Bel Fıtığı-Boyun Fıtığı Belirtileri, Riskler, Eksersizler

Modern yaşamın gereği gittikçe ağırlaşan iş ve sosyal yaşam şartları, hareket sistemimizde birçok sorunlara neden olmaktadır.Bunların başında Bel ve Sırt ağrıları gelmektedir. Bunun başlıca nedenleri; Vücut ağırlığının gittikçe artması, Hareketsizlik,Mide ve bel bölgesinde biriken lüzumsuz yağlardır.Bu durum doğal olarak,omurların sıkışması ve bel bölgesindeki sinirlere baskı yapmasına neden olur.Sonuçta sırtın alt bölgesinde ağrı meydana gelir.Aslında Bel ve sırt ağrısının, disklerin aşınması, arthirit, fıtıklaşmış disk, yaralanma, yırtık kas  veya kirişler gibi sayısız nedenleri vardır.Burada üzerinde durulması gereken hususlar basitçe şunlardır :

Günlük yaşamımızda yaptığımız aktivitelerden hangisi bele zararlıdır ?
Zarar vermeden, bu aktiviteler nasıl uygulanır ?

Önemli olan şudur ; Belinizi korumanız için günlük aktivitelerinizi en uygun ve zarar vermeden germeleştirebilmeniz için, yapmanız gereken  basit ve doğal egzersizlerin yaşam boyu omurga sağlığınızı olumlu yönde etkileyeceğini göz ardı etmemeniz gereklidir.

Sebep ne olursa olsun, bel ağrısının oluşmaması, oluşmuşsa  daha hızla düzelmesi  ve düzeldikten sonra tekrarlamaması çok önemlidir.Bunun için, beldeki kasları, bağları ve eklemleri korumaya yönelik,  düzgün duruş çok önemlidir.Günlük yaşamımızdaki  aktiviteleri  uygun pozisyonda gerçekleştirmek, tedavi ve koruma için şarttır.Aynı pozisyonda uzun süre kalmak, hep aynı gurup bel kaslarını çalıştırdığı için sakıncalıdır.Ayakta  durmak, oturmak, yürümek, hatta yatmak gibi aktivitelerde  arada pozisyon değiştirilmelidir.Önerilen çok değişik “ iyileştirme  yöntemleri “ olmakla birlikte en çok reçetesi verilen uygulama şudur: ” Mide ve sırt kaslarını kuvvetlendirmek için düzenli egzersiz yapmak.

Ancak konunun sevindirici bir yanı vardır, o da şudur ; Bel ve sırt ağrısı çekenlerin çoğu ağrı çok şiddetli olsa bile süratli bir şekilde ve tamamen iyileşebilmektedir.Tedavi için hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, iyileşme gerçekleşmektedir. Hatta bu sorunu olan kimseler belirli bir tedavi görmeseler bile sonunda iyileşmektedirler.Bel ve sırt ağrısı, bel anatomimizin çeşitli yapılarından kaynaklanan, bir çok değişik nedenlerden de oluşur. Bel ağrısının gizemi de, onun nedenlerinin kolayca bulunamamasındandır.Bel kasları ve eklem bağları (ligament ) bel ve sırt ağrısı yapabileceği gibi, omurlar arası eklem yüzeylerinin iltihabı ( Artirit ) ve omurlar arası disklerin sorun yaşaması ve oluşan fıtık bel ağrısının nedeni olabilmektedir.

Bel ağrısının nedeni, omurganın ortasındaki kanalın daralması ( Spinal Stenoz ) sonucu bir sinirin sıkışması da olabilir.Omurga kanalının daralması, genellikle yaşlılarda disklerin eklem yüzeylerinin ve eklem bağlarının aşınması sonucu meydana gelmektedir. 
Bel ağrısı omurganın doğuştan bazı anormalliklere sahip olmasından da meydana gelebilmektedir. Bunlar genellikle ağrısızdır. Fakat ilerlemiş şekilleri ağrı yapabilir.

Bel Fıtığı Belirtileri

Bel ve bacak ağrısı en belirgin şikâyettir. Fakat bazen bel veya bacak ağrısından sadece biri de bulunabilir. Hareket kısıtlılığı, topallayarak yürüme, vücudun bir tarafa doğru çarpılması gözlemlenebilir. Ağrıyla birlikte bacaklarda uyuşma, karıncalanma, hastalık ilerledikçe kuvvet kaybı ve incelme (atrofi) görülebilir. Sinirlere genişçe basan fıtıklarda cinsel fonksiyonlar olumsuz etkilenebilir.

Bazen orta hattan omurilik kanalına doğru uzanarak sinirleri sıkıştıran büyük bel fıtıklarında ağrının yanında idrar ve büyük abdestini tutamama veya yapamama gibi rahatsızlıklar ile bacaklarda felce doğru gidiş, süvari yaması tarzında (oturak civarında) duyu kaybı ve cinsel fonksiyon bozuklukları ortaya çıkabilir. Bu klinik tabloya kauda ekuina sendromu adı verilir. Omurilik kanalı dar olan hastalarda küçük orta hat fıtıkları bile benzer şikayetlere yol açabilir. Hastalığın bu derecede ilerlemesine müsaade edilmemeli, zamanında müdahale ile uygun bir tedavi gerçekleştirilmelidir.

Bel fıtığında bel ve bacak ağrısı öksürmekle, yürümekle, iş yapmakla ve ayakta kalmakla artarken sert yatakta yatmakla azalabilir.

 

Gelişmiş bir bel fıtığı sinir kökünü sıkıştırdığı için hasta ağrısını azaltmak üzere vücudunu yana doğru eğmektedir.
Nadiren de olsa, ani ilerleyen böyle büyük hacimli orta hat bel fıtıklarında ağrıyla birlikte bacaklarda felç gelişebilir. Hasta idrar ve büyük abdestini
altına kaçırabilir. Oturak civarında eyer tarzında duyu kaybı oluşabilir. Cinsel fonksiyonlar kaybolabilir (kauda ekuina sendromu).

Bel Fıtığında Faydalı Egzersizler

Genel sağlık açısından olduğu gibi bel sağlığı için de sporun ve sağlıklı iken yapılacak egzersizlerin önemi büyüktür. Bel, sırt, karın adalelerini güçlendirmek; eklem ve yumuşak dokuların esnekliğini artırmak için gerekli spor ve hareketlere ömür boyu devam edilmelidir. Ancak bel fıtığı gelişmesine zemin hazırlayabilecek veya bizzat sebep olabilecek mücadele sporları yerine, yüzme, yürüme ve bisiklet sürme gibi sporlar tercih edilmelidir. Yüzlerce egzersiz hareketi içerisinden de rasgele hepsini yapmak yerine belirli hareketlere öncelik tanınması gerektiğini düşündüğümüzden, bele fazla yük bindirmeyen ve gelişmekte olan bir bel fıtığını ilerletmeyecek en emniyetli dokuz hareketi sizler için seçtik. Hikâyesinde daha önce geçirilmiş bir bel rahatsızlığı bulunan veya bel fıtığına muhtemelen aday olan kimselerin bu hareketleri yapmaları faydalıdır. Ancak egzersizler yapılırken dikkat edilmesi gereken birtakım hususlar vardır:

* Egzersizler havası temiz bir ortamda (hava müsaitse evde pencereler açılabilir) altında sunta veya tahta bulunan halı veya battaniye gibi sert bir zeminde yapılmalıdır. Yumuşak veya deforme olabilen yataklar üzerinde egzersiz ve spor yapılmamalıdır.

* Bel fıtığı rahatsızlığına yakalananlar hastalığın akut ağrılı döneminde bu hareketlere başlamamalı, istirahati tercih etmelidirler. şikâyetler geçtikten sonra doktora danışılmalı ve egzersizlere ondan sonra başlanmalıdır.

* Egzersizlere başlanınca ilk günden itibaren çok çabuk bir iyileşme beklenmemeli, sabırla hareketlere devam edilmelidir. Hareketlerin sayısı ve tempo gün geçtikçe yavaş yavaş artırılmalıdır. Başlangıçta aşırılığa kaçarak daha kötü bir duruma düşülmemelidir.

* Konunun uzmanı olan doktor başka şekilde tavsiye etmemiş ise ilk bir ay her hareket günde beş defa yapılmalıdır. Daha sonra her ay hareketler beşer beşer artırılarak egzersizlere devam edilmelidir.

* Ani ve zorlayıcı hareketlerden uzak durulmalıdır. Sizin için seçtiğimiz dokuz çeşit egzersiz risksiz olup daha çok bunlar tercih edilmelidir.

* Hareketler esnasında veya sonrasında normalde mevcut ağrının artmaması gerekir. Bu yüzden egzersiz sonrası şiddetli ve 15 dakikadan fazla süren bir rahatsızlık ortaya çıkarsa doktora danışılmalıdır.

* Rahatsızlık bir saatten fazla sürüyorsa o hareket egzersiz programından çıkartılmalıdır.

* Bel fıtığı ameliyatı olanlar operasyonun üzerinden üç hafta geçmeden egzersizlere başlamamalı, daha sonra başlayarak her hareketin sayısını yavaş yavaş artırmalıdırlar.

* Bu bilgiler haricinde hastanın kafasında herhangi bir soru oluşursa, uzman doktor hiç tereddüt etmeden hemen aranmalı ve yanlış bir iş yapmaktansa konunun doğrusu uzman hekimden öğrenilmelidir.

Sırt üstü yatarken önce bir bacağınızı 90 derece kaldırınız. Sonra aynı hareketi diğer bacağa uygulayınız.

Bacaklarınızı uzatarak sırt üstü yatınız. Bir dizinizi kırınız. O dizinizi elleriniz ile kavrayıp göğsünüze doğru çekerken diğer bacağınızı yere yapıştırınız. Aynı hareketi diğer bacakta tekrarlayınız.

          

Sırt üstü yatarak dizlerinizi kırınız. Ellerinizi dizleriniz üzerinde kenetleyip göğsünüze doğru çekerken başınızı dizlerinize değdirmeye çalışınız.

          

Sırt üstü yatarken mümkün olduğu kadar bir dizinizi göğsünüze çekiniz, diğerini düz tutunuz. Aynı hareketi diğer bacağa uygulayınız.

          

Ellerinizi dizlerinizin üzerinde kenetleyip bacaklarınızı göğsünüze çekiniz. Bu durumda içinizden 10'a kadar sayınız. Bu esnada omuzlarınızı yerden kaldırmayınız. Daha sonra kollarınızı ve ayaklarınızı serbest bırakınız.

          

Belinizi yere yapıştırarak öylece tutunuz. Içinizden 1'den 10'a kadar sayınız. Daha sonra serbest bırakınız. Bu hareketi tekrarlayınız. Bu esnada nefesinizi normal şekilde alıp veriniz.

          

Ayakta dik durunuz. Ellerinizi masa veya bir iskemlenin kenarına dayayınız. Dizlerinizi kırarak yere çökünüz ve sonra ayağa kalkarak gevşeyiniz.

          

El ve dizlerinizin üzerinde dururken kollarınız dik olsun. Önce kedi gibi belinizi çukurlaştırıp 10'a kadar sayınız. Sonra çenenizi göğsünüze doğru çekerken sırtınızı kamburlaştırarak yine 10'a kadar sayınız ve gevşeyiniz.

          

Önce diz üstü dik oturunuz. Sonra kollarınızı ileriye doğru uzatınız. Mümkün olduğunca öne doğru eğiliniz ve bu vaziyette 10'a kadar sayınız. Tekrar diz üstü oturur pozisyondaki ilk konumunuza dönünüz.

          

RİSKLİ HAREKETLER

Günlük aktivitelerimiz esnasında vücudumuzun dikey veya yatay konumda aldığı çeşitli pozisyonlar ve beraberinde ortaya konan faaliyetin şekli bel fıtığına yakalanma riskini önemli oranda artırır veya azaltır.

İnsanın dikey pozisyonda bulunması omurganın alt kısımlarını önemli miktarda basınç altında bırakır. Çünkü bu kısmın yukarısında yer alan tüm vücut ağırlığı birkaç santimetre karelik dar bir omur parçası üzerine biner ve bu küçük kısım tarafından taşınır. Buna karşılık vücudun dik değil de desteksiz bir tarzda eğik pozisyona gelmesi, yani düşey olarak orta hattan sapması beldeki omurlar üzerine binen yükü, yani basıncı bariz şekilde daha fazla artırır.

Yapılan bilimsel araştırmalarda beldeki diskin içerisine basınç ölçebilen bir cihazla girilmiş ve çeşitli vücut pozisyonlarının diskteki basıncı ne şekilde etkilediği araştırılmıştır. Görülmüştür ki, burada bele en az yükün bindiği pozisyon, kişinin sırt üstü yattığı ve bacaklarının altını bir cisimle destekleyerek hafifçe yükselttiği pozisyondur. Ayrıca sandalyede desteksiz otururken bele binen yük, ayakta dik olarak dururken bele binen yükten daha fazladır.

Halbuki insanlar bunun tam tersinin doğru olduğunu zannederler. Neticede ayakta dik pozisyonda dururken bele binen yükün gerçekte daha az, otururken daha fazla olduğu bilinmelidir. Bu pozisyondan daha kötüsü, yani belde bulunan disklerdeki basıncı daha da artıran durum, sandalyede otururken öne doğru eğilerek yerden bir cismi almaktır. En kötüsü ise ayakta dururken öne doğru eğilerek dizler düz konumda yerdeki bir ağırlığı kaldırmaktır. Bu durumda kaldırılan ağırlığın miktarı arttıkça bel fıtığına yakalanma riski de giderek artacaktır.

Oturur pozisyonda iken kişi arkasına bir destek koyarsa veya oturduğu sandalyenin arka kısmını geriye doğru tedrici olarak yatırmaya başlarsa, bele binen yük giderek azalacak ve bel bu durumda çok daha rahatlamış olacaktır.
Öksürmek, gerinmek veya kahkaha ile gülmek ise belde yer alan disklerdeki basıncı bariz şekilde artırır. şikâyetleri bir öksürmeyi takiben başlayan pek çok hasta ile karşılaşmaktayız.Sağlıklı bir bele sahip olmak için günlük yaşantımızda riskli pozisyonlardan daima uzak durmalıyız.

        

Yukarıda çizimleri görülen çeşitli vücut pozisyonlarında bele binen yük 1'den 8'e kadar numaralanmış ve en azdan çoğa doğru artarak sıralanmıştır.



Daha önce bel rahatsızlığı geçirmiş kişilerin yüksekten atlamalarını asla önermeyiz.

GENEL BEL EGZERSİZLERİ

Osteoporozda önerilen aşağıdaki egzersizleri doktorunuzun onayını alarak yapınız.

Şekil 1. Alet desteğinde sırt kaslarının kuvvetlendirilmesi sağlanır. Alet ile kalça sabitleştirilir ve gövde itilebildiği kadar öne itilir. Daha sonra ilk pozisyona dönülür.
Şekil 2. Yüzüstü yatar pozisyonda iken baş ve omuz geriye dogru mümkün olduğunca kaldırılır. Çenenin yukarıda tutulmasına dikkat etmek gerekir.
Şekil 3. Omurganın gerdirilmesi. Bir sandalyede dik oturulurken baş öne eğilir, kollar bacak üzerinde mümkün olan en alt noktada birleştirilir. Hareketin ikinci kısmında sert zeminde sırtüstü yatarken bacaklar ve gövde boyundan itibaren kaldırılır. Bacakların bükülmemesine dikkat etmek gerekir. Üçüncü kısımda ise bacaklar dizden bükülü pozisyonda sırt üstü yatarken baş ve omuzlar kollar yerden kaldırılmadan yükseltilmeye çalışılır.
Şekil 4. Sırtın gerilmesi. Sandalyede arkaya yaslanmalar dik pozisyonda oturulur. Çene yukarıda iken her iki el başın arkasında kenetlenecek şekilde birleştirilir. Yavaş olarak dirsekler önde birleştirilmeye çalışılır ve daha sonra yeniden geriye itilir. Bu hareketin günde en az bir veya iki kez 10'ar defa tekrarlanması gerekir.
Şekil 5. Sandalyede dik otururken kollar dirseklerden bükülür ve bu pozisyonda kollar omuzdan yuvarlak hareketler yapacak şekilde geriye itiIir.
Şekil 6. Gövde, el ve dizlerin desteğiyle yukarıdaki tutulurken her bir bacak sırayla yukarı kaldırılıp kısa süre yukarıda tutulur. Bu hareketin de günde en az iki kez 10'ar defa tekrarlanması gerekir.
Şekil 7. Sırt kaslarının güçlenmesi için, mide ve karın kaslarının da çalıştırılması bir diğer yöntemdir. Ayaklar karına çekilmiş pozisyonda sırt üstü yatarken, karın kasılır ve gevşetilir. Sonra baş mümkün olduğunca omuzlar fazla oynatılmadan yukarı kaldırılmaya çalışılır.
Şekil 8. Gene sırt üstü yatarken bacaklar karına çekilir ve bu pozisyonda karın kasları gerilir ve gevşetilir. Daha sonra her iki bacak düz uzatılır ve hiç kırmadan ellerle kalça desteklenirken yukarı kaldırılıp indirilir.
Şekil 9. Yerinden oynamayacak sabit bir eşya destek alınır. Gövde, bacaklar dizlerden bükülerek aşağı doğru itilir ve daha sonra eski pozisyona dönülür. Bu şekilde, çökme ve yükselme hareketi, özellikle kalça ve bacak kaslarını çalıştırır.

BOYUN FITIĞI NEDİR ? FAYDALI BİLGİLER

Boyun fıtığı nedir?

Vertebra olarak isimlendirilen omurga kemiklerinin arasında, hareketler sırasında meydana gelen şok dalgalarının absorbsiyonundan sorumlu jelatinöz bir madde yer alır. Disk yapısındaki hasarlanma sonucu omurilik kanalına doğru bu maddenin yer değiştirmesi fıtıklaşma olarak tanımlanır.

Boyun fıtığı neden olur?

Travmalar, zorlanmalar, uzun süre hareketsizlik ve diskin yaşlılığa bağlı su kaybetmesi sonucu disklerde aşınma ve fonksiyon kaybı meydana gelir. Diskin dış tabakası aşınarak veya yırtılarak içindeki jelatinöz sıvı, omur ve sinir aralıklarına sızar. Bu klinik tabloya boyun fıtığı (servikal disk hernisi) denir. Disk normal özelliğini zamanla kaybeder ve kireçlenir. Etrafındaki sinirlere baskı yapar. Fıtıklaşan bölgede disk yapısının kanal içine uzanması ve bu alandaki sinirlerin etkilenmesi sonrasında bu değişikliklere vücut  inflamatuar (iltihabi) bir yanıt verir. Bu olayların sonucunda kişide boyun fıtığına özgü belirtiler ortaya çıkar.

Boyun bölgesindeki fıtıklaşma genellikle omurların destek yapısı olan anulus fibrozusun daha ince olduğu arka ve yan taraflarda meydana gelir.  

Başlıca boyun fıtığı nedenleri boynu uzun süre hareketsiz tutarak bir noktaya bakmak, bilgisayar ve tv karşısında uzun süre oturmak, egzersiz yapmamak ve soğuk klimaların olduğu ortamda bulunmak olarak sayılabilir. Bazen sorun sadece yapısal olarak ortaya çıkabilir. Boyun fıtığında ailesel faktörler de önemlidir. Kişinin ailesinde boyun fıtığı varsa kendisinde de ortaya çıkma olasılığı artar. Boyuna alınan darbeler ve geçirilmiş kazalar da boyun fıtığına yol açabilir. Ayrıca boyun fıtığı, meslek hastalığı olarak da karşımıza çıkabilir. Ev hizmetlerinde çalışanlarda, şoförlerde, bankacılarda ve uzun süre bilgisayar ile çalışılması gereken mesleklerleri yapanlarda boyun fıtığı sık görülür.

Yaşlanma, boyun fıtığı gelişimine zemin hazırlayabilir. Kişinin yaşı ilerledikçe omurların arasında bulunan disklerinde dejenerasyon meydana gelebilir. Destek maddesinin jelatinöz özelliğinin zaman içerisinde kaybolması ile kişide fıtık gelişimi kolaylaşır.

Yaşlanmanın doğal bir parçası olarak meydana gelen uzun süreçte (kronik) boyun fıtığı gelişimi sonrasında ortaya çıkan belirtiler ilerleme eğiliminde olabilir ve genellikle sinsi başlangıçlıdır. Travma ya da diğer nedenlerle ani (akut) olarak oluşan boyun fıtığında ise belirtiler fıtığa neden olayın hemen sonrasında başlar ve kronik boyun fıtığı gelişimine göre daha ciddi belirtiler meydana gelir.

Boyun fıtığının belirtileri nelerdir?

Boyun bölgesindeki fıtıklaşma için hem kadınlarda hem de erkeklerde yaşla birlikte meydana gelen bir risk artışı söz konusudur. Boyun fıtığı özellikle 30 ile 50 yaş arasındaki yaş grubunda bulunan kişilerde tespit edilir. Kadınlarda erkeklere göre 1,5 kat daha fazla karşılaşılan bir durumdur.

Boyun ağrısı toplumda sıklıkla görülür ve en büyük nedenlerinden biri de boyun fıtığıdır. Boyun fıtığı, sıklıkla 5. ve 6 omurlar arasında, ikinci sıklıkta ise 6. ve 7. omur arasında görülür. Bunun nedeni bu omurların çok hareketli olması ve strese daha fazla maruz kalmalarından kaynaklanır. Kişide boyun fıtığı gelişimi ile birlikte çeşitli belirtiler meydana gelebilir:

  • Boyun, sırt, kol ve omuzlarda ağrı
  • Kol ve el uyuşması, his kusuru
  • Kollarda karıncalanma
  • Kollarda güç kaybı
  • Reflekslerde azalma
  • Kollarda incelme

Radikülopati olarak ifade edilen belirtiler, fıtıklaşma sonrasında o bölgede başlayan ve vücudun alt kısımlarına doğru yayılan şikayetleri tanımlar. Boyun fıtığı sonrasında kişinin boynunda hissettiği ağrı omuz, kol ve eline doğru yayılım gösterebilir. Ağrı dışında servikal radikülopati tespit edilen kişilerde boyundan ellerine doğru yanma, karıncalanma ve güçsüzlük gibi belirtiler eşlik edebilir.Müdahale edilmemiş ve ilerlemiş olgularda ise hastaların etkilenen bölgelerinde tamamen bir his kaybı ve felç gelişimi olabileceği için dikkatli olunmalıdır.

 

BOYUN EKSERSİZLERİ VE AMELİYATI

Bu egzersizlerin hekimin bilgisi ve önerisi olmadan gerçekleştirilmesi, mevcut problemi kötüleştirebileceği için bilinçsizce uygulanmamaları önerilir:

  • Boyun Germe Egzersizi

Yatak gibi düz bir zeminde sırt üstü uzandıktan sonra başın yavaş ve nazikçe arkaya doğru hareket ettirilmesi ile gerçekleştirilir. Baş arkaya uzatılıp boyunda gerginlik meydana geldikten sonra kişi bu pozisyonda 1 dakika süre ile tutulur ve ardından 1 dakika dinlendirilir. Yaklaşık 5-15 tekrardan meydana gelen bu egzersiz sırasında kişinin belirtilerinin şiddetlenmesi egzersizin kesilmesi gerektiğine işaret eder.

Boyun germe egzersizi yüz üstü yatarken başın yukarı doğru hareket ettirilmesi ile de gerçekleştirilebilir. Bu şekilde yapılan egzersiz için süre 5 ile 10 saniye arasındadır ve 15-20 kez tekrarlanır.

  • Boyun Retraksiyon (Çekme) Egzersizi

Kollar iki yanda olacak şekilde sırt üstü yatılan pozisyonda gerçekleştirilen retraksiyon egzersizi, çenenin göğüse doğru hareketi ile yapılır. Çene göğüse ulaştıktan sonra 5-10 saniye bu pozisyonda tutulan hastaya bu egzersiz yaklaşık olarak 15-20 kez tekrarlatılır.

Bu egzersizlerin amacı fıtıklaşma bölgesindeki kan akımını arttırmak, stresi azaltmak ve güçlenmeyi sağlamaktır. Bu egzersizler dışında boyun bölgesinde aşırı bir baskı oluşturacak koşma, zıplama, ağır kaldırma ve ani hareketler içeren aktivitelerden kaçınmak da boyun fıtığı hastalarında iyileşme sürecinin olumsuz etkilenmemesi için önem arz eder. Bu tarz zararlı aktivitelerin sonuçlarını kişi ömrü boyunca yaşayabileceği için dikkatli olunmalıdır.

Boyun Fıtığınız varsa bunları yapmayın

Boyun fıtıklarının büyük çoğunluğu ameliyatsız iyileşir. Hastanın kol ve ellerinde ilerleyici güç kaybı varsa ve hasta diğer tedavilere cevap vermiyorsa cerrahi düşünülebilir. Boyun fıtığı ameliyatı, beyin cerrahları tarafından yapılan bir ameliyattır.

Boyun Fıtığı Tedavisinde Spinal Enjeksiyon Yöntemi

Çok şiddetli kol ağrıları varsa ağrıyı hafifletmek için hekim omurilik içindeki epidural boşluğa kortizon ilaçlar enjekte edebilir. Spinal enjeksiyon yöntemi radyolojik görüntülemelerden faydalanılarak direkt olarak fıtıklaşma bölgesine gerçekleştirilen tedavi uygulamasıdır. Bu tedavi, sinir ve diskteki ödemi ve inflamasyonu azaltmaya yöneliktir. Kortizon enjeksiyonları ile kişinin bazı şikayetlerinde uzun bir süre boyunca rahatlama sağlanabilir.

Boyun Fıtığı Ameliyatı Hakkında Genel Bilgiler

Boyun fıtığı hastalarının yaklaşık olarak %10’unda cerrahi müdahale gereksinimi meydana gelebilir. Bu ameliyatta amaç diskin sinire baskı yapan kısmının çıkarılmasıdır.

Uygulanan prosedüre göre bu ameliyat laminektomi ya da  diskektomi olarak isimlendirilir. İlerlemiş ve nörolojik problemlerin eşlik ettiği olgularda veya diğer tedavi yöntemlerine rağmen hastanın şikayetlerinin kontrol altına alınamaması halinde başvurulan diskektomi ameliyatında diskin çıkarılarak tekrar fıtıklaşmanın önüne geçmek amaçlanır.

Laminektomi işleminde ise cerrah sinir köklerinin çıktığı bölgeyi genişleterek, bu alandaki baskıyı azaltır. Küçük bir kesiden girilerek yapılan bu işlemi cerrah mikroskop kullanarak gerçekleştirir.

Günümüzde özellikle bel bölgesinde yer alan fıtıklaşmış diskler, cerrahi olarak tamamen çıkarılmakta ve yerine protezler konulabilmektedir. Bu işlem hasta genel anestezi altındayken gerçekleştirilir. Ancak protez uygulaması her hasta için uygun değildir. Özellikle fıtıklaşma ile birlikte çeşitli eklem iltihabı veya osteoporoz (kemik erimesi) hastalığı bulunan kişilerde fıtıklaşmanın sadece bir bölgede değil, omurganın birçok bölgesinde dejenerasyon meydana gelmesi nedeniyle bu kişilerde protez kullanılan girişimler tercih edilmez.