GEZEGENLERLE GEZEGENLESME

Anlatiyorum, ne az ne cok, orta seker olsun ki, herkes anlasin, degil mi? orta sekerin ayarini bulmak bazen zor olsada ben deniyecegim... 2500 yil öncesi eski yunanlar dünyamizi varligin merkezi, günesimizi ise dünyanin etrafinda kücük parlak bir yildiz olarak görürlermis.

Bugün ise günes capinin dünya capinin 109 kati ve samanyolumuzun merkezi günesin milyarlarca yildizin icinden bir yildiz oldugunu biliyoruz. Inanilmaz düsünülmez boyutlara sahip olan samanyolumuz ise milyarlarca samanyolundan bir tanesi...

Su an bildigimiz dokuz gezegen arasinda bes gezegenimizi eski zamanlardada biliyorduk: Merkur, Venus, Mars, Jupiter, Saturn. Bunlar parlak görebildigimiz gezegenlerdir (belki merkur´u sadece bazi sartlar altinda görebilsekte görünmekte olusu önemli olan). Neptun ve Pluto´yu (günese en uzak oldugundan en soguk olan gezegen, 1930 yilinda kesfedilmistir) göremiyoruz, Uranus´u ise teleskop ile cok hafif.

Günesimizi dile getirmeden asil konumuza gecemiyecegim, arkadaslar. Biz varsak günesle variz, tüm yasamimiz günesin var olusuna bagli, günesin bize verdigi ise ISIK ve ISIDIR - ISIK ve ISI enerji demektir, enerjisiz ise dünyada yasam imkansizdir.

Dünyanin günesten ortalama uzakligi 149.590.000 km dir ve dünya günesin etrafinda dönerken kendi etrafindada (bir dervis misali, J) semah dönmektedir. Dört farkli mevsim yasiyoruz – dört farkli mevsimin nedeni dünya devir mihverinin günes etrafinda döndügü yolun üzerinde amudi durmayisidir .(egim 23 1/2°).

Gelelim ayimiza J. Dünya´ya ortalama uzakligi 380.000 km olan ay dünyanin sag kolu sayilir – daima birlikte ikili diyorum. Ay dünyalinin ilk tanidigi gökcismidir. Unutmayalim yil 1969 Neil Armstrong ve Edwin Aldrin ilk defa aya ayak basan astronautlardi. Ay kendi etrafinda yavas dönmektedir, 27,3 gün icinde bir devir tamamlar ve dünya etrafinda dönüsüde 27,3 sürer. Iste bu yüzden ayin daima tek bir yüzünü görürüz J!

Konumuz gezegenlerle gezegenlesme! Adi üstünde gezegen gezer, yerinde durmaz, duramaz, tabiyatina uygun bir sekilde „gezer“, harekettedir. Ya insanlar? Minik dünyasinda dahada minik insanoglu? Oda bir gezegen degil mi? Dünyasina bagli, bir dünya gezegeni... Enerjisiz yasam imkansiz demistik, enernji hareket, hareket ise degisim, degisim ise yasam diyorum, arkadaslar! Gezegen insanoglu harekettedir, harekette oldugu sürecede yasamaktadir, fakat yasam neleri icerir? Nefes alip vermek midir yasam? Bacaklarimizin ayaklarimizin gücü ile yürümek midir? Gözlerimiz ile görmek, dilimiz ile konusmak midir? Aslina bakarsak sadece yasam söz konusu ise: yasam sadece ve sadece VAR olmaktir, öyle veya böyle… fakat hayati yasamak bos nefes alip vermekle olmadiginiz hepimiz biliyoruz, asil yasami biz insanlar nefes alip vermekte degil yasarken YASIYORUM diyebilmekte, yani yasarken gülebilmekte görüyoruz. Gezegenlerden farkimizda burada yatmali… biz hissediyoruz, hissederek yasiyoruz. Mutluluk ise hedefimiz, bu mutluluga kavusma düsünceleri farkli olabilir insanlarda, fakat ortak hedef mutluluk daima, mutlulugun yolunu ise insanoglu kendisi belirler, belki yanilir belki yanilmaz, sonucta birseyler icin savasir, birseyler icin gezegenci hayatini yasamaya calisir.

Onca mesguliyetlerle ic iceyken nicin insanoglu evrende ne var ne yok kesvetmeyi cabalar, nicin diger gezegenleri arastirir, tanimaya calisir? Olaganüstü essiz bir zekaya sahip olan insanoglu doyumsuzlugundan mi bunlari yapar? Dünyadaki varligi yetmez mi? Yoksa neden mars´a tasinmayi bile göze alir tanimak icin? Ah bu sorularin sonu gelmez… gelmeside bir sey ifade etmez belki. Elimden gelse bende bir evren turuna hayir demem, kim diyebilir ki, degil mi? yildizlar bizlere milyonlarca kilometreler uzakta olsada onlarda bizimle, onlarda gercek. Hepsini göremesekte gökyüzüne baktigimizda gördüklerimiz bize yetiyor onlarida bizden saymak icin…