Çay Fizibilite Çalışma ve AraştırmalarıTea Feasibilty Studies and Researches |
A FEASIBILITY STUDY ABOUT THE PROJECT FOR EXCHANGING
THE LOW PRODUCTIVE OLD TEA BUSHES WITH
HIGH PRODUCTIVE
SELECTED TEA CLONES
VERİMDEN
DÜŞMÜŞ YAŞLI ÇAYLIKLARIN SELEKSİYONLA ELDE EDİLMİŞ
ÜSTÜN VERİMLİ
KLONLARLA YENİLENMESİ PROJESİ İLE İLGİLİ FİZİBİLİTE
ÇALIŞMASI
* Dr. Turgay
TURNA
**
Dr. Muammer
SARIMEHMET
*** Dr. Hülya MAHMUTOĞLU
In our country 6 % of tea plantation areas that began to establish since 1938
and spead out 767,000 decars and all of them established with tea seeds
have been completed their economical lives.For the improvement and
rehabilitation of tea culture that is the main source of living in East
Black Tea Region, it is necessary to renew the tea plantation which have been
established with seeds and completed their economical lives.According to the
renewation program, high productive selected tea clones must be replaced with
low productive old tea bushes, respectively
Tea seedlings which are
propagated from selected tea cuttings have the same properties with its full
grown tea bushes.Tea gardens which are established with the same selected tea
clones that have high quality, high productivity, high resistance against pest
and diseases, high adaptation ability to the environmental conditions have the
same identical properties.For that reason,the method of clonal propagation is
used all of the tea producing countries.
The success of clonal
propagation depends on the determination of the full grown tea bushes
which has high quality, high productivity, high resistance against pests and
diseases in different ecological conditions by means of a successful clonal
propagation methods.
ÖZET
Ülkemizde, 1938 yılında
tesisine başlanan ve artan oranlarda genişleyerek 767 bin dekara erişen ve
tamamı tohumla tesis edilmiş olan, çay tarım alanlarımızın % 6’sı ekonomik
ömrünü doldurmuş bulunmaktadır. Doğu Karadeniz bölgesinin ana geçim kaynağı olan
çay tarımının ıslahı ve rahabilitasyonu için; tohumla tesis edilmiş, ekonomik
ömrünü tamamlamış veya tamamlamak üzere olan çay bahçelerinin sökülerek
yenilenmesi zorunludur. Yaşlanarak verimden düşen çaylıkların uygun bir yenileme
programı uyarınca sökülerek yenilenmeleri gerekmektedir.
Büyük emek ve çabayı gerektiren yenileme
çalışmalarında verim ve kalitesi belirsiz tohumlarun değil, üstün verim ve
kaliteye sahip olduğu belirlenen anaç çay ocaklarından alınan klon fidanların
kullanılması elzemdir.
Çelikle üretilen
çay fidanları anaç bitkinin tüm özelliklerini adeta kopyalanmış gibi taşır.
Seleksiyon ile belirlenen üstün nitelikli bol ürün veren, hastalık ve
zararlılara dayanıklı, çevre koşullarına iyi uyum sağlamış anaç çay ocaklarından
alınan çeliklerle kurulan çay bahçeleri özdeş özelliklere sahip olacaktır. Bu
nedenle çelikle üretim yöntemi dünyadaki çay üretici ülkelerde yaygın şekilde
kullanılmaktadır.
Çelikle üretimin
başarısı, geniş kapsamlı ve sağlıklı bir klonseleksiyon programı ile farklı
ekolojik koşulların her birinde, yöreye uyum sağlamış, üstün verim ve kaliteye
sahip, hastalık ve zararlılara dayanıklı anaç ocakların tespitine
bağlıdır.
PLANNING AND NECESSITY OF ORGANIC CULTIVATION
ORGANİK TARIMIN TASARIMI
VE GEREKLİLİĞİ
* Ekrem
YÜCE
**
Dr. Muammer
SARIMEHMET
SUMMARY
Yukarıda dehlere edilen konular, genel tarımın içinde
yer alan çay tarımı içinde geçerlidir. Son yıllarda insanlar bunların hepsini
dışlayan kantiteden fedakarlık yaparak natürel( tabii) koşullarda üretilen
ürünleri tercihle tüketmektedir. Çay tarımında tamamen çiftlik gübreleri ile
beslenmiş organık yapıdaki çayların tüketiciler tarafından yüksek bedellerle
satın alınıp kullanılacağı düşünülmüştür. İşte bu çalışma Organik çay
yetiştiriciliği için hazırlanmış bir fizibilite
çalışmasıdır.
THE
PROBLEMS ABOUT THE PRODUCTIVITY OF TEA PROCESSING INDUSTRIES
ÇAY ÜRETİM ENDÜSTRİSİNİN VERİMLİLİK
SORUNLARI
*
Dr. Muammer
SARIMEHMET
This study has been put across
with the numerical values about the productivity which belonged to the five
private sector tea factories and five Çaykur tea factories.
Bu çalışma Doğu Karadeniz
Bölgesinde bulunan Çay kur’a ait beş yaş çay fabrikası ile aynı bölgede olan beş
özel sektör fabrikalarından temin edilen verimlilikle ilgili rakamsal
değerler ile yürütülmüştür.
Yarı mamul
siyah çayın üretiminde, üretim unsurları, hammadde giderleri (yaş yaprak),
personel giderleri (memur ve işçilik), Enerji giderleri, nakliye ve malzeme
giderleri, araştırman giderleri ve diğer giderler olmak üzere altı başlık
altında incelenmiştir.
SOME POINT OF VIEWS AND PROPOSALS ABOUT FERTILIZA OF TEA
ÇAYIN
GÜBRELENMESİ İLE İLGİLİ BAZI GÖRÜŞ VE ÖNERİLER
*
Dr. Muammer
SARIMEHMET
** Hülya MAHMUTOĞLU
Fertilization has a great importance in the technical supports for the healthy
growth of raw materials which consist of fresh tea shoots in
tea culture.
Nitelikli ve bol sürgün alınabilmesi ve uygulanan azotlu gübreden çay
bitkisinin yeterince yararlanabilmesi için toprakta fosfor ve potasyumda
yeterli miktarda olması gerekir.
Çay
topraklarınını bitki besin element içerikleri üzerine yapılan bir çalışmada, çay
topraklarında fosfor noksanlığı ve özellikle de yaşlı çaylıkların hakim olduğu
yerlerde potasyum noksanlığı saptanmıştır.
Çay topraklarının bitki besin elementleri açığı
öncelikle çiftlik gübresi, yeşil gübreler, yabancı otlar ve budama artıkları
gibi doğal gübrelerle karşılanmalıdır. Doğal gübrelerle karşılanamayan bitki
besin açığı kimyasal gübrelerle
giderilmelidir.
* Çay Enstitüsü Müdürlüğü. Toprak Kısım
Müdürü . Ziraat Yüksek Mühendisi 1991- RİZE
** Çay Enstitüsü
Müdürlüğü . Teknoloji Kısım Müdürlüğü Ziraat Yüksek Mühendisi 1991-
RİZE
THE RESEARCH ABOUT AVAILABLE PHOSPHORUS VALUES IN THE TEA SOILS OF EASTERN BLACK SEA REGION
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ
ÇAY TARIM TOPRAKLARININ FOSFOR MİKTARLARI İLE İLGİLİ BİR
ARAŞTIRMA
*N. Mucella
MÜFTÜOĞLU
**
Muammer
SARIMEHMET
SUMMARY
Yapılan araştırmada üzerinde çay tarımı yapılmakta olan Doğu Karadeniz Bölgesi topraklarındaki bitkiye yarayışlı formdaki fosfor miktarlarının tespitine çalışılmıştır.
Bu amaçla uygun olarak
bölgeden alınan 1815 toprak örneği üzerinde yapılan analiz sonuçlarına göre
Türkiye’deki çay tarım topraklarının % 80,55 ‘inde yarayışlı fosforun çok az ve
az olduğu bulgusuna varılmıştır.
A RESEARCH ON THE ORGANIC MATTER OF THE TEA SOILS OF THE EASTERN BLACK SEA REGION
DOĞU
KARADENİZ BÖLGESİ ÇAY TARIM TOPRAKLARININ ORGANİK MADDE
DURUMU
The purpose of the experiment was to determine the organic matter percentage of
the tea soils. For this purpose 1677 sample was chosen and analyzed.The
following results were obtained.
In soil samples organic matter percentage was determined as 4.29 ,9.96 , 16.76 ,
47.05 % for the very little , little, medium excessive and very excessive levels
respectively.
Bu bölge
topraklarının % 47,05 ‘i fazla ve % 21,94 ‘ü çok fazla % organik madde içeren
grupta yer almaktadır.
A RESEARCH ON THE SOIL ACIDITY OF THE TEA SOILS OF THE
EASTERN BLACK SEA REGION
DOĞU KARADENİZ
BÖLGESİNDE ÇAY TARIMI YAPILAN TOPRAKLARIN ASİTLİK DURUMU
*
N. Mücella MÜFTÜOĞLU
**
Muammer
SARIMEHMET
SUMMARY
The purpose of the experiment was
to determine the acidity of the tea soils. For this purpose 1815 sample was
chosen and analyzed for acidity.The following results were obtained. The lowest
pH is obtained in Rize.When all the eastern black sea region was taken
into consideration, 62.20 % of the soil was not optimum for the tea
plantation.
A STUDY ABOUT THE
DETERMINATION OF QUALITY PARAMETERS OF VARIOUS KINDS OF ÇAYKUR GREEN TEAS WHICH
BELONG TO THE 1ST SHOOTING PERIOD OF 2004 AND THE COMPARISON OF DIFFERENT KINDS
OF GREEN TEA THAT ARE PRODUCED IN FOREIGN
COUNTRIES
*Şaziye
(ÇEPER) ILGAZ **Dr. Muammer
SARIMEHMET ***Zuhal
KALCIOĞLU
SUMMARY
Tea is classified into three main
groups according to its manufacturing process; non-oxidized teas(green and white
teas),semi-oxidized teas(oolong teas) and full-oxidized teas (black
teas).
Of the total tea
manufactured worldwide,78 percent is black ,20 percent is green, and 2 percent
is oolong tea.
Green tea, originated
from China has been used as a beverage and medicine in China since 2700 BC.The
Japanese custom of drinking green tea came from China about 800 AD.
Green tea is manufactured
from the fresh shoots of Camellia sinensis.Green tea manufacturing depends on
the inactivation of tea leaf enzymes which are called oxidation enzymes by
steaming or pan-firing of fresh leaves.Polyphenol oxidase is the most important
enzyme in green tea production.As the oxidation is prevented by the inactivation
of polyhenols are not oxidised and the leaves remain green.
The chemical composition
of green tea varies with climate, season,horticultural practices, and the age of
the leaf (position of the leaf on the harvested shoot).The major components of
green tea are polyphenols especially EGCG.The other components of green tea are
caffeine, theanine (a kind of amino acid),vitamins, organic acids,
polysaccharides, protein lignin ,fluoride, minerals,etc.
In recent years ,with the
advance of modern chemistry,components of green tea have been analyzed and the
health effects of green tea have progressed to the point where there is now
scientific confirmation for the saying that ‘Green teas is a miraculous drink
for the maintenance of health’.This expression belongs to the monk Eisai from
Japanese.
One of the most exciting
health developments of nineteenth century has been the discovery of
anti-carcinogenic properties of green tea.In the last scientific researches have
confirmed that green tea polyphenols have powerful anti-carcinogenic,
cardioprotective, neuroprotective and antimicrobial activities.
With the increasing
interest in green tea for health benefist, the developed countries in the world
are all increasing their consumption of green tea.
Green tea is mainly used
as a beverage as dried tea ,but it is also used in the manufacture of canned tea
drinks, ice-creams,biscuits, cakes,catechins (supplies antioxidants for
pharmaceutical products), cosmetis products (skin-care, shampoos, deodorants),
filters, soaps ,toothpaste, etc.
In the 3rd shooting
period of 2003 , Çaykur green tea has been begun to produce in ‘Green The
Experimental Production Centre’ of Çaykur Organization.At the beginning of this
year, the production centre have been reorganized and developed for producing
more green tea than before.And now its capacity is 10 tones fresh tea leaves per
day.The inactivation of tea leaf enzymes which are called oxidation
enzymes is achieved by steaming in this production centre.Steamed tea leaves are
rolled and dried gradually for improving the aroma and protecting the components
of green tea as much as possible.
The aim of this study is
formed and developed the custom of drinking green tea especially Çaykur Green
Tea in Turkey.For this reason,the quality characteristics of Çaykur Green
Tea have been tried to determine in Atatürk Tea Research Institute.
For the research work
fresh tea shoots of 1 st shooting period, crude and clssified Çaykur Green Teas,
and six different markets in Turkey have been used as materials.
A series of physical,
chemical and organoleptic analysis have been done in Tea Research Institute
labratories and the results of these analysis have been appreciated by means of
statistical analysis method.
Dried tea yield,
different physical characteristics, moisture, water extract, total ash,
water-soluble ash, acid-insoluble ash, alkalinity of water soluble ash,
cellulose, polyphenol, caffeine, Cu, Fe, Zn, Mn, Mg contents and
organoleptic analysis of Çaykur Green Teas and six different kinds of green tea
which are produced in foreign countries have been determined.
As a conclusion; we can
say that the results of the analysis of Çaykur Green tea which belongs to the
1st shooting period of 2004 were found to be corresponded to the results of the
popular green teas in the world which were studied in Japan, China, India,
England, USA, etc.And it was determined that the quality characteristics of
Çaykur Green Teas are better than the other green teas are produced in foreign
countries and sold in Turkey.
Both of these analysis have been
shown that Çaykur Green Tea is the best quality green tea in Turkey. We hope
that it will be the best green tea in the world .
Çay, üretimi şekline göre
okside olmamış çaylar (yeşil ve beyaz çay). yarı okside çaylar (ooglong çay ) ve
tam okside çaylar (siyah çay)olmak üzere üç ana gruba ayrılır.
Dünya da toplam çay
üretiminin %78 ‘i siyah, %20 ‘si yeşil ve %2 ‘si oolong çaydır.
Çin orjinli olan yeşil çay ,
M:Ö 2700 yılından beri Çin’de içecek ve ilaç olarak kullanılmaktadır. Japonların
yeşil çay içme alışkanlığı, M.S. 800’lü yıllarda Çin’den gelmişti.
Yeşil çay, Camellia
sinensis ‘in taze sürgünlerindeb üretilir.Yeşil çay üretimi taze çay
yapraklarının buhar veya kuru sıcak hava verilecek şoklamasıyla oksidasyon
enzimleri diye adlandırılan enzimlerin inaktive edilmesi esasına dayanır.
Polifenol oksidaz yeşil çay üretiminde en önemli enzimdir. Polifenol oksidazın
inaktive edilmesi ile oksidasyonun engellenmesinden dolayı polifenoller
oksitlenmez ve yapraklar yeşil kalır.
Yeşil çayın kimyasal
bileşimi, iklim, mevsim, tarımsal uygulamalar ve yaprağın yaşı (hasat edilen
sürgünde yaprağın pozisyonu) ile ilgili olarak değişir.Yeşil çayın en önemli
bileşenleri polifenoller özellikle EGCG’dir.Yeşil çayın diğer bileşenleri,
kafein, theanin (bir çeşit amino asit), vitaminler,organik asitler,
polisakkaritler, protein, lignin, florid, mineraller, vs.dir.
Son yıllardan, modern
kimyanın ilerlemesiyle, yeşil çay bileşenleri analiz edilmiş ve yeşil çayın
sağlığa etkileri, ‘Yeşil çay insan sağlığını koruyan mucizevi bir
içecektir.’söyleminin şimdilerde bilimsel teyidi olan noktaya ulaşmıştır. Bu
söylem Japon keşiş Eisai’ya aittir.
On dokuzuncu yüzyılın en
heyecen verici sağlık gelişmelerinden birisi . yeşil çayın anti-kanserojen,
kalbi koruyucu , damarları koruyucu ve anti-mikrobiyal aktivitelere sahip
olduğumu teyit etmiştir.
Sağlığa yararlarından
dolayı yeşil çaya ilginin artmasıyla dünyada gelişmiş ülkelerde yeşil çay
tüketimi hızla artmaktadır.
Yeşil çay esas olarak
kuru çay formunda içecek olarak kullanılırken aynı zamanda şişede soğuk çay,
dondurma, bisküvi, kek, kateşinler (eczacılıkla ilgili ürünler için anti-oksidan
sağlar), kozmetik ürünler (cilt koruyucular, şampuanlar, deodorantlar),
fitreler, sabunlar, diş macunları vs. ürünlerin üretiminde de
kullanılır.
Çaykur Yeşil Çayı 2003
yılı 3.Sürgün döneminde Çaykur’a ait Yeşil Çay Denemeleri Üretim Merkezi’nde
üretilmeye başlanmıştır. Bu yılın başında, üretim merkezi, daha fazla üretim
yapmak üzere yeniden düzenlenmiştir ve geliştirilmiştir. Ve şimdi kapasitesi yaş
yaprak üzerinden 10 ton/gün’dür.Bu üretim merkezinde oksidasyon enzimleri diye
bilinen enzimlerin inaktivasyonu buhar vererek gerçekleştirilmektedir. Buharla
şoklanan yapraklar, aromayı geliştirmek ve yeşil çay bileşenlerini mümkün olduğu
kadar koruyabilmek amacıyla tedrici olarak kıvrılı ve kurutulur.
Bu çalışmanın amacı,
Türkiye’de yeşil çayın özellikle Çaykur yeşil Çayının içim alışkanlığını
oluşturmak ve geliştirmektir. Bu nedenle Çaykur yeşil çayının kalite
karakterleri, Atatürk Çay Araştırma Enstitüsü’nde belirlenmeye
çalışılmıştır.
Araştırmada materyal
olarak 1.sürgün dönemine ait genç sürgünler, tasnifsiz ve tasnifli Çaykur Yeşil
çayları ve Türkiye’de değişik marketlerde satılan yabancı ülkelerde üretilmiş 6
farklı yeşil çay çeşidi kullanılmıştır.
Çay Araştırma Enstitüsü
laboratuvarlarında bir seri fiziksel kimyasal ve duyusal analizleri yapılmıştır.
Ve bu analizlerin sonuçları istatistiki analiz metodu kullanılarak
değerlendirilmiştir.
Yabancı ülkelerde
üretilen 6 farklı yeşil çay çeşidi ile Çaykur Yeşil çaylarının kuru çay
randımanı, farklı fiziksel özellikleri rutubet su ekstraktı toplam kül suda
çözünen kül asitte çözünmeyen kül suda çözünen külde alkalilik selüloz polifenol
kafein, Cu, Fe, Zn, Mn, Mg içerikleri ve duyusal analiz değerleri
belirlenmiştir.
Sonuç olarak, 2004 yılı
1.sürgün dönemine ait Çaykur yeşil çaylarının analiz sonuçları. Japonya Çin
Hindistan İngiltere U.S.A gibi ülkelerde incelenmiş olan dünyadaki tanınmış
yeşil çayların analiz sonuçları ile benzer bulunmuştur.Ayrıca Çaykur yeşil
çaylarının kalite karakterlerinin. yabancı ülkelerde üretilen ve Türkiye‘de
satılan yeşil çaylarınkinden daha iyi olduğu belirlenmiştir.
Tüm bu analizler Çaykur
yeşil çayının Türkiye’deki en kaliteli yeşil çay olduğunu göstermiştir.
Dünyadaki en iyi yeşil çay olmasını umuyoruz.
**
Atatürk Çay ve Bahçe Bitkileri Enstitüsü Müdürü, Rize
*** Atatürk Çay ve
Bahçe Bitkileri Araştırma Enstitüsünde Ziraat Mühendisi
Çay İşletmeleri Genel
Müdürlüğü, 2004/ RİZE
SUMMARY
Chemical fertilizers,
aside from being benifical to the soil in some ways, can create negative results
as well.Nitrogen fertilizers ,in particular,can cause acidity in the soil
and make it easier for some basic cations to be washed away.With the idea that
the ammonium sulphate fertilizers, which have been used in tea farming for some
time,makes it easier for the potassium in the soil to be washed away, research
was conducted upon soil samples taken from 6 different tea fields which would
produce different levels of potassium.
These samples were air
dried in the Institute’s laboratory then measured out into 1.5 kg samples and
later placed in special washing containers.Four treatments were administered to
the soil samples and each treatment repeated 3 times.In the first treatment 30
kg of ammonium suphate was administered to the dekar; in the 2nd and 3 rd
treatments the same amount of ammonium, including azote as well, and urea were
added; and in the 4th treatment no fertilizers were added.
After washing, the washed
percentage value of K found in the soil was less than the percentage value
of K found in the drained soil.This situation results from the fact that the
available potassium in the soil which has decreased after washing was reinforced
by the non-available potassium found in the soil.
After
washing it was seen that from the free potassium as a whole, the % of potassium
which was washed away the most was found after the application of ammonium
sulphate (40.59 %), thereafter ammonium nitrate (32.5 %) and later urea ( 30.46
%). In the samples where the least % of potasium was washed away was seen in
samples where fertilizers were not administered.
ÖZET
Bu numuneler Enstitü
Laboratuvarında hava kurusu hale getirilerek 1,5 kg. olacak şekilde yıkama
kaplarına konulmuştur. Numunelere dört muamele uygulanmış, her muamele üç
tekerrürlü yapılmıştır. Birinci muamelede dekara 30 kg. azot alacak şekilde
amonyum sülfat; ikinci ve üçüncü muamelelerde aynı miktarda azotu ihtiva eden
amonyum nitrat ve üre verilmiş, dördüncü muamelede hiç gübre
kullanılmamıştır.
Yıkamadan sonra toprakta
tespit edilen yıkanmış % K değerleri,süzükten tespit edilen % K değerlerinden
düşük bulunmuştur. Bu durum, toprakta yıkama sonunda noksanlaşan elverişli
potasyumun yine topraktaki elverişsiz potasyum tarafından takviye edilmesinden
ileri gelmektedir.
Yıkanmalar sonunda
topraktaki elverişli potasyumdan % yıkanabilen potasyum en yüksek amonyum sülfat
(% 40,59) sonra amonyum nitrat (% 32,5 ) daha sonra üre (% 30,46) uygulanmış.
nımunelerde görülmüştür.
Sonuç olarak çayın
gübrelenmesinde kullanılan amonyum formundaki azotlu gübrelerin topraktaki
elverişli potasyumun ihmal edilmeyecek bir kısmının yıkanmasını kolaylaştırdığı
tespit edilmiştir
* Assistant Director of General Directory of Tea Processing Plants,
Rize
** Head of Soil Department in Tea Research
Institute ,Rize
TUBITAK CAYKUR The General Directory
of Tea Processing Plants – 1987 / RİZE
SUMMARY
In Turkey manufacture of
black tea leaves is being done using the classical rolling system since
1940.Rotorvane was used only in Çiftlik Tea Factory in 1979 and Muratlı and
Taşçılar Factories in 1984. Besides rolling method, different production methods
and various combinations of these were developed and used in tea producing
countries.
This study aims to define
the most suitable production method for our country considering the quality and
capacity, using the existing machinery and combination of the two production
methods (rolling and rotorvane ) presently used. In the trials, tea leaves
bought daily at five purchasing offices belonging to Cumhuriyet Tea Plant
were used.For each combination approximately 2500 kg of leaves were
used.
Trials were run for five
production combinations and law of repeating averages , without interfering with
the production norm.
Production combinations
used in the trial runs were
ÖZET
Ülkemizde 1940
yılından günümüze kadar genelde siyah çay imalatı klasik kıvırma ve taşçılar çay
fabrikasında rotorvane uygulanmıştır.
Çay üreten
Ülkelerde kıvırmanın yanında diğer imalat metodları ve bunların çeşitli
kombinasyonları geliştirilmiş, uygulamaya konulmuştur.
Bu araştırmada halen
uygulamakta olduğumuz iki farklı çay imalat sisteminin (Kıvırma ve Rotorvane)
yanında mevcut makineleri kullanarak bunların farkılı kombinasyonları denemeye
alınarak ;nkalite ve kapasite yönünden Ülkemiz şartlarında en uygun imalat
metodunu saptamayı amaçlamaktadır. denemede materyal olarak Cumhuriyet Çay
Fabrikasına Bağlı beş çay alım yerinde günlük satın alınan çay ürünü
kullanılmıştır.Her kombinasyon için yaklaşık 250 kg. ürün denemeye
alınmıştır.
Ürün normuna
müdahale yapılmadan deneme beş imalat kombinasyonlu ve üç tekerrürlü şansa bağlı
olarak gerçekleştirimiştir.
Oksidasyon yaprağın
kıvırması ve parçalanmasıyle başlattırılarak fırınlamaya kadar sabit
tutulmuştur. Yaş kalburlama yapılmıştır.
Field
trials have been carried out for three years in four different places to
evaluate the effectiveness of the split application of nitrogen fertilizer on
the tea plants. Three different rates of the nitrogen fertilizer applied in one
time and every fifteen days after dividing 2,3 and 6 equals
parts.
Çay bitkisine
bölünerek uygulanan azotlu gübrenin etkinliğini saptamam amacıyla üç yıl süreyle
dört değişik yörede tarla denemeleri yapılmıştır. Üç değişik dozdaki azotlu
gübrenin tamamı bir defada, ikiye, üçe ve altıya bölünerek 15 er gün ara
ile uygulanmıştır.
Azotlu gübre
miktarı ile ilgili olarak çay bitkisinde ürün miktarı ve bitkisinin azot kapsamı
doğrusal bir şekilde artmıştır.azotlu gübrenin bölünerek uygulanmasının etkisi
deneme yörelerinde ve yıllarında farklı bulunmuştur. İlerde yapılacak
denemelerde azotlu gübrenin bölünerek uygulama aralıklarının daha kısa tutulması
ve denemelerin çelikten üretilmiş aynı çay bitkisinden oluşmuş bahçelerde
yapılması önerilmiştir.
* Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü. ANKARA
** Ankara
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü.
ANKARA
*** Çay
Enstitüsü Başkanlığı .RİZE
**** Çay Enstitüsü
Başkanlığı .RİZE
***** Çay Enstitüsü
Başkanlığı .RİZE
Doga.Tr.J.Of.Agrıculture and Forestry.1S (1991) 685-699.
TUBİTAK
SUMMARY
The
purpose of the experiment was to determine the total nitrogen of the tea
soils. For this purpose 1677 sample was chosen and analyzed.The following
results were obtained.
In soil
samples total nitrogen was determined as 3.10 % very little , 2.68 % little ,
20.81 % medium , 42.52% high and 30.89 % very
high.
Bu bölge
topraklarının % 3.10 ‘u çok az, % 2.68 ‘i az , % 20.81’i orta . % 42.52
‘si yüksek ve % 30.89’u çok yüksek düzeyde toplam N
içermektedir.
*Dr. Muammer
SARIMEHMET
**Selma YURDOĞLU
In Turkey , a series of
researches have been done since the Çernobil accident.This subject is very
important not only in Turkey, but also in European countries.It was a very bad
experience for the world.We believe that these kind of studies are very
important for our safety.
In soil samples taken
from the plantation areas in Tirebolu , Araklı, Sürmene, salarha and Kirazlık
total radioactivity levels of 134 Cs and 137 Cs were found to be 216, 106, 118,
283 and 415 Bq/kg respectively. At the same plantation areas, in the stems of
the tea plants, radioactivity levels of cesium were found to be 208, 139 ,
268, 461 and 425 Bq/kg respectively.The least radioactivity levels were found in
Araklı and the most radioactiviy levels were found in Salaha And Kirazlık
plantation areas . There is an important correlation between soil and plant
radio –activity levels of the same plants.The radioactivity levels of cesium
have been counted to be 132, 248 , 143, 314 ve 369 Bq/kg , respectively, in the
old leaves is less than the level in the plant stems.The radioactivity of
cesium was measured with the old tea leaves that were taken from the pruned tea
bushes.These results showed that the radioactivity of cesium rates decreased a
little but this is not important statistically.
In this study , the tea leaves
were taken from pruned and unpruned tea bushes.The radioactivity levels of
cesium were compared between pruned and unpruned tea bushes during the first,
second and third flush periods.
Türkiye’de Çernobil
kazasından itibaren bir seri araştırma yapılmıştır. BU konu sadece türk,ye de
değil Avrupa ülkelerinde de çok önemlidir.Bu dünya için çok kötü bir
deneyimdir.Güvenliğimiz için bu çalışmaların çok önemli olduğuna
inanmaktayız.
Bu çalışmada 600 bin
dekar çay sahası taranmış ve toplam 1678 toprak örneği alınmıştır.Toprak
örneklerinden pH, % organik madde gibi özellikler ile % azot , %
fosfor ve % Potasyum gibi bitki elementleri sayışımı
yapılmıştır.
* Çay Enstitüsü Başkanlığ,1987,
RİZE
Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü
Nisan,1987,RİZE
The
research which is a subject of this paper,is realised in two parts.In the first
part of this study , all of the tea plantations are surveyed and soil
samples are collected so, each soil sample represents 500 decare of land.Thus
1678 soil samples are collected to represent 63,800 hectare of land where tea is
grown.Not only the other analysis but also phosphate contents of these samples
which can be used by tea plant are determined and as a result, it is found
that in 83.2 % of the soils the phosphate content is low or too
low.
In
the second part of the study, 3 locations in the region are chosen, and in
each plantation four plants are chosen.During the two years , in
harvesting periods leaf samples are collected from those chosen
plants.
Phosphate contents of the leaves were found as 0.43 % , 0.34 % , 0.26 %, 0.17%
in the bud+first leaf,second leaf,third+fourth leaves , and old leaf
respectively.At the same time phosphate contents of local and foreign produced
teas were determined and it was found that phosphate contents of local produced
teas were lower than phosphate contents of foreign produced teas.
This research project was
started in the Rize Tea Research Institute of Turkey in March 1985.Cuttings have
been taken from two perviously selected clones named Muradiye- 10 and Fener-3
were planted in two different mediums of soil+perlit and soil+sand which were
contained in polyethylene bags of suitable size (measures of volume).The plants
have been transferred into the shaded polyethylene tunnels have developed an
evident root and top growth in six months time and have taken the form of
nursery during this period.The nurseries on this stage were used as the test
plant in the experiment.The test plants were supplied with different levels of N
(No , Nı ,N2 and N3 ), P ( Po, Pı ,P2) and K (Ko, Kı, K2).Since the N3
applications have caused severe damage to the plants, this treatment was
completely eliminated and tea experiment rearranged in 2x2x3x3x3
factorial design.
In the experiment the
nutrients were applied to the growing mediums in solution in 10 equal portions
with a frequency of two weeks intervals. The carriers of N ,P and K were 21 %
(NH4)2SO4 , pure P2O5 and 50 % K2SO4 respectively.After one year of growth.the
nurseries were harvested.On the harvested plants, growth parameters such as
dryweight of leaves , stems , roots and the ration of top to roots and the ratio
of top to root , leaf area , number of leaves and plants hight were meaured or
calculated; and the chemical analysis such as N , P and K contents of leaves ,
stems and roots were carried out.
Statistical evolution
(analysis) of the experimental data have shown that the highest leaf and stem
weight , top to root ratio , leaf area, number of leaves and plant hight were
obtained with NıP2Ko fertilizer treatment.On the other hand NıPıK2 fertilizer
combination has given the highest root weight.On the basis of these results it
was concluded that 1 g.N (Nı), 3 g P2O5 (P2) and no potassium (Ko) per plant
were optimum N ,P ,K levels.But for the root growth , the optimum K level was
found to be K2 (3 g.K2O) treatment .Ineffectiveness of leaves, stems and roots
were carried out.
Statistical evolution (analysis)
of the experimental data have shown that highest leaf and stem weight , top to
root ratio , leaf area, number of leaves and plant hight were obtained with
NıP2Ko fertilizer treatment.ON the other hand NıPıK2 fertilizer combination has
given the highest root weight.On the basis of these results it was concluded
that 1 g.N (Nı), 3 g. P2O5 (P2) and no potassium (Ko) per plant were optimum
N,P, K levels.But for the root growth , the optimum K level was found to be K2
(3 g. K2O) treatment.Ineffectiveness of the K treatments on majority of the
growth parameters tend to suggest that the soil used in preparing the growth
media may contain plant available K high enough for
nurseries.
As a result of chemical palnt
analysis it was inferred that N , P and K contents of leaves , stems and roots
have increased depending on the increasing N ,P, K applications. On the other
hand. an antagonistic effect between N and K was noted, especially in higher N
and K application levels.Namely, İncreasing N levels decreased K uptake and vice
versa by the test plant.
Bu çalışmaya 1985 yılı
mart ayında Rize Çay Enstitüsünde başlamıştır.Dnemede daha önce seleksiyonla
bulunan iki klon çaydan ( Muradiye-10, Fener-3 ) alınan çelikle, iki farklı
ortam (perlit+toprak, toprak + kum) içine dikilmiştir.Polietilen tünel içine
yerleştirilen bu çelikler altı ay sonra belli bir kök ve vejetatif aksam
sağlıyarak. çelik fidan şeklini almışlardır.Denemede bu çelik fidanlar
kullanılmıştır.Denemede iki farklı ortamda (perlit+toprak, toprak+kum), iki
klondan çaydan yetiştirilmiş fidan bitkilere ( Muradiye-10 , Fener-3 ), dört
azot dozu (No, Nı, N2, N3 ) , üç fosfor dozu ( Po, Pı, P2) ve üç potasyum
dozu ( Ko, Kı, K2) uygulanmıştır. Uygulama sırasında N3 dozu verilenfidan
bitkilerin hepsi denemeden çıkartılmış ve deneme 2x2x3x3x3 faktöriyel deneme
planına göre üç tekerrürlü olarak yeniden düzenlenmiştir.
Denemede gübreler 10 eşit
kısma bölünerek ve suda çözündürülecek verilmiştir.Gübre kaynağı olarak azot
için % 21 lik amonyum sülfat , fosfor için saf P2O5 ve potasyum içinde % 50 lik
potasyum sülfat kullanılmıştır.Çelik fidanlar bir yaşına geldiğinde
değerlendirme için sökülmüşlerdir.değerlendirme beş bitki üzerinden
yapılmıştır.Denemede fidan bitkilerin yaprak . gövde ve kök ağırlıkları, taç
–kök oranı, yaprak alanı, vejetatif yükseklik ve yaprak sayısı gibi fiziki
analizler ile yaprak gövde ve kökün % N,P,K kapsamları tespit edilmiş ve
değerlendirilmiştir.
Yapılan değerlendirme
sonunda NıP2Ko (1 gr.N , 3 gr. P205 , 0 gr.K2O ) kombinasyonu en yüksek yaprak
ve gövde ağırlığı, taç- kök oranı , yaprak alanı , vejetatif yükseklik ve adet
olarak yaprak sayısı oluşturmuştur.En yüksek kök ağırlığını oluşturan
kombinasyon ise NıPıK2 ( 1 gr.N, 1,5 gr. P2O5, 3 gr. K2O ) olmuştur. Denemede
optimum azot dozunun Nı (1 gr.azot) , fosfor dozunun P2 (3 gr.P2O5) ve potasyum
dozunun da kök ağırlığı için K2 (3 gr. K2O) ve yaprak , gövde ağırlığı, yaprak
alanı, vejetatif yükseklik , yaprak sayısı için ise Ko ( 0 gr. K2O) olduğu
tespit edilmiştir.Ko dozunun yeterli bulunmamasının en büyük nedeni deneme
toprağı ve bu toprakla hazırlanan ortamlarda bulunan potasyum miktarının fidan
bitkiler için yeterli olduğundan meydana geldiği tahmin
edilmektedir.
Denemede bitki besin
maddelerinin dozları artırıldıkça yaprak , gövde ve kökün % N,P,K kapsamlarıda
artmıştır.Özellikle yüksek azot dozları bitkinin potasyum alınımını, yüksek
potasyum dozları ise bitkinin azot alınımını engellediği tesbit
edilmiştir.
SUMMARY
For the next generation
can be taking advantage of tea farming and industry, it is important the
reorganization of tea farming and must be making investments for this
sector.In last years tea farming is lost its value.Thus the amount of total
income has been decreased therefore the population density has been reduced in
East Black Tea Region.Because of the properties of tea farming , there isn’t
enough possibility to make other agricultural activities productively in this
region.For that reason tea farming must be reorganized immediately and
rehabilitation projects must be developed about this
subject.
SUMMARY
In the second part, 3 locations in
the region are chosen , and in each locations four plantations, and in each
plantation four plants are chosen.Leaf samples are collected from those chosen
plants ,every year after harvest during the course of two years.The leaves are
grouped as first leave + during the course of two years.The leaves are grouped
as first leave + bud, second leaves, thirds+fourth leaves and these grouped as
first leave + bud , second leaves, thirds + fourth leaves and these groups of
leaves are analysed for the potassium content.Total potassium content of the
leaves were found as1.75% , 1.65% , 1.45% , 0.96 % in the bud + first leaf
, second leaf , third + fourth leaf and old leaf respectively.
ÖZET
Bu tebliğde konu olan
çalışmalar iki grup halinde yürütülmüştür. Bunlardan birincisi tüm çay
toprakları taranmış , her 500 dekar araziden yaklaşık bir toprak örneği alınmış
ve toplam 63800 hektar çay tarım toprağından alınan örnek sayısı 1678 adet
olmuştur.Alınan bu toprak örneklerinde amonyum asetatda çözünebilen potasyum
tespit edilmiş ve netice olarak Türkiye çay tarım topraklarının elverişli
potasyum içeriklerinin % 32,88 inde az, % 44,15 orta ve % 22,97’ sinde de fazla
potasyum olduğu bulgusuna varılmıştır.
İkinci çalışmada ise üç bölge ve bölgede dört bahçe, bu bahçelerden seçilen
dördüncü yapraklar ve yaşlı yaprakların % K kapsamlarına bakılmış.Netice olarak
Türkiye’de melez karakterli çay bitkilerinin K kapsamlarının tomurcuk+
birinci yapraklarda % 1,75, ikinci yapraklarda %1,65 , üçüncü+dördüncü
yapraklarda, % 1,45 ve yaşlı yapraklarda ise % 0,96 olduğu buldusu ortaya
çıkmıştır.
Nowadays the problems of tea industry can be ranged as harvesting and raw
material, applied tecnology,packaging , personnal positions,and marketing
problems.
Because of the tea gardens haven’t been established with tea clones, it may not
be possible to harvest tea leaves according to the plucking standarts on account
of inefficient mechanisation , the production cost of tea is going to be
higher.Due to the unqualified packaging technologies, it is difficult to protect
the quality characteristics of tea.Employing the unreasonable labor quantities
in tea organisation is another factor which is putting up the production cost of
tea.There is not an efficient marketing net in tea industry , for that reason it
is impossible to catch a high level for sale at retail and
wholesale.
THE EFFECTS OF
NITROGEN FERTILIZERS (Ammonium sulphate , Ammonium Nitrate and Urine)
ON
WASHING AWAY OF AVAILABLE POTASSIUM IN SOIL FOR TEA FARMING
ÇAY ZİRAATINDA
KULLANILAN AZOTLU GÜBRELERİN (Amonyum Sülfat, Amonyum Nitrat ve Üre)
TOPRAKTAKİ ELVERİŞLİ POTASYUMUN YIKANMASI ÜZERİNE ETKİLERİ İLE İLGİLİ BİR
ARAŞTIRMA
ÖZET
Denemede altı çeşit
toprak ve üç çeşit azotlu amonyumlu gübre kullanılmıştır. Çalışmada bozulmuş
toprak numuneleri kullanılmış gübreler ise suda çözündürülerek
verilmiştir.
Altı toprak numunesinde
dokuz yıkama sonunda topraktaki elverişli potasyumdan % yıkanabilen potasyum
olarak en yüksek % 40,59 ile amonyum sülfat uygulnamış topraklardan daha sonra %
32,50 ile amonyum nitrat , % 30,46 ile üre ve en az potasyum yıkanması ise %
22,85 ile gübre verilmeyen çözelti ile tespit
edilmiştir.
Sonuç olarak amonyum
formunda uygulanan azotlu gübrenin topraktaki elverişli potasyum yıkanması
kolaylaştığı saptanmıştır.İşte çay topraklarında görülen potasyum noksanlığının
bitkilerin kaldırdığı yanında ,amonyumlu gübrelerin yıkanmayı kolaylaştırarak
toprakta potasyum noksanlığı oluşturduğu bir