Dişetlerinin
iltihaplanmasına; halk arasında dişeti iltihabı, tıp
dilinde ise piyore veya paradontal hastalığı denir.
Dişetleri çevresinde toplanan besinlerin orada
mikroplanması sonucu ortaya çıkar. Dişetlerinin
kenarları düz, parlak, kırmızı ve hafifçe şikin bir
şekil alır. Fırça ile dokunulduğunda kanar. Tedavi için
yapılacak ilk iş, diş temizliğine itina göstermektir.
Ayrıca aşağıdaki reçeteler de kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Tuz, su.
Hazırlanışı : 1 bardak suya 1 tatlı kaşığı sofra
tuzu konur. Eriyinceye kadar karıştırılıp gargara
yapılır.
Daha çok
çocuklarda görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Hastanın
ağzından çıkan tükürük damlacıklarıyla bulaşır. Tıp
dilinde parotitis epidemica denilen bu hastalık;
genellikle kulak altında bulunan tükürük bezlerinin
iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Kuluçka devresi, 18
gündür. Hastanın ateşi birdenbire yükselir, genel bir
halsizlik görülür. Çok defa kulağın ön ve altında
bulunan tükürük bezleri şişer ve acıma hissi duyulur.
Yanak ve kulağın altı kabarır, kulak memesi de hafifçe
yukarı doğru kalkar. Ağızda kuruluk, dilde pas vardır.
İştah da azalmıştır. Bu durum birkaç gün devam ettikten
sonra tükürük bezlerindeki şişlik yavaş yavaş kaybolmaya
ve hasta iyileşmeye başlar. Hastalığın kendisi çok
tehlikeli bir hastalık olmadığı halde; başka
hastalıklara zemin hazırlar. Bu hastalıklar arasında;
pankreas, gözyaşı keseleri, böbreküstü bezleri,
erkeklerde husyeler, kadınlarda yumurtalıkların
etkilenmesi önemli sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle en
iyi şekilde tedavi edilmesi gerekir. Hastanın sağlıklı
kimselerle konuşması, görüşmesi önlenir. Sulu yiyecekler
verilir. Kabız olmaması sağlanır. Ayrıca aşağıdaki
reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Hindyağı.
Hazırlanışı : Her sabah aç karnına bir çorba
kaşığı hindiyağı içilir. Bu hastanın kabız olmasını
önler.
Tuvalete hiç
çıkmama veya çok seyrek çıkmaya kabızlık, peklik ya da
inkıbaz denir. Tıp dilinde ise konstipasyon adı verilir.
Yeterince sulu şeyler yememe, sinir bozukluğu, bağırsak
tıkanıklığı, sindirim sistemi bozuklukları, hormon
dengesizliği, basur, fıtık boğulması, kabızlığı doğuran
nedenler arasındadır. Ayrıca günlerinin büyük bir
kısmını oturarak geçirmek zorunda olanlarla, hamilelerde
ve yaşlılarda görülür. Öncelikle kabızlığa neden olan
hastalığı tespit etmek gerekir. Esas nedeni tespit
etmeden alınacak müsil ilaçları kötü sonuçlar
doğurabilir. Kabız omayı önlemek için, sebze çorbaları
ve yemekleri, mercimek, ıspanak, salata, balık ve çavdar
ekmeği yemek çok faydalıdır. Ayrıca erik reçeli, bal,
üzüm, kayısı veya elma yemek; bol su veya şerbet içmek
de yararlıdır. Müzmin kabızlıktan şikayet edenlerin de;
fazla et, yumurta, peynir, beyaz ekmek, muz gibi
yiyecekleri azaltmaları, kahve çay ve sigarayı en az
miktara indirmeleri, alkolü bırakmaları gerekir.
Kabızlığı gideren ilaçların fazla miktarda ve uzun süre
kullanılması kötü sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle
ilaçları kullanırken tavsiye edilen miktarları aşmamak
gerekir. Tedavi maksadıyla aşağıdaki reçeteler de
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kuru erik, su.
Hazırlanışı : 8 bardak suya, 250 gram kuru erik
konur. Erikler pişinceye kadar kaynatılır. Günde 3 kere
birer su bardağı içilir.
Düzensiz bir
hayat, yorgunluk, sinir bozuluğu, şiddetli romatizma
veya doğuştan meydana gelen kalp hastalıklarında; daha
geniş bir ifadeyle bütün kalp hastalıklarında aşağıdaki
maddelere dikkat etmek gerekir.
- Sinirlenmeyin.
- Sigarayı bırakın.
- Şişmanlamamaya ve kilonuzu muhafaza etmeye çalışın.
- Fazla yorucu işler yapmayın.
- Uyku ve dinlenmenizi ihmal etmeyin.
- Koşmayın, acele etmeyin.
- Her gün bir öncekinden daha iyi olduğunuza inanın.
- Kabız olmamaya dikkat edin.
- Çürük dişleriniz varsa, tedavi ettirin.
- Fazla miktarda yağlı sığır veya koyun eti, sütlü
şeyler yemeyin. Konserve, pastırma, salam, peynir,
turşu, balık ve çikolata gibi şeyleri mümkün olduğunca
azaltın.
- Yemeklere tuz koymayın. Yemeklerinizi mısırözü,
ayçiçeği veya haşhaşyağı ile hazırlayın
- Bol bol taze sebze ve meyve yiyin.
- Bol bol yoğurt yiyin.
Ayrıca aşağıdaki reçetelerden dilediğinizi kullanın.
Tedavi için gerekli malzeme : Bal, su.
Hazırlanışı : 1 su bardağı suya 3 kahve kaşığı
süzme bal konur. Iyice karıştırıldıktan sonra içilir.
Aynı işlem her yemekten sonra tekrarlanır.
Kalp üzerinde
hissedilen ağrıya tıp dilinde prekardiyal ağrı denir.
Kalp ağrısı nefes darlığı ve şok ile görülürse;
enfarktüs krizinden şüphe edilir. Bu gibi durumlarda
hastayı fazla hareket ettirmemek, istirahat etmesini
sağlamak ve doktora başvurmak gerekir. Kalbin ön
kısmında devamlı olarak ağrı varsa; nedeni psikolojik
olabilir. Bu çeşit kalp ağrılarını tedavi etmek
maksadıyla aşağıdaki reçetelerden faydalınabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Anason, su.
Hazırlanışı : 1 su bardağı sıcak suya yarım kahve
kaşığı anason konur. 15 dakika bekletildikten sonra
süzülüp içilir. Aynı işlem sabah akşam tekrarlanır.
Kalbin; dakikada
90'dan fazla atmasına, tıp dilinde taşikardi denir.
Ancak bu sayı, yaş gruplarına göre değişir.
Normal Kalp Atışları :
0 - 1 yaşları arasında; dakikada 120-140
1 - 3 yaşları arasında; dakikada 90-120
3 - 7 yaşları arasında; dakikada 90- 100
7 - 20 yaşları arasında; dakikada 80 - 90
20 yaşından sonra; dakikada 60-80 arasında değişir.
Her yaş grubunda; normal atışın 1 fazlası; kalbin hızlı
attığını gösterir. Kalbin atışları, göğüsten, köprücük
kemiği üzerindeki nabızdan veya el bileğinin dış
kısmında, kemikle kiriş arasındaki yerden sayılabilir.
Taşikardi; her zaman kalp hastalığının belirtisi
değildir. Çünkü koşmak, sindirilmesi güç şeyler yemek,
heyecanlanmak, sigara, içki, çay, kahve içmek,
zehirlenmek, bazı ilaçlar ve kadınların aybaşı halleri
taşikardiye neden olabilir. Bu çeşit taşikardi, nedenin
ortadan kalkmasıyla geçer. Ancak kalp hastalıkları,
böbrek hastalıkları, ateşli hastalıklar ve zehirlenmeler
de taşikardi yapar. Bu nedenle, doktora başvurmak
gerekir. Tedavi maksadıyla aşağıdaki reçeteler
kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Pekmez, üzüm
sirkesi.
Hazırlanışı : 1 çay bardağı pekmeze 1 çorba
kaşığı üzüm sirkesi konup, içilir.
Romatizma, iyi
tedavi edilmeyecek olursa; kalbin içindeki kapakçıklara
yerleşir. Bu kapakçıklardan; en fazla mitral kapakçık
etkilenir ve daralıp, sertleşir, büzülür. Daha çok
kadınlarda görülen kalp romatizması sonucu ortaya çıkan
hastalığa mitral darlığı veya mitral stenoz denir.
Hastada nefes darlığı, kuru öksürük, sık sık soğuk alma,
morarma, el ve ayaklarda üşüme ve yorgunluk görülür.
Tedavinin ilk şartı üzülmemek, her gün bir öncekki
günden daha iyi olduğuna inanmak ve doktorun
tavsiyelerine uymaktır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de
kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Çilek
Hazırlanışı : Yemek aralarında 100'er gram çilek
yenir.
Genellikle
şişmanlarda ortaya çıkan bir durumdur. Tedavi için
zayıflamak ve aşağıdaki reçeteleri kullanmak gerekir.
Tedavi için gerekli malzeme : Limonsuyu, su.
Hazırlanışı : 1 kahve fincanı limon suyu ile 1
kahve fincanı su karıştırılıp, aç karnına içilir. Aynı
işlem sabah akşam tekrarlanır.
Kalbin sağ, sol
veya her iki karıncığının; içindeki kanı, her vuruşunda
muntazaman boşaltamaması şeklinde ortaya çıkar. Üç
şekilde görülür.
Sol Kalp Yetmezliği : Hastada nefes darlığı ve kuru
öksürük vardır. Geceleri daha zor nefes alır. Çarpıntı,
baygınlık ve terleme görülebilir. Buna kalp astımı adı
verilir. Nedeni; aort veya mitral kapaklarının
hastalanması veya koroner rahatsızlığıdır.
Sağ Kalp Yetmezliği : Hastanın ayak ve ayak bilekleri
şişer. Buralara, parmakla bastırılınca bir süre çukur
kalır. El, ayak ve yüzde morarmalar; hazımsızlık ve
iştahsızlık görülür. Nedeni, mitral kapağı hastalığı,
müzmin bronşit veya doğuştan olan kalp hastalığıdır.
Kaonjestij Kalp Hastalığı : Sağ ve sol kalp yetersizliği
bir arada olduğu zaman görülür. Nedeni aort veya mitral
kapaklarının hastalanması, müzmin bronşit veya akciğer
hastalıkları, romatizma ve tiroid hastalıklarıdır.
Aşağıdaki tavsiyelere uymak gerekir:
- Sigara içmeyin
- Yemeklere fazla tuz koymayın.
- Uykularınızı ihmal etmeyin.
- İstirahat edin ama devamlı olarak yatmayın.
- Sinirlenmeyin, üzülmeyin, her şeyi kendinize dert
etmeyin.
Ayrıca aşağıdaki reçetelerden dilediğinizi kullanın.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, su.
Hazırlanışı : 1 çay bardağı sıcak suya yarım
kahve kaşığı nane konur. 10 dakika bekletildikten sonra
süzülüp, içilir.
Çeşitli nedenlerle
yorulan kalbi dinlendirmek ve ortaya çıkan şikayetleri
gidermek için aşağıdaki reçetelerden faydalanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kuşkonmaz.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 tutam kuşkonmaz
konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3
kere, birer çorba kaşığı içilir.
Daha ziyade
bağırsakları zayıf olanlarda görülen bir hastalıktır.
Bazen iltihapla birlikte ülser de görülür. Buna tıp
dilinde ülserli kolit denir. Hastalık aniden başlayıp,
hiç beklenmedik bir anda kaybolabilir. Hastada aniden
veya yavaş yavaş gelen ishal görülür. Dışkısı kanlıdır.
Hasta, karın ağrılarından şikayet eder, ateşi de
yüksektir. Doktora başvurmak şarttır. Bu arada istirahat
etmek ve bol vitaminli gıdalar almak gerekir. Alkol,
fazla miktarda meşrubat ve süt içilmez. Çekirdek gibi
kabuklu şeyler yenmez. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de
kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Enginar, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 tane enginar
doğranır. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür.
Yemeklerden önce birer çay bardağı içilir.
Kılların dibinde
başlayıp süratle büyüyen bir iltihaptır. Özellikle sırt,
ense ve yüzde meydana gelir. Nedeni stafilokok cinsi
mikroptur. Tıp dilinde füronkül denir. Kan çıbanı küçük
kırmızı ve sert bir şişliktir. Büyüdükçe ağrısı ve
gerginliği artar. En sonunda baş verir. Bir süre sonra
da orta kısmı yumuşar, sarılaşır ve içindeki cerahat
boşalır. Kabuk döküldükten sonra da yerinde ufak bir iz
kalır. Kan çıbanlarını, kesinlikle sıkmamak ve hatta
dokunmamak gerekir. Çabuk olgunlaşması ve cerahatin
boşalması için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Zeytin.
Hazırlanışı : 10 tane siyah zeytin allınır.
Çekirdekleri çıkarıldıktan sonra ezilip çıbanın üzerine
konur. Bu işlem çıban boşalıncaya kadar devam eder.
Tıp dilinde
Hematüri adı verilen bu durum, önemli bir hastalığın
işareti olabilir. Bu nedenle vakit kaybetmeden bir
doktora başvurmak gerekir. İdrarda kan görülmesi;
idraryolu iltihabı, prostat iltihabı, mesane taşı,
böbrek kanaması, böbrekte taş veya kum, kan hastalıkları
veya bir başka hastalığın belirtisi olabilir. Ayrıca
bazı ilaçlar ve gıdalar da idrarda kan görülmesine neden
olabilir. Örneğin çilek, domates, ıspanak veya ağrı
kesici ilaçlar kan işemeye neden olabilir. Tedaviye
yardımcı olmak amacıyla şeftali ve semizotu yenebilir.
Tıp dilinde
Hemoptizi denilen kan tükürmek, önemli bir hastalığın
habercisidir. Akciğer kanseri, verem, bronşit, mitral
darlığı veya zatürreeden şüphelenilir. Ancak dişeti
kanaması gibi pek önemli olmayan bir durumda olabilir.
Bu nedenle, hastanın sırtına bir yastık konup,
oturtulur. Vakit kaybetmeden doktor çağrılır. Ayrıca
tedaviye yardımcı olmak amacıyla aşağıdaki reçeteler de
kullanılabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, sirke, su.
Hazırlanışı : Bir su bardağı kaynak suya 1 kahve
kaşığı kuru nane konur. 10 dakika bekletildikten sonra
süzülür. Suyuna bir kahve kaşığı saf sirke ilave edilip,
içilir.
Kanda Kolestrol Yüksekliği |
Kolestrol, kanda,
sinirlerde, beyinde, karaciğerde, dalakta, böbrek üstü
bezlerinde ve safrada bulunan, yağ yapısında, kristal
gibi beyaz görünümde bir maddedir. Görevi dokulardaki su
dengesini sağlamak, alyuvarları zehirlere karşı korumak,
sinir dokularının dayanıklığını sağlamak ve deri
altında, dışarıdan gelecek mikroplara karşı koruyuculuk
yapmaktır. 100 gram kanda; 180-230 miligram kolestrol
bulunur. Bu miktar normaldir. 230 miligram kolestrol
miktarı, kanda kolestrolün yükselmiş olduğuna işarettir.
Tedavi edilmezse; damarsertliği, beyin ve kalpteki ince
damarların tıkanmasına neden olur. Meydana Gelişi :
Böbrek üstü bezleri, husyeler, yumurtalıklar bünyenin
ihtiyacı olan kolestrolü imal ederler. Ayrıca hayvansal
yağlar, süt, yumurta ve bitkisel hormonlarla da
kolestrol alınır. Kanda, kolestrolün yükseldiğini
anlamak için bir seri test yapmak gerekir. Ayrıca,
hastanın cildinde oluşan sarı lekeler, göz altlarında
beliren siyah halkalar, göz akında görülen sarı
lekecikler, genel yorgunluk, iştahsızlık, hazımsızlık,
baş dönmesi, baş ağrısı, görme zayıflığı, ağız acılığı,
nefes ve ter kokusu kolestrolün yükselmiş olduğuna
işaret olabilir. Tedavi maksadıyla aşağıdaki reçeteler
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Mısır püskülü, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya, 1 tutam (20 gram)
mısır püskülü konur. 30 dakika kaynatıldıktan sonra
süzülür. Günde 3 kere, birer su bardağı içilir.
Kanser; anormal
vücut hücrelerinin başıboş kontrolsüz bir şekide
üremeleri ile meydana gelen bir çeşit hastalıktır. Başka
bir deyişle vücutta meydana gelen kötü tümörlere kanser
denir. Kanser hücreleri, ya etraftaki dokuları istila
ederek ya da ak veya kırmızı kan damarları ile vücudun
diğer taraflarına yayılır. Buna metastaz (yavrulama)
denir. Kanserin esas nedenini bilinmemekle beraber, hava
kirliliği, ve sigaranın kansere zemin hazırlayıcı
oldukları ileri sürülmektedir. Kanserden korkmayınız,
geç kalmaktan korkunuz! Bu nedenle aşağıdaki
belirtilerin biri görüldüğü zaman doktora başvurunuz.
- Makat veya rahimden gelen anormal kanama veya
akıntılar.
- Göğüslerde veya vücudun herhangi bir yerinde görülen
ve ele gelen şişlik veya sertlikler.
- İyileşmeyen yaralar.
- Ses kısıklığı veya belirli bir sebebi olmayan öksürük.
- Yutma güçlüğü ve hazım bozuklukları.
- Ben ve siğillerde görülen değişmeler.
Bu işaretlerin herhangi biri iki haftadan fazla devam
ederse mutlaka doktora başvurmak gerekir. Kanserin
görüldüğü yerler aşağıda gösterildiği şekilde tespit
edilmiştir.
- Beyin ve omurilikte %1
- Ciltte %10
- Tenasül yollarında, erkeklerde %10, kadınlarda % 6
- Memelerde %14
- Sindirim sisteminde %25
- Solunum yollarında, erkeklerde %2, kadınlarda %3
- Karaciğer ve safra kesesinde %3
- Diğer organlarda %8
Bu bilgilerin ışığı altında, akciğer, deri, dil, dudak,
gırtlak, mide, incebağırsak, kalınbağırsak, mesane,
meme, ve prostat daha fazla görüldüğü söylenebilir.
Kanser tedavisinde uygulanan makro biyotik gıda
rejiminin çok etkili olduğu, bu rejimi uygulayan
hastaların iyileştikleri ve sağlıklı kimselerin de
kanser olmadıkları ileri sürülmektedir.
Makro-biyotik Gıda Rejimi:
Bir günlük gıdanın, %60'ı buğday, arpa, mısır, darı,
esmer pirinç veya çavdar unundan yapılmış gıdalardan
seçilir.
%23-25'i hayvan gübresiyle gübrelenmiş bahçelerden
toplanmış taze ve olgun meyvelerden, patates, patlıcan,
ıspanak, veya domatesten seçilir.
%5-10'u tahıl veya sebze çorbalarından seçilir.
%10-15'i deniz ürünleri arasından veya soya fasulyesi,
taze fasulye, kırmızı pancar veya şalgamdan seçilir.
Haftada bir kere beyaz etli balık yenebilir. Ancak her
hafta pişirme şeklini değiştirmek gerekir.
Haftada iki kere de fazla şekeri olmayan meyveler
yenebilir. Çay içilebilir.
Aşağıdaki yiyecek ve içecekler de yasaktır.
Beyaz unla yapılmış ekmek, pasta gibi şeyler, beyaz
pirinç, tavuk, peynir, yumurta, konserveler, dondurulmuş
yiyecekler, şeker, üzüm, şekerli meyve suları,
olgunlaşmış meyve ve sebzeler, kuru fasulye, ve kuru
bezelye, mercimek, mantar, pekmez, bulama, çikolata,
kakao, gazoz dahil bütün meşrubatlar, ve alkollü
içecekler, turşu, sirke, hardal, sofra tuzu, bayat
yiyecekler, sığır eti.
Yukarıda anlatılan gıda rejimi hiç aksatılmadan
uygulanmalıdır. Tedavi ve korunma maksadıyla aşağıdaki
reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Maydanoz.
Hazırlanışı : 4 su bardağı suya 3 tutam maydanoz
(veya 50 gram maydanoz tohumu) konur. 5 dakika
kaynatıldıktan sonra 15 dakika bekletilip, süzülür.
Yemeklerden önce birer su bardağı içilir.
Tıp dilinde Anemi
denilen kansızlık, kandaki kırmızı hücrelerin veya
hemoglobin denilen kırmızı maddelerin ya da her ikisinin
de azalmasıdır. En önemli nedeni yeteri kadar
beslenememektir. Ayrıca, müzmin basur kanamaları, aybaşı
kanamalarının haddinden fazla olması, doğuştan olan bazı
hastalıklar, romatizma, lösemi ve kanserde de görülür.
Kansızlığın tipik belirtileri şöyle özetlenebilir. Yüzde
solgunluk, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik, ve ayak
bileklerinde şişkinlik görülür. Hastanın burnu sık sık
kanar, dilinde acılık vardır. İştahsızlık ishal ve bazen
de kusma görülür. Tedavinin ilk şartı, istirahat, temiz
hava ve kan yapıcı gıdalar yemektir. Ayrıca aşağıdaki
reçeteler de uygulanır.Tedavi için gerekli malzeme :
Kekik, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 5 çorba kaşığı kekik
konur. Kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer
çorba kaşığı içilir.
Karaciğer,
diyaframın hemen altında, sağ tarafta, yaklaşık olarak 2
kilogram ağırlığında koyu kırmızı renkte yumuşak bir
organdır. Yaşamak için gerekli olan bir çok kimyasal
olay burada meydana gelir.
Karaciğerin görevi :
- Günde yaklaşık olarak 4 su bardağı (1 litre) safra
salgılar.
- Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler.
- Vücudun ısısını ayarlar.
- Vücudun ihtiyacı olan su ve vitaminleri yapar.
- Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan
maddeleri depolar. Kan miktarını ayarlar.
- Hormonların görevleri üzerinde etkili olur.
Karaciğer yukarıda belirtilen görevlerinden herhangi
birini yapamaz hale gelecek olursa, çeşitli hastalıklar
ortaya çıkar. Bunların en önemlileri, karaciğer
yetersizliği, karaciğer iltihaplanması, karaciğer
sirozu, safra kesesi iltihabı ve safra kesesi taşıdır.
Karaciğer Hastalıklarının Ortak Belirtileri :
Hasta, sağ böğründe ağrı hisseder. Bağırsaklarında fazla
miktarda gaz vardır. Karnı şişer, anüsten çıkan gaz pis
kokar. Cilt rengi ve bazen de göz akı sararır. Yüzünde
ve ellerinde çil gibi lekeler görülür. Hazımsızlıktan
şikayet eder. Sabahları dilinde pas ve ağzında acılık
hisseder. Nefesi de kokar. Sabah saatlerinde ensede ağrı
hisseder. Çarpıntı, iştahsızlık vardır. İdrarın rengi
sabahları sarı ve koyu, daha sonraki saatlerde ise, duru
ve açıktır. Sık sık idrara gider. Baldır kasları ağrır.
El ve ayaklarında şişlik görülür. Geceleri uyumak
istemez. Görme ve işitme duyguları da zayıflar. Tedavi
maksadıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Zeytinyağı,
limonsuyu.
Hazırlanışı : 1 çorba kaşığı saf zeytinyağına, 1
çorba kaşığı yeni sıkılmış limon suyu karıştırılır.
Sabahları aç karnına içilir.
Herhangi bir
karaciğer hastalığı sırasında, karaciğer hücrelerinin
şişip, safra yollarını tıkanması sonucu ortaya çıkan bir
hastalıkktır. Tıp dilinde hepatit sarılık denir.
Hastanın bütün dokuları, hatta gözlerinin akı bile
sarıya boyanır. İdrarı esmerleşir. Deride kaşıntılar
görülür. Tedavi maksadıyla aşağıdaki reçeteler
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Enginar, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 tane enginar
doğranır. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde
3 kere birer kahve fincanı içilir.
Karaciğerin
görevini yeterince yapmaması sonucu görülen bir
hastalıktır. Belirtileri bağırsaklarda gaz, karın
şişliği, sağ böğürde ağrı, burun kızarması, solgun renk,
yüz ve elde çil gibi lekeler, paslı dil, ağızda acılık,
mide bulantısı, kabızlık, çarpıntı, el ve ayak şişleri,
görme ve işitmede azalma görülür. İdrar rengi, sabahları
koyu, gündüz ise açık ve durudur. İdrara çok çıkılır.
Hastanın çukulata, baharatlı yiyecekler, turşu,
kızartmalar, ve yağlı şeyler yememesi gerekir. Tedavi
için aşağıdaki reçetelerden faydalanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ayva
Hazırlanışı : 2 tane ayva külde pişirilip,
yemeklerden önce yenir. Bunun yerine ayva marmelatı da
yenebilir.
|
|
Karın ağrısı Karın boşluğunda
bulunan mide, bağırsaklar, karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak,
böbrekler, idrar torbası ve kadınlarda yumurtalık veya rahimde görülen
herhangi bir rahatsızlık, karnın çeşitli yerlerinde ağrılara yol açar.
Bu nedenle karın ağrılarının nedenleri pek çoktur. Karın ağrıları,
hastalığın yerine ve özelliğine göre ya aniden ya da yavaş yavaş başlar.
Ağrı ile birlikte bulantı, kusma, ishal, ve ateş de görülebilir. Kısa
sürede geçmeyen karın ağrılarında, mutlaka bir doktora başvurmak
gerekir. Doktora danışmadan ilaç, müshil almak çok tehlikeli sonuçlar
doğurabilir. Hazımsızlık ve yemeklerin neden olduğu karın ağrılarını
gidermek için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Tarçın, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 10 gram tarçın konur. Kaynatıldıktan
sonra 1 çay bardağı içilir. Aynı işlem yemeklerden sonra tekrarlanır.
Kasılarak vücudun
hareketlerini sağlamaya yarayan organlardan her birine ve bunların tersi
olan dokularına, kas (adale) denir. Herhangi bir kaza sonucu, kas
yırtılacak olursa; aşağıdaki reçeteler uygulanır ve doktora başvurulur.
Tedavi için gerekli malzeme : Kepek, sirke, sargı bezi, su.
Hazırlanışı : 1 su bardağı kepek üzerine azar azar su ve sirke
dökülüp, hamur yapılır. Sonra, orta ateşte ısıtılır. Soğumadan sargı
bezine konup, kasın üzerine sarılır.
Vücudun herhangi
bir yerinde hissedilen ve böcek dolaşıyormuş hissi, hafif yanma ve batma
gibi rahatsızlıklarla ortaya çıkan kaşıntıya, tıp dilinde pruritus veya
kaşeski denir. Kaşıntıyı doğuran nedenler çok çeşitlidir. Bunlar şöyle
sıralanabilir:
- Sabun, çamaşır tozları ve bazı boyaların neden olduğu kaşıntılar.
- Yün veya naylon iyeceklerin neden olduğu kaşıntılar.
- Bazı kimyasal maddelerin neden olduğu kaşıntılar.
- İstiridye, yumurta, süt, çilek, soğan gibi bazı besinlerin neden
olduğu kaşıntılar.
- Bazı ilaçların neden olduğu kaşıntılar.
- Şeker, karaciğer, böbrek hastalıkları veya löseminin neden olduğu
kaşıntılar.
- Kurdeşen, egzama, su çiçeği, kızamık, kızıl, kızamıkçık veya deri
iltihabının neden olduğu kaşıntılar.
- Mantarın neden olduğu kaşıntılar.
- Kıl kurdunun neden olduğu kaşıntılar.
- İshal veya kabızlığın neden olduğu kaşıntılar.
- Sinirlilik ve ruhi sıkıntıların neden olduğu kaşıntılar.
Tedavinin ilk şartı, kaşıntıyı doğuran sebebi bulmaktır. Bu arada mümkün
olduğu kadar kaşımamaya gayret edilir. İç hastalıklar dışındaki
etkenlerin neden olduğu kaşıntıların tedavisinde aşağıdaki reçeteler
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Erik, sirke.
Hazırlanışı : Sirkeye batırılan erikler kaşınan yerlere sürülür.
Günde 3 kere tekrarlanır.
Göz merceğinin
bulutlanıp, görmenin bozulmasına halk arasında aksu, akbasma veya göze
perde inmesi adı verilir. Çoğunlukla 50 yaşından sonra görülür. Nedeni
göz yaralanması, şeker hastalığı, gözün uzun süre ışığa maruz kalması,
damar sertliği veya beze hastalığıdır. Bazen doğuştan da olabilir. En
çok rastlananı yaşlılığın neden olduğu katarakttır. Tedavi amacıyla
aşağıdaki reçetelerden faydalanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Şap, bal.
Hazırlanışı : 1 çorba kaşığı süzme bala, 1 kahve kaşığı dövülmüş
şap konur. İyice karıştırıldıktan sonra göze sürülür. Bu işlem hergün
tekrarlanır.
Daha ziyade
erkeklerde görülen bir çeşit konuşma bozukluğudur. Nedeni, ya sinir
gerginliği ya da gırtlak çevresindeki kasların ahenkli bir şekilde
çalışmamasıdır. Üzülecek bir durum yoktur. Konuşma bozukluklarını tedavi
eden bir uzmanla görüştükten sonra tavsiyelere sabırla uymak ve sonucu
beklemek gerekir. Ayrıca aşağıdaki reçete de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kekik, hardal, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 tatlı kaşığı kekik ve 1 tatlı
kaşığı hardal tohumu konur. Kaynatıldıktan sonra süzülüp, gargara
yapılır. Bu işlem hergün tekrarlanır.
Saçlı deride,
deriden 2-3 santimetre kadar yüksekte kabuklar şeklinde ortaya çıkan ve
bir çeşit mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın
ortaya çıktığı yerdeki saçlar ya tamamen dökülmüş ya da bir iki kıl
kalmıştır. Tedavinin ilk şartı, temizliğe çok dikkat etmektir. Ayrıca
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak, bal.
Hazırlanışı : 10 diş sarımsak kabukları soyulmadan dövülür.
Üzerine 1 tatlı kaşığı süzme bal ilave edilir. İyice karıştırıldıktan
sonra, hasta olan yerlere sürülür.
Kemiğin ve iliğin
iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Tıp dilinde osteomyelit denir.
Nedeni, cerahat yapan mikropların kana karışması veya derideki herhangi
bir yaradan dağılan mikroplardır. Hastalanan kemik, dokunulmayacak kadar
hassastır. Hastada, terleme ve titreme görülür. Ağrılar aniden başlar.
Vakit geçirmeden tedavi ettirmek gerekir. Tedavi maksadıyla aşağıdaki
reçete uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kuru üzüm, kitre, zeytinyağı.
Hazırlanışı : Geniş bir kaba 1 avuç kuru üzüm ve 2 çorba kaşığı
kitre konur. Ezilerek karıştırılır. Üzerine 1 çay bardağı zeytinyağı
ilave edilir. Tekrar karıştırılır. Sonra temiz bir gaz bezine
doldurulup, yaranın üzerine kapanır. Bu işleme iltihap boşalıncaya kadar
devam edilir.
Uzun kemiklerin
son kısmındaki, kemik yapıcı kıkırdakların verem olmasına, kemik veremi
denir. Kalça, diz kapağı oynakları ve bazen de omurlarda görülür. Nedeni
veremin ikinci devresinde, verem basillerinin kan damarları aracılığıyla
bütün vücuda yayılmış olmasıdır. Hastada baş ve eklem ağrıları görülür.
Kemiklerinde yaralar ve delikler açılır. Ateşi de, inip çıkar. Vakit
geçirmeden tedavi edilmesi gerekir. Doktorun tavsiyelerine uyulur,
verdiği ilaçlar kullanılır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Karabaşotu, pekmez, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 2 tutam karabaşotu konur. 15 dakika
kaynatıldıktan sonra süzülür. Suyuna 1 su bardağı pekmez konur. Iyice
karıştırılır. Günde 3 kere birer çay bardağı içilir.
Kemiklerin zamanla
yumuşayıp, kırılabilir hale gelmesiyle ortaya çıkan bu hastalığa tıp
dilinde osteomalasi denir. Nedeni, kalsiyum veya D vitamini
eksikliğidir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Turp yaprağı, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 avuç turp yaprağı konur. 5 dakika
kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer kahve fincanı içilir.
Çarpma, vurma,
düşme veya bunlara benzer bir kaza sonucu meydana gelen kırıklar, kapalı
ve açık kırıklar olmak üzere ikiye ayrılır. Kemikler ya bir yerinden
basit bir şekilde ya da birkaç yerinden kırılıp, parçalanırlar. Kemik
kırılan yerde, şiddetli ve şişkinlik meydana gelir. Kırılan yer, elle
yoklandığı zaman birtakım tıkırtılar duyulur. Bazen de, kırılan
kemikler, kasları, etleri ve deriyi delerek dışarı fırlayabilir. Kemik
kırıklarında yapılacak ilk iş, kemik uçlarını karşı karşıya getirerek,
kıpırdamayacak şekilde sıkıca sarmaktır. Tedavi amacıyla aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak.
Hazırlanışı : 1 baş kuru sarımsak iyice dövüldükten sonra temiz
bir tülbentin içine doldurulup, kırığın üzerine sarılır. Bu işlem hergün
tekrarlanır.
Erkek veya kadının
döl vermemesi haline, halk arasında kısırlık, tıp dilinde ise sterilite
denir. Nedenlerini, erkek ve kadında ayrı ayrı incelemek gerekir.
- Erkeklerde Kısırlık : Normal cinsel ilişkide bulunmayan veya menisi
olmayan erkeklere kısır denir. Psikolojik etkenler, iktidarsızlık, erkek
uzvunda görülen şekil bozukluğu, gereği gibi tedavi edilmemiş
belsoğukluğu, yumurtaların yerlerine inmemiş olması, kabakulak hastalığı
sırasında husyelerin iltihaplanmış olması kısırlığı doğuran en başta
gelen nedenlerdendir.
- Kadınlarda Kısırlık : Cinsi münasebetlerin, hamile kalma ihtimalinin
çok az olduğu zamanlarda yapılması, fallop borularının tıkalı olması,
döl yatağında görülen hastalıklar, hormon salgılarının yetersiz olması,
rahim veya dış üretim organlarında görülen şekil bozuklukları, şeker
hastalığı veya tiroid bozuklukları, beden yorgunluğu, sinir bozukluğu en
başta gelen nedenlerdendir.
Çocuk sahibi olmayan eşlerin, tepeden tırnağa kadar muayene olup, gerçek
nedenleri, tespit ettirmeleri gerekir. Bundan sonra, kısırlığı doğuran
hastalıkların tedavisinde uygulanan reçetelerle birlikte aşağıdaki
reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Isırganotu, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 3 tutam ısırganotu konur. 10 dakika
kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer çay bardağı içilir.
Daha ziyade 3-10
yaşları arasında görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde morbilli
denilen bu hastalığın nedeni, bir çeşit virüstür. Kızamıklı hastanın
tükürük damlacıkları aracılığı ile sağlamlara da bulaşır. Bu nedenle,
kızamık lekeleri kaybolduktan sonraki 10 gün içinde de hastayı, sağlıklı
kimselerle görüştürmemek gerekir. Hastalık mikrop alındıktan sonra 10
gün içinde orataya çıkar. Hastanın gözleri kızarır, burnu akar,
hapşırır, öksürür. Ateş yükselir. Baş ağrılarından şikayet eder.
Kuvvetli ışıktan rahatsız olur. Bu belirtilerden aşağı yukarı 4 gün
sonra küçük kırmızı ufak lekeler görülmeye başlar. Bunlar grup
halindedir. Bu dönemde dudaklarda kuruluk ve dilde paslanma dikkati
çeker. Bir süre sonra da kızamık lekeleri yüzün her tarafına, boyuna,
göğse, kollara, karına, ve bacaklara yayılır. Bu dönem 3-4 gün devam
eder. Sonra ateş yavaş yavaş ya da birdenbire düşerek belirtiler
kaybolur. Hastanın odası güneş görmeli ve çok temiz olmalıdır. Oda ısısı
18-20 derece arasında tutulmalı, günde en az iki kere havalandırılmalı
ve hastanın üşütmemesi için azami dikkat gösterilmelidir. Ayrıca,
hastanın ağız, burun ve beden temizliğine özen gösterilmelidir. Bunlara
dikkat edilmediği takdirde hastalık, zatürree, bronkopnömoni, zatülcenp,
ortakulak iltihabı veya ensafalit gibi tehlikeli hastalıklara neden
olabilir. Kızamık geçirenler, bağışıklık kazanıp bir daha kızamık
olmazlar. Ayrıca çocuklara 2 yaşında yaptırılacak kızamık aşısı da
bağışıklık sağlar. Hastalığın kolayca geçmesi ve bir başka hastalığa
neden olmaması için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Dut.
Hazırlanışı : Döküntüler başlamadan önce 250 gram dut yedirmek,
döküntülerin çabuk çıkmasına yardımcı olur. Aynı uygulama karadut şurubu
ile de yapılabilir.
Deri döküntüleri,
hafif ateş ve hafif nezle ile ortaya çıkan Alman kızamığı da denilen
bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde, rubella denir. Daha ziyade
çocuklarda görülür. Ancak, hamile kadınların da, gebeliğin ilk üç ayı
içinde kızamıkçık olma ihtimali vardır. Bu durumda, ana rahmindeki cenin
de etkilenir. Hastalık, havadaki zerreciklerle bulaşır. Kuluçka devresi,
çoğunlukla 17 gündür. Hastanın vücudunda pembe, düz lekeler görülür.
Bazen boynun arka tarafındaki bezler de şişer. Tedavi için kullanılacak
özel bir ilaç yoktur. Hastalık genellikle 4 gün içinde geçer. Bu süre
içinde hastanın odasını ayırmak ve sağlam kimselerle görüştürmek
gerekir. Kesin istirahat da şarttır. Hastada görülen nezle ve ağrıları
tedavi etmek amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Şeker.
Hazırlanışı : Ateşin üzerine 1 çorba kaşığı toz şeker konur.
Yanarken çıkan duman teneffüs edilir.
Kendine has bir
deri döküntüsü ve boğaz ağrısı ile ortaya çıkan bulaşıcı bir
hastalıktır. Tıp dilinde scarlatina denir. Nedeni, bademciklere yerleşen
bir çeşit mikroptur. Hastalık aniden ortaya çıkan baş ağrısı, titreme,
boğaz yanması, bulantı, ve havale ile başlar. Ateş yükselir. Nabız
hızlanır ve bademcikler de şişer. Bu belirtilerin ortaya çıkmasından çok
kısa bir süre sonra, ağız çevresi hariç vücudun diğer yerlerinde kırmızı
lekeler belirir. Dilin üstü de beyaz bir tabakayla kaplanır. Bu tabaka 3
gün sonra kalkar ve dil ağaç çileği görünümünü alır. Hastalık en fazla 6
hafta içinde geçer. Bulaşmayı önlemek amacıyla, hastanın odası ayrılır.
Başkaları ile görüşmesi engellenir. Odası sık sık havalandırılır. Sulu
ve sindirilmesi kolay yiyecekler verilir. İyi tedavi edilmezse böbrek
iltihabına neden olabilir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler ugulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Adaçayı, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 2 tutam adaçayı konur. 10 dakika
kaynatıldıktan sonra süzülür. Ilıdıktan sonra gargara yapılır.
Bir çeşit
kansızlıktır. Kanda hemoglobin miktarının azalması, bu duruma neden
olur. Çarpıntı, halsizlik, nefes darlığı, yüzde solgunluk ve ayak
bileklerinde şişme görülür. Belirtiler kayboluncaya kadar aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ispanak, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya yarım kilogram yıkanmış ve
temizlenmiş ıspanak konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde
3 kere birer kahve fincanı içilir.
Kolera vibriyonu
denilen mikropların meydana getirdiği en tehlikeli bulaşıcı
hastalıklardan biridir. Daha ziyade, su, kanalizasyon ve tuvalet durumu
elverişli olmayan çevrelerde görülür.
Kolera mikrobu içme sularına karışan sularla yayılıp, salgın haline
gelir. Ayrıca hastaların dışkısı, kusmuğu ile bulaşır. Kolera mikrobu
bulaşmış yiyecek maddeleri de hastalığın yayılmasına neden olur.
Korunmak için, meyve ve sebze bahçeleri hiç bir zaman lağım suları ile
sulanmamalıdır. Lağım sularının, içme sularına karışması
engellenmelidir. Yiyecek ve içecekler sinek, böcek ve fare giremeyecek
yerlerde saklanmalıdır. Yemeklerden önce ve tuvaletten çıktıktan sonra
eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır.
Özellikle sırt,
ense veya yüzde meydana gelip, kıl diplerinin iltihaplanmasıyla beliren
bir çeşit çıbandır. Küçük, kırmızı ve sert bir şişliktir. Büyüdükçe,
ağrı artar, fakat çoğu zaman baş verme görülmez. Kör çıbanları
kesinlikle sıkmamak ve kurcalamamak gerekir. Tedavi amacıyla aşağıdaki
reçetelerden biri uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Keten tohumu, vazelin.
Hazırlanışı : 1 kahve fincanı vazeline, 3 çorba kaşığı dövülmüş
keten tohumu konur. İyice karıştırıldıktan sonra çıbanın üzerine konur.
Kaslarda, şiddetli
bir ağrı ile beraber istek dışı meydana gelen kasılmalara kramp denir.
Çoğunlukla yorgunluk, fazla terleme ve ishalden sonra görülür. Atardamar
hastalıkarından kaynaklanan kramplarda mutlaka bir doktora başvurmak
gerekir. Diğerlerinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sirke, bal, su.
Hazırlanışı : Bir kaba 1 fincan sirke, 1 fincan sıcak su ve 1
fincan süzme bal konur. İyice karıştırılır. Gün aşırı sıcak sıcak
içilir.
Kuduz hayvanın
ısırması ve salyasının insan vücudundaki herhangi bir sıyrıktan girip,
kana karışması sonucu ortaya çıkan bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır.
Tıp dilinde Rabies veya Hydrophobia denir. Kuduz virüsü, vücuda
girdikten sonra sinir sistemine yerleşerek, beyne kadar gelir ve orada
iltihap yapar. Bu iltihaplanma, ısırıldıktan sonra geçen 7 ila 60 gün
arasında meydana gelir. Bu nedenle kuduz aşısının bu süre içinde
yapılması gerekir. Kuduz belirtileri ortaya çıktıktan sonra yapılacak
kuduz aşısı ile kuduz serumunun kıymeti yoktur. Kuduz hastalığının
başlangıcında, yorgunluk, durgunluk, sinir bozukluğu, baş ağrısı ve
kalpte sıkışma görülür. Hasta yerinde duramayacak kadar sıkıntılıdır.
Bir süre sonra boğaz ve solunum yollarındaki kramplar başlar. Bu dönemde
sudan da korkmaya başlar. Kuduz şüphesi olan bir hayvan ısırdıktan sonra
ısırılan yerden bol kan akıtılır. Sonra oksijenli suyla yıkanıp,
tentürdiyot sürülür. Bu işlem sık sık tekrarlanır.
Kulak ağrısı başka
bir hastalığın belirtisidir. Kulak borusu zarı iltihabı, kulak nezlesi,
ortakulak iltihabı, kulak yolundaki çıban, boyun bezeleri, yüz
nevraljisi, bademcik iltihabı veya çene mafsalındaki hastalık, kulak
ağrısına neden olabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir. Tedavi
amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak, zeytinyağı.
Hazırlanışı : 1 diş sarımsak külde pişirildikten sonra ufalanır.
Üzerine 1 kahve kaşığı zeytinyağı ilave edilip, karıştırıldıktan sonra
kulak deliğine sokulur.
Dış veya ortakulak
iltihabından kaynaklanır. Akıntı azsa, dışkulak iltihabı, koyu sarıysa
ortakulak iltihabı düşünülür. Mastoid iltihabının neden olduğu akıntı
ise, krem kıvamında olup, çoktur. Kulaktan kanlı akıntı gelmesi, kulak
zarının delinmiş olması veya kafatası kırığından kaynaklanabilir.
Doktora başvurmak gerekir. İltihabın neden olduğu kulak akıntılarının
tedavisinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sirke.
Hazırlanışı : Kulağa günde 2 kere birer damla saf sirke
damlatılır.
Kulak çınlaması,
kulak uğultusu veya kulak vızıltısına, tıp dilinde tinnitus denir. Çok
çeşitli nedenleri vardır. Bunlar arasında, kulak kiri, içkulak iltihabı,
ortakulak iltihabı, menier hastalığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk,
zafiyet, bazı ilaçlar, yüksek veya düşük tansiyon sayılabilir. Bu
nedenle doktora başvurmak gerekir. Basit kulak çınlamalarında aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sirke.
Hazırlanışı : 2 su bardağı sirke kaynatılır. Çıkan buhar kağıttan
bir huni yardımıyla kulağa verilir.
Ortakulakta veya
kulak arkası kemikte görülür. Vakit geçirilmeden doktora başvurmak
gerekir.
- Ortakulak İltihabı : Bademcik veya gırtlakta meydana gelen iltihaplar
grip, kızamık, kuşpalazı, kızıl gibi hastalıklar ortakulağın
iltihaplanmasına neden olabilir. Hastada, yüksek ateş ve kulak ağrısı
görülür. Kulağa sıcak pansumanlar yapmak, ağrıları dindirir.
- Kulak Arkasındaki Kemiğin İltihabı : Nedeni, genellikle ortakulaktaki
iltihabın, kulak arkasındaki kemiğe doğru yayılmış olmasıdır. Hastada
ateş, kulak ağrısı, koyu kulak akıntısı, halsizlik görülür. İşitme
azalır. Çaresi ameliyattır.
Dışkulak
borusundaki ufacık bezler; kulak kiri adı verilen hafif sarımtırak yağlı
bir madde salgılarlar. Bu salgı fazla olduğu zaman, dışarıya atılamayıp
kulak içinde kuruyacak olursa, bir tıkaç meydana getirir ve kulak zarını
etkileyerek rahatsızlık verir. Dışkulak borusu, kulak kiri ile tamamen
kapanacak olursa, uğultu, çınlama gibi arızalara neden olur. Tamamen
tıkanmış boru, ancak doktor tarafından açılabilir. Ayrıca aşağıdaki
reçeteler de kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Zeytinyağı, havlu.
Hazırlanışı : 2 çorba kaşığı zeytinyağı ısıtılır. Ilıdıktan sonra
kulak borusuna 3 damla konup ılık bir havluyla kapatılır.
Kulağa kaçan suyu
çıkarmak için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Tatlı bademyağı.
Hazırlanışı : Kulağa 3 damla tatlı bademyağı konur.
Şiddetli ağrılara
ve özellikle kalınbağırsak kaslarının kasılması sonucu meydana gelen ve
omuz başlarında hissedilen ağrılara, halk arasında kulunç denir. Bu
çeşit ağrıların bazıları sabit, bazıları da gezici ağrı şeklindedir.
Kalınbağırsağın kasılmasından kaynaklanan bu çeşit ağrılara, tıp dilinde
kolik denir. Kulunç ağrılarını dindirmek için aşağıdaki reçeteler
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Gelincik yaprağı, su.
Hazırlanışı : 1 su bardağı kaynak suya 4 tane gelincik yaprağı
konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülüp içilir.
Böbrek kumlarını
dökmek ve onların neden olduğu sancıları gidermek için, perhiz yapmak ve
bol bol su içmek çok faydalıdır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Pırasa, su.
Hazırlanışı : 6 bardak suya 1 tane pırasa doğranır. Haşlandıktan
sonra süzülür. Günde 1 su bardağı içilir.
Tıp dilinde
Ürtiker denilen kurdeşen, bir çeşit alerjidir. Ciltte aniden başlayan ve
birkaç saat süren dayanılmaz kaşıntılarla kendini gösterir. Ciltte
görülen küçük, kırmızı kabarcıklar, bir süre sonra şişebilir. Bu
belirtiler, bazen çok kısa zamanda geçer, bazen de uzun süre devam eder.
Nedeni, böcek veya arı sokması, bozuk yiyecekler, bazı yiyecekler, bazı
ilaçlar veya aşırı derecede heyecanlamadır. Tedaviye geçmeden önce
hastalığı doğuran nedeni bulmak gerekir, ayrıca aşağıdaki reçeteler de
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ayıkulağı, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 avuç ayıkulağı konur. 10 dakika
kaynatıldıktan sonra süzülüp, kaşınan yere sürülür.
Midenin
içindekilerini, elde olmayarak ağız yolu ile dışarı atmaya kusmak,
kusulan şeye de kusmuk denir. Kusmanın bir çok nedeni vardır. Örneğin,
zehirli, bozulmuş yiyecekler, içki, gastrit ve ülser gibi mide
hastalıkları, bazı besinlere karşı hassasiyet, bazı ilaçlar, kanser,
mide kanaması, mide fıtığı, sinirlenme, migren, araç tutması,
zehirlenme, kansızlık, sarılık, tiroid hastalıkları, hamilelik ve
çocuklarda kabakulak, bademcik veya bağırsak hastalıkları sırasında
kusma görülür. Tedavinin ilk şartı, kusmanın nedenini belirlemektir.
Tedavi nedene göre yapılır. Hasta kustuktan sonra, sırt üstü yatırılır.
Birşey yedirilmez. Bir bardak buzlu su, yudum yudum içirilir. Ayrıca
tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ihlamur, su.
Hazırlanışı : 4 bardak kaynak suya 1 çorba kaşığı ıhlamur konur.
10 dakika bekletildikten sonra 1 su bardağı içilir.
Difteri de denilen
bu hastalığa tutulanlarda yutkunma zorluğu, ses kısıklığı, nefes
darlığı, kuru öksürük, yüzde morarma, bademcikler üzerinde kurşuni beyaz
renkte bir zar, boğaz ağrısı, boyun bezlerinde şişlik, iştahsızlık, kol
ve bacaklarda ağrılar görülür. Ateş 38-40 derece arasındadır. Nabız
süratlidir. Hastalık başlangıcında teşhis edilip, hastanın nefesi
tamamen kesilmeden müdahale edilmezse, ölümle sonuçlanır. Bulaşıcı bir
hastalıktır. Hastanın bulunduğu yerdeki havaya yayılan mikroplarla
bulaşır. Korunmak için en iyi çare difteri aşısı yaptırmaktır. Vakit
kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.
Damak eteğinin
ortasından sarkan uzantıya küçük dil denir. Burada meydana gelen
şişkinliğin tedavisi maksadıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kına, zeytinyağı.
Hazırlanışı : 1 kahve fincanı saf zeytinyağına 3 kahve fincanı
kına konur. Iyice karıştırıldıktan sonra 1 tatlı kaşığı kadar alınıp,
küçük dilin etrafına sürülür. |
Bazı loğusalarda
görülen ciddi bir hastalıktır. Halk arasında albastı
denir. Nedeni, üreme organı yollarında iltihaplanma,
doğum esnasında temizliğe yeteri kadar önem verilmemesi
veya idrar yollarının iltihaplanması olabilir. Doğumdan
3 veya 7 gün sonra ateş yükselir. Karnın alt bölümünde
yumuşaklık hissedilir. Akıntı fazlalaşır ve loğusa genel
bitkinlikten şikayet eder. Doktora başvurmak gerekir.
Ayrıca aşağıdaki reçete de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Civanperçemi, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam
civanperçemi konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra
süzülür. Günde 3 kere, yarım kahve fincanı içilir.
Halk arasında kan
kanseri denilir. Kandaki alyuvarların aşırı derecede
çoğalması sonucu meydana gelir. Aşağıdaki reçeteler
koruyucu ve tedavi edici olarak kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Mineçiçeği, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 3 tutam mine çiçeği
konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra temiz bir şişeye
süzülür. Yemeklerden önce birer çorba kaşığı içilir.
Sırtın aşağı
kısmında hissedilen çok şiddetli ağrıya lumbago denir.
Belirtileri çeşitlidir. Mesela, hasta otururken, bir
yerden kalkarken, eğilerek bir iş yaparken sırt
bölgesinde şiddetli ağrılar hisseder. Ağrı belirtili bir
noktadan başlayıp, kasıklara ve kalçaya doğru yayılır.
Hastalığın belirli bir nedeni olmamakla beraber,
bağların ve kasların fazla gerilmesi, disk kayması veya
bel kemiği ile kalça kemiği arasındaki eklemlerin fazla
zorlanması nedenler arasında sayılabilir. Tedavinin ilk
şartı istirahat etmektir. Ayrıca sırta sıcak su torbası
koymak ve masaj yapmak da çok faydalıdır. Aşağıdaki
reçeteler de kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Zeytinyağı.
Hazırlanışı : 1 çay bardağı zeytinyağı, hafif
ateşte ısıtılır. Ilıdıktan sonra sırt bölgesine masaj
yapılır. Aynı işlem, her gün tekrarlanır.
Eklemlerde
hissedilen ve çoğunlukla soğuk algınlığından sonra
görülen ağrıları dindirmek için aşağıdaki reçeteler
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Acıhıyar.
Hazırlanışı : 1 tane acıhıyar ezilir. Çıkan suyu
ile ağrıyan yerler ovulur.
Mantar yedikten
bir süre sonra; şiddetli karın ağrısı, bulantı veya
kusma, şiddetli derecede susama, vücutta soğuma ve
morarma veya ishal görülürse, mantar zehirlenmesinden
şüphe edilir. Bu durumda yapılacak ilk iş; hastayı
kusturmaktır. Sonra gerekiyorsa, sunni solunum
yaptırılır. Ağır vakalarda, hastayı mutlaka hastaneye
götürmek gerekir. Aksi halde 48 ile 72 saat arasında
ölümle sonuçlanabilir. Hafif vakalarda aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak, limon
suyu, su.
Hazırlanışı : 2 diş sarımsak dövülür. Üzerine 1
su bardağı limon suyu ve 1 su bardağı su konur.
Karıştırıldıktan sonra içilir.
Memelerde
hissedilen ağrıların nedenleri çeşitlidir. Örneğin,
buluğ yaşındaki kızlarda, adet dönemlerinde, gebeliğin
ilk zamanlarında görülen bu ağrılar, iğneleyici
şekildedir. Buna, meme nevraljisi de denir. Aşağıdaki
reçetenin 4-5 gün uygulanmasıyla geçmeyen meme
ağrılarında doktora başvurmak gerekir.
Tedavi için gerekli malzeme : Semizotu yaprağı.
Hazırlanışı : 1 avuç semizotu yaprağı iyice
dövüldükten sonra temiz bir tülbentin içine doldurulup,
memenin üzerine konur. Aynı işlem günde 3 kere
tekrarlanır.
Memenin üzerinde,
şişkinlik, kızartı, ağrı ve ateşle kendini belli eden
içi irin dolu bir çıban görülür. Tedavinin ilk şartı
temizlik kurallarına kesinlikle uymaktır. Ayrıca
aşağıdaki reçeteler de uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Kara lahana,
kafuru, zeytinyağı.
Hazırlanışı : Bir kaba 1 tane kara lahana
yaprağı, 25 gram parçalanmış kafuru ve 2 çorba kaşığı
zeytinyağı konur. Hafif ateşte ısıtılır. Sonra kabın
içindeki karışım yine kabın içindeki lahana yaprağının
üzerine doldurulup, memenin üzerine konur. Temiz bir
tülbentle sarılır. Bu işlem 3 saat arayla tekrarlanır.
Doğumdan sonraki
günlerde süt bezlerinin iltihaplanması sonucu, memelerde
ateş ve ağrı hissedilir. Bu durum, bebeği emzirirken
daha da ızdırap verici bir hal alır. Böyle durumlarda
bebeği emzirirken, bebeğin burnu rahatça hava alacak
şekilde bulunmalıdır. Emzirme süresi de, 15 dakikayı
geçmemelidir. Memede biriken fazla süt de, lastik
emicilerle boşaltılmalıdır. Bebeği emzirmeden önce
annenin ellerini yıkaması ve yıkanmamış elleriyle
memelerini tutmaması gerekir. Ayrıca memelerin üstünü
temiz gaz bezi ile örtmek, bebeği emzirdikten sonra da
çok sulu alkole batırılmış bir parça pamukla temizlemek
lazımdır. Memelerin üzerine pudra dökülmemelidir. Ayrıca
aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Maydanoz tohumu,
su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 10 çorba kaşığı
maydanoz tohumu konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra
süzülür. Günde 1 kere pansuman yapılır.
Doğumdan sonra
geçen günlerde, bazı kadınlarda memelerin uç
kısımlarının çatladığı görülür. Anne yavrusunu
emzirirken, memesinde sancı hisseder. Bebek de, emdiği
sütle beraber ağzına gelen kanı kusarak çıkarır. Böyle
durumlarda yapılacak ilk iş, ucunda çatlak olan memeyi
en az 24 saat dinlendirmektir. Bebek bu memeden
emzirilmez. Memede biriken sütü de almak gerekir. Ayrıca
tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Havuç.
Hazırlanışı : 1 bardak havuç suyu hazırlanıp,
meme uçları sık sık ıslatılır. Aynı işlem, her gün yeni
sıkılmış havuç suyu ile tekrarlanır.
Birtakım
mikropların beynin üzerini kaplayan zara gelip,
yerleşmesi ve orada iltihaplanma meydana getirmesi
sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastada aniden
yükselen ateş ve şiddetli ağrılar görülür. Işığa
bakamaz, boynunu bükemez, Hiç vakit kaybetmeden doktora
başvurmak gerekir. Ayrıca hastayı doktora götürünceye
kadar aşağıdaki reçeteler uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Akasya yaprağı,
akasya çiçeği.
Hazırlanışı : 10 bardak suya 1 avuç akasya
yaprağı veya 3 çorba kaşığı akasya çiçeği konur.
Kaynatıldıktan sonra süzülür. Soğuduktan sonra, bu suyla
hastanın başı yıkanır.
Bir milimetreküp
menide en az yirmi milyon sperm bulunur. Spermin miktarı
spermogram ile tespit edilir. Erkeğin menisi içindeki
sperm mikroskop altında sayılır. Yirmi milyondan az
sperm bulunduğu takdirde, sperm azlığından söz edilir.
Sperm miktarını arttırmak için aşağıdaki reçeteler
uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Anason, su.
Hazırlanışı : 1 çay bardağı sıcak suya yarım
kahve kaşığı anason konur. 5 dakika bekletildikten sonra
süzülüp içilir.
Adet kesimi, yaş
dönemi diye de bilinen menopoz, kadınlarda 45-50 yaşları
arasında başlayan, çeşitli organik ve psikolojik
belirtiler gösteren bir dönemdir. Bu yaşlarda, aybaşı
kanamaları azalmaya başlar. Önce birkaç ayda bir kere
adet görmeye başlayan kadın, bir süre sonra tamamen
kesilir ve çocuk yapma kabiliyeti kaybolur. Ancak cinsi
arzuları kesilmez. Bu dönemde yorgunluk, baş dönmesi,
çarpıntı, hazımsızlık, sinir bozukluğu, şişmanlama,
tiroid bezinin büyümesi, migren, el ve ayak
karıncalanması, huzursuzluk gibi belirtiler görülür. Bu
devreyi en iyi şekilde atlatabilmek için mümkün olduğu
kadar güneşli, temiz havadan yararlanmak ve beslenme
kurallarına dikkat etmek, sık sık banyo yapmak da
faydalıdır. Aşağıdaki reçeteler de adet kesiminde
görülen şikayetleri gidermek amacıyla kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Papatya, su.
Hazırlanışı : Bir bardak sıcak suya 3 tane
papatya konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülüp
içilir. Günde 2 kere tekrarlanır.
İdrar torbası veya
idrar yollarında meydana gelen taşlara; halk arasında
mesane taşı, tıp dilinde kalkül denir. Boy şekli ve
bileşimleri bakımından çeşitlidirler. Yerlerinde
kaldıkları sürece pek rahatsızlık vermezler ama,
yerlerinden ayrıldıklarında ağrı yaparlar. Ağrıyı
hafifletmek için ağrının bulunduğu bölgeye ateşle
ısıtılmış tuğla parçası veya içi sıcak su dolu bir şişe
konulur. Ayrıca sıcak suya bastırılmış bir parça bezle
de kompres yapılabilir. Taşları eritmek ve düşürmek
maksadıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Şalgam, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya, 3 tane şalgam
doğranır. 15 dakika kaynatılıp süzülür. Günde 3 kere
birer çay bardağı içilir.
Mide ve Sindirim Sistemi Bozuklukları |
Mide veya sindirim
sisteminde görülen rahatsızlıkların çoğu, sinirlerin
devamlı olarak gergin olmasından veya karaciğer
hastalıklarından kaynaklanır. Çünkü sinir sisteminin
bozulması, vücuttaki bütün salgı bezlerini, bu arada
mide ve karaciğer salgı bezlerini de etkiler. Ayrıca,
karaciğere dokunacak şeylerin devamlı olarak
kullanılması da, sindirim sisteminde rahatsızlıkların
doğmasına uygun zemini hazırlar.
Mide veya sindirim sisteminde meydana gelen
rahatsızlıklar şöyle tespit edilir:
- Mide yanması, mide zafiyeti : Yemeğe başladıktan kısa
bir süre sonra başlayıp, devam eden ağrılar.
- Mide iltihabı, onikiparmak ülseri : Yemek yedikten
kısa bir süre sonra başlayan ağrılar.
- Mide ülseri : Yemek tedikten 2-3 saat sonra başlayan
ağrılar.
Hepsinde de uyulması gereken kurallar kısaca şu şekide
sıralanabilir.
- Yemeğe çiğ salata veya taze meyve ile başlamak
sindirim sistemi için çok faydalıdır.
- Lokmalar iyice çiğnenmeli ve yavaş yenmelidir.
- Sofradan, tam manasıyla doymadan kalkmalıdır.
- Yemekte ve yemekten sonra fazla miktarda su
içmemelidir.
- Çok sıcak veya çok soğuk şeyler yenmemelidir.
- Yemekleri her gün belirli saatlerde yemelidir.
- Yemekten sonra 1 saat kadar istirahat etmelidir.
Mide ve sindirim bozukluklarının tedavisinde aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kerviz kökü, su.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 tane kereviz kökü
konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür.
Yemeklerden sonra ikişer çorba kaşığı içilir.
Mide veya karın
ağrısı karnın üst kısmında, bazen de sırt bölgesinde
hissedilir. Bu ağrılar bir takım hastalıkların
belirtisidir. Örneğin; gastrit, kolit, sinirsel
hazımsızlıklar, müzmin safra kesesi iltihabı, safra
taşı, mide ülseri, veya mide kanserinde yukarıda tarif
edilen şekilde ağrılar görülür. Kısa süreli mide veya
karın ağrılarında tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler
kullanılır. 1-2 günde geçmeyen ağrılarda doktora
başvurmak gerekir.
Tedavi için gerekli malzeme : Kuru soğansuyu.
Hazırlanışı : 1 fincan suya, 5 damla kuru soğan
suyu konur. İyice karıştırıldıktan sonra içilir. Aynı
işlem günde üç kere tekrarlanır.
Midede duyulan ve
insana kusacak gibi bir duygu veren hale bulantı denir.
Nedenleri çok çeşitlidir. Yemeklerin mide ve
bağırsaklarda gereği gibi hazmedilmemiş olması, mide,
bağırsak, safra kesesi, karın zarı veya böbreklerde
iltihaplanma, mikroplu hastalıklar, sigara tiryakiliği,
alkoliklik ya da sinir bozukluğu mide bulantısına neden
olabilir. 1-2 gün içinde geçmezse, doktora başvurmak
gerekir. Mide ve bağırsak bozukluklarından kaynaklanan
mide bulantılarının tedavisinde aşağıdaki reçeteler
kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, limon.
Hazırlanışı : 4 bardak suya 1 çorba kaşığı nane
ve orta boyda bir limonun kabukları konup, 10 dakika
kaynatılır. Süzüldükten sonra 1 çay bardağı içilir.
Nedenleri çok
çeşitli olan bir rahatsızlıktır. Hastanın midesinde
yanma ile birlikte ekşime de vardır. Ağzına ekşi ve
yakıcı bir sıvı dolar. Bu belirtiler aç veya tok karnına
görülebilir. Ağır yemekler, bozulmuş yiyecekler, mide
veya onikiparmak bağırsağı ülseri, safra kesesi
iltihabı, mide ekşimesine neden olabilir. Tedavinin ilk
şartı, hastalığı doğuran nedeni bulmaktır. Doktora
gitmek gerekir. Mide ekşimesinden şikayet edenlerin,
yemeklerini gayet iyi çiğnemeleri, biberli, baharatlı,
ekşili, salamura yapılmış gıdaları terk etmeleri
gerekir. Tedavi için aşağıdaki reçeteler de kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Karbonat, su.
Hazırlanışı : 1 su bardağı soğuk suya 1 kahve
kaşığı karbonat konup, iyice karıştırıldıktan sonra
içilir.
Mide ülseri, mide
kanseri veya mideye giren sert bir cismin yaptığı
tahribat sonucu görülür. Hastanın gaitası kanlı ve kahve
telvesi görünümündedir. Mide kanaması geçiren hastaya şu
şekilde yardımcı olunur. - Telaşlanmayın, Hastayı hemen
yatırın, Bir su bardağı soğuk sütü veya bir bardak soğuk
suyu yavaş yavaş içirin. Bunların yerine ufak bir parça
buz da yutturabilirsiniz. Mümkünse hastaneye götürün
Kanama durdurulduktan sonra, havuç suyu içirilebilir.
Tedavi edilmeyen
mide ülseri, müzmin gastrit ve çok içki içmenin neden
olduğu bir çeşit kanserdir. Hastanın göğüs boşluğunda,
yanma ve ağrı, sık sık susama, bulantı, kusma,
kansızlık, ruhi çöküntü, az idrar ve sert büyük abdest
görülür. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, iyileşme
ihtimali o kadar fazla olur. Tedavi amacıyla aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Karanfil, su.
Hazırlanışı : Bir bardak sıcak suya, taze
koparılmış ve ufalanmış 1 tane karanfil çiçeği konur. 5
dakika bekletildikten sonra süzülüp, aç karnına içilir.
Bu işlem her yemekten önce tekrarlanır.
Midede veya
bağırsaklardaki hazmolmuş gıdaların, oralarda herhangi
bir yere takılması sonucu şiddetli bir ağrı meydana
getirmesine mide krampı veya mide spazmı denir. Tedavi
için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Tarçın, su.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı sıcak suya, 1 kahve
kaşığı tarçın konur. 5 dakika bekletildikten sonra
süzülüp içilir.
Midede haddinden
fazla gaz, ağrı, ve iştahsızlıkla kendini gösteren bir
durumdur. Nedeni, mide kaslarının zayıfaması sonucu
midenin bulunduğu yerden aşağıya sarkmış olmasıdır.
Hasta midesinin çeşitli yerlerindeki ağrılardan,
iştahsızlıktan ve ağzına sık sık ekşi su gelmesinden
şikayet eder. Öncelikle, midedeki gaz ve asit fazlalığı
tedavi edilmelidir. Bunun için gaz ve asit giderici
reçeteler uygulanır. Ayrıca az fakat sık sık yemek yeme,
yemekleri belirli saatlerde yemeyi alışkanlık haline
getirmek tedaviye yardımcı olur. Aşağıdaki reçeteler de
aynı amaçla uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kepek veya beyaz
kil, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 avuç kepek veya
1 avuç beyaz kil konur. Lapa haline gelinceye kadar
kaynatıldıktan sonra, temiz bir bezin içine doldurulup,
midenin üstüne konur. Bu işlem her akşam yatmadan yarım
saat önce tekrarlanır.
Çoğunlukla çabuk
yemek yiyenlerde, sinir veya sindirim sistemi bozuk
olanlarda görülen bir durumdur. Midede aşırı derecede
gaz ve midenin üst kısmında şişkinlik vardır. Hasta, sık
sık geğirir. Sebebi midedeki salgı bezlerinin yeteri
kadar çalışmaması, asit fazlalığı veya yemeklerin yeteri
kadar çiğnenmeden yenmesidir. Tedaviye başlamadan önce,
ağızdaki eksik dişler tamamlattırılmalı, çürük dişler de
tedavi ettirilmeli, yemekleri yavaş yeme alışkanlığı
kazanmalıdır. Ayrıda aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Zeytinyağı, limon.
Hazırlanışı : Bir çorba kaşığı saf zeytinyağına 2
çorba kaşığı limon suyu konur. İyice karıştırıldıktan
sonra içilir. Bu işlem, her sabah kahvaltıda
tekrarlanır.
Midenin besinleri
gereği gibi ve normal sürede hazmedememesine mide
tembelliği bir başka ifadeyle mide zafiyeti denir.
Nedeni, midede asit fazlalığı, mide kaslarının
zayıflamış olması veya midenin hazım için gerekli olan
salgıyı yapamamasıdır. Tedavi için aşağıdaki reçeteler
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Fesleğen, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 3 tutam fesleğen
konur. Kaynatılıp, süzülür Yemeklerden 10 dakika sonra,
birer kahve fincanı içilir.
Midenin iç
yüzündeki belirli bir kısmın aşınması sonucu meydana
gelen yaraya mide ülseri denir. Sinir bozukluğu, midede
asit fazlalığı, zamanında ve iyi tedavi edilmeyen
gastrit, mide zafiyeti, karaciğer yetersizliği veya
safra azlığı, kalp hastalıkları, sindirilmesi güç
yiyeceklerin aşırı derecede kullanılması, haddinden
fazla sigara, çay, kahve veya asit yapıcı meşrubat
içmek, alkol kullanmak veya bazı ilaçların uzun süre
kullanılması mide ülserini doğuran nedenler arasındadır.
Hastalığın başlangıcında mide ekşimesi ve ağırlık hissi
vardır. Hastanın ağzına, sık sık ekşi su gelir. Tat alma
duygusu hafiflemiştir, dil paslıdır, hastanın rengi
solmuştur. Karnın üst kısmına bastırılınca, acıma
hissedilir. Bu belirtiler ortaya çıktıktan sonra; en
kısa zamanda tedaviye geçilmezse; yemeklerden 2-3 saat
sonra sırta doğru yayılan şiddetli mide ağrıları
başgösterir. Baş dönmesi ve terleme de görülür. Bu
devrede, kusma ile bir miktar kan da görülebilir. Bazı
kimselerin büyük abdestleri katran gibi olur. Bu
işaretler, ülserin ilerlemiş olduğunu gösterir. Mide
ülseri, bilhassa ilk bahar ve son bahar aylarında, çok
rahatsız edici bir hal alır. Ağrı ve kanamalar artar.
Mide ülseri, başlangıcında teşhis edilip de tedaviye
başlanılacak olursa, telaşlanmaya ve korkmaya gerek
yoktur. Bu durumda yapılacak ilk iş, üzüntüye
kapılmamak, aksine bütün üzüntülerden sıyrılmaya gayret
sarfetmektir. Sonra tedaviye yardımcı olmak amacıyla
aşağıdaki hususlara kesinlikle uymak gerekir.
- Tedavi süresince istirahat edin.
- Yemeklerinizi, her gün belirli saatlerde yiyin.
- Bağırsaklarınızın düzenli bir şekilde çalışmasını
sağlayın.
- Sigara, çay, kahve ve alkolü bırakın.
- Diş sağlığına önem verin.
- Süt ve sütlü yiyecekler, yumurta, kızarmış ekmek,
tereyağı, pelte ve haşlanmış balık, sebze püreleri ve
patates yemeğini sofranızdan eksik etmeyin Ayrıca
aşağıdaki reçetelerden herhangi birini kullanmak da
faydalıdır.
Tedavi için gerekli malzeme : Lahana
Hazırlanışı : İki avuç dolusu lahana yaprağı,
önce soğuk su ile yıkanır. Sonra ezilerek suyu
çıkarılıp, 1 kahve fincanı içilir. Aynı işlem 6 saat ara
ile 3 hafta boyunca yapılır.
Mide üşütmesini
tedavi etmek amacıyla aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, limon, su.
Hazırlanışı : Bir bardak suya 1 tatlı kaşığı nane
ve bir adet limonun kabukları konup kaynatıllır. Günde 3
kere birer çay bardağı sıcak sıcak içilir.
Göğüs kemiğinin
arka tarafında hissedilen yanma ile kendini gösterir.
Nedeni midede fazla miktarda asit bulunmasıdır. Tedavi
amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Bal, su.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı suya, 1 tatlı
kaşığı süzme bal ve iki çorba kaşığı limon suyu konur.
Karıştıtılıp içilir. Aynı işlem günde 3 kere
tekrarlanır.
Halk arasında
yarım baş ağrısı diye bilinen ve soğuk bir terleme ile
birlikte gelip, başın ve yüzün yarısını kaplayan özel
bir baş ağrısıdır. Ağrılar bazen dayanılmayacak kadar
şiddetli olur. Birkaç dakika sürebileceği gibi saatlerce
hatta günlerce devam eder. Migren, herhangi bir
hastalığın belirtisi olabildiği gibi, belirli bir neden
olmadan da görülebilir. İrsi olanlar da vardır. Başın
yarısında zonklamalar, bulantı ve bazen kusma görülür.
Gözünün önünde siyah benekler, bulanık lekeler, uçuşur.
Bazı kimseler, konuşmakta da zorluk çekerler. Ağrı
geldiği zaman, karanlık bir odada sırt üstü yatmak
oldukça etkilidir. Ayrıca, hazımsızlığı önlemek, haftada
iki kere ılık banyo yapmak, sebze yemek ve kahve, çay,
sigara, içki, gibi zararlı şeyleri terk etmek gerekir.
Doktorun vereceği ilaçlar yanında aşağıdaki reçeteler de
uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Lahana.
Hazırlanışı : Bir tane lahana yaprağı, ince ince
kıyıldıktan sonra temiz bir bezin arasına doldurulup,
alna konur.
Beş metreden daha
uzağı yeteri kadar görememeye miyopluk denir. Nedeni,
göz kaslarının yorulmuş ve kuvvetlerini kaybetmiş
olmasıdır. İrsi olanları da vardır.
Daha ziyade el ve
ayağın sürekli olarak sürtünmelere uğrayan noktalarında
üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesi ile meydana
gelen ve basılınca ağrı veren sertleşmiş deri tümseğine
nasır denir. Nedeni, nasırlaşan bölgeye yapılan basınç
ve sürtmedir. Ayakta görülen nasırlara çoğunlukla sıkı
ayakkabılar neden olur. Nasırları sökmek maksadıyla
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Limon veya kırmızı
domates.
Hazırlanışı : Nasırların üzerine bir dilim limon
veya ortasından kesilmiş bir domates konur. Her gün
tekrarlanır.
Tıp dilinde Dispne
denilen nefes darlığı önemli bir hastalığın belirtisi
olabilir. Spor yaptıktan, koştuktan veya yorucu bir iş
yaptıktan sonra nefes darlığı normal sayılabilir. Ancak
ortada neden yokken nefes darlığından şikayet etmek
mutlaka üzerinde durulması gereken bir konudur. Çünkü
kansızlık, kalp hastalıkları, mide hastalıkları,
bronşit, tiroid bezinin büyümesi, akciğer hastalıkları,
zatürree, astım, zehirlenme, şişmanlık, nefes darlığına
neden olabilir. Nefes darlığından şikayet edenlerin
sigarayı kesinlikle bırakmaları, ağır yemekleri de terk
etmeleri gerekir. Önemli bir hastalıktan kaynaklanmayan
nefes darlığını tedavi etmek amacıyla aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ispanak, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya yarım kilogram
temizlenmiş ıspanak konur. Haşlandıktan sonra süzülür.
Ispanağın tamamı yenir.
Tıp dilinde
Halitosis denilen nefes kokusunun nedenleri çeşitlidir.
Genellikle aşağıdaki nedenlerden kaynaklanır:
- Hazımsızlık, geğirme, kokulu yiyecekler, alkol ve bazı
ilaçlar.
- Burun veya sinüz hastalıkarı.
- Çürük dişler, ağız yaraları veya bademcik iltihabı.
- Kusma veya uzun süreli perhizler.
Diğer taraftan şeker hastalığı, kansızlık ve ateşli
hastalıklar sırasında da nefes kokusu hissedilir.
Herşeyden önce, ağız temizliğine çok dikkat etmek
gerekir. Çürük dişler tedavi ettirilmeli, yenilen ve
içilen şeylerin kokusuz olmasına dikkat edilmelidir.
Hergün temiz havada yürümek de faydalıdır. Kısa sürede
geçmeyen nefes kokularında bir doktora başvurmak
gerekir. Aşağıdaki reçeteler de tedavi amacıyla
kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Bal, su.
Hazırlanışı : Bir bardak ılık suya, 1 tatlı
kaşığı süzme bal konur, karıştırılıp, içilir.
Böbreklerin
çalışmasında görülen bir bozukluktan kaynaklanır. Bu
durumda idrara protein karışır. Tıp dilinde bright
hastalığı da denir. 3 çeşidi vardır.
- Akut Nefrit.
- Müzmin Nefrit.
- Subakut Nefrit.
Nefritin bütün çeşitlerinde yatak istirahatı şarttır.
Üşütmemeye dikkat etmek ve bele kuşak sarmak da gerekir.
Ayrıca çıkan idrar miktarından çok su içilir. Tedavi
için aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kekik, su.
Hazırlanışı : Bir su bardağı sıcak suya 1 kahve
kaşığı kuru kekik konur. 5 dakika bekletildikten sonra
süzülüp, içilir. Günde iki kere tekrarlanır.
Sinir ağrısına tıp
dilinde nevralji denir. Bilhassa, yüzde ve başta
hissedilir. Ama vücudun diğer taraflarında da
bulunabilir. Nedeni soğuk algınlığı, şeker hastalığı,
damar sertliği, veya ağrı yapan sinir yakınında meydana
gelen herhangi bir hastalıktır. Nevralji ağrılarını
dindirmek için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Yumurta.
Hazırlanışı : Bir tane yumurta, iyice
kaynatıldıktan sonra kabukları soyulur. İkiye bölünerek
ağrıyan yere konur.
Zihin ve vücudun
aşırı derecede yorgun düşmesi sonucu ortaya çıkan bir
hastalıktır. Üzüntü, sıkıntı, endişe, yeteri kadar
dinlenmeye vakit ayırmadan uzun süre çalışmak, bazı
mikrobik hastalıklar ve sinirleri uyarıcı ilaçları uzun
süre kullanmak nevrasteni için gerekli olan zemini
hazırlar. Kişi gerçekte hasta olmadığı halde bazı
organlarının hastalığından yakınır. Çabuk yorulur, çabuk
sinirlenir, huzursuzdur, baş ağrıları vardır. Bazen de
gözlerinin iyi görmediğini söyler. Dikkatini toplayamaz,
uykuları da normal değildir. Cinsel ilişkide başarılı
olamadığını, hazımsızlık çektiğini, vücudunun her
yerinin ağrıdığını söyler. Tedavi amacıyla, ılık duş
almak, istirahat etmek, vakit buldukça açık havada
dolaşmak, günlük sıkıntılardan uzaklaşmaya çalışmak,
hazmı güç şeyler yememek, kahve ve sigarayı terketmek
gerekir. Ayrıca hastalık belirtileri tamamen
kayboluncaya kadar aşağıdaki reçeteler de uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Yonca, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam yonca
konur. Kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer
çorba kaşığı içilir.
Burun içindeki
ince zarın, üst solunum yollarının virütik
iltihaplanmasıdır. Nezle bulaşıcıdır. Hastada burun
akıntısı, hapşırma, boğaz ağrısı, baş ağrısı, öksürük
bazen de ateş görülür. 1-15 gün devam eder. İyi tedavi
edilmezse müzminleşir. Tedavinin ilk şartı istirahat
etmek ve kalabalık yerlerden uzak kalmaktır. Ayrıca
aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, su.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı sıcak suya 1 kahve
kaşığı nane konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülüp
içilir. Aynı işlem sabah akşam tekrarlanır.
Halk arasında gut
veya damla hastalığı tıp dilinde ise podagra denir.
Özellikle fazla içki içen ve fazla kırmızı et yiyenlerde
görülür. Daha fazla erkeklerde rastlanır. El, ayak
başparmağı, diz ve dirseklerde şişkinlik meydana gelir.
Ağrı da vardır. Buraları dokunulmayacak kadar
hassaslaşmıştır. Ateş 39,4 dereceye kadar yükselir.
Tedavinin başarılı olması için mutlaka yatak istirahati
gerekir. Gıda rejimi uygulanır. Acılı, tuzlu, sirkeli ve
şekerli yiyecekler terkedilir. Alkol ve sigara
bırakılır. Dana, koyun ve kuzu eti yenmez. Diğer etler,
yağ, nişastalı yiyecekler mümkün olduğu kadar azaltılır.
Şeker yerine bal kullanıllır. Az patates, yağsız beyaz
peynir, yağsız süt, yoğurt, enginar, havuç, kereviz,
kiraz, lahana, fasulye, zeytin, maydanoz, armut, çilek,
erik, kara turp, üzüm, domates, ve pırasa yenilebilir.
Ayrıca mümkün olduğu kadar çok limon suyu içilir. Tedavi
için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Beyaz peynir.
Hazırlanışı : Nikris olan yerlere dilimlenmiş
taze beyaz peynir konur. Ağrı geçinceye kadar, 10
dakikada bir değiştirilir. |
|
|
İncinme, burkulma,
biçimsiz duruş, yorgunluk veya hava cereyanına maruz
kaldıktan sonra ortaya çıkan omuz ağrılarını gidermek
için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Acıhıyar kökü, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 3 tane temizlenmiş
acıhıyar kökü konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra
süzülür.
Onikiparmak Bağırsağı Ülseri |
İncebağırsağın 25
santimetre kadar olan ilk bölümüne onikiparmak bağırsağı
denir. C harfi görünümündedir. Onikiparmak bağırsağında
meydana gelen ülsere tıp dilinde duodenum ülseri denir.
Tedavi eidlmeyen gastrit, fazla asit, sinir bozukluğu,
düzensiz hayat, gürültü, fazla miktarda sigara, çay,
kahve ve alkol kullanmak, safra kesesi veya karaciğer
yetersizliği, kalp hastalıkları, hormon dengesizliği,
dengeli bir şekilde beslenememe, çok sıcak veya çok
soğuk yiyecekler, haddinden fazla et, hamur işleri veya
baharatlı yiyecekler ve bazı ilaçlar; onikiparmak
bağırsağında ülserin meydana gelmesine yardımcı olur.
Hasta, mide ekşimesi ve ağzına ekşi su gelmesinden
şikayet eder. Ayrıca dili paslı, rengi solgundur, baş
dönmesi ve fazla terleme de görülür. Midesinin üstüne
basılınca, ağrı hisseder. Yemeklerden sonra da göğse
doğru yayılan bir ağrı belirir. Bu belirtiler, ilk bahar
ve sonbahar aylarında daha da artar. Tedavi için
yapılacak ilk iş, hastalığı doğuran nedenleri ortadan
kaldırmak, yemekleri az, fakat sık sık yemek, istirahat
etmek ve üzüntüden uzak yaşamaya gayret etmektir. Ayrıca
aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Limon suyu, bal.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı sıcak suya 3 çorba
kaşığı limon suyu ve 1 tatlı kaşığı süzme bal konur.
İyice karıştırıldıktan sonra içilir. Aynı işlem günde 3
kere tekrarlanır.
Vücudun anormal
derecede su toplamasına halk arasında istiska; tıp
dilinde ise ödem denir. Veya hidrofizi denir. Yüzde,
ellerde, ayaklarda veya karında ağrısız şişlikler
görülür. Bu şişkinliklerin kaynağı kalp, karaciğer veya
böbrek hastalıklarıdır. Tedavi maksadıyla tuzsuz rejim
ve aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Arpa, kiraz sapı,
su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 çorba kaşığı
arpa ve 3 tutam kiraz sapı konur. 10 dakika
kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 4 kere birer kahve
fincanı içilir.
Çoğunlukla, göğüs,
boğaz veya karın boşluğunda meydana gelen bir
rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkan öksürüktür 3
grupta toplanır.
- Kuru öksürük : Nezle, boğaz iltihabı, bademcik
iltihabı, fazla sigara içmek, sindirim bozuklukları,
gastrit, ishal, kabızlık, bağırsak solucanları, kalp
hastalıkları ve ses tellerinin hastalanmasından
kaynaklanan öksürükler balgamsızdır, yani kuru
öksürüktür.
- Nöbet şeklinde gelen öksürük : Bu çeşit öksürük,
boğmaca veya ciğer şişmesi; gırtlak veya hava borusunun
tahriş olması, veya astımdan kaynaklanır. Bu çeşit
öksürükte pek az balgam görülür.
- Balgamlı öksürük : Bu çeşit öksürük, sık sık
tekrarlar. Hastada hırıltı vardır. Balgam çıkarır ve
nefesini dışarı vermekte zorluk çeker. Balgamlı öksürük;
Bronşit, astım, sinüs iltihabı, müzmin sinüzit, kalp
hastalıkları veya tüberküloz'un bir işareti olabilir.
Öksürük, nasıl olursa olsun, ihmal edilmemesi ve mutlaka
tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Tedavi amacıyla
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Şalgam suyu, bal.
Hazırlanışı : Bir su bardağı şalgam suyuna, 2
tatlı kaşığı süzme bal konur. 5 dakika kaynatıldıktan
sonra sıcak sıcak içilir.
Çocuklarda görülen
ve beslenme yetersizliğinden kaynaklanan bir
hastalıktır. Tıp dilinde Candia albicans denir.
Tifoya benzeyen,
mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Paratifo
mikropları paratifolu hastanın idrar, büyük abdest veya
kanında bulunur. Lağım sularının karıştığı içme suları
ve bu sularla yetiştirilen yiyeceklerle bulaşır.
Hastalığın yaygınlaşmasında kara sinekler de önemli rol
oynar.
Parmak ağrılarını
gidermek için ; Ağrıyan parmağın, birinci eklemi ovulur.
Bir elma ikiye bölünüp, Ateşte pişirilir, ılıdıktan
sonra ağrıyan parmakların üzerine konur. Soğuyuncaya
kadar bekletilir.
Çoğunlukla mide
hastalıkları veya bazı ateşli hastalıklarda dilin
paslandığı görülür. Uzun süreli dil paslarında doktora
başvurmak gerekir.
Dil peltekliğinin
nedenleri çeşitlidir: Müzmin nezle, bademciklerin
hastalanmasından dolayı burundan konuşma, kısmi
sağırlık, yarık damak bu duruma neden olabilir. Burundan
konuşma şeklinde görülen pelteklikte aşağıdaki reçeteler
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Nane, bal, papatya
çiçeği.
Hazırlanışı : Bir çay fincanı süzme bala, 2 çorba
kaşığı nane ve 2 çorba kaşığı papatya çiçeği konur.
Hafif ateşte ısıtılarak macun yapılır. Sonra dilin üstü,
altı bununla ovulur. Her gün tekrarlanır.
Prostat bezi,
idrar torbasının boynu ile idrar yolu başlangıcını
çevreleyen ceviz büyüklüğünde bir guddedir. Yalnız
erkeklerde bulunur. Prostat bezi, 50 yaşını geçen
erkeklerde büyümeye başlayıp, rahatsızlık verebilir.
Hastalığın belirtileri gecenin son kısmında idrara
kalkmak, gündüzleri sık sık idrar yapmak, idrar yapmakta
zorluk, idrarın yavaş yavaş akması, idrarın başında veya
sonunda bir damla kan şeklinde görülür. Kesin tedavi
ameliyatla gerçekleşir. Ancak tedavi maksadıyla
aşağıdaki reçeteler uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Mazı, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam mazı
konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3
kere, birer çorba kaşığı içilir.
Vücudun herhangi
bir yerindeki iltihabın, kan dolaşımı aracılığı ile
prostat bezine gelip yerleşmesi sonucu ortaya çıkar.
Hastada titreme, halsizlik, ateş, sırt ve bacak ağrıları
görülür. Hasta, İdrarını ve büyük abdestini yapmakta
güçlük çeker. Tedavi sırasında en az 10 gün yatak
istirahati şarttır. Ayrıca 6 hafta süreyle aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Servi yaprağı, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam servi
yaprağı konur. 20 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür.
Günde 3 kere birer kahve fincanı içilir.
Prostat bezinin
genişleyip, büyümesi sonucu ortaya çıkan bir
hastalıktır. Hastanın karın bölgesinin alt kısımlarında
ve bacak aralarında ağrı vardır. Bazen sırtta ve
kollarda da ağrı hissedilir. Doktor tedavisi gerekir.
Ayrıca aşağıdaki reçeteler de kullanılabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Atkestanesi, su.
Hazırlanışı : Bir tencere suda 2 avuç atkestanesi
haşlanır. Günde 5 tane yenir.
Rahimden gelen
cerahatli akıntının neden olduğu bir çeşit egzamadır.
Rahimde veya vajina çevresinde kızarma ve şişlikler
görülür. Bu şişlikler bir süre sonra su toplayıp,
kabuklanır. Kaşıntı, zonklama ve yanma hissedilir.
Tedavi için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Bal, su.
Hazırlanışı : Bir su bardağı soğuk suya 1 çorba
kaşığı bal konur. Karıştırılıp hepsi bir kerede içilir.
Rahimim iç yüzünün
iltihaplanmasına tıp dilinde endometri denir. Nedeni,
belsoğukluğu, doğumdan ve çocuk düşürdükten sonra
rahimde parça kalması veya rahim düşüklüğüdür. Hastanın
karın bölgesi hassastır, vajinadan cerahatli ve sümüğe
benzer akıntı gelir. Aybaşı kanamaları fazla olur.
Bacaklarda ve leğen kemiği bölgesinde ağrı vardır. Bu
ağrılar dinlenmekle geçer. Doktora başvurmak gerekir.
Ayrıca aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Tereotu, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam tere otu
konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Sabahları
aç karnına, birer çay bardağı içilir.
Bu hastalık,
aybaşı hali dışında görülen aşırı kanamalarla kendini
gösterir. Aybaşı hali sırasında da sancı olmaz. Tedavi
amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Fesleğen.
Hazırlanışı : Bir avuç fesleğen ezilerek suyu
çıkarılıp, 1 kave fincanı içilir. Aynı işlem, şikayetler
kesilinceye kadar tekrarlanır.
Çoğunlukla rahim
boynunda ve vajinanın başlangıç kısmında meydana gelen
bir hastalıktır. Çok düşük yapan veya çok doğuran
kadınlarda daha fazla görülür. Tıp dilinde uterus
kanseri denir. Vajinadan kan veya fena kokulu akıntı
gelir. Böyle durumlarda, vakit kaybetmeden doktora
başvurmak gerekir. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de
kullanılabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Menekşe çiçeği, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya, 1 tutam kuru
menekşe çiçeği konur. Kaynatıldıktan sonra 20 dakika
bekletilip, süzülür. Bu suyla rahim yıkanır.
Rahimde meydana
gelen ve nohut büyüklüğünde olan renkli yumrulara rahim
polip'i denir. Nedeni, rahimin iç yüzünü örten zarın
iltihaplanmış olmasıdır. Aybaşı halinde aşırı kanama,
rahim akıntısı ve arasıra gelen karın ağrıları ile
kendini gösterir. Kesin tedavisi ameliyattır.
Bazı kadınların
vajina veya rahimleri bacaklarının arasına doğru sarkar.
Bu durum, yaşlı kadınlarda görüldüğü gibi gençlerde de
görülebilir. Nedenleri, müzmin öksürük, ıkınma, ağır
şeyler kaldırma, aşırı yorgunluk, rahim ur veya
polipleri, doğum sırasında destekleyici kas ve bağların
zayıflamış olması veya aileden gelen eğilimdir.
Çoğunlukla doğum
yapmamış kadınlarda görülür. Bazı urlar zararsızdır.
Ancak aybaşı günlerinde gecikme, kilo kaybı, kansızlık
ve adet görmenin ikinci ve üçüncü günlerinde haddinden
fazla kanama varsa, geç kalmadan bir doktora başvurmak
gerekir. Ayrıca hastada idrar yapma ihtiyacı fazlalaşır,
leğen kemiği bölgesinde ağrı vardır.
Çocuklarda görülen
bir çeşit kemik hastalığıdır. Nedeni, yeteri kadar D
vitamini almamaktır. Çoğunlukla yeteri kadar güneş
görmeyen, sıhhi olmayan, rutubetli, karanlık ve basık
tavanlı evlerde yaşayan, yeteri kadar süt içmeyen ve
haddinden fazla miktarda unlu gıdalarla beslenen
çocuklarda görülür. Hastalık genellikle 2 yaşında ortaya
çıkar. Çocukta huysuzluk ve devamlı terleme görülür,
iştahı azdır. Bazıları kabızlık çeker, bazıları da ishal
olurlar. Adaleleri gevşektir. Derileri soluk ve
kansızdır. Dişleri geç çıkar ve erken çürür. Ayakta
durmayı ve yürümeyi geç öğrenir. Bacak kemikleri
çarpıktır. Düztabanlık görülür. Deniz, kum veya güneş
banyoları, kış aylarında da, haftada 3 kere ılık banyo
yaptırmak yaralıdır. Aşağıdaki reçeteler de kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Zeytinyağı veya
cevizyağı.
Hazırlanışı : Hastanın vücudu zeytinyağı veya
cevizyağı ile ovulur. 6 saat sonra ılık banyoda yıkanır.
Umumiyetle eklem,
kas ve sinir sistemini etkileyen hastalıklara romatizma
denir. Romatizma ağrıları, vücudun her tarafında
görülebilir. Halk arasında, romatizma ağrılarına yel
denir. Şişmanlık, hormon dengesizliği, karaciğer
yetersizliği, beslenme dengesizliği, mide ve bağırsak
bozuklukları, çürük dişler, sinüzit, bademcik
iltihapları ve yaşlılık romatizmayı hazırlayan
nedenlerin başında gelir. Ayrıca, soğuk ve rutubet de
çok önemli rol oynar. Romatizmalı yerlerde ağrı, yanma
veya üşütme ve şişlikler görülür. Ağrı bazen dayanılmaz
dereceye varır. Hareket etmekte de güçlük çekilir.
Tedavi edilmezse, kalp kapağı hastalığı veya bir başka
hastalığa neden olur. 3 çeşit romatizma vardır:
- Akut eklem romatizması.
- Romatoid artrit.
- Dejeneratif romatizma.
Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Elma, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 3 tane kabukları
soyulmamış elma doğranır. 15 dakika kaynatıldıktan sonra
süzülür. Yemeklerden sonra birer çay bardağı içilir.
|
|
|
Günde, normal
olarak 80 saç kılı dökülür. Bundan fazla dökülme yaşın
ilerlemiş olması, bazı ateşli hastalıklar, tiroid
hastalıkları, kansızlık, verem, şeker hastalığı gibi
bütün vücudu etkileyen hastalıklardan sonra görülür. Tıp
dilinde alopesi adı verilen saç dökülmesi; basit saç
dökülmesi ve pelad olmak üzere iki çeşittir. Saç
dökülmesini önlemek ve saçları uzatmak amacıyla
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Yulaf sapı, su.
Hazırlanışı : Altı bardak suya 1 avuç yulaf sapı
konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Suyu ile
saçlar yıkanır.
Kafatası derisi
üzerinde meydana gelen gevşek pul şeklindeki kabuklara
kepek denir. Kuru ve yağlı olmak üzere iki çeşidi
vardır. Yağlı sarımtırak görünüşteki kepeklenmeye, tıp
dilinde sebore denir. Nedeni, derinin en üst kısmında
bulunan tabakanın, ürettiği fazla parçalardır. Bunlar,
çoğunlukla saçlar tarandığı zaman dökülür. Tedavinin ilk
şartı; temizlik ve fazla miktarda unlu şeyler
yememektir. Ayrıca aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Tuz, su.
Hazırlanışı : Saçlar önce tuzlu su sonra bol su
ile yıkanır. Her gün tekrarlanır.
Tıp dilinde tinea
tonsurans denilen saçkıran, bir çeşit mantarın neden
olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hiç vakit kaybetmeden
tedavi etmek gerekir. Saçkıranlı hastanın tarağını
kullanmak veya şapkasını giymekle bulaşır. Tedaviye,
hastalıklı yerdeki saçları kesmek veya traş etmekle
başlanır. Saçlar, haftada iki kere yıkanır. Aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak.
Hazırlanışı : Saçkıranlı yer, ustura ile hafifçe
çizilir. Sonra ortasından kesilmiş bir diş sarımsak
sürülür.
Yaş ilerledikçe
saça ve sakala rengini veren maddenin yapımı azalır, bir
süre sonra da tamamen kesilir. Kumral ve kızıl saçlar,
daha erken beyazlaşır. Genç yaşlarda görülen
beyazlaşmalar ise, ırsidir. Tedavisi yoktur. Ancak
aşağıdaki reçeteler uygulanarak boyanabilirler.
Tedavi için gerekli malzeme : Reyhan, tereyağı.
Hazırlanışı : İki tutam reyhan 2 çorba kaşığı
tereyağında pişirilir. Soğuduktan sonra beyaz yerlere
sürülür.
Safra kesesi
taşlarının neden olduğu bir çeşit iltihaplanmadır. Tıp
dilinde kolesistit denir. İki çeşidi vardır.
- Müzmin safra kesesi iltihabı :
Safra kesesi büzülür, gereği gibi çalışamaz hale gelir.
Hastanın karnında, özellikle yemeklerden sonra gaz ve
gerginlik vardır. Ayrıca; sağ taraftan başlayıp,
kaburgaların altına kadar yayılan geçici bir ağrı ve
sarılık nöbetleri de görülür. Tıp dilinde kronik
kolestit denir. Bu hastalık genellikle 40 yaşını geçmiş
şişman kadınlarda görülür.
- Akut Safra Kesesi İltihabı :
Bilhassa, safra yollarına yerleşmiş taşın neden olduğu
bir hastalıktır. Tıp dilinde akut kolestit denir.
Hastada karnın sağ üst kısmına gelen ani, şiddetli ve
çabuk gelişen, sırta, hatta sağ omuzun ucuna kadar
yayılan ağrı vardır. Ateş artar, kusma ve bulantı
görülür. Her iki çeşit safra kesesi iltihabında da;
vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Ameliyat
gerekebilir. Ameliyat gerekmeyen durumlarda veya safra
kesesi iltihaplanmasını önlemek ve safra akımını
kolaylaştırmak amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Maydanoz, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam maydanoz
konur. 5 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 2
kere birer çay bardağı içilir.
Safra koyulaşması
sonucu meydana gelen taşlara halk arasında safra taşı,
tıp dilinde ise kolelitiasis denir. Yapılarında
kolestrin bulunur. Bazı safra taşları, rahatsızlık
vermez. Bazıları da safra kanalını tıkar. Çok şiddetli,
batıcı bir ağrı, bulantı ve kusma yapar. Hasta yerinde
duramaz olur. Bu olayların hepsine birden safra kesesi
krizi denir. Düşmeyen veya alınmayan safra taşları,
safra kesesinin iltihaplanmasına da neden olur. Safra
taşlarının neden olduğu rahatsızlıkları gidermek için
doktor müdahalesi gerekir. Ancak, ameliyat gerekmediği
hallerde aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Gliserin, su.
Hazırlanışı : Bir su bardağı suya 1 kahve kaşığı
gliserin karıştırılıp içilir.
Sonradan meydana
gelen sağırlıkları doğuran nedenler çeşitlidir. Mesela;
dış, orta veya içkulak bozuklukları, beyin hastalıkları
veya histeri, geçici sağırlığa neden olabilir. Gerçek
nedeni bulmak doktorun işidir. Geçici sağırlıkların
tedavisinde aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Pelin, su.
Hazırlanışı : İki bardak suya 2 tutam pelin
konur. 20 dakika kaynatıldıktan sonra temiz bir şişeye
süzülür. Her 2 kulağa günde 3 kere ikişer damla
damlatılır.
Sakal kılının
kolayca koparılması ve kopan kılın ucunda da cerahat
damlacığı görülmesi şeklinde ortaya çıkan bir
hastalıktır. Tıp dilinde sikozis denen bu hastalığa,
stafilokok cinsi mikroplar neden olur. Sakal diplerini
oksijenli su ile yıkadıktan sonra aşağıdaki reçetelerden
herhangi biri uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Maydanoz, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 1 avuç doğranmış
maydanoz konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülüp,
sakal dipleri yıkanır. Yüzün tamamı da yıkanabilir.
Menegokok adı
verilen bir çeşit mikrobun; beyin zarına yerleşmesi ve
orada iltihaplanmalar meydana getirmesi sonucu ortaya
çıkan bulaşıcı ve tehlikeli bir hastalıktır. Hastalık,
boğazlarında mikrop taşıyan hastalar veya kendileri
hasta olmadıkları halde boğazlarında menenjit mikrobu
taşıyan sağlam kimseler tarafından bulaştırılır.
Hastalık çoğu kere üşüme, titreme ve ateşin birdenbire
yükselmesiyle başlar. Halsizlik, başağrısı, ve kusma
görülür. Dudak ve burun deliklerinin kenarlarında
uçuklar belirir. Gözlerini açmakta zorluk çeker. Bir
süre sonra, ensesi sertleşmeye ve başını öne eğememeye
başlar. Hiç vakit geçirmeden tedaviye başlamak şarttır.
Aksi halde, ölümle sonuçlanabilir. Bu günkü tedavi
yöntemleri sayesinde hastanın sağlığına kavuşması
mümkündür. Salgın menenjit salgını sırasında sağlıklı
kimseler hastalarla görüşmemelidir. Kalabalık yerlere
gidilmemelidir. Bütün vücudun, özellikle ağız ve burunun
temiz tutulması gerekir.
Ot veya bitki
tozlarının neden olduğu bir çeşit alerjik hastalıktır.
Tıp dilinde pollenosis veya alerjik rinit denir. Daha
ziyade, çiçeklerin açtığı aylarda görülür. Hastada
şiddetli aksırmalar, burun tıkanıklığı, gözlerde kızarma
ve sulanma, fazla miktarda berrak burun akıntısı ve
öksürük görülür. Tedavinin ilk şartı, çiçeklerin açtığı
sıcak ve rüzgarlı günlerde kırlara gitmemek ve güneş
gözlüğü kullanmaktır. Aşağıdaki reçeteler tedavi
amacıyla kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Meşe ağacı kabuğu,
su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 1 tatlı kaşığı
ufalanmış meşe ağacı kabuğu konur. Kaynatıldıktan sonra
temiz ve ince bir tülbentten süzülür. Buruna çekilerek
sümkürülür.
Bir çeşit sinir
hastalığıdır. Nedeni beynin çalışmasında görülen bir
anormalliktir. Tıp dilinde epilepsi denir. Grand mal ve
petit mal olmak üzere iki çeşidi vardır.
- Grand Mal :
Saranın ağır şekline grand mal denir. Hasta nöbet
gelmeden önce aura denilen bir devre geçirir. Bu sırada
da, nöbetin geleceğini anlar. Bu devrede, kulak
çınlaması, belirli bir yerde ağrı, titreme vardır. Ne
olduğunu anlayamadığı bir koku hisseder. Kısa bir süre
sonra da, şuurunu kaybederek yere düşer. Vücudunda
kuvvetli çırpınmalar başlar. Kol ve bacakları ritmik bir
şekilde kasılıp, gevşer. Ağzı köpürür, dilini
ısırabilir, farkında olmadan küçük ve büyük tuvaletini
koyabilir. Bir süre sonra da kasılmalar azalır, derin
bir soluk alarak sakinleşir ve kendine gelir.
- Petit Mal :
Saranın hafif şeklidir. Bu çeşit saralıda şuur kaybı
görülür fakat, kasılma ve gevşemeler görülmez. Hatta
bazen çevresindekiler kriz geçirdiğini bile anlamaz.
İlkyardım olarak, kriz geçiren hastanın yaralanmasını
önleyici tedbirler alınır. Dilini ısırmaması için de
temiz bir mendili top yaparak ağzına koymak faydalıdır.
Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Üzerlik, su.
Hazırlanışı : Bir kahve kaşığı üzerlik tohumu,
havanda dövüldükten sonra az suyla içilir.
Safranın kana
karışıp, bütün dokuları hatta göz aklarını bile sarıya
boyaması ile ortaya çıkan bir hastalık belirtisidir. Tıp
dilinde ikter denilen sarılığın üç çeşidi vardır.
- Hemolitik sarılık :
Kandaki alyuvarların tahrip olması sonucu safra, kana
karışır. Hastanın idrar rengi normal, büyük tuvaleti ise
koyudur.
- Hepatik sarılık :
Bir virüsün neden olduğu karaciğer iltihabıdır.
Karaciğer hücreleri şişer ve safra yolları tıkanır.
Belirtileri, yavaş yavaş görülür. Hastada ateş,
iştahsızlık, ishal ve kusma vardır. En çok görülen
sarılık çeşidi budur.
- Obstrüktif sarılık :
Nedeni, safra kanallarının tıkanmış olmasıdır.
Ortak belirtileri ise şunlardır. Hastalığın neden olduğu
sarı renk, önce göz aklarında görülür. Sonra yüz, boyun,
gövde, kol ve bacaklara kadar yayılır. İdrarın rengi
sarı ile koyu kahverengi arasında değişir. Ciltte de
kaşıntı vardır. Büyük abdest, kil renginde ve fena
kokuludur. Tedavinin ilk şartı, yatak istirahatidir.
Sıkı bir perhiz uygulanır. Aşağıdaki reçeteler de
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Pazı, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 1 avuç doğranmış
pazı konur. Haşlandıktan sonra süzülür. Günde 3 kere
birer çay bardağı içilir.
Nedeni, kesinlikle
bilinmeyen bir hastalıktır. İrsi veya sinirsel olduğu
söylenmektedir. Tıp dilinde psoriasis denir. Daha çok,
baş derisinde, dizlerde ve dirseklerde veya tırnaklarda
meydana gelen düzensiz kırmızı lekelerle kendini
gösterir. Lekeler, gümüş renginde ve pul pul olup,
deriden yüksektir. Kaşıntı yoktur. Tedavi amacıyla
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ardıçkatranı, saf
alkol, eter
Hazırlanışı : 5 gram ardıçkatranı, 4 gram saf
alkol ve 4 gram eter karıştırılıp merhem yapılır. Deri
sabunlu su ile yıkandıktan sonra sürülür.
Sesin tamamen
kaybolmasına, tıp dilinde afoni denir. Tam veya kısmi
olabilir. Nedeni, boğaz veya gırtlak hastalıkları,
konuşma kaslarını kontrol eden sinirlerin hastalanması
veya sinir bozukluğudur. Tedaviye geçmeden önce, gerçek
nedeni bulmak gerekir. 1-2 gün içinde geçmeyen ses
kayıplarında doktora başvurmak gerekir. Tedavi amacıyla
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Turp, su.
Hazırlanışı : Altı bardak suya 1 tane turp
doğranır. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülüp,
gargara yapılır.
Boğaz veya
gırtlağın, dışarıdan gelen organizmalar tarafından
istila edilmesi sonucu ortaya çıkar. Nedeni, soğuk
algınlığı, bağırmak, çok konuşmak, boğazı tahriş edici
duman veya benzeri gazlar veya boğaz iltihabıdır. Kısa
sürede geçmeyen ses kısıklığında, doktora başvurmak
gerekir. Kısa süreli ses kısıklığının tedavisinde
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kereviz yaprağı,
su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 1 kahve fincanı
ufalanmış kereviz yaprağı konur. 10 dakika
kaynatıldıktan sonra süzülüp, gargara yapılır.
Günde 4 veya 6 kez
idrara gitmek normal sayılır. Bu sayı, içilen su
miktarına göre değişir. Toplam idrar miktarı, 8 su
bardağı kadardır. Bu miktarda ve idrara gitme sayısında
fazlalık olduğu zaman gençlerde şeker hastalığı,
ihtiyarlarda böbrek hastalığı veya prostat büyümesi
düşünülebilir.
Tıp dilinde
scrofula denir. Bir çeşit kronik deri veremidir. Nedeni,
boyundaki lenf bezlerinin veremidir. Daha ziyade boyun
bölgesinde ve yüzde acısız şişliklerle ortaya çıkar. Bir
süre sonra patlayan bu şişliklerden irin akar. Tedavi
amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ceviz yaprağı, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 40 gram ceviz
yaprağı konur. Haşlandıktan sonra süzülür. Günde 3 kere
birer çorba kaşığı içilir.
Anofel adlı
sivrisineğin sokmasıyla, insandan insana bulaşan,
titreme, ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren, kimi
zaman da başka bir hastalık gibi görülen ve tedavi
edilmezse, öldüren bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde
malarya denir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : İncir, sirke.
Hazırlanışı : Dört bardak sirkeye 10 tane kuru
veya yaş incir konur. 2 saat bekletildikten sonra
süzülür. İkişer saat arayla 2 tane incir yenir.
Derinin üst
tabakasının büyümesi sonucu ortaya çıkar. Nedeni, bir
çeşit virüstür. Tıp dilinde verrü denir. Aynı kişide bir
yerden diğer bir yere bulaşabilir. Daha ziyade, parmak,
ayak ve yüzün çeşitli yerlerinde, yuvarlak deriden
yüksekte ve çilek görünümünde kabartılar halinde
görülür. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : İncir dalı veya
yaprağı.
Hazırlanışı : Yeni koparılmıış incir dalı veya
yaprağından çıkan süt, siğillerin üzerine sürülür. Aynı
işlem sabah akşam tekrarlanır.
Bu çeşit ağrılar,
genelikle küt ağrı şeklindedir. Vücudun her yerinde
hissedilebilir. Ama, çoğunlukla kalp çevresindeki
ağrılardan şikayet edilir. Bazı kimseler de başlarını
tıpkı bir çember gibi sıkan baş ağrılarından şikayet
ederler. İşte bu çeşit ağrılar, bedeni bir arızadan
kaynaklanmıyorsa, sinirsel ağrılardır. Bu gibi
şikayetlerde aşağıdaki reçetelerden herhangi biri
kullanılanılabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Lahana, süt.
Hazırlanışı : Dört su bardağı süte 10 tane lahana
konur ve 15 dakika kaynatılır. Ilıdıktan sonra, lahana
yaprakları ağrıyan bölgeye konur.
Hayat şartlarından
fazlasıyla etkilenenlerde görülebilen, esasta önemli bir
kaynağı olmayan bir rahatsızlıktır. Devamlı olarak
endişe içinde olmak şeklinde görülenine anksiete, ruhi
ve bedeni bitkinlik şeklinde görülenine de depresyon adı
verilir. Hasta hayattan zevk almaz, her zaman mutsuzdur,
huzursuzdur, sinirlidir. Uykuları düzensizdir. Gerçekte
bir hastalığı olmadığı halde çeşitli hastalıkların
varlığından şikayet eder. Tedaviye hayatının iyi
yanlarını görmeye alışmakla başlanır. Sinirlenmekten
kaçınmak, her kötü olayın iyi bir tarafı olduğunu
görmeye alışmak, düzenli bir hayat sürmek gerekir.
Ayrıca aşağıdaki reçetelerden herhangi biri de
uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Yonca, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 3 tutam yonca
konur. Haşlandıktan sonra süzülür. Günde 3 kere birer
çorba kaşığı içilir.
Sinir sisteminin
düzenli, uyumlu çalışmasını kaybetmesi sonucu ortaya
çıkar. Ayrıca, alkol kullanmak, fazla sigara içmek,
haddinden fazla çay, kahve veya süt içmek, çabuk ve
gereği gibi çiğnemeden yemek yemek şikayetlerin
artmasına neden olur. Hastanın karnında ağırlık hissi
vardır, midede gurultu, yanma veya ekşime görülebilir.
Geğirir, gaz çıkarır. Yorgunluk, baş ağrısı, çarpıntı ve
unutkanlıktan da şikayet edilir. Aşağıdaki reçetelerden
faydalanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kimyon tohumu, su.
Hazırlanışı : Bir su bardağı kaynak suya 1 kahve
kaşığı kimyon tohumu konur. 10 dakika bekletilir.
Yemeklerden sonra içilir.
Sinir sistemindeki
düzensizlikten kaynaklanan bir durumdur. Ağıza su
gelmesi şeklinde de görülebilir. Herşeyden önce,
sinirlenmemeyi, düzenli bir hayat sürmeyi alışkanlık
haline getirmek tedavinin ilk şartıdır. Ayrıca aşağıdaki
reçetelerden herhangi biri de uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Ihlamur, su.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı kaynak suya 1 kahve
kaşığı ıhlamur konur. 5 dakika bekletilip süzülür.
Suyuna 1 kahve kaşığı süzme bal ilave edilip, yemekten
sonra içilir. Aynı reçete adaçayı ile de hazırlanabilir.
Çene, alın ve
şakak kemikleri içinde bulunan ve buruna açılan içleri
hava dolu boşlukların, sinüslerin iltihaplanması sonucu
ortaya çıkan bir hastalıktır. Had ve müzmin olmak üzere
iki çeşidi vardır. Nedeni burun iltihabı, nezle, grip,
alerji, burundaki şekil bozuklukları veya buruna kaçan
yabancı cisimlerdir. Hastanın yüzünde zonklayıcı bir
ağrı, burnunda tıkanma, akıntı ve baş ağrısıyla birlikte
gelen ateş görülür. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler
ugulanır.
Karaciğer
dokularının harap olması ve karaciğerin sertleşmesi
sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Tıp dilinde
cirrhosis denir. Beslenme, hazımsızlık ve fazla miktarda
alkol bazen de safra yollarının tıkanması sonucu
görülür. Hastanın karnı su toplar, ayak bilekleri şişer,
iştahı azalır ve arasıra da kusar. Tedavi amacıyla
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kiraz çöpü, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 1 avuç kiraz çöpü
konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3
kere birer su bardağı içilir.
Yağ bezelerinin
fazla çalışmasından, hormon veya metabolizma
bozukluklarından kaynaklanan en küçük çıbanlara sivilce
denir. Sivilceleri sıkmamak, tuzsuz, yağsız ve
baharatsız şeyler yemek gerekir. Tedavi amacıyla
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ekşi nar, sirke.
Hazırlanışı : Bir su bardağı ekşi narsuyu ile
yarım su bardağı sirke karıştırılır. Bu suya batırılan
pamukla, sivilcelerin üzerine kompres yapılır.
Üst bacağın arka
kısmı, arka bacağın dış tarafı ve siyatik siniri boyunca
yayılan ağrıya siyatik denir. Ağrı, bazen birdenbire
gelir. Bazen de yavaş yavaş ilerler. Otururken,
kalkarken, uzanırken hareketler zorlukla yapılır.
Belkemiğinin aşağı bölgesi, hassastır. Ağrılar yürürken,
öksürürken ve gerinirken daha da artar. Halk arasında
sinir romatizması da denir. Nedeni, omurlar arasında
kıkırdak disklerin yerinden oynaması, yani disk kayması,
omurganın alt bölümünün iltihaplanmış veya zedelenmiş
olması, dizkapağı iltihabı veya sinir iltihabıdır.
Tedavinin ilk şartı yatak istirahatidir. Ayrıca yatak
altına kalın bir tahta koymalı, iki yastıktan fazla da
yastık kullanmamalıdır. Tedavi amacıyla aşağıdaki
reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Andızotu.
Hazırlanışı : İki adet andızotu kökü dövülüp,
ağrılı yerlere sürülür. 3 saat sonra ılık suyla yıkanır.
C Vitamini
eksikliğinin neden olduğu bir hastalıktır. Daha ziyade
5-6 ay süreyle yeteri kadar C vitamini alamayan
çocuklarda ortaya çıkar. Hastada dermansızlık,
zayıflama, ve kanamalar görülür. Yaraların iyileşmesi
gecikir, diş etleri şişer ve mikrobik hastalıklara
yakalanma ihtimali artar. Küçük çocuklara her gün 4
çorba kaşığı taze sıkılmış portakal, limon veya greyfurt
suyu verilirse, skorbüt olmaları önlenmiş olur.
Büyüklerde görülen skorbüt tedavisi için aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Çam yaprağı, su.
Hazırlanışı : Bir su bardağı kaynak suya, 1 tatlı
kaşığı ince kıyılmış çam yaprağı konur. Yarım saat
bekletildikten sonra süzülür, içilir.
Üşütmekten meydana
gelen keyisizliği gidermek amacıyla aşağıdaki reçeteler
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Toz şeker,
karabiber, su.
Hazırlanışı : Bir tatlı kaşığı toz şeker ile 1
tatlı kaşığı toz karabiber karıştırılır. 1 bardak suda
eritildikten sonra içilir.
Halk arasında
karakabarcık da denilen bu hastalık daha çok kasap,
çiftçi veya veterinerlerde görülen ve hayvanlardan,
insanlara geçen mikrobik bir hastalıktır. Daha çok yüz,
boyun veya kolda bir çıban çıkıp daha sonra patlar.
Etrafında da siyah bir kabuk meydana gelir. Öldürücü bir
hastalık olduğu için vakit kaybetmeden doktora başvurmak
gerekir. Doktora gidinceye kadar aşağıdaki reçeteler
uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Kuru soğan.
Hazırlanışı : Üç baş kuru soğan ezilir. Hastanın
ayaklarına sürülüp, iyice örtülür.
Vücudun şeker
yakmasında ortaya çıkan bozukluğun neden olduğu bir
hastalıktır. Tıp dilinde diabet denir. Pankreas, kandaki
şeker miktarını kontrol eden ve adına insülin denilen
bir madde salgılar. Pankreas bu görevini yerine
getirmezse, kandaki fazla şeker, karaciğere depo edilir.
Aç karnına alınan 100 gram kanda 80 miligram şeker
vardır. Bu miktar yemekten 1-2 saat sonra 140 miligrama
kadar yükselir. Kandaki şeker miktarı hastalığın
durumuna göre aşağıdaki gibi tespit edilir.
Şeker durumu Açken Yemekten 1-2 saat sonra :
- Normal kimselerde 80 mg. 140 mg.
- Orta derecede 130 mg. 190 mg.
- Ağır derecede 160 mg. 215 mg.
İki çeşit şeker hastalığı vardır.
- Şekersiz Diabet :
Hipofiz bezinin arka tarafından salgılanan antidiüretik
hormonun yetmezliği sonucu ortaya çıkan bu çeşit şeker
hastalığına, tıp dilinde diabetes insipidus denir.
- Şekerli Diabet :
Pankreasın salgıladığı insülin yetmezliği sonucu ortaya
çıkan bu çeşit şeker hastalığına, tıp dilinde diabetes
mellitus denir.
Şeker hastalığını doğuran nedenler dengesiz beslenme,
şişmanlık veya sinir bozukluğudur. Bazı kimselerde de
irsiyet önemli bir rol oynar. Hastalığın başlangıcında
çok yemek ve su içmek ihtiyacı vardır. İdrar miktarı da
artar. Kadınların idrar yapma yerlerinde kaşıntı vardır.
Ayrıca devamlı yorgunluk hali görülür. İleri safhada
devamlı baş ağrısı, el ve ayak titremeleri, iştahsızlık,
aseton kokusuna benzer nefes kokusu, ter kokusu, adele
krampları, hafıza zayıflığı, kısmi veya tam felç,
iyileşmeyen yaralar ve uykuda sayıklama görülür. Şeker
hastalığı tedavi edilmezse sonuç damar sertliği, kalp
yetmezliği, göğüs anjini, görme zayıflığı, katarakt,
karaciğer hastalıkları, siroz olabilir.
İki çeşit şeker koması vardır.
- Diabetik Koma :
Daha ziyade şeker hastalarında görülür. Nedeni, insülin
verme zamanını geçirmek, gerektiğinden az miktarda
insülin vermek, bağırsak iltihabı, bademcik iltihabı,
grip veya iyileşmeyen yaralardır.
- Şeker Eksikliği Koması :
Tıp dilinde hipoglisemi adı verilen bu çeşit koma,
terleme, titreme, çırpınma huzursuzluk, şiddetli açlık,
ve aşırı duygusallıkla başlar. Nedeni, fazla miktarda
insülin vermek veya çok miktarda karbonhidratlı
yiyeceklerle beslenmektir.
Şeker hastaları haftada en az iki kere ılık banyo
yapmalıdır ve sonra da vücutlarının her tarafını ılık
bir havlu ile ovmalıdır. Kabız veya ishal
olmamalıdırlar. Perhiz yapmalıdırlar. Erken yatıp erken
kalkmalıdırlar. Ağız, boğaz ve diş sağlığına aşırı özen
göstermelidirler. Masaj, beden hareketleri ve açık
havada yürüyüşü ihmal etmemelidirler. Tedavi amacıyla
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Karadut, su.
Hazırlanışı : Beş çorba kaşığı karadut ezilip,
suyu çıkarılır. Yemeklerden 10 dakika önce, 1 su bardağı
suya 10 damla konup içilir.
Daha çok ense,
sırt ve kaba etlerde beliren birçok çıbanların
birleşmesi ile meydana gelen ve çabuk genişleyen bir
çeşit kan çıbanıdır. Aşağıdaki reçeteler tedavi amacıyla
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Suteresi.
Hazırlanışı : Çıbanın üzerine, taze koparılmış
suteresi yaprağı konur. 15 dakikada bir değiştirilir.
Şişmanlık, alınan
kalori miktarının yakılan kaloriden daha fazla olması
sonucu ortaya çıkan bir metabolizma bozukluğudur. Tıp
dilinde obesite denir. İstatistiklere göre şişmanların
daha çabuk yaşlandıkları, şeker hastalığı, damar
sertliği, kalp hastalıkları, karaciğer ve safrakesesi
hastalıkları, tansiyon yüksekliği, akciğer hastalıkları,
romatizmal hastalıkların tehdidi altında bulundukları
belirtilmektedir. Bu nedenle şişmanlıktan kurtulmak için
diyet ve beden hareketleri yapmak gerekir. Ayrıca
aşağıdaki reçetelerden de uygulanabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Yoğurt, patates.
Hazırlanışı : On gün süreyle sadece yoğurt ve
patates yenir. |
|
|
Kan basıncına
tansiyon denir. Kalp her kasılışında belirli miktardaki
kanı (90-100 cm³) atardamarlara belirli basınçta pompalar,
Bu basınca tansiyon denir. Bu sırada da, kan basıncı
en yüksek seviyeye çıkar. Buna büyük tansiyon denir.
Kalbin iki kasılışı arasında geçen zaman içinde ise, kan
basıncı en düşük seviyeye iner. Buna da küçük tansiyon
denir. Büyük tansiyon ile küçük tansiyon arasındaki fark
da nabız basıncını gösterir. Tansiyon yaşa bünyeye ve
tansiyon ölçüldüğü andaki ruhi veya bedeni duruma göre
farklılık gösterir. Yaşlandıkça tansiyon yükselmesi
normaldir. Büyük Tansiyon:Kalbin her büzüldüğü
anda ölçülen tansiyona Büyük tansiyon denir.Büyük
tansiyon kısaca, Kalpten atılan kanın damarlara
uyguladığı basıçtır.Küçük Tansiyon: Kalp
Dinlenmeye geçtiğinde ölçülen tansiyondur. Kalpten kan
atılmış ve gevşemeye geçmiştir.Tansiyondan
Kurtulmanın Yolları: Vucut ağırlığı normal
seviyelerde olmalı, Alkol ve sigara içilmemeli, Çay ve
kahve az içilmeli, Tuz günde 2 gr. geçmemeli, Şekerli
gıdalardan kaçınılmalı, Beyaz et ve balık yenilmeli,
Kızartma değil haşlama yenilmeli, Sebze ve meyve
arttırılmalı, Bol sıvı tüketilmeli, Stres ve gerginlik
olmamalı, Temiz havalı yerde bulunulmalı, Hamur içeren
yiyeceklerden uzak durulmalı, Kolalı içecekler
içilmemeli, Sosis, salam ve hamburger türü yenilmemeli,
Zeytinyağı kullanılmalı, Kalsıyumu bol gıdalardan
kaçınılmalı, Yağsız süt ve yoğurt tüketilmeli, Egzersiz
ve yürüyüş sıkça yapılmalı
Büyük tansiyon,
11'den aşağı düştüğü zaman tansiyon düşüklüğü vardır. Bu
duruma tıp dilinde hipotansiyon denir. Tansiyon, ateşli
hastalıklar sırasında, büyük kanamalardan sonra, iç
salgı bezi bozukluklarında veya herhangi bir hastalıktan
sonraki iyileşme döneminde düşer. Bazı kadınların aybaşı
hallerinde, veya sıcakta fazla ter kaybından sonra veya
sinirli kimselerde de tansiyon düştüğü görülür. Devamlı
olarak tansiyon düşüklüğü önemli bir hastalığın işareti
olabilir.Ayrıca Anemi (kansızlık), sıcak, zayıflık, gece
uykusuzluğu tansiyon düşüklüğüne meydan verir.
Geçici tansiyon düşüklüğünde Tuzlu Ayran içilir.
Büyük tansiyonun
kişinin yaşına göre yüksek olmasına halk arasında
tansiyon yüksekliği, tıp dilinde ise hipertansiyon
denir. Bir çok hastalıkta tansiyon yüksekliği görülür.
Mesela kalbin sol bölümünün büyümesinde, böbrek
hastalıklarında, damar sertliğinde, kan hücrelerinin
çoğalmasında, şişmanlıkta ve iç salgı bezleri
hastalıklarında kan basıncı artar. Tansiyon
yüksekliğinin belirtileri arasında yorgunluk,
sinirlilik, çarpıntı, baş dönmesi, uykusuzluk, baş
ağrısı vardır. Tansiyonu normal seviyeye indirmek
amacıyla aşağıdaki reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Çilek kökü, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 20 gram çilek kökü
konur. Haşlandıktan sonra süzülür. Günde 3 kere, birer
kahve fincanı içilir.
Az aydınlık
yerlerde, görememek şeklinde ortaya çıkan bir çeşit göz
hastalığıdır. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Yeşil bakla, su.
Hazırlanışı : Altı bardak suya 1 avuç yeşil bakla
konur. Haşlandıktan sonra, hepsi bir kerede yenir.
Bir çeşit deri
hastalığıdır. Yer yer küme küme bir takım kızartılarla
kendini gösterir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Arpa.
Hazırlanışı : Bir çorba kaşığı arpa, ateşte
yakıldıktan sonra külü temriyelerin üzerine sürülür.
Tırnaklarda
meydana gelen çatlakları tedavi etmek için aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Limon suyu,
gliserin, kolonya.
Hazırlanışı : Küçük bir şişeye 1 çorba kaşığı
limon suyu, 1 çorba kaşığı gliserin ve 1 çorba kaşığı
limon kolonyası konur. İyice çalkalanıp, tırnakların
üstü ovulur.
Tırnak
kenarlarında veya altında cerahat birikmesine, tırnak
iltihabı denir. Nedeni, ufak kesikler veya sıyrıklar
sonucu bakterilerin yerleşmesidir. İltihaplanan tırnağın
kenarında kızarıklık görülür. Ağrı da vardır. Tedavi
için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Maydanoz, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam maydanoz
konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür.
Maydanozlar, tırnağın üzerine konup, temiz bir bezle
sarılır. Aynı işleme iltihap boşalıncaya kadar devam
edilir.
Mikrobik ve
bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın mikrobu çomak
şeklindedir. Tifo basili adı verilen bu mikrop,
çoğunlukla tifolu hastaların dışkılarında veya
idrarlarında, kanlarında, tükürüklerinde veya
vücutlarında görülen deri döküntülerinde bulunur. Tifo
salgınına, lağım suları karışmış içme suları veya lağım
suları ile mikroplanmış yiyecek maddeleri neden olur.
Salgın daha ziyade yaz ve sonbahar aylarında görülür.
Hastalık, mikrop vücuda girdikten yaklaşık 7-15 gün
sonra ortaya çıkar. Hastalığın ilk günlerinde yorgunluk
ve baş ağrıları görülür. Fakat hasta yatmak ihtiyacını
hissetmez. Birkaç gün sonra ateş yavaş yavaş yükselmeye
başlar. İştahsızlık, baş ağrısı, burun kanaması,
bronşit, mide ve bağırsak bozuklukları ile birlikte
ishal görülür. İlk belirtilerin ortaya çıkmasını takip
eden birkaç gün içinde ateşi daha da yükselir. Göğsünde
karnında ve sırtında pire ısırığına benzeyen kırmızı
lekeler belirir. Bu günler içinde tansiyon düşer, nabız
da yavaşlar. Hastalığın üçüncü haftasında karın
gerginleşir ve şişer. Dışkı ise yumuşaklaşır, bağırsak
kanamaları görülebilir. Bademcikler iltihaplanmış, hasta
zayıflamıştır. Üçüncü haftanın sonlarından itibaren,
ateş düşmeye ve diğer belirtiler kaybolmaya başlar. Tifo
kalbi, beyni, böbrekleri, akciğerleri, karaciğeri, göz
ve kulak sinirlerini etkiler. Bu nedenle iyi tedavi
şarttır.
Hastaya süt, yoğurt, ayran, hoşaf, meyva suları,
limonata, portakal suyu, yumurta sarısı, yumurtalı
çorbalar, iki kere çekilmiş etten yapılmış köfteler,
sebze ve meyve püreleri verilir. Çok su içirilir.
Çok tehlikeli ve
bulaşıcı bir hastalıktır. Halk arasında lekeli humma da
denir. Bitler aracılığı ile bulaşır. Tifüsü doğuran
nedenler; pislik, aşırı kalabalık yerlerde yaşamak,
açlık ve yorgunluktur. Tifüs 12-14 gün devam eder.
Riteksiyon denilen tifüs mikrobu, vücuda girdikten bir
süre sonra; hastada halsizlik, baş ve bel ağrıları
görülür, ateşi yükselir. Dudakları kurur, dili paslanır,
yüzü kızarır. 4-5 gün içinde derinin üzerinde ufak
kırmızı lekeler ortaya çıkar. Bazı hastalarda,
sayıklama, bağırma ve tuvaletini altına kaçırması
görülür. Hasta sağlıklı kişilerden ayrı bir yerde bakıma
alınır. Eşyaları, bulunduğu yer dezenfekte edilir. Sulu
ve sindirimi kolay yiyecekler verilir. İyi beslenir,
vücut temizliğine çok dikkat edilir.
Tıp dilinde Tremor
denilen titremek, irade dışında meydana gelen bir
hastalık belirtisidir. El ve ayak titremesi; daha
ziyade, nevroz, isteri veya nevrasteninin belirtisidir.
Hafif titremeler, genellikle, guatr, alkolizm, kurşun
veya cıva zehirlenmesi ya da ihtiyarlığın işaretidir.
Şiddetli titremeler parkinson hastalığı ve uyku
hastalığında görülür.
Dudakta veya burun
kenarında hafifçe şişmiş, kırmızı ve ağrılı bir leke
şeklinde beliren bir hastalıktır. Nedeni, tükürükte
bulunan bir çeşit virüstür. Daha ziyade ateşli
hastalıklar ve soğuk algınlığı sırasında görülür. Tıp
dilinde Herpes simplex denir. Dudak veya burun kenarında
meydana gelen kırmızı lekeler, bir süre sonra su toplar,
küçük kabarcıkar meydana gelir. Birkaç gün sonra da
sararırlar ve kabuk bağlarlar. Tedavi amacıyla aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Limon suyu.
Hazırlanışı : Uçukların üzerine günde birkaç kere
limon suyu sürülür.
Herhangi bir
hastalığa bağlı olmayan unutkanlığın tedavisinde
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Günlük, çekirdeksiz
kuru üzüm.
Hazırlanışı : Ayda 3 gün arka arkaya, 3 gram
günlük ile birlikte 10 tane çekirdeksiz kuru üzüm yenir.
Bu işlem her ay aynı şekilde tekrarlanır.
Vücudun herhangi
bir yerinde görülen şişliklere halk arasında ur, tıp
dilinde ise tümör denir. İyi huylu, kötü huylu ve
iltihabi olmak üzere üç çeşidi vardır. İyi huylu urların
tedavisinde, aşağıdaki reçeteler uyulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Semiz otu, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 1 avuç semiz otu
konur. 20 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Semiz
otları urun üzerine sarılır.
Karaciğerde
meydana gelip, kan vasıtasıyla böbreklere taşınan ve
idrarla dışarı atılan zararlı maddelere üre denir.
Ürenin, idrarla dışarıya atılmayıp, vücutta kalmasından
meydana gelen hastalığa da üremi denir. Nedeni, böbrek
hastalıkları ve prostat büyümesidir. Hastada devamlı baş
ağrısı, görme bulanıklığı, hıçkırık, gündüzleri uyuma
ihtiyacı ve geceleri de uykusuzluk görülür. Vakit
kaybetmeden tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
Ayrıca tedaviye yardımcı omak amacıyla hastanın
üşütmemesi, yorulmaması, düzenli beslenmesi, sigara veya
alkolü bırakması gerekir. Tedavi amacıyla aşağıdaki
reçeteler kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Lahana, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 6 tane lahana
yaprağı konur. 20 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür.
Günde 3 kere, birer kahve fincanı içilir.
Tıp dilinde
insomnia denilen uykusuzluğu doğuran nedenler
çeşitlidir. Örneğin yorgunluk, mide şişkinliği,
hazımsızlık, zayıflatıcı veya uyarıcı ilaçlar, fazla
sıcak, rahatsız edici ışık, gürültü sinir bozukluğu,
fazla miktarda çay, kahve veya sigara içmek, ağrılar,
kalp veya akciğer hastalıkları, ateş, kaşıntı, günlük
olayların etkisi, yatağın uygun olmaması, tedirginlik
gibi nedenler uykusuzluğa neden olur. Uykusuzluğu
doğuran nedeni bulmak gerekir. Basit uykusuzluklarda
yatmadan önce sigara, çay, kahve gibi şeyler içmemek,
müzik dinlemek, yatak odasını havalandırmak, bir bardak
sıcak süt içmek ve sıcak banyo yapmak çok faydalıdır.
Ayrıca aşağıdaki reçeteler de kullanılabilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Kakule, su.
Hazırlanışı : Yatmadan 1 saat önce kabukları
çıkarılmış 5 tane kakule yenip üzerine bir bardak su
içilir.
Tıp dilinde
Somnambülizm adı verilen bu hastalıkta hastanın şuuru
uykuda olduğu halde, duyu organları uyanıktır.
Belirtileri hastaya göre değişir. Bazıları uykularında
gezer; bazıları ise uykularında konuşur, bağırır, el ve
kol işareti yapar. Uyandıkları zaman da uykularında
yaptıklarını hatırlamazlar. Daha çok ruhsal bir
bozukluğun ifadesidir. Ayrıca başından yaralanmış
olanlarda, kanlarındaki şeker oranı düşük veya beyin
damarlarında sertleşme olanlarda da uyurgezerlik
görülebilir. Bazı kimselerde ise genetiktir. Uykuda
gezen hastaların devamlı olarak ailesi tarafından
kontrol altında tutulması, başına gelecek herhangi bir
kazayı önlemesi açısından faydalıdır. Ayrıca aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Şerbetçiotu, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam
şerbetçiotu konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra
süzülür.
Serkopt denilen
gözle zorlukla görülecek kadar küçük olan uyuz
böceğinin, üst derinin altına girerek meydana getirdiği
kaşındırıcı ve bulaşıcı bir deri hastalığıdır. Özellikle
el, bilek, parmak araları, koltuk altları, karın bölgesi
ve kaba etlerde şiddetli kaşıntılar ve çizgi şeklinde
yaralar görülür. Yapılacak ilk iş hastanın ve ilişkide
bulunduğu kimselerin bütün çamaşırlarını, elbiselerini,
yatak örtü ve çarşaflarını yıkamaktır. Sonra aşağıdaki
reçeteler uygulanır. Her ilaç tatbik edildikten bir saat
sonra yıkanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Şeftali veya söğüt
yaprağı.
Hazırlanışı : Bir avuç şeftali veya söğüt yaprağı
iyice dövülüp, uyuz olan yerlere konur. Bu işlem 3 gün
arka arkaya uygulanır.
Bazı kimseler,
üşümeyi gerektirecek hastalıkları olmadığı halde
üşüdüklerinden yakınırlar. Bu şikayetleri, kalorisi
yüksek şeyleri yemekle geçer. Ayrıca aşağıdaki
reçeteleri uygulamak da faydalıdır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sarımsak, ceviz.
Hazırlanışı : Her öğün 2 diş sarımsakla 6 tane
ceviz yenir. |
|
|
Damarların
büyümesi ve şişmesine varis denir. Çoğunlukla bacağın
alt kısımlarında görülür. Nedeni ayakta fazla durmak,
şişmanlık, kan damarlarındaki kapakların düzensiz
çalışması veya jartiyer kullanmaktır. Belirtileri, deri
yüzeyindeki damarlar eğri, büğrü olup şişerler. Deri
rengini kaybeder. Akşam saatlerinde de ayak bilekleri
şişebilir. Banyodan sonra, aybaşı halinde, sıcak
havalarda veya uzun süre ayakta kaldıktan sonra,
yorgunluk, bacaklarda ağrı, karıncalanma ve dolgunluk
hissedilir. Tedavi amacıyla aşağıdaki reçeteler
uygulanır ve kabız olmamaya dikkat edilir.
Tedavi için gerekli malzeme : Limon suyu.
Hazırlanışı : Her akşam, bacaklar limon suyu ile
aşağıdan yukarı doğru ovulur. Sonra, 1 karış yükseğe
konup, dinlendirilir.
Daha çok, bacağın
alt kısmında görülen yuvarlak bir yaradır. Nedeni,
varisli yerde meydana gelen herhangi bir yaralanmadır.
Hastalık bacağın alt kısmında, bileğe yakın bir yerde
yuvarlak bir yara olarak ortaya çıkar. Ayak bileği
şişer, deri esmerleşir ve bazen de ağrı hissedilir.
Doktor tedavisi şarttır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de
kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Ceviz veya fındık,
su.
Hazırlanışı : Altı bardak suya 1 avuç kabukları
çıkarılmamış ceviz veya kabuklu fındık konur. Yarım saat
kaynatıldıktan sonra süzülüp, ülserli yere pansuman
yapılır.
Bulaşıcı ve
öldürücü bir hastalıktır. Veba mikrobunu taşıyan
farelerin pireleri tarafından insanlara geçer. Nedeni,
pisliktir. Pis ve güneş girmeyen yerler veba için en
uygun ortamlardır.
Hastalık, mikrop kapıldıktan sonra gelen 2-8 gün içinde
kendini gösterir. Hastada, aniden başlayan baş ve sırt
ağrıları, ateş, titreme, kusma, nefes darlığı,
halsizlik, deri lekeleri, burun kanaması, kan tükürme,
kasık ağrıları ve devamlı dalgınlık görülür. Dili de
kahverengi ve kurudur. Yapılacak ilk iş hastayı tecrit
etmektir. Çevresindeki sağlıklı kimselerin de koruyucu
aşı olması gerekir. Bugün için önemi kalmayan ve eski
devirlerde olduğu kadar çok görülmeyen bu hastalığın
tedavisi için geç kalmadan sağlık kuruluşlarına haber
vermek gerekir.
Akciğer veremi,
tüberküloz, fitizi diye bilinir. Nedeni, koch basili
denilen ufak kıvrık içinde küçük noktacıklar görülen
çomak şeklindeki verem basilidir. Verem mikrobu insan
vücuduna çeşitli yollardan girebilir. Bu yolların
başında, solunum yolları gelir. Hastalık, çoğunlukla
veremlinin balgamı veya veremli ineklerin sütü ile
bulaşır. Sağlık şartlarına uymamak, aşırı yorgunluk,
üzüntü, grip, boğmaca, kızamık veya şeker hastalığı
vücudun direncini kaybetmesine ve hastalığın ihtimalinin
artmasına neden olur.
Verem, üç devrede gelişir. Birinci devrede, hastada
genel yorgunluk, iştahsızlık, sırt ağrıları, öksürük, ve
38 dereceye varan ateş görülür.Verem basili bu devrede
tüberkül adı verilen iltihaplı bölgeler oluşturur.
İkinci devrede hiç bir belirti görülmeyebilir. Fakat
basiller bütün vücuda yayılarak deri, eklemler,
kemikler, böbrekler, bağırsaklar, karın ve beyin zarına
yerleşirler. Bu devrede tedaviye başlanmamışsa, vücudun
direnci azalmaya başlar. Üçüncü devrede, varem basilleri
kan veya lenf kanalları yoluyla yayılmaya devam eder.
Hastada, yorgunluk, balgamlı öksürük, akşamları yükselen
hafif ateş, iştahsızlık ve gece terlemeleri görülür. Bu
devrede, tedavi edilmezse, diğer akciğer de
hastalanabilir. Tedaviye 4 ila 9 ay kadar devam etmek
gerekir. Tedavinin ilk şartı temiz ve açık hava, bol
gıda ve üzüntüsüz bir hayattır. Aşağıdaki reçeteler
tedavi amacıyla kullanılır.
Tedavi için gerekli malzeme : Isırganotu, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 2 tutam ısırganotu
konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3
kere birer kahve fincanı içilir.
Sıcak bir şeyin
veya yakıcı bir maddenin etkisiyle vücudun herhangi bir
yerinde meydana gelen hücre ve doku bozulmasına yanık
denir. Yanıklar ikiye ayrılır:
- Basit Yanıklar : Bunlar, deride hafif bir kızarıklık
meydana getiren yanıklardır. Bir süre sonra, içi su dolu
kabarcıklar ortaya çıkar. Bunları, kesinlikle
patlatmamak gerekir. Yapılacak şey gerekli ilacı sürüp
iyileşmesini baklemektir.
- Önemli Yanıklar : Yanık alanı büyük ve derinliği de
fazla ise, önemli bir yanık var demektir. Bu gibi
durumlarda mutlaka hastaneye başvurmak gerekir.
Basit yanıkların tedavisinde aşağıdaki reçeteler
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Çürük elma, tuz.
veya Patetes
Hazırlanışı : Bir tane çürük elma ezildikten
sonra, üzerine 1 kahve kaşığı tuz ekilip, yanığın
üzerine konur. İkincisi; Çiğ Patates dilimlenerek yada
rendelenerek yanık üzerine konur.
Herhangi bir kaza
sonucu deride meydana gelen yarılma, kesilme, ezilme
veya parçalanmalara yara denir. Birçok çeşidi vardır.
Ateşli silahlar, batıcı veya delici aletler, yakıcı
maddeler veya hayvan ısırmaları sonucu meydana gelen
yaraların, hiç vakit kaybetmeden tedavi edilmesi
gerekir. Yaralar, temizlik şartlarına uyulmayıp da,
mikrop kapacak olursa, yara yerinde şişme, kızarma, ateş
ve ağrı görülür. Bu da, yaranın iltihaplandığına
işarettir. Bu durumdaki yaralar, gereği gibi tedavi
edilmeyecek olursa, yaradan dağılan mikroplar vücudun
diğer tarflarına da yayılıp çok tehlikeli hastalıkara
yol açabilir. Yaralanmalarda yapılacak ilk iş; akan kanı
durdurmaktır. Kanı durdurmak için, kanayan yerin üstüne
gaz bezi veya temiz bir bez parçası konup, iyice
bastırılır. Kan bir süre sonra durur. Kanama durduktan
sonra bez kaldırılır, yaranın üzerine bir parça
tentürdiyot sürülüp, yara temiz bir gaz bezi ile
sarılır. Kan fışkırarak akıyorsa, yaranın üzerine gaz
bezi yea temiz bir bez parçası bağlandıktan sonra,
kanayan yere bastırılır. Sonra ipin uçları, bir parça
çubuğa bağlanıp, döndürüle döndürüle iyice sıkılaşması
sağlanır. Ve hiç vakit kaybetmeden hastaneye götürülür.
Basit yaralarda aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Maydanoz tohumu,
su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 100 gram maydanoz
tohumu konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Bu
suyla pansuman yapılır.
Küçük yara veya
sıyrıklardan giren mikropların neden olduğu ve tıp
dilinde Erizipel denilen bir çeşit deri hastalığıdır.
Halk arasında kızılyürük denir. Mikrop kapıldıktan bir
kaç saat veya birkaç gün sonra; hastada ateş ve titreme
görülür. Bilhassa, yüz, burun kanatları veya
baldırlarda; çevresi kabarık, yaygın kızarıklık ve ağrı
görülür. Bu bölge, bir süre sonra şişer, deri gerilir.
Ayrıca iştahsızlık ve baş ağrısı da görülebilir.
Yılancık ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır. Bunun
için de iyi bir tedavi şarttır. Tedavinin ilk şartı,
yatak istirahatidir. Ayrıca doktorun tavsiyelerine
uyulup, aşağıdaki reçeteler de ugulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Limonata, alkol.
Hazırlanışı : Bir bardak limonataya 5 damla alkol
konup günde 1 kere içilir.
Yılan zehiri çok
çabuk ve şiddetli tesir gösteren zehirlerdendir. Ancak,
bu zehirler ağızdan alındıkları zaman zehirlemezler.
Zehirli yılanların çoğu büyük başlıdır. Bazılarının
başları da üç köşelidir. Uzun kıvrık dilleri ve çatallı
dişleri vardır. Soktukları zaman; dişlerinin dibinde
bulunan bezden salgıladıkları zehiri, dişin içindeki
kanal vasıtasıyla, soktukları yere aktarırlar. Orada
ağrı, şişme ve kızarma görülür. Bazı kimselerde de yılan
zehirinin çeşidine göre, kusma, baygınlık, titreme,
nefes darlığı, uyuklama veya kısmi felç görülür. Yılan
sokan kimseye zehir bütün vücuda yayılmadan önce
aşağıdaki işlemi yapmak gerekir. Sokulan yer kol veya
bacakta ise; yaranın üst tarafına sıkı bir bağ yapılır.
Sonra alkole bandırılmış veya ateşte kızartılmış bıçak,
çakı veya jiletle yara kanatılır. Arkasından, ağzın
etrafına ve dudaklara zeytinyağı sürülür. Sokulan yer
emilip, tükürülür. Aynı işlem 3-4 kere tekrarlanır.
Sonra madeni bir şey ateşte kızdırılıp, sokulan yer
dağlanır. Ayrıca aşağıdaki reçetelerden biri veya bir
kaçı uygulanır. Zehirlenme belirtileri varsa vakit
kaybetmeden hastaneye götürmek gerekir.
Tedavi için gerekli malzeme : Turunç.
Hazırlanışı : Bir adet turuncun suyu sıkılıp,
Yılanın ısırdığı yere dökülür.
Uzun süre
çalışmaktan sonra görülen durumdur. Organların sürekli
olarak yorgunluğu sonucu bozulmasına da sürmenaj denir.
Gereği gibi çalışmama, isteksizlik, halsizlik, baş veya
sırt ağrıları, hazımsızlık, huzursuzluk ve huysuzluk,
can sıkıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkar. En kolay
tedavi, ılık duş alıp, istirahat etmektir. Sabah akşam,
kol ve bacakları soğuk su ile yıkamak da çok faydalıdır.
Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Taze fasulye, su.
Hazırlanışı : Taze fasulye yemeği yenir. Veya
taze fasulyeler yeteri kadar suda haşlanıp, günde 3 kere
birer çay bardağı suyu içilir.
Akciğerleri saran
zarın iltihaplanması sonucu görülen bir hastalıktır. Tıp
dilinde plörezi denir. Nedeni, zatürree, verem veya
akciğer absesinden yayılan iltihaptır. Tedaviye vakit
geçirmeden başlamak gerekir. Tedavi amacıyla aşağıdaki
reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Lahana, su.
Hazırlanışı : Dört bardak suya 6 tane lahana
yaprağı konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür.
Günde 3 kere birer kahve fincanı içilir. Aynı işlem her
gün tekrarlanır.
Halk arasında
akciğer iltihabı tıp dilinde ise pnömani denir. 3 çeşidi
vardır.
- Lober Pnömoni : Pnömokok adı verilen mikropların neden
olduğu had akciğer iltihabıdır. Mikroplu tozlar, fazla
yorgunluk, soğuk algınlığı veya uzun süre güneşte kalmak
hastalığın zeminini hazırlar. Hastalık ani baş ağrısı,
titreme, kusma ve sırt ağrıları ile başlar. Ateş, 40
dereceye kadar yükselir. Fakat 10. günden sonra düşmeye
başlar. Öksürük, kısa sürelidir. Balgam, kanlı ve
yapışkandır. Hastanın yüzü kızarmış, dudaklarının etrafı
kabarmış, cildi kuru ve dili de paslıdır. Geceleri kriz
gelebilir.
- Virüs Zatürreesi : Virüslerin neden olduğu bir çeşit
zatürreedir. Ya aniden ya da bir soğuk algınlığı sonunda
görülür. Lober pnömoniden daha hafif geçer. Hastalığın
ateşi 39 dereceye kadar yükselir. Kendini son derece
yorgun hisseder. Öksürüğü kuru fakat az balgamlıdır. Kol
ve bacaklarında da ağrılar vardır.
- Bronköpnomoni : İyi tedavi edilmeyen grip, boğmaca,
bronşit veya kızamıktan sonra ortaya çıkan bir
hastalıktır. Nedeni, akciğer ve bronşların yer yer
iltihaplanmış olmasıdır. Hastalık, bronşit gibi başlar,
tedbir alınmazsa, 2-3 gün içinde ağırlaşır. Ateş
sabahları 38 derece iken akşamları 40 dereceye kadar
yükselir. Hastada öksürük, cerahatli ve bazen de kanlı
balgam görülür. Halsizdir, nefes almakta güçlük çeker,
rengi de soluktur. Doktor tedavisi şarttır. Diğer
tarftan, hasta istirahat ettirilir ve morali üstün
seviyede tutulur. Yanına fazla misafir kabul edilmez.
Ağrı olan tarafına içine sıcak su doldurulmuş şişe
konur. Sıcak su buharı teneffüs ettirilir. Ateşi
yükseldiği zaman da; vücudu ıslak bezle silinir. Ateş
düşürücü ilaçlar verilmez. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de
uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Saf zeytinyağı.
Hazırlanışı : Dörder saat arayla birer çorba
kaşığı saf zeytinyağı içilir.
Vücut yeterli
derecede beslenmezse, kilo kaybeder. Bu durum, bir çok
müzmin hastalıklarda ve had hastalıkların hemen hemen
hepsinde görülür. Zayıflık, belirli bir hastalıktan
kaynaklanıyorsa, ilk önce onu tedavi etmek gerekir.
Şişmanlamak için aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Kişniş, üzüm
pekmezi.
Hazırlanışı : Bir su bardağı üzüm pekmezi ile 4
çorba kaşığı kişniş yenir.
Aklın geçmiş
olayları, öğrenilen şeyleri saklayıp, zamanı gelince
şuur üstüne çıkarıp, hatırlaması kabiliyetine hafıza
denir. Bu yeteneklerin geçici olarak kaybolmasına da
zihin yorgunluğu denir. Zihin yorgunluğunu gidermek için
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Elma, kereviz.
Hazırlanışı : İki adet elma ile 2 adet kerevizin
suları çıkarılır. Karıştırıldıktan sonra içilir.
Göğüs veya gövdede
ya da yüzde ve gözde, çoğunlukla yalnız bir tarafta
olmak üzere görülen ve sinirler boyunca yakıcı ağrılara,
zona veya herpes zoster denir. Hastalık başladıktan
birkaç gün sonra ağrıların olduğu yerde, bir kırmızılık
ve ortasında içi su dolu küçük kabarcıklar görülür. Bu
belirtiler bir hafta kadar devam eder. Tedavi için
aşağıdaki reçeteler uygulanır.
Tedavi için gerekli malzeme : Sirke, zeytinyağı,
su.
Hazırlanışı : Bir çay bardağı soğuk su ile 1
kahve fincanı sirke karıştırılır. Hastalıklı yerlere
kompres yapılır. Sonra zeytinyağı ile ovulur.
|
Sayfayı Yazdır |
|
|