SAĞLIK VE DOKTORUNUZ

Kanser Nedir? Meme Kanseri , Faydalı Bilgiler!
Antioksidanlar (ORAC) değerleri
Bel Fıtığı, Boyun Fıtığı ve Diğer Egzersizler
Hangi ilaç neye yarar ? İlaç Arama, etkilerini Öğrenme
Hastalıklar ve tedavilerinde kullanılan doğal ilaçlar
Ne kadar içince sarhoş olursunuz.
Kolesterol Nedir ? Normal Değerler ?
Sağlıkta Çay Mucizesi? için Tıklayın !
Şeker Hastalığına Son !
Doğru Bilinen Yanlışlar
Hangi gıda kaç kalori? Kalori Cetveli
Saç dökülmesi ve Saç bakımı

Hangi Hastalığa Hangi Doktor-Bölüm Bakıyor ? Nereden Randevu Almalıyım ?

Şifalı Bitkiler, Mutfaktaki Eczane !!

İlk Yardım Cep Kitabıİlk Yardım nasıl yapılır nelere dikkat edilmeli?

Nabız ile ilgili faydalı Bilgiler

Şişman mısınız? Zayıf mı ?Kilonuz Normal mi? Test edin.
Sağlık, Finansman, Fizik, İstatistik ve Bilgilendirici Hesap Makineleri
Zayıflamak isteyenler ! Kilolular için özel Diyet
Burçlara göre vitamin ihtiyaçları..
Hayat yaşamaya değer..Hayatın Sırrı ve Risk
Sağlık ile ilgili talimatlar ve Mevzuat
Sigaranın zararlarını biliyor musunuz, Çok geç olmadan Sigarayı bırakın

Hastane Randevu Al
E Nabız
Hastane Tahlil Sonuçları
Tahlille ilgili Faydalı bilgiler
Nöbetçi Eczaneler
Haritalı Nöbetçi EczanelerRize Nöbetçi Eczaneler
Cinsel Bilgiler Vitaminler ve Nerede bulundukları
Rize nöbetçi eczaneleri
Kan İle ilgili Her şey
Gözleriniz iyi görüyor mu? Renk Körleri için Renk Körlüğü 1.Testi !
Renk Körlüğü 2. Testi
Göz Hastalıkları
Korona Virüs Covid-19, belirtileri, nelere dikkat edilmeli
Sağlık için Önemli Testler (Göz Testi, Noroloji test), migren ve Sara hastalığı
İşitme Testi, Kulaklarınız normal duyuyor mu ?
Aile için stres testi için tıklayın
Kişiye özel stres testi için tıklayın
Test ! Depresyonda mısınız
Göbek Eritmede 24 önemli nokta

KALP YAŞINIZ ?

Kalp Yaşınız Kaç ? Hesaplayın

Tüm aileler stres altındadır .  Stres ailenin gelişimine katkıda bulunabilir.  Fakat stres ya çok yoğunsa?  Ailenizle birlikte aşağıdaki testi uygulayıp stres düzeyinizi görebilirsiniz. 

KALP KRİZİ

Diyelim ki, mesai saati bitti ve siz de akşam 18:30 civarında, alışılmadık derecede zorlu bir iş gününün ardından (tabii ki tek başınıza) arabanıza binip evin yolunu tuttunuz. Çok yorgunsunuz ve canınız da fena halde sıkkın.

Birdenbire göğsünüzde, kolunuza ve çenenize doğru yayılmaya başlayan korkunç bir ağrı hissediyorsunuz. En yakın hastaneye sadece on dakikalık mesafedesiniz ama hastaneye ulaşmayı başarıp başaramayacağınızdan bile emin değilsiniz.

NE YAPACAKSINIZ???.İLK YARDIM KURSLARINA KATILACAK KADAR AKLI BAŞINDA BİRİYDİNİZ AMA KURSTAKİ EĞİTMEN, SİZİN BAŞINIZA BİR ŞEY GELDİĞİNDE NE YAPACAĞINIZI ÖĞRETMEDİ!!!

YALNIZ BAŞINIZAYKEN KALP KRİZİ GEÇİRİRSENİZ NASIL HAYATTA KALIRSINIZ?

PEK ÇOK İNSAN KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİ SIRADA TEK BAŞINA OLUYOR; ETRAFTA YARDIM EDECEK KİMSE BULUNMUYOR. KALP ATIŞLARI DÜZENSİZLEŞEN VE KENDİSİNİ BAYILACAKMIŞ GİBİ HİSSEDEN BİRİNİN BİLİNCİNİ YİTİRMEDEN ÖNCE YALNIZCA 10 SANİYE KADAR ZAMANI VARDIR. BU DURUMDA NE YAPMANIZ GEREKİR?

CEVAP: PANİĞE KAPILMADAN ÜST ÜSTE KUVVETLİCE ÖKSÜRMEYE BAŞLAYIN.

ÖKSÜRMEDEN ÖNCE HER SEFERİNDE DERİN BİR NEFES ALIN; ÖKSÜRÜKLERİNİZ GÜÇLÜ OLSUN, DERİNDEN GELSİN VE UZUN SÜRSÜN, TIPKI GÖĞSÜNÜZDE BİRİKMİŞ BALGAMI ATMAYA ÇALIŞIR GİBİ ÖKSÜRÜN.

HER İKİ SANİYEDE BİR DERİN NEFES ALIP ÖKSÜRÜN VE BUNU YA YARDIM GELENE DEK YA DA KALP ATIŞLARINIZ TEKRAR NORMALE DÖNENE DEK SÜREKLİ YAPIN.

  • DERİN NEFES ALMAK CİĞERLERİ OKSİJENLE DOLDURUR.
  • ÖKSÜRMEK KALBE TAZYİK YAPAR VE KAN DOLAŞIMINI RAHATLATIR.
  • KALBE UYGULANAN BU TAZYİK, KALBİN NORMAL RİTMİNE DÖNMESİNİ KOLAYLAŞTIRIR.
  • BÜTÜN BUNLAR SİZE, BİLİNCİNİZİ KAYBETMEDEN ÖNCE HASTANEYE YETİŞECEK ZAMANI TANIR

KENDİNİZE  BAKTIĞINIZDA AMAN DİKKAT EDİN !

1.Tırnaklar :Tırnaklarınıza dikkatle bakın. Eğer hafif mavilik yada; morluk görürseniz bu bir kalp hastalığıyla karşı karşıya olduğunuz anlamına gelebilir. Tırnaklarınızın aşırı kalın olması ya da üstlerinde tümsekler olması da nefes alma hatta akciğer sorunlarıyla karşı karşıya olduğunuzu gösterebilir.

2. Nefeslerinizi sayın :Eğer dakikada 15 kez ve daha altında nefes alıp veriyorsanız sağlıklı ciğerlere sahipsiniz demek… Eğer 25 kez nefes alıp veriyorsanız o zaman sağlığınıza dikkat etmelisiniz.

3. Gözler : Aynada gözlerinizden birine bakın. İris'in etrafında beyaz bir daire varsa kolesterol seviyeniz yüksek anlaşıla geliyor. Bu aynı şekilde yaklaşan kalp sorunlarının da en büyük habercisi.

4. Avuç içinize bakın : Avuç içlerinize dikkatle bakın. Eğer kırmızı ve lekelilerse karaciğerinizde sorun var demek.

5. Hafıza kontrolü :Bir tepsinin üstüne rasgele 10 eşya koyun. Tepsiye sadece 10 saniye bakın. Kaç tanesini hatırlayabildiniz? İyi bir hafızanızın olması Alzheimer'le karşılaşma riskinizin daha az olacağı anlaşıla geliyor.

6. Kas kontrolü :Sırt üstü yatın. Bacaklarınız dümdüz olsun. Bir bacağınızı havaya kaldırın. Bir kişinin ayağınıza bastırmasını isteyin. Eğer bacağınız yere düşüyorsa,kaslarınız da bir zayıflık olduğu anlamına geliyor.

7. Görünüş :Gözünüzün hemen altında elmacık kemiğiniz üzerine bir cetvel yerleştirin. Sonra cetvelin üstüne bir kredi kartı yerleştirin kartı en rahat okuduğunuz uzaklığı ölçün.Ne kadar yakına gelirse gelsin kartı rahat okuyabiliyorsanız göz sağlığınızın iyi olduğu anlamına geliyor.

8. Tiroit misiniz? :Kollarınızı yere paralel olarak tam karşınızda birşeye uzanıyormuş gibi uzatın. Ellerinize dikkat edin. Eğer elleriniz bu pozisyonda titriyorsa o zaman tiroit olma riskiniz çok.

9. Düz yürümek : Yere bir metre uzunluğunda bir çizgi çizin. Üzerinde rahat rahat yürüyebiliyorsanız, vücudunuzun koordinasyonu iyi işliyor demektir.

10. Doğum kilonuz :Annenize kaç kilo doğduğunuzu sorun. 3 kilonun altında doğmuşsanız kalp sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz.

11. Beliniz kalın mı? :Vücut şekliniz elmaya benziyorsa, yani yağlarınız belinizin çevresinde toplanıyorsa, kalp sorunu yaşama riskiniz daha fazla.

12. Tuvalet sıklığı :Her 3 saatte bir tuvalete birden çok gitme ihtiyacı mı hissediyorsunuz? Diyabetin en erken alarmlarından biri sık sık tuvalete gitmektir.

13. Nabız kontrolü :Nabzınız ne kadar yavaş atıyorsa o kadar uzun yaşayacaksınız demektir. Yani nabzınız 70′in altındaysa sağlıklısınız anlamına geliyor.

14.Dişlerinizi fırçalayın :Eğer dişleriniz kanıyorsa, kalbiniz tehlikede demektir.

15. Parmak uzunluğu :İşaret ve yüzük parmakları aynı uzunlukta olan kişilerin kalp krizi geçirme riski daha fazla.

16. Ayak bilekleri :Baş parmağınızla ayak bileğinizin arka kısmına bastırın. Eğer bastırdığınız noktada çok fazla çukurluk oluşuyorsa, o zaman kalp, akciğer, böbrek sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz

BEDEN SAĞLIĞINIZ İÇİN, BUNLARI MUTLAKA YAPINIZ...

1-SUYU SEVİNİZ. GÜNE AÇ KARNINA İKİ BARDAK SU İÇEREK BAŞLAYIP, GÜN BOYUNCA 2-2,5  LİTRE SU TÜKETMEYE ÇALIŞINIZ.
2-HER SEBZE VE MEYVEYİ MEVSİMİNDE EN AZ İKİ DEFA TÜKETİNİZ. DOĞANIN TAMAMINI KULLANMIŞ SAYILIRSINIZ.
3-ÇOCUKLAR İÇİN SÜTÜ, BÜYÜKLER İÇİN DE ÖZELLİKLE YOĞURDU HER GÜN SOFRANIZDAN EKSİK ETMEYİNİZ. YAŞAMIN SIRLARINDAN BİRİ OLAN PROBİYOTİKLERİ  BÜNYENİZE ALMIŞ OLURSUNUZ. MÜMKÜNSE YOĞURDU KENDİNİZ YAPINIZ.
4-HASTA OLMASANIZ BİLE, ŞİFALI OTLARI/BİTKİLERİ KULLANARAK VÜCUT DİRENCİNİZİ (İMMÜN SİSTEMİNİZİ) KUVVETLİ TUTUNUZ. EKİNEZYA ÇAYI BUNUN İLACIDIR.
5-EVİNİZDE KURUTULMUŞ NANE, IHLAMUR, ADAÇAYI, KEKİK, KUŞBURNU, FESLEĞEN,KETEN TOHUMU, ZENCEFİL, GÜNLÜK, ÇÖREKOTU, YEŞİL ÇAY İLE SOĞAN VE SARIMSAĞI HER ZAMAN BULUNDURUNUZ. HER GÜN BUNLARDAN EN AZ BİRİNİ KULLANMAYA ÇALIŞINIZ.  BUNLAR VÜCUDUNUZUN KORUYUCU ŞÖVALYELERİDİR.
6-SARIMSAK, SOĞAN, TERE, MAYDANOZ, NANE, DEREOTU, ROKA, FESLEĞEN TÜRÜ YEŞİLLİKLERİ FAZLA TÜKETİNİZ. BUNLAR VÜCUDUNUZUN YAKIN KORUMALARIDIR.
7-SALATANIZI MÜMKÜN OLDUĞU KADAR ÇOK ÇEŞİTTEN OLUŞTURUNUZ.
8-HAZIR ÇORBALAR YERİNE KENDİ YAPTIĞINIZ ÇORBALARI TERCİH EDİNİZ. GIDANIN EN DOĞALINI ELDE ETMİŞ OLURSUNUZ.
9-KIŞ İÇİN EV YAPIMI DOMATES SALÇASINI TERCİH EDİNİZ. DOMATES DOĞANIN BİZE ARMAĞANI HARİKA BİR ANTİOKSİDANDIR.
10-KATKI MADDELERİ İÇEREN GIDALARI, MEVSİM DIŞI SEBZE VE MEYVELERİ FAZLA TÜKETMEYİNİZ. BÜNYENİZİ FAZLA DİNAMİTLEMEMİŞ OLURSUNUZ.
11-YILDA DÖRT KEZ, ON BEŞ GÜN HİÇ ET TÜKETİLMEMESİ YARARLIDIR.
12-GÜNLÜK 3-4 ADET BADEM, CEVİZ VE FINDIK ALMANIZ SİZİ HER DAİM KUVVETLİ KILAR,
13-HAFTADA EN AZ 2 KEZ BAKLİYAT VE BALIK TÜKETMEĞE ÇALIŞINIZ.
14-SICAK YEMEKLER İÇİN TOPRAK, ÇELİK VE CAM KAPLARI TERCİH EDİNİZ.
15-KIŞ AYLARINDA TULUM PEYNİRİ (YÜKSEK TANSİYON VE KOLESTREOLU, TUZ DİYETİ OLANLAR HARİÇ)  , PORTAKAL, LİMON, GREYFURT (TANSİYON İLAÇLARI İLE TÜKETMEYİN. OSTEOPOROZU VE ÜLSERİ OLANLAR DA GREYFURT TÜKETMEKTEN KAÇINMALIDIRLAR) , MANDALİNA VE KUŞBURNU (TOK KARNINA) TÜKETİMİNİ ARTIRINIZ.
16-KIŞIN DIŞARIDA İŞLERİNİZ YOĞUN İSE; GÜNE PEKMEZ İÇEREK BAŞLAYINIZ. BU UYGULAMA VÜCUDUNUZUN ANTİFRİZİDİR. (DİYABET = ŞEKER HASTALARI HARİÇ)
17-ZİHİNSEL ÇALIŞIYORSANIZ KURU ÜZÜM YİYİNİZ. BEYNİNİZ ENERJİSİZ KALMASIN.(DİYABET = ŞEKER HASTALARI HARİÇ)
18-EKMEK TERCİHİNİZİ KEPEKLİDEN YANA KULLANINIZ. BAĞIRSAKLAR KEPEKLİ TAM POSALARLA TANIŞSIN.
19-HER SABAH 20 DAKİKA DERİN NEFES ALIP VERME ÇALIŞMASI YAPILMASI, HER NEFES ALIMLARINDA 4-5 SANİYE NEFESİN İÇİMİZDE TUTULMASI ÇOK YARARLIDIR. DOĞRU NEFES ALDIĞIN KADAR HAFİFLERSİN.
20-SABAHLARI UYGUN NBİR SAATTE, OFİS VE EVİNİZİ 5 DAKİKA TAM HAVALANDIRARAK MAKSİMUM DÜZEYDE OKSİJEN SAĞLAYINIZ. HANGİ YAŞTA OLURSANIZ OLUN, GÜNLÜK 30 DAKİKA TEMPOLU YÜRÜMEKLE DE TÜM ORGANLARINIZI, SAĞLIĞINIZI KAZANIRSINIZ.
21-GÜLMEYİ HİÇ ERTELEMEYİNİZ. RUHUNUZUN EN İYİ İLAÇLARINDANDIR.
22-GECE UYKU ORTAMININ KARANLIK OLMASI, YORGUNLUK DURUMLARINDA İSE ÖĞLEYİN KISA SÜRELİ UYKULAR İYİDİR. VÜCUDUMUZDAKİ PEK ÇOK RESTORASYON İŞLEMİ GECE,KISA SÜRELİ UYKULARDA DA GÜNLÜK TAMİRATLAR YAPILMAKTADIR.
23-FIRSAT BULDUKÇA TOPRAĞA ÇIPLAK AYAKLA BASINIZ. TÜM OLUMSUZLUKLARINIZ TOPRAĞA GEÇER.
24-HER GÜN 5 DAKİKA GÖZLERİNİZİ KAPATIP HİÇBİR ŞEY DÜŞÜNMEMEYİ ÖĞRENİNİZ.BU SİZİN YENİDEN DOĞUMUNUZ GİBİDİR.
25-YAŞAMINIZ BOYUNCA, VÜCUDUNUZU ÇOK KÖTÜ ÜŞÜTMEMEYE ÇALIŞINIZ.
26-KAHVALTI MASANIZDA BALI HER DAİM BULUNDURUNUZ. (DİYABET = ŞEKER HASTALARI HARİÇ) BİN BİR ÇİÇEĞİN ÖZÜTÜDÜR O.SATIN ALIRKEN PETEKLi BALI TERCiH EDiN. ÇÜNKÜ HİLEKARLAR HENÜZ PETEKTE HİLE YAPAMADILAR. OYSA SÜZME BALLARIN BÜYÜK BİR KISMI ARININ DEĞİL, HİLEKARLARIN ATÖLYE YAPIMIDIR.
27-YAĞ TERCİHİNİZİ GENELDE ZEYTİNYAĞINDAN YANA KULLANINIZ. VÜCUDUNUZ HEP BUNU BEKLER.
28-KAHVALTININ MUTLAKA TAM YAPILMASI, ÖĞLE ÖĞÜNÜNÜN ORTA AĞIRLIKTA, AKŞAM ÖĞÜNÜNÜN DE HAFİF ALINMASI DAİMA ÇOK İYİDİR. BUNLARA ÜÇ ARA ÖĞÜNÜ DE MEYVE VE YOĞURT OLARAK EKLEYİNİZ.
29-TUZ VE ŞEKERİ BÜNYENİZE ÖLÇÜLÜ ALINIZ. BUNLARIN AZI KARAR, FAZLASI HEP ZARARDIR.
30-MARGARİNLERİ FAZLA (HATTA HİÇ) KULLANMAMAK CİLDİNİZE, KALBİNİZE VE DAMARLARINIZA VERDİĞİNİZ EN BÜYÜK ÖDÜLDÜR.
31-GÜNLÜK BİR ELMA VE BİR HAVUCUN (DİYABET = ŞEKER HASTALARI HARİÇ) BÜNYENİZDE HARİKALAR YARATTIĞINI UNUTMAYINIZ.

YEMEKLERDEN HEMEN SONRA YAPILMAMASI GEREKEN 7 ŞEY:

1- Sigara içmeyin: Uzmanlarca yapılan deneyler, yemeklerden hemen sonra içilen bir sigaranın 10 sigaraya eşdeğer olduğunu kanıtlamıştır.(Kanser olma riski daha yüksek.)

2- Hemen meyve yemeyin: Yemeklerin peşinden yenen meyveler midenin havayla davul gibi şişmesine neden olur.

3- Çay içmeyin : Zira çay yaprakları yoğun asit içerir. Bu madde tükettiğimiz gıdalardaki proteğinin hazmını zorlaştırıyor.

4- Kemerinizi gevşetmeyin: Yemekten sonra kemeri gevşetmek kolaylıkla bağırsak düğümlenmesine ve tıkanmasına neden olur.

5- Banyo yapmayın: Banyo yapmak ellerdeki, bacaklardaki ve vücuttaki kan akışını hızlandırır, böylece mide çevresindeki kan miktarı bu durumda azalır. Bu da midemizin sindirim sistemini zayıflatır.

6- Yürümeyin: İnsanlar çoğu zaman, yemeklerden sonra 100 adım yürümek 99 yaşına kadar yaşamanızı sağlar derler. Gerçekte bu doğru değildir. Yürümek sindirim siteminin aldığımız gıdalardan besinlerin emilimini engeller.

7- Hemen uyumayın: Aldığımız gıdalar yeterince sindirilemez. Bu durum bağırsağımızda gastrit ve enfeksiyona önderlik eder.

MİGREN

Bilim adamları, migrene neden olarak çok az ya da çok fazla uyku, açlık, parlak ışıklar, belirli gıdalar, kadınların östrojen seviyelerindeki dalgalanmaların neden olduğunu keşfetti. Kansas Üniversitesi'nden Dr.K.Michael Welch, nörolojik verilerini Ulusal Sağlık Enstitüleri'nin toplantısında duyurdu. Dr.Welch, "Migren olağanüstü heyecanlanan nöronlar, yani beyin sinir hücrelerinden kaynaklanıyor. Bu hücreler beynin arkasına sinyaller gönderiyor. Sinyaller, bir göle atılan taş misali dalgalar halinde yayılıyor ve ağrı merkezlerine ulaşıyor. Kan akışı birden fırlıyor, dalga geçince aniden düşüyor. Kan basıncındaki anlık, müthiş farklılıklar ya da beyin sapındaki hareketlenmeler migrene yol açabilir. Bu verilerin ardından migrene yakında çok hızlı müdahale edebileceğiz. Bazen baş ağrıları öncesinde hastanın gözünde şimşekler çakıyor. Bazı hastalar o korkunç ağrılardan migrenin sorumlu olduğunu farketmiyor ve tedaviye başvurmuyor. Migrenin tedaviyle denetim altına alınması önemlidir. Migren krizleri sık, sık vurduğunda beyindeki ağrı kronikleşir" dedi.

New York'taki Albert Einstein Tıp Fakültesi'nden Dr.Richard Lipton hastalarının yüzde 20'sinin ilaçla migrenin üstesinden gelebileceğini, ancak uzmanların tedaviyi bilmediklerini, sınırlı sayıda hastanın en güçlü ilacı aldığına dikkat çekti.
Bilim adamları yakın zamanlara kadar genişleyen kan damarlarının migrenden sorumlu olduğuna inanıyor ve ağrı kesicilerle bu damarları daraltmayı öneriyordu. Philadelphia'daki Thomas Jefferson Üniversite Hastanesi'nden Dr.Stephen Silberstein, sinir hücrelerini denetleyen, epilepsi için verilen ilaçların migren tedavisinde de kullanıldığını belirtti. Kadınların hormon tedavisiyle östrojen düzeylerinin denetim altına alındığını, bunun migreni de dizginlediği kaydedildi. Uzmanlar, "Vazgeçmeyin. bir ilaç ağrınızı kesmezse bir başka ilacı deneyin" uyarısında da bulunuyorlar.

Araştırmacılar, fiziksel aktivitelerini artıran kadınların, beyin kanaması ve inme riskini azalttıklarını açıkladılar. Amerikan Tıp Birliği yayın organı JAMA'da yer alan araştırma raporunda, günde 30 dakika yürüyüş yapan kadınlarda inme riskinin azaldığı, yürüyüşün uzun adımlar ve enerjik uygulanmasıyla bu faydanın daha da arttığı bildirildi. Harvard Tıp Okulu Halk Sağlığı doktorlarından Frank B. Hu ve arkadaşları, 8 yıl süreyle 40-65 yaş arasında 72 bin 488 kadın hemşire üzerinde araştırmalar yaptı.

1986-1994 yıllarında araştırmaya katılan kadınlar arasında 407 kişide inme ve beyin kanaması saptandı. Araştırmacılar, inme riskinin fiziksel aktivite içinde olan kadınlarda daha az olduğunu ve her gün 30 dakikalık yürüyüş ve egzersiz ile tüm inme risklerinin azaltılarak, ortadan kaldırılabileceğini belirlediler.

Unutmayın! Şişmanlık öldürür

Günümüz insanının sağlık sorunları arasında başı çeken hastalıklardan biri ve en 'göze batanı' şüphesiz ki tıbbi adı obezite olan şişmanlık. Şişmanlık üzerine yapılan araştırmalar gösteriyor ki; Türkiye'de kadın nüfusunun üçte biri, erkek nüfusunun da yaklaşık beşte biri şişmanlardan oluşuyor.Uzmanlar, şişmanlığın ciddi ve kronik bir hastalık olduğunu, mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini belirtirken, ömrü kısaltan şişmanlığın yol açtığı sağlık sorunları şöyle sıralanıyor:
"Tansiyonu yükseltir, hareket etme yeteneğini azaltır, safra taşı, şeker hastalığı, varis, mide fıtığı, kabızlık, yaraların geç iyileşmesine neden olur. Kadınlarda düzensiz ve sancılı adet görmeye yol açar. Göğüs ve rahim kanseri riskini çoğaltır."

Neler mi yapmalı?

*Diyet yapmaktansa düzenli ve sağlıklı yemek yeme alışkanlığı edinin.
*Arada atıştırmalara, karnınız acıkmadan yemeye, hızlı yemeye son verin.
*Üç öğün düzenli yemeye alışın, daha az kırmızı et, daha fazla tavuk ve beyaz et tüketin.
*Fiziksel aktiviteleri artırın.
*Yemeklerdeki yağ miktarını azaltın, bol miktarda sebze ve meyve tüketin.
*Günde 6 - 8 bardak su için.
*Öğünlere sıcak ve kremasız bir çorbayla başlayın.
*Aç karnına alışverişe çıkmayın.
*İşlenmiş veya hazır gıdalardan uzak durun.
*Etin üzerinde görülen bütün yağları temizleyin, kullanmak zorundaysanız, bütün yemeklerde sadece sıvı yağ kullanın.
*Pişirme yöntemi olarak ızgara, fırın ya da haşlamayı tercih edin.

*Sos veya krema yerine patates püresi kullanın.
*Asla yemek yerken televizyon izlemeyin.
*Yemeği yemek masasında ve tabağınızda yeme alışkanlığı edin.
*Yüksek kalori içerdiği için alkolden kaçının.

Yaz kazaları

Yaz aylarında sıkça karşılaştığımız olaylardan biri çimenlerin üzerinde, denizde, balkonda vb hiç ummadığımız anda bir çığlık ile yerimizden fırlamamızdır. Hemen ardından vücudumuzun bir yerinde ağrı, sızı, kaşıntı, kızarıklık vb hisseder ya da görürüz. Arı, akrep, örümcek vb sokmalarında neler yapmamız gerektiğini anlatacağım bugün.

Isıran hayvan her ne ise de ortak olarak yapılması gereken dört şey vardır:

1- Kişi öncelikle sakinleştirilmelidir.

2- Yara kalp seviyesinin üstünde tutulmalıdır.

3- Yaraya soğuk su ile yıkanmalı ve buz tatbik edilmelidir.

4- Kişi çok iyi gözlenmelidir. (Solunumu, göz beekleri, bilinci...)

Eğer hayvan zehirli ise ilk müdahalelerle beraber hasta hemen en yakın sağlık merkezine ulaştırılmalıdır.

Ülkemizde özellikle güney bölgelerimizde daha sık karşılaştığımız akrep sokmasında yaranın gövde tarafına turnike yapılır. Yani ısırılan yerin üst kısmı kemer, kumaş, bez vb herhangi bir şey ile sıkılarak kanın vücuda yayılması engellenmeye çalışılır. Yaraya amonyak uygulanabilir. Akrep sokmasında yara asla emilmez. Kişiye alkol verilmez ve yara yakılmaz.

Ülkemizde pek olmamakla beraber zehirli örümcek ısırmasını takiben kişide karın ağrısı başlar. Kişi mümkün olduğunca hareket ettirilmemeli, yaranın üzeri sıkılmalı (turnike) ve buz uygulanmalıdır.

Yılan ısırdığı zaman diş izi bırakır. Zehirinin etkisi ile kan pıhtılaşmakta zorlanır ve aşırı kan kaybı olur. Buna rağmen yılanın diş izi arası çizilip kanatılır ancak asla emilmez. Yanma, ağrı, şişlik ve morluk görülebilir. Isırılan bölgenin üstü bir bezle sıkılır (turnike).

Kene ve kene ısırığına müdahaleler konusunda bir süredir fazla sayıda ve kimileri çelişkili yazılar yazıldı. Ancak benim inandığım hocalarımın söylediklerini paylaşacağım sizlerle; kenenin üzerine yağ damlatılarak bir cımbız ile saat yönünün tersine çevirerek nazikçe çıkarmaya çalışın.
 

Arı sokmasında arının iğnesi çıkarılmalıdır. Buz uygulaması iğnenin çıkarılmasında sonra yapılır.

Son olarak sülükler kirli kanı emdiklerinden yararlıdırlar. Ancak bu bilinçsizce izin verilecek bir şey değildir. Yani bu iş de uzmanları tarafından yapılmalıdır. Dolayısı ile eğer bir şekilde sülük yapıştı ise vücudunuza sigara veya herhangi bir ısı kaynağı ile uzaklaştırabilirsiniz. Soğuk tatbiki de gerekebilir.

MUTLAKA DİKKAT EDİN

Sağlıklı beslenmek için;

*Sebzeleri bıçak kullanmadan elle, büyük yapraklar halinde kullanmayı deneyin.

*Meyve suyunu anında bekletmeden için.

*Süt içmeyi alışkanlık haline getirin. Çünkü mineral ve vitaminlerin yanı sıra, fosfor ve kalsiyum yönünden zengindir. Buda bağışıklık sistemini dengeler.

*Günde 5 yada daha fazla meyve ve sebze yenmesi kadınlarda göğüs kanseri riskini azaltıyor.

*Az et tüketimi içeren, meyve ve sebze ağırlıklı beslenme alışkanlığı , özellikle göğüs prostat, kalın bağırsak ve diğer bazı kanser türlerine karşı koruyucu etki sağlıyor.

*Domates ve domates kaynaklı yiyecekleri sıkça tüketenlerde bazı kanser riskleri daha az görülüyor.

*Sigara tüketiminin akciğer, yemek borusu, mesane, pankreas, böbrek, mide ve serviks kanseri ile ilişkisi var.

*Alkol tüketimi yemek borusu, pankreas, meme, ağız boşluğu, serviks ve kalın bağırsak kanserleri için risk faktörü.

*Sebze ve meyve tüketimi birçok kanser türüne karşı koruyucu etkisi görülüyor. Özellikle ağız boşluğu, yemek borusu, akciğer, mesane kanserleri. Kalınbağırsak kanserinden korunmada özellikle tahılların ilişkisi var.

*Hayvansal yağ ve kırmızı eti kalınbağırsak ve prostat kanseri için birer risk faktörü özelliği taşıyor. Aşırı kilo rahim ve böbrek kanseri için, fiziksel aktivitenin azlığı kalın bağırsak kanserleri için risk taşıyor.

Hoşgörü depresyonu önler !

Ayakta kalabilmek ve kötü olaylardan daha az etkilenmek için hayattaki iyi, yolunda giden olaylara konsantre olmak gerekiyor. Pozitif psikoloji savunuşlarına göre, daha çok kişilerin hastalıklarıyla uğraşan ve nedenlerini araştırmayan doktorların zamanı da çoktan geçmiş... Onlara göre psikolojinin asıl amacı hastalık tedi etmek değil, sağlık ve dayanıklılık inşa etmek.

Mutluluğu ve eğlenmeyi öğrenen bir kişinin olumsuz duygulara kapılıp depresyona yakalanma riskide çok az. Kötü düşünme ve kötümserlik ise başlı başına bir hastalıktır... Hatta depresyon kadar da ciddi...

40 YAŞ ÜSTÜ ERKEKLERE UYARILAR

Sağlık Bakanlığı, 40 yaş üstü erkekleri "karşı karşıya oldukları sağlık riskleri" konusunda uyardı.Türkiye'de erkeklerin karşılaştıkları sağlık risklerinin başında koroner kalp hastalıkları geliyor. Hastalığa yakalanma riskini artıran nedenlerse yüksek tansiyon, sigara ve alkol kullanımı, şişmanlık, hareketsiz yaşam, diyabet ve bilinçsiz beslenme.

Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de 40 yaş üstü erkeklerin karşılaştıkları sağlık risklerinin başında koroner kalp hastalıklarının geldiğini bildirdi. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'de 40 yaş üstü erkeklerin yaşam sürelerinin kadınlara oranla daha kısa olduğu belirtilerek, bu erkeklerin karşılaştıkları sağlık risklerinin başında koroner kalp hastalıklarının yer aldığı kaydedildi.

Açıklamada, Türkiye'de koroner kalp hastalıklarından ölüm oranının tüm ölümler içinde yüzde 43 oranıyla ilk sırada yer aldığına dikkat çekilerek, bu ölümlerin önemli bir bölümünün 41-58 yaş grubundaki erkeklerde gerçekleştiği bildirildi. Koroner kalp hastalıklarının erkeklerde kadınlara oranla daha erken yaşlarda görüldüğüne işaret edilen açıklamada, yüksek tansiyon, sigara ve alkol kullanımı, şişmanlık, hareketsiz yaşam tarzı, diyabet ve bilinçsiz beslenmenin özellikle erkeklerde kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini artıran faktörlerin başında geldiği vurgulandı.

Erkeklerin yüzde 93'ü sigara kullanıyor

Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü açıklamasında, Türkiye'de 40 yaş üstü erkeklerin yüzde 93'ünün sigara içtiğine dikkat çekerek, bu yaş grubunda bulunan erkeklere yönelik şu uyarılarda bulundu:

"Yeterli ve dengeli beslenin. Yeterli ve dengeli beslenme dört besin grubunda bulunan besinlerin yeterli miktarda tüketilmesiyle

sağlanır. Bu besinler; süt grubunda yer alan süt, peynir ve yoğurt, et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta, peynir ve kuru baklagiller, sebze ve meyve grubu ile tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç, mısır ve tarhanadır."

Bu besinlerin önerilen tüketim miktarlarının kişiye özgü değiştiği vurgulanan açıklamada, bireyin yaşı, cinsiyeti ve fiziksel aktivite durumunun bu oranları etkilediği belirtildi. Açıklamada, alkol ve sigaradan uzak durulması istenilerek, sigaranın öldürücü zararları nedeniyle çok önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu vurgulandı. Alkol tüketiminin ise sindirim enzimlerini bozduğunu, karaciğer ve beyin üzerinde olumsuz etki yaptığına dikkat çekilen açıklamada, "Sigara akciğer, ağız boşluğu, yemek borusu, boyun, pankreas, mesane, böbrek, mide ve kan kanserine, alkol kullanımı ise karaciğer ve yemek borusu kanserine yol açar" uyarısında bulunuldu.

Yağlar konusunda ölçülü olunması ve doymamış yağların tercih edilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi:

"Tereyağı, diğer hayvansal yağlar ve margarinlerin çoğu doymuş yağlardır ve kolesterol düzeyini artırırlar. Ayçiçeği, soya, mısırözü gibi bitkisel yağların çoğu ise doymamış yağlardır ve kolesterol içermezler. Bu nedenle yemeklerin doymamış yağlarla birlikte zeytinyağı ile pişirilmesi ve tüketimi, sağlık açısından daha yararlıdır."

Vücut ağırlığınızı dengeli tutun

Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü açıklamasında, 40 yaş üstü erkeklere günlük protein ihtiyacının hayvansal ve bitkisel gıdalardan dengeli olarak alınması, posalı yiyeceklerin sıkça tüketilmesi, şekerli içecek ve tatlı tüketiminin azaltılması, tuz tüketimine dikkat edilmesi, vücut ağırlığının dengeli tutulması ve fiziksel aktivitelerin artırılması önerildi. Açıklamada, şu uyarılarda bulunuldu:

Günlük protein ihtiyacınızı hayvansal ve bitkisel kaynaklı gıdalardan dengeli olarak alın. Besinler yoluyla alınan kolesterole dikkat edin. Kolesterol miktarı kırmızı et, sakatat gibi hayvansal gıdalarda yüksektir. Besinler tüketilirken kolesterol içerikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Posalı besinleri sıkça tüketin, posanın kan kolesterolünü düşürücü etkisi vardır. Sebze ve meyveler posa, vitamin ve mineral içeriği zengin olan besinlerdir. Bunun yanında kuru baklagiller, yulaf, mercimek, mısır, buğday ve ekmek gibi posa yönünden zengin besinler beslenmede yer almalıdır.

Şeker ve tuz kullanımına dikkat

Şekerli içecekleri ve tatlı tüketiminizi azaltın, şeker içeriği az olan besinlerin tercih edin. Şekerle saf karbonhidrattır ve yoğun enerji kaynağıdır. Bu besinlerin fazla miktarda tüketimi, vücut ağırlığının artırılmasına ve besleyici değeri yüksek olan besinlerin tüketiminin de azalmasına neden olur. Tuz tüketimine dikkat edin. Tuz tüketimi ile yüksek tansiyon arasında yakın bir ilişki vardır. Ayrıca fazla tuz tüketimi idrarla kalsiyum atılmasını artırarak kemiklerde kalsiyum kaybına neden olur. Tuz tüketimini azaltmak için lezzetine bakmadan yemeklere tuz eklemeyin. Tuz içeriği düşük besinler tüketin. Sebze ve meyve tüketimini artırın. Vücut ağırlığınızı dengede tutun, fiziksel aktivitenizi artırın, vücut ağırlığının normalden az ya da çok olması çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlar. Bu nedenle kilonuzu normal sınırlar içindetutmak için yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterin. Hareketli bir yaşam sürmeye çalışın, kısa mesafeleri yürüyün. Çok gerekmedikçe asansör ve yürüyen merdivenleri kullanmamaya özen gösterin. Her gün en az 30-35 dakika yürüyüş yapın.

Alkali Su Nedir?

Alkali su bir diğer adıyla bazik sular mineral açısından zengindir. Kalsiyum, silika, potasyum, magnezyum ve bikarbonat gibi mineralleri içerirler. Vücut hücreleri tarafından daha iyi emilmeleri sebebi ile daha besleyici bir yapı taşırlar. Herhangi bir maddenin kimyasal olarak pH (Hidrojen kuvveti) değeri 7’den büyükse o madde bazik (alkali), küçükse asidik özellik taşır. Çözeltilerin asidik ya da bazik olup olmadığı pH değeri ölçülerek yapılır. pH cetvelinin orta değeri olan 7 ise çözelti nötr anlamına gelir. Günümüzde geçerli olan “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” kapsamında içilebilen sular için pH değeri 6,5-9,2 arasındadır. Alkali su pH değeri ise; 7,5 – 8,5 aralığındadır.

Alkali Su Faydaları

  • Vücudu toksinlerden arındırır.
  • Güçlü bir antioksidan olarak bilinir.
  • Vücudun pH dengesini sağlar.
  • Vücudu ödem oluşmasına karşı korur.
  • Böbreklerin çalışma kapasitesini artırır.
  • Böbrek taşlarının oluşumunu engeller.
  • Vücudu nemlendirir.
  • Cildi besler ve güzelleştirir.
  • Yüksek enerji verir.
  • Kemik hastalıklarından korur.
  • Diyabeti önler.
  • Kanserle mücadelede destek verir.
  • Yaşlanmayı geciktirir.
  • Alerjenlere karşı dayanıklılığı artırır.
  • Kalbi korur.
  • Sindirim sistemini düzenler.
  • Bağırsak sağlığını korur.
  • Hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur.
  • Bağışıklık sistemini ve vücut direncini güçlendirir.
  • Diyet ve sporla birlikte zayıflamayı destekler.
  • Asidik beslenmenin tetikleyebildiği rahatsızlıklara karşı koruma sağlar.