Cinsellik 4Menopoz Ve Cinsel Yaşam |
Menopoz Nedir? Bazı kadınlar aylık adet kanamalarının bitmesi dışında, menopozu herhangi bir bulgu olmadan geçirirler. Diğer bazı kadınlarda ise östrojen düşüklüğü sıcak basmaları, terleme gibi fiziksel değişikliklere neden olur. Bu kısa dönemde ortaya çıkan değişiklikler orta derecede veya ciddi düzeyde olabilir ve bazen de uykusuzluk, anksiyete (sinirlilik) veya depresyona sebebiyet verebilir. Bu tarz hissedilen değişikliklere ek olarak vücutta farkına varılamayan değişiklikler de oluşmaktadır ki bunlar, osteoporoz ve kalp hastalıkları gibi gelecekteki sağlık ve yaşam kalitesini etkileyecek ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Menopoza girme yaşı nedir? Östrojen düşüklüğünün en erken göstergeleri düzensiz ve miktarı değişken adet kanamalarıdır. Menopoza girişi etkileyen en önemli faktörler kalıtım ve ırktır. Yedi Güneydoğu Asya ülkesinde gerçekleştirilen bir araştırma ile menopoz yaşı ortalama 51 olarak belirlenirken, Türkiye'de bu ortalama 45-47'ye kadar düşmektedir. Bununla beraber 30'lu yaşların ortalarında "erken", 50'lili yaşların ortalarında ise "geç" olarak da görülebilir. Siyah ırk kadınları beyaz kadınlara göre iki yıl erken menopoza girmektedirler ve doğum sayısının fazla olması da menopoz ile tanışmayı geciktirmektedir. Menopoza girme yaşını belirleyen bir diğer unsur da kadının kendi annesinin,teyzesinin menopoza girme yaşıdır. Menapoz nasıl oluşur? Her kadın doğduğu sırada yumurtalıklarında 400. 000 – 500. 000 yumurta ile dünyaya gelir. Bu sayı sabittir ve artık geri sayım başlamıştır. Yumurtalar yumurtalıklarda ergenlik çağına yani adet görme yaşına kadar sakin, sessiz beklerler. Bu dönemde vücudun gelişmesi ile paralel olarak cinsiyet ile ilgili hormon salgıları başlar ve artık yumurtalar bu salgıya olgunlaşarak cevap verirler. Düzenli adetler yumurtanın olgunlaşmasını ve her ay kadın vücudunun gebeliğe hazırlığını gösterir. Her adet döneminde yaklaşık 900 – 1000 yumurta olgunlaşma çabasına girişir, ancak bunlardan sadece biri, pek nadiren de ikisi yeni bir canlı oluşturabilecek kadar olgunlaşır ve döllenmek üzere yumurtalık dışına atılır. Geri kalanlar, yani seçilemeyenler bulundukları yerde yok olurlar. Bu yumurtaların tükenmesi ile birlikte menopoz oluşur ve menopoza girme yaşı kadından kadına farklıdır.
Menepoz 40 ile 52 yaşlar arasında geçirilen,kadınlar için kendine özgü bir dönemdir. Menepoz bir hastalık değildir. Menapoza giren kadında hormonal bir dizi değişiklik olur. Bu dönemde kadın adetten kesilir. Bu kesilme kadında hormon değişimleriyle ilgilidir. Bu dönem korkulmaması gereken bir dönemdir. Hatta bu dönemde hem hamile kalma korkusu yaşamadan cinsel ilişki söz konusu olduğu için, hem de artık kadın bu konuda tecrübeli olduğu için bu dönem kadınının rahat, mutlu, kendine güvenli, huzurlu geçireceği bir dönem olmalıdır. Menopoz dönemine giren kadınları ürküten konulardan bir tanesi üretkenliğini kaybetmiş olmaktır. Bu konu hem çocuğu olan, hem de hiç çocuğu olmayan hanımları bir sıkıntı içine sokar. Özellikle hiç çocuk sahibi olmayan hanımlar bu dönemi daha sıkıntılı geçirirler. Bu çok normaldir. Bu dönemde hormon değişikliklerinden dolayı fizyolojik olaylar ortaya çıkar. Bu döneme has özellikler olarak terleme, yüzde kızarma, iç sıkıntısı, huzursuzluk, yorgunluk, uyku problemleri görülür. Bu dönemde bazı hanımlarda cinsel istekte artma, bazılarında ise azalma görülebilir. Bu döneme psikolojik olarak bakıldığında düzenli bir yaşamı olan bir hanım bu dönemi çok zorlanmadan geçirir. Bu dönem de ergenlik dönemi gibi doğal ve gelip geçen bir dönemdir. Bazen 45 civarında menopoza girilebilir. Bazen de 50 civarında girilir. Tüm bu tarihlerde soyaçekim etkili olmaktadır. Bu dönemde özellikle eş hoşgörülü, anlayışlı olmalıdır. Ve de her iki eş de bu dönemin geçici bir dönem olduğunu bilmelidir. Menopozun belirtileri nelerdir? ü Adet kanamalarının kesilmesi ü Sıcak basmaları, gece terlemeleri ü Çarpıntı ü Uykusuzluk ü Sinirlilik, depresyon, unutkanlık ü Ağlama nöbetleri ü Zihinsel fonksiyonların yavaşlaması, konsantrasyon güçlüğü ü Cilt kuruluğu, saç kırılma ve dökülmesi ü Kilo almaya yatkınlık ü Ağrılı cinsel ilişki ü Vajinal kuruluk ü Eklem ağrıları ü Osteoporoz Menopozdaki laboratuvar değişikleri nedir? Menopoz şikayetleri olan kadınlar doktora başvurdukları zaman menopozun kesin tanısı koymak için bazı kan tahlilleri uygulanır.Menopozda yumurtalıkların yaşlanması ile birlikte östrojen üretilmesinin azalması hipotalamustaki negatif feed-back mekanizmayı etkiler ve sonuçta zaman içinde önce FSH, daha sonra da LH yükselir ve sonuç olarak bu dönemde adet bozuklukları görülebilir.Laboratuvarda gözlenen hormonal değişiklikler; Ø FSH 10-20 kat artar, Ø LH 3 kat artar, Ø Östradiol 5-10 kat azalır, Ø Andrastenedion 1 / 3 - 1 / 2 kat azalır, Ø Testesteron hafif azalır, Ø DHEA değişmez, Ø DHEA-SO4 değişmez. |
Menapoz Ve Cinsel Yaşam |
Menopozla birlikte azalan östrojen kadınlarda libido (cinsel) istek azalmasına ve vajinadaki kurulukla birlikte cinsel ilşkide sancıya sebep olmaktadır.Menopozla birlikte cinselliğe ilgi azalması olacağı düşünülse de bu olay daha çok menapozla birlikte oluşan psikolojik faktörlerden kaynaklanmaktadır.Kadınlar çoğunlukla menopozla birlikte vücut imajının kaybolacağının ve kadınlık fonksiyonlarının sona ereceğinin kaygılarını duyar. Bu şekilde artık cinsel çekiciliğinin kalmadığını düşünen kadın cinselliğe olan ilgisini de kaybedebilir. Gerçekte menepozla değişen olaylar düşünüldüğü gibi değildir. Menopoz yaşlanmanın başlangıcı olmadığı gibi kadınlığın sonu da değildir. Bu olayların bilincinde olunduktan sonra menopozda cinsellik daha özgürce "gebelik riski de olmaksızın" yaşanabilir. Menopozda cinsel sorunların ve şikayetlerin sebebi nedir? Menopozu getirdiği psikolojik sebeplerin dışında azalan östrojen miktarı cinsel isteğin ve duygunun azalmasında en büyük rolü oynar. Cinsel sorunların en sık sebepleri;
ü Genital bölge kan akımının ve kıllanmasının azalması, ü Büyük dudaklarda küçülme ve zayıflama, ü Küçük dudakların ve klitorisin büzülmesi, ü Vajen dokusundaki yapısal ve kimyasal değişime bağlı olarak oluşan ph yükselmesi, ü Vajen epitel ve kas tabakasının incelmesi, ü Vajinal elastisitenin kaybı, ü Vajinal ıslaklığın azalması hatta kuruluk, ü Ağrılı cinsel ilişki, ü Libido (cinsel istek) kaybıdır.
Menapozda en sık görülen cinsel şikayetler nedir? Yaşlanma ve menapoz (menopoz) sonucu en sık karşılaşılan cinsel yakınmalar; istekte azalma, ağrılı cinsel birleşme (disparoni), cinsel cevabın azalması, vajinal ıslanmanın azalması, orgazma ulaşmada zorluk (anorgazmi) ve genital duyarlığın azalması şeklinde özetlenebilir.
İlerleyen menopoz yıllarında eğer hormon tedavisi alınmıyorsa cinsel
organlarda yaşlanmaya bağlı "atrofik değişiklikler" meydana gelebilir. Bu
değişiklikler sonucunda vaginada kuruma, vagen mukozasında incelme ve buna
bağlı olarak ilişki sırasında ağrı ve kanama yakınmaları olabilir.
Azalan östrojen ve kendine güvenin azalması ,yaşlılık hissi libido azalmasına ve cinsel isteğin kaybolmasına sebep olmaktadırlar.Menopozda (menapozda)Cinsel isteğin azalmasına bu yaşta ortaya çıkan bazı hastalıklar sonucu olabileceği gibi kullanılan bazı ilaçlarda cinsel isteksizlik yapabilir. İnsanlar yaşlandıkça, fiziksel yetersizlikler ve kronik hastalıklarla da daha fazla karşılaşmaktadırlar. Örneğin artritin sebep olduğu ağrı veya hareket kısıtlılığı, kişinin sekse olan isteğini azaltabilir veya cinsel ilişkiyi rahatsız bir hale getirebilmektedir.
Menopozda ıslanmanın azalması ve duyarlığın bozulması östrojen düzeylerinin düşüklüğü ile ilişkilidir. Testosteron düzeylerinin düşük olması ise cinsel uyarılma, genital duyarlık, libido ve orgazmdaki azalmaya sebep olmaktadır. Menapozda vajinal ıslaklığın azalması nedeniyle vajen duvarlarının yeterince nemlenebilmesi için cinsel ilişki öncesi geçen sürenin uzatılması gerekir. Vajen şekli değişir, boyut ve elastisitesi azalır ve bu nedenle idrar yolları üzerindeki basınç artar. Bu istemsiz idrar kaçırmaya yol açabilir. Üretra ve vajendeki asiditenin kaybı, bakterilere karşı olan direncin azalmasına ve dolayısıyla üriner ve vajinal enfeksiyonlara yatkınlığın artmasına yol açmaktadır. Menopoz sonrasındaki kadın, seksüel uyarılma için gerekli zamanın uzadığını fark eder. Menapoz sonrası orgazm yoğunluğunda azalma, cinsel ilişki düzensizliği ve sayısında azalma gibi değişiklikler ortaya çıkabilir. Ayrıca klitoris çevresindeki yağ dokusunun azalması, onu direkt uyarılma ile haz almaktan çok ağrı ve acı duyar bir hale getirir ve kadınlar eşlerinin ısrarlarına rağmen cinsel birliktelikten kaçınırlar. Menapozdaki cinsel şikayetlerin tedavisi nasıl yapılır ?
Ø Bir engel yok ise uygulanacak Hormon Replasman Tedavisi (HRT) kısa bir sürede cinsel şikayetlerin azalmasına yardımcı olacaktır. Bu tedavi ile kadınların %90’nı menopoz öncesi dönemdeki cinsel isteğini geri kazanırlar. Ø Vajende kuruluk ve çatlama gibi şikayetleri gidermek için lokal krem, fitil ve jeller şikayetleri azaltmada yardımcı olmaktadır. Ø Libido (cinsel istek) güçlendirici bir takım ilaçlar uygulanabilir. Bu ilaçlar genital bölge kanlanmasını arttırarak cinsel isteği arttırabilirler.Cinsel isteği ve orgazm duyusunu arttıran bitkisel kökenli ilaçlar doktor tavsiyesi ile kullanılabilinirler. Ø Kadını rahatsız eden kronikleşmiş hastalıklar (depresyon ,diyabet , guatr vs.) varsa bunların kontrol altına alınması ve tedavisi gereklidir. Ø Psikolojik destek tedavileri verilebilir. Uzman psikolog bu döneme ait kaygı ve şikayetlerin giderilmesinde yardımcı olabilmektedir Ø Kegel egzersizleri;Özellikle hormon tedavisi uygulanan kadınlarda vajina duvarının güçlenmesini sağlayan egzersizler ile cinsel ilişki sırasındaki yakınmaları azalır.Menopoz sonrası hormon yerine koyma tedavisi uygulanıyorsa, daha önce bahsettiğimiz önlemler alınıyorsa, erkek de sağlığına dikkat ediyor ve andropozun gerektirdiği önlemleri uygun bir şekilde alıyor ise pek çok çift bu dönemi ikinci balayı olarak nitelemekte ve cinselliklerini sağlıklı bir şekilde sürdürmektedirler. Menopoz döneminde cinsel isteksizlik için ne yapılabilir? Bu problemin giderilmesinde hormon replasman tedavisi önemlidir. Bu tedavi ile kadınların %90’nı menopoz öncesi dönemdeki cinsel isteğini geri kazanır. Hormon tedavisi vajinadaki kuruluğu giderir, vajina duvarının güçlenmesini sağlayan egzersizler ve kayganlaştırıcı kremler de cinsel ilişki sırasındaki yakınmaları azaltır. Kişisel bakımınıza ve cinsel yaşamınıza göstereceğiniz özen kendinize olan güveninizi arttırarak sizi daha mutlu ve sağlıklı kılacaktır. Cinsel istek menopozdan etkilenmez. Cinsellik kadında öğrenilebilen bir davranıştır. Genel olarak gebelik korkusunun ortadan kalkması, profesyonel hayattan (kariyer, para kazanma vb) kaynaklanan kaygıların azalması, çocuklarının büyümüş olmasıyla azalan fiziksel bağımlılık, yılların oluşturduğu deneyimler, eşlerin birbirini daha iyi tanımaları sonucu kadının menopozdaki cinsel hayatının daha da renklenmesi son derece doğaldır.Kadın bilinç altına menopozun hayatın sonu değil,yeni bir hayatın başlangıcı olduğu fikrini yerleştirmesi gerekmektedir. Menopoza girerken ortaya çıkabilecek depresyon ataklarında ve uyum döneminde cinsel istekte (libido) bir miktar azalma olacağını bilerek paniğe kapılmadan uygun danışma ve tedavilere başvurmak en akılcı yoldur. Aksi takdirde eksik kadınlık, değersizlik, hastalıklı olma duygularıyla cinsel istek azalmaları uzun sürebilir veya kalıcı olabilir. Unutmayınız "Hayat kırkından sonra başlar!" |
Menopoz Şikayetleri |
Menopoza giren kadınların büyük bir kısmı kendilerini ve çevrelerini rahatsız eden şikayetlerden rahatsız olurlar ve bunlara çare bulmak için hormon tedavisi veya doğal ilaçlar kullanırlar. Menopoz öncesi görülen en sık bulgu adet sikluslarının düzeninin bozulmasıdır. Adet sikluslarının süresi kısalabilir, uzayabilir veya adet kanamasının miktarı artabilir,azalabilir.Adet düzeni sıklıkla adet süresinde kısalma ve gecikmeli,hatta ay atlayarak adet görme şeklinde olur.Bu süreç perimenopoz olarak tanımlanır ve süresi kişiden kişiye değişkendir.Doktorunuz tarafından adetin 3. günü,sabah,aç karna alınan kan örneğinde hormon değerlerinizin değerlendirilmesi sürecin neresinde olduğunuzu saptamada yol göstericidir. Menopos ve perimenopoz döneminde ateş basması (%75), gece terlemeleri (%68), hassasiyet, sinirlilik ve depresyon (%60) en sık görülen bulgulardır. Bunların yanı sıra sık idrara çıkma, ödem (vücutta şişkinlik) ve uykusuzluk gibi bulgular görülebilir. Vücutta östrojenin azalmasına bağlı olarak vajinada kuruluk ve cinsel istekte azalma görülür. Klimakterium (menopoz) ve Sıcak basmaları ,terleme nöbetleri : Ateş basmaları perimenopoz
döneminden itibaren en sık görülen yakınmalardan biridir. Genellikle
boyundan başlayan ve yüze yayılan sıcaklık hissine çarpıntı ve terleme eşlik
eder. Bazı kadınlarda günde birkaç kez görülebilen bu durum diğerlerinde
haftada birkaç kez görülebilir. Uykusuzluk ve stres bu yakınmanın sıklığını
arttırır. Sıcak basması hipofiz bezinin azalan östrojene verdiği yanıttan
kaynaklanır;ani LH salınımı ani ısı artışına sebep olur. Psikolojik rahatsızlıklar ve uyku problemleri:
Sinirlilik,yorgunluk, depresyon, aşırı
hassasiyet, kendini hasta hissetme, uykusuzluk gibi şikayetler bu dönemde
sıklıkla görülürler. Bu yakınmalar östrojen eksikliğine bağlıdır.
Duygusal değişimleri uykusuzluk arttırır. Östrojen miktarı azaldıkça beyinde
endorfin olarak adlandırılan ve kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlayan
kimyasallar azalır.Burada ortaya çıkan
yeni bir döneme girişin getirdiği negatif duygulardır. Üreme yeteneğinin
kaybedilmesi, alışılan adetlerin kesilmesi, yaşlanma, cazibenin kaybedilmesi
korkusu bu olayları uyarır. Kimi zaman ilaçla yardım gerekir. Daha önceden
var olan psişik bozukluklar yeniden veya artarak ortaya çıkabilir. Kimi
zaman da genç kızlığa özenti gelişebilir. Uyku
problemleri de bu dönem çok sık görülen rahatsızlıklardır. Kadınların büyük
bir kısmı bu dönemde uykusuzluk için uyku ilaçları almayı tercih
etmektedirler.Uyku düzeninizi koruyabilmek için her gün aynı saatte yatıp
aynı saatte kalkmaya özen göstermek gerekir. Önlem olarak uyku ilaçlarını
kullanmaktan kaçının, yattığınız ortamın serin, sessiz ve karanlık olmasına
özen gösterin. Akşam kafein almayın, diyetinize dikkat edin.Akşam
öğünlerinizde fazla miktarda ve ağır yemekler yemeyin. Yatağa girmeden önce
ılık duş almak, kitap okumak ve televizyon seyretmek gevşemenize yardımcı
olarak uyumanızı kolaylaştırabilir. Atrofik Değişiklikler, Vajinal kuruluk ve ağrılı cinsel ilişki : Atrofik değişikliklerin sebebi azalan östrojendir.Bu değişikliklere bağlı olarak vajina ve idrar yollarını örten epitel tabakasında incelme ve esneklik kaybı görülür. Ayrıca vajinada kuruluk yine görülen belirtilerden birisidir .Östrojen azalması, vajen salgısında ve vajeni döşeyen epitel katlarında azalmayla sonuçlanır, bu da cinsel ilişkide olması gereken kayganlığın ortaya çıkışını engeller ve ilişki ciddi ağrılara, hatta kanamalara neden olur. Vaginal kuruluk kadının cinsel hayatını bu dönemde olumsuz olarak etkiler ve önlem alınması gereklidir.Vajinal kuruluğu önlemek için cinsel aktivitenizi azaltmayın, haftada en az bir kez cinsel ilişkide bulunan kadınlarda vajinal kaslar daha sağlıklı olur, vajinal kanlanma artar. Kegel egzersizleri vajinal kasları güçlendirdiğinden bu dönemdeki kadınlara önerilir. Su bazlı lubrikantların kullanılması da vajinal kuruluğu engeller.Topikal hormon kremleri ve kayganlaştırıcılar da faydalı olabilmektedir. Menopozda idrar yolu değişiklikleri: Östrojen hormonunun eksikliği kadınlık organlarına komşuluğu ve fizyolojik beraberliği nedeniyle idrar yolları ve mesane fonksiyonlarını da etkiler. Vajen ve idrar deliği (üretra) destek dokuları zayıflar, mesane fonksiyonları bozularak idrar kaçırma varsa artabilir veya ortaya çıkabilir. Bu dönemde mesane fıtıklaşması, atrofiye bağlı rahim (uterus) ve vajina sarkmaları da idrar kaçırmanın bir nedeni olabilir. Ancak menopozda görülen idrar kaçırmanın en sık nedeni mesanenin zamansız kasılmasına bağlı olan aşırı aktivitedir . Bu hastalar genellikle sıkıştıklarında yetişemeyip tuvalet kapısında idrarlarını kaçırırlar. Menopoz öncesi dönemde kadınların %10'unda görülen bu durum menopozdan sonra %20-30'unda rastlanır. Vajinal veya ağızdan uygulanan östrojen hormonu yakınmaları azaltır veya düzeltir.Menapos döneminde tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları da görülebilir. Kalp ve tansiyon şikayetleri: Menopoz öncesi dönemde östrojen kadınları kalp hastalıklarından korur. Kadınlarda menopoz döneminden sonra iskemik kalp hastalıkları görülmeye başlar. Östrojen kolesterolün azalmasını sağlayarak, HDL (iyi huylu-faydalı kolesterol) olarak adlandırılan lipoproteinleri arttırarak ve LDL olarak adlandırılan zararlı kolesterolü azaltarak kadınları kalp krizinden korur. Menopoz döneminden sonra
kalp hastalıkları ailesinde kalp hastalıkları olan, menopoz öncesi dönemde
kalp hastalığı olan, yüksek tansiyon problemi olan, fazla miktarda yağlı
gıdalar tüketen ve şişman olan, sigara içen ve fazla strese maruz kalan
kadınlarda daha sıktır. Osteoporoz ( kemik erimesi ) : Osteoporoz (kemik erimesi) kemiklerin incelmesi, zayıflaması ve kırılması ile karakterize bir hastalıktır. Kırk beş yaşından sonra kadınların bir çoğunda osteoporos görülür. Kemik dokusu sürekli değişen bir dokudur ve kan ile sürekli kalsiyum alışverişi içindedir. Kemikler yapım ve yıkımın dengede olduğu doğal bir süreç yaşar. Menopoz sonrası yapımın çok azalması ile denge yıkım lehine bozulur. Menopoz sonrası dönemde östrojen eksikliğine bağlı olarak kemiklerden kalsiyum kaybı artar. Kemikler zayıflar ve küçük darbelerle kırılabilir, 60 yaşından sonra omurgada eğrilmeler ve sırt ağrısı yakınması artar, 70 yaşından sonra kalça kırığı görülme ihtimali artar ve bu kalça kırıkları kadınlar için öldürücü olabilmektedir.Kemik erimesi özellikle menopozun ilk 2 yılında hızlı ilerlediği için kadınların ateş basması,terleme gibi şikayetleri olmasa da bu dönemde jinekolojik muayenelerini ihmal etmemesi ve gereken tetkikleri yaptırması önemlidir. Baş ağrısı, sırt ve kas ağrıları,kilo artışı , çarpıntı, gaz sancıları : Östrojen azalmasına bağlı olarak kaslarda biriken laktik asid kolay yıkılamaz. Bel ve kasık ağrıları bu dönemde gittikçe artar. Düzenli yürüyüş, egzersiz ve bol lifli gıda ile beslenmek bu şikayetlerin giderilmesinde yardımcı olmaktadır. Menopoz dönemine giren kadınlarda östrojenin kolesterol üzerindeki dengeleyici etkisi ortadan kalktığı için kilo alma eğilimi olur ve kilo vermeleri güçleşir.Bu nedene bu dönemde kadınların diyetlerine dikkat etmeleri ve düzenli egzersiz yapmaları çok önemlidir. |
Erken Menopoz |
Kadınlarda adet kanamalarının kırk yaşından önce kesilmesi erken menepoz olarak adlandırılır. Nadir olarak görülen bu durumda yumurtalıklar fonksiyonunu sürdürmez ve adet kanamaları biter. Erken menopozda tedavi çok önemlidir. Çünkü erken menopoz vakalarında kemik erimesi problemi erken yaşlarda başlayarak geriye dönüşü olmayan ciddi kemik zayıflıklarına neden olur. Bu yaşlarda adet kanamalarının kesilmesi ; ani kilo kaybı, aşırı egzersiz, stres, kürtaj veya diğer cerrahi girişimler sonrasında rahim içinde oluşan yapışıklıklara bağlı olarak da görülebilir. Ani adetten kesilme durumlarında östrojen hormonun azalmasına bağlı kemik kayıpları görülebileceğinden mutlaka hekime baş vurulması gerekmektedir. Erken Menapozun sebepleri nelerdir?
·
Cerrahi menopoz;
·
Otoimmun bozukluklar;
·
Kanser tedavisi;
·
Irsi faktörler;
.Yaşam
tarzı ve enfeksiyonlar;
.Stres; |
Menopozda Sık Sorulanlar |
Menopozda hamile kalmak mümkün mü?
Menapoza tam olarak girdikten ve FSH , LH değerleri yükselip hiç yumurta (folikül) kalmadıktan sonra normal yollardan çocuk sahibi olmak mümkün değildir. Bu dönemde çocuk isteniyor ise iki yol vardır. Birinci yöntem ,tüp bebek ile başka kadına ait döllenmiş yumurtanın menopoza girmiş kadının rahmine yerleştirilip gebe olmasını sağlamaktır ki ülkemizde yasal değildir.. Diğer bir yöntem ise henüz daha araştırma safhasında olan yumurtalık naklidir. Amerika’da bir Türk doktor tarafından geliştirilen bu metot ile ,kadının menopoza girmeden yumurtalıklarından alınan parçalar daha sonra bir ameliyat ile tekrar yumurtalıklara yerleştirilip folikül (yumurta) yapması sağlanmaktadır. Özellikle erken menopoz riski olan kadınlara, istedikleri zaman ileri yaşlarda bebek sahibi olma şansı bu yöntem ile verilmektedir. Çalışma aşamasında olan bu metodun yaygın kullanımı henüz mümkün değildir. Hormon tedavisi meme kanseri riskini arttırır mı? Bu konuda kesin veriler bulunmamaktadır. Meme kanseri riskinde minimal bir artış olduğuna dair bazı yayınlar bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda en az beş yıl süre ile hormon tedavisi alan hastalarda riskte bir artma (%26) olduğu görülmüştür. Ancak birçok çalışmada riskte bir artma bulunmamıştır. Olabilecek bu minimal artış, hormonların kalp hastalığı riskindeki ve kemik kaybındaki azaltıcı etkisi göz önünde bulundurulduğunda önemsiz olarak kabul edilmektedir.
Amerika Tıp Kurumu'nun yaptığı bir araştırma
ise hormon tedavisi alan kadınlarda meme kanseri teşhisinin zorlaştığını
ortaya koymuştur. Alınan hormonla birlikte göğüsteki yoğunluğun arttığını
öne süren araştırmaya göre bu faktör doktorların mamografiyle kanser
belirtilerini görmesini engellemektedir. Ancak hormon alımı durdurulduğunda
etki de kaybolmamaktadır. Hormon tedavisinin kalp hastalıklarına etkisi var mı? Menopoz sonrası dönemde östrojen tedavisi kan yağlarını olumlu yönde etkileyip kalp krizi riskini azaltmaktadır. Östrojen kolesterolün azalmasını sağlayarak, HDL olarak adlandırılan lipoproteinleri arttırarak ve LDL olarak adlandırılan zararlı kolesterolü azaltarak kadınları kalp krizinden korur. Bugüne kadar bilinen bu bilgilerin dışında , ABD de yapılan ve Journal of American Medical Association dergisinde yayınlanan bir araştırmada, 16 bin 600 kadın üzerinde yapılan incelemede, HRT olarak bilinen hormon tedavisinin kemik erimesine iyi geldiği, ancak inme vakalarını yüzde 41, kalp vakalarını yüzde 29 ve meme kanseri vakalarını yüzde 26 artırdığı saptanmıştır. Araştırma sonucunun, hormon tedavisi alan kadınların ölüm oranlarının almayanlara göre daha yüksek olup olmadığı konusunda bilgi vermediği, çünkü araştırmanın 5 yıl süreyle yapıldığı belirtildi. Hormonların kalp üzerine etkisi konusunda çelişkili çalışmalar bulunmaktadır ve kesin karar vermek için yeni bilgi ve incelemelere ihtiyaç vardır. |