DEVLET BAKANIMIZ Sn. Hayati YAZICININ ODAMIZI ZİYARETİ

17 Mayıs 2011 tarihinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcımız  Sn. Hayati yazıcı beraberinde Rize Belediye Başkanı Sn. Halil Bakırcı ve heyetiyle birlikte odamızı ziyaret etti.TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) Rize il temsilciliği olarak  hali hazırda 5 odanın bu alanda işlerini sürdürdüğünü bu odaların; Makine, Elektrik, İnşaat, Mimar ve Ziraat Mühendisleri odası olduğunu, 1000 i aşkın üyelerinin olduğunu bu üyelerden 117 sinin Makine mühendisi odasına kayıtlı olduğunu bildiren başkanımız daha sonra ilimizde yapılması düşünülen çalışmalar hakkında Bakanımıza bilgi verdi.

Toplantı esnasında oda başkanımız Sn. Metin BIÇAKÇI Bakanımıza 5 çalışmayı içeren bir dosya sundu ve bugüne kadar yapılamayan bu çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. ODamızın 117 üyesiyle hertürlü mühendislik hizmetinde işbirliğine hazır olduğunu da ileten başkanımız; ilimizde vatandaşlarımızın daha sağlıklı bir ortamda yaşayabilmeleri için bu çalışmaların mutlaka tamamlanması gerektiğini bildirdi. İşte Bu çalışmalardan başlıklar;

Denetimsiz Kalorifer Kazanların Bombadan Farkı Yoktur !

Bilindiği üzere; İş Kanunu'na dayanarak çıkarılmış olan; İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, nün 207. maddesi gereği işletmelerdeki tüm kazanların (buhar, sıcak su, kızgın su, kızgın yağ vb. ) 223. maddesi gereği tüm basınçlı kapların, 244. maddesi gereği de kompresörlerin periyodik olarak yılda bir kere kontrol ve deneyleri yapılmalı, raporlandırılmalı ve bu  raporların dosyalandırılması gerekmektedir.

Resmi Dairelerimizde, Apartmanlarımızda, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarımızda Katı, Sıvı yada Gaz yakıtlı kazanlar bulunmaktadır. Bu okullarımızda çocuklarımız, kardeşlerimiz, ağabey yada ablalarımız öğrenim görmektedir. Okullarında bulunan kazan dairelerindeki basınçlı kapların (Kazan, kompresör vb.) periyodik kontrol ve testlerinin yapılıp yapılmadığını bilmeden ve tehlikenin bilincine varmadan eğitimlerini sürdürmektedirler. Acaba konuya yeterince duyarlımı yız ? Duyarlı olmamız için bir okulda kazan patlaması mı yaşamalıyız ? İlle de birilerinin ölmesi , yaralanması mı gerekiyor ?

Özellikle okullarımızdaki , Resmi Dairelerdeki, , Apartmanlarımızdaki kazanlarımızın mutlaka denetlenip , periyodik kontrollerini, testlerini yaptırıp yaptırmadıklarının, ateşçilerin eğitilmesinin mutlaka sağlanması gerekmektedir. Kazalar gösterdi ki denetimsizlik, bilgisizlik ve dikkatsizlik bu tür kazalara meydan veriyor.

TELEFERİKLER BİR AN ÖNCE DENETLENMELİDİR !

                   Rize ilinin  değişik yörelerinde taşıma ve ulaşım güçlüğünün önüne geçebilmek amacıyla, özellikle yaş çay taşımacılığında teleferik yoğun olarak kullanılmakta olduğunu ifade ederek, “Ancak standartlara uygun olmaması ve kullanılan malzemelerin yetersizliği nedeniyle zaman zaman teleferik telinde kopmalar meydana geliyor. Bu da can ve mal emniyeti bakımından tehlike oluşturuyor.Yolların bazı yerlerde dar olması araçla ulaşımı da engelliyor. Bu durum, insanlarımızın evlerine ulaşmak için ilkel teleferik sistemini kullanmasına neden oluyor..

                 Yörede yaklaşık 10 bin teleferiğin bulunmakta olup, Yük taşımacılığının yanında insan taşımacılığının da yapıldığı teleferiklere bir an önce standart getirilmesi için gerekli çalışmaların yapılması şart görülmektedir. Bu çalışma kapsamında insan sağlığını tehdit eden, can ve mal güvenliği sağlanmamış teleferiklerin elektrik bağlantısı yapılmaması ve yapılanların devre dışı bırakılması gerekmektedir. 

Yeni yapılan veya yapılacak Teleferiklerin uygunluk raporu olmadan elektrik bağlanmamadır.Bu uygunluk raporunu Makine Mühendisleri Odası yapılacak bir çalışmayla verebilecektir. Umuyorumki; vatandaşlarımızda konuyla ilgili olarak bilinçlenir , kendi canlarını ve mallarının değeri için gerekli desteği verirlerde bir an önce Teleferiklerimiz standart, güvenli bir hale kavuşturulur ve bilinçsizce kullanılmaz.

ASANSÖRLER TEHLİKE SAÇIYOR

Ülkemizde asansörlerin projelendirilmesi, montajı ve bakımı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 31.01.2007 tarihinde (Resmi gazete 26420) yürürlüğe giren Asansör Yönetmeliğine göre yapılmaktadır.

.
Halen yürürlükte bulunan
95/16/AT sayılı Yönetmelikte Asansör imalat, montaj ve bakım süreçlerinde çalışan mühendislere yönelik açık bir düzenleme bulunmamaktadır. 1995 tarihli yönetmelikte asansör imalat, montaj ve bakım firmalarının bir elektrik ve bir makina mühendisi istihdam etmesi ve bu firmaların Elektrik ve Makina Mühendisleri Odaları’ndan Büro Tescil Belgesi alması zorunlu tutulmuşken, yürürlükteki Yönetmelikte bu konular boşlukta bırakılmıştır.

             Son 6 yıldaki denetimlerin ortalamasına göre, denetlenen asansörlerin yüzde 51,3'ü "kesinlikle kullanılamaz durumda.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odasının hazırladığı "Asansörlerde Durum Raporu"na göre, Türkiye’de denetlenen ortalama 2 asansörden 1’i "kesinlikle kullanılamaz" durumda.

Bu tabloya rağmen denetimin sınırlı kalmaktadır, geçen yıl ülkedeki yaklaşık 177 bin asansörden sadece yüzde 5,5’inin oda tarafından kamu denetimine tabi tutulduğu bildirildi.

Çeşitli illerden toplam 38 belediyede yapılan denetimlerde toplam 9 bin 763 asansör incelendi. Bunların 4 bin 645’inin (yüzde 48) "kesinlikle kullanılamaz", 2 bin 975’inin (yüzde 30) "eksikleri giderildikten sonra kullanılabilir" ve 2 bin 136’sının (yüzde 22) "iyi" durumda olduğu belirlendi.

Asansör Yönetmeliğinde, halen kullanılmakta olan asansörlere ilişkin bir yaptırım bulunmuyor. Yeni yapılan asansörlerde uygulanmakta olan güvenlik kriterlerinin, kullanımdaki asansörlere de uygulanması yönünde düzenleme yapılmalı.

Asansörlerin ilk denetimleri belediyelerce veya valiliklerce yapılarak ruhsat verilmekte, odalar ise ancak protokoller çerçevesinde ruhsatlandırma süreçlerinde devreye girebiliyor. Oysa Türkiye’de çok sayıda iskansız bina bulunuyor ve bu binaların asansör denetimleri yasal boşluklar nedeniyle yapılamıyor. Bu durum, birçok binadaki asansörlerin topraklamasız, emniyetsiz ve fren tertibatı bulunmaksızın çalışması anlamına geliyor. Söz konusu binalara ve denetimsiz asansörlerine yönelik de çalışmalar yapılmalı.

Bina sorumluları-yöneticileri, belediyeler ve valiliklerin duyarlı kılınması ve yasal mevzuat doğrultusunda davranmaları sağlanmalı. İşbirliği ve eşgüdüm, belediyeler ve valilikleri de içererek, topluma yayılmalı.

OKUL TAŞIMA ARAÇLARI GÜVENLİ Mİ ? UYGUNMU ?

Bilindiği üzere; Öğrencilerimizi okullarımıza taşıyan araçların tadilat esasları 28/11/2008 tarihli ve 27068 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmeliğe ve 30 Kasım 2010 tarihinde yayımlanan 27771 sayılı resmi gazetede belirtilmiştir.

M1, M2 ve M3 Kategorisindeki araçların okul taşıtına tadilatı için yapılacak işlemler ilgili yönetmeliklerde belirtilmiş olup, buna uygun olan araçların tadilat projelerinin hazırlanması neticesinde tadilatları yapılabilecektir. Bu projeler neticesinde araçların tescil belgelerinde “Okul Taşıtı” veya “Okul Servis Aracı” yazılabilecektir.

Öğrencilerimiz bu servislerle uygun olmayan şartlarda taşınmaktadır. Bir aracın okul Servis Aracı olabilmesi için istenen şartların sağlanması öğrencilerin sağlıklı bir şekilde herhangi bir tehlikeye maruz kalmadan okullarımıza taşınabilmesi için önem arz etmektedir.

Bir Aracın Okul Servis Aracı Olabilmesi için;

 -Okul Taşıtı Yönetmeliği Şartlarını sağlaması

- ABS Fren

- AİTM Yönetmeliğinde istenen şartlar ve Ek VII-1,15,1.19 ve 2001/85/AT şartlarını sağlaması gerekmektedir.

Ancak Ne yazık ki ilimizde öğrenci taşıyan servislerin hiç birinin ruhsatında “Okul Servis Aracı” yazmamasına rağmen bu işi rahatlıkla yapabilmektedir. Bu konuda denetimin yeterli olmadığını da görmekteyiz. Makine Mühendisleri Odası olarak yetkililerin konu üzerinde titizlikle durmalarını, özellikle Emniyet müdürlüğümüze bağlı Trafik şube müdürlüğünün ve Milli eğitim Müdürlüğümüzün bu konuda gerekli hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz.

BASINÇLI KAPLARIN PERİYODIK KONTROLLERİ

             Bilindiği üzere,4857 sayılı İş Kanununa dayanılarak çıkarılan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 207, 208, 209, 223, 227, ve 244. maddeleri Basınçlı Kapların yılda bir kez, 378. maddesi ise kaldırma makinelerinin yılda dört kez, üç aylık periyotlarla iş güvenliği açısından test ve deneylerinin yapılmasını hükme bağlamıştır. Yine aynı tüzük maddelerinde; test ve deneylerin “ehliyeti hükümet veya mahalli idarelerce kabul edilen teknik elemanlar”  tarafından yapılabileceği belirtilmiştir. Ancak bilindiği üzere İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünde belirtilen ve kontrolleri zorunlu olan makina ve cihazların; imalatı, bakımı ve işletilmesi makina mühendisliği uzmanlık alanına girmektedir. Bu nedenle anılan kontrollerin makina mühendisliği dışında herhangi bir meslek disiplininin içerisinde yer alan kişiler tarafından yapılması mümkün değildir.

                Ayrıca bu kontroller, ara kademe teknik elemanı olarak tanımlanan makina teknisyeni ve makina teknikerleri tarafından yapılamayacağı gibi, her makina mühendisinin de bu kontrolleri yapması mümkün değildir. Çünkü tüzükte belirtilen basınçlı kaplar (buhar kazanları, kalorifer kazanları, hava tankları, kompresörler, hidroforlar  vb.) ile kaldırma makinalarının (Her türlü vinçler, her türlü caraskallar, hertürlü liftler, forkliftler vb) imalatı, bakımları, işletilmesi, test ve deneyleri makina mühendisliği meslek disiplini içerisinde de ayrı bir uzmanlığı gerektirmektedir.

                  Testleri yapacak teknik elemanların nitelikleri ve belgelendirme koşulları 27.10.1999 tarihinde kabul edilen 445 sayılı Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun ve en son olarak da 10 Kasım 2000 tarih ve 24226 sayılı Resmi Gazetede Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan Basınçlı Kaplar ve Bu Kapların Muayene Yöntemlerinin Ortak Hükümlerine dair yönetmelikte açık olarak tanımlanmıştır. Bu yönetmeliğin Ek III bölümünde, Uluslar arası kabullerde bir denetimci kuruluşu (muayeneyi yapacak kişiyi) şöyle tanımlanmaktadır.Buna göre;

1)  Muayene kuruluşunun yöneticisi ve doğrulama testlerini uygulamaktan sorumlu personel, muayene edilecek kapların ya da teçhizatın tasarımcısı, imalatçısı, tedarikçisi, montaj sorumlusu ya da bunların yetkili temsilcisi olmazlar.Bu kişiler, kapların yada teçhizatın tasarımına,imalatına, pazarlamasına, tanıtımına yada bakım hizmetlerine doğrudan katılamazlar veya bu faaliyetleri yürütenleri temsil edemezler. (yönetimsel, idari bağımsızlık)

2)  Muayene kuruluşunun teknik yeterliliği haiz personeli doğrulama testlerini bütünlük içerisinde uygulamak zorundadır. Personel, özelikle doğrulama sonuçları ile doğrudan ilişkili olan kişi veya kişilerden, kararlarını muayene sonuçlarını etkileyebilecek finansal baskılardan ve özendirmelerden bağımsız olmalıdır. (ekonomik bağımsızlık)

3)  Muayene kuruluşu, doğrulamalarla ilgili idari ve teknik görevleri tam olarak yerine getirmek üzere gerekli personeli bulundurmalı ve yeterli teçhizata sahip olmalıdır. (teknik yeterlilik)

4)  Muayeneden sorumlu teknik personel aşağıdaki özelliklere sahip olmalıdır:    Yeterli teknik ve mesleki eğitim almış olmalı,   Uygulanan testlerin gerekleri hakkında yeterli bilgi ve deneyime sahip olmalı,·    Testlerin doğruluğu için gerekli olan sertifikaları, kayıtları ve raporları hazırlama kabiliyetinde olmalıdır. (mesleki yeterlilik)

5)  Muayene personeli mutlaka tarafsız olmalıdır. (tarafsızlık)

Geçmişte Teşekkülünüz mühendislerince yapılan bu testleri yapacak kişilerin sahip olması gereken şartlar incelendiğinde; 1., 2. ve 5. maddelere uygun olmadığı görülmektedir. 

Asıl amacı iş güvenliğinin sağlanmasına yönelik olan bu kontroller, yukarıdaki yanlış ve çarpık uygulama şekli ile Ülkemizde sıkça görülmekte ve iş güvenliğinin sağlanmasına hizmet etmek yerine iş kazalarına neden olabilecek güvensiz koşulları ortaya çıkarmaktadır. Bu durum ise, bu cihazlardan kaynaklanan iş kazaları sonucu mal ve can kaybının artmasına neden olmaktadır.

Bu sorunların ortadan kaldırılması ancak periyodik kontrol hizmetinin tüm Türkiye’de bir kurum sorumluluğunda yürütülmesi veya organize edilmesi ile mümkündür.

             Sistemli ve planlı olarak, yeterli teknik teçhizatla donanmış şekilde yapılan bu kontroller ile Odamız, iş kazalarının ve iş kazaları sonucu meydana gelen can ve mal kayıplarının azaltılması yönündeki çalışmalarını sürdürmeye devam etmektedir.

 TMMOB Makine Mühendisleri Odası Rize İl Temsilciliği olarak; Temsilciliğimizde kayıtlı yaklaşık 100 kişilik Makine Mühendisi ile ve ihtiyaç duyulduğunda Trabzon Şubemizden de faydalanılarak çalışma alanımıza giren testlerin akredite edilmiş olan odamız tarafından yapılabileceğini bilgilerinize sunarız.