştirilmiş ot ve benzeri
bitki materyalleri kullanılabilir.
Budama artıklarının bahçeden atılmayarak, bahçeye
serilmesi organik gübre olarak önem taşımaktadır.
Toprağı güneşin ve rüzgarın olumsuz etkisinden
korur.
Toprağın çatlamasını önlediği gibi, yağmur
damlalarının etkisi ile toprağın balçıklaşmasını da
önler
Toprak yapısını düzelterek kök gelişmesi için uygun
ortam hazırlar.
Kimyevi Gübreler
Kimyevi gübreler, bileşiminde bir veya birden çok
bitki besin maddelerini ihtiva eden gübrelerdir.
Öncelikle organik gübre tercih edilmelidir. Yeterli
organik gübre olmaması durumunda, kimyevi gübreler
kullanılır.
Çaylıklara Gübre Verilme Zamanı ve Miktarı
Çaylıklara 3-4 senede bir, dekara 3 ton ahır gübresi
verilebilir.
Ahır gübresi budamadan önce verilmelidir.
Budanan çaylıklara Mart - Nisan, diğer çaylıklara
ise Kasım - Aralık aylarında gübre verilebilir.
Gübre çay ocaklarının arasına taç iz düşümü dikkate
alınarak eşit kalınlıkta serilmeli ve hafif çapa
yapılarak toprağa karıştırılmalıdır.
Yapılacak çapanın derinliği 5 cm 'yi geçmemelidir.
Kimyasal gübreler çaylıklara toprak yüzeyine düzgün
şekilde serpilerek uygulanır.
Düz alanlarda kurulu çaylıklarda gübreler, bitkinin
taç iz düşümü dikkate alınarak, daire şeklinde bitki
etrafına serilerek verilmelidir.
Meyilli alanlardaki çaylıklara da mümkün mertebe,
gübreler eşit ve düzgün şekilde toprak yüzeyine
serpilerek verilebilir.
Dar teras yapılmış alanlardaki çaylıklarda ise
gübreler, terasın iç ya da yukarı kısmına, toprak
yüzeyine serpilerek uygulanır.
Gübreler hiçbir zaman çaylıkların üzerine serpilerek
verilmemelidir. Bu şekilde yapılan gübreleme, çay
bitkisinin yapraklarında zarar meydana getirmekte
ayrıca, gübrenin büyük bir bölümü toprağa ulaşmadan,
yağmurla yıkanıp gitmekte, bitki bu gübreden
faydalanamamaktadır.
Toprağa verilecek kimyasal gübre miktarı toprak
analizleri sonucunda belirlenmelidir. Son yıllarda
yapılan toprak analizleri sonucunda çay bahçelerinde
kullanılacak en uygun kimyasal gübrenin 25:5:10 ( N
P K ) terkibindeki kompoze gübre olduğu tespit
edilmiş olup, her yıl dekara 70 kg kompoze gübre
verilmesi önerilmektedir.
Gübrelemeden evvel yabani otların sökülüp
çıkarılmalıdır.
Bir den fazla mevsim içinde dağıtarak gübre
vermelidir.
Birinci gübre, ürün miktarını artırmak için mevsim
başında, kökler faaliyete geçmeden Şubat/Mart
aylarında,İkincisi, Mayısda ocakları kuvvetlendirmek
için,Üçüncüsü Eylül ve Ekimde ürün artışı için
Temmuzda verilebilir
Çay
Satın Alırken: Çay, kimyasal
yapısı itibariyle çok çabuk nem ve koku çekmeye
müsait bir üründür. Bu sebeple satın alacağınız
çayın markette teşhir edildiği reyonun yeri
önemlidir. Çayınızı alırken çay paketlerinin
bulunduğu rafların deterjan, parfüm, kedi-köpek
mamaları gibi kokulu ürünlerin uzağında olmasına
dikkat edin. Ayrıca ambalajı sağlam olmayan çayları
satın almayın.
Çayı
Kullanırken ve Saklarken:
Doğru reyon ve sağlam ambalaj
içinde alınan çay, kullanım için açıldığında hava
almayan bir kapta ve kuru ortamda saklanmalıdır.
Kokulu ürün diye tabir edilen deterjan, baharat,
parfüm v.b. maddelerden tamamen ayrı bir yerde
muhafaza edilmelidir.
Ayrıca dikkat edilmesi gereken bir diğer husus,
çayın kendisine has görünüş, renk ve kokuda
olmasıdır. İçerisinde gözle görülebilen yabancı
madde bulunmamalıdır.
ÇAYIN İÇİNDEKİ ANTİOKSİDANLAR CİLDİ DNA
HASARINA KARŞI KORUR
Çay; kateşin barındırır ve güçlü antioksidan içerir. Taze, fermente
edilmemiş çay yapraklarından üretilen yeşil çay, önemli miktarda kateşin
barındırır. Tüm kateşinler; güçlü ve E, C vitaminine göre 50 kat daha
fazla antioksidan kapasitesine sahiptir. Bu güçlü antioksidan; koruyucu
gücü ile UV ışınlarına maruz kalmaya ve DNA hasarına karşı cildi korur.
White tea, yani beyaz çay; tomurcuk ve genç bitki yapraklarının
kurutulmasıyla elde edilir. Çok az oksidasyona uğradıkları için, beyaz
çay polifenolleri çok yüksek bir konsantrasyon içerir.
Çay özleri, yeni kolajen oluşumunda C vitamini aktivitesine sahiptir.
Ayrıca cilt tonu ve yapısını geliştirmede de faydalıdır.
C vitamini etkisine sahip olan çay, aynı zamanda güçlü bir serbest
radikal özelliğine sahiptir. Parlak bir cilde sahip olunmasına yardımcı
olur.
Kırmızı çayın içinde bulunan Chrysoriol Rooibos maddesi bir başka önemli
polifenoldir. Bu bileşik, güçlü antioksidan kapasitesinin yanı sıra
anti-inflamatuar ve antimikrobiyal özellikleriyle de bilinmektedir. Bu
madde, güçlü antioksidan özelliği nedeniyle cilt yaşlanmasına engel
olur.
Çay'da Fire oranı ortam
şartlarına göre değişmekle birlikte, kabul
edilebilir fire oranları aşağıda verilmiştir.Bu
değerler maximum değerler olup üretim şartlarına
göre değişebilmektedir.
* Çay pakette fire vermez.
* Çay paketleme işinde, çaylar açık ve paketler halinde
alınarak harmanlanıp, 100 gr.lık kutulara konulması
halinde (dökülme-saçılma gibi olaylarda) meydana
gelebilecek fire ve zayiat oranı % 1 olabilir.
* Çayın satışında fire söz konusu değildir.
* Çay hülasasının (instant tea) özellikle toz haline
getirilmesinde ve burada ambalajlanmasında
uygulanacak fire oranı maksimum % 2'dir.
* Çayların alınması belli bir tasnif işleme tutularak 250
gr., 500 gr. ve 1000 gr.'lık paketlere doldurulması,
nakliye ve depolama aşamalarında uygulanacak
toplam fire oranı maksimum % 3'dür.
* 1 Kilo (Kuru çay) Çay'dan 225 fincan (kaliteli) 285 fincan (vasat) çay çıkar. (Kaliteli
Çaylarda bu rakamlar % 60 artabilir)
* Paketlenmiş çayın, tahmil, tahliye ve depolanması esnasında
uygulanacak fire oranı maksimum % 1 civarındadır.
Kaçak Çayın Zararları, Türkiye, çay üretimi bakımından
Dünya üzerinde en çok pazara sahip olan ülkelerin başında gelmektedir.
Dünyanın belki en kaliteli çayları denilebilecek kadar sağlıklı ve lezzetli
çaylarıdır. Ayrıca Çay bizim ülkemizde,
en iyi şartlarda ve insan sağlığına olumsuz etki sağlayacak hiç bir duruma maruz
bırakmadan üretilir. Buna rağmen özellikle,
ülkemize Güney Doğu komşularımız, olan Suriye, Irak ve İran gibi ülkelerin
üzerinden, çoğu zaman eşek sırtıyla sınırlarımız
içerisine kaçak olarak sokulmaktadır. Son derece sağlıksız olan bu çaylar, İran
tarafından, Hazar Denizi kıyılarında
üretilmektedir. Hazar denizinin kıyıları çok nemli ve elverişsiz olduğu için,
böceklenme çok fazla olur.
Bu yüzden üretilen bu çaylar çok fazla böcek ilacına maruz kalmaktadır.
Ne yazık ki, Güney Doğu halkının yarısından fazlası bu son derece sağlıksız
olarak üretilen kaçak çayları kullanmaktadır.
Bütün sağlık kuralları ihlal edilerek üretilen kaçak çayların insan sağlığına
bir çok zararları vardır.
Ayrıca kaçak olarak piyasaya sürüldüğü için, hiç bir sağlık denetiminden
geçirilmemektedir.
Diğer taraftan, her hangi bir yasal işlem uygulanmadığından vergi dahilinde
değildirler.
Bu yüzden, ülke ekonomisine çok ciddi zarar vermektedir.
Kaçak çayın insan sağlığına olan zararlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Kaçak çayların hepsinde, haşere zehri olan, pestisit maddesi vardır.
Bu da kanserojen bir maddedir.
Kaçak çayın içinde bol miktarda bulunan bu madde insan sağlığına gerçekten çok
zararlıdır.
Bir çok hastalığın, başlamasına veya ilerlemesine neden olur.
Kaçak çay, başta reflü olmak üzere bir çok mide rahatsızlığına neden oluyor.
Çok fazla kaçak çay tüketimi ilerleyen zamanlarda Demir eksikliğine bağlı olarak
kansızlığı artırmaktadır.
Türk çayına göre çok daha uyaran madde içerdiğinden uyku bozukluklarına neden
olmaktadır.
Birçoğu suni olarak boyar madde ile renklendirildiği için, kaçak çay tüketen
kişilerin diğer insanlara göre,
kansere yakalanma riskleri çok daha fazladır.
ÇAYIN HİKAYESİ
Çayın alt demliği kaynanadır. Sürekli kaynar durur. Hatta dikkat edilmezse taşabilir.
Üst demlik gelindir alt demlik kaynadıkça onunda harareti artar ama zamanlada olgunlaşır ve demlenir.
Gelinin kocası bardaktır her iki çaydanlıktanda yeterince nasibini alır.Biraz kaynana doldurur onu biraz da gelin, bu nedenlede denge unsurudur.
Açık ya da demli çayın hoşa gitmemeside bundandır.
Çocuklar çayın şekeridir, tat verir. Çok şeker, çayın lezzetini bozar.
Şekersiz çaya alışanlara ise bir tanesi bile fazla gelir.
Görümce ise çay kaşığıdır. Arada bir gelir karıştırıp gider.
Kayınpedere gelince o da çay tabağıdır. Çayın demine suyuna karışmaz.
Bir kenarda lök gibi oturur. Sadece dökülenleri toplar ve çevreye zarar vermesini engeller.
Ancak arasıra boşaltılması gerekir. Yoksa taşıp herşeyi berbat edebilir.
Çay süzgeci ailenin sahip olduğu değerlerdir. Aileyi dış müdahalelerden korur. Delikleri büyük olursa çayın tadı kaçar.
Suyu ısıtan ateş ise hoşgörüdür. O olmadan çay da olmaz.
Kısacası bir bardak çay ailedir.
Ve…
Ağız tadı ile içilen bir bardak çayın üstüne yoktur.
ÇAY Deyipte Geçmeyin !
Ahmed Yesevi Hazretleri,
Çin hududundaki Hıtay (Çin demek) adında bir yere gidiyor.
Çok sıcak bir günde yol kenarında dinlenirken, bir köylü, doğum yapmakta
olan zevcesi için dua istiyor.
Hoca, dua ediyor ve doğum kolay oluyor.
Bunun üzerine köylü kendisine çay ikram ediyor...
Hoca Yesevi,o zamana kadar hiç görmediği çayı içince rahatlıyor ve
harâreti gidiyor.
Ellerini açıp dua ediyor;
-"Ya Rabbi bu içeceğe revaç ver. Bizi sevenler içsin, faidelensinler."
Çayın Türkistan'da bilhassa tasavvuf erbabı arasındaki rağbetini bu
duaya bağlarlar.
Dervişleri uyanık ve zinde tuttuğu için "Evliya Çorbası" da denir.."
Çay içelim, çay içelim,Nefsü hevadan geçelim" diye ilâhiler bile vardır.
Ehl-i dil; "Çay, Peygamber efendimiz zamanında olsaydı, Allahü Teala
bilir ya sünnet olurdu.
Zirâ çay sohbete sebeptir." demişler.
Çaya çay demek için içme şartlarına riayet edilmelidir.
“Çay kadehde dide-efrûz olmalı,
Lebrengü lebrizû lebsûz olmalı."
-Şu halde çay, küçük ve şeffaf bardakta göz doldurmalıdır.
Dudak renginde,dudağına kadar dolu ve yakıcı olmalıdır.-
Yarısına kadar konmuş çay bardağını görüp, kahveci çırağına;
-"Bu ne oğlum?" diye sorup da; -"Dudak payı" cevabını alan müşterinin;
-"Yavrum ben de deveye benzer bir hâl mi var?
Benimkini kulaklarına kadar doldur" dediği meşhurdur.
Çayın haddi yoktur.
1 çay beyhûde,
2 çay faide,
3 çay kaide,
iç 4'ü at derdi,
madem çıktın 5'e,
sürgit 15'e".
Sohbet-i erbâb-ı dil bir lafza sensiz olmasın.Hürmetin inkar eden, dünyada hürmet bulmasın.
Bu beyit de çay için söylenmiştir.
İnsan çaya benzer; sıcak suyun içinde demlenene kadar gerçek rengini
bilemezsiniz.
Çayı közde, sevgiyi gözde, tebessümü yüzde, adamlığı özde, mutluluğu
azda arayın.
Yalnızların yarenidir çay.
Geleydin bir çay içimi; sen çay dökerdin, ben de içimi…
Çay henüz her şey bitmedi demektir…
Bir çay içecek dostu olanlara selam olsun.