EĞLENMEYE DEVAM ...

HEP BOĞA MI?
İspanya'da tatilini geçiren turist, restoranda tipik bir İspanyol yemeği yemek istemişti. Listeyi uzun uzun inceledi.Cojano adı dikkatini çekti.Ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.Parmağını basıp, garsona işaret etti.Garson bir tabak içerisinde yemeğini getirdi.Nefis bir şeydi ama içindekinin ne olduğunu çıkaramadı.Bir çeşit etti ana ne?...Garsonu çağırdı ve sordu...Garson anlattı :
-Bugün boğa güreşlerine gittiniz mi bayım? 
-Evet...
-İşte bu yediğiniz yemek bugün arenada öldürülen boğanın yumurtalıklarından yapıldı.
Adam ertesi gün gene aynı restorana gitti.Tadı damağında kalan yemeği Cojano'yu bir kez daha istedi.Lezzetle yedi.Artık ahbap oldukları garson hatır sormaya geldi :
-Nasıl memnun kaldınız mı bayım?
-Kaldım kalmasına ama bir şey dikkatimi çekti.Dün yediğim Cojano biraz daha büyüktü gibi geldi bana.
Garson başını iki yana salladı :
-Her zaman boğa kaybetmez bayım.
KGB GELDİ Mİ ???

KGB karargahındaki telefon çalmış:
-Alo.
-Komşum Salamon bir devlet düşmanı. Odunluğunda deklare edilmemiş elmaslar saklıyor."
-Not edildi, merak etmeyin.
Ertesi gün KGB Salamon'un evini basmış. Odunluğa dalmışlar. Tüm odunları kırmışlar, içlerine bakmışlar. Bir tek elmas bile bulamamışlar. Salamon'a sövmüşler ve gitmişler. Aksam üzeri Salamon'un telefonu çalmış:
-Alo
-Ben Mose. KGB geldi mi?
-Geldi...
-Kışlık odunları kirdi mi?
-Kirdi
-O zaman telefon etme sırası sende. Sebze tarlamın ekim için çapalanması gerek.

TEBEŞİR TOZU !!!

Sabahtan beri nefes almadan çalışan işadamı, saatin akşamın sekizi olduğunu fark edince, o gün kendisi gibi yoğun çalışan sekreterine bir öneride bulunmuş. -Haydi birlikte yemeğe gidelim. Gitmişler, adam yemekte sormuş;
** Dans etmeye gidelim mi? Olur.
Birlikte diskoteğe gitmişler. Sonra evine gitmişler. Bir güzel sevişmişler.Sonra evine gelmiş adam. Arabasını park etmiş garaja. Cebinden bir parça tebeşir çıkarmış. Elbisesine irili ufaklı çizikler atmış. Karisi uyumamış kendisini bekliyor.
** Neredeydin? diye sormuş karisi.
** Hiç!.. Sekreterimle yemeğe gittik, sonra dansa, sonra da onun evine.
Birkaç saat seviştik.
** Yalancı!.. diye haykırmış kadın; Üzerindeki tebeşirlerden belli ki,O serseri akadaşlarınla buluşup yine bilardo oynamaya gittin değil mi?

HAMİLEMİSİN !!

Anadolu terbiyesi almis genç bir köy delikanlisi yası kemale erince sevdigi kiz ile dügün dernek evlendirilir. Ancak gerdek gecesinin bir kaç hafta sonrasi delikanliyi askere alirlar.Henüz dogru düzgün dizdize oturamadigi karisindan, o yasina kadar sürekli onu yönlendiren anne ve babasindan ayrilmak üzmüstür delikanliyi. Ama daha da önemlisi karisinin hamile kalip kalmadigini çok merak etmektedir. Düsünür tasinir bunu mektupla karisina sormaya karar verir.
Yazar:
"Yürü mektubum yürü
Yardan haber al da gel
Bir iken iki olduk
Üç olduk mu sor da gel"

ve gönderir mektubu merakla yanit bekler. Bir süre sonra karisindan mektup gelir. Yine naif bir dille yazilmistir:

"Mektubun iyi mektup
Böyle mektup yine yaz
Tarlan ürün vermedi
izinli gel yine kaz..."

BAKAN
Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa makbule geçmiyor, basın her gün kendisiyle uğraşıyordu. Nihayet :
-Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti :
-Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim.
Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar orada.Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti.Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
-Bakan yüzme bilmiyor!
WİLSON ÇİVİLERİ

Wilson adında birinin çivi fabrikası ve reklama ihtiyacı vardır. Pazarlamacı bir arkadaşı ile konuşurken arkadaşı "Wilson Çivileri" diye bir reklam ayarlayabileceğini ifade eder. "Bana bir hafta ver" der arkadaşı, "Sana bir kasetle döneceğim" Bir hafta sonra pazarlama uzmanı, wilsonu görmeye gelir. Kaseti videoya koyar ve çalıştırır.

Romalı bir asker İsa'yi Çarmiha çivilemekle meşgül, Yüzünü kamereya çevirir ve "Wilson çivileri kullanın, onlar herşeyi taşırlar" der. Wilson çılgına döner ve bağırır "Senin problemin ne? Bunu asla TV'de göstermezler, Sana ikinci bir şans veriyorum, ama kesinlikle Romalıların İsa'yi çarmıha germesi gibi şeyler istemiyorum" İkinci hafta pazarlamacı elinde başka bir kasetle gelir, Yine kaseti videoya koyar ve çalıstırır. Bu sefer kamera Roma'nın dışından merkeze doğru yakınlaşır ve çarmiha asılı İsa'nin önünde durur. Roma'lı bir asker yukarı bakar ve "Wilson çivileri, herşeyi taşır". Wilson kendini tutar bu sefer. "Sen beni anlamiyorsun, Çarmihta bir İsa istemiyorum.

Sana son şans veriyorum bir hafta içinde yayınlanabilecek bir reklamla gelmeni istiyorum" Bir hafta daha geçer. Wilson sabırsızca beklemektedir. Pazarlama uzmanı yeni kasetiyle gelir. Saçları uzamış, çıplak bir adam nefes nefese koşmaktadır. Bir düzine romalı askerde peşinden kovalamaktadır. Tepenin başına gelirler ve askerlerden biri kameralardan birine dönerek: "Keşke Wilson civileri kullansaydık!".

ELİ BOŞKEN..

Hoca'nın karısı hastalanmış, karısının başucuna oturup başlamış ağlamaya. Konu-komşu; "Hocam, demişler, ağlayıp harap etme kendini, inşallah iyileşir."

"Yok ben iş güç sahibi adamım, yarın bakarsınız işim çıkar, bir yere falan giderim, iyisimi elim boşken doyasıya ağlayayım"

ŞEREFSİZ !
Hollywood'da güzel bir evde bir parti veriliyor.Partinin sahibi partiyeheyecan ve değişim katmak için mikrofonu eline alıp başlıyor :
-Arkadaşlar akvaryumdaki iki Pirana'yı bu havuza atacağım.Havuza atlayıp karşıya çıkan arkadaş şu gördügünüz sarışınla sabaha kadar eğlenebilir.
Kimsede ses seda yok.
-Bu esmeride sunuyoruz.
Yine kimsede ses yok.
-Bu kumral bayanı da hediye ediyoruz.
Yine ses yok.
-Bu topu da veriyoruz.
-Slaaaaash!!!...
Adamın biri suda hızla yüzüyor ve karşıya geçiyor.Tekrar koşup havuzun öbür kenarına geliyor :
-Nerede o şerefsiz!
-Beyefendi o havuzun karşısında!
Adam şaşkın şaşkın :
-O değil! Beni havuza iten şerefsiz nerede......
Kaykay :))

Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu ?" Adam yanıtlar, "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun ? O senindir.

Cennetteyken kullanabilirsin." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır, "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun ? Cennetteyken onu kullanacaksın." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mu ?" Adam yutkunur ve şöyle der, "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği, "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın.

Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun ? cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturdu?unu görürler ve şaşırırlar. "Heyy ! ne oldu sana ?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, her şey mükemmel ama sen niye bu haldesin ??" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri, "Aaaa ! ne kadar güzel ! peki derdin nedir ?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu !"

TELEFON FATURASI

Adamin biri evine gelir ve posta kutusunda telefon faturasini görür. Bir bakar ki 3 milyar küsür lira fatura. Beyninden vurulmusa döner.Hemen ayrintili fatura ister. Fatura gelir. Aranan bütün numaralar adamin arkadaslarina ve dostlarina aittir. Adam "Bu nasil olur?

Ödeyecegiz mecburen" der. O sirada gözü papaganina takilir. Bir an tereddüt eder.

-"Yok canim hayvancagizin günahini aliyorum" der içinden ama süphe de

devam etmektedir. -"Ya yapmissa", "Yok, yok yapmamistir...." Gece papagani gözlemeye karar verir. Papagan kafesinden çikar ve telefonun basina gidip rehberi açar, adamin arkadaslarini tek tek arayip saatlerce konusmaya baslar. Adam sinirden çildirmis bir sekilde papagani yakalar ve kanatlarindan duvara çiviler. Papagan çarmiha gerilmis bir vaziyette duvarda asili kalmistir. Adam sinirle papagani azarlar; - "Bir hafta burada asili kal da aklin basina gelsin. Çek bakalim cezani!"

Adam gider. Papagan bir bakar karsi duvarda çarmiha gerilmii Isa durmakta. Hemen muhabbet koyulur;

- "Birader sen ne kadardir buradasin?" - "2000 yildir buradayim" der Isa. Papagan hayretler içinde kalmistir; - "Ohaaaa! ........ Nereyi aradin lan öyle?"

KORUYUCU MELEK

Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses:
-Binme, bu uçak düşecek!
Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış:
-Uçak düştü kurtulan olmadı!
Koşmuş Haydarpaşa`ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında:
-Binme bu trene, raydan çıkacak!
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş:
-Tren Eskişehir`de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses:
-Bu otobüse binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış:
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış:-Ulan evlenirken neredeydin?

ADOLF

20. yüzyılın başında bir evde küçük bir çocuk babasına sormuş:
-Baba kedilerin kuyruklarını kesip kemer yapmak günah mıdır?
Baba ilgisizce;-Günahtır evladım, demiş.
-Peki baba zencilerin derilerinden paspas yapmak günah mıdır?
-O da günahtır evladım.
-Peki baba Japonlarin beyinlerinden çorba yapmak günah mıdır?
-Offf!.. O da günahtır evladım.
-Peki baba Yahudilerin yağlarından sabun yapmak günah mıdır?
Baba en sonunda dayanamaz;
-Değildir ulan. Öff bee, Adolf nereden aklına gelir böyle sorular sormak?

SARHOŞ !!

Adamın biri bir gün meyhaneden çıkmış tabii kafasıda iyi. Yolda bir ayağı kaldırımda bir ayağıda yolda yürüyormuş. Adamın biri bunu görüp yanına yaklaşmış. Ve de merakını gizleyemeden sormuş.

-Ya hemşerim , niye bir ayağın asfaltta bir ayağın kaldırımda yürüyorsun? Bir yerde yürüsene? demiş.

Adamda ona: -Allah razı olsun hemşerim sana. Bende acaba ne zaman topal oldum diye düşünüyordum.

PATATES !!

FBI gizli ajan eksikliğini giderebilmek için ajan seçmeleri yapmaya karar vermiş. Ve hergün üçer kişi çağırıp aralarından birini ajan olarak himayelerine alıyorlarmış. Seçimlerin 3. günü Temel' de katılmış. Yanındada bir ingiliz ve bir amerikan varmış. Bunlardan ilk olarak kamuflaj olmalarını istemişler. İçinde sadece bir çuvalın bulundu boş bir odaya sokmuşlar ve burada gizlenmelerini söylemişler. İlk önce ingiliz girmiş. 5 dk. sonra odaya giren bir yetkili gitmiş içinde ingilizin saklandığı çuvala tekme atmaya başlamış.Hemen çuvalın içinden bir ses gelmiş: " Miyaw, miyaw."

İngilize ilk testi başarıyla geçtiğini söyleyip amerikan' ı odaya koymuşlar. Amerikan' da aynı çuvala saklanmış. Biraz sonra yine odaya giren yetkili gitmiş ve çuvala bir tekme atmış. Çuvalın içinden: "Hav, hav." diye bir ses gelmiş. Amerikan' ıda tebrik edip Temel' i odaya koymuşlar. 5 dk. sonra odaya giren aynı görevli gitmiş çuvala bir tekme atmış. Ama hiçbir ses gelmemiş. Bir daha atmış yine tık yok. Bir daha bir daha derken en sonunda çuvaldan cılız bir ses yükselmiş: " Patateeeeesss

Camlara dikkat :))))))

Vücudu oldukça güzel genç bayan tatilinin hemen her gününü kaldığı otelin terasın da güneş banyosu yaparak geçirmiştir. İlk günü mayosu ile güneşlenmiş, ama sonra ki günler bakmış ki otelin en üst katında onu kimse göremiyor, mayosuz sere serpe güneşlenmeye başlamış. Gene böyle yüzüstü güneşlenirken merdivenlerden birisinin Çıktığını duyarak havlusu ile poposunu örtmüş.

Merdivenleri bir solukta çıkan otelin mudur yardımcısı nefes nefese "Pardon" der, "Otelimiz güneşlenmeniz konusunda bir şey diyemez, ama dünkü gibi mayonuzla güneşlenirseniz çok iyi olacak" "Ne fark eder" diye sorar genç kadın sakin sakin "Beni burada kimse göremez, ayrıca bu havlu ilede örtünüyorum bakin" "Tam olarak değil" der mudur yardımcısı utanarak "Tavanı cam restoranın üzerinde güneşleniyorsunuz"

İYİ HABER !!

Bir araba kazasından sonra çok uzun süren bir ameliyat geçirmesi gerekmişti. Ameliyatı yapan doktorlardan birisi başucunda ayılmasını bekliyordu. Gözlerini açtığını görünce gülümsemeye çalıştı:

-Geçmiş olsun, böyle bir kazadan sonra hayatta kalabilmeniz mucize sayılır... Size iki haberim var. Birisi iyi, birisi kötü. İsterseniz önce kötü olandan başlayayım ve iyiyi sonraya saklayayım... Yaptığımız ameliyat sonrasında iki ayağınızı kesmek zorunda kaldık.

Hasta inledi, umutsuzca sağa sola baktı ve sonunda sordu:

-Peki iyi haber hangisi?

-Yandaki odada bulunan hasta sizin ayakkabılarınızı satın almak istiyor.

Sen nerelisin?

Adamın biri bütün tavuk söylemiş,ama köy tür olsun demiş,garson hemen getirmiş,adam garsona bir dakika deyip tavuğun neticesine orta parmağını takmış iki tur döndürmüş,olum bu koy tur değil Mudurnu.al bunu götür bana köy tür getir demiş,garson bu ise hayret edip doğru şef garsonun yanına gitmiş,durumu anlatmış şef yürü lan deve kafa bulacak başka adam bulamadinmi diyince garson tekrar başka cins bir tavuk alıp adama goturmus,adamda yine ayni hareket,olum bu seferde banvit getirmişin beninle dalga geçme yoksa yok de gideyim başka yere lan.

Garson tekrar şefin yanına koşmuş,abi valla biliyor ne goturursem anlıyor muneccinmidir herif nedir, şef. değildir ama belki şeyini yemiştir diyince garsonun kafası iyicene karışıyor,şef daha sonra olum mademki biliyor git yan lokantadan koytur al gel müşteri veli nimettir diyor, bizim salak garson aynen denileni yapıyor sonrada adamın yanına gidiyor tavukla,adam yine neticeyi parmaklıyor iki tur,simdi oldu doğru getirmişin diyor,garson afiyet olsun beyefendi deyip çekileceği sırada adam koçum sen nerelisin diyor.garson adama şöyle bir bakıp neticesini dönüyor ve siz daha iyi bilirsiniz beyefendi diyor.

 
YANLIŞ MAİL !!

Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görürü ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür, arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır.
Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.

Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.

Tarh : 16 Mayıs 2004

Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz.
Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Herşey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.

Not : Burası çok sıcak.

MEZDEKE

Trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:
-Ehliyet ruhsat lutfen
-Tabi buyrun demis sofor ve vermis. Polis bakmis bi problem yok.
-Pekii demis polis, cevre vergisi pulu?
-Burada, buyrun demis adam.
-Ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
-Tabii deyip bagaji acmis adam. Polis bakmis icinde eksik yok.
-Yangin sondurucu? -Burada buyrun.
-Zincir?
-Derhal cikarayim buyrun.
Polis daha sonra tekrar sormus:
-Mezdeke kaseti varmi?
Sofor cok sasirmis.
-Evet var buyrun demis.
Polis : Tamam siz onu takin teybe ve sesini acin demis ve baslamis polis oynamaya. Soforun saskinligi daha da artmis ve dayanamamis sormus.
-Hayrola memur bey?
Polis cevap vermis:
-Ee essek degilsin artik takarsin bi 20 milyon...
YALAKA !

Bir isyerinde elemanin biri, müdürüne yalakalikta sinir tanimaz halde çalisirmis. Böyle yalaka görülmemismis. Sonunda müdür de biraz bunun nereye kadar gidecegini meraktan,birazda seytanin dürtmesiyle, isyerinde yalniz kaldiklari bir aksam mesaisinde elemani çagirmis ve "dön demis, seni halledecegim.
Eleman dönmüs hazirlanmis, müdür de baslamis bunu halletmeye. Biraz sonra eleman kafasini arkaya çevirmis ve demis ki:"Müdürüm yüzünüze karsi sirtimi dönmüs gibi oldu, insallah kusuruma bakmazsiniz.?????

KARNIYARIK !

Adam türkiyeye turist olarak gelmiş. türkiyede ençok sevdiği yemek karnı yarık. Ülkesine dönünce karısına anlatmış.
-Türkiyede bir yemek yedim harikaydı
Karısı: "öyleyse tarif et bende yapayım"
Hanım: "yemek pişmeden önce benimkine, piştikten sonra seninkine benziyordu".

Acele etmeyin

Alican çok terbiyesiz bir çocukmus. Bir gün annesinin misafirleri konken oynamaya geleceklermis.Oglunun yanlis hareketlerde bulunacagindan korkan annesi misafirlere Alican terbiyesiz bir laf ederse kalkip gidiyormus gibi yapin belki utanir demis.Misafirler tamam deyip oyuna basladiklari sirada Alican içeri firlayarak"Anne anne limana bir gemi yanasti içinde bir sürü abaza denizci var,etrafta kari ariyorlar demis Bunun üzerine kadinlar ayaga kalkip gidermis gibi yapmislar. Bu sirada Alican atılmış "Oturun oturun daha birhafta buradalar "

Onlar BALON

Johnny annesiyle birlikte banyo yaparken, göğüslerini göstererek sorar:
"Anne, bunlar nedir?"
Nasıl cevaplayacağını bilemeyen annesi:
"yarın kahvaltıda babana sorarsın" der ve unutmasını ümit eder. Ama Johnny unutmaz ve ertesi gün kahvaltıda babasına sorar. Babası şöyle yanıtlar:"
Onlar balon çocuğum, annen öldüğü zaman o balonları şişireceğiz ve annen de cennete uçacak".
Birkaç hafta sonra Johnny'nin babası eve birkaç saat erken gelir. Johnny ağlayarak babasının yanına koşar.
"Baba koş, annem ölüyor."
Babası çocuğu sakinleştirmeye çalışırken sorar:
"Neden annenin öldüğünü düşünüyorsun?"
Çocuk ağlamaya devam ederken anlatır:
"Harry amca annemin balonlarını şişiriyordu ve annem de şöyle bağırıyordu "Tanrım geliyorum!""

Yeter be
Adamın biri bir aydır tatilde yalnız başına bıraktığı karısını hafta sonu nedeniyle ziyarete gitmişti. Karısı kendisini garda karşılayıp boynuna atladı.
- “Ah sevgilim, bilsen seni ne kadar özlemişim...gelmene öyle mutlu oldum ki.”.
Akşam yemekten sonra karıkoca oteldeki odalarına çekildiler. Kapıyı kapatır kapatmaz öpüşüp koklaşmaya, tatlı sözler mırıldanmaya başladılar.
Fakat tam bu sırada komsu odadan bir tekme duvara indi. Ardından öfkeli bir ses gürledi:
- “ Yeter yahu... Her geceki gibi gene başlamayın... bırakın da hiç olmazsa bu gece uyuyalım...
Yeşil At...

Fadime bir gün dere kenarında çamaşır yıkıyormuş...
Temel de Fadime'yi dere kenarında çamaşır yıkıyorken görünce birden canı Fadime ile sevişmek istemiş...
Sonra içinden "ya ben ne yapsam da onu sevişmeye razı etsem" diye geçirirken "haah buldum" demiş...
-Ben şu atın nalını yeşile boyayayım, atla beraber Fadime' nin yanından geçerken o bana "atın nalı neden yeşil" diye sorar, ben de ona "bırak atın nalını da sevişelim" derim...
Sonra atla Fadime'nin yanından geçmiş,Fadime oralı bile olmamış...
Temel bu defa atın ayağını yeşile boyamış ve "şimdi yanından geçerim, o da bana "Temel neden atın ayağı yeşil" der ve de ben de ona "bırak şimdi atın ayağını da sevişelim" derim...
Temel bir kez daha atıyla Fadime nin yanından geçmiş ama Fadime yine oralı bile olmamış...
Derken Temel sırayla atın baldırını,sırtını falan boyamış ama yine tık yok...

En sonunda Temel atı komple yeşile boyamış...
İçinden yine kendinden emin "şimdi yanından geçerken bana Temel neden at yeşil der ben de bırak atı da sevişelim derim...diye geçirmiş ve atla beraber tam Fadime nin yanından geçiyormuş ki Fadime birden dönmüş ve Temel'e :"HADİ TEMEL SEVİŞELİM..." demiş.
Temel'şaşkın: "PİRAK ŞİMDU SEVİŞMEYİ DE, AT NEDEN YEŞUL ?..."
Ya Eşek Konuşursa!..

Çoban, köyün dışında koyunlarını otlatırmış. Tozu dumana katarak lüks bir Jeep gelmiş yanına, durmuş. Genç, iyi giyimli bir adam inmiş içinden.

- Selâm!
- Aleykümselâm !
- Koyunlar senin mi?
- Evet beyim...

O sırada genç adam koyunlardan birine yaklaşmış:
- Selâm, n'aber, nasılsın?
Afallamış çoban, "Koyunlar konuşur mu bey!"
Ama bir mucize olmuş ve koyun cevap vermiş adama:
- Şükür, iyiyim abi!
- Bu çoban nasıl bir adamdır, size nasıl davranır?
- Vallahi Allah için iyi bir adamdır. Bizi her gün otlamaya çıkarır, kurttan çakaldan korur... Bir kötü muamelesini görmedik!

Kıvrılmış yatan Kangal'ı işaret etmiş bu sefer garip yabancı:
- Köpeğin adı ne?
- Karabaş, demiş köylü, ama konuşmaz!

Adam hiç tınmamış, dönmüş köpeğe, başlamış sohbete:
- Nasılsın Karabaş ? Keyfin nasıl? Sahibin sana iyi davranıyor mu?
- Sağol abi, iyiyim. Sahibim iyi bir insandır. Yemeğimi, suyumu unutmaz. Kötü davrandığını, canımı acıttığını bilmem hiç...

Çoban öööyle kalmış tabii, mel mel bakıyor olup bitene.
Derken, genç adam köpeği de bırakıp, bu sefer eşeğini işaret etmiş çobana:
- Eşek de senin herhalde, adı nedir?

Kireç gibi olmuş çoban:
- He! Eşek de benim beyim, adı da Karakaçan'dır. Ama bak dimedi deme, çok yalancı eşş'oğlunun biridir. Söylediklerine inanmayasın!..
Ya Mecburİ Olursa...

Temel "Yabancılar Polisi"ne gitmiş,
- "Almanyada 30 yıldan sonra her hakkımı yakıp Türkiye'ye geri döneceğim" demis.
Polis merakla sormuş,
-"Herr Temel burada gayet iyi bir vatandaşsınız, çifte vatandaş oldunuz falan filan... daha ne istersiniz? Lütfen gitmeyin, kalın...
Temel "yok yav abi" demiş.
"30 yıl once iyi idi, 20 yıl önce gay'lere hoşgörü başlattınız, 10 yıl önce "o" iş serbest oldu, 5 yıl önce de evlenmeyi serbest bıraktınız... " Yok abi bende çoluk çocuk var... bu iş mecburi olmadan ben dönecegim..."
ŞİŞELER

Akıl hastanesinde bir gün bir hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır.

Bu sefer hasta bakıcıyı tokatlar."Bakıcı ne oluyor?" der. Hasta cevap verir. "Şişeleri getirdim abi".

Dünyanın en iyi ajan yetiştiren ülkesini araştırıyorlarmış.

Bu amaçla CIA’den,KGB’den ve bizim MIT’ten birer ajan çağırmışlar.

Ajanlardan içi bos bir odada kendilerini kamufle etmeleri istenmiş. Yalnız oda da bir ip ve çuval varmış. CIA ajanı içeri girmiş bakmış sadece iple çuval var, çuvalın içine girmiş iple çuvalın ağzını bağlamış(Nasıl bağlamışsa fıkra icabı iste).Neyse, görevli odaya girmiş ve bakmış odada bir çuval var. Çuvala bir tekme atmış. CIA ajanı da çuvaldan bağırmış “hav!hav!”.Görevli “Aferim, ben seni köpek zannettim” demiş ve böylece CIA ajanı başarılı olmuş. Aynı şekilde KGB ajanı odaya girmiş o da çuvala girmiş ve yine aynı şekilde görevli gelip onu da tekmelemiş. O da “mee!mee!” demiş. Sonuçta o da başarılı olmuş. Sıra bizim MIT ajanına gelmiş. O da odaya girmiş bakmış bir ip ve çuval. Çuvalın içine girmiş ve iple çuvalın ağzını bağlamış. Görevli odaya girmiş ve bakmış yine çuvalda bir şey var. Çuvala tekme atmış ses gelmemiş. Bir tekme daha yine ses yok. Sonra çuvalı alıp duvardan duvara vurmaya başlamıs. Sonunda Çuvaldan ses gelmiş:

“Patates ulan patates...!”

INSAN PSIKOLOJISI
Adam barda gördügü güzel bayanla konusmanin yollarini ariyordu.
Sonunda cesaretini toplayarak kiza yaklasti ve,
"Biraz konusabilir miyiz, acaba?" dedi.
Kiz birden haykirdi: "Terbiyesiz! Ben senin bildigin kizlardan degilim!"
Adam utancindan yerin dibine girmisti. Herkes ona bakiyordu. Gitti ve masasina oturdu. Bir süre sonra kiz ona yaklasti. Gülümseyerek,
"Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji ögrencisiyim ve utandirici durumlarda insanlarin nasil davrandiklarini inceliyordum..." dedi...
Adam avaz avaz bagirarak cevap verdi:
"Nee? Gecesi 200 dolar mi? Deli misin sen?"
HAPIS CEZASI

Kadin, gece yarisi yanindan kaybolan kocasini bulmak için kalkar. Evde yalnizlik içinde, asagidan bir ses duyar. Asagi iner ve tekrar dinlemeye baslar, ama kocasini bulamaz. Biraz daha aramak için asagi depo'ya iner, orda kocasini dizleri üstüne
çökmüs, duvara dönmüs agladigini görür... Ve merakla sorar: "Kocacigim, neyin var, ne oldu ?"
Kocasi: "Hatirliyor musun, Baban bizi beraber yakaladiginda bir soru sormustu, ya evlenirsin yada 20 yil hapis çekersin."...
Kadin sasirarak: "Eeee ne oldu?"
Adam: "Bugün, hapisten çikmis olacaktimm"
FELÇLI BABA
Adamin biri birgün felç olan bir arkadasini ziyaret etmis. Sohbet sirasinda felçli arkadasi adama:
"Terliklerim yukarida kalmis onlari bana getirir misin lütfen" diye rica etmis...
Adam yukari çikmis, bir de ne görsün; felçli arkadasinin afet gibi dipdiri iki kizi var! Hemen pratik zekasini çalistirarak:
"Babaniz beni sizinle yatmam için gönderdi" demis...
Kizlar: "Nasil olur!! Imkansiz!" demisler...
Adam: "Inanmiyorsaniz soralim" demis ve asagiya seslenmis: "IKISINI DE MIIIIII!"...
Felçli adam bagirmis: "IKISINI DE! IKISINI DEEEE!!"
KADINLARA KARSI ZAFER
Adam kitabevinden içeri girdi, tezgahta duran gence sordu:
Sizde "Kadinlara Karsi Zafer Kazanan Erkek" romani var mi? Tezgahtar eliyle az ötesini isaret etti:
Var efendim, orada masal kitaplari bölümünde bulabilirsiniz.
Kadının biri kocasına hediye olarak köpek almak için bir dükkana girmiş.
Adama sormuş:Kaniş türü köpeğiniz var mı?
__Maalesef hanımefendi ama size su kediyi verebilirim...
__Su pısırık kötü kediyi mi?
__Hanımefendi öyle durduğuna bakmayın,bu kedi karate bilir. ve adam söylediğini ispat etmek için kediye seslendi:
__masa karateci... masa un ufak olmuştu......
__sandalye karateci... sandalyenin akibetide aynı idi...
Kadın ikna oldu ve kediyi alarak evine geldi. Amacı kocasına sürpriz yapmaktı. kocası kediye şöyle bir bakıp:
__bula bula bu aptal hayvanı mı buldun?
__öyle deme kocacığım bu kedi karateci....
Adam sinirlenmişti......
__ .arrak karateci...!!
-Abicim , ben simdi sizden geride kaldım, tam sizi yakalıyacağım önümde bir fil, çektim silahı bir ateş ettim DAAN! Tam iki kaşının arasından vurdum , fil oldu, gittim yanına, şöyle bir tarttım. Hayır omuzlıyacağım ama size yetişemem diye korkuyorum, kestim bir bacağını koydum omzuma...
Bu arada siz gene uzaklaştınız, ben gene tam sizi yakalıcam tam karsıma bir aslan çıkmasın mı?? Üstüme geliyor, çektim silahı DAAN! İki kaşının ortasından vurdum ve öldü... Gittim yanına şöyle bir tarttım! Hayır omuzlıyacağım ama size yetişemem diye korkuyorum, kestim bir bacağını koydum omzuma...
Tam o sırada içerden telefon çalar, adamımız gider ve geri döner!
-Nerde kalmıştık?
Bizimkiler cevap verir!
-Bacaklar omuzdaydı!
-Verdim .arrağo, verdim .arrağı, verdim .arragı...
Superman'in önemli bir toplantıya katılması gerekiyormuş ama bir saat gecikmiş. Ve toplantı odasına girdiğinde hali perişanmış. Batman sormuş,"Hey, Superman, ne oldu sana böyle?"
Superman cevap vermiş, "Bir saat kadar önce buraya doğru uçuyordum, ama kumsalın üzerinden geçerken Wonder Woman'in orada çıplak ve yanlız yattığını, hareket edip sallandığını gördüm."
Batman atılmış, "Obaaaaa! Peki sen ne yaptın?"
Superman, "Tabii ki, doğal olanı yaptım. Fermuarımı açtım ve oraya mümkün olduğu kadar hızla pike yaptım."
Heyecanlanan, Batman bağırmış, "Wonder Woman şaşırmış olmalı!!!"
Superman kaşını kaldırmış ve acıyla
"Görünmez adam daha çok şaşırdı." demiş.
Zengin patron kendine yeni bir sekreter alır. Sekreter kız çok güzel, ve çok da terbiyelidir. Bir gün sekreterini bir şeyler dikte ettirmek üzere odasına çağırır adam. Kız not alırken adamın pantolonunun önünün açık olduğunu fark
eder ve odadan çıkarken "Affedersiniz efendim barakanızın kapısı açık kalmış" der. Adam bundan hiçbir şey anlamaz. Bir sure sonra yerine oturunca bakar ki fermuarı açık.
Bu olay üstüne sekreteri ile biraz dalga geçmeye karar verir. Kızı çağırır ve "Bununla beraber sayın bayan bu sabah barakamın kapısının açık olduğunu gördüğünüzde içerde esas duruşta bekleyen bir asker dikkatinizi çekti mi?" diye sorar.
Sekreter istihzali bir şekilde cevap verir, "Hayır efendim benim bütün gördügüm tekerlekli iskemleye oturmuş boynu bükük bir ihtiyardı"
Yasli bir amca eseginin uzerinde karayolunda seyretmektedir. Bunu goren trafik polisleri amcaya takilmak isterler ve durdururlar.
Polis: Be amca, necin dakman golani (Golan:Emniyet kemeri)
Amca: Dakmam be iste!
Polis: E bak gordun mu, simdi ceza keseceyik.
Amca: Kes bakalim ne keseceysan da gidecem, acele isim var.
Polis: Peki amca, cezayi sana mi yazalim yogsam esege mi?..
Amca: ???
Polis: Yani cezayi sana yazarsak 5 milyon odeycen, esege 3milyon odeycen.
Amca: Bana kes o zaman.
Polis: Neden sana keseyoz amca?
Amca: Onun sicili temiz ossun polis yapcez onu!
IKI POHLI YUMURTA

Vali Erzurum'un köylerini ziyarete gidiyor. Bir köyde kendisine bolca yumurta kayganasi ikram ediliyor. Vali çok memnun oluyor ve nezaket icabi söyle diyor:
-Muhtar ne zahmet etmissin, bu kayganaya gerek yoktu, ayran yeterdi..
Muhtar:
-Ne zehmeti vali beg, içine tukurim, iki pohli yumurta, ne giymeti, afiyet olsun...
FARZET KI ÖKÜZLER YIYIR

Erzurum'da birisi tanidik bir köylü dostuna misafirlige gidiyor.
Köylü ev sahibi izzet ikramda bulunuyor. Yemekten sonra misafirin önüne bir kalbur yer elmasi köyuyor. Bu kadar çok ikramdan mahcup olan misafir : -Aga ne zehmet ettin, bunlara ne luzum vardi der.
Aga:
-Ne zehmeti efendi farzetki musurluge tokmusem öküzler yiyir!
iş adamları bir kokteylde yeni tanışmışlar ve muhabbet edip şakalaşıyorlar. biri
- Brezilyadan ne çıkar!.. Ha ha ha!.. Ya orospu ya futbolcu!.. Ha haha..
diğeri üzgün bir sesle,
- Benim karım... Brezilyalı...
diğeri toparlamaya çalışır,
Yaa, öylemiii... Hangi takımda oynuyor?
BEN BU OTOBOSUN YOLCUSU MUYAM ?

Dadas turizm otobüsü Ankara'da mola verince yasli bir Dadas ihtiyaç giderip otobüse biniyor. Okuma yazma bilmeyen Dadas
otobüsten basini uzatip:
"Dadaslar hele bakin ki ben bu otobüsün yolcusu muyam!"
MAHVOLURDUM :))

Ücüncü Bogaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den olusan bir konsorsiyum almış. Tam açilisin yapilacagi sirada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yikilmis. Japon; 'gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarim' diyerek harakiri yapmis.
Amerikali; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş. Tüm bunları izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüs: '
'Iyi ki çimento koymamisim, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...'

İDDİAYA VARMISIN ?

Bir avukat adam ve bir sarisin kadın Newyork'tan Los Angeles'a giden uçakta yan yana oturuyorlarmış. Yolculuk uzun sürdüğünden avukat gecen zamanı eğlenceli kılmak için bir oyun düşünmüş ve kadına doğru eğilerek "bir oyuna ne dersin?" diye sormuş. Kadın yorgun olduğundan avukatı kibarca reddetmiş ve uyumak için gözlerini kapamış. Ancak adam ısrarla kadına "oyun çok kolay, ve eğlenceli. Sana bir soru soracağım. cevabi bilemezsen bana $5 vereceksin, bilirsen ben sana. sonra sen soracaksın." Kadın yine kibarca reddetmiş ve uyumaya çalışmış.Adam, kadın sarisin olduğu için oyunu kolayca kazanacağını düşünerek ısrarlarını arttırmış. Bir teklif daha yapmış.
"
Eğer cevabi sen bilemezsen bana $5 verirsin, eğer ben bilemezsem sana $50 veririm" demiş. Kadın ısrarlara dayanamayarak bu yeni teklifi kabul etmiş.
Adam ilk soruyu sormuş. "
Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır?"

Kadın tek söz söylemeden çantasından $5 çıkarıp adama uzatmış. "
Şimdi sıra bende" diyerek sorusunu sormuş. "Tepeye uç ayakla tırmanıp dört ayakla aşağıya inen şey nedir?"
Adam kadına şaşkın şaşkın baktıktan sonra lap top bilgisayarını çıkarmış, kayıtlı bilgilerinden araştırmış, yok. Internet'ten araştırmış, yok.Email ile tüm arkadaşlarına sormuş, yok.
Bir saat sonra adam yenilgiyi kabul ederek cevabı aramaktan vazgeçmiş ve cüzdanından $50 çıkarıp kadına uzatmış.Kadın kibarca parayı alıp çantasına koyduktan sonra uyumak için hazırlanırken, adam yenilmenin verdiği acıyla sormuş "
cevap ne?"
Kadın yine tek kelime etmeden çantasını açmış ve $ 5 çıkarıp adama uzatmış ve uyumaya devam etmiş.

DÖVMEK
Köşede müşteri bekleyen sokak kadınına yaklaşan adam :
-Kaça, diye sordu... Saatiniz kaça?
-Onbin lira...
-Ben onbin değil, tam yüzbin lira veririm...
-Gerçekten mi?
-Gerçekten ya... Valla veririm hemde yüzbin lira...
-Ama döverim ben...
-Amaaaaan. Yüzbini verde döv...
Otele doğru yürüdükleri sırada adam yineledi :
-Bak söyleyeyim fena döverim ben...
-Döv canım, yüzbini ver de...
Soyundukları sırada adam :
-Son defa söylüyorum fena döverim.
-Amaaaaan be!... Dövermiş.... Ne kadar döversin yani?
-Verdiğim parayı geri alıncaya kadar döverim...
BİR GÜN BEN KAYBOLDUM
Reha Muhtar 100 yaşını aşmış bir köylüyü programına davet etmiş :
-Efendim, bu kadar zamanda kim bilir ne güzel olaylar yaşamışsınızdır.
-Güzel bir anınızı anlatır mısınız", diye sormuş.
İhtiyar başlamış :
-Bir gün bizim muhtarın eşeği kayboldu. Bütün köy eşeği aramak için dağa çıktık. Saatlerce aradık. Sonunda da bulduk.Başladık dağ yolundan aşağı inmeye. Birden bizim muhtarın eşeği gözümüze bir güzel görünmeye başladı...
Derken Reha Muhtar araya girmiş :
-Aman efendim, oraya girmeyelim, bu hikaye tehlikeli olmaya başladı.Başka bir güzel anınızı anlatın.
İhtiyar köylü söze devam etmiş :
-Bir gün bizim muhtarın kuzu kayboldu. Bütün köy muhtarın kuzusunu aramak için dağa çıktık. Saatlerce aradık. Sonunda da bulduk. Başladık dağ yolundan aşağı inmeye. Birden bizim muhtarın kuzu gözümüze bir güzel görünmeye başladı..
Demeye kalmadan Reha Muhtar yine adamın sözünü kesmiş :
-Aman efendim, oraya da girmeyelim. Siz en iyisi kötü bir anınızı anlatın.
Adam yeniden söze başlamış :
-Bir gün ben kayboldum...
DOMUZ ÇİFTLİĞİ

Adamin birisi domuz ciftligi kurup yetistirip sonra da satarak zengin olmak icin 20 tane domuz alip yeni aldigi ciftlige getirmis.ama hicbirsey anlamadigi bu is hakkinda yardim etmesi icin bir de veteriner cagirmis...veteriner konusmus ta konusmus.. adam birsey anlamamis ama utancindan da caktirmamak icin "ha ha" diyip kafasini assagi yukari sallamis sonra da parayi avucuna sikistirip gule gule demis.

Aradan bir kac gun gecmis ama domuzlarin birbirine karsi ilgisi sifir...ben bunlara herhalde birseyler gostersem iyi olacak deyip hepsini kamyona attigi gibi dogru ormana..hepsini bi guzel siradan gecirdikten sonra ciftlige geri getirmis... Sonraki bir kac gun bakmis domuzlarda gene tik yok...almis bir daha doldurmus kamyona gene ormana....bu sefer ikiser kez....siradan....almis geri getirmis ciftlige icinden de herhalde bu sefer olmustur, ne yapmalari gerektigini ogrenmislerdir diyerek... Ama hayvanlarda yine tik yok..hepsi camurun icinde yatiyor....kafasi iyice kizmis olan adam hepsini kufur ede ede kamyona bir kez daha atarak dogru ormanin yolunu tutmus..yapabildigi kadar yapmis, yorgunluktan olmek uzere olan adam hepsini kamyona atip, ciftligin yolunu tutmus..

Ertesi gun oglene kadar uyuyan adam yataktan kalkamayacak kadar yorgun oldugundan karisini yanina cagirmis, - "bak bakalim hanim domuzlarda hareket var mi, ne yapiyorlar?" diye sormus. karisi,perdeyi aralayip domuzlara baktiktan sonra adama donmus.... -"hepsi kamyona cikmis, birisi de kornaya basiyor...."

PİPO

Patron işe yeni aldığı güzel ve biraz hoppaca olan sekreterine sordu:
-Hıyar salatası ile pipo arasındaki farkı biliyor musunuz?
-Hayır efendim.
-Hadi öyleyse yemeğe gidelim!

DİLE BENDEN !!

Kadinin biri temizlik yaparken bir lamba bulmus Bunun tozunu alırken içinden bir Cin çikmis ve dile benden ne dilersen demis.Ama benden sadece uc dilek dileme hakkin var ve de her isteginin iki katini kocana verecegim demis.Kadında tamam demiş. Ve ilk dilegini söylemiş. Beni dunyanin en guzel kadini yap demis.Cin bak ama kocan iki kat daha yakisikli olacak demis.Kadin sorun degil demis.Kadinin ikinci dilegi dunyanin en zengin kadini olmak olmus.Cin kadini yine uyarmis..Bak kocan senin iki katin kadar zengin olacak demis..Kadin yine sorun degil demis.

Sira ucuncu dilege gelmis ve kadin gülerek simdide beni öldürmeyecek hafiflikte bir kalp krizi geçirmemi sağla demiş...

PİŞMANIM

İki arkadaş hem içiyor, hem de karılarından yakınıyordu. Biri -"Ben" dedi, "Evliliğimizin ilk senelerinde işten eve dönünce karımı kucaklar, nefesi kesilene kadar kollarımda sıkardım."
Diğeri içini çekerek sordu "Ya şimdi?"
-Şimdi mi? Daha fazla sıkmadığım için pişmanım!..

ATIM LÜTFEN

Tiyatroda, ünlü oyuncu rolü gereği uşaklarına bağırır.
-Atımı getirin!
O sırada münasebetsiz bir seyirci "Eşek olsa olmaz mı? diye seslenir. Oyuncu hiç istifini bozmaz:
-Hay hay! Buyrun beyefendi!..

CESARET

Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktorda adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demişki:bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel. Adam bir hafta sonra gelince doktor: Öksürüğün nasıl oldu deyince, adamda: Cesaret edipte öksüremiyorumki,demiş.

ÇOK İÇME !!

Adamın biri bara girmiş. Garson, herkeze içki ver kendinede al demiş. İçkiler içilmiş garson hesap için gelince adam: Para yok demiş. Tabi garson bunu bir güzel dövüp dışarı atmış. Diğer akşam tekrar gelmiş ve yine garson herkeze içki kendinede al demiş ve sonuçta parası olmadığı icin yine dayak yemiş ve gitmiş. Bu üç akşam böyle devametmiş. Dördüncü gün yine gelmiş ve garson herkeze içki fakat bu sefer sen içme, içince sapıtıyor, sonrada kavga çıkarıyorsun.

ŞÖFÖR

Ali okula yazılıcakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış. Sıra servis şöförüne gelmiş servis şöförüne oğlunun ne kadar fırlama olduğunu anlatmış. Şöför hiç oralı olmamış içinden ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki demiş. Okul günü gelmiş ve Ali alınması gereken yerden servise binmiş. Yolculuğun ilk başlarında sakin sakin oturan Ali daha sonra şöförün yanına gelerek "amca benim annem tavuk babam horoz olsaydı ben civciv olurdum değilmi" demiş. Şöför "evet yavrum şimdi geç yerine otur "demiş. 

Biraz sonra Ali yine şöförün yanına giderek "amca benim annem inek babam boğa alsaydı ben buzağı olurdum değilmi"demiş. Şöför biraz sinirli "evet şimdi git yerine otur " demiş. Biraz sonra Ali yine şöförün yanına gelerek "amca benim annem" demeye kalmadan şöför Ali'ye "ben sana bir soru soracağım "demiş ve ardından "senin annen orospu baban pezevenk olsaydı sen ne olurdun bakayım" demiş. Ali sırıtarak cevap vermiş "ŞÖFÖR".

HOO!!!
Doğu köylerinden birinde, kış kıyamette, adamın birisi ölmüş.Köylüler cenazeyi kızakla mezarlığa götürüyorlarmış.Ama daha mezarlığa varmadan, kızak da, öküzler de çamura saplanmış.Köylüler uzaktan öküzlere bağırmışlar çağırmışlarsa da, kimse çamura girmeyi göze alamamış.
O sırada, birisi, bakmış ki; dirilerden hayır yok, ölüye seslenmiş :
-Ulan, öldün öldün de, öküzlere bir "Ho!" diyemeyecek kadar mı öldün, mübarek?
ÇORAP
Ayakları çok fena kokardı. Bir gün bir arkadaşına birlikte tiyatroya gitmelerini teklif etti.
-Hay hay, dedi arkadaşı.Ama eve git, ayaklarını yıka ve temiz bir çorap giy. Söz mü?
Tiyatroya gittiler.Yerlerine oturdular.Aradan beş on dakika geçmeden etrafındakiler mendillerini burunlarına götürmeye başladı.
-Hani söz vermiştin, dedi arkadaşı.
-Vallahi değiştirdim, dedi.
İnanmazsın diye kirlileri de cebime koydum.Nah!...
MİYAW
İki deli, akılhastahanesinden kaçmaya karar vermişler. Gece vakti hızlı bir şekilde duvardan atlayarak boşluktaki tarlaya çıkmışlar. Tellerin arasından sürünerek ilerlerken bir bekçi bunların hışırtısını duymuş. Hemen bağırmış: "Kim var orada?" Delilerden biri hemen: "Miyaw, miyaww" diye seslenmiş. Huşırtıyı kedinin çıkardığını zanneden bekçi tam geri dönecekken deliler yine sürünmeye başlamışlar ve yine bir hışırtılar başlamış. Bekçi hemen dönmiş ve bağırmış: "Kim var orada?" İyice sinirlenen deli: "Miyaw dedik ya len" demiş
ÖNEMLİ NEDEN
-Hayrola nereden?
-Be be ben mi?Rad rad radyodan geliyorum...
-Ne vardı radyoda?
-Spi spi spi spiker sı sı sı sınavı vardı da...
-Eeee, ne oldu?
-Bı bı bı bırak yahu?Kı kı kıravat tak tak takmadık diye almadılar.
RESİM
Leyla, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu.Babası kızın elindeki bomboş kağıdı görünce sordu :
-Leyla, ne resmi yapıyorsun bakayım?
-Çimenlikte bir keçi resmi.
-Çimenler nerede?
-Keçi hepsini yedi.
-Ya keçi?...
-Yiyecek birşey kalmayınca o da gitti.
GAZ KAÇIRIYORUM ?

Bir hanimefendi doktora gitmis.Checkupa. Yani yillik kontrola."Doktor" demis. "Ben fevkalade saglikli bir kadinim. Bir tek kusurum var. Gaz kaciriyorum.. Durmadan gaz kaciriyorum..Evde..
Iste..Kilisede.. Otobuste,asansorde, supermarkette.. Durmadan kaciriyorum.. Ama fazla da sikayetim yok. Kendime hicsorun yapmiyorum bunu..
Cunku benim kacirdigim gazin ne kokusu var, nede sesi cikiyor.."
Doktor, bir hap yazmis kadinin recetesine.. "Bu haplardan gunde uc tane al, haftaya gel gene beni gor" diye.. Ertesi hafta kadin
hisimla girmis doktorun muayenehanesine. "Doktor" demis. "Hey doktor.. Gecen hafta verdigin haplardan sonra,hala ses
duyulmuyor ama kacirdigim gazlar les gibi kokmaya basladi.."
Doktor "Guzel" demis.. "Cok guzel..
Sinuslerinizi tedavi ettik ve koku almaya basladiniz demek. Simdi sira geldi, kulaklariniz uzerinde calismaya.."

Büyünün Yapamadığı

Adamın biri ıssız bir adaya düşüyor. Tesadüf bir lamba cini buluyor. Cin adamın isteğini soruyor. Adam "Burada canım sıkıldı, bana buradan Miami'ye kadar yol yap" diyor. Cin bunun üzerine, "Yapabilirim ama şimdi binlerce kilometre yol. Denizi doldur, asfalt dök, uzun iş bu olmadı başka birşey iste" diyor. Adam da "Tamam ben hep bir kadın nasıl düşünür, nasıl hisseder bunu öğrenmek isterdim. Bunu bana anlat" diyor.

Cin bunun üzerine "Yol tek şerit mi, çift şerit mi olsun?" diyor.
Sadece Sarılmak

Karı-koca yatağa giriyorlar, tansiyonlar yülseliyor, sevişmeye hazırlanıyorlar. Ancak kadın durup dururken, "Dur, canım istemiyor, sadece bana sarıl" diyor. Adamcağız, "Neden?" diyor. Karısı: "Bir kadın olarak sevgi ihtiyaçlarımı anlamıyorsun" diyor Adam, sevişemeyeceklerini anlıyor ve kadının istediğini yapıyor. Ertesi gün adam, karısını çok güzel bir mağazaya götürüp, alışveriş yapıyor. Kadın, 3 tane pahalı kıyafet deniyor ama karar veremiyor.

Adam, karısına hepsini almasını söylüyor. Sonra, $200'dan 3 çift ayakkabı da alıyor.. Sonra, pırlanta küpeler alıyor. Kadın heyecanlanıyor, mutlu oluyor.. Kocasının delirdiğini düşünüyor ama umurunda değil, pırlanta kolye de alıyor. Kocası, "Kolye sevmezsin sen ama bunu beğendiysen, alabilirsin" diyor. Kadın zıplıyor, yerinde duramıyor mutluluktan. "Hazırım, kasaya gidelim" diyor kadın. Kocası: "Hayır, hayır, hayır bunları satın almayacağız ki" diyor. Karısının yüzü bembeyaz oluyor. Kocası: "Tabi almayacağız, bunlara sadece sarılmanı istiyorum"

SÜPERMEN !!

Adamın teki, bir gökdelenin en üst katında barda içiyormuş. Yanına yakışıklı bir adam gelmiş. Beraber içerlerken, sonradan gelen adam demiş ki "Bak demiş, ben şimdi bu binanın tepesinden atlıyıcam ve 5.kata gelince durup içeri giricem." 100 dolara bahse girmişler. Adam hakikaten atlayıp 5. kata gelince durup camdan içeri girmiş. Hayretler içinde kalan adam 5 dakika sonra adamı tekrar yanında bulmuş.

Biraz daha içince adam tekrar " Bu sefer demiş atlayıp 3. kata gelince içeri giricem varmısın bahse demiş" Tekrar 200 dolara bahse girmişler ve adam koşup atlamış ve tekrar 3. kattan içeri girmiş. Hayretler içinde kalan bizim adam içmeye devam etmiş ve zil zurna sarhoş olmuş. 5 dakika sonra adam yanına gelince büyük bir cesaret ile "Ben de demiş şimdi atlayıp 1. kattan içeri giricem" Bizimki koşup atlamış ve yere çakılıp gebermiş. Yukarıda barmen adamın içkisini tazelerken "Bugün çok adisin Supermen" demiş.

SERT KOVBOY
Bir kovboy çiftliğine dönmektedir.Bindiği atı yeni satın almıştır.Atın üstünde bir gün evvel evlendiği genç bir kadını da getirmektedir.Sel yatağı boyunca ilerlediklerinden, kötü bir rastlantı sonucu at kayar.
-Bir,der kovboy kısaca.
Ve on dakika sonra at yine bir yoldan sapma yapar.

-İki, der kovboy.
Biraz daha ileride, at bir engel karşısında, az kalsın dengesini kaybeder gibi olur, bu kez kovboy ne bir, ne iki der.Kadını attan indirir ve :
-Üç, der!
Ve bir tabancayla atı öldürür.
Genç evli kadın, dehşete düşmüştür.İtiraz etmekten kendini alıkoyamaz.
-Her şeye karşın, biraz sert, yapmamalıydın!
Ve kovboy sayar :-Bir!