Özgür, Demokratik ve Eşitlikçi bir Türkiye İçin 3 Kasım'da Ankara'daydık!

Türkiye önemli bir tarihsel eşikte bulunmaktadır. Türkiye halkı, ya 12 Eylül'den bu yana adeta bir karabasan gibi üzerimize çöreklenen neo-liberal ekonomik politikalara ve Türk-İslam sentezi anlayışına dayalı muhafazakâr politikalara teslim olacak ya da özgür, demokratik ve eşitlikçi bir Türkiye'den yana taraf olarak umut dolu, aydınlık yarınlara adım atacaktır.

3 Kasımda Ankara'da Düzenlenen Mitinge ilimizden bir otobüs kaldırarak Trabzon Şubemiz ile birlikte katıldık. Katılan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.

Sıhhiye Meydanı'na bitişik Abdi İpekçi Parkı içinde kurulan platformdan yapılan konuşmaların ardından sanatçı, Sevinç Eratalay ile Grup Kızılırmak ve İlkay Akkaya bir konser verdi.

Yaklaşık 3 saat süren yürüyüş ve miting boyunca sık sık, "Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Bu ülke bu halk satılık değil", "Katil ABD" "Katil ABD Ortadoğu'dan defol", "Kardeşçe yaşamak istiyoruz", gibi sloganlar atıldı. 8 bin polisle güvenliği sağlanan alanda, polis helikopterleri de zaman zaman devriye uçuşu yaptı.

Mehmet Soğancı konuşmasında şunları söyledi:

"Gençler, emekliler, kadınlar, işsizler, işçiler, kamu çalışanları, tabipler, mühendisler, mimarlar merhaba
Bu ülkenin yüreği emekten ve halktan yana atan aydınlık beyinli yiğit insanları merhaba,
Demokratlar, aydınlar, yurtseverler, ilericiler, devrimciler merhaba
T
ürkiye'nin dört bir yanından, Diyarbakır'dan, İzmir'den, Edirne'den, Trabzon'dan, Antalya'dan Bursa'dan çağrımıza uyup gelenler merhaba.
Özgür Demokratik ve Eşitlikçi bir Türkiye için burada bulunan, bu alanı özgürleştirenler merhaba.

Bugün ülkemiz kapitalist küreselleşmeye uyum adı altında sermaye lehine yeniden şekillendiriliyor. Halkın ihtiyaçları ve bizlerin beklentileri göz ardı edilerek anayasa tartışmalarından, sosyal alandaki düzenlemelere, kentlere, ormanlarımıza, yaşam alanlarımıza ve geleceğimize ilişkin her konuda halktan ve toplumun örgütlü kesimlerinden esirgenerek kararlar alınıyor, uygulamaya sokuluyor.

Bizler, geleceğimizi şekillendirecek uygulamaların bize rağmen hayata geçirilmesine izin vermeyeceğiz. Buna karşı "Özgür, Demokratik ve Eşitlikçi bir Türkiye" talebimizi inadına haykıracağız. Biz biliyoruz talep etmek yetmez, bunun için mücadele gerekir. Hayatın her alanında mücadelemizi yürüteceğiz.

Özelleştirmelerin durdurulmalıdır. Özelleştirilen halka ait varlıklar kamulaştırılmalıdır. Bütün çalışanlara grevli, toplu sözleşmeli sendikalaşma hakkı tanınmalı ve özellikle kamu çalışanlarının bu hakkı kullanması sağlanmalıdır. Düşünce ve örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Ülkemizin doğasının korunmalı, sanayileşme çevreyi ve doğayı tahrip etmeden gerçekleştirilmelidir. Kadına yönelik şiddet ve toplumsal hayatın her noktasında cinsiyet ayrımcılığı kaldırılmalıdır. Sağlıkta yıkımı durdurulmalı, herkese eşit, ücretsiz, ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti sağlanmalıdır. Tarım arazilerinin yok edilmemeli, kirletilmemelidir. Genetik tohum ve gıdaların ülkemize sokulmasına izin verilmemelidir. Çiftçimiz üretimden, tarlasından koparılmamalı, işsiz ve yoksul bırakılmamalıdır. Afetler ve afetlerin en önemlisi depremler için acil önlemler alınmalıdır. Nükleer enerji santralleri ve benzer maceralardan vazgeçilmelidir. Planlı bir enerji politikası izlenmelidir. Suyun mülkiyeti ve hizmetleri kamuda kalmalıdır. Kıyı ve orman yağması durdurulmalıdır. Madenlerimizin gerçek sahipleri halkımızdır. Her türlü parçacı kentsel dönüşüm projesi uygulaması terk edilmelidir. Hasankeyf'te tarihi süreci yansıtan birikim dağıtılmamalıdır. Bergama'da, Eşme'de, Belek'te hukuk dışı yönelimlerden vazgeçilmelidir. Fırtına Vadisi'nde, Munzur'da, Sinop'ta, Aloinoi'de, Kazdağları'nda doğanın tahribine son verilmelidir. Gençlik geleceğimizdir. Üniversiteler üniversite bileşenlerinindir. Eğitim eşit, parasız, demokratik, bilimsel olmalıdır. Üniversite özerk ve demokratik olmalı, ticarethaneye dönüştürülmemelidir. İşsizliğin doğal olduğu, işsizliğin kader olduğu sözleri yalandır. Ücretli çalışan üyelerimiz ile emekli üyelerimizin sorunları çözülmelidir.

Dünyanın her yerinde işgallere ve saldırılara karsı mazlum halkların yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Savaşa karşı barışı savunuyoruz. Halkların kardeşlik içinde yan yana ve özgürce yaşayacağı "Bir başka dünya, bir başka Ortadoğu mümkündür" diyoruz.
Kürt sorunu demokratik yollardan çözülmeli, silahlar susmalı, barış içinde kardeşçe bir arada yaşama mutlaka sağlanmalıdır.

Biz her türlü gericiliğe karşıyız. Zorunlu din derslerine hayır diyoruz. Tek bir dinin, tek bir mezhebin devlet tarafından kollanmasına ve dayatılmasına hayır diyoruz. Özgürlükçü bir laiklik istiyoruz. Emperyalist sömürü politikalarına hayır diyor, tam bağımsız bir Türkiye istiyoruz.

Biz tarafız.

Biz, bu toplumu kim çatışma ortamına sürüklüyorsa; kim şiddet ve baskı politikalarında ısrar ediyorsa onlara karşı tarafız. Kim çok kimlikli, çok kültürlü bir toplumsal modeli dışlayarak, barışın kalıcı hale getirilmesinden kaçınıyorsa onlara karşı tarafız. Kim iç ve dış politikada gerilim yaratmaktan medet umuyorsa onlara karşı tarafız. Kim demokratikleşmeyi AB ile pazarlık sınırında tutup, hak arama mücadelesini anti-demokratik yöntemlerle engelliyorsa onlara karşı tarafız.

Biz kim karşısındakinin kimliğine, kültürüne, inancına saygı gösteriyorsa onlardan yana tarafız. Kim ülkenin sorunlarına özgürlük ve demokrasi zemininde çözüm arıyorsa onlardan yana tarafız.

Bu yaşananlara karşı; şimdi tam da; karanlığa karşı aydınlığı savunma zamanıdır. Şimdi tam da baskıcı, otoriter yönetim anlayışına karşı, özgürlük ve demokrasiyi savunma zamanıdır. Şimdi tamda ırkçı ve milliyetçi anlayışın beslediği linç kültürüne karşı, bir arada kardeşçe ve barış içinde yaşamayı savunma zamanıdır. Şimdi adaleti ve eşitliği savunma zamanıdır. Şimdi tam da, bağımsız, eşit, özgür, demokratik bir Türkiye için mücadele etme zamanıdır. Şimdi tam da gericiliğe, neoliberalizme ve darbeciliğe karşı mücadele etme zamanıdır. Şimdi tam da geri adım atmadan temel hak ve özgürlüklere sahip çıkma zamanıdır.

Şimdi hep birlikte haykırma zamanıdır:

Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber, Ya hiç Birimiz"

Mitingden sonra Rize ilimizden katılan bazı arkadaşlarımız ile birlikte yemekteyiz !

Kortej Yürüyüşündeyiz