Hipnotize Nedir ?
Hipnoz, yapay hareketlerle meydana getirilen bir
ruh halidir. Başlıca karakteri, sadece, bu hal sırasında arzu edilen
herhangi bir telkinin yerine getirilmesidir. Bu fikir yavaş yavaş hazırlanıp
ortaya çıkmıştır. Dupau, Durand (de Gros), Joly gibi araştırıcılar,
deneklerin uykudaki görünen irade azlığını, taklit ve baş eğmeyi ve
kendilerinde oluşturulmuş fikirlere göre hareket eden denekleri tanımladılar.
Diğer taraftan, kelime anlamının uyku olması sebebiyle hipnoz, genelde uyku
ile özdeşleştirilmiştir. Aslında uyku, şuurumuzun nasıl değişik bir
hali ise hipnoz da şuurumuzun daha değişik başka bir halidir.
Uyanık halde, herkesin bildiği ve farkında
olduğumuzu sandığımız bir şuur hali yaşamaktayız. Uykuda geçirdiğimiz
zaman içinde ise pek farkına varmamakla beraber değişik şuur hali yaşadığımızı
hissederiz. En azından rüyalarını hatırlayanlar, rüyaların, gerçek
olarak kabul ettiğimiz kavramlardan hiç de farklı olmadığını kolaylıkla
kavrayabilirler. Uyanık yaşam ile rüya arasında gerçeklik açısından hiçbir
fark yoktur. Hipnoz, uyku hali olmadığı gibi bir uyanıklık hali de değildir.
Ancak, her iki hali de kapsayan komple bir kavramdır.
Hipnozun Şartları
1- Yetenek ve durum: Uyutulmak istenen kişinin sinir sistemi
ve düşünme yetisinin özel bir haline, deneğin ani yetenek ve durumuna
bağlıdır. Ani yetenek ve durumlara ters olan nevrastenikler, ruhsal
çöküntüye uğramışlar, sararlılar, hipnotize edilemezler.
2- Yorgunluk:
Ruhsal gerilimin düşmesi ile beliren bu hal, dikkatin devamlılığından
doğar. Parlak noktalara baktırmak, derin dalma halleri, monoton sesler
gibi uzun bir dinleme, dikkat çabasını sağlar. Dikkatin bir noktada
toplanması ve devamlı oluşu ani zihin yorgunluklarını doğurur.
3- Heyecan: Heyecan çok defa büyük bir karışıklığı
meydana getiren aksaklıklardan doğmuş doğal uyurgezer hallerinin çoğuna
karışır. Başı şiddetle geriye çevirmek, enseye tokat atmak, başı sertçe
sağa sola döndürmek suretiyle sersemletmek, bilinen heyecanlandırma ve
zihinsel dengeyi bozma yollarıdır.
4- Eğilimlerin
gelişmesi: Hipnozun meydana gelmesi için çökme anında,
hipnotizmle terslik oluşturmayacak olan, her şeyi konuşmakta rahat bırakan
ve kendisini hipnotize eden kişiyi dinleyen ve onunla konuşmaya izin veren eğilimlerin
olması gereklidir. Önceden hipnotize edilmiş deneğin sonraki hipnozlarının
kolay olması, bu durumun gelişmesiyle sıkı sıkıya bağlıdır.
5- Çökme:
Hipnotik halin en gerçek nedeni çökmedir, bu ise normal kişisel şuurun,
yani uyanıklıkta göz önüne aldığımız ama bu deneklerde kararsız
dengeler halinde çökebilen ve heyecanla yorgunluğun etkisi altında kaybolan
özel zihin halinin durması demektir.
Hipnozda önemli
üç yöntem vardır: Bakış, Söz ve Düşünce
Bakış:
Hipnotik etkilerin çok önemli bir yardımcısı ve birçok ünlü hipnozcunun
deneklerinde uykuyu oluşturabilmek için kullandıkları bir yöntemdir. Bakışın
gerçek amacı, gözlerden çıkan manyetik etkileri düzenli, sürekli ve uzun
süre devam ettirmektir.
Söz:
Hipnotizede gerçekten bir güçtür. Hipnoz yapan kişi, bu yolla deneğin
beynine sokmak istediği fikirleri yollar. Bu bir fikir ya da hareket olabilir.
Telkinde göz önünde tutulacak iki şey vardır; "sözlerin seçilmesi ve konuşma
tarzı".
Düşünce:
Hipnotik deneylerde bakış, söz kadar önemli olan düşünce, arzu edilen bir
olayın olması için o yöne doğru yönelmesi ve ısrarla o nokta üzerinde
tutulması anlaşılmalıdır. İnsanın zihin gücünün devamlı olarak bir
fikir ya da davranış üzerinde durması, yoğunlaşması ve bunu şiddetle
arzu etmesi, diğer zihinlere etki ettiği, bugün deneylerle açıklanmış ve
müspet sonuçlar elde edilmiştir.
Etkili bir düşünce gücü için ilk şart,
konsantrasyondur. Konsantrasyon yoluyla meydana getirilen güç o kadar kuvvetli
ve o kadar şaşılacak olaylar ve etkiler meydana getirir ki, bugün bile
insanlık bunları keramet veya birtakım mucizeler
diye adlandırır. Hint fakirleri, İslam aleminin derviş ve şeyhleri,
Tibet'in lamaları güçlerini konsantrasyondan ve psişik
güçlerin yardımlarından almaktadır. Telepati,
psikokinezi gibi psişik
fenomenlerin, kendi kendine telkin ve hipnoz gibi kişisel çalışmaların
dayandığı temel, konsantrasyon olayıdır. Hipnoz
halinde yaşanan fenomenler ne kadar gerçektir?
Hiçbir gerçek yoktur ki, tam karşıtı da en az onun kadar gerçek olmasın.
Bu açıdan bakıldığında her şey gerçektir. Gerçekler arasındaki fark
insanların bakış açılarıdır. Önemli olan hangi pencereden ve nasıl baktığınızdır.
Görüntüler, duygular, hisler bakış açılarına göre değişikler arz
eder. İnsanlar aynı ortamlarda, aynı şartlara sahip etkilerde bile algılarına
göre değişik tepkiler verir. Mesela, aynı şiddette verilen bir acı her
insanda aynı şiddette hissedildiği halde, kişinin algılama farklılığından
dolayı tepkisi farklıdır. Kimi insan hiç sesini çıkarmaz, kimi sadece
inler, kimi bağırır. İşte burada, acı aynı olmasına rağmen tepkiler
farklı olduğundan izleyenler kendi algılarına göre farklı acılar yaşandığı
ve hepsinin farklı şekilde acı çektiği kanısına varırlar.
Aslında, acıyı yaşayan kişiler de acının
aynı olduğunu bilseler dahi kendi algıları çerçevesinde o acıyı daha az
veya daha çok yaşadıkları kanısındadırlar. Her halükarda ortadaki acı
herkes tarafından farklı algılanmaktadır. Ancak bu durum acının tek olduğu
gerçeğini değiştirmez.
Hipnoz fenomenlerinin gerçekliğini daha iyi
anlayabilmek için bu kavrama bir örnek: Karşımızda hipnoz olabilecek on kişi
olduğunu varsayalım. 1. Kişiyi uyutuyoruz. Uyandıktan sonra sağ eline bir
ateş değdireceğimizi söylüyoruz ve uyandırıyoruz. Denek tamamen uyandıktan,
uyanıklık haline geçtikten sonra sağ eline herhangi bir şey değdiriyoruz.
O anda denek, gerçek bir ateş değmiş gibi acıyla kıvranacaktır. Deneğin
yaşadıkları, hissettikleri gerçek bir ateşle sol elini yaktığımızda yaşayacakları
ve hissedecekleri ile kesinlikle aynı olacaktır. Onun için sol elinin gerçek
dediğimiz ateşle yakılması veya sağ elinin hayali olarak yakılması arasında
gerçeklik bakımından hiçbir fark olmayacaktır. Seyreden 9 kişi için ise
algılamaları farklı olduğundan durum daha farklı değerlendirilecek ve
hayali olarak kabul edilecektir. Ancak 9 kişide uyutulup 1. kişinin yaşayacağı
deney onlara da aynı şekilde telkin edilirse, hepsi birden 1. kişinin elinin
yandığını görürler. Herkes elin yandığını gördüğüne göre el gerçekten
yanmış mıdır, yoksa yanma olayı sadece bir hayal midir? Sözü geçen 10 kişi
için olayın gerçek olduğundan kesinlikle emin olabilirsiniz. Hatta yanma
olayı o derece etkili olabilir ki, yanan sol eldeki kızarıklık, yandığı düşünülen
sağ elde de oluşabilir.
Bu durum için şöyle söyleyebiliriz; İlk
gurup için gerçek olan algılar, ikinci gurup için sadece bir hayaldir. Ancak
ikinci gurubun hayal kabul ettiği bütün o algılar, ilk gurup için tartışmaya
bile mahal vermeyecek kadar gerçektir.
Bu aşamada son olarak bir Çin atasözünü
yazalım; Rüyamda kendimi kelebek olarak gördüm. Acaba ben, rüyasında, kendini kelebek olarak gören bir insan mıyım, yoksa insan olarak gören bir kelebek
miyim?
|
ÖRNEK BİR HIPNOTIK ENDÜKSIYON
(HİPNOZ İÇİN DENEYİN)
Derin ve uzun uzun nefes alıp veriniz, nefes alin ve verin: simdi
gözlerinizi kapayın ve gevşeyin.Kaslariniza ve gözlerinize dikkat edin.
Onları gevşetin.... Bunu yapıyor musunuz? Güzel. Eğer onlari gerçekten
gevşetmeyi denerseniz, bunun çok zor olmadığını göreceksiniz. Gözlerinizi
açamadığınızı göreceksiniz. Deneyin. Bunu denemek bile zor. Adeta
birbirlerine tutkalla yapıştırılmışlar gibi. Çok güzel!
Simdi gözlerinizi açabilirsiniz: iyi. Ben söylediğimde gözlerinizi bir
kere açın ve kapayın. On kere gözlerinizi açıp kapadığınızda gevşemiş
olacaksınız. Başlayın. Açın ve kapayın. Tüm vücudunuza tepeden tırnağa
(başınızdan ayak uçlarınıza kadar) gevşemenin yayıldığını hissedin. Çok
iyi.
Simdi bir kere daha gözlerinizi açın ve kapayın ve onları kapatın. Simdi
tam iki kati bir gevşemenin içine gireceksiniz. Güzel.
Eğer benim söylediklerimi dinlerseniz,ben senin elini kaldırıp
bıraktığımda, elin kucağına düştüğü anda ,sanki ıslak bir elbise gibi
ağır
mi ağır olacak. Çok çok güzel.
Simdi bedensel olarak tam bir gevşemenin içine gireceksin. Bedensel
gevşeme iki safhada oluyor: kaslarda ve zihinde gevşeme tarzında. Simdi
bunları nasıl başarabileceğini göstereceğim.
Ben söylediğim zaman, daha önce değil; senden yüzden aşağıya doğru birer
birer saymanı isteyeceğim.
Biliyorum sen sayabileceksin. Zihinsel olarak tam anlamıyla gevşemeni
istiyorum. Her bir sayıyı sayarken kısa aralar vererek gevşemenin
vücudunun tümüne basınızdan ayak uçlarınıza kadar yayılmasını hisset.
Bu gevşeme dalgasını vücudunda yayıldığını hissederken, bir sonraki sayıyı
söyle ve her bir sayıda gevşemenin iki kat arttığını hisset. Eğer bunu
düzgün bir sekilde yaparsan, ilginç bir şey olacak :sen her bir sayıyı
söylediğinde, söylediğin rakamlar zihninden kaybolup gidecek. Bu
rakamlarla zihninin boşalmasına ve gevşemesine kumanda et. Simdi sesli bir
şekilde ve yavaşça sayıyorsun. Yüzden geriye doğru.
Hasta: 100
Dr: Çok güzel.
Hasta:99
Dr: Simdi onları kaybetmeyi,zihninden silmeyi dene.
Hasta: 98
Dr:Simdi onu zihninden uzaklaştır ve takip eden sayi gelsin. Haydi.
Hasta:97
Dr:Ve simdi onların tümü gitti. Güzel. Herhangi bir sayının zihninde kalıp
kalmadığına bak. Ben kolunu kaldırıp kucağına bıraktığımda tüm zihnindeki
sayılar kaybolacak.
Hafif trans: Kaslar gevşer, el yükselir ve parasteziler (+).
Orta Trans: ağrı duyusu azalır. Tam veya kısmi amnezi (+).
Derin Trans: Hallusinasyonlar, derin anestezi, PHT (+).
Zaman distorsiyonu,her seviyede olur ancak derin transda daha belirgin(+). |