Öğrenmeye karşı istekli ve öğrenme için gerekli
yeteneklere sahip olma, öğrenmede başarıyı etkileyen en önemli
etmenlerdir. Ancak, bazı yetenekli öğrencilerin yeterince çaba
gösterdikleri halde bekledikleri verimi alamamaktan yakındıkları
görülmektedir. Bu durum genellikle çalışma yöntemlerini kazanamamış
olmaktan ileri gelmektedir. Verimli ders çalışma ve etkin öğrenmenin en
temel koşulu bu konuda istekli ve kararlı olmaktadır. İsteklilik ve
kararlılık, çalışma davranışlarınızı olumlu olarak etkileyerek verimli
ders çalışmanızı ve etkin öğrenmenizi sağlayacaktır. İkinci olarak
yapmanız gereken, kendi koşullarınıza göre bir çalışma sistematiği
geliştirmek ve sistematik içerisinde olumlu ders çalıma alışkanlıkları
kazanmaktır. Her bireyin kişilik yapısı, algılama özellikleri farklı
olduğundan, geliştireceğiniz bu sistematiğin kendinize uygun olmasına özen
göstermelisiniz.
İnsan, hangi limana gideceğini bilemezse hiçbir rüzgar onun için yararlı
olmaz.
Seneca
Başarıya giden yolda ilk adım, kendinize açık
seçik bir amaç (hedef) belirlemek.
Çabanın ve zamanın en ekonomik biçimde
kullanılmasının ön şartı çalışma saatlerinin bir programa bağlanmasıdır.
Bir öğrenci okulda geçen saatlerinin dışında kalan saatleri ayırmalıdır.
Çalışma, eğlenme ve dinlenme zamanlarını düzenli bir programa bağlayamayan
bir öğrenci, zamanın çoğunu arkadaşlarıyla gezip tozarak, şurada burada
oyalanarak geçirme eğilimi gösterebilir. Düzenli bir çalışma programı
yapmak belli saatlerde bile işlerin yapılması alışkanlığının kazanılmasını
sağlar. Çalışma zamanının günün belli saatlerinde olması kişiyi çalışma
için hazırlık yapmaya sevk eder. Örneğin her gün saat 15:00 - 18:00
arasını çalışmayı ayırmış ve bunu bir süre düzenli bir biçimde uygulamış
olan bir kimsede artık saat 15:00 ile ders çalışma eylemi arasında bir
çağrışım bağı kurulmuş olacaktır ve her gün saat 15:00 ona çalışma saatini
hatırlatacaktır. Hatta bu alışkanlık daha da yerleşirse kişi saat 15:00
olunca ders çalışmak için bir iç gerilim duyacak. Bunu yapmazsa rahatsız
olabilecektir.
Verimli Ders Programı Nasıl Hazırlanır ?
Zamanını verimli kullanmak isteyen öğrenciler,
öncelikle TV seyretmek, arkadaşlarıyla buluşmak kendine zaman ayırmak gibi
uğraşlarla ders çalışmak arasında seçim yapmak durumundadırlar. Bu seçimi
yaparken dikkat edilmesi gereken önemli nokta, bunlardan hangisinin
öncelikli olduğunun bireyce saptanmış olmasıdır. Ders çalışma programı
yapmadan önce, zamanınızı nasıl kullandığınızı çok iyi bilmelisiniz. Burun
için, bir not defteri edinmeli ve bu deftere, uyanma ile öğle yemeği
arası, öğle yemeği ile akşam yemeği arası, akşam yemeği sonrası ile uyku
arası neler yaptığınızı not etmelisiniz. Ancak bu saptamalarınız ışığında,
kendinize uygun bir ders çalışma programı hazırlayabilirsiniz.
Bir ders çalışma programı hazırlarken, şunlara
dikkat etmelisiniz:
* Ayları gösteren takvim edinmelisiniz.
* Ders çalışmaya ayırmayacağınız günleri (tatil, bayram vs.)
işaretlemelisiniz.
* Kendinizi bir hafta gözlemlemeli, en çok hangi zamanlarda verimli ders
çalıştığınızı saptamalısınız.
Günlük program yaparken şu noktalara öncelikle
yer vermelisiniz:
* Uykudan uyanış saati
* Kahvaltının bitiş saati
* Okul ya da dershaneye gidiş geliş saatleri
* Yolda geçen süre
* Yemek için verilen aralar
* Çalışma için ayırdığınız süreler (başlama ve bitiş saatleri)
* Dinlenme, eğlenme, TV seyretme gibi uğraşlar için saptanan zamanlar
* Tekrarlar için ayrılan zamanlar
* Ev ödevlerine ayrılan zaman
* Uykuda geçen süre
Planlı Çalışma: Hangi dersi ne kadar ve ne zaman
çalışabileceğinizi, zamanı en verimli şekilde nasıl kullanacağınız
belirlemektir.
En kullanışlı çalışma planı, haftalık çalışma
planıdır. Bu planı yaparken dikkat etmeniz gereken en önemli unsur, ders
çalışmanızı engelleyecek etkenlerin en az olduğu saatleri saptamaktır.
* Öğrencinin kendi kişiliğine en uygun çalışma
yeri ve saati seçilmelidir.
* Her ders için yapılması gereken ders yükü hesaplanmalı, en az "iyi" puan
almak için ne kadar çalışılması gerektiği tahmin edilmelidir.
* Öncelikle en zor gelen dersten çalışmaya başlanmalı, bu ders için her
gün belli bir çalışma süresi ayrılmalıdır. Başlangıçta zor gelen ders için
en fazla süre ayrılmalı; derse karşı yeterli istek oluşturulmalıdır.
* Ders çalışmak için belirli bir yer ayrılmalı ve bu yer çalışmanın
dışında, başka hiçbir iş için kullanılmamalıdır. Eğer bu yerin başka işler
için de kullanılma zorunluluğu varsa bazı ufak değişiklikler yapılabilir.
Örneğin; yemek masasında çalışacaksa yemek yeme ve çalışma esnasında
masaya farklı örtüler serilebilir.
* Çalışma yeri, ders çalışmaya uygun olmalıdır. Örneğin: yatakta çalışmak
yerine masa başı, kütüphane tercih edilir.
* Ders çalışma miktarı konusunda kuralları belirlemek gerekir. Bu kurallar
çalışılacak malzemeye ya da zamana göre ayarlanmalıdır. Örneğin
"matematikten 10 yeni testi defterime çözmeden masadan kalkmayacağım.
"veya "her gün 2 saat matematik çalışacağım..." gibi.
* Öğrenci kısıldığı zaman çalışma yerinden ayrılmalıdır. Ama kendinize
ayrılmadan önce küçük bir bölüm daha bitirmek ya da bir iki dakika daha
masada kalmak şartını koymalısınız. Örneğin: 5 dakika daha çalışıp veya
iki test daha çözüp su içmeye gideceğim... gibi.
* Çalışma ortamı dikkat dağıtıcı öğelerden arındırılmalı ve çalışma için
gerekli malzemeler hazır bulundurulmalıdır. Örneğin: Coğrafya çalışırken
atlas ne kadar gerekli ise; aynı anda masada spor mecmuasının bulunması da
o derece dikkati derse vermeyi güçleştirebilir.
* Çalışma süresi yavaş yavaş artırılmalıdır. Dikkati 10 dakikada dağılan
ve halay kurmaya başlayan bir öğrenciden bir saat masadan kalkmamasını
beklemek gereksiz bir zorlama olacaktır.
* Çalışma ve başarma hedefleri başlangıçta ulaşılabilecek düzeyde
tutulmalıdır. Öğrenci kapasitesinin üzerinde çalışma yükünün altına
girerse, sıkılıp programdan vazgeçebilir. Uyarıcı kontrolü geliştirmek
zaman alan bir olaydır. Mantıklı bir planlama veya planda bazı
değişiklikler yaparak programı sürdürmek, tamamen bırakmaktan daha iyidir.
UNUTMA !
Önceden ne kadar çalışacağını belirlemezsen
çalışma sonunda çok az şey hatırlarsın ....
Çalışma zamanı gibi çalışma yerinin de belli
olması, verimli çalışma için gerekil koşullardan biridir. Çalışma yerinin
sade döşenmiş iyi ısılmış sessiz bir yer olması iyi olur. Ne var ki,
birçok ile bugün ancak tek bir odayı ısıtabildiği için ayrı bir çalışma
odasına sahip olma imkanı pek az öğrenciye nasip olan bir lükstür. Bu
durumda öğrenci oturma odasının belli bir köşesini çalışmak için
ayırabilirse çok iyi olur. Bu çalışma yerinde ders kitapları, sözlük,
atlas, ansiklopedi gibi yardımcı kaynaklar, cetvel, gönye gibi ders
araçları elini attığı yerde bulabileceği şekilde yerleştirilebilir. Böyle
düzenlenmesi çalışma ortama ile ders çalışma davranışı arasında bir
çağrışım bağı kurulabilir ve her zaman ders çalıştığı yere oturan kişi
ders çalışma davranışı arasında bir çağrışım bağı kurulabilir ve her zaman
ders çalıştığı yere oturan kişi ders çalışma gereğini duyabilir. Yatarak
divanda uzanarak çalışmayı gerektiren işlerin yürütüleceği yerler
değildir. Ancak roman ya da gazete okumak, şiir ya da yabancı dilde sözlük
listesi öğrenmek gibi etkinlikler kısa zaman aralıklarla ve gürültülü
ortamlarda beklerken yapılabilecek işlerdir. Bu gibi zaman aralıklarının
boş geçirilmeyip daha az bir zihinsel çalışmayı gerektiren okumalarla ve
öğrenilenlerin tekrarlanması ile değerlendirilmesi yararlı olur.
DAHA ETKİLİ DERS ÇALIŞMAK İÇİN YAPILABİLECEK
DÜZENLEMELER
* Mümkün ise her gün aynı masada ders çalışmaya
başlayın.
* Ders çalışılan yerde dersten başka hiçbir şey yapmayın.
* Masayı soba veya kaloriferden uzak, fazla sıcak olmayan bir yere kurun.
* Derse başlamadan önce çalışılan odayı havalandırın.
* Derse çalışmadan önce fazla karbonhidratlı yiyecekler (Ekmek, makarna,
kek... gibi) yemeyin.
* Mümkün olduğunca gürültüsüz bir yerde çalışın.
* Çalışılan yer ne rahat ve ne da çok rahatsız edici bir yer olmamalıdır
(Sandalye fazla yumuşak veya fazla sert olmalıdır).
* Ders araçları ihtiyaç duyulduğunda hemen alınabilecek bir yerde
olmalıdır.
* Masanın üstünde sadece çalışırken gerekli şeyleri bulundurun. Diğer
şeyleri mutlaka kaldırın.
* Daha önceki işlediğiniz, konuları, mutlaka çalışma programı dahilinde
zihninizde canlı tutmalısınız. Konular belli bir sistem içerisinde
çalışılmalıdır.
ÇALIŞMA SÜRESİ
Bir öğrencinin baştan sona kadar dikkatli ve
etkinliğini koruyarak sürdürebileceği uzunluktaki süre o öğrenci için en
uygun çalışma süresidir. Sürenin çok olması verimliliğin azalmasına neden
olur. Bunun yerine, böyle uzun çalışma süresinin bir kısmı baka bir
etkinliğe ayrılarak daha verimli bir şekilde kullanılabilir.
Aralarında uzun dinlenme süreleri bulunan kısa süreli çalışmalar ise,
uzun dinlenme sırasında kazanılmış bir çok bilgi ve becerinin unutulması
ve meydana gelene bu kayıp yüzünden konuya ısınmak zorlaştığından etkili
ve verimli bir çalışma yöntemi değildir.
Bundan başka, çalışma ve dinlenme sürelerinin oranı, öğrenilecek
parçanın türüne göre değişir. İçeriği bakımından kavranmaya, dikkatli bir
çözümleme ve yeniden bütünleştirmeye gerek gösteren konularda çalışma
süresinin uzun olması gerekir. Olguları ve onların arasındaki yasa ve
ilkeleri kavramayı gerektiren konuları öğrenmek için dikkatin uzun süre
belli bir noktada yoğunlaştırılması şarttır. Örneğin tarih, coğrafya,
biyoloji gibi dersler, birbirlerinden kopuk olaylar ve olgular sıralanmış
olarak ele alınırsa konuların, ayrıntılara önem verilen ve ardından
dinlenme sürelerinin olduğu çalışma olacaktır.
Olayların nedenlerinin araştırılması, olguların arkasındaki ilke ve
yasaların anlaşılması, geçmişe bakarak geleceğe ilişkin tahminler
yapılabilmesi çok daha derin inceleme ve düşünmeyi gerektirir. Örneğin,
tarih dersinde Osmanlı Devleti'nin duraklama dönemindeki siyasal olayların
kronolojik sıra ile öğrenilmesi isteniyorsa kısa süreli alıştırmalar
olumlu sonuç verir. Ama duraklamanın siyasal ve ekonomik nedenleri,
duraklama döneminde ülkenin siyasal ve ekonomik durumu ve bunun daha
sonraki dönemlere etkilerinin araştırılması ve öğrenilmesi daha uzun
süreli bir çalışmayı gerektirir.
Çalışma ve dinlenme sürelerinin uzunluğu yaşa ve konuya bağlı olmakla
birlikte ara vererek çalışmanın her zaman tek parça ve daha yoğun
çalışmadan daha iyi sonuç verdiğini söyleyebiliriz. Uzun ve tek parça
çalışma sürelerinde ilgi azalır ve yorgunluğa neden olmaktadır (Kısa ve
bitirilmiş iş, uzun işten daha çok kişiyi güdüler. Ayrıca, dinlenme
süresinde zihin öğrenilen konuya meşgul olmaya devam eder. Bu da doğru
tepkilerin yerleşmesine, buna karşılık yanlış tepkilerin unutulmasına
yardım eder. Bu bakımdan zaman zaman ara vererek çalışma, yoğun çalışmadan
daha etkili bir öğrenmeye olanak verir.
Ders çalışma planınızı dengeli yapınız, belli derslere ağırlık vererek
diğerlerini ihmal etmeyiniz.
Ders çalışma programınızı üç aşamada
hazırlayınız.
1. Aşama: Her dersten çalışmanız gereken
konuları saptayınız.
2. Aşama: Çalışmanız gereken dersleri ve konuları haftanın günlerine
bölerek yerleştiriniz.
3. Aşama: Okuldan geliş zamanı ile uykuya yatış saati arasında kalan
çalışma sürenizi hesaplayınız.
* Aynı türden dersleri peş peşe çalışmayınız.
* Günlük çalışma sürenizi 4-5 saat olarak belirleyip, bunu ihtiyaca göre
azaltır ya da artırabilirsiniz.
* Planınızda derslere vereceğiniz çalışma sürelerinin dersin özelliğine ve
dersteki başarı durumuna göre ayarlayınız.
* Tekrar için ayarladığınız saatleri, ilgili dersin sınıfta öğrenildiği
zamanına yakın olarak düzenleyiniz.
* Çalışma planınızdaki derslerinizi mümkün olduğunca günün aynı saatlerine
yerleştiriniz.
* Planınızda televizyon, müzik, arkadaşlık, kitap okuma gibi
etkinliklerle, ders çalışma saatlerini birbirinden ayırınız.
Sabır ve
zaman: İşte benim güçlü askerlerim.
Tolstoy
Nasıl bir zamanlama ders çalışırken size en
yüksek verimi sağlar?
Ders çalışmada en yüksek verimi elde etmek
için öğrenme seanslarının 45' dakikalık bölümlere ayrılması gerekir. 45
dakika ders çalıştıktan sonra mutlaka, 5 dakika çalıştığınız konuları
gözden geçirmelisiniz. Her çalışma seansından sonra da 10 dakikalık bir
dinleme arası vermek doğru olur; 10 dakikalık dinlenme aralarında beden
gevşer, zihin öğrendiklerini sağlamlaştırır.
BAŞARININ KOLAY - EN KISA YOLU ÇALIŞMAKTIR!
Hiç ara vermeden çalışmaya kalkarsanız. "algılama gücü" bir süre sonra
düşmeye başlar. Çok ara vererek çalışmayı devam ettirmeye kalkarsanız, bu
kez de hatırlama eğrisi hızla düşmeye başlar.
Uyku saatinde iyi uyu ders saatinde uyuma!..
Uyku sırasında hatırlama mekanizması daha az rahatsız edilmektedir.
Öğrendiklerinizi, uykuda daha yavaş; uyanırken daha hızlı unuturuz.
Öğrenme üzerinde en az bozucu etkiyi yapan etkinlik "uyku"dur. Eğer bir
şeyi kalıcı olarak öğrenmek istiyorsanız, uyumadan önce küçük bir tekrar
yapmanızda büyük ayda vardır.
UNUTMA !
Böylece daha az unutursunuz.
ÖĞRENME BECERİSİ KAZANMA
1. Başlangıçta süratten çok işin doğru bir
biçimde öğrenilmesine ağırlık verilmelidir. Eğer bir tepki yanlış
öğrenilmişse alıştırmalar yanlışın yerleşmesine hizmet eder. Örneğin;
yabancı dilde bir sözcüğün yazılışının yanlış öğrenilmesi ve bu haliyle
tekrarlanması ileride doğrusunu öğrenmeyi güçleştirecek kadar
yerleşebilir.
2. Öğrenilecek parçayı önce bir bütün olarak algılamak, sonra onu
herbiri kendi içinde anlamı bir bütün oluşturarak parçalara ayırmak, her
parça üstünde ayrı ayrı alıştırmalar yapmak olur.
UNUTMA!
Herhangi bir bilgiyi zihne kazandırmanın en iyi yolu bunu bir bütün
olarak kavramaya çalışmaktır. Böylece eldeki metin veya konu bir bakışta
kavramı, canlı kalır; daha kolay hatırlanır.
3. Kazanılan beceri bir parçanın ezberlenmesi
ise, bu iş için ayrılan vaktin bir bölünün okunan parçanın ezberden
tekrarına ayrılması, verimi arttırıcı bir yoldur. Çünkü okuduğunu sonra
tekrarlayacağını bilen kimse daha dikkatli olur.
4. Bir beceri için alıştırma yapan bir kimse, başlangıçta gözle
görülür bir gelişme ve ilerleme gösterebilir. Hatta kişi artık
yapabileceğinin sonuna geldiğine inanabilir. Alıştırmalar devam ederken
böyle hiçbir ilerlemenin görülmediğini anlar; yorgunlukta, ilgi ve istek
azalmasından ileri gelmiş olabilir. Bu durumda çalışmalara bir süre ara
vermek, hem yeni bir istek ve enerji kazanmaya hem de dinlenme arasında
becerilerin bütünleşmesine olanak verir.
UNUTMA!
Başarının en kolay, en kısa yolu çalışmaktır.
NASIL ÖĞRENİRİZ ?
"Fakir bir adama balık verirsen, o gün için doyar. Ona balık
tutmayı öğretirsen, her gün doyar"
İnsan zihni dakikada 600 kelimelik bir
konuşma hızın alma kapasitesine sahiptir. Normal bir konuşmanın hızı
dakikada 150 kelime civarında olduğuna göre, dinleme esnasında,
zihnimizde, her dakika için 450 kelimelik bir boşluk kalmaktadır. İşte bu
boşluk, dikkatin dağılmasını kolaylaştırır, adeta teşvik eder. bunun önüne
geçmek için, zihni bir noktada yoğunlaştırmak gerekir. Örneğin; yüksek
sesle okuma, okurken önemli yerlerin altını çizme, okuduğumuz önemli
yerleri zihinden tekrar etme ve dersi dinlerken not tutma zihnimizi
yoğunlaştırmamıza yardım eder.
Yüksek sesle okumanın
Yüksek yararı var!
Yüksek sesle okuyun! Okuduğunuzu belleğinizde
yüksek sesle tekrarlayın! Çevrenizdeki koşullar şayet yüksek sesle
okumanıza olanak vermiyorsa, bu durumda elinize bir kalem ve kağıt alarak,
okuduğunuzu yazın veya özet çıkarın. Bu da iyi bir yöntemdir.
Kalıcı bilgi için derste not tutun.
Derslerini düzenli takip eden öğrenci, dersi
iyi dinleyip düzenli not da tutuyorsa sınavlarla ilgili ipuçlarını elde
etmiştir. Bazı öğretmenler ders anlatırken ses tonları ile önemli olan
bölümleri hissettirirler. Dersi iyi dinleyen öğrenciler bu bölümleri hemen
yakalar ve değerlendirir. Not tutmak, derse aktif katlımı ve dikkat
arttırmayı sağlar. Konuyu dinlerken tutulan notlar, konuların akılda
kalmasını kolaylaştırır. Derste tuttuğunuz notları sonradan temize de
çekebilirsiniz. Böylece konuları yeniden yorumlayabilir, ayrıntılar
üzerinde çalışabilirsiniz. Bu çalışmayı hemen dersi izleyen günlerde
yaparsanız öğrenilenler akılda daha iyi kalır.
Kısaca; Okumanın % 20'si
Okuyup, sonradan dinlemenin % 40'
Okuyup, dinledikten sonra yazılan % 60'ı bellikte kalır.
Unutmaya karşı en iyi ilaç:
Tekrar... Tekrar... Yine Tekrar!
Düzenli tekrar yapmayan öğrenci, daha önce
öğrendiği bilgiler çok az hatırlayacağı için, bilgiler arasındaki
bağlantıyı kurmakta zorlanır ve verimi düşer. Bu da zaman ve emek
kaybıdır. Kısır döngüye ve umutsuzluğa yol açar.
Düzenli tekrar tekniklerinin uygulanmasıyla, daha çok şeyi hatırlamak
mümkündür.
Sistemli bir tekrar programı sizlere, şu çok önemli 3 şeyi kazandırır.
1 Öğrenme
2 Düşünme
3 Hatırlama
Ama dikkat!
İnsan öğrendiklerini çok çabuk unutur.
% 100 öğrendiğimiz bir şeyin (ki bu mümkün
değil) 20 dakika içerisinde yarısını, 60 dakika içerisinde % 70'ini gün
sonunda da % 80'ini unuturuz. Ama unutma hiçbir zaman O düzeyine inmez.
Unutmayı engellemek için çalışma aralarında zihinsel tekrar yapma,
düzenli not tutma ve tekrar amaçlı özetler çıkarma, akşam yatmadan önce
yaptığınız kısa tekrarlar öğrendiğiniz bilgilerin kalıcılığını
attıracaktır.
En çok neleri unuturuz ?
* Adlar,
* Rakamlar ve tarihler,
* İstenmeyen şeyler,
* Zor öğrenilmiş, tam olarak kavranmamış konular,
* İnançlarımıza ve ön yargılarımıza ters düşen (garip) gerçekler,
* Kısa sürede ve zorla öğrenmek zorunda kaldıklarımız,
* Başarısızlıklarımız,
* Öğrenmeye çalışmadan rasgele edindiğimiz bilgiler,
* Öğrendikten sonra üzerinde yeterince düşünmediğimiz konular,
* Yorgun, hasta, isteksiz ve sıkıntılı anlarımızda öğrenmeye çalıştığımız
bilgiler,
* Uzunca bir sürede çalışarak, ara vermeden öğrenilenler,
* Anlayamadığımız, bize "anlamsız" gelen şeyler
UNUTMA
Başarmak için unutmayı unutmalısınız !
Kuvvetli hafıza için 10 öneri
Kim güçlü bir hafıza istemez ki! Aslında hafızamızı güçlendirmek biraz da
bizim elimizde. Uzmanlar bunun için uygulaması basit önerileri sıralıyor
İngiltere’de Guy’s Hastanesi ve Kings College Üniversitesi doktorları,
beynin egzersiz, vitamin ve mineral içeren besin maddelerin ihtiyacı olduğuna
dikkat çekerek, hafızayı kuvvetlendirmenin 10 yolunu şöyle sıraladı:
1. Soya: Soyadaki doğal östrojen hafızayı hem kuvvetlendiriyor hem
kıvraklaştırıyor.
2. Hafıza mineralleri: Vücutta demir ve çinko azlığı, belleği zayıflatıyor,
çünkü azalan hemoglobin nedeniyle beyne yeterince oksijen taşınmıyor.
3. Kahve: Kafein zihin performansını, hafıza ve konsantrasyonu artırıyor.
4. Zihin egzersizi: Zihnini aktif tutanlarda bellek daha kuvvetli.
5. Vücut egzersizi: Haftada üç kez yarım saatlik egzersiz, hafızayı zayıflatan
stresi azaltıyor.
6. Sakız çiğnemek: Sakız çiğnerken beynin ‘hippocampus’ bölümü daha iyi
çalışıyor.
7. Biloba: Aynı adlı ağaçtan elde edilen madde, damarları açıp beyne daha
fazla oksijen taşıyor.
8. Yağlı balık eti: Haftada üç kez yağlı balık veya üç gün 330 mg. balık yağı
hapı, hafızayı güçlendirecek ‘Omega 3’ yağ asitlerini almanız için yeterli.
9. Adaçayı: Zihin yorgunluğu için en iyi çare. Adaçayı familyasından limonun
yağından elde edilen esansın da konsantrasyonu arttırdığı keşfedilmiş.
10. B vitamini: Beyni serbest radikallerden koruyup beyne daha fazla oksijen
gelmesini sağladığı için Niacin, B3, B13 vitaminleri bellek için çok önemli.
Verimli Çalışmayı Engelleyen Tuzaklar.
(Lütfen azaltmaya çalışın!)
* Gözlerini yapamadıklarınıza çevirmek
* Müzik eşliğinde çalışmak
* Zorlanılan derslerin dışlanması,
* Aşırı kaygı (güvensizlik)
* Yatarak (uzanarak) çalışmak,
* Çalışma anında hayallere dalmak,
* Çalışma anında hayallere dalmak,
* Uzayıp giden telefon konuşmaları yapmak,
* Motivasyon noksanlığı, İsteksizlik.
* Günlük ayrıntılara boğulmak,
* Çalışmayı tamamlamadan bırakmak,
* Amaçların özelliklerin belirlenmesi,
* Arkadaşlara "hayır! Diyememek,
* Televizyona takılıp kalmak,
* Dersler, konular hakkında yetersiz bilgi sahibi olmak,
* Düzenli tekrarlar yapmamak
* Plansız programsız çalışmak,
* Kendinizi başkalarıyla kıyaslamak,
* Zamanı denetleyememek,
* Çevrenizin sizden beklentilerinin yüksek olması,
* Sınav bilgi ve tekniklerini yeterince bilmemek,
* Çalışma anında uygun dinlenme aralıklarını vermemek,
* Yanlışlardan ders almamak, noksanları gidermemek,
* Çözümlenemeyen ailevi veya kişisel sorunlar içinde boğulmak,
* Fazla dış açık olmak,
Boşa geçen zaman
geleceğinizdir...