MUTLULUĞUN FORMÜLÜ

Şöyle bir düşünüp de,dünyada paylaştıkça artan tek şeyin sevgi olduğunu farkettiğinizde;onun ne kadar özel bir kavram ve ne kadar güzel bir duygu olduğunu da keşfedersiniz.Sevgi bir bütündür;bu bütünlük,farklı farklı parçacıklardan oluşur. Tıpkı kalbimiz gibi.Kalbimizde de birçok odacıklar ve bu odacıkların kapıları vardır.Her kapının arkasında da farklı sevgiler vardır:Allah sevgisi,insan sevgisi,anne-baba,kardeş sevgisi,doğa,hayvan sevgisi,aşk sevgisi...
"Ruhun dili bedendir,kalbin dili ise sevgidir."
Yaşam,her yönüyle bir koşuşturmacadan ibarettir;bir mücadeledir...Mutluluk mücadelesi.Varoluşumuzun temeli olmasa da,yaşamımızı sürdürmenin temelinde "mutluluk mücadelesi" yatar.Mutluluk yolunda en büyük silahımızdır sevgimiz.İşte bu yolda en büyük çabamız da,bu sevgiler arasındaki koşuşturmacadan oluşmalıdır.Yaşamımız boyunca,mümkün olduğu kadar bu odacıkların kapılarını çalmalı,ihtiyaçlarımız ölçüsünde bu farklı sevgileri tatmalıyız."Mutlu musun,için içine sığmıyor mu;çal bir odanın kapısını,paylaş sevgiyi doyasıya.Derdin,kederin mi var,yüreğin mi yanıyor;ne duruyorsun,çalsana bir kapıyı!"
Unutmayalım ki,mutluluk bir amaç,sevgi ise,bu yoldaki en büyük araçtır.Ve bu yolda ne kadar çok sevgiyi tadarsak,mutluluk yolunda o kadar yol almış oluruz.Bunun bir "Pollyanna"cılık olmadığının farkına vardığınızda,yüzünüzdeki tatlı tebessümün,mutluluğun resmini çizin...

MUTLULUK
Once evlendigimizde hayatin daha iyi olacagina inandiririz kendimizi. Evlendikten sonra, bir cocugumuz dogduktan hatta ardindan bir tane daha olduktan sonra hayatin daha iyi olacagina inandiririz. Sonra cocuklar yeterince buyuk olmadiklari icin kizar, onlar buyuyunce daha mutlu olacagimiza inaniriz.
Bundan sonra, ergenlik donemlerinde cocuklarla ugrasmamiz gerektigi icin ofkeleniriz. Kendimize cocuklarimiz bu donemden cikinca daha mutlu olacagimizi, yasantimizin yeni bir araba alinca, guzel bir tatile cikinca, emekli olunca dort dortluk olacagini soyleriz. Gercek ise su andan daha iyi bir zaman olmadigidir.
Eger simdi degil ise ne zaman?...
Hayatiniz her zaman mucadelelerle dolu olacaktir. En iyisi bunu kabul edip her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermektir. En sevdigim sozlerden biri Alfred D. Souza'ya aittir. Der ki,
"Uzun zamandan beridir hayatin -gercek hayatin-baslamak üzere oldugu izlenimine kapilmistim. Fakat her zaman yolumun uzerinde bir engel, oncelikle erisilmesi gereken bir sey, bitmemis bir is, hala hizmet edilecek zaman, odenecek bir borc oldu. Sonra hayat baslayacakti.
Sonunda anladim ki bu engeller benim hayatimdi."
Bu gorus acisi, mutluluga giden bir yol olmadigini gosterdi. Mutluluk yoldur, oyleyse sahip oldugunuz her anin kiymetini bilin ve mutlulugu ozel biriyle paylastiginiz (vaktinizi harcayacak kadar ozel) icin ona daha fazla deger verin. Unutmayin, zaman hic kimse icin beklemez.

Öyleyse

* okulu bitirene kadar,
* 10 milyon kazanana kadar,
* cocuklariniz olana kadar,
* cocuklariniz evden ayrilana kadar,
* ise baslayana kadar,
* emekli olana kadar,
* evlenene kadar,
* cuma gecesine kadar,
* pazar sabahina kadar,
* yeni bir araba yada ev alana kadar,
* borclari odeyene kadar,
* ilkbahara kadar,
* yaza kadar,
* sonbahara kadar,
* kisa kadar,
* maas gunune kadar,
* sarkiniz soylenene kadar,
* olene kadar,

MUTLU olmak icin icinde bulundugunuz andan daha iyi bir zaman olduguna karar vermek icin beklemekten vazgecin. MUTLULUK bir yaris degil yolculuktur. MUTLULUĞU YAKALAMINIZ DİLEKLERİMİZLE

Mutsuzsak seçtiğimizin hayatın sonucu mudur? Mutluysak birçok şeye aldırmadığımız için mi?.  Seçiminiz acıysa acıdan sorumlu olmayı bilmelisiniz; seçiminiz mutluluksa onu da taşımasını, korumasını bilmelisiniz..Sevdiğimiz insan bize hayatı zehir ediyorsa seçimimizi ondan yana yaptığımız içindir.Bir insanla mutluysak onu seçerken doğru karar verdiğimiz içindir.

  Leo Buscaglia diyor ki,  Karşılaştığımız güçlükler eylem gerektirir. Sevgi eylemi çözüm getirir. Sevgimizin gücü, sorunlarla ve düş kırıklıklarıyla nasıl başa çıktığımızda kendini gösterir. Yaşamımızda her şey güzelce akıp giderken hoş ve olumlu olmak kolaydır. Ama yaşamın akışı değişip de geçici olarak bizi güçsüz bırakırsa, o zaman gerçek gücümüz ortaya çıkar.

Sevgi bize "Neden ben?" diyerek zaman kaybetmemeyi, onun yerine, "Şimdi ne yapmalı?" demeyi öğretir. Birinci soru gereksiz ve anlamsız bir çatışmaya götürür, ama ikincisi kendine acımanın ve anlamsız suçlamanın yükünü taşımayan bir eylemi akla getirir. Eğer sevgi varsa, güçlükler bozulan ilişkilerin nedeni değildir. Aslında bu durum bizim değişip ayakta kalmamızı sağlar.
 

MUTLU YAŞAM İÇİN 13 SATIR

1. Seni sen olduğun için değil, seninle birlikte olduğumda ben olduğum için seviyorum.
2. Hiç kimse gözyaşlarını hak etmez, onlara layık olan kişi ise seni ağlatmaz.
3. Sen istediğinde sana âşık olmaması, sana âşık olmadığı anlamına gelmez.
4. Gerçek arkadaş, elini tutan, kalbine dokunandır.
5. Birisine yabancılaşmanın en kötü biçimi yanında oturuyor olup ona hiçbir zaman ulaşamayacağını bilmektir.
6. Hiçbir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile! Gülümsemene kimin, ne zaman aşık olacağını bilemezsin...
7. Tüm dünya için sadece bir kişi olabilirsin, fakat bazıları için sen bir dünyasın.
8. Zamanı onu seninle birlikte geçirmeye hazır olmayan biriyle geçirme.
9. Belki de Tanrı uygun kişiyi tanımandan önce yanlış kişilerle tanışmanı, onu tanıdığıda minnettar olman için istedi.
10. "Bitti" diye üzülme, "yaşandı" diye sevin.
11. Her zaman seni üzecek birileri olacaktır, yapman gereken insanlara güvenmeye devam etmek, kime iki defa güvenecegine daha fazla dikkat etmektir.
12. Birini daha iyi tanımadan ve bu kişinin senin kim olduğunu bilmesinden önce kendini daha iyi bir kişiye dönüştür ve kim olduğunu bilerek kendine güven.
13. Kendini çok zorlama, en güzel şeyler onları en az beklediğinde olur. "Yaşanan her şeyin bir sebebi vardır" Gabriel Garcia Marquez

MUTLULUĞUN 10 SIRRI

Kendinize dürüst olun: İnsan kendi varlığına karşı ne kadar dürüst olursa karşısındaki kişilerden de aynı derecede dürüstlük görür. Kendinize karşı dürüst olup olmadığınızı ölçmek için aynanın karşısına geçin. Korktuğunuz ve kabullenmekte zorlandığınız konularda kendinize sorular sorun. Yanıtladıktan sonra “emin misin?” diye tekrarlayın. Kabul ettiğiniz gerçekleriniz sizi daha kendine güvenen bir bireye dönüştürecek, böylelikle çevrenizin de size olan saygısını arttıracaktır. 
Hayatın akışına güvenin: Hayat belirli bir akış içerisinde ilerler. Biz ne yaparsak yapalım bizden daha üstün bir güç olan “evren” vardır. Elimizden gelenin en iyisini ve doğrusunu yapıp geri kalanları evrene bırakmalıyız. Bu da akışa güvenmekle olur. Hayatı sürekli değiştirmeye çalıştığınızda çabanız karşılık bulmayabilir. Bu da sizde mutsuzluk yaratır. 
Size huzur veren insanlarla vakit geçirin: Yanında rahat hissettiğiniz aile yakınlarınızı, arkadaşlarınızı ve sevdiklerinizi belirleyin. Size önyargıyla bakmayacak, söylediklerinizi anlayacak kişilerle görüşün. Paylaşımlarınızı arttırın. Huzur, kalabalıklar içinde en çok aradığımız duygudur.
Sevginizi gösterin: Yaşamda bütün ihtiyacımız sadece ve sadece sevgidir. Sevginizi gösterdikçe insanların da size olan sevgisini daha rahat ifade ettiğini görecek ve mutlu olacaksınız.
Paylaşın: Her şeyin çok hızlı tüketildiği bir dünyada yaşıyoruz. Kişilerin sahip olduklarının asla yetmediği bir düzen hüküm sürüyor. Oysa paylaşmak insanın ruhuna iyi gelir. Sizde fazla olanları dağıtın, eşyalarınızı verin. Karşınızdakinin mutlu olduğunu görmenin hazzı hiçbir şeye değişilmez. 
Düzenli olarak olumlamalar yapın: Her gün kendi kendinize güzel sözler söylemeyi bir alışkanlık haline getirin. Özellikle “Hayatımda her şey yolunda” cümlesini tekrarlamak yaşam enerjinizi yükseltecek ve sizi motive edecektir.
Ruhunuza vakit ayırın: Unutmayın ki sadece bedenin değil ruhun da arada sırada dinlenmeye ve vakit ayrılmaya ihtiyacı vardır. Hayatın yoğunluğundan sıyrılıp zaman buldukça kendinizi ve ruhunuzu dinleyebilmek için yalnız kalın.
Sözcükler büyüdür; kelimelerinizi doğru seçin: Sözcüklerin gücü vardır. Bunu asla aklınızdan çıkarmayın. Sarf ettiğiniz her sözcük bir büyüdür. Evren konuştuğunuz cümleleri deyim yerindeyse “saf bir şekilde” algılar ve kabul eder. Bir süre sonra belki de hiç istemedikleriniz gerçekliğiniz haline gelir. Konuştuklarınızın olabildiğince pozitif olmasına dikkat edin.
Dikiz aynasına bakmayın: Geçmiş de gelecek gibi bize aittir. Yıllar önce yaptıklarımızdan ötürü kendinizi suçlamaktan vazgeçin. Hayat asla dikiz aynasına bakarak yaşanmaz. Önemli olan aldığımız kararları oldukları gibi kabul etmek ve geleceğe güvenle adım atmaktır. 
Yeşille barışın ve spor yapın: Doğa insana huzur ve mutluluk verir. Ağaçlar arasında yürüyün; isterseniz çimler üzerine uzanın ve gökyüzünü seyredin. İşten, evden vakit bulun ve mutlaka spor için kendinize zaman ayırın. 24 saat içinde yarım saat çok büyük bir zaman dilimi değildir, ancak sizin mutlu olmanıza yardımcı olur. Çünkü egzersiz yapmak beyindeki mutluluk hormonunu harekete geçirir.

 

ÜZÜNTÜSÜZ YAŞAMA SANATI

Epiktetos yirmi asır önce demiştir ki: "Kader önünde sonunda şöyle veya böyle günahlarımızın bedelini önümüze koyar. Görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder. Ektiğini biçer.
Bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz. Bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz. Önüne çıkan maddi-manevi engellerin kendi günahlarından başka bir şey olmadığını bilir."
Düşmanlarınızı düşünmek için ayıracağınız bir dakika bile düşmanlarınızdan daha değerlidir. Nefret ve intikam hissi size büyük zararlar verir.
Aristo şöyle diyor: "İdeal insan iyilik yapmaktan zevk alır. Kendisine iyilik yapılırsa mahcubiyet duyar. Çünkü iyilik yapmak üstünlük işareti, bir iyiliğe muhtaç duruma düşmek zaaf işaretidir."
Karşılaşacağımız nankörlükten dolayı üzülmemek için hazırlıklı olalım. Karşılık beklemeden iyilik yapalım.
Mutluluk minnet beklemekte değil, minnet gösterilmesinden rahatsızlık duyulacak olgunluğa erişmektir.

8 Özel Armağan

1) Dinleme... Ama gerçekten dinleyin. Kesmeden, hayal kurmadan, vereceğiniz cevabı düşünmeden... Can kulağıyla dinleyin.
2) Sevgi... Kucaklamalar, öpücükler, sırt sıvazlamalar ve el tutmalar konusunda cömert olun. Bu ufak hareketler, aileniz ve dostlarınıza olan sevginizi daha açık göstermenizi sağlayabilir.
3) Kahkaha... Fıkra anlatın, neşeli hikâyeleri paylaşın. Bu armağanınız "seninle birlikte gülmeyi seviyorum" anlamına gelir.
4) Yazılı bir not... Basit bir "Yardımın için teşekkürler" notu, ya da belki bir şiir... Kısa, elle yazılmış bir not bazen ömür boyu hatırlanır.
5) İltifat... Basit, içtenlikle söylenen bir söz ("Bu renk sana ne çok yakışmış", "Harika bir is çıkardın", "Yemek nefis olmuş" gibi) karşınızdakinin içini aydınlatır.
6) İyilik... Her gün, rutininizi kırıp birisine hoş, nazik bir şey yapın.
7) Yalnızlık... Bazen tek istediğimiz yalnız kalmaktır. Bu anlara duyarlı olun ve ihtiyacı olana yalnız kalma armağanını verin.
8) Neşeli bir yapı... Birine tatlı bir söz söylemek gibisi yoktur. Selâm vermek veya teşekkür etmek o kadar zor mu?