Sırtüstü yatar pozisyonda bir bacağınızı dizinizi bükerek, her iki elinizle
kendinize doğru çekin. 5’e kadar sayın ve bacağınızı uzatın. Bu sırada diğer
bacağınızı düz tutmaya özen gösterin.
Sırtüstü yatar pozisyonda bir bacağınızı düz bir şekilde yukarı kaldırın. 5’e
kadar sayın ve indirin.
Sırtüstü yatar pozisyonda dizleriniz bükük, ayak tabanlarınız yerdeyken,
bacaklarınızdan kuvvet alarak kalçanızı yukarı kaldırın. 5’e kadar sayın ve
gevşeyin
Ağrı olan tarafınız üstte kalacak şekilde yan yatın. Diziniz düz bir şekilde
bacağınızı yukarı kaldırın. 5’e kadar sayın ve indirin
Yüzüstü yatar pozisyonda bir bacağınızı diziniz düz bir şekilde yukarı doğru
kaldırın. 5’e kadar sayın ve indirin.
Oturur pozisyonda ilk olarak ayaklarınız açıkken dizlerinizi birbirine
yaklaştırın. 5’e kadar sayın ve gevşeyin. Daha sonra ayaklarınız bitişik
pozisyonda dizlerinizi açın. 5’e kadar sayın ve gevşeyin.Yukarıdaki egzersizlerin
10 ar tekrarlı sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa
yapılması önerilir.
BEL
FITIĞI NEDİR VE BELİRTİLERİ
Modern yaşamın gereği gittikçe ağırlaşan iş
ve sosyal yaşam şartları, hareket
sistemimizde birçok sorunlara neden
olmaktadır.Bunların başında Bel ve Sırt
ağrıları gelmektedir. Bunun başlıca
nedenleri; Vücut ağırlığının gittikçe artması, Hareketsizlik,Mide ve bel bölgesinde biriken lüzumsuz
yağlardır.Bu durum doğal olarak,omurların sıkışması
ve bel bölgesindeki sinirlere baskı
yapmasına neden olur.Sonuçta sırtın alt bölgesinde ağrı meydana
gelir.Aslında Bel ve sırt ağrısının, disklerin
aşınması, arthirit, fıtıklaşmış disk,
yaralanma, yırtık kas veya kirişler gibi
sayısız nedenleri vardır.Burada üzerinde durulması gereken
hususlar basitçe şunlardır :
Günlük yaşamımızda yaptığımız
aktivitelerden hangisi bele zararlıdır ?
Zarar vermeden, bu aktiviteler nasıl
uygulanır ?
Önemli olan şudur ; Belinizi korumanız
için günlük aktivitelerinizi en uygun ve
zarar vermeden germeleştirebilmeniz için,
yapmanız gereken basit ve doğal egzersizlerin yaşam boyu omurga
sağlığınızı olumlu yönde etkileyeceğini
göz ardı etmemeniz gereklidir.Sebep ne olursa olsun, bel ağrısının
oluşmaması, oluşmuşsa daha hızla düzelmesi
ve düzeldikten sonra tekrarlamaması çok
önemlidir.Bunun için, beldeki kasları, bağları ve
eklemleri korumaya yönelik, düzgün duruş
çok önemlidir.Günlük yaşamımızdaki aktiviteleri uygun
pozisyonda gerçekleştirmek, tedavi ve koruma
için şarttır.Aynı pozisyonda uzun süre kalmak, hep
aynı gurup bel kaslarını çalıştırdığı için
sakıncalıdır.Ayakta durmak, oturmak, yürümek, hatta
yatmak gibi aktivitelerde arada pozisyon
değiştirilmelidir.Önerilen çok değişik “ iyileştirme
yöntemleri “ olmakla birlikte en çok
reçetesi verilen uygulama şudur: ” Mide ve
sırt kaslarını kuvvetlendirmek için düzenli
egzersiz yapmak.
Ancak konunun sevindirici bir yanı
vardır, o da şudur ; Bel ve sırt ağrısı
çekenlerin çoğu ağrı çok şiddetli olsa bile
süratli bir şekilde ve tamamen
iyileşebilmektedir.Tedavi için hangi yöntem kullanılırsa
kullanılsın, iyileşme gerçekleşmektedir.
Hatta bu sorunu olan kimseler belirli bir
tedavi görmeseler bile sonunda
iyileşmektedirler.Bel ve sırt ağrısı, bel anatomimizin
çeşitli yapılarından kaynaklanan, bir çok
değişik nedenlerden de oluşur. Bel ağrısının
gizemi de, onun nedenlerinin kolayca
bulunamamasındandır.Bel kasları ve eklem bağları (ligament )
bel ve sırt ağrısı yapabileceği gibi,
omurlar arası eklem yüzeylerinin iltihabı (
Artirit ) ve omurlar arası disklerin sorun yaşaması ve oluşan fıtık bel ağrısının
nedeni olabilmektedir.
Bel ağrısının nedeni, omurganın
ortasındaki kanalın daralması ( Spinal
Stenoz ) sonucu bir sinirin sıkışması da
olabilir.Omurga kanalının daralması, genellikle
yaşlılarda disklerin eklem yüzeylerinin ve
eklem bağlarının aşınması sonucu meydana
gelmektedir. Bel ağrısı omurganın doğuştan bazı
anormalliklere sahip olmasından da meydana
gelebilmektedir. Bunlar genellikle
ağrısızdır. Fakat ilerlemiş şekilleri ağrı
yapabilir.
Bel Fıtığı Belirtileri
Bel ve bacak ağrısı en belirgin şikâyettir. Fakat bazen bel
veya bacak ağrısından sadece biri de bulunabilir. Hareket
kısıtlılığı, topallayarak yürüme, vücudun bir tarafa doğru
çarpılması gözlemlenebilir. Ağrıyla birlikte bacaklarda
uyuşma, karıncalanma, hastalık ilerledikçe kuvvet kaybı ve
incelme (atrofi) görülebilir. Sinirlere genişçe basan
fıtıklarda cinsel fonksiyonlar olumsuz etkilenebilir.
Bazen orta hattan omurilik kanalına doğru
uzanarak sinirleri sıkıştıran büyük bel fıtıklarında ağrının
yanında idrar ve büyük abdestini tutamama veya yapamama gibi
rahatsızlıklar ile bacaklarda felce doğru gidiş, süvari
yaması tarzında (oturak civarında) duyu kaybı ve cinsel
fonksiyon bozuklukları ortaya çıkabilir. Bu klinik tabloya
kauda ekuina sendromu adı verilir. Omurilik
kanalı dar olan hastalarda küçük orta hat fıtıkları bile
benzer şikayetlere yol açabilir. Hastalığın bu derecede
ilerlemesine müsaade edilmemeli, zamanında müdahale ile
uygun bir tedavi gerçekleştirilmelidir.
Bel fıtığında bel ve bacak ağrısı öksürmekle,
yürümekle, iş yapmakla ve ayakta kalmakla artarken sert
yatakta yatmakla azalabilir.
Gelişmiş bir bel fıtığı
sinir kökünü sıkıştırdığı için
hasta ağrısını
azaltmak üzere vücudunu yana
doğru eğmektedir. Nadiren de olsa, ani
ilerleyen böyle büyük hacimli
orta hat bel fıtıklarında
ağrıyla birlikte bacaklarda felç
gelişebilir. Hasta idrar ve
büyük abdestini
altına kaçırabilir. Oturak
civarında eyer tarzında duyu
kaybı oluşabilir. Cinsel
fonksiyonlar kaybolabilir (kauda
ekuina sendromu).
Bel Fıtığında Faydalı
Egzersizler
Genel sağlık açısından olduğu
gibi bel sağlığı için de sporun ve sağlıklı iken
yapılacak egzersizlerin önemi büyüktür. Bel,
sırt, karın adalelerini güçlendirmek; eklem ve
yumuşak dokuların esnekliğini artırmak için
gerekli spor ve hareketlere ömür boyu devam
edilmelidir. Ancak bel fıtığı gelişmesine zemin
hazırlayabilecek veya bizzat sebep olabilecek
mücadele sporları yerine, yüzme, yürüme ve
bisiklet sürme gibi sporlar tercih edilmelidir.
Yüzlerce egzersiz hareketi içerisinden de
rasgele hepsini yapmak yerine belirli
hareketlere öncelik tanınması gerektiğini
düşündüğümüzden, bele fazla yük bindirmeyen ve
gelişmekte olan bir bel fıtığını ilerletmeyecek
en emniyetli dokuz hareketi sizler için seçtik.
Hikâyesinde daha önce geçirilmiş bir bel
rahatsızlığı bulunan veya bel fıtığına
muhtemelen aday olan kimselerin bu hareketleri
yapmaları faydalıdır. Ancak egzersizler
yapılırken dikkat edilmesi gereken birtakım
hususlar vardır:
* Egzersizler havası temiz bir
ortamda (hava müsaitse evde pencereler
açılabilir) altında sunta veya tahta bulunan
halı veya battaniye gibi sert bir zeminde
yapılmalıdır. Yumuşak veya
deforme olabilen
yataklar üzerinde egzersiz ve spor
yapılmamalıdır.
* Bel fıtığı rahatsızlığına
yakalananlar hastalığın akut ağrılı döneminde bu
hareketlere başlamamalı, istirahati tercih
etmelidirler. şikâyetler geçtikten sonra doktora
danışılmalı ve egzersizlere ondan sonra
başlanmalıdır.
* Egzersizlere başlanınca ilk
günden itibaren çok çabuk bir iyileşme
beklenmemeli, sabırla hareketlere devam
edilmelidir. Hareketlerin sayısı ve tempo gün
geçtikçe yavaş yavaş artırılmalıdır. Başlangıçta
aşırılığa kaçarak daha kötü bir duruma
düşülmemelidir.
* Konunun uzmanı olan doktor başka
şekilde tavsiye etmemiş ise ilk bir ay her
hareket günde beş defa yapılmalıdır. Daha sonra
her ay hareketler beşer beşer artırılarak
egzersizlere devam edilmelidir.
* Ani ve zorlayıcı hareketlerden
uzak durulmalıdır. Sizin için seçtiğimiz dokuz
çeşit egzersiz risksiz olup daha çok bunlar
tercih edilmelidir.
* Hareketler esnasında veya
sonrasında normalde mevcut ağrının artmaması
gerekir. Bu yüzden egzersiz sonrası şiddetli ve
15 dakikadan fazla süren bir rahatsızlık ortaya
çıkarsa doktora danışılmalıdır.
* Rahatsızlık bir
saatten fazla sürüyorsa o hareket egzersiz
programından çıkartılmalıdır.
* Bel fıtığı
ameliyatı olanlar operasyonun üzerinden
üç hafta geçmeden egzersizlere başlamamalı, daha
sonra başlayarak her hareketin sayısını yavaş
yavaş artırmalıdırlar.
* Bu bilgiler haricinde hastanın
kafasında herhangi bir soru oluşursa, uzman
doktor hiç tereddüt etmeden hemen aranmalı ve
yanlış bir iş yapmaktansa konunun doğrusu uzman
hekimden öğrenilmelidir.
Sırt üstü yatarken önce bir bacağınızı
90 derece kaldırınız. Sonra aynı hareketi diğer bacağa
uygulayınız.
Bacaklarınızı uzatarak sırt üstü
yatınız. Bir dizinizi kırınız. O dizinizi elleriniz ile
kavrayıp göğsünüze doğru çekerken diğer bacağınızı yere
yapıştırınız. Aynı hareketi diğer bacakta tekrarlayınız.
Sırt üstü yatarak dizlerinizi kırınız.
Ellerinizi dizleriniz üzerinde kenetleyip göğsünüze doğru
çekerken başınızı dizlerinize değdirmeye çalışınız.
Sırt üstü yatarken mümkün olduğu kadar
bir dizinizi göğsünüze çekiniz, diğerini düz
tutunuz. Aynı hareketi diğer bacağa uygulayınız.
Ellerinizi
dizlerinizin
üzerinde
kenetleyip
bacaklarınızı
göğsünüze
çekiniz. Bu
durumda
içinizden 10'a
kadar sayınız.
Bu esnada
omuzlarınızı
yerden
kaldırmayınız.
Daha sonra
kollarınızı ve
ayaklarınızı
serbest
bırakınız.
Belinizi
yere
yapıştırarak
öylece tutunuz.
Içinizden 1'den
10'a kadar
sayınız. Daha
sonra serbest
bırakınız. Bu
hareketi
tekrarlayınız.
Bu esnada
nefesinizi
normal şekilde
alıp veriniz.
Ayakta
dik durunuz.
Ellerinizi masa
veya bir
iskemlenin
kenarına
dayayınız.
Dizlerinizi
kırarak yere
çökünüz ve sonra
ayağa kalkarak
gevşeyiniz.
El
ve dizlerinizin
üzerinde
dururken
kollarınız dik
olsun. Önce kedi
gibi belinizi
çukurlaştırıp
10'a kadar
sayınız. Sonra
çenenizi
göğsünüze doğru
çekerken
sırtınızı
kamburlaştırarak
yine 10'a kadar
sayınız ve
gevşeyiniz.
Önce
diz üstü dik
oturunuz. Sonra
kollarınızı
ileriye doğru
uzatınız. Mümkün
olduğunca öne
doğru eğiliniz
ve bu vaziyette
10'a kadar
sayınız. Tekrar
diz üstü oturur
pozisyondaki ilk
konumunuza
dönünüz.
RİSKLİ HAREKETLER
Günlük aktivitelerimiz esnasında
vücudumuzun dikey veya yatay konumda aldığı çeşitli
pozisyonlar ve beraberinde ortaya konan faaliyetin şekli
bel fıtığına yakalanma riskini önemli oranda artırır
veya azaltır.İnsanın dikey pozisyonda bulunması
omurganın alt kısımlarını önemli miktarda basınç altında
bırakır. Çünkü bu kısmın yukarısında yer alan tüm vücut
ağırlığı birkaç santimetre karelik dar bir omur parçası
üzerine biner ve bu küçük kısım tarafından taşınır. Buna
karşılık vücudun dik değil de desteksiz bir tarzda eğik
pozisyona gelmesi, yani düşey olarak orta hattan sapması
beldeki omurlar üzerine binen yükü, yani basıncı bariz
şekilde daha fazla artırır.
Yapılan bilimsel araştırmalarda beldeki diskin içerisine
basınç ölçebilen bir cihazla girilmiş ve çeşitli vücut
pozisyonlarının diskteki basıncı ne şekilde etkilediği
araştırılmıştır. Görülmüştür ki, burada bele en az yükün
bindiği pozisyon, kişinin sırt üstü yattığı ve
bacaklarının altını bir cisimle destekleyerek hafifçe
yükselttiği pozisyondur. Ayrıca sandalyede desteksiz
otururken bele binen yük, ayakta dik olarak dururken
bele binen yükten daha fazladır.Halbuki insanlar bunun tam tersinin doğru olduğunu
zannederler. Neticede ayakta dik pozisyonda dururken
bele binen yükün gerçekte daha az, otururken daha fazla
olduğu bilinmelidir. Bu pozisyondan daha kötüsü, yani
belde bulunan disklerdeki basıncı daha da artıran durum,
sandalyede otururken öne doğru eğilerek yerden bir cismi
almaktır. En kötüsü ise ayakta dururken öne doğru
eğilerek dizler düz konumda yerdeki bir ağırlığı
kaldırmaktır. Bu durumda kaldırılan ağırlığın miktarı
arttıkça bel fıtığına yakalanma riski de giderek
artacaktır.
Oturur pozisyonda iken kişi arkasına bir destek koyarsa
veya oturduğu sandalyenin arka kısmını geriye doğru
tedrici olarak yatırmaya başlarsa, bele binen yük
giderek azalacak ve bel bu durumda çok daha rahatlamış
olacaktır.
Öksürmek, gerinmek veya kahkaha ile gülmek ise belde yer
alan disklerdeki basıncı bariz şekilde artırır.
şikâyetleri bir öksürmeyi takiben başlayan pek çok hasta
ile karşılaşmaktayız.Sağlıklı bir bele sahip olmak için günlük yaşantımızda
riskli pozisyonlardan daima uzak durmalıyız.
Yukarıda çizimleri görülen çeşitli vücut
pozisyonlarında bele binen yük 1'den 8'e
kadar numaralanmış ve en azdan çoğa doğru
artarak sıralanmıştır.
Daha önce bel rahatsızlığı geçirmiş
kişilerin yüksekten atlamalarını asla
önermeyiz.
GENEL BEL EGZERSİZLERİ
Osteoporozda önerilen aşağıdaki egzersizleri
doktorunuzun onayını alarak yapınız.
Şekil 1. Alet desteğinde sırt kaslarının
kuvvetlendirilmesi sağlanır. Alet ile kalça
sabitleştirilir ve gövde itilebildiği kadar öne
itilir. Daha sonra ilk pozisyona dönülür.
Şekil 2.
Yüzüstü yatar pozisyonda iken baş ve omuz geriye
dogru mümkün olduğunca kaldırılır. Çenenin yukarıda
tutulmasına dikkat etmek gerekir.
Şekil 3.
Omurganın gerdirilmesi. Bir sandalyede dik
oturulurken baş öne eğilir, kollar bacak üzerinde
mümkün olan en alt noktada birleştirilir. Hareketin
ikinci kısmında sert zeminde sırtüstü yatarken
bacaklar ve gövde boyundan itibaren kaldırılır.
Bacakların bükülmemesine dikkat etmek gerekir.
Üçüncü kısımda ise bacaklar dizden bükülü pozisyonda
sırt üstü yatarken baş ve omuzlar kollar yerden
kaldırılmadan yükseltilmeye çalışılır.
Şekil 4.
Sırtın gerilmesi. Sandalyede arkaya yaslanmalar dik
pozisyonda oturulur. Çene yukarıda iken her iki el
başın arkasında kenetlenecek şekilde birleştirilir.
Yavaş olarak dirsekler önde birleştirilmeye
çalışılır ve daha sonra yeniden geriye itilir. Bu
hareketin günde en az bir veya iki kez 10'ar defa
tekrarlanması gerekir.
Şekil 5.
Sandalyede dik otururken kollar dirseklerden bükülür
ve bu pozisyonda kollar omuzdan yuvarlak hareketler
yapacak şekilde geriye itiIir.
Şekil 6.
Gövde, el ve dizlerin desteğiyle yukarıdaki
tutulurken her bir bacak sırayla yukarı kaldırılıp
kısa süre yukarıda tutulur. Bu hareketin de günde en
az iki kez 10'ar defa tekrarlanması gerekir.
Şekil 7.
Sırt kaslarının güçlenmesi için, mide ve karın
kaslarının da çalıştırılması bir diğer yöntemdir.
Ayaklar karına çekilmiş pozisyonda sırt üstü
yatarken, karın kasılır ve gevşetilir. Sonra baş
mümkün olduğunca omuzlar fazla oynatılmadan yukarı
kaldırılmaya çalışılır.
Şekil 8.
Gene sırt üstü yatarken bacaklar karına çekilir ve
bu pozisyonda karın kasları gerilir ve gevşetilir.
Daha sonra her iki bacak düz uzatılır ve hiç
kırmadan ellerle kalça desteklenirken yukarı
kaldırılıp indirilir.
Şekil 9.
Yerinden oynamayacak sabit bir eşya destek alınır.
Gövde, bacaklar dizlerden bükülerek aşağı doğru
itilir ve daha sonra eski pozisyona dönülür. Bu
şekilde, çökme ve yükselme hareketi, özellikle kalça
ve bacak kaslarını çalıştırır.
BOYUN
FITIĞI NEDİR ? FAYDALI BİLGİLER
Boyun fıtığı nedir?
Vertebra olarak isimlendirilen omurga kemiklerinin arasında, hareketler
sırasında meydana gelen şok dalgalarının absorbsiyonundan sorumlu jelatinöz bir
madde yer alır. Disk yapısındaki hasarlanma sonucu omurilik kanalına doğru bu
maddenin yer değiştirmesi fıtıklaşma olarak tanımlanır.
Boyun fıtığı neden olur?
Travmalar, zorlanmalar, uzun süre hareketsizlik ve diskin yaşlılığa bağlı su
kaybetmesi sonucu disklerde aşınma ve fonksiyon kaybı meydana gelir. Diskin dış
tabakası aşınarak veya yırtılarak içindeki jelatinöz sıvı, omur ve sinir
aralıklarına sızar. Bu klinik tabloya boyun fıtığı (servikal disk hernisi)
denir. Disk normal özelliğini zamanla kaybeder ve kireçlenir. Etrafındaki
sinirlere baskı yapar. Fıtıklaşan bölgede disk yapısının kanal içine uzanması ve
bu alandaki sinirlerin etkilenmesi sonrasında bu değişikliklere vücut inflamatuar
(iltihabi) bir yanıt verir. Bu olayların sonucunda kişide boyun fıtığına özgü
belirtiler ortaya çıkar.
Boyun bölgesindeki fıtıklaşma genellikle omurların destek yapısı olan anulus
fibrozusun daha ince olduğu arka ve yan taraflarda meydana gelir.
Başlıca boyun fıtığı nedenleri boynu uzun süre hareketsiz tutarak bir noktaya
bakmak, bilgisayar ve tv karşısında uzun süre oturmak, egzersiz yapmamak ve
soğuk klimaların olduğu ortamda bulunmak olarak sayılabilir. Bazen sorun sadece
yapısal olarak ortaya çıkabilir. Boyun fıtığında ailesel faktörler de önemlidir.
Kişinin ailesinde boyun fıtığı varsa kendisinde de ortaya çıkma olasılığı artar.
Boyuna alınan darbeler ve geçirilmiş kazalar da boyun fıtığına yol açabilir.
Ayrıca boyun fıtığı, meslek hastalığı olarak da karşımıza çıkabilir. Ev
hizmetlerinde çalışanlarda, şoförlerde, bankacılarda ve uzun süre bilgisayar ile
çalışılması gereken mesleklerleri yapanlarda boyun fıtığı sık görülür.
Yaşlanma, boyun fıtığı gelişimine zemin hazırlayabilir. Kişinin yaşı ilerledikçe
omurların arasında bulunan disklerinde dejenerasyon meydana gelebilir. Destek
maddesinin jelatinöz özelliğinin zaman içerisinde kaybolması ile kişide fıtık
gelişimi kolaylaşır.
Yaşlanmanın doğal bir parçası olarak meydana gelen uzun süreçte (kronik) boyun
fıtığı gelişimi sonrasında ortaya çıkan belirtiler ilerleme eğiliminde olabilir
ve genellikle sinsi başlangıçlıdır. Travma ya da diğer nedenlerle ani (akut)
olarak oluşan boyun fıtığında ise belirtiler fıtığa neden olayın hemen
sonrasında başlar ve kronik boyun fıtığı gelişimine göre daha ciddi belirtiler
meydana gelir.
Boyun fıtığının belirtileri nelerdir?
Boyun bölgesindeki fıtıklaşma için hem kadınlarda hem de erkeklerde yaşla
birlikte meydana gelen bir risk artışı söz konusudur. Boyun fıtığı özellikle 30
ile 50 yaş arasındaki yaş grubunda bulunan kişilerde tespit edilir. Kadınlarda
erkeklere göre 1,5 kat daha fazla karşılaşılan bir durumdur.
Boyun ağrısı toplumda sıklıkla görülür ve en büyük nedenlerinden biri de boyun
fıtığıdır. Boyun fıtığı, sıklıkla 5. ve 6 omurlar arasında, ikinci sıklıkta ise
6. ve 7. omur arasında görülür. Bunun nedeni bu omurların çok hareketli olması
ve strese daha fazla maruz kalmalarından kaynaklanır. Kişide boyun fıtığı
gelişimi ile birlikte çeşitli belirtiler meydana gelebilir:
Boyun, sırt, kol ve omuzlarda ağrı
Kol ve el
uyuşması, his kusuru
Kollarda karıncalanma
Kollarda güç kaybı
Reflekslerde azalma
Kollarda incelme
Radikülopati olarak ifade edilen belirtiler, fıtıklaşma sonrasında o bölgede
başlayan ve vücudun alt kısımlarına doğru yayılan şikayetleri tanımlar. Boyun
fıtığı sonrasında kişinin boynunda hissettiği ağrı omuz, kol ve eline doğru
yayılım gösterebilir. Ağrı dışında servikal radikülopati tespit edilen kişilerde
boyundan ellerine doğru yanma, karıncalanma ve güçsüzlük gibi belirtiler eşlik
edebilir.Müdahale edilmemiş ve ilerlemiş olgularda ise hastaların etkilenen bölgelerinde
tamamen bir his kaybı ve felç gelişimi olabileceği için dikkatli olunmalıdır.
BOYUN EKSERSİZLERİ
VE AMELİYATI
Bu egzersizlerin hekimin bilgisi ve önerisi olmadan gerçekleştirilmesi, mevcut
problemi kötüleştirebileceği için bilinçsizce uygulanmamaları önerilir:
Boyun Germe Egzersizi
Yatak gibi düz bir zeminde sırt üstü uzandıktan sonra başın yavaş ve nazikçe
arkaya doğru hareket ettirilmesi ile gerçekleştirilir. Baş arkaya uzatılıp
boyunda gerginlik meydana geldikten sonra kişi bu pozisyonda 1 dakika süre ile
tutulur ve ardından 1 dakika dinlendirilir. Yaklaşık 5-15 tekrardan meydana
gelen bu egzersiz sırasında kişinin belirtilerinin şiddetlenmesi egzersizin
kesilmesi gerektiğine işaret eder.
Boyun germe egzersizi yüz üstü yatarken başın yukarı doğru hareket ettirilmesi
ile de gerçekleştirilebilir. Bu şekilde yapılan egzersiz için süre 5 ile 10
saniye arasındadır ve 15-20 kez tekrarlanır.
Boyun Retraksiyon (Çekme) Egzersizi
Kollar iki yanda olacak şekilde sırt üstü yatılan pozisyonda gerçekleştirilen
retraksiyon egzersizi, çenenin göğse doğru hareketi ile yapılır. Çene göğse
ulaştıktan sonra 5-10 saniye bu pozisyonda tutulan hastaya bu egzersiz yaklaşık
olarak 15-20 kez tekrarlatılır.
Bu egzersizlerin amacı fıtıklaşma bölgesindeki kan akımını arttırmak, stresi
azaltmak ve güçlenmeyi sağlamaktır. Bu egzersizler dışında boyun bölgesinde
aşırı bir baskı oluşturacak koşma, zıplama, ağır kaldırma ve ani hareketler
içeren aktivitelerden kaçınmak da boyun fıtığı hastalarında iyileşme sürecinin
olumsuz etkilenmemesi için önem arz eder. Bu tarz zararlı aktivitelerin
sonuçlarını kişi ömrü boyunca yaşayabileceği için dikkatli olunmalıdır.
Boyun Fıtığınız varsa bunları yapmayın
Boyun fıtıklarının büyük çoğunluğu ameliyatsız iyileşir. Hastanın kol ve
ellerinde ilerleyici güç kaybı varsa ve hasta diğer tedavilere cevap vermiyorsa
cerrahi düşünülebilir. Boyun fıtığı ameliyatı, beyin cerrahları tarafından
yapılan bir ameliyattır.
Boyun Fıtığı Tedavisinde Spinal Enjeksiyon Yöntemi
Çok şiddetli kol ağrıları varsa ağrıyı hafifletmek için hekim omurilik içindeki
epidural boşluğa kortizon ilaçlar enjekte edebilir. Spinal enjeksiyon yöntemi
radyolojik görüntülemelerden faydalanılarak direkt olarak fıtıklaşma bölgesine
gerçekleştirilen tedavi uygulamasıdır. Bu tedavi, sinir ve diskteki ödemi ve
inflamasyonu azaltmaya yöneliktir. Kortizon enjeksiyonları ile kişinin bazı
şikayetlerinde uzun bir süre boyunca rahatlama sağlanabilir.
Boyun Fıtığı Ameliyatı Hakkında Genel Bilgiler
Boyun fıtığı hastalarının yaklaşık olarak %10’unda cerrahi müdahale gereksinimi
meydana gelebilir. Bu ameliyatta amaç diskin sinire baskı yapan kısmının
çıkarılmasıdır.
Uygulanan prosedüre göre bu ameliyat laminektomi ya da diskektomi olarak
isimlendirilir. İlerlemiş ve nörolojik problemlerin eşlik ettiği olgularda veya
diğer tedavi yöntemlerine rağmen hastanın şikayetlerinin kontrol altına
alınamaması halinde başvurulan diskektomi ameliyatında diskin çıkarılarak tekrar
fıtıklaşmanın önüne geçmek amaçlanır.
Laminektomi işleminde ise cerrah sinir köklerinin çıktığı bölgeyi genişleterek,
bu alandaki baskıyı azaltır. Küçük bir kesiden girilerek yapılan bu işlemi
cerrah mikroskop kullanarak gerçekleştirir.
Günümüzde özellikle bel bölgesinde yer alan fıtıklaşmış diskler, cerrahi olarak
tamamen çıkarılmakta ve yerine protezler konulabilmektedir. Bu işlem hasta genel
anestezi altındayken gerçekleştirilir. Ancak protez uygulaması her hasta için
uygun değildir. Özellikle fıtıklaşma ile birlikte çeşitli eklem iltihabı veya
osteoporoz (kemik erimesi) hastalığı bulunan kişilerde fıtıklaşmanın sadece bir
bölgede değil, omurganın birçok bölgesinde dejenerasyon meydana gelmesi
nedeniyle bu kişilerde protez kullanılan girişimler tercih edilmez.