Astrolog depresyona
girerse.. Koç Ego tatminine en çok ihtiyaç duyan burç işte. Bay ukala, ya da bayan buz. En önde olacağım diye yapmayacağı yoktur. Yatakta, aşkta, işte, güçte en bencil burçtur. Karşısındakini kırdığını da en anlamayan burç. Kolay kolay da beğenmez. Asla af dilemez. Onlara kalsa dünyada herkes aptal, bi kendisi akıllı! Millete öğütler verir, ukalalık taslar. Önüne yemek koysan beğenmez. Allah düşmanların başına vermesin! Boğa Hımbıl şey n'olcak. Kafası her şeye kolay kolay basmaz. Ağır kanlıdır. Biraz da mankafadır. Harekete geçmesi için arkasından hep birilerinin itmesi gerekir. Bir söyleneni bir kerede asla anlayamaz, 10 kere tekrarlamak gerekir. İkizler Uzak durmakta fayda var. İkiyüzlü, riyakar, yalancı. Çenesi de öyle düşüktür ki, esir aldı mı, yanarsın. Ayrıca çoğu şizofrenin de ikizler burcundan çıktığı söyleniyor, bilemeyeceğim artık. Yengeç Yengeçler sempatik ve başkalarının problemleriyle ilgilenir görünmeye çalışan, son derece yapmacık tiplerdir. Ama biz bu sahte şirinlik numaralarını yemeyiz. Tembeldir, bir iş yapacağım diye aklı çıkar. Saftır da biraz. Sahtedir ve kolay kandırılır, yani salak. Bu arada akıl hastanelerindekilerin yüzde 90'ının yengeç burcu olduğu söyleniyor, yengeçler haberiniz ola! Aslan Evet küçük aslancık, sen kendini dünyanın zirvesindeki kusursuz insan sanmaya devam et, ohoooo millet senle ne dalga geçiyor, haberin yok! Eleştiriye hiç gelemeyen, kendini beğenmiş zavallı aslan parçası, sen en iyisi kendini bir odaya kapat ve hayatının geri kalanını aynada oranı buranı seyrederek geçir bakalım.... Başak Ayrıntılar arasında kaybolur. Hayatı ayrıntı. Bir de titizdir ki, yarar insanı. Hastalıktan ödü patlar. Düzenli, tertipli olacak diye rahat batar. Ama onun her tarafı didik didik kontrol etme huyundan millete cinnet geçirmektedir aynı zamanda. Dili de acayip sivridir. Soğuk, ruhsuz tipin tekidir. Terazi Çok pis sanatçı ruhludur. O nedenle de apayrı saçma salak bi boyutta yaşar. Böyle aklı bir karış havada gezen adamın iş bulması da pek muhtemel değil, ömrünün sonuna kadar aylak aylak gezer. Güzel olacağım diye kendini yırtar. Bir haltı beceremez. Aklı bir karış havadadır. Dengesizin tekidir. Akrep Adı üstünde, akrep gibi sokar adamı. İçten pazarlıklı, kıskanç, ahlak anlayışı sıfır! Kıskançlık krizlerine girer. Aşkta, yatakta, işte, ilişkilerde hayvansıdır. Duygusuzun tekidir. Çoğu akrep eninde sonunda korkunç bir cinayete kurban gittiği de duyulmuştur. Yay Her şeyin iyi tarafını gören şen şakrak bir tiptir. Yeteneksizliğini de başka türlü örtemez. Şahsiyetsizdir. İşsiz güçsüz insanlar bu burçtan çıkar. Aptal da denilebilir. İşi gücü aylak aylak gezmektir. Çoğu Yay burcu zaten alkoliktir. Zaten seni adam yerine koyup bu kadar yazanda kabahat... Oğlak En duygusuz burçtur. Duvar gibidir. Tepkisizdir. Aşırı maddiyatçıdır. Cimridir. Tutucudur ve risk almaktan kaçar. Böyle biri dünyada ne diye yer işgal eder ki! Şöyle bir etrafa bakınca, hangi kayda değer insanın oğlak burcundan çıktığı görülmüş ki? Kova Güya çok atak biridir, bir şeyi elde etmek için her türlü yalanı söyler, ama yalanı bile beceremez. Menfaatçilerin menfaatçisidir. Kendini beğenmiştir. İnsanların arkasından çok konuşur. Dedikoducudur. Çıkarı için yapmayacağı şey yoktur. Ne diye sinirleniyorsun ki? Doğruları söyleyince kabahat oluyor di mi?! Balık Balık işte, adı üstünde, eşittir alık. Salağın tekidir, vur kafasına, al ekmeğini ağzından. Maşallah hayal gücü pek gelişmiştir. Sürekli FBI'dan ya da CIA'den birilerinin peşinde olduğunu düşüne düşüne kafayı yeme raddesine gelen balık çoktur. Söyleyecek pek bir şey yok. Çünkü cibilliyetsiz ve en zeka yoksunu burç balıktır |
Sizce ne olur ???
Hikaye bir İngilizin bir çinli bayan ile evlenip Londra'ya yerleşmesi ile başlar... Çinli kadın İngilizce konusunda oldukça zayıftır. Tarzanca da olsa eşi ile anlaşabilmektedir. Sorun kadın alışverişe yalnız çıktığında çıkmaktadır. Yine bir gün bayan kasaba domuz butu amaya gider ama bir türlü derdini anlatamaz...En sonunda eteğini sıyırarak kendi poposunu gösterir. Kasap bayanın ne anlattığını kavrayarak bayana istediğini verir. Ertesi gün bu kez kasaba tavuk göğsü almaya gider...Bu kez de gömleğinin düğmelerini açarak göğüslerini gösterir ve istediğini alır. Üçüncü gün bu çinli bayan sosis almak ister ve yanına kocasını alarak kasaba gider... Ne mi olur? Aşağıya bakınAklınız ne kadar da fesat. Unuttunuz galiba çinli olan bayandı. Kocası ingilizce konuşabiliyor... :))) |
Sevgili
Güzin Abla, Harika bir hayatım oldu. Çok iyi ebeveynlere, eşe ve çocuklara, çok iyi bir eğitime sahibim. Çok sevdiğim ve başarılı olduğum işimden emekli oldum. Emekliliğimde, her zaman en büyük hobim olan ama fazla zaman ayıramadığım balık tutmaya daha çok vakit ayırmaya başladım. Küçük bir kayık satın aldım. Ancak karım balıkçılığı sevmediği için tek başıma balık avlıyordum. Derken bir gün balıkçılık malzemeleri satan dükkanda biri ile tanıştım. O da balık avlamayı çok seviyordu. Çok iyi arkadaş olduk. Zamanımızın büyük bir bölümünü beraber balık avlayarak geçirdik. Derken bir gün, hayatımdaki en büyük balığı yakaladım. Aradan bir iki dakika geçmişti ki arkadaşım da bir benzerini yakaladı. Bu büyük günü ölümsüzleştirmek için bu iki balığı da arkadaşıma verip fotoğrafını çektim. Belki karım heveslenir diye bu fotoğrafı karıma gösterdiğimde kayığı satmamı ve balıkçılığı bırakmamı istedi. Neden böyle yaptığını anlamıyorum. Benim iyi zaman geçirmem onu niye rahatsız etsin ki? Şimdi ben ne yapmalıyım? Karımın dediği gibi kayığı satıp evde mi oturayım, yoksa arkadağım ile balık tutmaya devam mı edeyim? Karıma gösterdiğim fotoğrafı da ekte gönderiyorum.. Saygılarımla, |
LIGHT ERKEK DIŞARI ÇIKMA VE GEÇ DÖNME İZİN TALEP FORMU
Aşağıda belirtilen periyodda hayatımın en yüksek mertebesinde ilelebet yer alacak olan insandan izin rica ediyorum: Tarih: Ayriliş Zamanı: Dönüş Zamanı: İzin isteğimin uygun görülmesi halinde burada resmen yemin billah ediyorum ki; sadece aşağıda belirtilen mekanlarda, belirtilen süre dahilinde bulunacağım. En az bir saat önceden hayatımın en büyük anlam ve önemini taşıyan ve en yüksek mertebede bulunan insanın yazılı veya sözlü izni alınmaksızın aşağıda adı geçmeyen hiç bir dişi ile konuşmak bir yana göz temasında dahi bulunmayacağım. Bir kaç kadeh içtikten sonra cep telefonumu kapatmayacağım ve aşağıda belirtilenden fazla alkol kesinlikle almayacağım. İzin talebim onaylanmış olsa dahi eş/kız arkadaş/nişanlımın müteakip haftalarda bir neden ileri sürmeye gerek olmadan sinirlenip canıma okuma hakkını saklı tuttuğunu da kabul ediyorum. İzin verilen alkol miktarı (tek) ..BİR KADEH NANE LİKÖRÜ İzin verilen Mekanlar ........................... Karşılaşılabilecek Dişiler...... ANNE(1 ADET) Ben en alt seviyeden bir yaşam formu, hatta besin zincirinin en alt halkasıyım. Bu ilişkide pantolon giyen tarafın kim olduğunu ve bunun ben olmadığımı çok iyi biliyorum. Hayatımın her anını tarafınızdan konan ve istendiğinde, önceden uyarı yapılmaksızın değiştirebileceğiniz kural ve prensipler dahilinde geçireceğime yemin ederim. Bunun sonunda bana pırlanta-çikolata-çiçek gibi şeylere yatıracağım bir hazineye mal olacağını da biliyorum. Kredi kartımı istediğiniz zaman ve yerde kullanma hakkına sahip olduğunuzu söylememe dahi gerek yok. Benim talep ettiğim değil, aşağıda tarafınızdan onaylanan zamanda eve dönmediğim takdirde geceyi, bir parkta, sehrin en rezil serserisi ile aynı bankta geçireceğiminde farkındayım. Eve dönerken hayallerimin ürünü bir şahısla kavga veya ağız dalaşına girmeyeceğim. Gardrop, bulaşık makinası, buzdolabı gibi seylerin içine işenmemesi gerektiğini de öğrenmiş bulunmaktayım. En bilinçli halimle (ki bu halim bile ilişkimizin en yüce olan tarafındaki ile karşılaştırılamaz) yemin ederim ki burada yazdıklarım doğrudur. İmza – Erkek Arkadaş/Koca/Nişanlı:
İzin talebi ONAYLANMIŞTIR / REDDEDİLMİŞTİR Benim koyduğum şartlar ve nihai karar tartışmaya ve her türlü yoruma kapalıdır. Erkek Arkadaşım/Kocam/Nişanlım aşağıda belirtilen zamanda izinlidir: Tarih: Ayrılış Zamanı:20,30 Dönüş Zamanı:23,30 İMZA – Kız Arkadaş/Nişanlı/Eş: |
POLIS KAYITLARINA GEÇMİŞ KAYSERİDE YASANMIS GERCEK BIR HIKAYE
Hirsizin biri, bir evin Çatısına Çıkmış ve anten kablosunu kesmis. Evin reisi de tam TV'ye dalmisken yayin kesilince televizyonunu biraz kurcalamis, Bozuldu herhalde"diyerek yatmis. Ertesi gun adam ise gittikten sonra hirsiz kapiyi açıp adamin karisina,Yenge, beni abi gönderdi, televizyon bozuk, alin da bir bakin dedi" demis. Saf kadincagiz da televizyonu vermis. Aksam adam eve gelip de televizyonu görememis ve karisindan olayi ögrenince dumura Ugramis tabii. O hafta sonu balkonda keyif yaparlarken bizim hirsiz asagidan islik çala çala onlara bakarak sokaktan geçmiş. Kadin hirsizi tanimis ve Bak bey! Televizyonu çalan adam iste buydu!!" demis. Adam bunu duyunca pijamalarla adami kovalamaya baslamis. 5 dakika sonra diger hirsiz adamin evine gelip, karisina Yenge, ben polisim, abi hirsizi yakaladi. Simdi karakoldalar. Pantolonuyla, cüzdanını istiyor." demis ve kadin da vermis normal olarak. Adam hirsizi uzun bir saat kovaladiktan sonra kan ter içinde eve dönmüş... VEEE yine dumur! artik adam karisini ne yapmis bilinmiyor ???.... |
TELESEKRETER MESAJLARI :))) Telesekreterlere konulmus enteresan mesajlar: |
NEDEN ? NEDEN? *Neden bozulan
otobüsün yolculari bizim otobüsümüze aktarildiginda onlara mültecilermis
gibi bakariz? |
*.on onbeş bira içtikten sonra zarzor tuvalete yetişip
kafayı pisuvarın uzerindeki duvara dayayarark işenilen an. |
HERŞEY SERBEST OYUNU
Kelime: abayı yakmak Kelime: repertuar |
Sevgili
oglum Temel, Senin hizli okuyamadigini bildigim icin bu mektubu yavas yavas yaziyorum. Artik, senin buyuksehre gittigin sirada yasadigimiz evde yasamiyoruz. Baban bir gazetede, insanlarin basina genellikle evlerinin 2 kilometre civarindaki bolgelerde kaza geldigini okumus; o yuzden tasindik. Sana yeni adresi veremiyorum cunku yeni evimizde bizden once oturan hemsehrilerimiz, tasininca adresleri degismesin diye cadde adini ve kapi numarasini sokup goturmusler. Bu evde garip bir camasir makinesi var. Gecen gun icine 4 gomlek koydum calistirmak icin duvardaki zinciri cektigimden beri bir daha o gomlekleri gormedim. Gecen hafta sadece iki kez yagmur yagdi. Ilki uc gun surdu, ikincisi ise dort gun. Benden istedigin yelegi postaya verdim, ancak halan, o koca dugmelerle paketin cok agir olacagini soyledi; o yuzden dugmeleri kopartip yelegin cebine koyduk. Orada bulabilirsin. Sevgiler, Annen |
LIGHT ERKEK DIŞARI ÇIKMA VE GEÇ DÖNME İZİN TALEP
FORMU İzin Başvurusunda bulunan /koca /sevgili /erkek arkadaş adı: ………….. ………… Aşağıda belirtilen periyodda hayatımın en yüksek mertebesinde ilelebet yer alacak olan insandan izin rica ediyorum: Tarih: Ayriliş Zamanı: Dönüş Zamanı: İzin isteğimin uygun görülmesi halinde burada resmen yemin billah ediyorum ki; sadece aşağıda belirtilen mekanlarda, belirtilen süre dahilinde bulunacağım. En az bir saat önceden hayatımın en büyük anlam ve önemini taşıyan ve en yüksek mertebede bulunan insanın yazılı veya sözlü izni alınmaksızın aşağıda adı geçmeyen hiç bir dişi ile konuşmak bir yana göz temasında dahi bulunmayacağım. Bir kaç kadeh içtikten sonra cep telefonumu kapatmayacağım ve aşağıda belirtilenden fazla alkol kesinlikle almayacağım. İzin talebim onaylanmış olsa dahi eş/kız arkadaş/nişanlımın müteakip haftalarda bir neden ileri sürmeye gerek olmadan sinirlenip canıma okuma hakkını saklı tuttuğunu da kabul ediyorum. İzin verilen alkol miktarı (tek) ..BİR KADEH NANE LİKÖRÜ İzin verilen Mekanlar ........................... Karşılaşılabilecek Dişiler...... ANNE(1 ADET) Ben en alt seviyeden bir yaşam formu, hatta besin zincirinin en alt halkasıyım. Bu ilişkide pantolon giyen tarafın kim olduğunu ve bunun ben olmadığımı çok iyi biliyorum. Hayatımın her anını tarafınızdan konan ve istendiğinde, önceden uyarı yapılmaksızın değiştirebileceğiniz kural ve prensipler dahilinde geçireceğime yemin ederim. Bunun sonunda bana pırlanta-çikolata-çiçek gibi şeylere yatıracağım bir hazineye mal olacağını da biliyorum. Kredi kartımı istediğiniz zaman ve yerde kullanma hakkına sahip olduğunuzu söylememe dahi gerek yok. Benim talep ettiğim değil, aşağıda tarafınızdan onaylanan zamanda eve dönmediğim takdirde geceyi, bir parkta, sehrin en rezil serserisi ile aynı bankta geçireceğiminde farkındayım. Eve dönerken hayallerimin ürünü bir şahısla kavga veya ağız dalaşına girmeyeceğim. Gardrop, bulaşık makinası, buzdolabı gibi seylerin içine işenmemesi gerektiğini de öğrenmiş bulunmaktayım. En bilinçli halimle (ki bu halim bile ilişkimizin en yüce olan tarafındaki ile karşılaştırılamaz) yemin ederim ki burada yazdıklarım doğrudur. İmza – Erkek Arkadaş/Koca/Nişanlı: İzin talebi ONAYLANMIŞTIR / REDDEDİLMİŞTİR Benim koyduğum şartlar ve nihai karar tartışmaya ve her türlü yoruma kapalıdır. Erkek Arkadaşım/Kocam/Nişanlım aşağıda belirtilen zamanda izinlidir: Tarih: Ayrılış Zamanı:20,30 Dönüş Zamanı:23,30 İMZA – Kız Arkadaş/Nişanlı/Eş: |
Türkçe İşte Nereye Çekersen Çek Adam gazeteciye gidiyor. "Usta bir Sabah ver, bir Akşam ver" diyor. Gazeteci de "sana günde bir Posta yeter" diyor. Bu örneği bildikten sonra ben nasıl gönül rahatlığı ile gazete alabilirim ki? Sonra minibüs şöförü sesleniyor: "Arkadan vermeyen kaldı mı?" Bende "arkadan uzattım sen önden alamadın mı" diyorum. Böyle bir minibüs şöförü ile kavga etmeden nasıl seyahat edebilirim ki? Sonra lokantaya gidiyorsun, çorba içmişsin, garson geliyor: "Arkadan ne alırsınız?" diyor, ben de mesela diyorum ki "Sen önce önümdekini kaldır, Sonra döner verirsin. Arkadan kaymak isterim." Bu garson ile kavga etmeden yemeğimi nasıl yiyebilirim ki? Bir çift otobüse biniyor, tabiki otobüs tıka basa dolu adam arka kapıdan kadın ise on kapıdan otobüse binebiliyor. Neyse bilet verecekler kadın arkadaki kocasına bağırıyor " Kocacığım ben önden senin için de verdim sen arkadan verme. |
SEKS VE MATEMATİK !! İstanbul Üniversitesi işletme Fakültesinin işletme Matematiği kitabından gerçek bir alıntıdır. Hiç dokunulmadan ve yorumsuz şekliyle sizinle paylaşmak istedim... Kitap Adı: İşletme Matematiği Yazar: Prof. Dr. Müh. Yılmaz Tulunay Sayfa: 173 Soru : Amerika'ya lisansüstü çalışmalar yapmak üzere giden Mehmet, iki kız arkadaş edinmiştir. Bunlar Mary ve Nancy'dir. Mehmet'e göre; a-) Mary olgun bir kızdır ve klasiklerden zevk almaktadır. Böyle bir yerde onunla 3 saat birlikte olmak 12 dolara mal olmaktadır. Diğer taraftan Nancy daha çok popüler eğlenceleri yeğlemektedir. Onunla böyle bir yerde 3 saat birlikte olmanın maliyeti de 8 dolardır. b-) Mehmet'in bütçesi gönül işlerine ancak ayda 48 dolar ayırmasına olanak vermektedir. Ayrıca, derslerinin ve çalışma koşullarının ağır oluşundan dolayı, kız arkadaşlarına en fazla ayda 18 saatlik süre ve 40.000 kalorilik enerji ayırabilmektedir. c-) Mary ile her buluşmasında 5.000 kalori enerji harcayan Mehmet, Nancy için bunun iki katını harcamaktadır. Eğer Mehmet'in Mary ile buluşmaktan beklediği mutluluğu 6 birim ve Nancy ile buluşmaktan bekledigi mutluluğun da 5 birim olduğunu biliyorsak, mutluluğunu maksimize etmek isteyen Mehmet'in sosyal yaşamını nasıl planlaması gerekecektir? Grafik ve cebirsel yoldan bulunuz. CEVAP: Sayın Hocam, Bu Mehmet şerefsizi buradan Amerika'ya lisans üstü çalışma yapmaya gitti de herifin sikinin derdi bize mi düştü? Biz burada tahsili bırakıp mala vurmaya başlasak bizi de böyle ballandıra ballandıra kitaplara yazarmısın? Neyse geçelim sorunun cevabına; a-) Bi kere bu Mehmet ibnesinde iki hatuna ayrı ayrı zaman harcayacak göt de para da yok, sıkarrrr. Ayrıca dünya piyasalarında saati 100 dolardan açılıp minimum 50 dolara kadar düşen tarifeler göz önüne alındığında, 3 saati 12 dolarlık yada 3 saati 8 dolarlık karılardan hayır gelmez. Muhtemelen Mary 68, Nancy 79 yaşındadır ve ikisinin de bu güne kadar yediklerinin toplamı buradan amerikaya boru hattı olur. Bu durumda Mehmet'in hem vakit darlığı, hem malın genişliği, hem de para yokluğu sebepleriyle bu iki orospuyla grup yapması gerekir. Mary olgun ve klasikleri sevdiğine göre önce Mary'ye saksafonu döşer, Mary saksafonda klasikleri icra ederken, yerinde eğlenceleri seven Nancy öbür ikisinin popolarını okşayarak eğlenir ve rahatlar. b) Mehmet'in bütçesi (bu gönül işi tabirini ben anlamadım) sevişmek için ayda 48 dolara yetiyorsa zaten bu orospu çocuğunun 31 çekmesi daha uygun olur. Böylelikle iki ay para biriktirip bu çuvalların yerine doğru dürüst bir karıya zıplar ve ayırdığı 40.000 kaloriyi iliğine kadar emdirip rahatlar. Ama siz bu cevabı kabul etmeyeceğiniz için şöyle cevap verelim; Mehmetin bütçesi 48 dolara yetiyor ancak grup yapılacağından pazarlıkla miktar iskontosu alınır ve bütçe rahatlatılır. Böylelikle ayda ayırdığı 18 saati 3 saate bölersek 6 kez mala vurmuş olur ve her sevismede 40.000/6 = 6700 (yaklaşık) kalori harcar. Bu hayvan bir seferde kesintisiz 3 saat düdükleyebiliyorsa zaten amerikada kalması ve buralara dönmemesi hepimiz için hayırlı olur, c-) Mehmet Mary ile her buluşmasında 5.000 kalori harcıyorsa yukarıdaki hesaba göre Nancy'ye sadece 6.700 - 5.000 = 1.700 kalori kalır ki bu da Nancy gibi falafoş bir motoru sadece gıdıklar. Bu durumda birinden 6 diğerinden 5 birim zevk alan Mehmet'in mutluluğunu maksimize etmesi için kendisine arkadan vuracak birisini bulması gerekir. Sonuç olarak arkadan almaya alışan Mehmet'in bundan sonraki sosyal yaşantısını kaşarlı bir ibne olarak planlaması gerekir. Bu sayede ayda 48 dolar tasarruf sağladığı gibi üste para da kazanarak bütçeyi de çömlegi de genişletir. Saygılarımı arz eder grafik açıklamayı sözlü mülakatta bizzat üzerinizde uygulayarak yapabilirim. |
Alttaki metni sesli okuyun ve kendi agzinizdan cikani bir dinleyin!
- I run each teen me? |
TÜRK HASTALIKLARI 1-Kardan adama tekme atma veya bozmaya çalışma hastalığı, 2-Yeni atılmış betona basma ve isim yazma hastalığı, 3-Gazete ve dergilerdeki resimlere sakal, bıyık ve gözlük yapma hastalığı, 4-En iyi arabayı ben kullanıyorum zannetme hastalığı, 5-Kar topunun içine buz veya taş koyma hastalığı, 6-Cep telefonu kullanımının yasak olduğu ortamlarda illede görüşme yapma hastalığı, 7-Belediyenin duraklara koyduğu saatlerin yelkovan ve akrebini sökme hastalığı, 8-Kumsalda Deve güreşi yapma hastalığı, 9-Şahin model arabayı, Doğan görünümlü yapma hastalığı, 10-Ağaçlara ve parktaki banklara kalp ve isim baş harfi kazıma hastaligi, 11-Derslerini çalışıp sınıfını geçenleri inek sanma hastalığı, 12-Mesleğimizdeki ünvanımızı ingilizce olarak söyleme hastalığı, 13-Tiki olan insanların tikleri ile uğraşma hastalığı, 14-İskambil kağıtlarından kule yapan birinin kulesini bozmaya çalisma hastalığı, 15-Cep telefonu ile bağıra bağıra konuşma hastalığı, 16-Reklam için duvarlara veya panolara yapıştırılan afişleri yırtma hastalığı, 17-Tuvalet duvarlarını defter sanma hastalığı, 18-Otobüs duraklarına "Ateşli sevişirim beni ara" yazma hastalığı, 19-Trafikte bizi geçen bir aracı mutlaka yakalayıp onu geçmeyi ilke sayma rahatsızlığı, 20-Sinyal verir vermez şerit degiştirip, kazaya sebebiyet verdiğimizde sinyal verdik görmüyon mu deme hastalığı, 21-Ara yollardan ana yola çıkacak araca yol vermeme hastalığı, 22-Ünlü birini gördüğümüzde, ne kadar yakınımızda olursa olsun, ona el sallama hastalığı, 23-Ünlü birini gördüğümüzde onunla fotoğraf çektirip çok samimiyiz havası verme hastalığı, 24-Yaşamadığımız bir deneyimi yada olayı yaşamış gibi anlatıp ona kendimizi inandirma hastalığı, 25-Otobüs durağa yanaştığında illede ön kapıdan inmeye çalışma hastalığı, 26-Otobüs koltuklarını yırtma ve üzerlerine acayip acayip yazılar yazma hastalığı, 27-Minibüs şoförüyseniz beğenmeseniz bile mutlaka kral fm dinleme hastalığı, 28-Trafikte kirmizi isikta dururken, yesil isik yanar yanmaz kornaya basma hastaligi, 29-Trafikte kirmizi isikta dururken burun karistirma hastaligi, 30-Kimsenin herhangi bir konu hakkinda bilgisi olmadigini anladigimiz anda o konu hakkinda atip tutma hastaligi, 31-Elektrik,su,dogalgaz,vergi,trafik cezasi vb.. faturalari son gününde ödeme hastaligi, 32-Kar yagdiginda eve bolca ekmek alma hastaligi, 33-Grup halinde bir meydana konan güvercinlerin üzerine kosup onlari kaçirmaya çalisma hastaligi, 34-Evli olanlarin bekarlara sakin ha evlenme demesi hastaligi, 35-Ayni filme giden insanlarin filmden çiktiktan sonra filmi birbirlerine anlatmalari hastaligi, 36-18 yasina geldigi gün bara gitme hastaligi, 37-Eline silah geçen birinin hemen o silahla saka yapma ihtiyaci duymasi hastaligi, 38-Arabayla yolda giderken tanidik birini görünce arabayi sakadan onun üzerine dogru sürme hastaligi, 39-Takim elbise giyince elini cebe sokma hastaligi, 40-Tuttugu takim galip gelince havaya silah atma hastaligi, 41-Meslek arkadaslarina mesleki sakalar yapma hastaligi.. 42-Şehirler arası yollardaki levhaları hedef tahtası olarak kullanıp tabanca ile kevgire çevirme hastalığı |
APTAL KIZIN SEKS MACERALARI
Aptal kiz : Anneme nereye gidiyorum diyim? |
KADIN TAVLAMA NASİHATLAR !! Uzun
yıllardır görüşmediği arkadaşına feribot da rastlar: Vay senmiydi, inanmam
vallahi, gözlerime inanamıyorum, sen ha, nasılsın yahu...? gibi sürer ilk
dakikalar. |
CİNSEL TEST !! 1) Bebek nasıl olur? |
SEVGİLİLER GÜNÜNDEN NOTLAR !! Bir Sevgililer Günü'nü daha milletçe idrak etmiş bulunuyoruz sevgili okurlar. Her zaman olduğu gibi, bu yıl da enterasan olaylar yaşandı bu ehemmiyetli günde. Yerli ve yabancı basından benim derleyebildiğim bazı ilginç olaylar, boy ve kilo esasına dayalı olarak şöyle sıralanıyor: 1- Geçen yılın aynı dönemine göre, bahçeli evlerden araklanan gül sayısında yüzde 12.000 artış oldu. Bu artışı, yaşadığımız ve yaşayacak olduğumuz çeşitli krizlere bağlayan yetkililer, hırsızlık olayları nedeniyle 300 kişinin yakalandığını, 9000 kişinin ise kaçmayı başardığını beyan ettiler. Yakalanan bu 300 kişi, ertesi gün sevgilileri tarafından terkedilmek suretiyle ağır yaralandılar. 2- Sevgililer Günü olması münasebetiyle, 1.000.000 çift, ev işleri konusunda topu birbirine atınca, bulaşıklar ve çamaşırlar yıkanmadı, evler temizlenmedi ve yemekler de yapılmadı. İSKİ tarafından yapılan açıklamada, bu vesileyle 100.000 ton su tasarrufu sağlandığı belirtildi. Ne yazık ki, bu şekilde sudan sağlanan tasarruf, adliyelere 'boşanma davası dilekçesi' israfı şeklinde yansıdı. 3- Sevgililer Günü kutlamalarına yetişmek isteyen 500.000 trafik canavarı ise, 500.000 yaya ezdi ve geceyi nezarette geçirdi. Kendilerine nezaret edilen bu şahıslar, polislere 'pohunu yiyim abi, bizi bırak' diyerek, sefil bir görüntü sergilediler. 4- Sevgililer Günü' nde sevgililerine çinekop, davul tozu, ayakkabı boyası, ekmek arası köfte, F klavye, Beşiktaş kaşkolu, çam kozalağı, arkası yazılmış çek, boşanma ilamı hediye etmek isteyen erkeklerin bu hediyeleri, sevgililerince reddedildi. 5- Sevgililer Günü' nde kendi sevgilisi yerine yanlışlıkla (!) arkadaşının sevgilisine hediye vermek isteyen E.F (33), arkadaşı tarafından morgluk edilene kadar dövüldü. 6- Sevgililer Günü' nde sevgilisinin aslında travesti olduğunu anlayan bir şahıs da, içkiye, sigaraya ve kumara başladı. 7- Sevgililer Günü' nde sevgilisine sevgisini ispat etmek isteyen bir erkek, kendisini Boğaz Köprüsü' nden attı. Olayın şokunu üzerinden atamayan sevgili, olayın şokunu üzerinden atmak için yeni bir sevgili buldu. 8- Sevgilisi olmadığı için, kutlayacak günü de bulunmayan bir grup kadın ve erkek, İstiklal Caddesi' nde mağazaları ve cafeleri taşladı. 9- Sevgilisine kaniş cinsi bir köpek hediye etmek isteyen bir herif, köpeğin kuduz olduğu anlaşılınca, sevgilisinin abisi ve amcalarınca veterinere götürüldü. 10- Sevgililer Günü' nde Rahşan isimli eşi yerine, yanlışlıkla Hüsam isimli bir adama hediye vermek isteyen Levent isimli bir şahıs, izdihama sebep oldu. 11- Sevgililerine 'Bak, senin için aşk şiiri yazdım' diyen 1500 heriften 1499'unun Nazım Hikmet'in bir şiirini arakladıkları anlaşıldı. 12- Sevgililer Gününü, dış temsilciliklerimizde ve Kıbrıs' ta kutlamaya çalışan bir grup kamu görevlisi hakkında 'derdi seni mi gerdi' soruşturması açıldı. 13- Sevgililer Günü' nde öğretmenine prezarvatif hediye etmeye çalışan 8 yaşındaki S.M (8), ikmale bırakıldı. 14- Doğu' da bir grup köylü, hediye almak için gittikleri şehirde yoğun tipi nedeniyle mahsur kaldı ve köylerine dönemedi. Hediyelerini bir türlü alamayan bir grup hanım köylü de, o gün tembellik etti, tavuklara yem vermedi. 15- Sevgililer Günü' nü evinde geçirmek isteyen bir astronot, vaktinden önce dünyamıza geri dönünce, kendisi hakkında rütbe tenzili işlemi yapıldı. O moral bozukluğu içinde evine dönen astronot, karısının bir kozmonotla kaçtığını öğrendi. 16- 14 Şubat'ı Dünya Öykü Günü olarak ilan etmek isteyen bir grup yayıncı, çeşitli çap ve ebattaki sevgili tarafından linç edilmek istendi. Olay sırasında 2 öykü tahrip edildi. 17- 15 Şubat, 'niye lan bana yakışıklı bir gün yok?' diyerekten, kendisini bir minibüsün altına attı. 18- Sevgililer Günü' ne yurtiçinde toplam 3 milyar SMS mesajı gönderildi. 19- Yaklaşık 2.000.000 adet " @ " kaybolduğu bildirildi. 20- Sevgililer Günü' ne günümü gün ettim. |
ULAN HALKIM !! Duydum ki, gene dırım dırım dırlanıyormuşsun. Güya hayat pahalıymış, geçinmesi çok zormuş. Ulan, sen biçim konuşuyorsun öyle?.. Zaten sen doğru dürüst halk olsan, Alman, Fransız, İngiliz halkı gibi refah içinde yaşarsın. İyi ki sana halk dedik, sen de suyunu çıkardın. Ne yani, sana halk deyip adam yerine koyduğumuz için, tepemize mi çıkman lazım?.. Hem planlı-programlı yaşamıyorsun, hem tasarruf nedir bilmiyorsun; sonra da geçinemiyorum deyip ortalığı velveleye veriyorsun!.. Lojmanda oturuyorsak da, seni görmüyorum sanma sakın!.. Geçen günkü halin neydi öyle. Toplamışsın arkadaşlarını protesto yürüyüşü yapıyorum diye, eline de bir pankart almışsın: AÇIZ!.. Sen halk olmasan, ben sana yapacağımı bilirim ya neyse. Ne demek şimdi ;açız?..; Resmen birinci çoğul şahıs kullanmışsın. Hadi ;açım; desen anlayacağım, ama z; ne oluyor?.. Demek çoğul olarak açsınız. Çoğul olarak aç olmak ne demek, ;Bu memleket aç; demek tabi. Resmen bunu söylemeye çalışıyorsun işte!.. Dedim ya, sen halk olmasan, gelsin Türk Ceza Kanunu, gitsin Terörle Mücadele Kanunu... Allah;tan, sizi temsilen birkaç aydın müsveddesini hapisanelerde tutuyorum da, içim biraz olsun ferahlıyor. Yoksa, topunuzu içeri atmak işten bile değil... Bak sayın halkım. Şurada hiç sinirlenmeden konuşuyorum. Sana son bir kere, refah içinde yaşamanın yollarını anlatacağım. Bu kere de aklında tutmazsan, gayrı gerisini sen düşün. Sevgili ulan halkım, maddeler halinde sayıyorum ki, tez belleyesin. Şimdi bir güzel dinle: 1- Büyük bir hayretle gözlemlemekteyim ki, en büyük israflarının başında işine gitmek için bindiğin otobüs ve minibüs geliyor. Yahu canım halkım, sen Amerikan halkımısın ki, işine vesait ile gidiyorsun. Sabah erkenden kalksan da, kuşlarla, börtü-böcekle muhabbet ede ede ve dahi yürüye yürüye işine gitsen olmaz mı?.. Ayağına çivi mi batar?.. ;Sayın böyüğüm ama yollar çok uzun; diyecek olursan da, sana cevabım odur ki 3;Biz sana zamanında ve her keresinde ;yollar yürümekle aşınmaz; dememiş miydik?; 2- İkinci mesarif kapısı olarak gördüğüm nokta ise, ödediğin yüksek miktardaki kiralardır. Ulan halkım ben seni naapmiyim?.. Bağdat Caddesi;nde, Boğaz;da, Bakırköy;de, 50 milyardan başlayan fiyatlarla harika villalar var, neden bunlardan bir tanesini alıp da kiradan kurtulmuyorsun?.. Hem her eve alana, bir tane de Lülü Tel hatlı cep telefonu bedava. Daha ben sana ne diyeyim. Şu yazının mürekkebi kurumadan, şu evlerden hiç değilse bir tane almamışsan tuh senin kalıbına, sana her şey revadır. 3- Gelelim aile içi harcamalarının ülkemizi darboğazdan darboğaza sokan israflarına. Daha geçen gün, yatımla geçerken gördüm; sen çöp tenekesine, resmen 3;si kullanılmamış bir diş macunu tüpü attın. Bununla kalsa gene iyi, üstelik çöpün dibinde bir yığın da ekmek kırıntısı vardı. Pek sayın halkım olacak kitle, israfın büyüklüğü karşısında, hiç mi vicdanın sızlamıyor. Sen şimdi bu kırıntıları 20 yıl süreyle biriktirsen de, daha sonra bunları ;Ekmek Kırıntılarını Değerlendirme ve Entegre Etme Fabrikası; na götürerek, 2 aylık ekmeğini garantilesen olluyor mu?.. Mel mel bakışından belli ki, sen daha bu fabrikanın adını bile duymamışsın!.. 4- Bak sayın halkım, şu demokratik ortam olmasa, ben sana şu maddeleri bağırttıra bağırttıra belletirdim ya, dua et Avrupa kapısındayız... Gelelim diğer bir önemli hususa: Görüyorum ki bir gün simitçilik yapıyorsun, bir gün öğretmenlik, bir gün mühendislik, bir gün de amelelik. Adam olsan bunun ayıbı sana yeter. Hiç kafan çalışmıyor ki, insan bir yazılım şirketi neyin kurar da yıllık gelirini 50 bin dolara filan çıkarır. Zaten sizin yüzünüzden yabancı heyetlere karşı hep başımız önde. Koskoca IMF heyeti geliyor ve onca işinin arasında seninle de ilgilenip yıllık gelirini soruyor; ;2800 dolar; derken, vallahi yerin dibine geçiyorum. Koca koca adamlarsınız, hiç mi bizleri düşünmüyorsunuz. Ne olurdu sanki, üç beş arkadaş bir araya gelip de, şöyle bir internet şirketi ya da ne bileyim banka filan kursanız... Off ulan offf!.. 5- Bana gönderdiğin maillerden anlıyorum ki, şu baz istasyonlarından da hiç memnun değilmişsiniz. Bir kere sen ne zaman adam oldun da, bana mail yolluyorsun lan, sayın halkım?.. Neyse, bu konuya sonra dönerim ama sen soruma cevap ver: Bolluk, para, dolar size batıyor mu?.. Biz baz istasyonlarını kurduruyorsak, bundan haz mı alıyoruz sanıyorsun?.. Maksat ekonomi canlansın, halkın(yani senin) cebine üç beş sent girsin. Ben böyle bir ulvi amaç için okey verirken, sen çıkıyorsun karşıma ;Sayın böyüğüm, bunlar kanser yapıyormuş!; Lan canım halkım, nankörlüğün de bu kadarına pes doğrusu!.. Ulan yoluna can koyduğum halkım, kanserden kim ölmüş?.. Yalancı böyle olsun mu?.. Hadi diyelim ki(aslında değil ya), birkaç kişi de kanserden ölmüş, ulan teres, kanserden ölmesen üç gün sonra nasılsa trafik kazasından ölmeyecek misin, hiç değilse ölürken cebinde kefen paran olur... Dahası, bilim adamları 50 seneye kalmaz, kanser hapını piyasaya sürüyorlar. Doğrusu, çok üzdün beni çooook!.. 6- Eşek sudan gelene kadar dövülesi halkım, duydum geçen yıl bu zamanlar bir de depremden zarar görmüşsün de tazminat istermişsin. Pes yani, hem deprem olacak yerlerde gezin-tozun sonra deprem olunca da git altında kal!.. Halbuki, sende biraz kafa olsa, altında kaldığın taşı satar, ekmeğini taştan çıkartırsın... Şimdi gözümün içine bak da söyle bakayım, çıkartır mısın, çıkartamaz mısın?.. Hişt lan, ne biçim bakış öyle?.. Bak nasıl da ters ters bakıyor... Bak bak şimdi de bana doğru yürümeye başladı. Dur bir dakika halkım, iki dakika delikanlı ol da sana izah edeyim... Bak hala yürüyor... İmdaaaat, polis yok mu?.. İmdaaaat!.. Not: Geçtiğimiz İstanbul Film Festivali;nde seni gene göremedim sayın halkım. Sadece açım demesini biliyorsun, azıcık da kültür açlığını gidersene... |
VASİYETNAMEYE CEVAP ! RAHMETLİ KOCACIĞIM,
MAİL BOMBASI YÜZÜNDEN DEĞİL, AÇIK SAÇIK SİTELERDE SÖRF YAPARKEN KALP KRİZİ GEÇİREREK ÖLDÜN. ÖTEKİ TARAFTA ÖLÜM NEDENİNİ SÖYLEMEDİLERSE BİL DİYE SÖYLÜYORUM. VASİYETİNE GELİNCE, PATLAMA ANLATACAĞIM. SEN NE VASİYET ETTİN, BİZ NE YAPTIK ANLATAYIM SANA:
|
Aşağıdaki yazılar Ahmet Gülüm öğretmenin "Dikkat Yazılı Var" ve "Yine mi yazılı var" adlı kitaplarından. Hepsi gerçek sınavlardan veya cevaplardan alınmış. Öğretim sistemimizin başarılı! yönünü ortaya koyuyor (gülüyoruz ağlanacak halimize...) |