Mimoza Yükleniyor... Lütfen bekleyin... |
|
Seni bulmaktan önce aramak isterdim, Seni
sevmekten önce anlamak isterdim, |
Nasihat ve Öğütler mutlaka okuyun ! | |
HİÇ BİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR!! Bazen hayatımıza giren öyle insanlar olur ki;onların belli bir amaca hizmet etmek,bize bir ders vermek,kim olduğumuzu yada olmak istediğimizi bulmamıza yardım etmek için bizimle olduklarını yüreğimizin derinliklerinde hissederiz... Bu insanların kim olacağını asla önceden kestiremezsiniz. Belki oda arkadaşınız,komşunuz,profesörünüz,uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaşınız,sevgiliniz yada belki de sadece göz göze geldiğiniz bir yabancı... Her kim olursa olsun,o kader anında hayatınızın bir biçimde etkileneceğini bilirsiniz. Bazen hayatınızda öyle korkunç olaylar yaşarsınız ki,o anda bu olaylar size korkunç acı dolu,haksız gibi görünür. Ancak fırtına dindikten sonra bütün bu olayların üstesinden gelmemiş olsaydınız,asla potansiyelinizin,gücünüzün,azminizin ve yürekliliğinizin farkına varamayacağınızı anlarsınız... Her olayın bir gerçekleşme nedeni vardır. Hiçbir şey tesadüfen,kötü ya da iyi şans nedeniyle gerçekleşmez. Hastalık,yaralanma ve deneyimsizlikler,ruhumuzun sınırlarını test eden olaylardır. İster olaylar,ister hastalıklar,ister ilişkiler olsun,bu küçük testler olmasaydı hayat hiçbir yere varmayan düz ve sıkıcı bir yol gibi uzayıp giderdi. Güvenle ve rahat,ancak boş ve amaçsız.Yaşamınızı,başarılarınızı ve düşüncelerinizi etkileyen insanlar,kimliğinizi yaratan insanlardır. Kötü deneyimler bile birilerinden öğrenilebilir. Bu dersler en zor,ancak büyük bir ihtimalle en önemli olanlardır. Eğer biri sizi kırar,ihanet eder ya da üzerse,size güveni ve kalbinizi açtığınız birine karşı dikkatli olmayı öğrettikleri için onları affedin. Eğer biri sizi severse ,siz de bunun karşılığında onu koşulsuz sevin. Sadece onlar sizi sevdiği için değil,size sevmeyi ve onlar olmadan göremeyeceğiniz ya da hissedemeyeceğiniz şeylere kalbinizi ve gözlerinizi açmanızı öğrettikleri için... Her günün tadını çıkarın. Her anın değerini bilin ve belki de tekrar yaşayamayacağınız bu andan alabileceğiniz en fazla şeyi almaya bakın. Daha önce hiç konuşmadığınız insanlarla konuşun,onları dinleyin,aşık olun,zincirlerinizi kırın ve gözünüzü zirveye dikin... Başınızı dik tutun,çünkü bunun için her türlü hakkınız var. Kendinize büyük bir insan olduğunuzu tekrarlayın ve kendinize inanın. Eğer kendinize inanmazsanız,hiç kimse size inanamaz. Hayatınızı nasıl istiyorsanız öyle şekillendirebilirsiniz... |
|
SENİN İÇİN DİLEKLERİM Sana, her şeyi paylaşabileceğin biriyle, birlikte olma mutluluğu
dilerim.
Her zaman olmasa da en istediğin zamanlarda, bulduğuna değil umduğuna
sahip olmanı dilerim.
Kötü günlerde senin elinden tutacak kadar Çok mutlu anıların olmasını
dilerim.
| |
Neden tanrı sadece bir kalp verdi bize? Tanrı herkese | |
DERLER ... Cennet; | |
YALNIZ ADAM ! Her nedense yalnızdır adam. Ne kapısını çalan bir dost, ne telefonunda bir ses; ne hayatında bir Kadın, ne yüreğini titreten bir çocuk. Okyanusun ortasında başıboş yüzen eski bir şarap şişesi kadar yalnızdır adam. Üstelik kutsal bir sır gibi korumaktadır ürpertici yalnızlığını. Ve bir gün, penceresine bir kırlangıç konar. Kanatlarının altında hep bir bahar getiren o telaşlı, o hamarat kuş. "Merhaba" der adama, adam şaşırır. Kırlangıcın konuşmasına değildir şaşkınlığı. ilk kez bir canlının, sıcacık bir merhaba ile yalnızlık zırhını örselemesine şaşırmıştır. "Eee, merhaba" der adam, isteksizce. "Görüyorum" der kırlangıç "Sen de benim gibi yalnızsın" Kestirip atar adam; "Yalnızlık benim tercihim. Böylesine mutluyum ben." Gülümser kırlangıç, "inanmıyorum" der, "Yalnızlık kimsenin tercihi olamaz!" Adam birisinin, üstelik de bir kusun, hayatını üstüne kurduğu bir inancı tartışmasından öfkelenir; "Bak" der, "seninle tartışmak istemiyorum!" "Ben de seninle tartışmak istemiyorum" der kırlangıç "Benim tek amacım, seninle dost olabilmek." "Bunun ne yararı olacak ki" diye sorar adam. "Konuşuruz" der kırlangıç, "Giderek tanırız birbirimizi." "Tanırsak ne olur" diye sorar adam, kırlangıcın önerisini küçümseyerek. "Birbirimizi tanırsak, güzellikleri paylaşırız" der kırlangıç, "Hüzünleri, acıları, coşkuları, Hatta çirkinlikleri paylaşırız" "Bunları neden paylaşalım ki" der adam, "Güzellikleri büyütmek, acıları ve kötülükleri küçültmek ve dayanılır kılmak için" der kırlangıç. "Git işine" der adam, "Ben bütün bunları paylaşmak istemiyorum." "Pekii" der kırlangıç, uçmak için kanatlarını kaldırırken "Bugünlük gidiyorum fakat iyi düşün,yarın yine geleceğim." Dediği gibi ertesi gün gelir Yalnız adamla kırlangıç arasında yine ve neredeyse aynı konuşma geçer. Bir sonraki gün yine gelir kırlangıç, bir sonraki gün, ve ondan bir sonraki gün de. Adamın direnci giderek kırılmakta, bu sevimli ve hamarat yaratığın değişmeyen önerileri kendisine gittikçe daha sıcak gelmektedir. O gün, belki de kırlangıca "evet" demek üzere olduğunu fark eder adam. Üstelik bu çözülmesinden eksikleşmemiştir de.... Ancak kırlangıç gelmez. Ertesi gün, daha ertesi gün ve daha ertesi gün de gelmez kırlangıç. Meraka düşer yalnız adam. O güne kadar yalnızlığından duyduğu gururunu ayakları altına alarak, bir bilge kişiye anlatır olup bitenleri. Ve kırlangıcın ne zaman döneceğini sorar. Bilgece gülümser bilge kişi. Ve yanıtlar; "Kırlangıçların ömrü, sadece altı aydır..." Dostlukların, zamanında paylaşmaların anlamsız gerekçelerle ertelenmeyeceği günler dileği ile. | |
ÖZLEM Ayrı yolların iki yolcusuyduk seninle.menzilimiz yoktu,bir deli ırmak gibi bulduğumuz her koldan akar giderdik,ve aslında ben sana doğru coşkun duygularla akan bir ırmak gibiydim. Umudum var oldukça,varlığımızın bizi birbirine bağlaması gibi özlemde hasret de benimle beraberdi. Bazen bir masal kahramanı gibi güçlü,bazen hasret kuşları gibi üzgün,kanadı kırık.hasretin acımasız yüzünü görmek,özlemin kalbini kemiren bir duygu olmasını bilmek bile hafifletmiyor sana olan tutkumu, Kalbimin derinliklerinde seni yasamak,sıcaklığını hissetmek,gözlerinde çocuksu mutluluğu yakalamak,ne kadar erişilmez,imkansız gibi olsa da,sen benim özlemimsin.sana ulaşamamak ne kadar ürkütücü,ne kadar zor olsa da bilirim ki; Sen benim özlemimsin,yanımda dahi olsan beklentimsin,içime çektiğim nefesimsin,bunu haykırmak istiyorum,beni duyup hissedeceğini biliyorum.içimdeki bu coşku her zaman var olacak.tıpkı çağlayarak akan şelale gibi,gök gürültüsünün insanı ürperten sesi gibi Aynı yolun üzerinde olmasak da,sen bir yolda ben bir yolda yürümeye devam edeceğiz.bizi taşıyan yollar kesişecek bir yerde.karşılaştığımızda ne sen ne ben yorgun olacağız,aynı coşkuyla aynı tutkuyla tutuşup elele birbirimizin gözlerinde kaybolacağız hasretle,özlemle......... | |
BAZEN HÜZÜNLERDE PAYLAŞILMALI ! Bazen hüzünlerde paylaşılmalı,yanında birisi olmalı,elini tutmalı,sıcak nefesini yüzünde hissetmeli, en sıcak en güzel sözler duyulmalı, Sevinçlerde paylaşılmalı! kalbinin atışı duyulmalı,millerce öteden, gözlerindeki parlaklık ona ulaşmalı, her gülümseyişinde ,içini mutluluk kapladığında onunda seninle olduğunu bilmeli insan,, Tartışabilmelı,,yureklıkle kalbini beynini ortaya koyabilmeli, fikir ayrılıkları görünse de bilinmeli ki, bütün doğrular aynı yönde gitmeli, kendinle fikirlerinle mücadele ettiğini,daha iyisini beraberce bulabilmeli insan.. Duygular akışa bırakılmalı,tıpkı sakin bir nehir gibi, bezende hırcın bir deniz gibi olabilmeli, bazen saclarında tel tel yağmur damlası, bazen avuçlarında dayanılmaz sıcak kum taneleri, gönül gözüyle görebilmeli insan.. Çılgın olabilmeli, her an her yerde delice davranabilmeli,çocuk gibi yarmaz, genç kız gibi asi, kedi gibi nankör olabilmeli. Elini tuttuğu zaman alabilmeli, içindeki yasamı aktarabilmeli, öncesiz ve ezelsiz olmalı insan... Sahiplenmeyi bilmeli,ne çok ne az,ayarını iyi yapmalı,sıkmadan usul usul onunla olmalı, gerektiğinde rahat bırakmalı özgürlüğü tatmalı, elimizde eski bir aşktan kalan tutku damlacıklarıyla baş başa kalmak istemiyorsak, rüzgarları onunla paylaşmak istiyorsak.. Korkusuzca sevebilmeliyiz,,sadece sevebilmeliyiz.... | |
MC Donalds firmasınaYapılan "Gerçek" bir is Başvurusu. 1.Adiniz Soyadınız: Herve JANCQUEUR | |
BAZI ÜLKELERDEN SEÇME ATASÖZLERİ Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin.
TİBET | |
Bebegim Sen; Benim gökyüzümsün Benim kalbimsin Benim en sevdiğim tepesin Benim sıcak yatağımsın Benim fırtınada sığındığım limansın Benim en değerli armağanımsın Benim en duygusal animsin Benim sonsuza dek en yakin arkadaşımsın Benim ilham kaynağımsın Benim kaderimsin Benim parıldayan ışığımsın Benim gecem, gündüzümsün Benim yüreğimin ilacısın Benim öfkemin gidericisisin Benim ağrı kesicimsin Benim bahar ateşimsin Benim nadir bulunan mücevherimsin Benim dualarımın yanıtısın Benim kalbimsin, ruhumsun Benim hayatimi hayat yapansın Benim kutsalımsın Benim moralimi düzeltensin Benim en büyük sansımsın Benim son dansımsın Benim en iyi vuruşumsun Benim enerjimsin Benim iştah açıcımsın Benim sabah güneşimsin Benim aksam eğlencemsin Benim dans partnerimsin Benim kalbimin bekçisisin Benim kahkahalarımın kaynağısın Benim sonsuzumsun Benim yanan ateşimsin Benim en büyük arzumsun Benim ruhumun esisin Benim inancımsın Benim rüyalarımsın Benim herkesten önce gelenimsin Benim güvencemsin Benim sağduyumsun Ölene kadar sebebimsin. Belki bilmiyorsundur... | |
AYRILIĞI SEÇTİN MI ...
| |
SEN VAR YA SEN :))
Sen var ya sen, kapkara bir
günde, ansızın yüz yüze geldiğin bir dost gülümsemesi gibisin | |
EKRANIN ARKASINDAKİ Ekranın arkasındakine... Kimsin sen? Kelimelerini gördüğüm, cümlelerinden vurgularını tahmin etmeye çalıştığım, orda olup yazdıklarımı okuduğuna, beni anladığına, anlaştığımıza inandığım sen... Varsın di mi? Ordasın? Konuşurken suratın nasıldır, ellerini oynatır mısın konuşurken? Ya mimiklerin? Konuşurken bakamadığım gözlerinin rengi ne? Sen de merak ediyor musun beni, yüzümün konuşurken ki halini...konuşurken gözlerine bakarım karşımdakinin, sağır değilim ama dudak okumayı severim ben... Bilebilir misin tüm bunları?...Sanmıyorum. Peki nedir ikimizi bu denli yakınlaştıran... görmediğimde özlettiren seni? Saatlerce yazıştığım, gülmekten sandalyeden düşeceğimi hissettiğim, hayatımın en gizli yerlerini paylaştığım sen kimsin? Nedir seni bu denli özel kılan hayatımda... nedir sonuna kadar sana içimi açmama sebep... Kelimelerce herkes güzel galiba... kelimeler zırh gibi, kelimeler sığınak... daha kolay ifade edebiliyoruz kendimizi... yüzleri görmeyince daha bir yakın, daha mı insan oluyoruz yoksa? Kelimeler zırhımızı mı yok ediyor... Hayali dostum kabul ettiğim sana kelimelerle ulaşırken daha mı açık oluyorum, ya da kavga esnasında kelimeler daha mı bir aslan kesilmeme neden oluyor? Burada olmaman ne de çok soru sormama neden oluyor kendime... kimsin sen? Kafamdaki gibi misin? Saçlarınla oynar mısın konuşurken? Dokunur musun konuştuğun kişiye? Nedir sana bu denli güvenmeme sebep? Nereden biliyorum seni... neden tanıyor gibiyim seni kelimelerin yeterli mi seni hayatıma sokmama... özlememe... seni orda gördüğümde sevinmeme? Gideceğinde, gitme dedirten, dur daha konuşacaklarımız var dedirten ne bana? Gittiğinde ekranda kalakalmamı sağlayan ne? Neden tüm bu sorular, nedir beni buraya getiren? Çok mu cevap arıyorum, kabullensem buranın sanallığını, gerçek yaşantıma geçirmesem, gerçeklikten sanallığa geçmede görsem seni sadece, gerçek anlara sokmasam seni düşüncelerce... olmuyor, yapamıyorum... nasıl silebilirim ki seni? Saatlerimi paylaştığım sen... sevincimi paylaşmak için sabırsızlandığım, üzüntümü paylaşmak istediğim... beni güldürmenden nasıl vazgeçebilirim? Bu kadar da toz pembe mi bu dünya?.. .olmadığını sen de biliyorsun... ben de... sinirden az mı çıldırmadık, ekranı yumruklamak hiç mi geçmedi içimizden?... ... ya aşk... dedim ya kelimelerce herkes güzel, kelimelerce herkese aşık olunabilir... öyle ya da böyle, gerçek ya da sanal, kelimeler veya sözcükler... önemli olan insanların buluşması değil mi? Sen Kendi ELLERİNDEN TUT.. Kendine Benim için BİR GÜL VER:) | |
AYRILIK VE ÇARESİ Oysa sevmek dokunmaktır... Bilgisayar ekranından meçhul dostlara selam yollamak ya da sanal bir oyuncakla sahte asklar yasamak... "Yalniz Kalplar Kulübü"
yüzyılı, uzaktan sevmeyi kutsayarak kapatıyor.Oysa eski
yüzyıl, Adem ile Havva'dan beri tanıdığımız bir ilişki türünü fısıldıyor
kulağımıza:"Sevmek dokunmaktır...!" AIDS çağına özgü ideal bir ilişki türü gibi görünüyor değil mi? Nedense bilgisayarlar bende geleceğe dair tuhaf bir karamsarlık ve kuşkuya yol açıyor. Çok yakin bir gelecekte, birbirleriyle iletişimi kopmuş milyonlarca yalnız çocuğun, sevgiyi, bilgisayar ekranlarından yansıyan sahte asklarda arayacaklarını hayal etmek, bana korkunç trajik geliyor.Tıpkı uzun gecelerde kendine internet ekranında laflayacak bir dost arayan "Yalnız kalpler kulübü" üyeleri gibi... Ya da ilk cinsel bilgilerini televizyon ekranında Tutti Frutti yarışmalarından alan yeni yetmelerin hali gibi...Farkında misiniz bilmem, ana babaların "çocukları yatırsak da erotik bir şeyler seyretsek" dedikleri dönem çoktan kapandı. Simdi çocuklar, ana babalarını yatağa yollayıp, şifresini ezbere bildikleri "kilitli televizyonlar" inin ekranından ergin hayatinin gizli dünyasını keşfe çıkıyorlar.Bütün bu kesifler, ilişkiler, dostluklar bir ekran basında yaşanıyor.Dokunmadan... Sevmenin dokunmak olduğunu bilmeden...Arkadaşlarını, evcil hayvanlarını, oyunlarını olduğu gibi simdi sevgililerini de sanal dünyadan seçmeye başlıyorlar. Bilgisayarda yaşanan sahte asklar ve cinsel deneyimler.. İste AIDS'in çaresini bulduk, sıra yalnızlığınkinde... | |
ÇÜNKÜ BEN SENSİZİM... Gece çökünce hüzünler üstüme düşer,mahzunlaşırım,anılar canlanır gözlerimin önünde,yüreğimdeki hüzün anılardaki mutlulukla, heyecanla yer değiştirir. Bakışların canlanır gözümün önünde hasretimi unuturum bir an,yanında olurum.yanımda olursun.Tatlı gülüşünü hatırlarım,sıcak nefesini hissederim bütün benliğimde.Yüreğim seninle çarpar,mutluluğum gözlerime yansır.Sonsuzluk,sensizlik gibi yalnızlık gibi bir boşlukta olurum.Bütün benliğimden sıyrılıp o boşluğa bürünürüm seni düşününce.Hayallerimde yaşatırım, büyütürüm, hüznümde de sevincimde de..... Paylaştıklarımızı,yaşadıklarımızı,hissettiklerimizi seninle bir bütün olarak düşünüp mutlu olurum.Bıkmadan usanmadan tekrar yaşarım...Sessizce....Kimsesizce...Sana seni özlediğimi söylerim,sessiz çığlığımla Kulağıma güzel sözler söylediğini duyarım.Seni özledim Seni özledim derim bütün çılgınlığımla.Hayallerimin sessiz çığlıklarla sana ulaşmasını isterim.Benim seni hissettiğim gibi hissetmeni isterim. Dudaklarımdan dökülen sözlerin sana seni anlattığını bilmeni isterim.Beni anlamanı isterim yine sessiz bakışlarımla. Çünkü ben sensizim...... Çünkü ben sensizim...... |