KANSER & FAYDALI BİLGİLER
![]() |
![]() |
Kanser Nedir: Kanser tek bir
hastalık değildir, pek çok değişik
kanser türü vardır. Bazı kanserler
yıllar boyunca hemen hiç değişmeden
kalabilir ve yaşam beklentisi üzerinde
etkisi olmaz. Buna karşın, tanı
konulduktan kısa süre sonra ölüme yol
açan bazı ender kanser türleri de
vardır. Nasıl enfeksiyon terimi basit
soğuk algınlığından çıbana, sıtmadan
tüberküloza kadar tüm hastalıkları
içeriyorsa, kötü huylu (malign, habis)
hastalık terimi de hem hastalığın
davranışı hem de şiddeti açısından aynı
ölçüde çeşitlilik gösterir; ancak tabii
ki kanser bulaşıcı değildir.
Kontrol Kaybı Var olan hücrelerin “mitoz” adı verilen bir süreç sonucunda ikiye bölünmesiyle yeni hücreler üretilir. Erişkinlerde ölen ve bölünen hücrelerin sayısı arasında normal olarak mükemmel bir denge vardır; çocuklar büyümekte olduklarından, durumları daha farklıdır. Normal olarak yitirilen hücrelerin yerine aynı sayıda hücre üretilir. Bu dengeyi kontrol eden mekanizmalar son derece karmaşıktır. Kontrolün yitirilmesi hücrelerin sayısında fazlalaşmaya ve tümör oluşumuna yol açabilir. Ne var ki, tümörlerin ancak küçük
bir bölümünün kanserli oldukları da
unutulmamalıdır. Tümörlerin çoğu normal
ya da normale oldukça yakın, yerel hücre
birikimleridir ve iyi huyludur (benign,
selim). Siğiller bunun için iyi bir
örnektir. Genler Tüm hücrelerin davranışları merkezi
kontrol birimleri olan çekirdekteki (nükleus)
genler tarafından kontrol edilir. Her
hücre çekirdeğinde yaklaşık 40,000 gen
vardır. Genler “DNA” adındaki karmaşık
bir kimyasal molekülde kodlanmış olarak
bulunan çok küçük, son derece
yoğunlaştırılmış bilgi ve talimat
depocuklarıdır. Çok sayıda gen bir araya
gelerek ancak mikroskopta görülebilen
kısa şerit parçacıklarına benzeyen
sarmallar oluşturur. Bunlar, birbirine
eşler halinde bağlanan kromozomlardır;
toplam 23 çift kromozom vardır. İlk hücrede bulunan genetik bilgiler, bu hücreden gelişecek olan insanın tüm fiziksel özelliklerini belirler. Ancak vücuttaki oluşum tamamlandıktan sonra, belirli bir hücredeki bu genetik bilgilerin çoğu artık gereksizleşir. Hücrenin tüm gereksindiği yalnızca kendi özel işlevlerini yerine getirmekte kullanacağı bilgilerdir. Diğer işlevlerle ilgili talimatlar gereksizdir. Belli hücrelerde etkin durumda bulunan önemli bilgiler hücrelerin kendi davranış ve özelliklerinin yanı sıra, bu hücrelerin oluşturduğu dokunun özelliklerini de yönetir. Kanser genleri Normal hücrelerde bulunan ve “on-kogen” adı verilen özel genler vardır; onkogenler ya uyur haldedir (hareketsiz) ya da hücrenin davranış ve bölünmesinde bir rol oynarlar. Örneğin tütün dumanı, mor-ötesi ışık ya da bazı virüslere bağlı DNA hasarı bu genlerde anormalliklere ya da “mutasyonlara” neden olarak, genin aktivitesinde artış ve anormallikle sonuçlanır. Bu da hücrenin anti-sosyal bir tarzda davranmasına ve habisleşmesine (kanserleşmesine) yol açabilir. Onkogenler yanında her hücrede ‘tümör baskılayıcı genler’ vardır ve bunların normal görevi bölünmeyi sınırlandırmaktır. Birçok kansere yol açan, tömür baskılayıcı bir genin ak-tivitesini azaltan hasardır. Genler yalnızca habis oluşumların gelişmesinde değil, kanserin daha sonraki davranışı ve tedaviye yanıtı üzerinde de kritik bir rol oynar. Örneğin bazı genler kanserlerin komşu dokuları ele geçirme ve vücudun başka bölgelerine yayılarak metastaz yapabilmeleri açısından önemli olan proteinlerin üretiminden sorumludur. Başka genler ise hücrenin kendi kendisini uyaran “büyüme faktörleri” üretmesine yol açar ya da kanser ilaçlarını etkisizleştirir. Hücrenin ölümü bile genetik kontrol altındadır. Genetik hasar hücrelerin ölmemesine de yol açabilir; bu hem kanser gelişimi hem de kanserin radyoterapiye ya da ilaçlara direnci açısından önemli bir etmen olabilir. Kanser oluşumu sürecinde, hücrenin habis bir biçimde davranmaya başlamasından önceki ve sonraki birkaç yıl boyunca, bir dizi genetik bozukluk birikir. Kanserin başlamasından sonra yeni gen mutasyonları olması, bazı kanserli hücrelerin diğerlerinden farklı davranmasına neden olabilir. Bu da, belirli bir evrede büyümenin yön değiştirmesine yol açabilir. Kanserin davranışı ve tedavinin uzun dönemdeki sonucu, sonuçta en fazla antisosyal özellik sergileyen hücrelere ve onları yok etmeyi hedefleyen tedaviye en fazla direnç gösteren hücrelere bağlıdır. Çoğalma Hızı Hücrelerin çoğu birkaç günde bir bölünürken, bazıları çok daha yavaş çoğalır. Neredeyse tüm kanserlerin tek bir hücredeki genetik bir anormallikten kaynaklandığı ve kes-meşeker büyüklüğündeki bir kütlede yaklaşık bin milyon hücre bulunduğu dikkate alınırsa, kanserlerin çoğunun görünür hale gelmesinden uzun bir süre önce başladığı anlaşılir. Tanı sırasında kanserlerin çoğu genellikle kesmeşekerden biraz daha büyüktür ve birçoğu yavaş yavaş büyüyerek 10-20 yıl boyunca var olmuştur. Ancak, bir tümörün boyutlarının iki katına çıkması için gereken süre büyük değişkenlik gösterir. Bu ‘iki katına çıkma süresi’ birkaç gün ile birkaç yıl arasında değişebilir; ancak en yaygın kanserlerin çoğunda bu süre ortalama 2-3 aydır. Çoğalma hızı açısından önem taşıyan bir diğer etmen de, kanserin kendisini besleyecek yeni kan damarları oluşumunu ne ölçüde uyarabileceğidir. Yeni kan damarı oluşumunu engelleyen ilaçların geliştirilmesiyle ilgili olarak günümüzde heyecan verici araştırmalar yürütülmektedir. |
|
Hacettepe üniversitesi araştırma sonuçları. **DOĞAL GIDALAR TÜKETELİM** Piyasada satılan hazır gıda maddeleri ülkemizde insan sağlığını ciddi biçimde etkileyecek derecede katkı maddeleri içermektedir.Ancak bu maddeler,tüm çabalara rağmen medya aracılığı ile ilan edilmektedir.Günümüzde gıda sektörü büyük bir tröst halini almıştır örneğin, hiç bir yayın organında Coca cola'nın zararlı olduğunu göremezsiniz.Ancak biz tüketiciler,Aile fertlerimizi,çevredeki arkadaşlarımızı haberdar ederek bilinçlendirebiliriz.Tüm Kolalı içeceklerde kullanılan katkı maddelerinin tespiti için analiz yapılmasını izin verilmemiştir.
Sizlere aşağıda sunduğumuz tablo,alacağınız hazır gıda maddelerindeki katkılarla ilgili bilgi vermektedir.Sizin sağlığınız için lütfen herhangi bir gıda maddesini satın almadan önce ambalajın üzerini dikkatle inceleyip katkı madderini belirleyiniz. Zararsız Katkılar: E100,103,104,105,111,121,122,126,130,132,140,151,152,160,161,162,163,170,174,175,180,181,200,201,202,203,236,237,238,260,261,262,263,270,280,281,282,290,300,301,303,304,305,306,307,308,309,322,325,326,327,331,332,333,334,336,337,382,400,401,402,403,404,405, 406,408,410, 411,420,421,422, 440,471472,473,474,475,480.
Süpheli Katkılar:
E125,41,150,153,171,172,173,240,241,477,605,E220,221,222,223,224,338,339,340,341,460,461,466,407 (mide ve bağırsak
hastalıkları) Tehlikeli Katkılar: E102,120,E311,312(Nörolojik hastalıklar) Kanserojen Katkılar: E102,110,123,124,131,142,210,211,213,214,215,216,217 Örneğin E221-Sodyum Benzoat Ketçaplarda bulunmaktadır. E123,110 Abd,İngiltere,Fransa,Almanya,Rusya,Japonya ve daha bir çok ülkede yasaklanmıştır.Fakat ülkemizde Renkli Draje Çikolatalarda ve Kaymaklı Bisküvilerde Kullanılmaktadır. En Tehlikeli Kanserojen Katkı: E330 (Ne yazikki Bir Çok Hazır Gıdada Kullanılmaktadır.)
Bazı
Hazır Gıdalarda Tespit Edilen Katkı Maddeleri: |
|
Özellikle, 40 yaşın üstündeki kadınlar dikkat!. Türkiye'de her yıl yaklaşık 30 bin kadında meme kanserine rastlandığı belirtilerek, bu hastalığın 40 yaş üzerindeki kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğu bildirildi.
Meme kanserinin, kadınlarda ölümlere yol açan kanser türleri arasında ilk sırada yer aldığı kaydedilerek, 40 yaş üzeri kadınlarda bu hastalığın görülme sıklığının, 40 yaş altındaki kadınlardan 4 kat daha fazla olduğu bildirildi. Türkiye'de koroner kalp hastalıklarından ölümlerin yüzde 43 oranıyla ilk sırada yer aldığı vurgulanarak, bu ölümlerin önemli bir bölümünün 41-58 yaş grubundaki kadınlarda görüldüğü ifade edildi. Yüksek tansiyon, sigara ve alkol kullanımı, şişmanlık, hareketsiz yaşam tarzı, diyabet ve bilinçsiz beslenmenin, özellikle 40 yaş üstü kadınlarda kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini artırdığına dikkat çekilerek, şu uyarılarda bulunuldu: -Yeterli ve dengeli beslenin. Bu, 4 besin grubundaki besinlerin yeterli miktarda tüketilmesidir. Söz konusu besinler; süt grubunda yer alan süt, peynir ve yoğurt, et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta ve kuru baklagiller, sebze ve meyve grubu ile tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç, mısır ve tarhanadır. -Alkol ve sigaradan uzak durun. Sigara; akciğer, ağız boşluğu, yemek borusu, boyun, pankreas, mesane, böbrek, mide ve kan kanserine, alkol ise karaciğer ve yemek borusu kanserine yol açar. -20 yaşın üzerindeki tüm kadınlar ayda bir kez kendi kendilerini elle muayene etmelidir. Bu kontrollerde kadınlar memelerinin dokusu ve apısı konusunda fikir sahibi olacakları için oluşacak herhangi bir değişikliği hemen fark edeceklerdir. Bu muayeneler, adet bitiminde yapılmalıdır. Çünkü regl (adet) döneminde meme dokusu yumuşak olur ve herhangi bir kitlenin varlığı kolayca fark edilir. Adetten kesilme söz konusuysa bu muayene her ayın aynı gününde tekrarlanmalıdır. -Meme muayeneleri ayna karşısında dikkatli bir gözlemle yapılmalıdır. Ayna önündeki kontrollerde; memede ele gelen sertlik veya kitle, meme başlarının pozisyonlarında değişiklik, kalınlaşma, kızarıklık veya yara olması, memenin rengi, dokusu veya şeklinde değişiklik, meme derisinde kalınlaşma, şişme veya renk değişikliği, meme ucundan akıntı, meme veya meme başında içeriye doğru çekilme durumu tespit edilirse derhal bir hekime başvurulmalıdır. -Kadınlar 40 yaşından itibaren kontrol amaçlı mamografi çektirmelidir. BESLENMEYE DİKKAT 40 yaşın üzeri kadınlardan beslenmeyle ilgili olarak da şunlara dikkat etmeleri istendi: -Yağlar konusunda ölçülü olun ve doymamış yağları tercih edin. Tereyağı, diğer hayvansal yağlar ve margarinlerin çoğu doymuş yağlardır ve kolesterol düzeyini artırırlar. Ayçiçek, soya, mısırözü gibi bitkisel yağların çoğu doymamış yağlardır ve kolesterol içermezler. Yemeklerin doymamış yağlarla hazırlanması yararlıdır. -Günlük protein ihtiyacınızı hayvansal ve bitkisel kaynaklı gıdalardan dengeli olarak alın. -Besinler yoluyla alınan kolesterole dikkat edin. Kolesterol miktarı kırmızı et, sakatat gibi hayvansal gıdalarda yüksektir. Bu besinler tüketilirken kolesterol içerikleri göz önünde bulundurulmalıdır. -Posalı besinleri sıkça tüketin. Sebze ve meyveler posa, vitamin ve mineral içeriği zengin besinlerdir. Kuru baklagiller, yulaf, mercimek, mısır, buğday ve ekmek ibi posa yönünden zengin besinler günlük beslenmede yer almalıdır. -Şekerli içecek ve tatlı tüketiminizi azaltın, şeker içeriği az olan besinleri tercih edin. Bu besinlerin fazla miktarda tüketimi, vücut ağırlığının artmasına ve besleyici değeri yüksek olan besinlerin tüketiminin azalmasına neden olur. -Tuz tüketimine dikkat edin. Tuz tüketimi ile yüksek tansiyon arasında yakın bir ilişki vardır. Tuz içeriği düşük besinler tüketin. Sebze ve meyve tüketimini artırın. -Vücut ağırlığınızı dengede tutun, fiziksel aktivitenizi artırın. Vücut ağırlığının normalden az ya da çok olması çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlar. Bu nedenle kilonuzu normal sınırlar içinde tutmak için yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterin. -Hareketli bir yaşam sürmeye çalışın, kısa mesafeleri yürüyün. 1. Meme kanseri nedir? :Hücre bölünme olayındaki kontrol bozulduğunda anormal çoğalma olur ve tümör
oluşur. Meme kanseri, meme dokusunu yapan hücrelerin amaçsız ve kontrolsüz
olarak çoğalmasıdır. Bu hücreler kan yoluyla diğer organlara da dağılabilir. 5. Teşhis Yöntemleri
:Meme kanseri erken teşhis edildiğinde iyileşme oranı %90'dan fazladır.
Teşhiste geç kalınırsa, tümör vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Önemli
olan, kanserin kan ve lenf yoluyla koltuk altına ve vücuda yayılmadan tedavi
edilmesidir. Kanserle savaşta Avrupa Yasası Sigara içmeyin. İçiyorsanız bir an önce bırakın ve başkalarının sigara dumanına maruz kalmayın.Alkollü içki tüketimini azaltın. Güneş ışınlarına aşırı maruz kalmaktan kaçının. Her türlü kanserojen maddenin üretiminde veya kullanımında mesleki güvenlik önlemlerine uyun.Sebze, meyve ve liften zengin gıdaları sık tüketin. Aşırı kilo almaktan kaçının ve yağlı yiyeceklerden zengin besinlerin tüketimini kısıtlayın. Bir benin görünümünde değişme, bir kitlenin varlığı ve anormal kanamalar şikayetleri varsa doktora başvurun. Uzun süren öksürük, ses kısıklığı, kabızlık açıklanamayan kilo gibi bozukluklarda doktora başvurun. Kadınların jinekolojik muayenede düzenli olarak kanser riskini gösteren testleri yaptırmalı.Düzenli olarak meme muayenesi yaptırın. Mamografi çektirin. |
|
Acı biber kanseri boğuyor!
Kırmızı acı biberin kanser hücrelerini oksijensiz bırakarak öldürebildiği
saptandı. |
|
MUTLAKA DİKKAT EDİN Sağlıklı beslenmek için; *Sebzeleri bıçak kullanmadan elle, büyük yapraklar halinde
kullanmayı deneyin. *Meyve suyunu anında bekletmeden için. *Süt içmeyi alışkanlık haline getirin. Çünkü mineral ve vitaminlerin yanı sıra, fosfor ve kalsiyum yönünden zengindir. Buda bağışıklık sistemini dengeler. *Günde 5 yada daha fazla meyve ve sebze yenmesi kadınlarda göğüs kanseri riskini azaltıyor. *Az et tüketimi içeren, meyve ve sebze ağırlıklı beslenme alışkanlığı , özellikle göğüs prostat, kalın bağırsak ve diğer bazı kanser türlerine karşı koruyucu etki sağlıyor. *Domates ve domates kaynaklı yiyecekleri sıkça tüketenlerde bazı kanser riskleri daha az görülüyor. *Sigara tüketiminin akciğer, yemek borusu, mesane, pankreas, böbrek, mide ve serviks kanseri ile ilişkisi var. *Alkol tüketimi yemek borusu, pankreas, meme, ağız boşluğu, serviks ve kalın bağırsak kanserleri için risk faktörü. *Sebze ve meyve tüketimi birçok kanser türüne karşı koruyucu etkisi görülüyor. Özellikle ağız boşluğu, yemek borusu, akciğer, mesane kanserleri. Kalınbağırsak kanserinden korunmada özellikle tahılların ilişkisi var. *Hayvansal yağ ve kırmızı eti kalınbağırsak ve prostat kanseri için birer risk faktörü özelliği taşıyor. Aşırı kilo rahim ve böbrek kanseri için, fiziksel aktivitenin azlığı kalın bağırsak kanserleri için risk taşıyor. |
|
KANSERİ SEVMİYORSAN ONU BESLEME! Dünya hayatı ancak Yüce Allah'ın belirlediği zaman son bulur. Dünya hayatı konusundaki kader yazgısı ayette şöyle ifade buyurulur: "Allah'ın emir ve kazası olmadıkça hiç bir kimseye ölmek yoktur. O, vadesiyle yazılmış bir yazıdır" (Âl-i İmran, 145). Ömrün vadesi Yüce Allah katında belirli bir süreye göre tayin edilmiştir. Bizler ancak yaşadığımız süre içinde sağlıklı yaşamayı yada yaşamamayı kontrol edebiliriz. Kanserle yaşamayı bilmek, sağlıklı yaşamayı bilmektir. Bunun için en önemli mücadele doğru beslenme ile başlar. Bu başarılırsa hastalığın kişi için hiçbir zararı olmaz ve Yüce Allah’ın izni ile yok olur. BESLENMEDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR SU (su gibi aziz olmak) 1- Yemeklerden 30 dakika önce, sabah aç karnına (saat 6.00 sularında), yemeklerden 2 saat sonra ve susanıldığı zaman bol su içmek.(içilen su KAYNAK SUYU olacak, kesinlikle şebeke suyu olmayacak.) 2- Yemekler kesinlikle şebeke suyundan yapılmayacak. İçilen su soğuk olmayacak, ılık yada hafif sıcak su içilecek. Su içerken vücudunuzun sesine kulak verin, dolaşım sisteminizdeki işleyişi, idrar ve bağırsak hareketlerinizi, susama ihtiyacınızı, içerken lezzetini, enerji bakımından vücut hareketlerinizi takip ederseniz size ilaç gibi gelecek suyu tespit edebilirsiniz. Bazı sular size su içirtirken, bazılarının sizi su içmekten uzaklaştırdığını fark edeceksiniz!
Aynı bölgeden çıksa dahi su kaynakları
ve fabrikasyon işleyişi farklı olduğu için, doğal kaynak suyu olarak aldığınız
suları test edin. Dönem dönem içme suyu markanızı ve bölgesini değiştirin,
kendinizde de değişiklikler fark edeceksiniz. Vücudunuzun su miktarının yeterli olup olmadığını anlamanın en etkili yolu, idrara dikkat etmek. Açık renkli idrar, su ihtiyacını doğru karşıladığınızı gösterir. Eğer idrarınız koyu renkli ise, bu yeterince su almıyorsunuz anlamına gelir.Tüm hastalıkların birinci nedeninin, vücudun susuz kalması olduğu belirtiliyor.Su temel enerji kaynağıdır, vücudun “nakit akımıdır.” Vücudumuzun çok iyi bir şekilde kendi kendini iyileştirebileceğini, çoğu kişinin bunu oruç kürleri vasıtasıyla başarmaktadır.. Yüce Mevlâ, suyu tertemiz olarak belirli bir miktarla ( Mü’minûn , 18) gökten indirdi ve onu yeryüzünde kaynaklara yerleştirdi (Zümer , 21). Tertemiz olan suyun aynı zamanda temizleyici olduğunu bize bildirdi
Dr. Batmanghelidj "Hasta Değil Susuzsunuz" kitabında
vücudumuzun tam 46 nedenle suya
ihtiyaç duyduğunu anlatmaktadır. Bunlar şunlardır:
1- Hiçbir canlı susuz yaşayamaz. NE ZAMAN SU İÇMELİYİZ? Su olmadan sağlıklı bir hayat düşünülemez. Uzmanlar ise suyun soluduğumuz hava kadar gerekli olduğu ve yaşamın kaynağı olduğu konusunda hem fikirler. Peki, sağlıklı bir yaşam için ne kadar su içmeliyiz? İşte Türkiye'de tamamlayıcı tıp denilince ilk akla gelen isimlerden bir olan Dr.Hüseyin Nazlıkul'un bu konu hakkındaki yazısı:
1) Yeni güne su içerek
başlayın. Bu bir bardak su böbreklerinizi
boşaltmanıza ve detoks sisteminizin gün boyu çalışmasına yardımcı
olacaktır. Bir bardak suyun faydaları işte böyle. Suyun yukarıda sıralanan faydalarını okuyunca; "Canlı olan her şeyi sudan yarattık. Hala inanmıyorlar mı?" (Enbiya, 30) ayetini aklımızdan çıkarmamamız gerektiğini daha iyi anlıyoruz. Ne Yemeli ve Ne Yememeli !
Kanser şekeri seviyor Elma kabuğu mucizesi
Kanserli hastaların
tedavisinin sağlık harcamaları içinde büyük bir yer tuttuğunu belirtildi Kansere iyi geliyor Çiğ ya da pişirilmiş
sarımsak tüketenlerde mide, bağırsak, prostat, gırtlak ve meme kanserinin daha
az görüldüğü bildirildi. İşte kanseri riskini tetikleyen ve riski azaltan gıdalar..
Kanser riskini azaltmanın en önemli ve kolay yollarından biri beslenmeye dikkat etmektir. Beslenme pozitif veya negatif olarak hem hastalık oluşumuna hem de oluştuktan sonra tedavisine etki ediyor.
Dr. Uğur Göğüş, Pehlivan Yayınlarından piyasaya sürülen kitabında, kansere
doğrudan etkisi olan gıdalar, beslenme türünün kanserle ilişkisi, seçilecek
gıdaların tüketilmesi ile kanserden korunma yolları ve tedavi
sürecinde hangi yiyeceklerin tüketilmesi gerektiği gibi birçok konuya açıklık
getiriyor. Araştırmalara göre, kanser vakalarının
yüzde 65’inin doğrudan alınan gıdalarla ve beslenme
tipine bağlı geliştiğini belirten Göğüş, bunlarla birlikte sigara ve alkol
tüketimi ile hareketsiz yaşam biçiminin benimsenmesinin bu oranı yüzde 85’e
çıkardığını bildirdi. KANSERE YAKALANMADAKİ RİSK FAKTÖRLERİ
Göğüş, hareketsiz yaşam biçimi, sigara ve alkol
tüketimi, yağlı kırmızı et ve et
ürünleri, yağlı kanatlı et ve et
ürünlerinin yenilmesi, fazla yağlı gıda tüketimi, unlu mamullerin alınması,
yemeklerde fazla tuz kullanılması, sebze, meyve, baklagil, su ve tam
buğday gıdalarının tüketimine önem verilmemesinin kansere yakalanma riskini
artırdığını belirtti.
Göğüş’ün, kitabında yer verdiği bilgilere göre, soya fasulyesi ve soyalı
ürünlerde bulunan soya proteinler, hayvansal proteinlerin kalitesine yakın
bitkisel protein grubunu oluşturuyor ve içindeki
“daidzein” ve “genistein”
maddeleri özellikle prostat ve göğüs
kanseri riskini azaltıyor, kontrol altına alıyor.
Kansere karşı korunmada, sebze ve
meyvelerin,
kabuk, zar, sap, çekirdek gibi sindirilmeyen kısımlarını oluşturan lifli
gıdaların tüketilmesi gerekiyor. Bu nedenle özellikle mide ve bağırsak
kanserinden korunmak için patates kızartırken kabuklarının soyulmaması, elma,
şeftali, domatesin kabuklu tüketilmesi öneriliyor. Çünkü, lifler sayesinde
kanserojen maddelerin bağırsaklardan emilerek kana karışması ve diğer
organlarda
kanser oluşturma
riski azalıyor.
Normal şartlarda kan hücrelerinin çoğalmaları ve kan
yapımı için demir yönünden zengin gıdaların tüketilmesinin önemli olduğu,
ıspanakta ve pek
çok bitkisel gıdada bulunan demirin, “kaliteli” demir olmadığı, kırmızı et,
balık, kanatlı etleri ile yumurtada bulunan demirin ise “sindirilebilir, kana
karışabilir” özellikli ve yüksek
oranlı olduğu belirtiliyor. |