ÇAY ENDÜSTRİSİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
I- Genel Profil
Günümüze kadar gelen efsanelere göre çay, Çin’de imparator Shen-Nung tarafından
bulunmuştur ve ‘İlahi Şifa Verici’ olarak adlandırılmıştır. Kaynamış su
içenlerin daha sağlıklı olduğuna inanılan bu dönemde, birçok insan gibi
Shen-Nung’da bu içecekten bol miktarda tüketmiştir. Su kaynatmak amacıyla
yakılmış olan ateşi alevlendirmek için, üzerine dal parçaları atılmakta ve çay
yaprakları yanlışlıkla kaynayan suyun üzerine düşmekteydi. Bunun farkına varan
Shen-Nung, suyun aromasında ve kokusunda meydana gelen bu değişiklikten memnun
olmuş ve bu şekilde çay doğmuştur.
Bu yeni içecek Çin’den Asya’ya yayıldı ve kısa bir süre sonra ise Japonya ve
Çin’in ulusal içeceği haline geldi. Avrupa ise 1600’lu yıllara gelininceye kadar
bu içecekten haberdar değildi. Bir süre sonra Kuzey Amerika çay ile tanıştı.
1900’lu yılların başında New york’lu toptancı Thomas Sullivan, çayı teneke
kutucuklarda saklamak yerine, küçük ipek poşetlerde saklamaya başladı. Bunun
üzerine çay tiryakileri, bu poşetçiklerde bulunan çayı dışarı çıkartmak yerine
olduğu gibi bezle kaynar suyun içine bırakarak demlemeye başladılar. Böylece,
çay yaprakları ipek bez poşetten dışarı çıkmıyor ve çay içmek daha keyifli
oluyordu.
Çay, dünyanın en gözde ikinci içeceğidir. Sadece su, çaydan daha fazla
tüketilmektedir. Tüketiciler için bugün artık sayısız alternatif bulmak söz
konusu olabilmektedir. Aromalı çaylar, diğer bitkilerin çayları, kafeinsiz
çaylar, buzlu çaylar, poşet çaylar, hazır çaylar ve kokulu çaylar bunlardan
sadece bazılarıdır. Çay paketleme işi ise doğal olarak teknolojinin değişmesiyle
endüstriyel bir şekil almıştır. Eskiden toptancılar, sandıklardan çıkardıkları
çayı teneke kutuların içine doldurup öyle satıyorlardı, oysa bugün hızlı üretim
hatlarında binlerce kilo aynı anda paketleniyor ve kullanıma hazır hale geliyor.
Dünyanın çeşitli coğrafyalarından toplanan kurutulmuş çay yaprakları
karıştırılarak poşetlenir. Çay genellikle büyük sandıkların içerisinde
gönderilir. Değişik çay çeşitleri harmanlandıktan sonra paketleme makinalarına
verilir. Hazır toz halinde kullanım için yapılan çayların üretilebilmesi için
çayın yaprak halinde bulunması ve sıcak su ile demlenmesi gerekmektedir. Sıvı
haldeki demlenmiş çay, püskürtme yoluyla kuru toz haline getirilir ve büyük
demir fıçılara konulur. Toz halindeki çay paketleme bantlarında teneke kutulara
konulur bu işlem sırasında şeker ve türevleri ile karıştırılabilir. Meyve ve
limon aromasına sahip çaylar ise demlenmeden önce kurutulmuş çay yapraklarına
ilave edilebilir.
II- ÇAY ENDÜSTRİSİNDE KAZALAR, HASTALIKLAR VE TEHLİKELER
Çayın harmanlanması, demlenmesi ve paketlenmesi sırasında görülen çeşitli
tehlikeler ve sağlık sorunları vardır. Makinalarda bulunması gereken güvenlik
amaçlı koruyucu eksikliğinin neden olduğu kazalar, gürültü, kayma, düşme, çarpma ve
kaldırma kaynaklı yaralanmalar çay endüstrisinde sıkça görülür. Diğer tehlikeler
ise harmanlama ve paketleme sırasında maruz kalınan tozlardır. Islak yöntemle
paketleme ve kutulama işlemleri sırasında toz riski yoktur.
II.1. Makinelerden kaynaklanan Tehlikeler
Harmanlama ve paketleme sırasında kullanılan makinalar nedeniyle işçiler;
zincirlere, zincir dişlilerine, kayışlara, bobinlere, dönen millere ve sıkışma
noktalarının yarattığı tehlikelere maruz kalmaktadırlar. Daha çok kolların,
ellerin ve parmakların çürümesi, kopması ve amputasyonlar* görülmektedir.
Makinaların koruyucu parçalara, siperlere ve sistemlere sahip olması çok
önemlidir. Aksi takdirde hareket eden keskin parçaların aralarına sıkışmalar,
yakalanmalar önlenemez. Kilitlenme mekanizmaları ve koruyucu siperler işçileri
yaralanma riskine karşı korumak konusunda hayati öneme sahip olabilir.
II.2. Tozlardan Kaynaklanan Tehlikeler
Çay tozu harmanlama ve paketleme işlemleri sırasında ortamda bulunabilir.
Artıklar ve süprüntüler temizlenirken ve istim boşaltılırken oldukça yüksek
miktarlarda toz bulunabilir. Çapı 10 mikro-metre’den büyük olan çay tozu
‘Nuisance(sıkıntı veren-taciz eden) Toz‘ olarak adlandırılır. Bu çeşit tozun
akciğerler üstünde son derece az etkisi vardır. Organik hastalıklara sebep olma
ve zehirleme riski eğer toza maruz kalma miktarları makul oranlarda
tutulabilirse yok denecek kadar az olabilir. Ne var ki, yüksek miktarlarda bu
tozlara sunuk kalmak gözlerde, burunda ve solunum yollarında birikmelere neden
olur. Burun ve yutakta biriken bu tozlar daha sonra vücudun kendi temizleme
mekanizmaları(öksürme, hapşırma) yoluyla dışarı atılır.
Çapı 10 mikro-metre’den küçük olan tozlar solunabilir tozlardır. Bu nedenle
burundan ve yutaktan kolayca geçerek solunum yollarının alt kısmına
yerleşebilirler. Akciğerlere girdikten sonra alveollerin bulunduğu bölgeye
yerleşerek yaralı/izli doku oluşturabilirler.
Her ne kadar çay ve çay tozu alevlenmezse de, eğer yüsek miktarda çay
tutuşturulursa için-için(alevsiz) sürekli yanar. Çay tozu patlaması gibi bir
risk neredeyse yok denecek kadar az olmasına rağmen toz konsantrasyonunun yoğun
olduğu bölgelere dikkat edilmelidir.
II.3.Diğer Tehlikeler
Çay, büyük torbalarda (Big-Bag) işleneceği tesislere gelir ve burada harmanlanmak
ve paketlemek üzere depolarda bir süre bekletilir. Buradan transpalet, istif
makinesi, monoray vinç yada çatallı
kaldırıcı ( fork-lift) yardımıyla işlenen bantlara taşınır.Bilindiği gibi; Ağırlığı yaklaşık 45 kg.’dan fazla olan paketleri kaldırmak bel bölgesinde sakatlanmalara neden
olmaktadır.
Kaymalar ve düşmeler de oldukça sık görülmektedir. Kuru harmanlama ve paketleme
işlemleri sırasında, yürüme zeminine düşen çay tozları ortamı kaygan hale
getirmekte ve tehlikelere neden olmaktadır.
Sıcak suyla temas, buhara maruz kalmak ciddi yanıklara neden olabilmektedir.
Yanıkların önemli bir bölümü ellerde, kollarda ve yüzde görülmektedir. Temizlik
amacıyla kullanılan kaynar suyun dökülmesi de ayaklarda ve bacaklarda yanıkların
görülmesine neden olmaktadır.
III-ÇAY ENDÜSTRİSİNDE ÇALIŞAN İŞÇİLER İÇİN SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
Kişisel koruyucu donanımların seçilmesi ve kullanılması, tahdit edilmiş alanlara
girişlerin kontrolü, tehlikeli kimyasalların tanımlanması, enfeksiyona sebep
olabilecek maddelerin kontrolü, iyi iş uygulamaları ve acil durum programlarının
etkin kullanımı ve işçilerin bütün bu sayılanlar konusunda eğitilmesi, tehlikeli
durumlarla karşılaşma ve yaralanma olasılığını azaltacaktır.
Cebri çekişli havalandırma sistemleri ve diğer toz kontrol yöntemleri
kullanılarak ortamda bulunan toz miktarı 10mg/m3’ün altında tutulabilir. Kronik
bronşit* ve astım* rahatsızlıkları olan işçiler daha yüksek bir risk
altındadırlar. Çay tozuna karşı aşırı duyarlı olan kişiler ise acilen ortamdan
çıkarılmalıdır. Toz maskesi kullanmak bu risklerle karşılaşma oranını oldukça
düşürecektir.
Bir uzvun (kol veya bacağın) bir kısmını veya tamamını, tıbbi nedenlerden dolayı
kesilmesine veya kopmasına amputasyon denir. Damar hastalıkları, trafik
kazaları, iş kazaları, tümörler, mikrobik hastalıklar, doğumsal anomaliler,
yanıklar ve şeker hastalığına bağlı, daralmış olan damarlarda kan dolaşımı
azalır. Beslenemeyen, oksijenlenemeyen doku giderek solar, soğur; şiddetli
ağrılara neden olur. Deride ülserler denilen yaralar çıkar ve bu durum giderek o
dokuda daha da ilerler ve nekroz denilen ölü dokuya veya kangrene çevrilir. Bu
durumda, hastayı kurtarmak ve ölü dokunun ilerlemesini önleme amacıyla, tutulan
uzvun kesilmesine karar verilir.
Astım, solunum yollarının ataklar halinde gelen tıkanmaları ile kendini gösteren
kronik bir hastalığıdır. Astımda solunum yollarının şişmesi ve tıkaçların
oluşması sonucu havanın akciğerlere girip çıkması engellenir. Hastalar ataklar
arasında kendilerini iyi hissederler. Ataklar sırasında öksürük, göğüste sıkışma
hissi, solunumda hızlanma, hırıltı ve nefes darlığı olur. Astımlı hastalar
çevredeki birçok maddeye astımlı olmayanlara göre daha duyarlıdır. Bu uyarılar
hastalarda hırıltı ve öksürüğe yol açar.
Bronşit, akciğerlere giden havayollarının iç yüzündeki zarın iltihaplanmasıdır.
Akut ve kronik olarak iki gruba ayrılır.
1- Akut Bronşit: Genellikle grip, kızamık, boğmaca veya tifo gibi hastalıklar
sırasında görülür.