Cinsellik 4Menopoz Ve Cinsel Yaşam

Menopoz Nedir?

 
Menopoz, kelime anlamı olarak aylık adet kanamalarının doğal yolla bitmesi demektir. Bu süre içinde yumurtalıklar, iki kadınlık hormonu olan östrojen ve progesteron salınmasını yavaşlatır ve bir süre sonra da üretimini durdurur. Bir sene boyunca adet görülmemesi durumu menopoz olarak tanımlanmaktadır.Halk arasında menopoz, menapoz yada menepoz olarak da ifade edilir.

Bazı kadınlar aylık adet kanamalarının bitmesi dışında, menopozu herhangi bir bulgu olmadan geçirirler. Diğer bazı kadınlarda ise östrojen düşüklüğü  sıcak basmaları, terleme gibi fiziksel değişikliklere neden olur. Bu kısa dönemde ortaya çıkan değişiklikler orta derecede veya ciddi düzeyde olabilir ve bazen de uykusuzluk, anksiyete (sinirlilik) veya depresyona sebebiyet verebilir. Bu tarz hissedilen değişikliklere ek olarak vücutta farkına varılamayan değişiklikler de oluşmaktadır ki bunlar, osteoporoz ve kalp hastalıkları gibi gelecekteki sağlık ve yaşam kalitesini etkileyecek  ciddi sağlık problemlerine yol açabilir.

Menopoza girme yaşı nedir?

Östrojen düşüklüğünün en erken göstergeleri  düzensiz ve miktarı değişken adet kanamalarıdır. Menopoza girişi etkileyen en önemli faktörler kalıtım ve ırktır. Yedi Güneydoğu Asya ülkesinde gerçekleştirilen bir araştırma ile menopoz yaşı ortalama 51 olarak belirlenirken, Türkiye'de bu ortalama 45-47'ye kadar düşmektedir. Bununla beraber  30'lu yaşların ortalarında "erken", 50'lili yaşların ortalarında ise "geç" olarak da görülebilir. Siyah ırk kadınları beyaz kadınlara göre iki yıl erken menopoza girmektedirler ve doğum sayısının fazla olması da menopoz ile tanışmayı geciktirmektedir. Menopoza girme yaşını belirleyen bir diğer unsur da kadının kendi annesinin,teyzesinin menopoza girme yaşıdır.

Menapoz nasıl oluşur?

Her kadın doğduğu sırada yumurtalıklarında 400. 000 – 500. 000 yumurta ile dünyaya gelir. Bu sayı sabittir ve artık geri sayım başlamıştır. Yumurtalar yumurtalıklarda ergenlik çağına yani adet görme yaşına kadar sakin, sessiz beklerler. Bu dönemde vücudun gelişmesi ile paralel olarak cinsiyet ile ilgili hormon salgıları başlar ve artık yumurtalar bu salgıya olgunlaşarak cevap verirler. Düzenli adetler yumurtanın olgunlaşmasını ve her ay kadın vücudunun gebeliğe hazırlığını gösterir. Her adet döneminde yaklaşık 900 – 1000 yumurta olgunlaşma çabasına girişir, ancak bunlardan sadece biri, pek nadiren de ikisi yeni bir canlı oluşturabilecek kadar olgunlaşır ve döllenmek üzere yumurtalık dışına atılır. Geri kalanlar, yani seçilemeyenler bulundukları yerde yok olurlar. Bu yumurtaların tükenmesi ile birlikte menopoz oluşur ve menopoza girme   yaşı kadından kadına farklıdır.


Menepozun kadına etkileri nedir?

Menepoz 40 ile 52 yaşlar arasında geçirilen,kadınlar için kendine özgü bir dönemdir. Menepoz bir hastalık değildir. Menapoza giren kadında hormonal bir dizi değişiklik olur. Bu dönemde kadın adetten kesilir. Bu kesilme kadında hormon değişimleriyle ilgilidir. Bu dönem korkulmaması gereken bir dönemdir. Hatta bu dönemde hem hamile kalma korkusu yaşamadan cinsel ilişki söz konusu olduğu için, hem de artık kadın bu konuda tecrübeli olduğu için bu dönem kadınının rahat, mutlu, kendine güvenli, huzurlu geçireceği bir dönem olmalıdır.

Menopoz dönemine giren kadınları ürküten konulardan bir tanesi üretkenliğini kaybetmiş olmaktır. Bu konu hem çocuğu olan, hem de hiç çocuğu olmayan hanımları bir sıkıntı içine sokar. Özellikle hiç çocuk sahibi olmayan hanımlar bu dönemi daha sıkıntılı geçirirler. Bu çok normaldir. Bu dönemde hormon değişikliklerinden dolayı fizyolojik olaylar ortaya çıkar. Bu döneme has özellikler olarak terleme, yüzde kızarma, iç sıkıntısı, huzursuzluk, yorgunluk, uyku problemleri görülür. Bu dönemde bazı hanımlarda cinsel istekte artma, bazılarında ise azalma görülebilir. Bu döneme psikolojik olarak bakıldığında  düzenli bir yaşamı olan bir hanım bu dönemi çok zorlanmadan geçirir. Bu dönem de ergenlik dönemi gibi doğal ve gelip geçen bir dönemdir. Bazen 45 civarında menopoza girilebilir. Bazen de 50 civarında girilir. Tüm bu tarihlerde soyaçekim etkili olmaktadır. Bu dönemde özellikle eş hoşgörülü, anlayışlı olmalıdır. Ve de her iki eş de bu dönemin geçici bir dönem olduğunu bilmelidir.

Menopozun belirtileri nelerdir?

ü       Adet kanamalarının kesilmesi

ü       Sıcak basmaları, gece terlemeleri

ü       Çarpıntı

ü       Uykusuzluk

ü       Sinirlilik, depresyon, unutkanlık

ü       Ağlama nöbetleri

ü       Zihinsel fonksiyonların yavaşlaması, konsantrasyon güçlüğü

ü       Cilt kuruluğu, saç kırılma ve dökülmesi

ü       Kilo almaya yatkınlık

ü       Ağrılı cinsel ilişki

ü       Vajinal kuruluk

ü       Eklem ağrıları

ü       Osteoporoz

Menopozdaki laboratuvar değişikleri nedir?

Menopoz şikayetleri olan kadınlar doktora başvurdukları zaman menopozun kesin tanısı koymak için bazı kan tahlilleri uygulanır.Menopozda  yumurtalıkların yaşlanması ile birlikte  östrojen üretilmesinin azalması hipotalamustaki negatif feed-back mekanizmayı etkiler ve sonuçta zaman içinde önce FSH, daha sonra da LH yükselir ve sonuç olarak bu dönemde adet  bozuklukları görülebilir.Laboratuvarda gözlenen hormonal değişiklikler;

Ø       FSH     10-20 kat artar,

Ø       LH      3 kat artar,

Ø       Östradiol 5-10 kat azalır,

Ø       Andrastenedion 1 / 3 - 1 / 2 kat azalır,

Ø       Testesteron hafif azalır,

Ø       DHEA değişmez,

Ø       DHEA-SO4 değişmez.

Menapoz Ve Cinsel Yaşam

Menopozla birlikte azalan östrojen kadınlarda libido (cinsel) istek azalmasına ve vajinadaki kurulukla birlikte cinsel ilşkide sancıya sebep olmaktadır.Menopozla birlikte cinselliğe ilgi azalması olacağı düşünülse de bu olay daha çok menapozla birlikte oluşan psikolojik faktörlerden kaynaklanmaktadır.Kadınlar çoğunlukla  menopozla birlikte vücut imajının kaybolacağının ve kadınlık fonksiyonlarının sona ereceğinin kaygılarını duyar. Bu şekilde artık cinsel çekiciliğinin kalmadığını düşünen kadın cinselliğe olan ilgisini de kaybedebilir. Gerçekte menepozla değişen olaylar düşünüldüğü gibi değildir.

Menopoz yaşlanmanın başlangıcı olmadığı gibi kadınlığın sonu da değildir. Bu olayların bilincinde olunduktan sonra menopozda cinsellik daha özgürce "gebelik riski de olmaksızın" yaşanabilir.

Menopozda cinsel sorunların ve  şikayetlerin sebebi nedir?

Menopozu getirdiği psikolojik sebeplerin dışında azalan östrojen miktarı  cinsel isteğin ve duygunun azalmasında en büyük rolü oynar. Cinsel sorunların en sık sebepleri;

  • Menopozun sonucu olarak  başlayan hızlı yaşlanma ve  değişen vücut görünümü, kişiye cinsel çekiciliğinin kaybolduğu hissini vermektedir. Bu değişikliklerden bazıları  kilo alımı veya şişmanlık ve genel olarak tüm dokularda görülen gerginlik ve elastikiyet kaybıdır. Bunların neticesinde ciltte kırışıklıklar ve kuruluk meydana gelmektedir.
  • Over hormonların azalmasına bağlı olarak  cinsel organlarda geri dönüşümü zor değişiklikler olmaktadır Bunlar ;

ü        Genital bölge  kan akımının ve kıllanmasının azalması,

ü        Büyük dudaklarda küçülme ve zayıflama,

ü        Küçük dudakların ve klitorisin büzülmesi,

ü        Vajen dokusundaki yapısal ve kimyasal değişime bağlı olarak      oluşan ph yükselmesi,

ü        Vajen epitel ve kas tabakasının incelmesi,

ü        Vajinal elastisitenin kaybı,

ü        Vajinal ıslaklığın azalması hatta kuruluk,

ü        Ağrılı cinsel ilişki,

ü        Libido (cinsel istek) kaybıdır.

  • Özellikle tam menopoza girmeden (perimenopoz  döneminde ) adetlerin düzensiz olması nedeniyle istemeden gebe kalma korkusu ciddi bir şekilde kadının cinsel hayatını önemsiz etkilemektedir. Bu dönemde kullanılacak gebelikten korunma yöntemleri  doktora danışılarak yapılmalı ve gebe kalma korkusu yenilmelidir

Menapozda en sık görülen cinsel şikayetler nedir?

Yaşlanma ve menapoz (menopoz) sonucu en sık karşılaşılan cinsel yakınmalar; istekte azalma, ağrılı cinsel birleşme (disparoni), cinsel cevabın azalması, vajinal ıslanmanın azalması, orgazma ulaşmada zorluk (anorgazmi) ve genital duyarlığın azalması şeklinde özetlenebilir.

  • Atrofi ,kuruluk:

İlerleyen menopoz yıllarında eğer hormon tedavisi alınmıyorsa cinsel organlarda yaşlanmaya bağlı "atrofik değişiklikler" meydana gelebilir. Bu değişiklikler sonucunda vaginada kuruma, vagen mukozasında incelme ve buna bağlı olarak ilişki sırasında ağrı ve kanama yakınmaları olabilir.

     Uygulanan sistemik veya lokal hormon replasman tedavileri ürogenital sistemdeki bu atrofik değişiklikleri gidererek iyileşme durumu sağlayabilecektir.Yine bu ağrılı cinsel ilişki de kadını cinsel ilişkiden soğutabilir. Ancak bu tür şikayetlerin kolaylıkla tedavi edilebileceğini bilmek, bu tür yakınmaları gereksiz yere çekmemek için önemli olacaktır.

  • Cinsel istek ,libido azalması:

    Azalan östrojen ve kendine güvenin azalması ,yaşlılık hissi libido azalmasına ve cinsel isteğin kaybolmasına sebep olmaktadırlar.Menopozda (menapozda)Cinsel isteğin azalmasına bu yaşta ortaya çıkan bazı hastalıklar sonucu olabileceği gibi kullanılan bazı ilaçlarda cinsel isteksizlik yapabilir. İnsanlar yaşlandıkça, fiziksel yetersizlikler ve kronik hastalıklarla da daha fazla karşılaşmaktadırlar. Örneğin artritin sebep olduğu ağrı veya hareket kısıtlılığı, kişinin sekse olan isteğini azaltabilir veya cinsel ilişkiyi rahatsız bir hale getirebilmektedir.

  • Vaginal ıslanmanın  ve  cinsel uyarılmanın azalması ,orgazm olamama:

   Menopozda ıslanmanın azalması ve duyarlığın bozulması östrojen düzeylerinin düşüklüğü ile ilişkilidir. Testosteron düzeylerinin düşük olması ise cinsel uyarılma, genital duyarlık, libido ve orgazmdaki azalmaya sebep olmaktadır.

    Menapozda vajinal ıslaklığın azalması nedeniyle vajen duvarlarının yeterince nemlenebilmesi için cinsel ilişki öncesi geçen sürenin uzatılması gerekir. Vajen şekli değişir, boyut ve elastisitesi azalır ve bu nedenle idrar yolları üzerindeki basınç artar. Bu istemsiz idrar kaçırmaya yol açabilir. Üretra ve vajendeki asiditenin kaybı, bakterilere karşı olan direncin azalmasına ve dolayısıyla üriner ve vajinal enfeksiyonlara yatkınlığın artmasına yol açmaktadır.

  Menopoz sonrasındaki kadın, seksüel uyarılma için gerekli zamanın uzadığını fark eder. Menapoz sonrası orgazm yoğunluğunda azalma,  cinsel ilişki düzensizliği ve sayısında azalma gibi değişiklikler ortaya çıkabilir. Ayrıca klitoris çevresindeki yağ dokusunun azalması, onu direkt uyarılma ile haz almaktan çok ağrı ve acı duyar bir hale getirir ve kadınlar eşlerinin ısrarlarına rağmen cinsel  birliktelikten kaçınırlar.

Menapozdaki cinsel şikayetlerin tedavisi nasıl yapılır ?


Menopozda cinsel yaşamı yeniden canlandırmak ve cinsel isteği arttırmak amaçlarıyla bazı tedaviler uygulanabilir. Bunlar;

Ø       Bir engel yok ise uygulanacak Hormon Replasman Tedavisi  (HRT) kısa bir sürede cinsel şikayetlerin azalmasına yardımcı olacaktır. Bu tedavi ile kadınların %90’nı menopoz öncesi dönemdeki cinsel isteğini geri kazanırlar.

Ø       Vajende kuruluk ve çatlama gibi şikayetleri gidermek için lokal krem, fitil ve jeller şikayetleri azaltmada yardımcı olmaktadır.

Ø       Libido (cinsel istek) güçlendirici bir takım ilaçlar uygulanabilir. Bu ilaçlar genital bölge kanlanmasını arttırarak cinsel isteği arttırabilirler.Cinsel isteği ve orgazm duyusunu arttıran bitkisel kökenli ilaçlar doktor tavsiyesi ile kullanılabilinirler.

Ø       Kadını rahatsız eden  kronikleşmiş hastalıklar (depresyon ,diyabet , guatr vs.) varsa bunların kontrol altına alınması ve tedavisi gereklidir.

Ø       Psikolojik destek tedavileri verilebilir. Uzman psikolog bu döneme ait kaygı ve şikayetlerin giderilmesinde yardımcı olabilmektedir

Ø       Kegel egzersizleri;Özellikle hormon tedavisi uygulanan kadınlarda vajina duvarının güçlenmesini sağlayan egzersizler ile  cinsel ilişki sırasındaki yakınmaları azalır.Menopoz sonrası hormon yerine koyma tedavisi uygulanıyorsa, daha önce bahsettiğimiz önlemler alınıyorsa, erkek de sağlığına dikkat ediyor ve andropozun gerektirdiği önlemleri uygun bir şekilde alıyor ise pek çok çift bu dönemi ikinci balayı olarak nitelemekte ve cinselliklerini sağlıklı bir şekilde sürdürmektedirler.

Menopoz döneminde cinsel isteksizlik için ne yapılabilir?

Bu problemin giderilmesinde hormon replasman tedavisi önemlidir. Bu tedavi ile kadınların %90’nı menopoz öncesi dönemdeki cinsel isteğini geri kazanır. Hormon tedavisi vajinadaki kuruluğu giderir, vajina duvarının güçlenmesini sağlayan egzersizler ve kayganlaştırıcı kremler de cinsel ilişki sırasındaki yakınmaları azaltır. Kişisel bakımınıza ve cinsel yaşamınıza göstereceğiniz özen kendinize olan güveninizi arttırarak sizi daha mutlu ve sağlıklı kılacaktır.

Cinsel istek menopozdan etkilenmez. Cinsellik kadında öğrenilebilen bir davranıştır. Genel olarak gebelik korkusunun ortadan kalkması, profesyonel hayattan (kariyer, para kazanma vb) kaynaklanan kaygıların azalması, çocuklarının büyümüş olmasıyla azalan fiziksel bağımlılık, yılların oluşturduğu deneyimler, eşlerin birbirini daha iyi tanımaları sonucu kadının menopozdaki cinsel hayatının daha da renklenmesi son derece doğaldır.Kadın bilinç altına menopozun hayatın sonu değil,yeni bir hayatın başlangıcı olduğu fikrini yerleştirmesi gerekmektedir.

Menopoza girerken ortaya çıkabilecek depresyon ataklarında ve uyum döneminde cinsel istekte (libido) bir miktar azalma olacağını bilerek paniğe kapılmadan uygun danışma ve tedavilere başvurmak en akılcı yoldur. Aksi takdirde eksik kadınlık, değersizlik, hastalıklı olma duygularıyla cinsel istek azalmaları uzun sürebilir veya kalıcı olabilir. Unutmayınız "Hayat kırkından sonra başlar!"

Menopoz Şikayetleri

Menopoza giren kadınların büyük bir kısmı kendilerini ve çevrelerini rahatsız eden şikayetlerden rahatsız olurlar ve bunlara çare bulmak için hormon tedavisi veya doğal ilaçlar kullanırlar. Menopoz öncesi görülen en sık bulgu adet sikluslarının düzeninin bozulmasıdır. Adet sikluslarının süresi kısalabilir, uzayabilir veya adet kanamasının miktarı artabilir,azalabilir.Adet düzeni sıklıkla adet süresinde kısalma ve gecikmeli,hatta ay atlayarak adet görme şeklinde olur.Bu süreç perimenopoz olarak tanımlanır ve süresi kişiden kişiye değişkendir.Doktorunuz tarafından adetin 3. günü,sabah,aç karna alınan kan örneğinde hormon değerlerinizin değerlendirilmesi sürecin neresinde olduğunuzu saptamada yol göstericidir.

Menopos ve perimenopoz döneminde ateş basması (%75), gece terlemeleri (%68), hassasiyet, sinirlilik ve depresyon (%60) en sık görülen bulgulardır. Bunların yanı sıra sık idrara çıkma, ödem (vücutta şişkinlik) ve uykusuzluk gibi bulgular görülebilir. Vücutta östrojenin azalmasına bağlı olarak vajinada kuruluk ve cinsel istekte azalma görülür.

Klimakterium (menopoz) ve Sıcak basmaları ,terleme nöbetleri :

Ateş basmaları perimenopoz döneminden itibaren en sık görülen yakınmalardan biridir. Genellikle boyundan başlayan ve yüze yayılan sıcaklık hissine çarpıntı ve terleme eşlik eder. Bazı kadınlarda günde birkaç kez görülebilen bu durum diğerlerinde haftada birkaç kez görülebilir. Uykusuzluk ve stres bu yakınmanın sıklığını arttırır. Sıcak basması hipofiz bezinin azalan östrojene verdiği yanıttan kaynaklanır;ani LH salınımı ani ısı artışına sebep olur.

Ateş basmalarından kaçınmak için bazı önlemler almak gerekir.Kafein, stres, uykusuzluk ateş basması sıklığını arttırabilir. Ateş basmasını arttıran nedenlerden uzak durulmalıdır. Sıcak basması durumunda üzerinizdekilerin bir kısmını çıkartabilecek şekilde kat kat giyinin. Yaşadığınız yeri serin tutun. Gece terlemelerini önlemek için yatak odanızı serin tutun. Stresten kaçının, diyetinize dikkat edin, acılı, yağlı yiyeceklerden ve alkollü içeceklerden kaçının. Sıcak basması sırasında bileklerinize ve yüzünüze soğuk su çarpın. Derin nefes alma egzersizleri uygulayın. Vitamin E içeren besinlerden zengin beslenin ve hormon replasman tedavisi veya bitkisel ilaçlar için hekiminize danışmanız gerekecektir.

Psikolojik rahatsızlıklar ve uyku problemleri:

Sinirlilik,yorgunluk, depresyon, aşırı hassasiyet, kendini hasta hissetme, uykusuzluk gibi şikayetler bu dönemde sıklıkla görülürler. Bu yakınmalar östrojen eksikliğine bağlıdır. Duygusal değişimleri uykusuzluk arttırır. Östrojen miktarı azaldıkça beyinde endorfin olarak adlandırılan ve kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlayan kimyasallar azalır.Burada ortaya çıkan yeni bir döneme girişin getirdiği negatif duygulardır. Üreme yeteneğinin kaybedilmesi, alışılan adetlerin kesilmesi, yaşlanma, cazibenin kaybedilmesi korkusu bu olayları uyarır. Kimi zaman ilaçla yardım gerekir. Daha önceden var olan psişik bozukluklar yeniden veya artarak ortaya çıkabilir. Kimi zaman da genç kızlığa özenti gelişebilir. Uyku problemleri de bu dönem çok sık görülen rahatsızlıklardır. Kadınların büyük bir kısmı bu dönemde uykusuzluk için uyku ilaçları almayı tercih etmektedirler.Uyku düzeninizi koruyabilmek için her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmaya özen göstermek gerekir. Önlem olarak uyku ilaçlarını kullanmaktan kaçının, yattığınız ortamın serin, sessiz ve karanlık olmasına özen gösterin. Akşam kafein almayın, diyetinize dikkat edin.Akşam öğünlerinizde fazla miktarda ve ağır yemekler yemeyin. Yatağa girmeden önce ılık duş almak, kitap okumak ve televizyon seyretmek gevşemenize yardımcı olarak uyumanızı kolaylaştırabilir.
 

Atrofik Değişiklikler, Vajinal kuruluk ve ağrılı cinsel ilişki :

Atrofik değişikliklerin sebebi azalan östrojendir.Bu değişikliklere bağlı olarak vajina ve idrar yollarını örten epitel tabakasında incelme ve esneklik kaybı görülür. Ayrıca vajinada kuruluk yine görülen belirtilerden birisidirstrojen azalması, vajen salgısında ve vajeni döşeyen epitel katlarında azalmayla sonuçlanır, bu da  cinsel ilişkide olması gereken kayganlığın ortaya çıkışını engeller ve ilişki ciddi ağrılara, hatta kanamalara neden olur. Vaginal kuruluk kadının cinsel hayatını bu dönemde olumsuz olarak etkiler ve önlem alınması gereklidir.Vajinal kuruluğu önlemek için cinsel aktivitenizi azaltmayın, haftada en az bir kez cinsel ilişkide bulunan kadınlarda vajinal kaslar daha sağlıklı olur, vajinal kanlanma artar. Kegel egzersizleri vajinal kasları güçlendirdiğinden bu dönemdeki kadınlara önerilir. Su bazlı lubrikantların kullanılması da vajinal kuruluğu engeller.Topikal hormon kremleri  ve kayganlaştırıcılar da faydalı olabilmektedir.

Menopozda idrar yolu değişiklikleri:

Östrojen hormonunun eksikliği kadınlık organlarına komşuluğu ve fizyolojik beraberliği nedeniyle idrar yolları ve mesane fonksiyonlarını da etkiler. Vajen ve idrar deliği (üretra) destek dokuları zayıflar, mesane fonksiyonları bozularak idrar kaçırma varsa artabilir veya ortaya çıkabilir. Bu dönemde mesane fıtıklaşması, atrofiye bağlı rahim (uterus) ve vajina sarkmaları da idrar kaçırmanın bir nedeni olabilir. Ancak menopozda görülen idrar kaçırmanın en sık nedeni mesanenin zamansız kasılmasına bağlı olan aşırı aktivitedir . Bu hastalar genellikle sıkıştıklarında yetişemeyip tuvalet kapısında idrarlarını kaçırırlar. Menopoz öncesi dönemde kadınların %10'unda görülen bu durum menopozdan sonra %20-30'unda rastlanır. Vajinal veya ağızdan uygulanan östrojen hormonu yakınmaları azaltır veya düzeltir.Menapos döneminde tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları da görülebilir.

Kalp ve tansiyon şikayetleri:

Menopoz öncesi dönemde östrojen kadınları kalp hastalıklarından korur. Kadınlarda menopoz döneminden sonra iskemik kalp hastalıkları görülmeye başlar. Östrojen kolesterolün azalmasını sağlayarak, HDL (iyi huylu-faydalı kolesterol) olarak adlandırılan lipoproteinleri arttırarak ve LDL olarak adlandırılan zararlı kolesterolü azaltarak kadınları kalp krizinden korur.

Menopoz döneminden sonra kalp hastalıkları ailesinde kalp hastalıkları olan, menopoz öncesi dönemde kalp hastalığı olan, yüksek tansiyon problemi olan, fazla miktarda yağlı gıdalar tüketen ve şişman olan, sigara içen ve fazla strese maruz kalan kadınlarda daha sıktır.
Kalp ve tansiyon problemleri için önlem alabilirsiniz.Dengeli beslenmek, sigara ve alkolden uzak durmak, kan basıncını kontrol altında tutmak, diyabet için düzenli kontroller yaptırmak, stresten uzak durmak, hormon replasman tedavisi uygulamak bu dönemdeki kadınlarda kalp hastalıkları görülme ihtimalini azaltır. Menopoz sonrası dönemde östrojen tedavisi kan yağlarını olumlu yönde etkileyip kalp krizi riskini %30 azaltır. Ayrıca yemekler ile her gün 50 mg beta-karoten ve selenyum alınması da faydalıdır.

 Osteoporoz ( kemik erimesi ) :

Osteoporoz (kemik erimesi)  kemiklerin incelmesi, zayıflaması ve kırılması ile karakterize bir hastalıktır. Kırk beş yaşından sonra kadınların bir çoğunda osteoporos görülür. Kemik dokusu sürekli değişen bir dokudur ve kan ile sürekli kalsiyum alışverişi içindedir. Kemikler yapım ve yıkımın dengede olduğu doğal bir süreç yaşar. Menopoz sonrası yapımın çok azalması ile denge yıkım lehine bozulur. Menopoz sonrası dönemde östrojen eksikliğine bağlı olarak kemiklerden kalsiyum kaybı artar. Kemikler zayıflar ve küçük darbelerle kırılabilir, 60 yaşından sonra omurgada eğrilmeler ve sırt ağrısı yakınması artar, 70 yaşından sonra kalça kırığı görülme ihtimali artar ve bu kalça kırıkları kadınlar için öldürücü olabilmektedir.Kemik erimesi özellikle menopozun ilk 2 yılında hızlı ilerlediği için kadınların ateş basması,terleme gibi şikayetleri olmasa da bu dönemde jinekolojik muayenelerini ihmal etmemesi ve gereken tetkikleri yaptırması önemlidir.

 Baş ağrısı, sırt ve kas ağrıları,kilo artışı , çarpıntı, gaz sancıları :

Östrojen azalmasına bağlı olarak kaslarda biriken laktik asid kolay yıkılamaz. Bel ve  kasık ağrıları bu dönemde gittikçe artar. Düzenli yürüyüş, egzersiz ve bol lifli gıda ile beslenmek bu şikayetlerin giderilmesinde yardımcı olmaktadır.

Menopoz dönemine giren kadınlarda östrojenin kolesterol üzerindeki dengeleyici etkisi ortadan kalktığı için kilo alma eğilimi olur ve kilo vermeleri güçleşir.Bu nedene bu dönemde kadınların diyetlerine dikkat etmeleri ve düzenli egzersiz  yapmaları çok önemlidir.

Erken Menopoz

Kadınlarda adet kanamalarının kırk yaşından önce kesilmesi erken menepoz olarak adlandırılır. Nadir olarak görülen bu durumda yumurtalıklar fonksiyonunu sürdürmez ve adet kanamaları biter. Erken menopozda tedavi çok önemlidir. Çünkü  erken menopoz vakalarında kemik erimesi problemi erken yaşlarda başlayarak geriye dönüşü olmayan ciddi kemik zayıflıklarına neden olur. Bu yaşlarda adet kanamalarının kesilmesi ; ani kilo kaybı, aşırı egzersiz, stres, kürtaj veya diğer cerrahi girişimler sonrasında rahim içinde oluşan yapışıklıklara bağlı olarak da görülebilir. Ani adetten kesilme durumlarında  östrojen hormonun azalmasına bağlı kemik kayıpları görülebileceğinden mutlaka hekime baş vurulması gerekmektedir.

Erken Menapozun sebepleri nelerdir?

· Cerrahi menopoz;
Ameliyat  ile iki yumurtalığı birden çıkartılan kadınlarda erken cerrahi menapoz görülür. Bu kadınlarda cerrahi sonrasında östrojen ve progesteron hormonlarının düzeyi düşer ve menopoza ait yakınmalar başlar.Rahmin alınması veya yumurtalık kistlerinin çıkartılması sırasında yumurtalıkları besleyen damarlar zarar görürse, yumurtalıklardaki foliküller dejenere olur, yumurtalık fonksiyonları bozulur ve erken menopoz başlar.Zaman geçirmeden engel yok ise hormon replasman tedavisine başlanmalıdır.

· Otoimmun bozukluklar;
Son zamanlarda yapılan çalışmalar otoimmün bozuklukların erken menopoz vakalarının üçte ikisinden sorumlu olduğunu göstermiştir. Otoimmün hastalıklarda bağışıklık sistemi kendine ait olan bazı dokuları yabancı gibi algılayarak kendi dokularına karşı antikor üretir ve bu dokulara zarar verir. Erken menopoz vakalarında yumurtalıklara, endometriuma veya yumurtlamayı düzenleyen üreme hormonlarına karşı antikorlar üretilir. Bu antikorlar üreme organlarına zarar verir ve yumurtalık fonksiyonları bozulur. Otoimmün bozukluğa bağlı erken menopoz vakalarında tiroid bezinin bozuklukları, diabet (şeker hastalığı), romatizma gibi diğer otoimmün hastalıklar da görülür.

· Kanser tedavisi;
Kanser tedavisi için  radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapi (ilaç tedavisi) görenlerde yumurtalıklar etkilenir ve erken menopoz görülür. Yumurtalıkların gördüğü zararın derecesini kanserin tipi, tedavinin süresi, kullanılan ilaçların tipi ve dozu, radyasyon tedavisinin uygulandığı bölge belirler. Yumurtalıklar veya üreme organlarının bulunduğu pelvik bölgeye uygulanan tedavi yumurtalıkları kalıcı olarak etkiler. Düşük dozda yapılan ve kısa süreli olan tedavilerde geçici menopoz görülebilir.Işın tedavisinde yumurtalıkları korumak için çaba göstermek gerekmektedir.      
Meme kanseri tedavisinde kullanılan tamoksifen östrojen reseptörlerine bağlanarak östrojenin etkisini engeller ve östrojen eksikliği erken menopoza yol açar.

· Irsi faktörler;
Ailede erken menopoza giren kadınların olması erken menopoz görülme riskini arttırır.Menapoza girme yaşı anne veya ablanın menapoza girme yaşı ile yakından ilgilidir.

.Yaşam tarzı ve enfeksiyonlar;
Sigara içen kadınlarda menopoz daha erken başlar. Sigaranın östrojen düzeyinin düşmesine neden olarak erken menopoza yol açabilir. Alkol fazla alındığında östrojen düzeylerini düşürür ve adet sikluslarının düzeni bozulur,sonuç olarak erken menopoz riski oluşur. Bazı viral enfeksiyonların yumurtalıkları etkileyerek erken menopoza yol açtığı da düşünülmektedir.

.Stres;
Stres bir çok hastalık gibi erken menopoza da sebep olmaktadır.Fakat yalnız başına erken menopoza sebep olmaz ,diğer faktörlere yardımcı olur.

Menopozda Sık Sorulanlar

Menopozda hamile kalmak mümkün mü?

Menapoza tam olarak girdikten ve FSH , LH değerleri yükselip hiç yumurta (folikül) kalmadıktan sonra normal yollardan çocuk sahibi olmak mümkün değildir. Bu dönemde çocuk isteniyor ise iki yol vardır.

Birinci yöntem ,tüp bebek ile başka kadına ait döllenmiş yumurtanın menopoza girmiş kadının rahmine yerleştirilip gebe  olmasını sağlamaktır ki ülkemizde yasal değildir.. Diğer bir yöntem ise henüz daha araştırma safhasında olan yumurtalık naklidir.

Amerika’da bir Türk doktor tarafından geliştirilen bu  metot ile ,kadının  menopoza girmeden yumurtalıklarından alınan parçalar daha sonra bir ameliyat ile tekrar yumurtalıklara yerleştirilip folikül (yumurta) yapması sağlanmaktadır. Özellikle erken menopoz riski olan kadınlara, istedikleri zaman ileri yaşlarda bebek sahibi olma şansı bu yöntem ile verilmektedir. Çalışma aşamasında olan bu metodun yaygın kullanımı henüz mümkün değildir.

Hormon tedavisi meme kanseri riskini arttırır mı?

Bu konuda kesin veriler bulunmamaktadır. Meme kanseri riskinde minimal bir artış olduğuna dair bazı yayınlar bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda en az beş yıl süre ile hormon tedavisi alan hastalarda riskte bir artma (%26) olduğu görülmüştür. Ancak birçok çalışmada riskte bir artma bulunmamıştır. Olabilecek bu  minimal artış, hormonların kalp hastalığı riskindeki ve kemik kaybındaki azaltıcı etkisi göz önünde bulundurulduğunda önemsiz olarak kabul edilmektedir.

Amerika Tıp Kurumu'nun yaptığı bir araştırma ise hormon tedavisi alan kadınlarda meme kanseri teşhisinin zorlaştığını ortaya koymuştur. Alınan hormonla birlikte göğüsteki yoğunluğun arttığını öne süren araştırmaya göre bu faktör doktorların mamografiyle  kanser belirtilerini görmesini engellemektedir. Ancak hormon alımı durdurulduğunda etki de kaybolmamaktadır.
 

Hormon tedavisinin kalp hastalıklarına  etkisi var mı?

Menopoz sonrası dönemde östrojen tedavisi kan yağlarını olumlu yönde etkileyip kalp krizi riskini azaltmaktadır. Östrojen kolesterolün azalmasını sağlayarak, HDL olarak adlandırılan lipoproteinleri arttırarak ve LDL olarak adlandırılan zararlı kolesterolü azaltarak kadınları kalp krizinden korur.

Bugüne kadar bilinen bu bilgilerin dışında , ABD de yapılan ve   Journal of American Medical Association dergisinde yayınlanan bir araştırmada, 16 bin 600 kadın üzerinde yapılan  incelemede, HRT olarak bilinen hormon tedavisinin kemik erimesine iyi geldiği, ancak inme vakalarını yüzde 41, kalp vakalarını yüzde 29 ve meme kanseri vakalarını yüzde 26 artırdığı saptanmıştır. Araştırma sonucunun, hormon tedavisi alan kadınların ölüm oranlarının almayanlara göre daha yüksek olup olmadığı konusunda bilgi vermediği, çünkü araştırmanın 5 yıl süreyle yapıldığı belirtildi.

Hormonların kalp üzerine etkisi konusunda çelişkili çalışmalar bulunmaktadır ve kesin karar vermek için yeni bilgi ve incelemelere ihtiyaç vardır.

Erkekte Andrepoz Nedir?