A
AUP: Kabul
Edilebilir Kullanım Politikaları. Birçok transit
iletişim ağı üzerlerinden geçecek bilgilerin
içeriğini kısıtlamaktadır. En çok bilinen örnek
NSFNET'in ticari kullanıma izin vermeyen kabul
edilebilir kullanım politikalarıdır. AUP yürütmesi
ağa göre değişmektedir. National Science Foundation.
Access
Mechanism: Erişim Mekanizması. Bir veya birden
fazla yazma ve okuma kafasını, istenilen yazma ve
okuma konumuna getiren mekanizma. Bu mekanizma,
yazma ve okuma kafaları sabit olan sistemlerde veri
ortamını hareket ettirmek için kullanılır.
Access
Privileges: Dosyalarda değişiklik yapmak ve
erişmek için imtiyaz.
Access time: Belleği
okumak için gerekli süre.
Access: Depolanmış
olduğu yerden bir bilgiye, (data) veya bir cihaza
(bir disket okuyucusu gibi) girişi sağlamak, okumak
veya yazmak.
ACCUFIND: Adres
http//nln.com/Accufind JavaScript motoru NetScape
tarayıcınıza yepyeni bir güç ekliyor. Bulmak
istediğiniz kaynakların en iyilerini AccuFind'da
bulabilir; aradığınız kaynaklara kolayca
ulaşabilirsiniz.
Accuracy: Hatadan
uzaklık derecesi. Accuracy, Precesion ile
karıştırılır. Perecision, herhangi bir ölçme
işleminde hassasiyet için kullanılır.
Açılacak
Doküman Adı: Web sayfasının sunucu üzerindeki
spesifik dosya adını belirtir. Kullanma zorunluluğu
yoktur.
ACTV: Klasik
televizyonlardan biraz daha iyi resim kalitesi olan
HDTV sistemine geçiş olarak kabul edilen TV yayın
sistemi.
AD: Yönetsel
Alan (Administrative Domain).
Ağ: Bilgisayar
ağı değişik yerlerdeki bilgisayar sistemlerini
birbirine bağlayan bir veri iletişim sistemidir. Bir
ağ WAN ve LAN'ların değişik birleşimlerinden
oluşabilir. Yerel Alan Ağı (Local Area Network),
Geniş Alan Ağı (Wide Area Network), ağlararası ağ
(internet).
Ağ-Ağ
Arabirimi: (Network-to-Network Interface/NNI)
Frame Relay Servisi veren ağlar arasındaki
bağlantıları tanımlar. Bu tanım Frame Relay
Servisinin dünya çapında verilmesine olanak sağlar.Frame
Relay yüksek hız ihtiyacından dolayı öncelikle LAN-WAN-LAN
bağlantısında uygulama alanı bulduğu için LAN
bağlantılarına uygun PVC desteğine
dayalıdır.Uzlaşmaya varılan bu iki uygulama dışında
şu konular üzerinde çalışmalar devam etmektedir
AD/DA
Çevirici: Analog ses işaretlerini sayısal
işaretlere ya da tersi işlemi aynı şekilde
hazırlayan devrelerdir.
A/D-D/A
Çeviriciler: Bilgisayarlı müzik sistemlerinde
(CD, DAT, HD Recording sistemler) analog bilgileri
digital'e ya da bunun tersini yapan elektronik
devreler. Bunlar kalitelerine göre fiyatlanırlar.
Sistem maliyetlerinde büyük yer tutar. Örneğin,
üzerinde bu çeviriciler bulunmadığından Waveboard'ın
fiyatı oldukça düşüktür.
Adapter
(Adaptör): Direkt olarak birbirlerine uyum
sağlamayan iki konnektörün veya cihazın bağlanmasını
sağlayan bir aracı cihaz.
Adaptör: Uygunlaştrıcı,
çevirici, güçkaynağı.
ADC: Analog
sinyalleri karşılığı olan dijital sinyallere
dönüştüren bir cihaz.
Address: Verinin
saklandığı bellek bölgesi.
Address: Bir
kayıdı, bölümü veya bilginin saklı olduğu kısımı
ifade eden isim, etiket veya rakamdır.Address
(Adres)Internet'te kullanılan üç tip adres vardır.
Bunlar e-posta adresi; IP, internet ya da Internet
adresi; ve donanım ya da MAC adresidir.
Address
(Adres): Bir sistem ya da ağdaki bir cihazda
veya diğer veri kaynaklarında bulunan bir dosyanın
yeri için ayrılmış özel kod. Bir kullanıcının yerini
belirten dizi.
Address
resolution: Alfasayısal bir Internet adresine
karşılık gelen sayısal fiziksel adrese çevirme
işlemi.
Administrative
Domain: Yönetsel Alan. Tek yönetim birimi
tarafından idare edilen ana sistemler, yönelticiler,
ve birbirine bağlı iletişim ağlarının bütünü.
ARPANET: İleri
Araştırma Projeleri Ajansı Bilgisayar AğıARPA
tarafından finanse edilen ve Internet'e öncülük eden
bir uzun mesafe iletişim ağıdır. İletişim
konusundaki araştırmalara temel oluşturmuş,
Internet'in geliştirilmesi sırasında omurga rolü
üstlenmiştir. ARPANET birbirine kiralık hatlar
üzerinden bağlı ve paket anahtarlayan bilgisayar
sistemlerinden oluşmuştu. Savurma Bakanlığı İleri
Araştırma Projeleri Ajansı (Defence Advanced
Research Projects Agency).
Aerial: Anten
A-F: Alçak
frekans, odyo frekans, ses frekans.
A/V: Audio/Video
(Ses görüntü).
A2Z: Adres
http//a2z.Iycos.com/Lycos'(un A2Z klasörü
INTERNET'in kalabalık alanında yeni bir yer alıyor.
A2Z'de çocuk sayfalarından, dünya film
festivallerine, UFO'lardan, sanal fiziğe, her türlü
konuyu bulabilirsiniz.
AF: Auto-focus.
Kameralarda netliğin otomatik olarak sağlanmasıdır.
AIX: IBM
tarafından geliştirilen UNIX tabanlı işletim
sistemi.
Aldus
Freehand: Programın modüler çalışma özelliği
ileri düzeyde. Font menüsünden Windows altında
kullandığınız tüm fontları kullanmanız mümkün.
Değişik ortamlarda sunum ve grafik özelliği de ileri
düzeyde bir program.
Aldus
PageMaker: PC'lerde en yaygın kullanılan
masaüstü yayıncılık programı olan Aldus PageMaker,
grafik yazılımları ve tarayıcıları ile
oluşturduğunuz grafikleri kolayca yerleştirip
formatlamanıza imkan veren masaüstü yayıncılık
programı.
Alfa
kanalları: Photoshop'da, dökümanı oluşturan
kanalların haricindeki her yeni kanala verilen isim.
Seçili alan, Save Selection ile kaydedildiğinde bir
alfa kanalı oluşur. Ayrıca Channels paletinde New
Channel ile oluşturulan her yeni kanal, aynı zamanda
alfa kanalıdır.
Alias: Takma
ad. Uzun ve hatırlaması zor bir ismin yerine
kullanılan genelde kısa ve hatırlaması kolay
isimler.
Aliasing: Bilgisayar
grafik şekilerinin kenarlarında bulunan, bazin
jaggies diye de adlandırılan bir efekt.
ALL IN ONE: Adres
http//www.albany.net/allione/all1www.html/#WWW/Bu
adresten Internet dahilindeki tüm arama/tarama
servislerine ulaşabilirsiniz.
Alphanumeric: Alfabetik
ve nümerik karakterlerden oluşmuş kelime. Rakam,
kelime ve özel semboller ihtiva eden karakter seti.
ALTAVISTA: Adres
http//altavista.digital.com. Digital Equipment Co.
firmasının Alta Vista tarayıcısı 16 milyon Web
sayfası içindeki 8 milyar kelimeyi önünüze
getiriyor. En büyük Web index'ine de sahip olduğunu
iddia eden firma bu index içinde detaylı ya da kalıp
halinde bir araştırma yapmanıza izin veriyor.
ALTA VISTA: Digital
Equipment Co. firmasına ait olan Alta Vista, popüler
Internet tarayıcı servislerinden biridir. Servis
amacı; aradığınız bilgiye, web sayfasına veya haber
grubuna ufak bir aramadan sonra ulaşabilmenizi
sağlamaktır. 16.000.000 web sayfası ve 13.000 haber
grubu içinde arama yapabilmektedir. Alta Vista'nın
size sunacağı iki arama seçeneği ile mutlaka
aradığınız bilgiye ulaşırsınız. Alta Vista'ya
http//www.altavista.digital.com adresinden
ulaşabilirsiniz.
ANSI: Amerikan
Ulusal Standart EnstitüsüBu organizasyon bilgisayar
ve iletişim gibi bir çok alanda A.B.D.
standartlarını belirlemektedir. Bu organizasyon
tarafından onaylanan standartlar ANSI standartları
olarak anılmaktadır. (örneğin ANSI C. ANSI
tarafından onaylanmış bir C dilidir.). ANSI bir ISO
üyesidir.
Analitik: Elektronik
devrelerin matematiksel yolla çözümlenmesi.
Analog
computer: Analog hesaplayıcı (Analog
Bilgisayar).
Analog devre: Lineer
devre, girişe verilenin fonksiyonu olarak çıkışı
değiştiren devre.
Analog Digital
Convertor: Analog sinyali sayısal sinyale
dönüştürücü.
Analog Film
Recorder: Bilgisayar ekranından alınan bir
görüntüyü, alındığı biçimde ve ekrandaki aynı
ayrışımda kaydeden bir film alıcısı.
Analog
Monitor: Analog bir sinyal kullanan ve birincil
renkleri sonsuz sayıda gölgeler ya da gri bir skala
halinde gösteren bir ünite. Voltajı devamlı
değişir.
Analog: İşlemden
geçirilen yada yeniden orjinal bir görüntü veya sesi
temsil eden bir elektirk sinyalinin varyasyonu.
ANCHOR: HTML
dosyalarında kullanılan "anchor" aktif döküman
içinde başka bir bölgeye gitmek veya bambaşka bir
sayfaya dallanmak için kullanılır. (Genellikle altı
çizili mavi bir metin şeklindedir.)
And: Ve.
ANİMASYON: Animasyon;
grafiklerin belli bir senaryo doğrultusunda
canlandırılması işlemidir. Hareket her zaman insanların
ilgisini çeker ve eğlendirir fakat animasyon işlevi
eğlendirmekten ibaret değildir. İçinde yoğun mesajlar
taşıyabilir, tasarımı ilginç kılar ve özgün bir nitelik
kazandırır. Animasyonun tüm bu görevleri yerine
getirebilmesi kullanıldığı yere, miktara ve en önemlisi
kalitesine bağlıdır. Teknik Bilgi Multimedya
uygulamalarının içinde animasyonlar teknik olarak ikiye
ayrılır.
Nesne animasyonu: Herhangi bir değişime uğrayan nesne ve
yazıların ekran üzerinde hareketlenmeleri veya yer
değiştirmeleridir.
Kare animasyonu: Nesnelere değişik karelerin
birbirleri ardına oynatılmaları suretiyle hareket
verilmesidir. Bu animasyonlar mevcut filmlerle
oynama (kare boyama, morfoz vs.) veya yeni baştan
film yapma yoluyla gerçekleştirilebilir. Kare
animasyonları iki veya üç boyutlu olabilirler.
Animatic: Videoteyp'de
ya da bilgisayar ekranında gösterilen bir video
programının görüntüsel dış çizgisi.
Animation
(Animasyon): Ekranda görüntü hareketleri
yaratmak için tatbik edilen bir işlem. Bazı
durumlarda rendering şeklinde de belirtilebilir.2-D
Animation (İki boyutlu animasyon)Basit görüntülerle
çalışır. İmge yana döndüğü zaman düz çizgiler
görülür. İmgelerin birbiri üstüne kompoze
edilmesinde kullanılır. 2.5-DÜç boyutlu efektlere
sahip iki boyutlu bir grafik.3-D AnimationEkranda
perspektif içinde hareket ettirebilmek için, bir
nesnenin üç boyutlu bir bilgisayar modelini
yaratmak.
Anonim FTP: Anonim
FTP kulllanıcıların kullanıcı adı ve şifre
belirtmeden Internet üzerindeki herhangi bir yerdeki
dökümanlar, dosyalar, programlar ve bunun gibi bir
çok arşivlenmiş veriyi bilgisayarınıza aktarmanıza
izin verir. Ağ üzerindeki bir kullanıcı "anonymous"
kullanıcı adını vererek güvenlik önlemlerini aşar ve
sistemdeki genel erişime açık dosyalara erişir.
arşiv makinesi (archive site), Dosya Aktarma
Protokolü (File Transfer Protocol).
Anonymous FTP
(Anonim): Genel Internet kullanımına sunulan
dosyalara kullanıcıların ulaşmalarını sağlayan
yöntem.
ANSI: Amerika
Birleşik Devletleri menşeli audio visüel (visual) ve
bilgisayar cihazlarında kullanılan standartlardan
sorumlu olan organizasyon.
Anti
aliasing: Photoshop'un alanların eğilimli
hatlarını oluşturmak için kullandığı, alan rengi ile
alan kenarındaki renk arasında geçişi sağlayan
farklı tonlarda pikseller.
Anti-alising: Grafik
görüntüde alising ortaya çıkmasını azaltan bir
görüntü-işlem tekniği. Köşelerin keskinliğini
azaltarak, daha yumuşak görünmelerini sağlar.
Antialias: Bilgisayarlardaki
her resim piksellerden oluştuğu için, eğik
kenarlarda genellikle çirkin sivri uçlu merdiven
basamakları oluşur. Antialias bu kenarları
güzleştirmek için kullanılan bir metoddur.Bu esnada
kenarlar biraz silinmesine rağmen, göze subjektif
olarak daha keskin ve düz görünür. Ayrıca bu
düzleştirme işlemi de daha çok hesaplama süresi
gerektirir.
AOL: AOL,
America On Line'ın kısaltılmasından oluşmuştur.
Sadece Amerikada 4.5 milyon kullanıcısı olan America
On Line her ne kadar ev kullanıcılarına hizmet veren
bir sistem olsa da Internet erişimi de
sağlamaktadır. Maalesef Türkiye'de AOL bağlantısı
sağlayan bir kuruluş yoktur. Amnerica On Line
hakkında daha çok bilgiye sahip olmak için
http//www.aol.com adresine bir göz atın.
Appletalk: Apple
bilgisayar ürünleri ve diğer bilgisayarlar arasında
iletişimi sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir
iletişim protokolüdür. Şu anda 235Kb/s hızında
çalışan Localtalk ve 10Mb/s hızında çalışan
Ethertalk gibi uygulamaları vardır.
Application: UygulamaDoğrudan
kullanıcı için bir işlevi yerine getiren program.
FTP, mail ve telnet kullanıcı programları iletişim
ağı uygulamalarına örnek oluştururlar.
Archie: Internet
üzerindeki bilgileri otomatik olarak derleyen,
düzenleyen ve kullanıma sunan bir sistem. Archie'nin
ilk uygulamaları sadece Internet üzerindeki tüm FTP
arşivlerini tarayıp index oluşturmakta, aradığınız
dosyaların Internet üzerindeki hangi makine ve
dizinlerde olduğunu listelemekteydi. Daha sonraki
uyarlamaları diğer bilgi türlerini de sağlamaktadır.
Arşiv makinesi (archive site), Gopher, Geniş Alan
Bilgi Hizmet Birimleri (Wide Area Information
Servers).
ARCHIE: Sayısı,
binleri aşan ftp sitelerinden, istediğiniz dosyaları
bulabilmeniz için gerekli olan bir veritabanı
araştırma aygıtıdır. Archie'yi kullanarak
istediğiniz dosyayı, isme, konuya ya da anahtar
sözcüğe göre aratabilirsiniz. Bu günlerde Web
siteleri de bu tip özellikler kazandığı için
Archie'lerin kullanımı gittikçe azalmaktadır.
Archie: Genel
kullanıma açık anonymous FTP dosyalarını aramak için
kullanılan bir araç.
ARPANET: İleri
Araştırma Projeleri Ajansı Bilgisayar Ağı (Advanced
Research Projects Agency Network). Internet ağı
konusunda ilk çalışmalar yapılırken o ağa verilen
ad. Bugünkü Internet'in temeli.
ASCII: Birçok
bilgisayarın kullandığı standart 8 bitlik haberleşme
kodudur.
Aspect Ratio: Bilgisayarlı
grafik işlemlerinde, bir çerçevenin veya bir
görüntünün yatay ölçülerinin, dikey ölçülerine göre
oranı. Bu oranın korunması veya kontrol edilmesi,
bir görüntünün sağlanması veya baskıya geçirlmesi
için önemlidir.
Assemble
Editing: Video görüntü sekansları playbek bir
VCR'den bir VCR alıcısına, edit control cihazından,
pre-roll veya yumuşak edit sağlayan diğer
imkanlardan faydalanmaksızın direkt olarak
geçirilmesi. edit olarak da bilinir.
Assembler: Makine
dilinde program üreterek bilgisayar tarafından
doğrudan işletilebilmesini sağlayan bilgisayar
programıdır.
Assembly
language: Assembler dili.
ATM: Frame
Relay Servisi'nin daha yüksek hızlara (45 Mbps)
çıkmasını sağlayacak ATM teknolojisi üzerinden
verilmesini kapsamaktadır.
ATTRIBUTE: HTML
sayfalarında kullanılan kontrollerin (TAG) aldığı
parametrelerdir. Herbir parametre kontrole yeni bir
özellik ekler. Bazı parametreler değer alır,
bazıları ise olduğu gibi kullanılır.
Audio Mixing: Mic-Mikser
veya diğer bir ses miks cihazı kullanılarak değişik
kaynaklardan bir audio trak yaratılması.
Audio Mixing: Mic-Mikser
veya diğer bir ses miks cihazı kullanılarak değişik
bir audio direkt olarak orijinalinin üstüne
kaydedilir.
Audio Track: Audio
sinyallerini taşıyan video teybin bir bölümü.
Audiospace
(Audio alan): Sesin özel bir etki yapabilmesi
için çeşitlendirilmesi.
Authentication: Doğrulama
Authorware: Çok
medyalı gösteriler yaratmak için kullanılanı ortaya
çıkaran ve dahil edilmesi gereken video ve audio
elemanlarının belirten geliştirilmiş yazılım
programları.
AutoCAD
12-13: Çizim ve tasarım işlerinin ana kaynağı
olma özelliğini bu yeni versiyonunda da koruyor.
İşlevselliği daha da artırılarak, kullanım
kolaylığında önemli mesafe alınmıştır.
Autorec
sonser: Ses kaydını en doğru seviyesinde
gerçekleştiren algılayıcı. Bu düğmeye basıldığnda
müzik kaynağı 7 saniye kadar incelenir ve en doğru
kayıt seviyesi belirlenir.
Aux: Yardımcı
elemanlar; müzik setine TV, kompackt disk, video ya
da bir başka müzik kaynağının bağlanabildiği soket.
AVC: Otomatik
volum kontrolu (Volum= alçak frekans sinyalinin
büyüklüğü).
AVI: Ses
ve Video özelliklerinin bir arada kullanılabildiği
dosyalar. Window's un Medya Aygıtı öğesi üzerinden
ulaşılabilir.
AWK: Unix'in
özelliklerini de taşıyan oldukça güçlü bir "yığın
dilidir." Awk, Unix kabuğunun dosya işleme
arabirimlerine, "C" benzeri yapısal programlama gibi
bir çok ilave getirir.
Axis: Uzunluğu
ölçümü veya konumların tesbiti için başvurulan sabit
bir hat.
|
B
BACKBONE:
Büyük veri kapasitesine sahip bir ağı besleyen hızlı
bir hat veya bir seri bağlantıdır. Omurga
Back up:
1- Data disketlerinin 2. kopyası veya tahrip olma,
kaybolma olasılıklarına karşı yapılan yedekleme
işlemi.2- Esas elemanın işlemi tamamlayamaması
halinde işlemi tamamlamak için kullanılan
yedekleme.
Background:
Fon, zemin, geri plan, görüntünün arka planı.
Backlight
Correction: Video kamerada arkadan gelen ışığı
ayaralayacak objenin karanlık görünmesini önleyen
sistem.
BACKLINKING:
Backlinking, Lycos tarama servisi tarafından
düşünülmüş zekice bir özelliktir. Hiçbir Web servisi
sizi başka servislere bağlayıp sonra unutumak
istemez. Bu yüzden Lycos, sizi başka bir servise
bağladıktan sonra geri dönebilmenizi sağlayan bir
sistem geliştirmiştir.
BACKGROUND:
HTML özgün Web sayfaları hazırlamanız için
beğendiğiniz resimleri arkafon olarak kullanmanıza
izin verir. HTML 3.0'ı destekleyen tüm Web
tarayıcıları sayfanızın arka fonuna koyduğunuz resmi
görüntüleyebilir. Bunu yapmak için BODY tanımının
hemen yanına BACKGROUND tag'ını eklemelisiniz.
Mesela "duvar1.gif" isimli bir resmi arka fon yapmak
için aşağıdaki satır yazılmalıdır
Bağlantı
noktası: Sisteme dışarıdan gelen bilgi
paketlerinin her birinde hangi bağlantı noktasına
gideceği bilgisi vardır. Sistem dahilindeki bağlantı
noktalarının herbirinde bir iletişim yazılımı
çalışmaktadır. Gelen paket işlem yapılmak üzere bu
bağlantı noktasına, dolayısıyla ilgili uygulamaya
aktarılır. Aktarma Kontrol Protokolü (Transmission
Control Protocol).
BANDWIDTH:
Bandwidth bir aygıtın algılayabileceği elektrik
frekans alanıdır. Bu terim, iletişim teknolojisinde
bir taşıma ölçüsü olarak kullanılır. Bu terim
Internet'teki anlamı ise, belirli bir sürede ne
kadar bilgi akışı sağlandığıyla ilgilidir.
Bandwidth:
Bir kanalın ya da devrenin veri iletme oranı veya
iletişim kapasitesi ölçüsü.
Bant genişliği:
Belli aralıklardaki en büyük ve en küçük değer
arısındaki fark.
Barkovizyon:
Video dahil, bilgisayardan aldığı tüm sinyalleri
perdeye yansıtabilen bir projeksiyon sistemidir.
Görüntü kalitesi LCD'lere oranla daha yüksektir.
Prezantasyon büyük bir salonda geniş bir kitleye
verilecekse kullanılır. Tasarımın içinde video yer
alıyorsa ve büyük perdede kaliteli bir görüntü
isteniyorsa barkovizyon kullanmak gereklidir.
BASIC:
Kelimelerinin ilk harflerinden oluşan, ilk defa
DARMOUNTH kolejinde geliştirilen en basit bilgisayar
programlama dili.
Battery pack:
Bakınız Power pack.
Baud Rate:
Bilgisayar kontrollu sistemlerde seri hatlar
üzerindeki bilgi akış hızı birimi.
Baud:
Bilgi işleme hızı birimi. Bir saniyede gelen bilgi
sinyallerinin değeri baud olarak hızı verir. Tipik
baud değerleri 110, 300, 1.200, 2.400, 4.800, 9.400,
14.400, 28.800, 36.400.
BBS:
Kullanıcıların mesaj bırakabildikleri elektronik
bülten panosu. Modem aracılığıyla bağlanılarak bilgi
alışverişinde bulunulan on-line sistemlerin genel
adı. Bilgisayarlı Bilgi Servisi olarak
Türkçeleştirilmiştir. Bazı BBS'ler üyelik üzerine
kurulmuşlardır.
BCNU: (Be
Seein You) Görüşürüz.
Beta: A
1/2 inçlik video kaset ölçüsü. VHS'ye uymamaktadır.
Beyaz sayfalar:
Internet kullanıcılar hakkında temel bilgiler içeren
bazı veri tabanlarını desteklemektedir. Bu
veritabanlarında kişiler hakkında sorgulama yapmak
mümkündür. Telefon defterine benzer bir işlev yerine
getirdikleri için bunlara "beyaz sayfalar" (white
pages) adı da verilmektedir. Knowbot, WHOIS. Bezier
curves Manuel ortamda pistole cetveli ile
oluşturabileceğiniz düzgün eğilimli hatların,
bilgisayar ortamında oluşturulmasını sağlayan ve
eğilimli noktalardan meydana gelen çizgiler.
Binary:
İkili düzen, örneğin 11001001.
Binary File:
(*.BIN) Makina koduna dönüştürülmüş dosya. Bir
kaynak dosyanın, bir yüksek düzeyli dil derleyicisi
(PMA, COBOL, FTN, PRG gibi) tarafından makina koduna
dönüştürülmüş biçimi. Bu tip dosyalar, yükleyicinin
giriş formatına uygun olarak düzenlenirler. Makina
koduna dönüştürülmüş dosyalar olarak da
isimlendirilirler.
Binary system:
2 tabanına göre sayı sistemi veya ikili sayı
sistemi.
Binary: 1-
İki ihtimalli bir durumla karşı karşıya kalmak. 2-
10 tabanı verinin 2 sayısını taban olarak alan sayı
sistemi. Binary sistemde sayılar yalnızca 0 ve 1
rakamlarından oluşur.
Bit Map:
Bir video ekranındaki her pixel, yoğunluk ve rengi
oluşturan bit'leri tarafından kontrol edilir
Pixel'ler gridi ile tam bir video ekranına bir bit
map denilebilir.
Bit:
Binary rakamlardan biri. Bir bit, sıfır ya da bir
değerini taşır. Bilgisayarın tanıdığı en küçük
haberleşme birimidir.
Bit:
İletilebilen bilginin en küçük miktarı. Bir
alfabetik karaketri, bir sayısal rakamı belirten ya
da sinyallemeyi ve diğer fonksiyonları değiştiren
bir kombinasyonu.
Bit: 0
veya 1 rakamlarından oluşan tek bir sayısal birim.
Bitmap:
Sadece Siyah ve Beyaz'ın bulunduğu renk modu olan
Bitmap'de, ara tonlar (%42 Siyah) olmaz. Bitmap
modda kaydedilen dökümanlarda, beyaz piksel bilgisi
kaydedilmediği için hem az yer kaplar, hem de resmin
çağrıldığını programda beyazlar şeffaftır.
Blend:
Geçişme. Bir renkten diğerine, bir efektten
diğerine, bir şekilden bir başka şekle vb. çeşitli
geçiş metodlardır.
Blur:
Netsizlik. Gözleri arazalı olan bir insanın,
gözlüksüz baktığında görebileceği ortam.
BMP:
Grafik formatı. Windows Paintbrush öğesi üzerinden
ulaşılabilen dosya uzantısı.
BNC:
Sürgülü video fiş ve priz sistemi. Pin adı verilen
fiş uçlarının sayısı önemlidir. Buna dikkat etmek
gerekir. Ayrıca televizyonun arkasında bulunan
prizler, kolay bağlantı yapılmasına imkan
vermeyebilir. Evlerimizdeki TV'ler çoğunlukla
kütüphane raflarına konulduğundan arkaya ulaşmak
bazen imkansız olabilir. Bu nedenle bağlantı yerleri
ön panelde olan TV cihazlarını tercih etmelisiniz.
Boca M144EE:
Her ortamda yüksek performans gösteriyor ve 14.400
bps faks hızı sunan Boca modem, iyi bir
fiyat/performans oranıyla dikkat çekiyor.
BODY: HTML
sayfalarında kullanılır. HTML sayfalarını oluşturan
kodları barındıran "Başlık" ile "Son" arasındaki
bölümdür.
Bolean:
İkili sayı sitemini bulan matematikçi.
Booster:
Güçlendirici televizyon sinyalini güçlendirmek
görüntünün ve sesin daha kaliteli alınabilmesini
sağlayan araç.
Boot:
Sistemin istenilen seviyeden işleme başlamasını
sağlayan makine prosedürü. İlk birkaç talimat, bir
giriş cihazından gelir ve bunlarla sistemin
tamamının yüklenebilmesi sağlanır.
BOT:
Sohbet amaçlı bir IRC kanalı üzerinde dinleme ve
cevaplama programları için oraya özgü (o kanalın
jargonuna ait) terim.
Bounce:
Geri dönmeTeslimattaki bir hata yüzünden gönderilen
postanın bir kısmının geri dönmesi.
Boşluk şarjı:
Anoda gerilim uygulanmadığında ve fleman
ısıtıldığında katod etrafında biriken elektronların
oluşturduğu küme.
BPS: Bit
per second (saniyedeki bit sayısı)
Broadcast:
Radyo ve TV yayınları (Yayın kalitesi).
Browser:
Bir ağ üzerinde, bilgiyi aramak, bulmak, görmek ve
işlemek için grafik etkileşimli arabirime sahip
uygulama yazılımı. Tarayıcı.
BROWSER:
World Wide Web üzerinde dökümanların transfer edilip
görüntülenmesini sağlayan programlara "browser" adı
verilir. Sakın Web tarayıcıların Netscape, MS,
Internet, Explorer ve Mosaic'le sınırlı olduğunu
sanmayın. http//www.browserwatch.com adresinde bir
göz atın. İstemediğiniz kadar çok ve çeşitli
tarayıcıyı bir arada bulacaksınız.
Built-in:
Cihazın içine yerleştirilmiş olan sistem veya başka
bir cihaz.
BBS: İlan
Tahtası SistemleriElektronik mesaj hizmetleri veren,
dosya arşivleri sunan, sistemi çalıştıranın ilgi
alınına giren diğer hizmet ve aktiviteleri sağlayan
bilgisayar ve üzerinde çalışan yazılıma BBS denir.
BBS'ler şimdiye kadar hobi olarak kullanılıyordu.
Fakat Internet'e bağlı BBS'lerin sayısı hızla
artmakta ve şu anda bir çok BBS devlet, eğitim ve
araştırma kurumları tarafından işletilmektedir.
Elektronik Posta (Electronic Mail), Internet,
Usenet.
Byte:
Sekiz data biti+bir parti bitten meydana gelen bir
alfabetik veya özel karakterdir. Genelde ASCII
kodludur.
Bytes:
Genelde 8'bit'ten oluşan dikey ve yatay olarak
ekranda gösterilen pixel'lerin sayısının temsil eden
bir bit grubu. Data'resolution'u ile bu iki faktör
görüntünün kalitesini tesbit ederler. Daha çok
sayıda pixel'i görüntülemek için, daha fazla hafıza
ve fazladan 'peripheral'lar gerekir.
|
C
CA/CG:
Computer Animation Computer Graphics için
İngilizce'sinden kısaltma.
CAD:
Grafik işlerinin mimari ve mühendislik sistemleri
için çizim ve planların bilgisayarda üretilmesi.
CADD:
Bilgisayar destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CAM:
Bilgisayar Destekli Üretim.
Camcorder:
Camera+recorder.
CWIS:
Kampüs Çapında Bilgi SistemiKampüs çapında bilgi
sistemleri bilgi ve hizmetleri iletişim ağları ve
etkileşimli bilgisayar uygulamalarıyla
kampüstekilere sunar. Genel kapsamı telefon ve adres
rehberi, takvimler, ilan tahtaları, veritabanları
gibi hizmetlerdir.
CAND:
Bilgisayar Destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CANLANDIRMA:
Yakın zamana kadar sadece sinema endüstrisinin bir
etkinliği olan animasyonun dilimizdeki karşılığı
canlandırma'dır. Teknik olarak baktığımızda
animasyon, hareketli görüntü demektir. Bugün
pazardaki pek çok ürün, masaüstü bir kişisel
bilgisayarlarda animasyon yapmaya olanak
sağlamaktadır. Elle çizilmeyen, özel donanım
yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılmış sabit
resimlerdir.
Canon BJ200:
Saniyede 86 karakter basım hızı ve kaliteli çıktı
alma imkanı ile beğeni kazanan Canon BJ200, fiyatı
ile de ilgi çekti. Tonlama yeteneği ve uzun süreli
kulanıma olan yatkınlığıyla da dikkat çekici bir
ürün olma özelliğini taşıyan yazıcı çeşidi.
CD-I
(Interaktive-CD): Duran görnütler, audio, grafik
ve bilgisayar bilgileri verebilen interaktif bir
ürün için kullanılan deyim
CD-ROM XA:
CD-I gibi, bu depo edici disk bilgisayar metin ve
grafiklerini, ve durağan görüntülü video bilgileri
ve yüksek kaliteli audio ile kombine eder.
CD-ROM:
Herhangi bir dijital bilgiyi bir kompakt diskte
toplamak için geliştirilmiş biçimsel bir standart.
CD-ROM:
Yazılımların depolanmasında, arşivlenmesinde ve
multimedya uygulamalarında kullanılan dünya
standartıdır.
CD-ROM:
CD-ROM, kişisel bilgisayar ortamlarında harici bir
CD-ROM okuyucu yoluyla kullanılan CD'lerdir.
Bilginin CD-ROM üzerine kaydediliş şekli hangi
işletim sisteminde kullanılacağını belirler. CD-ROM
okuyucular ise böyle bir ayrıma tabi değildir.
Macintosh ve IBM uyumlu bilgisayarlar aynı CD-ROM
okuyucusunu kullanabilirler.
CD-ROM okuyucuların fiyat farklılıklarını
belirleyen, bilgi erişim hızlarıdır. Bu hız,
ortalama 31 milisaniye ile 120 ms arasında değişir.
CD-ROM 'ların bilgi erişim hızı her geçen gün
artmakta fiyatları ise düşmektedir.CD-ROM okuyucusu
bilgisayara harici olarak veya disket sürücü gibi
ana gövdeye de takılabilir. Tüm CD-Audio'ları bu
okuyucular okuyabilir.CD-DOM'un bilgi kayıt formatı
Sarı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla
standartlaştırılmıştır.
CD-ROM
Sürücünün Denetlenmesi: Bilgisayar bir CD
sürücüsünü kontrol ederek, bir CD'deki depolanmış
müziği okutabilir.
CD-Audio:
Müzik CD'lerinin yayımlandığı medyadır ve tüm CD
okuyucularında çalışabilme özelliğine sahiptir.
CD-Audio'nun bilgi kayıt formatı Kırmızı Kitap adı
verilen teknik spesifikasyonla
standartlaştırılmıştır.
CDD: Işığı
hassas bir elektronik levha veya kamera çeşidi.
CDI
(intevaktive): İçinde müzik, grafik, ve videoyu
etkileşimli bir şekilde bulundurabilen bir CD
formatıdır. Sadece CDI formatını okuyabilen cihazlar
mevcuttur. Bilgisayar ortamında CDI oynatmak için ek
bir yazılım gerekmektedir.
CD-I:
CD-Interactive, tüketici pazarına yönelik üretilen
ve televizyonla birlikte kullanılan bir CD çalar
aygıtı için geliştirilmiş bir formattır. Üzerine 19
saatlik mono ses, veya 72 dakikalık tam ekran video
veya 5000 adet fotoğraf kaydedilebilmektedir.
Bunların farklı oranlarda kombinasyonları mümkündür.
Tüm detayları Yeşil kitapla standartlaşmıştır. CD-I
okuyucunun diğer okuyuculardan temel farklılığı
kullanımı için yalnızca bir TV'nin yeterli
olmasıdır. Okuyucu, uzaktan kumanda bir fare, veya
kablolu bir fare ile kullanılmaktadır. Ayrıca, tüm
CD-Audio disklerini de okuyabilmektedir.
CD-XA: Bu
format Sony'nin getirdiği bir standart olup fazla
yaygınlık kazanmamıştır. Temelde CD-ROM formatının
daha iyi görsel bilgi aktarabilmesi için
geliştirilmiş bir ara çözümdür. Yine bilgisayarlara
takılan özel bir okuyucu tarafından
okunabilmektedir. Bilgi kayıt formatı Sarı kitapta
standartlaştırılmıştır.
CD-Bridge:
En yaygın kullanımında olan CD-ROM formatı ile yeni
gelmesine rağmen hızla yaygınlaşan CD-I
formatlarının bir anlamıyla bileşiminden çıkan bir
formattır. Bu formatta kayıt yapılan disk hem CD-I
okuyucuda hem de CD-ROM okuyucuda
kullanılabilmektedir. Daha fazla, yazılım
üreticilerinin yeni gelişen pazarlara CD-ROM
ürünlerini aktarmaları için geliştirilmiştir.Özel
bir okuyucusu yoktur.
CD
TERMİNOLOJİSİ: CD'ler multimedya programlarının
en yaygın kayıt ve kullanım ortamı haline
gelmektedir. Bu gelişmenin nedeni, CD'lerin geniş
hafıza kapasitesinden kaynaklanmaktadır. Bir CD, 650
MB hafıza kapasitesiyle 450 adet 1.4 MB hafızalı
bilgisayar disketine eşdeğerdir. Bu özellikleriyle
CD'ler doğal olarak bol miktarda hafıza gerektiren
görsel işitsel veriler için en uygun ortamı
sağlamaktadır.
Cel: Bir
animasyon içindeki tek bir çizim veya çerçeve.
Cel Animation:
Bir görüntünün ufak kısımlarının animasyonu.
PC Tools:
PC Tools, temel disk yönetimi, dosya işlemleri gibi
alanlarda, işletim sistemi tasarımcılarının unuttuğu
işlevleri kullanıcılara erişilebilir kılan
kullanışlı bir yazılım.
CGA (Color
Graphics Adapter): 320x200 çözünürlükte 4 renk
gösterebilir.
CGA: IBM
PC'leri ve eş değerde cihazlar için konulan ilk
video interface standardı
CGI: Bir
Web hizmet birimi üzerinde arka planda çalışan
uygulamalar yazan programcılar için bir arabirim.
CGI: Web
tarayıcılarının Web Hizmetçileri ile iletişim
kurmasını sağlayan arabirimdir. Web taraycıları CGI
aracılığıyla, HTML içindeki formları ve döküman
kaynaklı sorgulayıcıları Web hizmetçilerinin
anlayabileceği hale sokarlar.
Channel
(Kanal): Bir ağdaki iki yer arasında, belirli
iletim hızına sahip bir iletişim hattı.
Character
(karakter): Bilgisayar tarafınrdan yazılıp
okunabilen ve depolanan herhangi bir tek alfabetik,
nümerik, noktalama veya değer işaretlerinden biri.
Chat:
Gerçek zamanlı görüşmeyi tanımlamak için kullanılan
bir terimdir. IRC, WebChat, gibi bir arabirim.
Check: CD
player'de yapılan programın kontrol edilmesi.
Checksum:
Sağlama toplamıBir veri paketinin içeriğinden
yararlanarak hesaplanan değer. Bu değer paketle
beraber aktarılır, alıcı sistem aldığı verilerden
yararlanarak bu değeri yeniden hesaplar ve paketle
gelen değerler karşılaştırır. İki değer aynıysa
alıcı veriyi hatasız olarak aldığından emin olur.
Chip: İnce
kesilmiş silisyum dilimi.
Chroma:
Video sinyalinde ölçülen, hue'lerin miktarları ve
izafi parlaklıkları. Bu sinyal olmaksızın alınan
video görüntüsü siyah-beyaz olurdu.
Chromakey:
Video görüntülerini ikinci bir video kaynağındaki
seçilmiş bir renk üzerine bir özel efekt yaratıcı
sistemi veya bilgisayar kullanarak geçirmek.
CLICKABLE MAP:
HTML'nin bu özelliğini kullanarak bir resmin değişik
yerlerine tıklandığında kullanıcıyı bambaşka
adreslere taşımasını sağlayabilirsiniz.
CLIENT:
Internet üzerindeki bir sunucuya bağlanmış olan
"istemci" makinaya "aclient" ismi verilir.
Client:
KullanıcıBir başka bilgisayar sistemini ya da
programın hizmetini talep eden bilgisayar sistemi ya
da programa verilen ad. Dosya dağıtıcısından (file
server) herhangi bir dosyanın içeriğini isteyen
diğer bilgisayar o dağıtıcının kullanıcısıdır.
kullanıcı-dağıtıcı modeli (client-server model),
hizmet birimi (server).
Client-server
model: Kullanıcı-dağıtıcı modeliBir çok iletişim
ağı protokolünün çalışma şeklini tanımlayan bir
model. Bu modelde aynı ağ üzerinde bir dağıtıcı
program (server), ve bu dağıtıcıdan bilgi talebinde
bulunan kullanıcı programları (client) vardır.
Örneğin bir çok yerel iletişim ağlarında bir dosya
dağıtıcısı (file server) ve ondan gerektiğinde dosya
talep eden kullanıcılar (client) vardır. Bu modelin
en büyük avantajı işlem yükünün makineler arasında
paylaşılmalıdır. Kullanıcı (client), dağıtıcı
(server), anasistem-terminal modeli.
Client:
Bir ağ servisini kullanan kullanıcı veya kullanıcıya
hizmet eden program.
Clock:
Saat sinyali.
CMS (Color
Management System): Renk Yönetim Sistemi.
Ekranların RGB, ofset baskı tekniğinin CMYK
olmasından dolayı meydana gelen renk kayıplarını
gidermek için kullanılan renk yönetim programları.
EfiColor, KPCMS gibi..
CMYK:
Cyan, Magenta, Yellow, Black renklerinden oluşan ve
ofset baskı tekniğinde kullanılan renk dünyası.
CMYK'da renkler birleştikçe (üstüste geldikçe)
koyulaşır. Bu yüzden Subractive Colour (Çıkarılan
Renkler) olarak isimlendirilir.
COAXİAL:
Dış ortamdaki parazit gürültülerden etkilenmeyen
dışı örgülü 75 W Ohm'luk kablo cinsi ve standardı.
COBOL:
Komplike iş uygulamaları ile ilgili program yazmaya
uygun bilgisayar programlama dili. COBOL, US savunma
bakanlığı kuruluşu olan CODASYL ile çeşitli
bilgisayar imalatçıları ve bilgi işlem cihazları
kullanıcıları tarafından geliştirilmiştir.
Code (kod):
1- Bilgisayar sistemleri için talimat yazmak. 2-
Uygun tabloya göre bilgilerin sınıflandırılması 3-
Makine dilini kullanmak. 4- Program yapmak.
Colorization
(Renklendirme): Siyah-beyaz bir görüntüye renk
katmak veya renkli bir görüntünün rengini
değiştirmek.
Colour Bars:
Herhangi bir video cihazı içindeki renk dengesini
ayarlayan standart renk tablosu
Column Chart:
Dikey kolonlardan oluşan bir tablo.
Command
(komut): Bilgisayara başlamasını, durmasını veya
devam etmesini söyleyen bir pals, sinyal, kelime
veya harf dizisi. Command, çok sık olarak
instruction (talimat) ile karıştırılır.
Command
İnterpreter: Komut Analizörü. Bir Turbo DOS'ta
komutu inceleyip de yapması gerektiğini saptayan
bölüm S.R. Ranganathan tarafından geliştirilmiş
yüzeysel bir sınıflandırma düzeni.
Communication
Link (İletişim Hattı): İki kullanıcıyı birbirine
bağlayan donanım ve yazılımdan oluşan sistem.
Compact disc:
Kompakt disk Laser ile okunan ses ve görüntü
disklerdir. Yapımı foğtoğraf filimlerinin basımına
benzemektedir. Önce müziğin üzerine işlendiği bir
uzman disk hazırlanır. Bu diskten negatif çıkarılır
ve negatife göre seri disk imaline geçilir. Laser
disk üzerine depolanmış dijital müzik bilgilerini
okur. Disk yüzeyinde yaklaşık olarak 5 milyar nokta
bulunur. Her nokta sesin dijital bir sinyalini
temsil eder.
Bir saniyed 44 bin 100 nokta okunur. Böylece analog
ses okuma sistemlerinin avantajları yakaklanmış
olur. Disk yüzeyinde mekanik bir temas olmadığndan
aşınma da olmaz. Diske müzik kaydetmek için yüksek
güçlü bir laser kullanılır. Okunma sırasında düşük
güçlü laser kaynağı eterli olmaktadıdr. Disk
üzerindeki izlerin toplam uzunluğu 2.5mil kadardır.
İz genişliği ise 0.5 mikrondur.Comparator
Karşılaştırıcı.
Compiler:
Derleyici.
Compiler:
Herhangi bir programlama dili ile yazılmış bir
bilgisayar programını, bilgisayarın kendi diline
çeviren program (Derleme)
Composite
(Kompozit): Yayın amacı ile üç ayrı renk sinyali
(kırmızı, yeşil ve mavi) artı zamanlama ve
senkronizasyon sinyallerini hava dalgaları veya tek
bir kablo yoluyla nakledilebilir. Bir kompozit içine
kombine edilebilmesi. Kompozit videolar ve
televizyon setlerinde VCR'lerde ve diğer alt fiyat
grubundaki video techizatında kullanırlar.
Composite Sync:
Yatay ve dikey scan kontrolleri olan toplu bir
senkronizasyon sistemi.
Compression/Decompression: Depolama ve iletişim
araçlarının taşıyabileceğinden daha fazla bilgiyi
saklamamızı ya da iletmemizi sağlayan sıkıştırma ve
açma yöntemidir.
COMPUSERVE:
Compuserve'de America On Line gibi, dünyanın en
büyük on-line servislerinden biridir. Aradaki fark
Compuserve'ün daha çok iş dünyasına yönelik
olmasıdır. Compuserve'den Internet'in birçok
servisine metin-tabanlı bağlanabilirsiniz.
Compuserve aynı zamanda Spry Inc firmasının da
sahibidir. Bu yüzden Spry Inc'e ait olan Mosaic web
tarayıcısının promosyonlarını gerçekleştirmektedir.
Compuserve, yakında kendisi dışında Internet'e ayrı
bir tarayıcıyla bağlanmak istemeyenler için
Microsoft Internet tarayıcısının özel bir sürümünü
destekleyecektir. Compuserve hakkında Internet
üzerinden bilgi almak için http//www.compuserve.com
ve http//www.spry.com adreslerine
bağlanabilirsiniz.
Compuskip:
Banttan bulunduğu durumdan ileride veya geride belli
sayıda seçilmiş konumu arayıp bulan sistem.
Computer
Simulation: Bir bilgisayar programı içindeki
fiziksel işlemlerin simülasyonu
CONFERECING
(KONFERANS): Web üzerinde, iki ya da daha fazla
bilgisayar aracılığıyla, yüzyüze, görsel ve sesli
iletişimdir. Günümüzde hatların elverişsiz olması
nedeniyle eş-zamanlı bir görüşme sağlamak
olanaksızdır. Web'ler bu tip iletişimi sağlamak
açısından BBS'lerden daha elverişlidir.
http//webnotes.ostech.com adresinde bu konu hakkında
bir demo bulabilirsiniz.
Configuration
(konfigürasyon): Hardware için, sistemi
oluşturan bir grup araç. (device) software için
toplam software grubunun arasında kurulan ilişki.
Configuration:
Bir bilgisayar sisteminin dizaynı cihazların
birbirine uyumunu sağlayan arajman işlemi.
Congestion:
TıkanıklıkVeri iletişim ağının kapasitesinden fazla
yüklenmesi sonucu oluşan durum.Connection
(Bağlantı)Bir noktadan diğer bir noktaya adanmış
veya anahtarlanmış iletişim yolu.
Continue:
CD player'de seçilmemiş bölümlerin çalınmasına devam
edilmesini sağlayan özellik.
Contrast
(Kontras): Bir görüntünün beyaz bölgelerinin
siyah bölgelere oranının farkı.
Contrast Ratio
(Kontras Oranı): Bir görüntünün mümkün olan en
parlak bölgesinin, mümkün olan en karanlık bölgesine
olan parlaklık oranı.
Contrast:
Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere
oranla ne denli parlak olduğu
Control unit:
Bilgisayarda işlemleri organize ve kontrol eden
bölüm.
Controller:
Bir işlem veya makinenin işlemini kontrol eden
aygıt.
Coprocessor:
Mikroişlemci ile birlikte çalıştırılan ve mikro
işlemcinin özel bazı hesaplamalarını daha hızlı
yapabilmesini sağlayan mikroişlemci cihazı.
CorelIDRAW 7.0:
Eski yavaşlığını yenerek karşımıza çıkan Coreldraw
7.0, vektör grafiğe dayalı, metin işleme olanakları
ve 22.000 ClipArt, 825 tane font ve 100 tane
High-Resolution olanakları ile beğeni kazanan bir
program.
Counter:
Sayaç. Mekanik ya da elektronik olarak çalışır. Kafa
önünden geçen band uzunluğunu inç cinsinden verir.
CPU:
Central Processing Unit. Merkezi İşlem Birimi.
Bilgisayarın işlemlerinin yapıldığı ve
transistörlerin bulunduğu küçük çip.
Cracker:
Sistem kırıcıSistem kırıcı yetkisi olmayan
bilgisayar sistemlerine girmeye çalışan kişilere
verilen isimdir. Bu kişiler bilgisayar hastalarının
(hackers) tersine kötü niyetlidir ve kırdıkları
sistemlerden bir çok menfaat elde ederler.
bilgisayar hastası (hacker), Truva atı (Trojan
Horse), virüs (virus), solucan (worm). vb.
Cracker:
Sisteme giriş yetkisi olmayan sistem kırıcı kişilere
verilen isim. Hacker'ların tersine kötü niyetli
kişiler olup, menfaat elde etme amacı güderler.
Crawis:
Ekranda gözüken credit'lerin veya diğer grafik
malzeimelerinin haraketleri
Cursor (imleç):
Bilgisayar ekranında göz kırpan çizgi veya kutu. Bir
sonraki data girişinin nereye yapılacağını gösteren
işaret.
Cut: Bir
yapım içinde bir sekans ile diğer bir sekans
arasında ani bir geçiş aynı zamanda bir video edit'i
için de kullanılır (kesme).
CWIS:
Campus Wide Information system
Cyan:
Camgöbeği rengi.
Cyberspace
(Siberuzay): Ünlü bilim kurgu yazarı William
Gibson tarafından Neuromancer isimli romanında
kullanılan terimdir. Bilgisayarlardan oluşan ve
toplumun bu bilgisayarların etrafında oluştuğu bir
dünyayı ifade etmektedir. İlk kez ünlü bilim kurgu
yazarı William Gibson'un "Neuromancer" adlı
romanında kullandığı, bilgisayar destekli
iletişimin, insan beyni ve bilgisayar ağı ile
tanımladığı bölge.
|
D
DA (Display Adapter):
Görüntü adaptörü.
DA/Converter:
Bilgisayar tarafından kullanılan dijital sinyalleri,
analog sinyallere çeviren bir cihaz
DAC:
Dijital ses kasedi
DARPA:
Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı
(Defense Advanced Research Projects Agency)
DAT: Dönel
kafa prensibi ile sayısal yazan ve okuyan kesinlikle
dip gürültüsü olmayan kayıt cihazları. Bunlar 44.1
ya da 48, KHz sampling rate kullanarak CD
kalitesinde ya da daha yüksek kalitede kayıtlar
gerçekleştirir. Bunların CD'ye çıkışları sayısal
olarak yapılacaksa mutlaka 44.1 olarak
kaydedilmelidir.
DAT:
(Digital Audio Tape) Özel formatta kaseti üzerine 16
bit 44.1 ya da 48 KHz. sampling rate kullanarak
digital ve dönel kafa prensibi ile çok kaliteli
kayıt yapan teyp sistemi.
DAT:
Digital Audio Tape günümüzde Master banda olarak
standartlara yerleşmiş Teyp sistemi. Dönel kafa
sistemi ile çalışmakta. CD ya da üzerinde kayıt
yapan teyp sistemi.
DAT:
Digital Audio Tape tamamıyla sayısal kayıt
formatları ile kendine özgü kaseti üzerine video
recorder prensibi gibi dönel kafa ile kayıt yapan
teyp aygıtı.
Data
(Bilgi-veri): Bilgisayar tarafından üretilen ve
işlenebilen bilgi elemanı için kullanılan genel
terim.
Database Veri
tabanı: Bir bilgisayar sistemi içinde saklı ve
erişilebilir verilerin tümü. Bunlar değişik
kullanıcıların aynı bilgilere erişebilmesi ve
gereksiz tekrar ve fazlalıkları önlemek amacıyla
büyük bir kütük şeklinde hazırlanabilir. Bu düzen
veri saklama alanında daha az yer kapladığı gibi
erişim süresini de hızlandırır. İzni olmayan
kişilerin kullanmasını ve başkalarına ait verilerle
karışımı veya bunların bozulmasını önlemek için bu
kütüğe parolalar ve kullanıcı alanları konulabilir.
Data bus:
Veri hattı.
Database
(Veritabanı): Bilginin çok sayıda kullanıcının
yararlanacağı şekilde saklanması.
DBS: Uydu
televizyon yayınları televizyon sinyallerini
uydulardan direkt olarak evlerdeki antenlere
gönderen uydu yayın sisitemi.
Decimal:
Onlu.
Decoder:
Kod çözücü. Bazı uydu yayınları elektronik olarak
kodlanmakta ve kod çözücü olmadan izlenmemektedir.
Sadece abonelere dağıtılan bu kod çözücüler,
sinyalleri izlenebilir hale getirir. Ancak rekabet
nedeniyle pek çok kuruluş kodlama sisteminden
vazgeçmek zorunda kalmıştır.
Decoder /
Encoder: Bir decoder kompozit bir video
sinyalini ayrı ayrı RGB sinyallerine çevirir. Bir
encoder ise, bu RGB sinyallerini tek bir kompozit
sinyale çevirir.
Dedicated Line:
Bir iletişim şirketinden kiralanan özel hat.
Default route:
Varsayılan rotaSevk tablosunda adresi bulunamayan
paketlerin gönderileceği rota.
Default:
Bilgisayarın otomatik olarak geçerli saydığı ve aksi
belirtilene kadar geçerliliğini koruyan işlem veya
değer.
DARPA:
Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri
AjansıAskeriye tarafından kullanılmak üzere yeni
teknolojiler üretmekle sorumlu A.B.D. Savunma
Bakanlığı Ajansı. DARPA (daha önce ARPA olarak
bilinmekteydi) bugünkü Internet'in
geliştirilmesinden sorumluydu ve Berkeley UNIX ve
TCP/IP'yi de içeren bir çok geliştirme projesini
finanse etti.
DDN NIC:
Savunma Bakanlığı Bilgisayar Ağı için Ağ Danışma
MerkeziGenelde "The NIC" olarak bilinen bu yerin en
önemli sorumlulukları arasında Internet ağ
adreslerini ve özerk sistem numaralarının
dağıtılması, hiyerarşideki en üst alanın yöntemi, ve
DDN için danışma ve destek hizmetleri vermesi gibi
konular sayılabilir. Burası ayrıca RFC'ler için
birincil başvuru kaynağıdır. Ağ adresi (network
address), Ağ Danışma Merkezi (Network Information
Center), Yorumlar İçin Rica (Request For Comments).
Definiton:
Bir görüntünün kesinlikği veya ayrışımı.
Defringe:
Photoshop'da, A zeminindeki bir B alanını
kopyalayıp, bir C alanı üzerine yapıştırdığınızda, B
alanın kenarlarında oluşan ve A zeminine ait olan
pikseller. Bu piksellerdeki renk, C ile uyumsuz ise
çok çirkin bir görüntü oluşur.
Degrade:
Bir rengin bir başka renge dönüşmesi esnasında
oluşan renk geçişi. Koyudan açığı gibi..
DEJANEWS:
Adres http//www.dejanews.com/DejaNews aradığınız
konuyu UseNet haber grupları aracılığıyla bulur.
Bulunan bilgiler ise yazdığınız kelime tutarlılık
derecesine göre sıralanır.
Dekuplaj:
İstenmeyen sinyallerin şaseye iletilmesi.
Dekuple:
Bir sonraki kata iletilmeyen, şaseye aktarılan
Delete: CD
playerde diskin istenmeyen bölümlerinin
çalınmamasını sağlayan özelik (veya silme tuşu).
Delimiter:
Bir depolama bölgesinde bilginin başlangıç ve
bitişini işaretleyen karakter.Bu işlem için
genellikle virgül, iki nokta üst üste, space
kullanılır.
Desaturate:
Solgunluk. Bir rengin veya bir alandaki renklerin,
olduğundan daha cansız, tram değeri düşük
görünmesi.
Device:
Özel bir işlem yapabilen hardware parçası. Printer,
bir device örneğidir.
Deşarj:
Boşalma, üzerindeki yükü atma.
Dial-up:
İki makine arasında telefon hattı üzerinden arama
yapılarak sağlanan geçici bağlantıya verilen isim.
Difüzyon:
Dağılma, yayılma, püskürtme.
Digital
(Sayısal): Ses, görüntü, bilgisayar verisi ya da
diğer bilgiler için işlemleri yapmak veya ikilik
(sıfır veya bir) sinyalleri iletmek için voltaj,
frekans, genlik, zaman vb. ayrık değişkenleri
kullanan bir yöntem.
Digital Analog
Converter: Sayısal analog dönüştürücü.
Dijital/Anolog
Çevirme: Bilsayarın hafızasında herhangi bir
şekilde depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip,
analog sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun
bir cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil
ettiği sesi duyarız.
Digital Audio:
Sesi daha yüksek kalite sağlmak amacıyla bir sayısal
dizi şeklinde kodlayarak saklanan bir ses alma
tekniği.
Digital
Computer: Sayısal bilgisayar.
Digital Date:
Bilgisayarda kullanılan ve işlemi yapılan sayısal
bilgiler
Digital:
Sayısal.
Digitize:
Bir audio veya video sinyalini analog halinde,
bilgisayar cinsi dijital kod numaralarına
dönüştürmek.
Digitizer:
Analog bir video görüntüsünü dijital bilgisayar
grafiğine dönüştüren bir cihaz.
DA Conversion:
Bilsayarın hafızasında herhangi bir şekilde
depolanmış örnekler sayısal olarak işlenip analog
sinyallere çevrilir. Bu sinyallerinde uygun bir
cihaza iletilmesiyle hafızadaki o verinin temsil
ettiği sesi duyarız.Sentezleme yoluBilgisayar ses
kartına veya içerdiği ses düzeneğine nota bilgisini
yollar. O düzenekte bu bilgiye analog sinyaller
üretir.
En uygun iki tür sentezleme metodu FM ve dalga
tablosu sentezlemeleridir. MIDI Yardımıyla Nota
bilgisi, bir midi aracısıyla, midi standartını
destekleyen müzik aletlerine bilgisayardan yollanır.
Bu müzik aletleri de gelen bilgiye göre müzik
üretir. Burada gerçekleşen olay kısaca şudur
Bilgisayar çeşitli müzik aletleriyle belli bir aracı
sayesinde iletişim kurabilmektedir.
CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi Bilgisayar bir CD
sürücüsünü kontrol ederek, bir CD'deki depolanmış
müziği okutabilir.Ses kartlarının bilgisayar
dünyasında anlayabileceği sayılar dijital halinde
ifade etmenin temelinde analog/dijital çevirme
işlemi bulunmaktadır. Örneklemenin kalitesi alınan
örneklerin ne kadar sıklıkla alındığı ve her bir
örneğin ne kadar bit'le anlatıldığıyla doğru
orantılıdır. Örnek olarak, l6 bitlik, 44 Khz.lik bir
örneklemenin anlamı bir doğal sesi, bir/44000
sinyalde, bir değerini ölçmek ve elde edilen değeri
2 üzeri l6 değerden birisine (2^16) eşitlemektedir.
Günümüzde l6 bitlik örneklemeler yaygındır. Fakat
değişik çözünürlüklerde vardır.Adlib Gold l000, l2
bitlik Genoa Audiobahn l0 bitlik örnekleme
kullanılır. ADPCM PCM`in değişik bir çeşidi olup
daha çok sıkıştırma olanağı sağlar. Bunun bedeli de
ses kalitesinin PCM de olduğundan daha az olmasıyla
ödenir.FM Sentezleme Yukarıda bahsedilen bu
sentezleme metodunda ses verisi: dalga şekli
üretebilen işlemciler tarafından yaratılır. Bunu da
bazı basit dalga şekillerini kullanarak, bunları
çeşitli şekilde belirleştirerek yapmaya çalışırlar.
Temel olarak Sinüs kare, üçgün, testere dişi
şeklindeki bazı basit dalga şekillerini birleştirip
ezip büzüp gerçek bir ses datasına yaklaşmaya
çalışırlar. Bu tabi ki çok zordur. Etrafımızda
duyduğumuz doğal sesleri yapısında o kadar fazla
Sinüs dalgası vardır ki bunlar sayı olarak taklit
edilmesi bile şekil olarak taklit edilmeleri
imkansıza yakındır. FM sentezleme yoluyla gerçekci
sesler elde etmek zordur. Zaten FM sentezleme ile
elde edilmiş sesleri dinlerken, elektronik devreleri
bu işte bir parmağı olduğu hissine kapılırız.
Gerçek sese yaklaşmak için gelişigüzel dalga
birimlerinin de kullanıldığı olur. Fakat daha çok
işlemci kullanmak kaliteli ses elde etmek için daha
uygun bir yöntemdir. Adlib FM sentezlemeyi kullanan
ilk kartı. Bu kart'da iki işlemcili bir yamaha YM
3812 FM çipi bu görevi üstlenmişdir. Bir çok Adlip
uyumlu kartlarda FM sentezlemeyi kullanırlar. FM
sentezleme yapan daha yeni kartlar yamaha SBPro daha
mantıklı bir seçim olacaktır.
Directory
(dizin): Depolama bölümü için her dosyaya ait
adı, yeri, boyutu, yazılım veya son düzeltme
tarihini veren tablo.
Disket:
Software veya data kaydetmeye yarayan, düz,
eğilebilir, magnetik materyal ile kaplı ve koruyucu
zarf içindeki çevre birimi.
Display size:
Bir monitörde, kullanıcının çalışabileceği gerçek
ekran alanı
Display:
Bir görüntünün elektriksel işaretlerden optik
işaretlere çevrildiği düzen.
DCE:
Dağıtılmış İşlem OrtamıStandart programlama
arabirimleri, yöntemleri ve hizmet birimi
işlevlerinden oluşan ve aynı uygulama programlarını
değişik mimariye sahip bilgisayarlar üzerinde
kullanabilmeye olanak sağlayan mimari. Digital, IBM
ve Hewlet Packard tarafından öncülük edilen Açık
Yazılım Kurumu (OSF-Open Software Foundation)
tarafından desteklenmekte ve gelişmeler kontrol
edilmektedir.
Distorsiyon:
Bozulma, değişikliğe uğrama, girişe uygulanan ya da
üretilen sinyalin orijinal dalga şeklinde bulunmayan
özelliklerin çıkışta meydana gelmesi. Distorsiyon,
haberleşme sistemlerinde önemli bir problemdir. Arzu
edilmez. Çeşitleri: Genlik,
Atenüasyon, Geçiş, Gecikme, Sapma, Harmonik,
İçmodülasyon, Lineer olmayan, Faz, Optiksel, Aralık
distorsiyonlarıdır.
Distorsiyon:
Orijinal sinyalin faz, frekans, genlik ve dalga
şekli bakımından bozulmaya uğraması.
Distortion:
Bir devrede giriş karakteristiğinin çıkışta tam
olarak yeniden elde edilmemesi, şekil bozukluğu,
deformasyon, distorsiyon, sesin güçlendirilmesi
sırasında oluşan bozulma miktarı. Oran, yüzde 1'den
küçük olmalıdır. Müzik seti alırken broşüründe bu
oranın düşük olmasına dikkat etmek gerekir.
Distributed
database: Dağıtılmış veritabanıKullanıcıya tek
bir veritabanı gibi gözüken fakat ayrı yerlerdeki
veritabanlarından oluşan veritabanı. Buna iyi bir
örnek olarak Alan Adı Sistemi'ni (DNS-Domain Name
System) verebiliriz.
Dizüstü
bilgisayarlar: Multimedya tasarımı bir dizüstü
bilgisayarın sabit diskine kopyalanır ve mevcut
ekranından gösterilir. Prezantasyon birebir veya
birkaç kişiye yapılacaksa kullanılır.
DNS: Alan
İsmi Sistemi (Domain Name Server).
DNS:
Bağlanılan sunucu ismini açık Internet adresine
çevirmek için kullanılan bir mekanizmadır. Internet
üzerinde aynı adlı iki veya daha fazla sunucu
isminin olmaması da yine DNS sistemi sayesinde
gerçekleşmiştir.
DNS:
Internet alfanümerik adreslerini sayısal adreslere
(IP numarası) çeviren yöntem.
DOCUMENT:
Bir HTML dosyasının tüm içeriğine birden döküman
denir. DOL: Dinamik seslerin fizyolojik düzeltimi.
Domain:
Alanterimi Internet'te oldukça fazla
kullanılmaktadır. Bu terim Yönetimsel Alan
mevzusunda ve Alan İsmi mevzusunda geçmektedir.
Yönetsel Alan (Administrative Domain), Alan İsmi
Sistemi (Domain Name System).
DOMAIN NAME:
Internet sitesini tanımlayan isimdir. Bir "Domain
Name" noktalarla ayrılan iki ya da daha çok parçadan
oluşmak zorundadır. Bir makinenin birden çok ismi
olabilir, fakat bu adreslerin hepsi aynı makineyi
işaret eder. Ortada, gerçek bir bilgisayar
olmamasına karşın bir "domain name" olabilir. Bu,
Internet'te bir Web sayfası olmasını isteyen
firmalar tarafından sıklıkla kullanıllan bir
yöntemdir. Bu erişimi sağlayan firmalar genellikle
"Internet Erişim Sağlayıcılarıdır. Web sayfasına
gelen postalar öncelikle ana makina tarafından
alınıp, sonradan sanal "domain name"e sahip makinaya
iletilir.
Domain Name
System: Alan Adı SistemiDNS genel amaçlı
dağıtılmış (distributed), kopyalanmış (replicated)
veri sorgulama (data query) hizmetidir. Temel
kullanımı bir sistem ismi vererek bu sistemin IP
adresini bulunmaktır. Internet üzerinde kulllanılan
sistem isimleri alan adı (domain name) olarak
anılmaktadır, çünkü yazım şekilleri DNS tarzına
uygundur. Bazı önemli alanlar arasında .COM
(ticari-commercial), .EDU (eğitim-educational), .NET
(ağ işletimi-network commercial), .GOV (hükümet), ve
.MIL (askeri-military) alanlarını sayabiliriz.
Ayrıca bir çok ülkenin kendine ait alan adı vardır;
.TR Türkiye, .AU Avustralya gibi. Alan Adı Sistemi
STD 13, RFCs 1034 and 1035'te tanımlanmıştır. Tam
Tanımlı Alan İsmi (Fully Qualified Domain Name).
Domain:
Bir Internet adresinde kullanıcı adının sağındaki
kısım. Mesela; cc.İTÜ.edu.tr
DOS:
Bilgisayarın bilgi girişi ve depolama işlemleri için
hazır hale gelmesini sağlayan işlemler topluluğu.
Dos İşletim Sistemi.
DOSKEY:
Komut isteminde girilen komutları tekrar kullanmak
için bazı klavye kısa yol tuşlarını kullanır. Yukarı
ok tuşunu kullanarak bilgisayarı açtıktan sonra
girdiğiniz komutları yeniden çağırabilirsiniz.
Dot address (dotted decimal notation): Noktalı adres
(noktalı sayısal gösterim) Nokta adres terimi
A.B.C.D gibi gösterilen IP adreslerini nitelemek
için kullanılır, her biri harf toplam dört byte'lık
IP adresinin onluk düzende gösterilen bir byte'lık
kısmını oluşturur.
DOT Pitch:
Monitör ekranında beliren beneklerin arasındaki
mesafenin ölçüsü.
Double density:
Standart tek yoğunluklu disketlere göre iki katı
depolama kapasitesi olan disket çeşidi.
Double
precission: Her sayıyı ifade etmek için iki
bilgisayar kelimesi kullanma işlemi. Hesaplama
işlemlerinde fazladan hassasiyet gerektiğinde bu
teknik normal durumun iki katı hane sayısı
kullanılır.
Double sided:
Her iki yüzüne de bilgi yazılabilen disket çeşidi.
Dove: DOS
ve WİNDOWS ortamları için harici ve dahili
faks/modem cihazları
Downlink:
Uydudan dünyaya sinyal nakli
Download:
Program ve / veya bilgilerin dosyalarını bir
bilgisayarndan bir başka cihaz veya bilgisayara
geçirmek.
Download:
Bir bilgisayardan, ona bağlı diğer bir cihaza
(genellikle bir hizmet biriminden bir PC'ye) program
ya da veri aktarmak.
Downsampling:
Photoshop'da, bir resmin boyutlarının, piksel
atılarak küçültülmesi.
DPI: Dot
per Inches. Film çıkış cihazlarının, bir inç karelik
alana (2.5 cm x 2.5 cm.) pozlayabildiği nokta
sayısını belirtir. Bir döküman çıkışa gönderilirken,
Dpi değeri, Lpi değerinin en az 16 katı olmalıdır.
Daha fazla da olabilir.
Drag and Drop:
Bir ekran nesnesini (ikon) seçip işaretleyerek, bir
başka ekran nesnesinin içine koymak anlamında
kullanılan bir GUI deyimi.
Drain (dreyn):
FET transistörün taşıyıcıları toplayan, bipolar
transistördeki kollektör elektrodunun karşılığıdır.
Drift:
Sürüklenmek, yığılmak, birikmek, tıkanmak,
Drive:
Magnetik elemanları yazıp okuyabilen ve CPU'nun
işlem yapabilmesini sağlayan araç. (sürücü)
Driver:
Harici teçhizatı kontrol etmek veya diğer
programları yürütmek için kullanılan bilgisayar
programı.
DSP:
Sayısal sinyal işleme.
Dual:
İkili, çift.
Düğüm:
Bilgisayar ağına bağlı, ve adresi verilerek
erişilebilen cihaza verilen isim. anasistem (host),
yöneltici (router).
Dump: Bir
bilgisayarın hafızasının içeriğini görüntülemek,
yazmak veya depolamak
Duotone:
Bir resmin, bir veya dört ayrı spot renk ile
basılmasını sağlayan, eskinin dubleks tekniğinde
efekt üretmemizi sağlayan mod.
|
E
E-mail (E-posta)
: Elektronik mektup. Internet üzerinde kişisel
mektupların bir noktadan bir diğerine yollanması
için kullanılan yöntem.
E-MAIL:
Internet'e bağlı makineler birbirlerine
elektronik-posta atmak suretiyle haberleşebilirler.
Elektronik-postalar'a tarih, saat, gönderen kişi,
postayı alması gereken kişi ve postanın konusu
mutlaka yazılmalı, sade ve anlaşılır bir dil
kullanılmalıdır.
E-posta adresi:
Belirli bir hedefe elektronik posta göndermek için
kullanılan alan adı tabanlı adres ya da UUCP adresi.
Örneğin: İlhami net. com.com gibi.ünlemli makine
adresi (bang path), Unix'ten Unix'e Kopya
(UNIX-to-UNIX CoPy).
E-zine
(Electronic magazine): Internet üzerinde
periyodik sürelerle yayınlanan dergiler. Bazıları
ücretli olup değişik ilgi alanlarında çıkar.
EARN:
Avrupa Akademi ve Araştırma Kurumları Arası
Bilgisayar Ağı (European Academic and Research
Network)
Echo:
Yankı
EDTV:
İngiltere'de IBM (Independent Broadcasting Auttorih)
tarafından geliştirilen televizyon sistemi, Ekranın
yükseklik ve en oranı HDTV ile aynıdır (16.9). Ancak
satır sayısı yine 625'tir.
EEPROM:
Elektriksel olarak sürekli silinip, yazılabilen
EPROM denilebilir. Silme işlemi ultraviole ışık
yerine, elektrik akımıyla yapılmaktadır.
EFF:
Electronic Frontier Foundation
EFFECT
PROCESSOR: Stüdyoda eko, derinlik ve değişik
dinleme hacimlerinin etkilerini yaratan sistemler.
EHT:
Ekstra (fazladan) yüksek gerilim.
ELA:
Amerika Birleşik Devletlerinde öngörülen audio ve
video standartlarının tespit eden kuruluş.
Elapsed time:
CD'de çalınan bölümlerin süresine gösteren hane.
Electronic
Editing: Program bölümlerini video bandına
fiziki anlamda kesilmeden yerleştirmek ya da monte
etmek.
EFF:
Bilgisayar kullanımının, dolayısıyla iletişim ve
bilgi dağılımının gitgide artamasının toplumda
yarattığı sosyal ve hukuksal etkileri saptamak için
oluşturulmuş bir kurum.
Electronic
Mail (email): Elektronik Posta (e-posta)Bir
bilgisayar kullanıcısının aralarındaki iletişim ağı
vasıtasıyla diğer bilgisayar kullanıcıları ya da
kullanıcı grupları ile mesaj alışverişi yapıtığı
sistem. Elektronik posta Internet'in en popüler
kullanım alanlarından birini oluşturmaktadır.
Electronic:
Elektronik: Elektronun hareketini boşlukta ve yarı
iletkende kontrol eden bilim dalı.
ELEKTRONİK
YAYINCILIK: Multimedyanın ana kullanım
alanlarından biridir. İletişim teknolojisinin
ulaştığı son nokta multimedya ve Internet'dir. Bu
nedenle medya kavramını oluşturan tüm birimlerin
(Televizyon, ansiklopedi, katalog, kitap, dergi,
gazete vs.) yüksek teknolojiyi kullanarak daha iyi
hizmet vermek ve bu yolla rakiplerini de teşvik
etmek ve bir yerde toplumsal sorumlulukları altına
girmektedir.
Günümüzde ekonomik olanaksızlıklar nedeniyle multimedya,
medyanın tüm işlevlerini yerine getirememektedir. Bu
ekonomik olanaksızlıklar sebebiyle multimedya henüz
alternatif bir yayıncılık olarak uygulanmaktadır. CD-ROM
kullanabilme imkanı olmayan kesim gözönünde
bulundurularak, genellikle yazılı metaryalin ekinde
gönderilmektedir.Avantajları:Birden fazla ansiklopedi
bir CD-ROM içinde yer alabilir.
CD-ROM içindeki bilgiler ve sesler, fotoğraflar ve
filmlerle desteklenebilir. CD-ROM baskı maliyeti
kağıt baskı maliyetinden çok daha düşük olduğu gibi,
iyi korunduğu takdirde 100 yıl kullanılması
mümkündür. On ciltlik bir ansiklopedi yerine
100gr.'lık bir CD-ROM'un dağıtımı çok daha kolay ve
ekonomiktir. CD-ROM'un güncelleştirilmesi daha basit
ve az maliyetlidir. Etkileşim faktörü son
kullanıcıya büyük zaman ve kullanım kolaylığı
kazandırır.
Emisyon:
Katı, sıvı yüzeyden ya da genellikle bir metalden
elektronların elektromanyetik radyasyon yoluyla veya
elektronların ısı yoluyla açığa çıkarılması.
Encoder:
Kodlayıcı.
Enhance:
Temel bir imgeyi, daha iyi dizayn standartlarına ve
görüntüsel anlatma ulaştırma için yapılan işlemler.
Entegre devre:
Bir çok devrenin veya devre kısımlarının bir
muhafaza içinde bir araya getirilmesi (toplayıcı).
EP: Video
veya kamerada hızın düşürülerek bant kapasitesinin
iki misline çıkarılması
EPS:
(Encapsulated PostScript) Sınırlandırılmış
PostScript diyebiliriz. Bir dökümanın PostScript
dilinde kaydedilmesi.
EQUALIZATION:
Ton kontrol (Bas-orta-Tiz) seslerin işlenmesi,
düzeylendirilmesi ve bu prensiplere verilen isim.
Equalize:
Videoda görüntü sinyallerinin karakteristiklerini
kontrollü bir şekilde değiştirmek.
Erase:
Magnetik bir bilgiyi yenilemek veya silmek.
Error mesajı:
Hardware veya software uygulamalarında uygun olmayan
bir data girişinin yapıldığını belirten görülebilir
veya duyulabilir uyarı.
Ethernet:
Başlangıçta Xerox tarafından geliştirilen, daha
sonra Digital, Intel ve Xerox (DIX) tarafından
düzenlenen 10Mb/s iletişim ağı standardı. Eşmerkezli
(coaxial) bir kabloya bağlanan tüm sistemler kabloyu
kullanmak için (CSMA/CD denilen bir yönteme göre
mücadele ederler. Yerel Alan (Local Area Network).
EXCITE:
Adres: http://www.excite.com/Gerçekten ne
istediğinizi bulamıyorsanız, Excite'ın gelişmiş
yardımcı teknolojisi sayesinde ne istediğinizi
bulabilirsiniz.Her hafta yenilenen 11.5 milyon tam
text sayfası, Konularında oldukça bilgili olan
yazarlar ve makaleleri, Use Net haber grupları,
saatlik haberler, yorumlar ve INTERNET üzerindeki
ilk interaktif çizgi film gösterisi.
Extension:
Dosya adından sonra yazılan üç karaktere kadar ek.
Extension, dosya adının belirleyicisi veya ayırıcısı
olarak görev yapar. Dosya adından (.) ile ayrılır.
.DOS, .AVI, .WRI, .BAS vb.
Exterpolation:
Bilinen iki noktanın dışındaki bilinmeyen üçüncü
noktanın bulunmasına dayalı matematiksel işlem türü.
Tersi, İnterpolasyon'dur.
|
F
Fade in/out:
Görüntünün yavaş yavaş açılması/kararması, Video
kamerada fader düğmesine basıldığı zaman devrye
girer. Görüntünün karanlıktan yavaş yavaş
belirmesini istiyorsanız objektin yandaki FADER
düğmesine basarsanız kayıt düğmesini kapatıp kaydı
bitirirdiğinizde görüntü yavaş yavaş kararacaktır.
Eğer fader düğmesine iki kez basarsanız görüntü
mozaik biçimi kararıp kaybolacaktır. Bu özellik de
monitör ekranından görülebilir. Görüntünün normal
açılıp kapanmasında FADER yazısı, mozaik kararma ise
M.FADER yazısı görülür. Bu özelliği kullanmaktan
vazgeçtiyseniz tekrar FADER düğmesine basınız.
Ekrandaki yazı da silinecektir.
FAQ: Sıkça
Sorulan Sorular (SSS).
Fast motion:
Hızlı hareket.
Feasibility
Study: Olurluk İncelemesi (Fizibilite etüdü)Bu
terimin bir başka söylenişi de ön-incelemedir ve
aşağıdaki üç alan ile ilgilidir: 1- Mevcut sistemin
veya sistemin içinde işlediği çevrenin
karakteristikleri ve özellikleri, 2- Yeni bir
sistemin geliştirilmesinin mi yoksa mevcut sistemin
gözden geçirilerek düzenlenmesinin mi uygun
olacağının incelenmesi, 3- Önerilen sistemin,
incelemeyi yaptıran kuruluş veya organizasyon için
gerçekleştirilebilir olup olmadığının incelenmesi.
Feather:
Erime. Select, Feather.
FCC:
İletişim ve yayıncılıkta hava dalgalarının
kullanılmasını kontrol eden hükümet dairesi.
Feding:
Alıcıda ses dalgalarının hava ve coğrafi şartalara
göre değişmesi olayı.
Feedbck:
Bir mikrofonun kendi Hoparlörlerinden çıkan ses
vasıtasıyla yeniden ses yaratma işlemi. Zil sesi ya
da diğer tiz sesleri gibi.
Fetch:
Bilgisayarda emirlerin getirilmesi.
Fidelite:
Kalite
Field:
Belirli kategorideki datalar için ayrılmış kayıt
bölümleri.
Filcker:
Televizyon ekranıda ışık kırpışması.
File
protection: Depolama cihazında, mesela diskette;
beklenmedik data silinmelerini önlemek için
kullanılan işlem veya cihaz.
File Server
(Dosya Hizmet Birimi): Uzaktaki kullanıcılar
(istek birimleri) için dosyalara erişim sağlayan
bilgisayar.
File system:
Dosya sistemi.
File transfer:
Dosya aktarmaBir bilgisayardan diğer bir bilgisayara
dosya aktarma işlemi Dosya Aktarma Protokolü (File
Transfer Protocol), Kermit.
File Transfer
Protocol (FTP): Dosya Aktarma ProtokolüBir
sistemdeki kullanıcının iletişim ağı üzerinden diğer
bir sisteme erişme-sini ve oradaki dosyaları kendine
veya kendi dosyalarını oraya aktarmasını sağlayan
protokol. Ayrıca, FTP kullanıcıların bu protokolü
kullanmalırını sağlayan programa verilen isimdir.
Protokolün tanımı STD 9 ve RFC 959'da yapılmıştır.
anonim FTP (anonymous FTP).
File:
Bilgisayar tarafından bir bütün olarak kabul edilen,
birbirleri ile ilgili data gruplarının toplandığı
program.Filitre: Süzgeç, süzme
Fill Pattern:
Yazılımda bulunan esas renk ve dizayn. Bir tablo ya
da çizimin bölümlerine biçim vermek için
kullanılır.
Film strip:
Yatay pozisyonu 18mm x 24mm'lik bir görüntü olan bir
devamlı film bandında durağan imgeler.
Filter:
Bir audio veya video sinyalinin frekansında bant
veya disk hızına oranla görülen ani değişim.
Finger:
Belirli bir kullanıcı hakkında bilgi veren
programdır, ayrıca kendi sisteminizde veya uzak
sistemde giriş yapmış kullanıcıları listelemek için
de kullanılır. Genelde kullanıcının tam adını, ne
kadar zamandır işlem yapmadan beklediğini, hangi
terminal hattından bağlandığını, ve terminalin
yerini gösterir. Bunlara ilaveten eğer mevcutsa
kullanıcıya ait .plan ve .project dosyalarını
görüntüler.
Finger:
Sizin bağlı bulunduğunuz ağdaki kullanıcılar
hakkında bilgileri bulmanızı sağlayan bir protokol.
Bazı ağlar dışarıdaki sistemlerden arama yapılmasına
izin vermez, bazıları ağ içinden de izin vermez.
Fixed disk:
Data depolaması için kullanılan, çevre etkilerinden
korunmak için sıkı kalıplara alınmış hard disk.
Flame:
(Hiddetten dolayı) parlama. Elektronik posta
mesajında bir şey hakkında sert eleştiri ve
düşüncelerin tahrik edici bir şekilde ifade
edilmesi. Kişiler birbirlerine parlamamaları
gerektiği konusunda parlamaya başlarsa parlama
savaşları ya da bir başka deyişle parlama
festivalleri oluşur. Elektronik Posta (Electronic
Mail).
Flame War:
Canlı olarak yapılan, zaman zaman nezaket
kurallarının unutulduğu hararetli ve heyecanlı
tartışma.
FLC,FLI:
Animasyon formatı. İlk olarak Autodesk tarafından
kullnılmaya başlanılan bu format günümüzde bir çok
grafik yazılımında kullanılmaktadır.
FLI/FLC:
FLI ve buna bağlı olarak sonradan çıkan FLC formatı,
PC'deki animasyonlar için standardı belirliyorlar.
Autodesk tarafından Autodesk-Anima-tor ile birlikte
geliştirildi ve bir süre sonra da FLC formatı ve
Animator Pro olarak genişletildi. FLI, 320X200
çözünürlüğünü, FLC ise 256 renk 1024X768'e kadar
olan tüm çözünürlükleri destekliyor. FLI/FLC
formatının değişik mutasyonları 15/16/24 bit renk
derinliği sunuyorlar, ancak bunlar standarttan
sapıyorlar ve özel bir Player gerektiriyorlar.
Floating point
aritmetic: Programın radix noktası (virgülün
bulunduğu yer) otomatik olarak hesaplayıp kaydettiği
hesaplama çeşididir. Programlayıcı, bunu hesaplamaya
uğraşmaz.
Flowchart:
Programdaki işlemi grafik metodla gösterme.
Focal Blur:
Raytracing ile hesaplanan resimlerde önden arkaya
kadar her şey tam olarak keskin değil. Bu ise hiçbir
şekilde görme alışkanlıklarına uygun değil. Çok
yakında duran bir cisme bakıldığında arkadaki her
şey keskin görünmez. Bazı Raytracerlar bu efekti
simüle ediyorlar ve böylece resimler çok daha doğal
görünüyor.
Font:
Romen, italik, Helvetica vs. cinsinden yazı
karakterleri.
FOOTER:
HTML dökümanının "dip" bölümüdür. Bu bölümde
genellikle tarih, yapımcı ve döküman hakkında
bilgiler bulunur.
For Your
Information (FYI): Bilginiz İçinRFC'lerin TCP/IP
ve Internet konusunda bilgi veren, teknik
standartlar ve protokol tanımları içermeyen, bir alt
grubudur. Request For Comments, STD.
Fore front
Venüs: 486DX2/66 tabanlı, aktif matris renkli
ekrana sahip güçlü bir notebook. Bellek 8,12 ve
20MB'a yükseltilebiliyor. Ayrıca harici disk sürücü,
PCMCIA yuvasına takılan Faks/Modem ve harici batarya
şarj cihazı takılabiliyor (ve şimdi de Pentiumlara
uyumlu).
FORM: HTML
sayfalarında Web servisine bağlanan kullanıcıdan Web
tarayıcısı sayesinde bilgi almak için kullanılır.
Daha sonra bu bilgiler sunucu makinede kurulu olan
özel bir programla değerlendirilir. Web sayfaları
üzerinde formlar yaratmak için CGI programlamayı
bilmek gerekir. CGI hakkında daha çok bilgi edinmek
için http://the-inter.net/www/future21/html.html
sayfasına bir göz atabilirsiniz. Bu adreste Web
sayfası yaratmak ve CGI ile formlar yaratmak
hakkında güzel bilgiler bulacaksınız.
FPU:
(Floating Point Unit. Kayan Nokta Ünitesi.) CPU
üzerinde bulunan ve çok hassas işlemlerin
yapılmasında görev alan ünite.
FQDN: Tam
Tanımlanmış Alan İsmi (Fully Qualified Domain
Name).
Freenet:
Ücretsiz ağE-posta bilgi hizmetleri, etkileşimli
iletişim ve konferans gibi işlevleri olan halke açık
sistemlere verilen isim. Freenet'ler kişiler ve
gönüllüler tarafından finanse edilir. A.B.D.
freenet'leri bilgisayarla iletişimi halka açık
kütüphaneler gibi yaygın hale getirmeye çalışan NPTN
(National Public Telecomputing Network)
üyesidirler.
Freeware:
Ücretsiz kullanılabilen yazılım. Bu programları
hiçbir ödeme yapmadan kullanmak mümkündür. Programın
satılması ise ancak izin verilmiş ise mümkündür.
Dağıtılması ise serbesttir.
FTP (File
Transfer Protocol): Sadece bir protokol
değildir, bu protokol Internet üzerinde veri
yollamanın ve almanın en çok kullanılan biçimidir.
FTP kullanılarak başka bir Internet sitesine "login"
olunur ve buradaki dosyalara "site sorumlusu"nun hak
tanıdığı kadar erişim sağlanır.
FTP: Dosya
Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol).
FTP (File
Transfer Protocol): Çeşitli sistemler arasında
dosya aktarımı yapılmasını sağlamak için kullanılan
bir protokol.
Full-Motion
Video: Gerekli sayıda imge (saniyede 30 Frame)
yarattıkları için televizyonda görülenleri envüle
eden video sekansları.
FQDN: Tam
Tanımlanmış Alan Adı:FQDN bir sistemin tüm alan
adını içeren adresine denir. Örneğin asiyan bir
sistem adıdır, asiyan.cc.boun.edu.tr FQDN'dir
anasistem (hostname), Alan İsmi Sistemi (Domain Name
System).
Function keys:
Keybord üzerindeki belirli tuşlardır ve basıldığında
bilgisayara belli bir işi yapma talimatı verir.
Fonksiyon tuşları, kullanılan uygulama programına
bağlı olarak belirlenebilir.
Function:
Özel talimatlar aracılığı ile belirlenen bilgisayar
işlemidir. (Alt) Bazı GWBASIC fonksiyonlar COS, EOF,
LEFTS, TAN
|
G
Galley View:
Nota yazımının daha seri bir şekilde yapılması için
düzenlenen sayfa.
GAME LAN:
Adres: http://www.gamelan.com/Bu günlerde popüler olan
Java uygulamalarından bir derleme. katigorilere göre
sıralanmış.
GAMES DOMAIN:
Adres: http://www.gamesdomain.com/Favori oyununuz
hakkında arama yapmanıza olanak sağlayan bu sayfa oyun
meraklıları için tasarlanmış.
Gamma (Düzeltme):
Dijital resimlerin kaydedilmesi sırasında (256 renkten
daha az içeren resimler dışında) resmin aydınlığı
(ışığı) 256 basamakta kaydedilir. 255 maksimum aydınlık,
0 ise minimum aydınlığa (ışığa) karşılık gelir (siyah).
Aydınlık ='dan 255'e doğru doğrusal olarak
artar.Bilgisayar monitörü, renkleri, elektronlar
tarafından uyarılan ve böylece aydınlanan fosforlarla
gösterir. İdeal duruma karşılık fosforun aydınlatma
eğilimi doğrusal değildir. Piksel değerinin monitördeki
gerçek aydınlıktan sapan faktörü de hesaba katılmalıdır.
Bu değere Gamma değeri denir.
Gamma: Orta
tonlar. Ekranınızın Gamma ayarını, Photoshop
klasöründeki Goodies'de bulunan Calibration'daki
Gamma'yı Sistem Klasörü'ne atarak yapabilirsiniz.
Standardı 1.8'dir. Renk sapmalarını Balance'daki RGB
sürgülerle giderebilirsiniz.
Gamut:
Tarayıcıların, film çıkış cihazlarının vb. kabul ettiği
renk sınırlama, tanıma limiti.
GATEWAY:
Gateway, teknik olarak aynı türden olmayan iki
protokol'ün anlaşılmasını sağlayan donanım ya da yazılım
anlamına gelir. Örneğin Compuserve'ün kendi mesaj
formatı ile Internet "e-mail" formatı arasında değişimi
sağlayan bir "geçiş kapısı" vardır.Ama bu terim Internet
üzerinde genellikle, bir sistemden diğer bir sisteme
geçiş sağlayan bir mekanizmayı anlatır.
Gateway:
GeçitAynı işlevlere sahip fakat farklı yapılardaki ağlar
arasında verileri aktaran cihaz ya da programlara
verilen isim. mail gateway, router, protocol converter.
Gateway: İki
ağ arasındaki geçit. Bu şekilde bir ağdan diğerine veri
iletimi yapılır.
GCC: GCC ürün
grubunda postscript laser yazıcıların yanısıra ColorFast
Digital Film Kayıt cihazı ile ColorTone Dye-Sublimation
renkli fotorealistik yazıcı üniteleri yer almaktadır.
GCR: Gray
Component Replacement. Orta tonlardan faydalanarak
Siyah'ın üretilmesini sağlayan bir teknik. GCR'de koyu
bölgelerde, her renkte de tram vardır.
Ghost: Ekranda
gölge, kayma, görüntünün çift görünmesi (=double
image).
GIF: Grafik
dosyalarını sıkıştırmak ve böylece veri aktarma
zamanından tasarruf etmek amacıyla Compuserve tarafından
yaratılmış birer grafik formatıdır. Web dokümanlarında
sık sık kullanılır.
GIF: WWW
üzerindeki görüntü dosyaları için kullanılan standart
bir format. GIF dosya formatı, dosya büyüklüğünü azaltan
bir sıkıştırma yöntemi kullandığı için oldukça
popülerdir. Gigabyte (G veya GB): Bir milyar bayt.
Global search:
Bir değişkeni referans alarak, (karakter veya komut
olabilir) text içerisindeki her türlü görünümünü vererek
araştırma şekli.
GNN SELECT:
Adres: http://gnn.com/gnn/wic/wics/index.html
INTERNET'in size sunabileceği en iyi servisler.
Eğlenceden ulaşım'a her şey GNN'de var.
GOPHER:
Internet üzerinde hypertext kullanmadan değişik
menölerdeki materyallere ulaşmayı sağlar.
Gopher:
Internet üzerindeki bilgilere hiyerarşik menöler halinde
erişimi sağlayan dağıtılmış bilgi hizmetidir. Gopher
kullanıcının bir kullanıcı programı (client) kullanarak
tüm gopher dağıtıcılarındaki (servers) bilgilere
ulaşmasını sağlar. Tüm dağıtıcılardaki bilgilerin
toplamı gopher uzayı oluşturur. Kullanıcı ve dağıtıcı
programları Internet üzerinde ücretsiz olarak mevcuttur.
Archie, arşiv makinesi (archive site), Geniş Alan Bilgi
Hizmet Birimi (Wide Area Information Servers).
Grab Utilitiy:
Herhangi bir programdan bir ekran görüntüsünü kapatarak
bir diğer program vasıtasıyla imgeleme veya yapım
maksadıyla bir diğer file veya çıkışa nakleden küçük bir
RAM- Dayanıklık programı.
GRAFİK:
İletişim; kelimelere bağımlı kalmaktansa değişik
şekiller, boyutlar ve renkler kullanılarak
zenginleştirilmektedir. Multimedya grafik kavramının
içinde tanıdığımız iki unsur bulunur. Bunlardan
birincisi fotoğraf, ikincisi resimdir. Bu iki unsur
multimedyaya anlaşılırlık ve görsel zevk katarlar.
Yerinde kullanılan nitelikli bir grafik, yazı veya sözle
verilebilecek mesajlar taşıyabilir.
Teknik Bilgi:
Çözünürlük: Grafiğin ekranda hangi büyüklükte ve ne
kadar net görüneceğini belirler. Grafik ne oranda
büyütülürse veya aynı büyüklükte ne kadar daha net
gösterilmek istenirse diskte kaplayacağı yerde o kadar
büyük olur. Renk bilgisi: Bir grafiğin içinde bulundurduğu renk
sayısını belirler. Gerekli yöntemler doğru olarak
uygulanırsa genelde 256 renk yeterli olur. Grafikler
binlerce veya milyonlarca renkten oluşursa diskte
kapladıkları yer çok daha büyük olur.
GRAFİKLER:
Daha büyük olmaları ve yavaş yüklenmelerine rağmen
grafiklerin görsel çekiciliği her zaman web servislerini
onları bolca kullanmaya itmiştir. Günümüzde Internet
üzerinde sıkça kullanılan ve güçlü sıkıştırma
algoritmalarına sahip iki grafik formatı vardır: GIF ve
JPEG. Grafikler hakkında ipuçları istiyorsanız bir
UseNet haber grubu olan comp.infosystems.
www.authoring.images adresine bağlanabilirsiniz.
Graph Area: X
veya Y yayları arasında bilinen bir grafiğin yaratıldığı
alan.
Graphic Adapter:
Bir bilgisayarda bütün görüntü yaratan fonksiyonları
yürüten devreler.
Graphic:
Objelerin kelimeler olarak değil de resim olarak
görüntülenebilmesini sağlayan hardware/software
özelliği. Bu işlemlerde çizgi çizebilme ve çeşitli
işlemleri uygulayabilme özellikleri vardır.
Graphics Display:
İş dünyasında kullanılan grafikleri görüntülemek gibi
özel durumlar için dizayn edilmiş yüksek performanslı
bir gösterim terminali.
Grayscale:
Beyaz ve siyah arasındaki gri tonların eşitliği
Grayscale:
Siyah/Beyaz dökümanları tarama modu.
GROFPWARE:
Aynı bilgiler üzerinde çalışan, aynı binada, odada veya
ağ üzerinde çalışan bir grup insan için tasarlanan
programlara denir.
GUI (Graphical
User Interface): Grafik Kullanıcı Arabirimi.
GUI: Karaktere
dayalı bilgisayar ınterface'leri ve DOS için kullanıcıya
kolaylık sağlayan bir alternatif. Kullanıcıya
karakterlere dayalı bir kumanda klavyesinde yazmak
yerine bir dizi kumanda seçeneğinden istediğini
vurgulama imkanı verir. |
H
Hacker:
Bilgisayar hastasıBilgisayar sistemleri ve iletişim
ağlarının yapısını derinlemesine anlamaktan zevk
duyan kişi. Bu terim bazen yanlışlıkla cracker
yerine kullanılır. Sistem kırıcı (cracker). Ham:
Odyo frekans sistemlerinde bulunan gürültü, kalın
sesli vızıltı.
Hardware:
Bilgisayar sisteminin sahip olduğu cihazların tümü
(Donanımı).
Head:
Kafa, video cihazında bandı okuyan ya da kayıt yapan
ve bir tambur içine gizlenmiş hareketli parça iki üç
ya da dört adet olur.
HEADING
(BAŞLIK): HTML dökümanlarında genellikle yazının
başlığının ve genel tanımların bulunduğu bölgedir. <
head > ve < /head > takıları arasına yazılır.
Hexadecimal:
Taban olarak 16'yı kabul eden sayı sistemi. Bu
sistemde, 0-9 arası sayılara ilave olarak A, B, C,
D, E ve F harfleri sayı olarak kullanılır.
Hidden file:
Normal directory araştırmasında görülemeyen
dosyalar. Normal DOS komutları ile bu tür dosyalar
üzerinde işlem yapılamaz.
High grade:
Yüksek manyetik özelliğe sahip video bant.
Hiss:
Teypte band hışırtısı.
Histem adı:
Bir bilgisayara verilen isim. Tam Tanımlı Alan İsmi
(Fully Qualified Domain Name).
Holl:
Oyuk, boşluk.
Home Page:
Bir Web hizmet biriminin kimlik ve içindekiler
bilgilerini içeren başlangıç sayfası. Ana sayfa.
Horizantal
Resolution: Ekran üzerinde yatay olarak bulunan
pixel'lerin sayısını belirtir.
Horizontal
Resolution: Ekran üzerinde yatay olarak bulunan
pixelerin sayısını belirtir.
Horizontal
Scan Rate: Elektron ışın scanlarının bir CRT'nin
ekranındaki hızını belirtir. Horizontal Scan
Rate:Elektron ışın scanlarının bir CRT'nin
ekranındaki hızını belirtir.
Host:
Grafik teminatını kontrol eden video sinyalini
bilgisayar veya diğer kaynağı.
Host number:
Sistem numarası
Host:
İletişim ana sistemiKullanıcıların diğer iletişim
ana sistemleriyle haberleşmesini sağlayan
bilgisayar. Kişiler haberleşmeyi elektronik posta,
telnet ve FTP gibi programlar vasıtasıyla yaparlar.
Hostname:
Internet bağlantısı olan bir bilgisayara verilen
isim.
Hot Line:
Sıcak Hat.Sadece iki telefon abonesine hizmet eden
özel bir hat. Bu hatta bağlı bir abone ahizesini
kaldırınca diğer abonenin zili otomatik çalmaya
başlar.
HOTJAVA:
Sun MicroSystems tarafından tasarlanmış Mosaic-tipi
web tarayıcılarına alternatif olarak tasarlanan yeni
bir Java destekli web tarayıcısıdır. Özellikle
"etkileşimli" web sayfaları geliştirmek isteyenler
için tasarlanan bu tarayıcının yapımı henüz
bitmemiştir.
Howtek:
Tarayıcı ürün gruplarından ilki olan Howtek'de A4 ve
A3 değişik çözünürlüklerde flatbed tarayıcılar yer
almaktadır. Ayrıca 400 dpi'lık durum scanner da
mevcuttur.
HP DeskJet 320:
Notebook PC'ler için tasarlanan HP DeskJet 320,
notebook bilgisayarın yarısı oranında ve renkli ve
siyah/beyaz baskı olanağı sunuyor. 2kg'lık ağırlığı
ile ev ve büro dışında rahatlıkla kullanılabiliyor.
HP LaserJet 4L
(Lazer Yazıcı): Kullanımının kolay, hafif ve
ekonomik oluşu ile dikkat çeken HP LaserJet 4L,
dakikada 4 sayfa basma özelliğine sahip ve 300 dpi
olmasına karşın, çözünürlük iyileştirme teknolojisi
sayesinde çıktı kalitesi oldukça yüksek.
HP Vectra XU
5/90C: Yüksek performansı, gömme Ethernet
desteği ve kolay sökülüp takılabilmesi özellikleri
ile diğer Pentium işlemcili bilgisayarlar arasında
dikkat çekiyor. Ayrıca, bakımı kolaylaştıran kolay
sökülebilmesi özelliğiyle iyi bir tasarıma sahip.
HR (High
Resolution): Yüksek çözümlü bant.
HSL: (Hue,
Saturation and Lightness) En geniş renk
spektrumudur. Hem RGB, hem de CMYK renk dünyasını
içine alır.
HTML: Web
sayfalarının düzenlediği ve Web bilgilerinin
dağıtıldığı ortam için kullanılan bir kısaltma. Bir
birleşik döküman formatı.
HHTP:
Internet üzerinde HTML sayfalarının aktarılması için
"Hyper Text Transport Protocol" isimli standart bir
protokol kullanılır. Hiç şüphe yok ki World Wide Web
üzerinde en çok kullanılan (ve en önemli)
protokoldür.
HTR:
Yüksek ısıya dayanıklı direnç.
HTTP:
Servis sağlayan bilgisayardan döküman aktarmak için
kullanılan bir yöntem. Kullanıcılar ve tarayıcılar
için hizmet veren servis biriminin adı.
Hyperlink:
Bir bilgi parçası ile diğeri arasındaki bağlantı.
HYPERMEDIA:
Az kullanılan bir terimdir. metin, grafik, ses,
hareketli görüntü gibi Internet üzerinde iletişimi
mümkün olan her türlü medyayı ifade eder.
HYPERTEXT:
HyperText, dökümanları biçimlendirmek, resim ekleme,
bağlantılar yaratmak için kullanılan metotdur.
HYPERLINK:
HTML sayfasında bir takı (tag) kullanılarak başka
bir dosya ile oluşturulan bağlantıdır.
Hypertext:
Anında etkileşimli sorgulama fonksiyonuna sahip bir
metin dosyası tipini tanımlamak için kullanılır.
Metin içine yerleştirilmiş kelime ve kelime
gruplarının kullanıcı tarafından (fare tıklamasıyla)
seçilmesiyle bağlantı kurarak, ilişkili olduğu bilgi
ve multimedya malzemesinin anında görüntülenmesini
sağlar.
|
I
IBM Lexmark 2381 Plus:
Yüksek hızı, Win Word ve grafik uygulamalarındaki
kaliteli baskı özelliği, yine dört yerleşik fontu,
barkot basabilme özelliği ile 94 yılının dikkat
çeken ürünleri arasına girmiştir.
IBM ThinkPad
755C: Güçlü Intel DX4 ve DX2 işlemcileri ile
çifte taramalı renkli ekranlar kullanılıyor. CD Rom
sürücüsü, ses kartı ve iki speaker sayesinde
Multimedya olanaklarından rahatlıkla faydalanma
imkanını sağlıyor.
Icon:
Kullanıcını istediği fonksiyonu yerine getirebilmesi
için seçtiği yazılım; işlemlerini sembolik
imgeleri.
IFF:
Standard dosyalama formatları.
İletim Kontrol
Protokolü: Gönderilen paketlerin hedefe eksiksiz
varmasını sağlayan bir protokol.
IMAGEMAP:
Imagemap birçok bağlantı barındıran bir grafiktir.
Bu grafik değişik yerlerine basıldığında sizi farklı
URL adreslerine veya bağlantılarına götürecek
biçimde bölümlerine ayrılmıştır. Böyle bir tekniği
gerçekleştirmek için öncelikle ilgili GIF dosyasını
yaratmalı sonra da "harita dosyasını" yaratmak için
http://www.boutell.com. mapedit/ adresinden
bulabileceğiniz MapEdit gibi bir program
kullanmalısınız. bu tip programlar CGI dilini
kullanarak görüntünün içine değişik bağlantılar
yerleştirir.
IN-Band
Signaling: Bant içi işaret gönderme.Normal
olarak ses iletimi için kullanılan bir taşıyıcı
kanal içinde bulunan bir frekans veya frekanslarda
işaretleşme bilgilerinin iletilmesi.
İn-Point:
Edit'in başladığı yer. Ayrıca start ponit deyimi de
kullanılır.
Input Form:
Bir iş yönetimi grafiği programında kullanıcının
programa data vermek ve bir tablo ortaya çıkarmak
amacıyla cevaplandırması gereken sorunlar gurubu.
Input/Output:
Bilgisayarlar ile haberleşme yapan cihazlar için
kullanılan genel terim. Bu terim için I/O kısaltması
kullanılır.
Input:
Merkezi bir işlem ünitesine veya ünitesinde bilgi
transferi için gerekli işlemler.
Insert Editing:
Audio veya videounun önceden kaydedilmiş malzemeye
sanki beraber alınmış gibi geçirildiği video edit
tekniği. Hem kaynak hemde master video bandında
control track'i veya zaman kodu gerektirir.
Instruction:
Bilgisayara bir sonraki işlemde ne yapacağını
söyleyen program adımıdır. Instruction, sık sık
command (komut) ile karıştırılır.
Integer:
Tam büyüklük. Bölüntüsü olmayan, doğal sayıların
tamamı. Örnek olarak 60 bir integer (tamsayı)'dır.
60,5 ise değildir.
Interactive:
Etkileşimli televizyon ekranda resim izlenirken bir
köşede kayıt tarihi band uzunluğu program süresi vs.
gibi bilglerin yeralması. (Seyircinin Aktif olarak
Televizyona müdahale edebilmesi).
Interface (ara
birim): Bilgisayarın bir bölümünden başka bir
bilgisayara veya harici bir cihaza (printer, monitör
veya modem gibi) bilgi iletişiminin kanalize
edildiği yer. (ara birim)
Interlaca:
Titreşimleri azaltmalk için her 'frame'in iki komple
şebeke gurubuna bölündüğü, bir tarama metodu...Veya
elektron ışığının her geçişinde ekranın sadece
yarısının tazelendiği bir monitör tipi.
Interlaced
Fields: Görüntü ekranındaki kamaşmayı en aza
indirmek için testler scan gösterim sitemlerinde
bulunan bir teknik.
INTERLACED
GIF'LER: Normal bir GIF resmi HTML sayfası
yüklenirken yukarıdan aşağıya doğru yüklenir. Eğer
GIF veya JPEG formatındaki resminiz "Interlaced"
özelliğine sahipse. HTML sayfanız yüklenirken kademe
kademe, çözünürlüğü gittikçe artarak görülecektir.
Böyle GIF dosyaları kullanıcıya, dosya daha hızlı
yükleniyormuş hissi verir. (Aslında daha hızlı
yüklenmez, sadece bir göz yanılmasına neden
olurlar.) GIF'lerinizi bu formatta kaydetmeniz aynı
zamanda kullanıcıya nasıl bir resmin yükleneceğini
önceden bilme şansı verir.
Interlock:
Bir cihazın yalnız önceden belirlenmiş şartlarda
çalışabilmesine imkan veren güvenlik tertibatı.
Internet
address: Internet adresiInternet üzerindeki bir
düğümü ifade eden adres. ağ (internet), Internet, IP
adresi (IP address).
Internet
Aktarmalı Sohbet: Kişilerin gerçek zamanda
birbiriyle konuşmalarını sağlayan dünya çapında
"parti hattı" protokolü. Dünya üzerindeki IRC hizmet
birimleri (IRC Servers) kendi aralarında bir ağ
oluştururlar, ve IRC kullanıcı programlarının
(client) bağlantı taleplerini kabul ederler.
INTERNET nedir
?: Internet, dünya üzerindeki bilgisayar
ağlarının birbirleri ile bağlanması sonucu ortaya
çıkmış olan,herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi
olmayan "International" bir bilgisayar ve bilgi
iletişim ağıdır. Günümüzde Internet üzerinde
yaklaşık olarak 5.000.000 Bilgisayar ('host'yani ana
sistem olarak) fakat kişisel olarak 100 miliyonu
geçmektedir.
Bu kadar büyük bir ağın başlangıcı nasıl ortaya
çıktı diye düşünecek olursak, ilk olarak Amerikan
ordusunun birimleri arasında iletişimi sağlamak için
düşünülmüş olan ARPANET gösteriliyor.Günümüz
internetine göre daha yavaş ve basit bir altyapıya
sahip olan Arpanet 1969'da ilk kurulduğunda işlerin
bu kadar büyüyeceği kimsenin aklına gelmemişti.
Ancak Ordunun bilgisayar merkezleri arasındaki
iletişimi bu kadar kolaylaştıran sistem bir sistemin
uzun zaman sadece orduya bağlı çalışmayacağı
anlaşılıp ihtiyaç duyulunca çok kısa sürede bu
sistemin alt yapısını genişletilerek Hükümet ve
Eğitim kurumları da bilgi paylaşımı için bu ağ
sistemini kullanmaya başladılar.
Üzerindeki bilgi yoğunluğa veya yüke uzun süre
dayanamayan Arpanet, bir süre sonra ikiye bölünmek
zorunda kaldı. Bir bölümü ordu adına MİLNET işlendi
diğer bölümü de Arpanet olarak bir süre devam etti.
Sonra büyük firmalar ve şirketle, belli bir katkı
payıları ile Arpanet'e üye olarak altyapısını
geliştirerek ve şirketler çoğalarak Amerika'yı bir
baştan bir başa Ağ sistemi ile donatmaya başladılar.
Ve hemen hemen Amerika'nın her kesimine girmeye
başlandı.
Tam bu sırada İletişim Protokolllerinde bir devrim
olayı yaşandı. Ve ARPANET üzerinden TCP/IP
protokolüne geçiş başlandı. Bu protokol Hem çok daha
esnek bir protokol hem de bilgi paylaşımında değişik
metodların bir arada kullanmasına imkan
tanıyordu.UNIX Sisteminin ağlar üzerinde
popülerliğinin artması ile Arpanet'in Abone sayısı
bir anda beklenmeyen ilgiç sayılara ulaştı. Ve doğal
olarakta, ikinci Arpanet de belli bir süre sonra
şişmeye ve üzerinden yapılan bağlantıların yükünü
taşımamaya başladı.
Amerikalıların TÜBİTAK'ı NSF bu şişmeye (doluluğa)
karşı önlem alarak daha geniş bant kapasiteli bir
global ağ sistemi olan NSFNET'i geliştirdi.
Arpanet'e yapılan bağlantılar kısa sürede NSFNET
üzerinden transfer edilmeye başlandı ve Arpanet
bitmiş oldu. Böylece büyük Bilgisayar Firmaları
kendi global ağlarını kurmaya başlayarak daha geniş
bantlara sahip oldular. Kulanıcı, server ve
biribirine bağlı ağ sayısı bir anda katlanan
rakamlarla büyümeye başladı.
Bir ara sadece E- MAİL (Elekronik- POSTA) iletişimi
FTP dosya Transferi kullanılan İnternet üzerinde
uygulamalar bir anda değişik alanlara kaymaya
başladı. TCP/IP protokolünün esnek olması, ortaya
internet üzerinde bilgi paylaşımında bir devrim olan
WWW (World Wide Web) oluşumunu çıkardı. Ve Internet
bir anda Bilgisayar Gruplarından'evdeki vatandaşın
kullanabileceği bir sistem olma yoluna girdi.
Basitlik anlaşılabilirlik ve kullanım kolaylığı
Internet'i popülerliğini artırdıkça arttırdı ve
böylece 2000'li yıllara doğru kendini hazırlamış
oldu. Artık İNTERNET'e "Bilgi Otobanı" da
diyoruz.Günümüzde bilgi paylaşımın en kolay, en
pratik ve en hızlı yolu da İNTERNET'ten geçmektedir.
İnternet üç bölümden oluşuyor. Internet
Kullanıcıları, İnternet üzerinde kullanıma hazır
olan sayısal bilgi ve İnternet'i oluşturan Server,
ağlar, Bilgisayarlar vb. gibi altyapılar
diyebiliriz. Kısaca dünyanın en ücra köşesinde
ulaşmak istediğimiz bir bilgiye en kısa sürede ve en
kısa yol'dan İNTERNET Sistemiyle ulaşabiliyoruz.
IP (Internet
Protocol): Sistemler arasında bilgi birimleri
geçişini tanımlayan Internet protokolü.
IP: 1.
Internet Protocol- Internet'in temel işletme
protokolüdür. 2. Internet Provider- ya da Internet
Access Provider. Kendi servisleri üzerinden başka
kullanıcıları Internet'e bağlayan, genellikle ticari
amaçlı kuruluşlardır. IP adress Internet üzerindeki
her makine sadece bir tane IP numarasına sahip
olabilir. Buna karşılık kullanıcıların servis
isimlerini daha rahat hatırlamaları için makinelere
bir ya da daha fazla "Domain Name" atanabilir. IP
adresi noktalarla bölünmüş 4 sayıdan oluşur. (Örnek:
194.762.183.106)
Internet
Protocol (IP): Internet ProtokolüBir
bilgisayardan diğerine veri paketi aktarma işlemiyle
ilgili bir protokol. Tanımı STD 5 ve RFC 791'de
bulunabilir. Yorumlar İçin Rica (Request For
Comments), TCP/IP Protokol Ailesi (TCP/IP Protocol
Suite).
Interpolation:
Bilinen iki nokta arasındaki bilinmeyen üçüncü
noktanın bulunması tekniği, matematiksel işlem
türü.
Interpreter:
Bir bilgisayar dili ile yazılmış programı okuyan,
tercüme eden ve işleten program. Öte taraftan
COMPILER, programı okuyup işletiminden önce tercüme
eden programdır.
INTERRUPT:
Bir G/4 (1/10) cihazından veya bir yonga'dan MPU'ya
gönderilen ve hizmet isteyen bir işaret. Kabul
edildiği zaman, kesilme işareti MPU'nun mevcut
durumunu (program sayacı, dahili rejisterler vb.)
korumasını sağlar ve uygun bir işlem birimine
dallanması temin eder. Kesilme işareti
çalıştırıldıktan ve istenen hizmet tamamlandıktan
sonra korunmuş olan duruma yeniden dönülür ve
çalışması kesilen programın icrasına devam edilir.
Birden fazla sayıda kesilmelerin sözkonusu olması
halinde ise bunların öncelik sıraları
belirlenmelidir.
IP address:
IP adresiInternet Protokolü tarafından tanımlanmış
32 bit'lik adres, STD 5 ve RFC 791'de tanımlanmış
olup genelde noktalı gösterimde ifade edilir.
Örneğin 128.45.67.255 gibi. noktalı adres (dot
address), Internet adresi (internet address),
Internet Protokolü (Internet Protocol), ağ adresi
(network address), sistem adresi (host address).
IP Address:
Bir hizmet birimine atanmış 32 bit'lik Internet
protokol adresi. IP adresi bir ağ bileşeni ve bir
servis birimi bileşenine sahiptir.
IRC:
Internet Bağlantılı Sohbet (Internet Relay Chat)
IRC (Internet
Relay Chat): Kişilerin gerçek zamanda birbiriyle
konuşmasını sağlayan, dünya çapında bir sohbet hattı
protokolü.
ISDN:
Tümleşik dijitak şebeke hizmetleri. Dijital ses,
data ve video sinyallerinin aynı devreler üzerinde
taşınmasına imkan verir.
ISDN:
Eşzamanlı ses, veri ve görüntü bilgisinin birkaç
kanal üzerinden yüksek hızlı iletimi
IVIA: Çok
yönlü video Sanayicileri Birliği.
|
J
Jaggies:
Şekillerin bilgisayar grafiğindeki köşeleri. Aynı
zamanda "Alasing" diye de adlandırılır.
Jamming:
Bir işletim sistemini istenemeyen sinyallerle kasten
bozma.
JAVA: Sun
Microsystems'in yarattığı kolay kullanılır, güvenli,
nesneye yönelik ve güçlü bir programlama dilidir.
HTML dilinin eksiklerini kapamaya yöneliktir. Bu dil
Netscape 4.0 veya Sun Microsystems'in HotJava web
tarayıcısıla görüntülenebilir. Ayrıca bir
derleyiciye gerek yoktur. Dil hakkında daha çok
bilgi ve örnekler için http://java.sun.com adresin
|
K
Kamera:
Görüntüyü elektriksel işaretlere çeviren sistem.
Kermit:
Kolombiya Üniversitesi tarafından geliştirilmiş
popüler bir dosya aktarma protokolü. Kermit bir çok
işletim sisteminde çalıştığı ve kullanımı kolay
olduğu için oldukça yaygınlaşmıştır. Kermit FTP ile
aynı değildir. Dosya Aktarma Protokolü (File
Transfer Protocol).
Key (Anahtar):
Video imgesinde bir delik açarak (elektronik olarak)
bir görütü veya bir renk eklemek suretiyle elde
edilen özel bir efekt. Anahtar deliği bir video
kameranın veya bir CG'nin sinyalleri ile elde
edilebilir. Sonuç süper empozisyona yakın, hatta
daha temiz ve parlatılır. Anahtar genellikle
"title'ler (jenerik) için kullanılırlar.
Key Frame:
Cel animasyonunda bir sekansın başlangıcını ya da
sonunu belirten görüntü.
Keyer:
Bilgisayar grafiklerinin görüntüsünü, video
görüntüsünün üstüne almak için kullanılan bir cihaz.
Genelde bir genlock parçasıdır.
Kilobyte (K
veya Kb): 1.024 Bayt.
Kilohertz
(kHz): 1000 hertz.
KİOSK:
Kiosk bir PC ve dokunmatik ekrandan oluşan bir
sistemdir. Kullanıcı klavye ve fare kullanmadığı
gibi bilgisayar da görebileceği zarar ve estetik
nedenlerden ötürü bir kutu içinde saklanır. Küçük
bir yazıcı ekiyle kioskların yazılı materyal
verebilen mekanizmalar şeklinde kullanılmaları da
mümkündür.
Basit bir PC ve dokunmatik ekrandan oluşan bu
sistemin kullanım alanlarına her geçen gün bir
yenisi eklenmektedir. Firmalar kioskları satış ve
pazarlama desteği, tüketici enformasyon merkezi,
araştırma merkezi olarak veya reklam amaçlı
kullanabilirler. Kiosklar; tüketicinin, herhangi bir
faaliyete bilet alma, rezervasyon yapma hatta
sipariş verme gibi isteklerine cevap veren sistemler
olarak da kullanılmaktadır.
Kolay taşınabilmesi, düşük kurulma bedelleri ve
kapladığı alanın küçüklüğü nedeniyle istenilen yere
(alışveriş merkezi, süpermarket, tiyatro, otel vs.)
konulabilir. Kioskların bu iletişim ağı aracılığıyla
birbirleriyle haberleşmesi mümkün olduğu gibi,
şirket bünyesinde kurulan bir merkez birim aracılığı
ile istenilen aralıklarla bilginin
güncelleştirilmesi de mümkündür.
Enformasyon veriminin yanısıra, kullanıcıya
sordukları sorularla kiosklar birer data toplama
merkezi olarakta kullanılabilir. Toplanan bilgiler
yine bir ağ aracılığıyla ana merkeze aktarılabilir
ve analiz programları sayesinde istenilen çerçevede
raporlar alınabilir.
Knowbot:
Deneme safhasında bir rehber hizmeti. beyaz sayfalar
(white pages), WHOIS.
Kodlama:
Gizleme işlemini yapma.
Kullanıcı-Ağ
Arabirimi: (User-to-Network Interface/UNI)
fiziksel bağlantı tanımları, veri transferi,
tıkanıklık yönetimi ile PVC'lerin (kalıcı sanal
devre) yönetimini kapsamaktadır.
Kurta:
CAD/CAM kullanıcıları veya yoğun olarak grafik
ağırlıklı uygulamaları kullananlar için digizer
tabletler.
|
L
LAN:
Yerel Alan Ağı (Local Area Network).
LAN:
PC'lerin terminallerin, ara Frame'lerin ve periferal
cihazların enterkonekte edip bilgi dosyaları
alışverişinde kullanımlarını sağlayan bir cihaz.
LAN: Yerel
bilgisayar ağı.
LCD: Sıvı
kristal ekran. Kristal uygulanan elektrik akımında
değişme prensibine göre çalışır. Akım görme kristal
açık veya opak olabilir. Kendi kendine ışık
üretmediğinden iyi aydınlatılmış bir ortamda
kullanılabilir. Dizi ekranlı (Fat screen)
göstergesidir.
LCD Paneli:
Bir PC'den alınan metin veya grafik bilgilerini,
ışık kaynağı olarak standart bir transmissif tipi
projeksiyon cihazı kullanarak büyük bir ekrana veya
duvara yansıtmayı yaratan bir panel. Büyük insan
gruplarının bilgisayar gösterimi ve imgelerini bir
karede izlemelerini sağlar.
LCD:
(Liquid Crystal Display) sıvı kristal ekran. Her
ekran noktası bir matriksle yöneltir. Kesişme
noktalarında piksel aydınlanır.
LCD:
Bilgisayara kablo ile bağlanarak aldığı görüntüyü
perdeye yansıtan bir projeksiyon aletidir.
Bilgisayardan gelen video sinyalini sağlıklı bir
şekilde yansıtamaz. Geniş bir topluluğa yapılacak,
içinde video bulunmayan basit prezantasyonlar bir
LCD yardımıyla perdeye yansıtılabilir.
LD-ROM:
Bilgisayardan alınan talimatların, 12 inçlik diske
video ve audio trackleri olarak kayıt edilmelerini
sağlayan yeni bir kompact disk.
Lexmark
Winwriter Ailesi: Yılın sonuna doğru çok yeni
tanıdığımız ürün ailesi; Winwriter 200, Winwrite
400, Winwriter 400 ürünlerinden oluşuyor. Yazıcının
en önemli özelliği üzerinde Mikrosoft logosu bulunan
ilk yazıcılar olması. "Mikrosoft at work"
anlayışından yola çıkılarak hazırlanmış Windows
Printing System yazılımı sayesinde, bilgisayarın
yazıcının yükünü paylaşması ve basım süresini
benzerlerinin yarı zamanında gerçekleştiriyor.
Light Source
Shading: Bilgisayar grafiklerinde, bir 3-d
nesnesinin üstüne vuran bir ya da daha fazla ışığın
efektleri.
Line Chart:
Birbirine bağlanan data noktalarından oluşur.
Line Drawing:
Bir nesnenin imgesini yüzeylerin çizgilerine girerek
göstermek.
Line Drawing,
2-D: Düz bir imge üstünde çizim yapılmasından
oluşan gösterim metodu. (bir yapının zemin planı
veya çift yaylı bir grafik gibi) Derinlik
öngörülmemektedir.
Line Drawing,
3-D: Üç boyutlu bir nesnenin iki boyutlu bir
görüntü düzeyinde projeksiyonunu açıklar. Gerçek bir
nesnenin bir lensten geçerek bir kameranın düz
camına projeksiyonuna benzeyen, perspektif
projeksiyon teknikleri uygulanmaktadır.
Line trafo:
Hat trnasformatoru.
Lineer:
Doğrusal, çizgisel.
LINK
(BAĞLANTI): HTML bağlantıları döküman içinde
sizi başka bir konuma, aynı serviste başka bir
dosyaya veya bambaşka bir servise yollayabilir. Not:
Bağlantılar genellikle mavi ve altı çizili metinden
oluşur.
Link:
CD'den teybe kayıtta kalan boş sürenin
değerlendirilmesine imkan veren özellik.
Link: Bir
haberleşme kanalı veya devresini diğer kanal ya da
devrelere bağlamada kullanılan sistemdir. Otomatik
anahtarlamalı merkez kontrol sisteminin iki anahtarı
arasındaki geçişi sağlayan sistemdir. Bağlantı.
Link:
Yayınlanacak işareti asıl vericiye gönderen küçük
güçlü yüksek frekanslı verici.
List-Serv:
E-posta listelerindeki dosyaların otomatik olarak
dağıtımı ve yönetimi için kullanılan ücretsiz
yazılım programıdır. Çok değişik konularda
mektuplaşmak için listeler vardır. Bazı listeler
"açık", bazıları ise "kapalı"dır. Açık listenin
anlamı, herhangi bir kişi, listedeki herkese bir
mesaj gönderebilir. Kapalı listelerde ise belirli
kişiler birbirleriyle mesajlaşabilir.
LISTSERV:
Çok kullanılan bir e-mail programıdır. Kullanıcılara
posta listelerine abone olma, katkıda bulunma ve
çıkma şansı verir.
Listserv:
Bitnet/EARN iletişim ağı için tasarlanmış bir
otomatik posta listelerine dağıtım sistemi. Avrupa
Akademik ve Araştırma Kurumları Arası Bilgisayar Ağı
(European Acadamic Research Network), posta listesi
(mailing list).
Loop:
Track üzerine yazılmış icranın kopya ile bellek
kullanılmadan tekrar track üzerinde geri dönmesini
sağlar.
Loop:
Devamlı olarak bir dizi bilgisayar instructionu
(talimatı)'nı tekrarlayan ve bu işlemi belli bir
sonuç elde edilene veya önceden belirlenen bir şart
gerçekleşene kadar sürdüren program bölümü.
Lotus Notes:
Lotus Notes, rakiplerinin olanca ataklarına rağmen,
bu kadar çok değişik platformda, bu denli ayrık
çalışma tarzlarına sahip kişiler arasında çalışma
sırasında görüşme ve fikir alışverişi sağlama adına
şimdilik daha gelişen program.
LYCOS:
Altavista tarafından zirvedeki yeri tehdit edilen
Lycos, popüler web tarama ilk servislerinden
biridir. Lycos "backlinking (bkz. backlinking)",
Java animasyon desteği, 8 milyon URL adresi ve her
ay eklenen 700.000 yeni adres ile çok güçlü bir
veritabanı oluşturmaktadır. Siteye
http://www.lycos.com adresinden ulaşabilirsiniz.
LYCOS:
Adres: http://a2z.lycos.com/Bu karşılaştırmalı
katalog, INTERNET üzerinde ne ararsanız saniyeler
içinde karşınıza getirir. Text, grafik, ses,
video... Lycos, PC Magazine magazin tarafından ilk
11 Web servisi arasına girmeye hak kazanmıştır.
|
M
MAC:
Renk, aydınlık, ses ve eşzamanlama işaretlerinin
sıkıştırılarak bir satır boyunca ayrı ayrı
zamanlarda gönderildiği yeni TV yayın sistemi.
Machine
language: Makine dili.
Mailing List:
Elektronik mektuplaşma listesi. Aynı ilgi alanındaki
kişilerin bilgisayar ağı üzerinden mektuplaştıkları
ortak tartışma listesi servisleri.
Mainframe (Ana
Frame): Ölçüleri ve kapasitesi itibarı ile büyük
bir bilgisayar.
MAJORDOMO:
En çok kullanılan listeleme ve e-mail programıdır.
Kullanıcılara posta listelerine abone olma, katkıda
bulunma ve çıkma şansı verir.
MAP: Web
tasarımında kullanılan, yüklenen grafiğin belirli
bölgelerine basıldığında değişik bağlantıları
çağırmak için kullanılan sistemdir.
Map Chart
(Harita): Belirli bir coğrafi bölgenin yerlerini
gösteren bir grafik.
Markers Window:
Performer programının en kullanışlı pencerelerinden
biri de Markers Windowdur. Burada parça üzerinde sık
dönüş yapılacak ya da defalarca dinlenip
karşılaştırma yapılacaksa, üzeri belli ölçüde ya da
yerlere etiket konulup listelenir. Liste yanında
bulunan sürgülü işaret, önüne getirildiği yerden
çalmaya devam eder.
MARKUP
LANGUAGE: Internet üzerinde dökümanlara biçim
kazandırmak üzere hazırlanmış mark-up karakterlerini
deşifre eden dile denir. Bilgisayara okunan dosyanın
ekranda nasıl biçim alması gerektiğini anlatır? HTML
Web sayfaları hazırlamak için geliştirilmiş bir
mark-up dildir.
Mass memory:
Yığın bellek.
Mass Storage:
Büyük kapasiteli (megabayt, gigabayt) ikinci
depolama sistemleri. Tipik büyük depolama cihazları
ise kayıt bantları ve manyetik disklerdir.
MASTER
KEYBOARD: Bilgisayar tabanlı sequencer
programlarında step ya da realtime olarak müzikal
icraların girilmesi için kullanılan klavyeli ve MIDI
OUT portu olan enstürman.
Master:
Bir kayıt işlemindeki esas kopya. (ana kayıt)
Matrox MGA
VLB/4: 4MB belleğe sahip ve bu bellek miktarı
ile mümkün olan yüksek çözünürlük ve renk
sayılarındaki ekran modlarını titreşimsiz ekran
tazelemesinde destekliyor. Auto CAD sürücüsünün
sağladığı özel pencerede geçek-zamanda pan ve zoom
yapmanız mümkün kılan görüntü kartı.
MBS:
Karşılıklı radyo yayın sistemi.
MCGA: Çok
renkli grafik adaptörü.
MDS:
(Microprocesor Devellopment System): Mikro İşlem
Birimi, mikro işlem birimi sistemleri için program
geliştirme ve donanım arızalarını bulma işlemlerini
sağlayan donanım ve yazılımı araçları ile donatılmış
bir mikrobilgisayar.
Media:
Bilgi saklama ve dağıtma ortamı (video kaset,
disket, optik disk, vb.). İnsanlığın iletişimde
bulunduğu her ortam.
Megabyte (MB):
Bir milyon bayt.
Megahertz
(MHz): Bir saniyede milyonlarca saykıl.
Memo:
Bakınız. (Memory-Hafıza)
Memory scan:
Tunerlerde hafıza taraması, önceden seçilip hafızaya
alınmış istasyonların bir buçuk saniye süreyle
dinlenmesine imkan veren sistem.
Memory Window:
Kullanılmakta olan ve kalan belleği gösterir.
Memory:
Bilgisayarda, bilginin depo edildiği, kopyalandığı
ve yeniden kullanıldığı yüksek erişim hızına sahip
bölüm. (RAM-ROM vb.)
Menu (Menü):
Programlanmış bir seçenekler listesi. Genelde
ekranda görüntülenir. Kullanıcı bilgisayarın
yapmasını istediği işlemleri bu listeden seçebilir.
MENUCOLOR:
Çıkacak menünün renklerini saptamak için
kullanılır.
MENUITEM:
Menüde kullanılacak seçenekleri belirtmek için
kullanılır.
Message format:
Bildiri biçimi. Bir bildirinin başlık, adres, metin,
metin sonu işareti ve hata bulma bit'lerinin nasıl
yerleştirileceğini tanımlayan kurallar.
Metaballs/Blobs: "Damla formu". Bu çizimler
sabit bir büyüklüğe sahip değildir, zira dinamik
olarak kendilerini değiştirirler. Tek tek elemanlar
bu sırada birbirlerini karşılıklı olarak etkilerler.
Bloblar organik-yuvarlak formlar için çok uygundur.
METACHARACTER:
HTML dosyası içinde özel bir durumu gerçekleştirmek
için kullanılan karakterlerdir. Bu karakterler
parantez "()", ve "&", diyez "#" ve noktalı
virgüldür ";".
METACRAWLER:
Adres:
http://metacrawler.cs.washington.edu:8080/Coğrafik
bölgelere ayırarak tarama yapan, tarama sırasında ne
kadar beklemek istediğinizi belirttiğiniz bir tarama
sayfası.
MHz
(Megahertz): MHz. Megahertz. 1 Milyon Hz.
Mic (Mik):
Çeşitli mikrofonlardan veya diğer audio
kaynaklarından alınan sesleri mono veya stereo
olarak kayıt etmek için kullanılan cihaz.
Mic level:
Mikrofona gelen sesin seviyesi.
Micro Code:
Mikro Kod.Merkez işlem veya kontrol birimindeki PROM
veya RAM yongaları (chip) üzerinde bulunan çeviri
dili tipinde bir sabit program. Bu program CPU
komutunun (veya kontrol birimi fonksiyonunun) alt
elemanları olan bir dizi yordamlardan oluşur.
Örneğin, bir bilgisayar komutunun kodu kontrol
birimi tarafından o şekilde çözülür ki her komut,
kendini uygulayacak olan mikro kodun başlangıç
yerini tayin eder. Böylece bir CPU komutunu, bu
komutların kullanıcı programındaki bir işlemi
uyguladığı biçimde yerine getirmek için bir dizi
mikro kod komutları kullanılır. Bir mikrokod komutu
CPU'da 64 bit genişliğinde bir yer işgal eder.
Micro
processor: Mikro işlemci.Microcomputer: Mikro
bilgisayar.
Microphone:
Mikrofon, ses enerjisini elektrik enerjisine çevirin
araç. Ses dalgalarının havada oluşturduğu basınç
değişikliklerine uyabilen esnek bir diyafram içerir.
Bu diyafram ya doğrudan basınçla ya da basınç
değişikliği ile çalışır. Mikrofonlar, yapılarına
göre, karbonlu (kömürlü), Kristal (seramik),
elektrodinamik, band ve kondansatörlü olabilirler.
Karakteristliklerine göre ise şu şekilde
sıralanırlar: Yönsüz mikrofonlar (omnidirectional),
tek yönlü mikrofonlar (unidirectional), çift yönlü
mikrofonlar (bidirectional), Frekans dizilere
(freguency response) 20Hz-20KHz ve empedansları 150
ohm civarında olur. Kutup düzenleri (polor pattern),
tek yönlü (unidirectional-cardioid) ve çok yönlü
(omnidirectional) olabilirler.
WORD:
Gerçekten yılın en dikkat çeken yazılımların başında
gelen Word 6.0, kullanım kolaylığı ve profesyonel
kullanıcılara sunduğu işlevsel özellikleriyle de
oldukça beğeni kazandı. Bununla birlikte kısa
zamanda çok sayıda kullanıcıya ulaştı. Günümüzde
yerini Word 7.0'ye bırakmıştır.
Microwave:
Mikrodalga. Frekansı 500MHz'den yüksek olan
dalgalar.
Midi:
(Musical Instruments Digital Interface) elektronik
müzik enstrümanlarının birbirleri arasında bilgi
gönderebilmeleri amacı ile geliştirilmiş bir ara
birim.
MIDI
Configuration Window: Bu bölüm de, birlikte
kullanılan MIDI'li enstürmanların kanal, port ve ses
listelerinin girildiği tanımlama bölümüdür.
Gerekirse SYSEX formatında bilgiler girilebilir.
MIDI IN:
Gelen MIDI mesajlarını almak içindir. MIDI
KANALLARI:Midi alışverişi bağımsız 16 kanaldan
oluşur. Kanaldan maksat bilgilerin gönderilebileceği
ve alınabileceği elektriksel yollardır. Ve bu 16
kanal 16 tane bilgi yolunun birbirinin trafiğini
engellemeden aynı anda çalışmasını sağlar.
Gönderilen veya alınan bilgiler meyanında, mikro
işlemcisine göre, 1000 kanala kadar çıkar.
MIDI MODLARI:
OMNI-POLY-MONOMULTİ olarak bugün için dört tanedir.
OMNI MODE kısaca bir synthesizercının bir kaç aletle
birden aynı melodiyi çalmasıdır. Aslında bir aleti
çalıyordur da sanki birkaç alet aynı melodiyi
çalıyor gibi olur. "UNISON çalış "POLY MODE, Birkaç
müzik aletiyle değişik melodiler çalmasını sağlar bu
da Stüdyo kayıtlarında kolaylık yaratır.MONO MODE,
Bu mode da MULTI-TIMBRAL (aynı anda birkaç sesi
çıkarabilmek) bir müzik aletinin her sesine ayrı bir
midi kanalı verir ki bu mode bugün kullanılmıyor.
MULTI MODE, En önemli özelliği Multi-Tımbral
çalışmasında tek bir kanal hizmeti verir ayrı ayrı
MIDI Kanalları gerekmez. Bu en iyi bağlantı MODE'u
dur.
MIDI Monitor
Window: MIDI portlarından giren ve çıkan
bilgileri gösterir. Bu da programa işaretin
girdiğini ya da çıktığını kullanıcıya belirterek
herhangi bir arıza halinde ya da seslerin
duyulmaması durumunda standart Hata bilgisayarda mı?
Ses modülünde mi? sorusunu yanıtlamaya yardımcı
olur.Bunlar Performer'ın ana kontrol menüleridir.
Diğer menüler de EDIT menüleri olarak geçer. Bunlar
Audio, Score, Step, Grid, List Edit menüleridir. Bu
editörlerin biri ya da birkaçı, diğer sequencer
programlarında da mevcut olmasına karşın,
Performer'ın kendi pencere düzeni ve olanakları bir
hayli farklıdır. Cubase yazımızda bu editör
şekillerine değindiğimiz için bir kere daha anlatmak
istemiyoruz. Bunun yerine programın, diğer sequencer
programlarından ayrılmasını sağlayan profesyonel
bölümlerinden sözedeceğiz. Örneğin Performer
üzerinde accelerendo ve ritardando yapmak çok
konforlu. Tempo ve zaman ölçülerinin not edildiği
"Conductor Track" her zaman track ve window üzerinde
yatay olarak görülmekte. Change menüsü üzerindeki
"change tempo" penceresi üzerinde ölçü sınırları,
başlangıç ve bitiş metronom değerleri verilip arada
alacağı değerleri ve hızlanma şeklini bilgisayara
hesaplatmak olasıdır.
MIDI OUT:
Giden MIDI mesajlarını vermek içindir.
Midi Patch-Bay:
Arada başka bir Midi arabirimi de almak koşuluyla
Midi'li enstürmanları sequencer ya da bilgisayara
giriş çıkış olarak bağlayan cihaz.
Midi Processor:
Midi işaretleri üzerindeki her türlü bilgiye ayrı
ayrı erişebilen, değiştirebilen, midi kanallarını
arttırabilen kendi mikro işlemcisine sahip ünite.
MIDI THR:
Birkaç aletin birbirine bağlanması için gerekli
komut.
MIME:
(Multipurpose Internet Mail Extensions) Internet
üzerinde postalara grafik, sıkıştırılmış dosya gibi
dökümanların iliştirilmesini sağlayan standarda
verilen addır. MIME sayesinde bir postaya eklenen
metin tabanlı olmayan (örneğin sıkıştırılmış bir
dosya) bir dosya, ilişkisi bulunan program
vasıtasıyla görüntülenir.
MIME: Çok
Amaçlı Internet Posta Uzantıları (Multipurpose
Internet Mail Extensions).
MiroCRYSTAL
32S: Titreşimsiz modda yüksek ekran tazeleme
frekansları ve 4 MB VRAM belleğe sahip MicroCRYSTAL
32S'in 1024x768 çözünürlüğüne 16M renk
görüntüleyebilmesi dikkatinizi çekecektir.
Mirror (Ayna):
Bir işlemin yansıtılması için ortaya çıkarılması
efekti. Orijinal (özgün) imgenin baştan aşağı
çizimi.
Mixer: Ses
karıştırıcı cihaz. Genelde 4 kanallı olur. Birinci
ve ikinci kanallar mikrofon, mono cihazlar gibi tek
sesli (mono) girişlerde üçüncü ve dördüncü kanallar
da stereo girişlerde kullanılır. Bu kanallara da
pikaplar, deck'ler ve CD cihazları bağlanır. Üçüncü
ve dördüncü kanallar arasında çift pikap
kullanılarak "fade in" ve "fade out" ile bir
parçadan diğerine yumuşak geçişler yapılabilir
(Bilgisayarla da 1000 kanala kadar çıkarılabilir).
Mixing:
Karıştırma.
MMS:
Teypte önceden belirlenen şarkılar arasında istenen
parçayı arayıp bulabilen bilgisayarlı seçici
sistem.
MODE:
Müzik setinin mono ve stereo konumu. Varsa bunlara
"quadrophonic" (dörtlü ses) ve yankı (reverberation)
konumları da eklenebilir.Modem
(MODülator-DEModülator):Telefon hatları gibi analog
iletim hatları üzerinden iletilen sayısal verileri
alan arabirim donanımı. Bilgisayarın telefon hatları
vasıtasıyla başka bilgisayarlarla iletişimde
bulunmasını sağlayan cihaz. Bilgilerin sese
dönüştürülmesi işlemini ve tersini yapar.
Modem:
Modilatör - Demodülatörun kısa yazılışı.
Bilgisayardan gelen sinyalleri analog sinyal haline
dönüştürerek telefon hattı üzerinden
nakledilebilmesini mümkün kılar veya bu yolla gelen
sinyalleri bilgisayarın kullanabileceği hale
dönüştürür.
Monitor
(Monitör): Video dilinde, video girdileri olan
bir televizyon. Bir bilgisayar monitörü ise, genelde
bileşik algılama yerine RGB kabul eder.
Monitör:
Geniş bir topluluğa hitap etmeyecek prezantasyonları
kendi toplantı odanızdaki bir bilgisayarın
monitöründen yapabilirsiniz. Özel prezantasyonlar bu
yolla çok daha ayrıntılı ve etkileyici bir şekilde
gerçekleştirilebilir. Yapılan tasarım bilgisayara
yükleneceğinden prezantasyon defalarca masrafsız bir
şekilde gerçekleştirilebilir.
Mono:
Tek.
Monoaural:
Tek ses.
Monocroma:
Siyah/beyaz, renksiz.
Montage
(Montaj): Editing.
Morphing/Morfen: (Kesintisiz Dönüşüm):
Bilgisayar animasyonunda Morphing (metamorfozdan
geliyor, dönüştürmek demek), iki obje arasındaki
akıcı ve dikişsiz geçiş olarak tanımlanır. Burada 2D
ve 3D objeler birbirlerinden ayırdedilmelidir.2D
metamorfozlar iki resmi dönüştürürler, 3-D
varyasyonu ise bir animasyondaki iki üç boyutlu (3D)
objeyi dönüştürür. Terminatör 2'deki efektlerin 2D
ve 3D dönüşümleridir. Çoğu 3-D program sadece aynı
nokta ve üçgen sayısına sahip objeleri
dönüştürebiliyor.
MOSAIC:
NCSA tarafından tasarlanan Machintosh, Windows ve
Unix ortamlarının tümünde birden çalışabilen ilk Web
tarayıcısıdır.
Mosaic screen
display: Görüntünün ekranda mozaik biçimi
gösterilmesi. Video kameralarda "fade out/in" işlevi
mozaik görüntü ile de yapılabilir.
Motion Blur:
Hareket keskinliği video kamera sahibi olan ve bir
video kaydın tek tek resimlerini inceleyen biri,
hızlı hareket eden objelerin (eller, ayaklar,
oyundaki top) silinmiş olduğunu görecektir. İnsan
algılamasına uygun olan bu efekt (göz de hızlı
hareketleri sadece silinmiş olarak algılıyor) iyi
animasyon programları tarafından simüle
edilebiliyor. Sonuç animasyonda gerçek gibi görünen
hareketler oluyor.
Motion
JPEG/MPEG: Motion JPEG hareketli resimler için
geliştirilmiş videolar için bir JPEG sıkıştırma
metodudur (Windows için Video tarafından
kullanılır)Bu sadece JPEG formatıyla ilgili bir
kompozisyonu olduğu için, başka bir uzmanlar grubu
Motion Picture Expert Group (MPEG), başka bir metod
buldu, bu metod ek olarak film sahneleri
sıkıştırabiliyordu. MPEG1'den MPEG4'e kadar birçok
basamak vardır, bunlar da değişik görev ve hedeflere
sahiptir.
Motion Morf:
Hareketteki dönüşüm. Normal olarak dönüşüm için bir
başlangıç ve bitiş resmi kullanılır; ama uygun bir
yazılımla mesela yürüyen bir insanı, yürüyen bir
maymuna dönüştürmek mümkündür.
Motorbot:
Alçak frekanslı gürültü.
Move:
Track'lerin sıralamada yerlerini değiştirir (taşıma
modu).
MPEG:
Hareketli görüntüleri 200:1 oranına kadar
sıkıştırmaya yarayan oldukça etkili bir grafik
formatıdır. Format sadece bir sonraki karedeki
değişen pixelleri gözlemlediğinden sıkıştırma oranı
durağan görüntülerde daha da artmaktadır. Motion
Picture Experts Group tarafından geliştirilen format
PC'lerde oldukça çok kullanılmaktadır.
MPEG:
Hareketli görüntüleri sıkıştırmada kullanılan
standart bir yöntem.
MS-DOS:
Microsoft disk işletim sistemi
MSSS: Çok
yönlü ses sistemi, çift hoparlör bağlantı
terminalleri.
MTBF: Bir
cihazın bozulmadan önceki ortalama kullanılma
süresi.
MUD: Çok
Kullanıcılı Oyun (Multi-User Dungeon).
MUD: Çok
Kullanıcılı Ortam. Internet üzerindeki çok
kullanıcılı macera oyunları ve simülasyonlara
verilen isim.
Multi - İmage:
Programlanmış bir gösterim esnasında bir veya daha
fazla slayt projeksiyonu kullanılan bir slayt
gösterisi.
Multi Disc
program: Tek disk alabilen CD player'larda çoklu
disk programı yapma. Diskleri teker teker takıp
çıkararak istenen şarkılardan bir konbinasyon
yapılabilir.
Multi standard:
Videonun PAL/SECAM/NTSC standartlarını bünyesinde
bulundurma özelliği.
Multi strobe:
Aşamalı görüntü. Ekran dokuz eşit bölgeye ayrılır.
Merkezdeki orijinal görüntü sesli olarak
izlenebilir. Bu görüntülerin 0.1-1.0 saniye
aralıklarla birbirini izleyen 8 aşaması, dondurulmuş
resimler halinde merkezdeki görünütüyü çevreler.
Multi-Screen:
Çeşitli imge alanlarına imgelerin projeksiyonu
işlemi.
Multi-Tasking:
Aynı zamanda birden fazla iş yapabilen bir operasyon
sistemi.
Multi-User
Dungeon (MUD): Çok Kullanıcılı OyunInternet
üzerindeki macera, rol yapma oyunları ve
simülasyonlara verilen isim. Bu oyunlar oynayanlar
tarafından "metin tabanlı sanal gerçeklik" olarak
nitelenmektedir. Oyunlarda hayali savaşlar,
tuzaklar, büyüler vardır. Oyuncular gerçek zamanda
oynarlar ve oyundaki "dünyayı" değiştirebilir. Çoğu
MUD telnet protokolüyle çalışır. Telnet.
Multiprotocol
Interconnect: Frame Relay üzerinden başka
protokollerin taşınması için düzenlemeleri
kapsamaktadır.
MIME: Çok
Amaçlı Internet Posta UzantılarıInternet
e-postasının grafik, ses, fax gibi metin olmayan
bilgileri de gönde-rebilen genişletilmiş hali.
Multiscan
Monitor: Bir çok frekansta tarama yapma yeteneği
olan, aynı zamanda kullanıcıya çeşitli grafik
adaptörleri imkân sağlayan bir monitör.
MULTITIMRAL:
Birden fazla enstürman sesini aynı anda farklı MIDI
kanallarından gelen mesajlarla değerlendiren
enstürman.
|
N
NCSA:
Mosaic web tarayıcısının yaratıldığı akademik bir
kuruluş olan national Center for Supercomputer
Applications'un kısaltılmışıdır.
NCSA: Ağ
görgü kuralları, NETwork (ağ) ve etlQUETTE (görgü
kuralı) kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilen
bu kelimeyle, bir ağ üzerinde uyulması gereken
davranış kuralları ifade edilmektedir.
NEC Multisync
5FGe: Sonsuz sayıda renk gösterebilen, maksimum
çözünürlüğü 1024x768 Non-Interlaced ve bant
genişliği 80 MHz olan MultiSync 5FGe düşük enerji
maliyeti ile de dikkat çeken bir Monitör çeşidi.
NERD WORLD:
Adres: http://www.nerdworld.com/Gerçekten bulmak
istediğiniz Web sayfalarına ya da haber gruplarına
kolayca ulaşın. Kendi-Indexinizi-Yaratın özelliğine
bir göz atın.Netiquette:Ağ görgü kuralı Network (ağ)
ve etiquette (görgü kuralı) kelimelerinin
birleştirilmesiyle türetilen bu kelime ağ üzerinde
davranılması gereken biçimi ifade etmektedir.
NETSCAPE:
Netscape firmasının bir ürünü olan Netscape
Navigator NCSA tarafından geliştirien Mosaic'in
temeleri üzerine kurulmuştur. Şu günlerde 32 Bit
sürümündeki Java eklemesiyle ve her sürümünde gelen
yeniliklerle en çok aranan Web tarayıcısı durumuna
gelmiştir. Mosiac'in asıl yaratıcısı olan Mark
Andreessen NCSA firması tarafından kiralanarak
Netscape'i yarattı. Firma ismini Netscape
Communications Co. olarak değiştirip halka açıldı ve
her biri milyarder oldu. Firma aynı zamanda Web
sunucusu olmak isteyenler için de yazılım
pazarlıyor. NCSA'ya bağlanıp Netscape'in son
sürümünü edinmek için http://home.netscape.com/
adresine bağlanın.
NIC: Ağ
Danışma MerkeziAğ danışma merkezi (NIC) ağ
kullanıcılarına bilgi, yardım ve diğer hizmetleri
sunan yerdir.
NNTP: Ağ
Haberleri Aktarma ProtokolüAğ Haberlerinin
dağıtılması, incelenmesi, elde edilmesi,
postalanması işlemleri için oluşturulmuş protokole
verilen isim. Tanımı RFC 977'de bulunabilir
(Usenet).
Network:
Bilgisayar ağı. Birçok bilgisayarın çeşitli
yöntemlerle birbirine bağlanarak bazı bilgileri
paylaşabilmelerini sağlar.NewgenA3 ve A4 ebatlarında
baskı yapan postscript multiplatform yazıcılar.
NIC.DDN.MIL:
Savunma Bakanlığı İletişim Ağı (DDN) Ağ Bilgi
Merkezi'nin (NIC) alan ismi. Savunma Bakanlığı
Bilgisayar Ağı için Ağ Danışma Merkezi, Alan İsmi
Sistemi, Ağ Danışma Merkezi.
NNTP: Ağ
Haberleri Aktarma Protokolü (Network News Transfer
Protocol).
Node:
Bilgisayar ağına bağlı ve adresi verilerek
erişilebilen cihazlara verilen isim. Düğüm.
Node:
DüğümBir örgünün topolojik tanımında düğüm
(halkaların) bir bağlantı noktasıdır. sözcük veri
örgüleri kapsamında özellikle paket hat değiştirmede
bir hat değiştirme merkezi olarak da
kullanılagelmiştir.
Noise
(Parazit): Audio sitemlerinde bir elektirk
karışıklığı ya da istenmeyen bir ses. Videoda
elektrik enerjisinin "random spruts" veya karşılığı
denir. Çok parazit snow (karlanma) da
denilmektedir.
NOISE
REDUCTION: Stüdyoda mevcut dip gürültüyü
bastıran ya da kaybetmeye çalışan cihaz.Noise
reduction: Bandın ses kanalındaki parazitleri
gideren sistem.
Noise
Temperature: Gürültü Sıcaklığı. Bir sistemde
işarete eklenen gürültünün miktarını göstermek üzere
kullanılan eşdeğer sıcaklık. Gürültü sıcaklığı ne
kadar az ise eklenen gürültü o kadar azdır.
Noise:
Gürültü. Rasgele değişen bozucu işaretler. Gürültü
seste hışırtı halinde, resimde ise karlanma olarak
ortaya çıkar.
NoNoise:
Sonic Solitions adlı firmanın Apple Macintosh
bilgisayarlarında çalışan digital audio sisteminin
önemli fonksiyonlarından biridir. Müzikal yapı
altındaki her türlü gürültü (Noise) parazit ve
çıtırdıyı filtreleyen özel sistem.
Novell Netware
3.12: Novell NetWare, hem küçük hem de orta boy
iletişim ağları için mükemmel bir çözüm sunmaya
devam ediyor. Yine, dosya ve yazıcı paylaşımı, hız,
güvenlik ve çoğu işletim sistemi için iletişim.
NR (Noise
Redictor): Düşük seviyeli yüksek frekans
sinyalindeki parazitleri otomatik olarak azaltan
sistem (=Dolby)
NRC:
İnorganik maddelerden yapılan ve pikabı istenmeyen
vibrasyonlara, akusik beslemelere karşı koruyan
devre.
NTSC:
ABD'nin kullanıldığı renkli yayın standardı. 525
satır ve 60 Hz frekans kullanır. Renkli yayını ilk
deneyen ülke ABD olmuştur. Bunun sonucu olarak
ABD'ye özgü bir renk sistemi ortaya çıkmıştır.
Japonya, Kanada ve Meksika'da bu sistemi kullanır.
|
O
OCR:
(Optik karekter tanıma)Yazılı veya basılı
karakterlerin makina tarafından ve foto-elektrik
transuderlerden gelen girdilere dayanarak tanıması.
Bu tür programlara örnek vermek gerekirse RECOGNITA
firmasının GO-CR, Caere firmasının Omni Page
programları gösterilebilir.
OEM: Az da
olsa, yeniden dizayn edilmiş teçhizatı satan bir
üretici. Her alıcı bu teçhizata kendi adını koyarak,
kendi markası gibi satar.
On-Screen
Silde: Direkt olarak bilgisayar terminalinden
projeksiyonu yapılan bir grafik imgesi.
On: Kapalı
devre.(Anahtar olarak), ışık olarak açık.
Online Editing:
Master bandın orijinal yapımdan monte edildiği on
edit safhası. Opcode: İşlem kodu.
Open Look
(Açık Bakış): Çok hedefli ve çok açılım sağlayan
bir grafik 'interface'i.
OPEN TEXT
INDEX: Adres:
http://www.opentext.com/omw/f-omw.html.Open Text
Index, firmanın eline geçen Web sayfalarındaki tüm
kelimeleri (21 Milyar civarında) taramanıza olanak
sunuyor. Firma en büyük arşivlerden birine sahip
olduğu ileri sürüyor. Sadece aramaya nasıl
başlayacağınıza (Uzunluğa ve konuya göre de
olabilir) karar verin. Gerisi kolay...
Operand:
Bir işleme katılan data çeşidi veya büyüklük, çokluk
anlamına kullanılır. Operand genellikle bir
instructionun adres bölümü için kullanılır. Fakat
bir sonuç veya parametre, işletilecek bir sonraki
instruction için adres veya isim göstergesi
olabilir.
Operasyonel:
İşlemsel.
Operate:
Çalıştırma tuşu (=on)
Operating
System: Bir bilgisayarın yeteneklerini yöneten
bir yazılım. İşlem tablosu, dosyalama ve hafıza
yönetimi ve kumanda yorumu gibi fonksiyonları
vardır.
Operator:
Bir işlemi gösteren semboldür ve kendisi, işlemin
nesnesidir, yapılan işlemi gösterir. Örneğin (+),
toplama; (-), çıkarma operatörüdür.
OCR: OCR
(Optik karekter tanıma)Yazılı veya basılı
karakterlerin makina tarafından ve foto-elektrik
transuderlerden gelen girdilere dayanarak tanıması.
Bu tür programlara örnek vermek gerekirse RECOGNITA
firmasının GO-CR, Caere firmasının Omni Page
programları gösterilebilir.
Optical Disc:
Laser ışını kullanarak dijital bilgi kaydeden ve
tekrar üreten bir video disk kopylama cihazı. (Bkz.
CD-ROM;DVI).
Optik Hafıza
Devrimi: Muazzam miktarda bilgi, optik disklere,
bir başka deyişle müzikseverlerin yakından tanıdığı
kompakt disklere (CD) sığdırılabilmektedir. Ciltler
dolusu ansiklopedik bilgi (örneğin Britannica,
Comptons vb.) küçük bir diskte yalnızca yazılı bilgi
olarak değil, video, animasyon, grafik ve ses
unsurlarıyla işlenmekte, yerleştirilmektedir.
Optıbase:
JGEB sıkıştırma ve hızlandırma kartları.
OS/2 Warp 3:
Warp 3, yeni eklenen fonksiyonları ve beraber
çalışma özelliğinde performansıyla da dikkat çeken
ve home pazarına sunulan ürün oldu. Nesne yönelimli
ve kritik uygulamalardaki başarısıyla, bu pazardaki
şansının oldukça yüksek olacağı gerçek bir işletim
sistemi.
OS/2:
Windows için bir ağabey ve Mikrosoft firmasının UNIX
sistemine bir cevabı. 'Jirtuel'hafızalı bir çok
hedefli operasyon sistemi. 'Network
(şebeke)'çalıştırmak
OSD (On Screen
display): Televizyon veya video ile ilgili
komutların ekranda belirmesi. Ses, ışık, kontrast ve
ışık ayarları bir grafik halinde ekranda
gösterilebilir.
OSF/MOTIF:
Geniş bir bilgisayar çerçevesi içinde standartlar
sağlayan bir grafik kullanıcı 'interface'. X Windows
sistemi ile uyuşan herhangi bir platforma
taşınabilir.
OTR: Tek
tuşla kayıt yapan sistem.Out-Point: Bir edit
işleminin sona ermesi. 'End Point'(son nokta) olarak
da adlandırılır.
Output:
Bilgisayar sonucu veya işlenmiş data.
Overload:
Aşırı yüklenme.
|
P
Packet:
Paketİletişim ağı üzerinden gönderilen veri birimi.
PING:
Internet Paketi AraştırıcısıHedef makinelerin
ulaşılabilirliğini test amacıyla kullanılan bir
program. Genelde "filanca sisteme ping yap" şeklinde
kullanılır.
Page View:
Nota yazımında sayfa düzeninin görülmesi.
Page:
Web'teki hypertext dökümanları.
Pan: Yatay
x-aksı boyunca uzanan bir kamera hareketi.
Paradox for
Windows 4.5: Analiz ve çizelgeler oluşturma
çalışmalarında mükemmel, hızlı uygulama geliştirme
ve kişiye özel uygulama geliştirme gücü mükemmel,
kullanım kolaylığı iyi düzeyde yer alıyor. Front-end
geliştirme özelliği orta düzeydeki bir program.
Parametre:
Özel bir program için verilmiş değeri gösteren
değişken. Bir sistem, araç veya birimin sonradan
belirlenebilen değişkeni.
Parity:
Hafızadaki data errorlarını tespit etmek için
kullanılan fazladan bir bitlik kod. Data
içerisindeki aktif bitlerin toplamının tek veya çift
olduğunu sayarak kontrol işlemini gerçekleştirir.
Partition:
Sabit disk içerisindeki, özel amaçlar için
kullanılan küçük bir bölüm. Hartdiskin varsa
bölüntüsünü, kapasitesini, işletim sisteminin yerini
vs. gösterir.
Path (Yol, iz):
Bir bilgisayar grafik nesnesinin izlediği yol.
Path: 3D
bir doğru. Bu düz, eğrilmiş ya da basamaklar
şeklinde olabilir. Bu tip bir Path boyunca objeler,
ışıklar ya da kamera hareket edebilir. Pathler
genelde Keyframe'lerden daha yumuşak bir hareket
verirler.
Pause:
Videoda kısa durdurma tuşu. Banda zarar vermemesi
için belli bir süre sonra otomatik olarak playbach
konumuna dönüşür (=still).
PC (Personel
Computer): Kişisel Bilgisayar.
PCM:
(Pulse Code Modulation) Ses renklerinin
örneklenebilmesinde kullanılan bir teknik.
PD: Genel
kullanıma açıkPublic DomainÜcretsiz olarak
kopyalayıp kullanabileceğiniz programlara verilen
isim.
Peripheral:
Dışarıdan bağlanarak kullanılan I/O veya depolama
(kayıt) cihazları.
PERL: Unix
altında CGI programlarına alternatif olarak çıkan
güçlü bir programlama dilidir.
Perspective
Interpolation: Perspektif bir alan içindeki
hatalı yüzeyleri düzgün bir duruma getirir. Örneğin,
uzun bir mesafeye doğru giden bir demiryolu
görüntüsü daralır ve renk değiştirir. Bu renkler bir
bilgisayar ekranında 'Perspektive
Inetrpolation'kullanılarak görüntülenebilir.
PGA:
Profesyonel Grafik Adaptörü
Picture search
(PS): Resim arama. Görüntü geçişini on kat
hızlandırabilir.
Pie Chart
(Pasta tablosu): Bölümlerin bir bütün ile
büyüklük veya fazlalık bakımından mukayese
edildikleri bir grafik yorumu.
Pinch-off:
Daraltma, sıkma, kıstırma.
PING:
Internet Paketi Araştırıcısı (Packet Internet
Groper).
Ping:
Internet üzerindeki bir adrese ulaşılıp
ulaşılmadığını kontrol eden bir yardımcı program.
PIP (Picture
in Picture): Resim içinde resim. Aynı ekran
içinde televizyonun birkaç kanalının ve video
görüntüsünün izlenmesine imkan verir. Görüntü
kaydırılabilir veya dondurulabilir.
PITCH WHEEL:
Frekans ve modülasyon seviyesi ayarı için
Pixel: CCD
gibi bir bilgisayar ekranının veya bir grafik sensor
cihazının temel görüntü elemanı. Bilgisayar
yaratabildiği en ufak nokta
Pixel:
Resim elemanı için kullanılan kısaltma. Tek bir
bitlik bilgi ile monitör üzerinde adreslenebilen tek
bir noktadır.
Pixelization:
Devamlı bir imgeyi bloklara ayırıp dijital bir
görüntü vermek için, imgesel yapabilen yazılım
kullanımı.
PKZIP:
PC'ler için paylaşımı ve kullanımı ücretsiz olan bir
sıkıştırma yardımcı programı. PKUNZIP adındaki bir
diğer program da bu sıkıştırma dosyaları açar.
POINT:
Adres: http://www.pointcom.com. Derecelendirilmiş ve
tanıtımı yapılmış bir sürü Web servisi arasından
bağlanmak istediğinizi buradan bulabilirsiniz. point
ayrıca bir TOP 10 listesi ve uluslararası
haberlerden başlıklar sunuyor.
Point-to-Point
Protocol (PPP): Noktalar Arası ProtokolRFC
1171'de tanımlanan bu protokol, seri bir hat
üzerinden (örneğin telefon hattı) iki noktayı
birbirine bağlama işlemini tanımlar. Seri Hat
Üzerinden Internet Protokolü (Serial Line IP).
Polarite:
Uygulanan DC gerilimi.Polarization:Polarizasyon. Bir
elektromagnetik dalganın elektirk alan vektörünün
doğrultusu. Elektromagnetik dalgalar yatay, düşey,
dairesel ve eliptik polarizasyonlu olabilirler.
POP: Posta
Ofisi Protokolü (Post Office Protocol).
POP:
Herhangi bir SLIP, PPP bağlantı sağladığınızda
genellikle bir POP hesabınız olur. Bu hesap
postanızı atmak için e-mail programınızı
kullanmanızı sağlar. Kısaltmanın diğer bir açılımı
ise Point of Presence'dir.
PORT ADRESS:
TCP/IP tabanlı uygulamalar hattın diğer ucundaki
bilgisayarla konuşmak için belirli bir port adresi
kullanırlar. Port adresi, içinde verilerin nereden
alınıp nereye verileceğini kesin olarak saptayan bir
mekanizma barındırır.
Port: Bir
eletronik devreye şebekeye ve sisteme giriş
noktası.
Port:
Diğer çevre birim elemanları ile haberleşmeyi
sağlamak için kullanılan giriş-çıkış bağlantı
noktası (kanalı)'dır. (seri veya paralel port)
Post Office
Protocol (POP): Posta Ofisi ProtokolüTek
kullanıcı sistemlerin bağlandıkları hizmet
birimlerinden posta mesajı alışverişi
yapabilmelerini sağlayan protokol. POP, POP2 ve POP3
diye üç uyarlaması vardır. Sonraki uyarlamalar
önceliklerle uyumlu değildir. Elektronik Posta
(Electronic Mail).
Postmaster:
Bir ağ üzerindeki E-posta problemleri ile ilgilenen
personel.
Potentiometer:
Ses düğmesi. (potansiyometre)
Power supply:
Güç kaynağı.
Power:
Güç, enerjinin harcandığı ya da işin yapıldığı
değer.
PPP:
Noktalar arası protokol. Seri bir hat üzerinden
(örneğin bir telefon hattı) iki noktayı birbirine
bağlama işlemini tanımlar.
PPP: Modem
aracılığıyla seri bağlantılar gerçekleştirmede
kullanılan yeni bir protokoldür. SLIP protokolüne
göre hatta düzeltme ve sıkıştırma özellikleri daha
gelişmiş olduğundan bu protokolden %5-10 daha
hızlıdır. Çoğu Web tarayıcısı PPP veya SLIP
bağlantısı istemektedir.
PAS 16:
Media- Vizion'in bu iki kartı bir birine çok
benziyor. Yanlız PAS +'ın örnekleme ve çalma
genişliği sadece 8 bitken PAS 16, 8, 12 ve 16 bitlik
örneklemeler yapıp, çalabiliyor. Her ikisinin de
44.1 KHz.e kadar kapasitesi var bu iki kart ADPCM
sıkıştırma ve dinamik filitreleme özelliklerine
sahip. SBPro ve SB 16 gibi paslarda yamahanın 4
işlemcili FM çipi OPL 3 kullanıyorlar. PAS 16'nın
program desteği çok tatminkar PAS'ların SB ve SBPro
uyumlulu her ne kadar Media Vizion tarafından %100
olarak belirtese de, bazı problemlerle karşılaşmak
mümkün. PAS 16 oldukça iyi bir kart, fakat ucuz
değil. En iyi avantajlarından birisi SCSI aracısını
içermesi. Kartın mekanik kalitesi üzerinde biraz
çalışılmış. Midi parçalarının FM çipinden dinlemek
hayal kırıklığı yaratabilir. Fakat 16 bitlik müzik
modlüleri çok iyi duyuluyor. PAS 16 birlikte gelen
programlar miktar ve kalite açısında bu karta artı
puan getiriyor.
Prob:
Frekans ve benzeri etkenlerde empedans uygunluğu
sağlayan araç ya da bağlantı kablosu.
Program search:
Kaset teyplerde bandın önceden programlanan belirli
sayıdaki bölümünün çalışmasına imkan veren sistem.
Bu program sayısı genelde 12 olur. Programlardan
birkaç tanesi yardımcı bir tuş ile tekrarlanabilir.
Çift kasetli teyplerde birinci kasetteki
programların sırası ile ikincisi arasında bir uyum
yaratılabilir.
Program select
Button: Program seçici düğme.
Program:
Bilgisayarların çalışmasını kontrol eden komutlar
grubu.
Program:
Bilgisayara özel işlemler veya hedefler için verilen
talimatlar dizisi. Programlara aynı zamanda
'software-yazılım'adı verilir.
PROM: PROM
adlı programlanabilen ROM'dan gelmektedir. PROM
satın alındıktan sonra kullanıcı tarafından
programlanabilir. Program kullanıcı tarafından bir
kez yazıldıktan sonra, başka bir program yazılamaz.
PROM içerisinde ince nikel krom teller bulunur, bu
teller sigorta teli gibidir. PROM programlayıcısı
hazırladığı doğruluk tablosuna göre ve tümleşik
devrenin adres girişlerine uygun akım uygulayarak bu
telleri yakar. Bu işlemi yapan hazır PROM
programlayıcısı cihazları piyasada bulunmaktadır.
PROM üreten fabrikalarda kullanıcının doğruluk
tablosuna göre programlayabilmektedir.
Prompt:
Ekranda görünerek, kullanıcıdan komut beklendiğini
ifade eden bir karakter veya karakter dizisi. >: a
veya c >:
PROTOCOL:
Protokol, iki bilgisayarın birbirlerine veri
yollarken izledikleri biçim, veri aktarma formudur.
Protokoller bilgisayara alt düzey kodlar yollayarak
iki makina arasındaki iletişimi sağlar.
Protocol:
Protokolİki bilgisayar arasında mesaj alışverişi
sırasında kullanılacak mesaj yapıları ve kurallara
protokol denir.
Protocol:
Bilgisayar arası iletişimde iki bilgisayarın uyması
gereken iletişim kuralları.
PS:
Picture Search.
PTC:
Pozitif sıcaklık katsayılı direnç.
Public Domain
Software: Telif hakkı olmayan ve serbestçe el
değiştirilen ve kopya edilen yazılım.
|
R
Rafine etmek:Tamamen
RAM'a depolanabilmesi için sıkıştırılmış bir
bilgisayar animasyonlu sekans.
RAM-Animation:
RAM (Silinebilen Bellek) olarak bilinen bu elemanlar
oku/yaz belleği olarak da adlandırılır. RAM, gelişi
güzel geçişi olan bellek demektir. RAM'lar her türlü
sayısal devrede ve özellikle bilgisayarlarda geçici
veri ve program saklanmasında kullanılır.Bilgisayar
programı işleme girdikçe, RAM bölgelerinin çoğunun
içindekiler de sürekli olarak değişecektir. Bu
nedenle bilgisayar hızının düşmemesi için okuma ve
yazmayı tamamlama süreleri RAM'da hızlı olması
istenir. RAM'ların en büyük sorunu geçici bellek
olmasıdır, yani RAM'ın elektrik enerjisi
kesildiğinde saklı olan bilgi de kaybedilir. Bazı
devrelerde elektrik kesildiği anlarda saklanan
bilginin silinmemesi için batarya ile besleme
sağlanır.
RAM:
Slayt, film şeridi veya video ya da audio bant
bölümlerine, orijinal kronolojisine bakılmaksızın
girebilme olanağı.
Random Access:
Rasgele Erişim. 1. Bilginin elde edileceği bir
sonraki konumun, hiç bir şekilde bilginin son olarak
elde edilmiş olduğu konuma bağlı olmadığı
koşullarda, bir veri saklama yerine erişim yöntemi.
2. Her sözcüğe erişimin, diğer tüm sözcüklerin
yerlerinden bağımsız olduğu ve sözcüğün adresine
göre yapılan erişim yöntemi.3. Bilginin elde
edilecek yerin, daha önce alınan bilgi yerlerinden
tamamen bağımsız olduğu veri saklama yerine erişim
yöntemi. Örnek olarak manyetik davullar, diskler
veya çekirdek bellekler gösterilebilir.
RANDOM ACCESS:
Radyo ve televizyon vericisinden yayın alımının
mümkün olduğu maksimum uzaklık.
Raster:
İmgenin görüntülendiği monitör ekranındaki taranmış
olan ışıklı ekran.
Raster:
Yüksek çözünürlüklü monitör ve kartlar,
dye-sublimation yazıcı, multimedya ürünleri renk
kalibratör sistemleri
Raytracing:
Radyo ile bilgi veri hizmeti. Yayınla birlikte kısa
mesajlar yazılı olarak seçilebilir. Ancak radyonun
bu alıma uygun bir dijital akımın olması gerekir.
RDS (Radio
Data Service): Kahrolası Elkitabını Oku
(İnternette)Bu kısaltma genelde birisi çok basit ya
da genel bir soru sorduğu zaman kullanılır.
RTFM:kullanım
kılavuzunu oku
Real Time
kayıt:Sequencer programlarında metronom
dinlenerek yapılan canlı müzik şekli.
Real Time
Recording: Artık bilgisayarlarımız bu kart
sayesinde bir sinema ekranı, bir TV ekranı,bir
konuşan Ansiklopedi ve hatta konuşan döküman sistemi
diyebiliriz. İlk resimli ansiklopediyi 1922'de basan
COMPTON ilk multimedya ansiklopedisini de 1990'larda
piyasaya sürdü. Compton's Interactive
EnyclopediaŞimdi COMPTON'un tüm CD kütüphaneleri;
video oyunlarının her cinsi, ansiklopedilere
başvurulan dökümanlar, iş dünyası, almanaklar,
atlaslar, seyehat kılavuzları, safariler, müzik,
avcılık, tenis, balıkçılık, golf vs. dersleri, dünya
kupası albümleri, mega starların klipleri, video
klipler hemen hepsi CD-ROM sürücüsü olan bütün
bilgisayar kullanıcılarının elinin altında, renkli
ve hareketli olarak ekranlarında... Çağdaş teknoloji
sizi bilim ve eğlence dünyasına davet ediyor,bu
daveti kaçırmayın.
Real-Time
Animation: Bilgisayar ekranında gerçek saat
zaman dilimine bire bir nispetinde uyan zaman.
Real-Time:
Web Tarayıcılara FM kalitesinde konuşma ve müzik
dinlemek için eklenen bir programdır. Bu programı
tek başına kullanabileceğiniz gibi Netscape'e de
ekleyebilirsiniz. Bu program hakkındaki demolar için
Sony Magic Link'i http://gnn.com/gnn/wr/ads/song/
adresinden ya da Real Audio'yu
http://www.realaudio.com adresinden bulabilirsiniz.
REAL AUDIO:
Bireysel veya grup gösterimi için imgenin şeffaf cam
veya özel madde ile kaplanmış bir akrilik ekrandan
geçirilmesi. Ekran projeksiyon cihazı ve seyirci
arasına yerleştirilir.
Referans:
Yansıma.
Reflection:
Yansıtıcı eleman.
Reflector:
Ani tepki geriye çekmek.
Refleks:
Yazıcı
Register:
AC ya da DC gerilim değerini kararlı tutmaya çalışan
devre.Regüle: Kararlı, kararlı duruma getirme.
Regülatör:
Teypte iki kasedin arka arkaya çalınması.
Relay play:
CD'de kalan sürenin gösterildiği hane.
Remaining time:
Cihazın veya cihazın bir işlevini kablolu veya
kablosuz olarak uzaktan kontrol eden cihaz.
Remote
Controls Windows: Uzak giriş. Uzak bir
bilgisayarda sanki o bilgisayara doğrudan bağlıymış
gibi işlem yapmak, bu işlem genelde iletişim ağı
üzerinde bir protokol kullanılarak yapılır. Telnet.
Remote login:
Uzaktan kumanda cihazından gelecek sinyalleri alan
küçük pencere. Bu bölümün temiz olmasına dikkat
etmek gerekir. Aksi halde sinyal almayabilir.
Render:
Değişik saatlere ayarlanan programların her hafta
aynı saatte alınmasını sağlayan sistem. CD player'da
bir şarkının devamlı olarak tekrar edilmesini
sağlayan özellik.
Reset:
RTL.
Resolution
(Ayrışım): Çok kısa süreli eko ya da ses
derinliğine verilen isim.Reversad imge
television:Normal görüntüyü simetrik olarak tersine
çeviren televizyon. arkadan bir perdeye projeksiyon
yapabilen televizyonda da olması gereken bir
özelliktir. Reverse Video: Karanlık bir geri planda
aydınlık görünümden ziyade, aydınlık geri planda
karanlık görüntüler.
REVERBERATION:
Karanlık bir geri planda aydınlık görünümden çok,
aydınlık geri planda karanlık görünümler.
RF (Radio
Frequency): Request For Comments.
RFC:
Elektronik posta başlıklarının biçimi için Internet
standardı. Elektronik Posta (Electronic Mail).
Ring counter:
Bilgisayarlar için çalışma yeri.
Router:
Yönlendirici. Bir ağ ile diğeri arasındaki iletişimi
sağlayan cihaz.Routing:YöneltmeVeri paketinin
gideceği bir sonraki sisteminin doğru olarak
seçimi.
Router:
Yöneltim alanı. Bir kişinin yönetimi altında olan ve
kendi aralarında bilgi alışverişinde bulunan
yönelticilerin kümesi. Yönetsel Alan, yöneltici.
|
S
SAP (Sound Audio Program):
İki dilde yapılan yayınlardan birinin kaydeden ses
alma programı.
Se desimal:
Ekran, değişik boyutlarda yapılır. Büyüklüğü
diyagonal (çarprazlama) ölçü ile belirtilir. Ekran
yüksekliğinin enine oranı da bir ölçüdür. Bu ölçü
genellikle 4:3 olur. EDTV ve HDTV'de bu oran
16:9'dur.
SEARCH ENGINES:
Kişileri istedikleri bilgiye veya Web sayfasına
ulaştırmayı amaçlayan "Internet tarayıcı"
servisleridir. Bu servislerin uzayıp giden bir
listesini
ttp://www.rpi.edu/Internet/Guides/decemi/icmc/top.html
adresinde bulabilirsiniz.
Search:
Arama, videoda istasyon arama.
Senkronizasyon:
İki sinyali faz ve frekans bakımından uyumlu hale
getirme olayı.
Senkronize:
Peryodik olarak değişen iki sinyal arasındaki faz ve
frekans bakımından uyum.
Sequencer:
MIDI müzik cihazlarının kontrolünü yapan yazılım.IP
paketlerini iki sistem arasında aktarmak için
telefon hatları ya da RS-232 devrelerini kullanan
protokol. Tanımı RFC 1055'de mevcuttur.
Noktalararası protokol (Point-to-Point Protocol).
Serial Line IP
(SLIP): Seri Hat Internet ProtokolüServer:Hizmet
birimi, dağıtıcı programKaynak sağlayıcı (örneğin
dosya hizmet birimi gibi) kullanıcı (client),
kullanıcı-dağıtıcı modeli (client-server model).
SGML: Tüm
platformlarda aynı olarak görülecek dökümanlar
yaratmak için kullanılan ISO standardıdır.
SGML:
Diğer yapısal döküman dillerinin tanımlanmasında
kullanılan bir dil. Mesela; HTML, SGML kullanılarak
tanımlanmıştır.Resmin hesaplanması sırasında kamera
önce ışığın olduğu yere çevrilir ve bir gölge
yaratması gereken obje oradan hesaplanır. Sonra da
gölge simüle edilir.
Shadow Mapping:
Daha önce de belirtildiği gibi gölgeler sadece
Raytracing yöntemi ile hesaplanabilir. Rendering'de
hesaplanamaz.
Shareware:
Belirli bir süre ücretsiz kullanılan, ancak
yazılımın deneme süresi bitince yazılımın sahibine
ücret ödenmesini gerektiren türden yazılımlara
verilen isim.
Sharpen:
Netleştirmek, keskinleştirmek. Photoshop
dökümanlarında daha net bir görüntü demek, tam
beyaza yakın renkteki piksellerin tam beyaza, koyuya
yakın piksillerin daha koyuya çevrilmesi demektir.
Netlik, kontrastlık ile sağlanır. Piksellerin
netleşmesi diye birşey sözkonusu değildir.
Sharpness:
Videoda keskinlik ayarı, görüntüdeki hatları keskin
gösteren suni netlik ayarı. Bu düğme hatların
yumuşatılması ve görüntüye romantik bir hava
verilmesi için de kullanılır.
Shotgun:
Sesi mikrofonun önünde dar bir koni içinde yakalayan
bir kardioid tipi. Genelde kameraya monte edilmiş
olup, yalnızca kameranın yönetildiği taraftaki
sesleri kaydeder.
SIGMA DESIGN:
Real Magıc PC Uyumlu MPEG Playback
yapılabilmektedir.
Signature:
İmza
Site:
Internet üzerindeki bir hizmet biriminin adresi.
SLIP: Seri
Hat Üzerinden Internet Protokolü (Serial Line IP).
SLIP:
TCP/IP protokolünde IP paketlerini iki sistem
arasında aktarmak için telefon hatlarını ya da RS
232 devrelerini kullanan protokol.
SLIP:
TCP/IP'ye göre modası geçmiş bir iletişim
protokolüdür. Protokolün amacı modem aracılığıyla,
bir ağ ortamına tıpkı ağ'da bir kullanıcıymış gibi
bağlanmaktadır. Bu protokolün yerini fonksiyonları
bakımından bir farkı olmayan fakat daha hızlı olan
PPP protokolü almıştır.
SMARTDRV:
Sabit diskinizin hızını artırmak için kullanılır.
Software
(yazılım): Çalıştırıldığında bilgisayara belirli
fonksiyonları yaptıran bir dizi instruction.
Software:
Yazılım donanımı, bilgisayarın çalışmasını kontrol
eden programlar.
SBPro:
Creative Labs`dan SoundBlaster (SB) Adlib uyumlu ilk
ses kartıdır. FM sentezleme yayınında aynı zamanda
sekiz bitlik örnekleme ve örnek çalma olanağına
sahiptir. SB ve İlk SB Pro yamaha`nın YM üçbin
sekizyüz on iki çiplerini kullandılar. Fakat yeni
versiyonlar (SBPro 2.0 ve üstü) yeni OPL3 çipini
kullanıyorlar.
Sound Galaxy
NXII Pro: Sınırlı kullanım olanağına sahip olsa
da özellikle insan sesi kaydetmede ve çalmada
başarılı sonuçlar veriyor. Ayrıca fiyat olarak da
çok uygun. Gerçekten oldukça yakın sese sahip.
Üzerindeki ASP entegresi programlanabilir
olduğundan, seslere efekt kazandırmak gibi başka
işler içinde kullanılabiliyor olması ona önemli bir
değer kazandırıyor.
SoundBlaster
16(SB 16): SB`nin geliştirilmiş hali olan SB 16;
16 bitlik stereo ses üstünlüğünü hizmete sunuyor. SB
l6`nın stereo 44.l KHZ.'ye kadar 8 bit l6 bitlik
kaydetme ve çalma imkanı var. Bunun yanında dinamik
filtre ve ADPCM sıkıştırma nimetleri sunulmuştur.
SB 16'nın en heyecanlandırıcı özelliği ise, bir tane
16 bitlik asp yani (advanced signal procossor)
devresi içermesi. Bu bir çok işe yarar, en azından
sıkıştırma sürecinde bu çipin kullanılması
durumunda, CPU'nun üzerinden yüzde yetmişleri (%70)
varan ölçülere yük kalkar. Peki sıkıştırma olmazsa
olur mu? Eğer birisi hafızayla kart arasında
saniyede 176 Kbyte'lık bir transfer hızını (44
Khz.'de l6 bitlik stereo örnekleme için)
garantilerse olur.
Yeni SBPro'lar gibi SB l6`lar FM sentezleme için
dört işlemcili bir yamaha YMF 262 (OPL 3) içermekte.
SB 16 tasarlanmış WaveBlaster (WB) adında bir
yardımcı kart da piyasada bulunmakta WB, Turtle
Beach MultiSound da kullanılan Proteus sentezleyici
çipinden içeriyor. Creative Labs'in dediğine göre SB
l6 da MPU 401 tipi Midi aracısı var. Ama bu aracı
sadece aptal modunda (UARt) çalışıyor.
SB 16'da bir dolu programla geliyor. SB 16 da
Soundblaster ailesinden olduğu için oyunlar
tarafından desteklenmeme sorunu yok. Bir SCSI
aracısı ve birde ASP çipi İçermesi SB 16`yı çekici
kılan unsurlardan yardımcı kartı WB ile birlikte
olduğu zaman SB l6 profesyonel ihtiyaçlara da cevap
verecek duruma geliyor. Ama bu durumda da pek
hesaplı olduğunu söyleyemeyiz. Aynı fiyat civarında
daha iyi seçimler yapmak mümkün.
Speaker:
Loudspeaker. Hoparlör.
SPIDER
(ÖRÜMCEK): Web tarama servislerinin
veritabanlarını büyütmek için bıkmadan, usanmadan
yeni Web sayfaları ve onlara ait bağlantıları bulan
programlara "örümcek" ismi verilir.
Splitter:
Splitter. Ayırıcı. Dağıtıcı. Bir işareti iki veya
daha fazla yola ayırmak veya dağıtmak için
kullanılan alet veya sistem.
Stack (Ek
Bellek): Destek bellek.
Stack: CD
player'a birden fazla disk alınmasını sağlayan ve
çalma kapasitesini artıran katlı tepsi.
Stacked Bar
Chart: Birbirini takip eder şekilde değil de
birbiri üstüne konulmuş kolonlardan oluşan bir
tablo.
Star LC 90:
Konfigürasyon seçimi ve değişikliği, yazılımla
bilgisayardan yapılabiliyor. Güç yönetiminde yapılan
değişiklikle açma-kapama düğmesi olmayan bu
yazıcılar, kabloları ile güç bağlantısı yapıldıktan
sonra otomatik olarak uyku konumuna geçiriyor.
Herhangi yazma komutu geldiğinde, gecikme olmadan
çıktı veriyor. Haber, spor, eğlence gibi
kategorilere ayrılmış konulardan istediğinizi
seçerek Web sayfalarına göz atabilir, o gün en çok
ziyaret edilen servisleri öğrenebilirsiniz.
STARTING POINT:
Adres: http://www.stpt.com/
STD:
Internet standartlarını belirleyen RFC alt serileri.
Internet standartlarının listesi STD 1'de
verilmiştir. Bilginiz İçin (For Your Information),
Yorumlar İçin Rica (Request For Comments).
Step Time
kayıt: Sequencer programlarında yalnızca
belirlenmiş nota yeri ve süresi gözönüne alınarak
belirli olmayan aralıklarla yapılan kayıt sistemi.
Step Time
Recording: Real time kayıt yapamayan ya da
icrası çok zor olan müzikal uygulamaların adım adım
giriş şekli olup, istenirse master keyboard'dan
kontrolü de olanaklı.
SUBMIT:
Kendi web sayfalarının reklamını yapmak isteyenler
için izlenebilecek en kolay yol, URL adresini gözde
tarama servislerine yazdırmaktır.
http://wjww.submit-it.com adresine URL adresinizi
verdiğinizde adresiniz 15 ayrı tarama servisine
otomatik olarak yollanacaktır. Bunun dışında URL
adresinizi yazdırmadan geçmemeniz gereken bazı
tarama servisleri şunlardır:
Subroutine:
Küçük özel program (alt program).
Symantec
Norton Utilities: İşletim sistemleri kendilerini
ne kadar geliştirirlerse geliştirsinler, her zaman
kullanıcıların istekleri bir adım önde oluyor.
Norton Utilities, disk yönetimi ve başka birçok
gelişmiş hizmeti kullanıcılara sunmaya devam
ediyor.
System 7.0:
'Apple Computer'in Macintosh bilgisayarlarında
kullanılan yeni bir işletim sistemi.
1) MIDI Clock: (MIDI saat işareti) Üzerinde
kullanılan tempo değerine bağlı olarak, bir dörtlük
nota süresinde 24 pulse gönderir. Yani MIDI
portundan bu sayıda gönderilen "F8" Hex kodudur. Bu
işareti dinleyen cihazın iç zamanlama üreteci artık
bu işaretle kilitlenip senkronize olarak çalışır. İç
tempo değeri buna bağlıdır.
2) Start: (Parça başlangıcı işareti) Sistemdeki
sequenceri başlatır. Kodu "FA"dır.
3) Continue: (Kalınan yerden otomatik devam
etme)Performer sysex mesajları editörü. Sisteme
bağlı sequencer, parçanın ortasında stop komutuyla
durdurulursa, bu komutla kaldığı yerden devam
ettirilir. Kodu "FB"dir. Sistemdeki sequenceri
durdurur. Kodu "FC"dir.
5) Active Sensing: (Aktif birim sensoru)Sistemdeki
bazı MIDI'li enstürmanlar diğerlerinin varlığını
sorgulamak üzere 300 ms aralıklarla "FE" kodunu
gönderir. Bu da sistemde aktif MIDI'li enstürmanın
olduğunu gösterir. Bazı ürünler 300 ms içinde bu
işareti duymadığı zaman seslerini kapatırlar.
Günümüzde üretilen aygıtlarda bu kod, o kadar
geçerli değildir. Sadece sistem üzerinde herhangi
bir şekilde kullanılabilir düşüncesi ile sistem
komutlarına dahil edilmiştir.
6) System Reset: (Aktif sistemleri sıfırlama)MIDI
birimlerinde oldukça önemli yeri olan bir komuttur.
MIDI hattından yollandığı zaman tüm enstürmanlar ilk
açılış durumuna gelirler. MIDI transmisyonu için
kullandıkları bellek sıfırlanır. Çalınan notalar
susturulur. Her üretici firma, bu komutu kullanarak
makinalarının yeniden çalışmaya başlayacağı en uygun
ortama getirirler. Kodu "FF"dir. İşte genel
anlamları ile diğer sistem bilgilerinden de şöyle
bir sözettik. Bunlar her geçen gün biraz daha
geliştirilmeye çalışılmaktadır.
MIDI 1.0 versiyonunun 1983 yılından bu yana
getirdiği kurallar zaman zaman yenilenmesi
düşünülmekte. Daha hızlı teknolojilerinin müzik
endüstrilerine girmesinin sonuçları bakalım ne
olacak? Burada önemli olan bazı standartlar ve
onları kullanan sistemlerdir.
System:
Hardware, software ve diğer yardımcı birimlerden
oluşan ve bir ünite olarak çalışan grup.
Sıkıştırma
yöntemi: Standard bilgisayarlar saniyede 15 veya
12 film karesini ekrana getiremezler ve kare
atlamalar meydana gelir. Bu bilgisayarların filmi
akıcı bir şekilde oynatabilmeleri için film
dosyaları çeşitli yöntemlerle sıkıştırılır. Filmin
niteliği, hareketliliği, büyüklüğü, taşıdığı renk
bilgisi ve hedef platform gözönüne alınarak bu
yöntemlerden biri seçilir. Herbir sıkıştırma
yönteminin kendi ayarları vardır.
|
T
T1:
DS-1 biçiminde yapılanmış sinyali 1.544
megabit/saniye hızında aktaran hatlara verilen
isim.
T3: DS-3
biçiminde yapılanmış sinyali 44.746 megabit/saniye
hızında aktaran hatlara verilen isim.
TAG (TAKI):
HTML'de dökümana biçim vermek için kullanılan
etiketlerdir. Kaynak içinde kolayca fark edilirler
çünkü her zaman "<" ve ">" işaretleri arasına
yazılırlar. İki bilgisayar arasındaki kişilerin
gerçek zamanda konuşmalarına izin veren bir
protokol. Internet Bağlantılı Sohbet (Internet Relay
Chat).
TCP/IP
Protocol: Internet üzerindeki bilgisayar
sistemlerinin birbirlerine bağlanması için
kullanılan standart ağ iletişim protokolüdür.
Internet Protokolü (IP) üzerinde çalışan Transfer
Kontrol Protokolü (TCP) ve bunlara bağlı çalışan
diğer protokollerin oluşturduğu aile. IP, TCP, FTP,
Telnet.
TCP/IP
Protocol Suite: TCP/IP Protokol Ailesi
TCP/IP:
Transmission Control Protocol/Internet Protocol
cümlelerinin kısaltılmış halidir. Internet'i
oluşturan protokollerdir. Başlangıçta Unix işletim
sistemi için tasarlanmış olup günümüzde birçok
işletim sistemini desteklemektedir.
TELNET:
Bir Internet sitesinden diğerine bağlanmak için
kullanılan komut ve programdır. Komutu kullanarak
bir internet sitesine bağlandığınızda karşınıza
sitenin "login:" komut satırı gelecektir. Böylece
Internet üzerinde iki makine direkt (ve özel) olarak
birbirine bağlanabilir.
Telnet:
Telnet uzak terminal bağlantısı için Internet
standart protokolüdür. Tanımı STD 8 ve RFC 854'te
yapılmıştır.
Telnet:
Bir bilgisayarın diğer bir bilgisayara uzaktan
terminal bağlantısı yapmasını sağlayan standart
Internet protokol programıdır.
Terabyte
(Tera): Bir Terabyte= Bin Gigabyte. Birkaç sene
sonraki yeni hardisk standardı diyebiliriz (1.1012
byte).
Terminal
Emulator: Bilgisayarın terminal taklidi
yapmasını sağlayan program. Bu programı kullanan bir
bilgisayar, uzaktaki başka bir sisteme ait bir
terminal gibi görünür.
TEXT-TO-SPEECH:
Text-to-Speech (TTS) sistemleri yazılı metni karşı
tarafa ses olarak iletmekte kullanılmaktadır. Bu
sistemler vasıtasıyla Sesli Yanıt Sistemleri sadece
rakamlar ve bir kaç kelimeyle kısıtlı kalmak yerine
bilgisayara girilmiş olan tüm yazılı verileri sese
çevirebilmektedir. şu anda kullanılan sistemlerin
yapabildiği sadece yazılı veri halindeki sayıları
sesli hale çevirmektir. Örneğin,
123 sayısı "yüz ... yirmi.... üç" olarak okunmakta
ancak herhangi bir başka yazılı bilgi (isim ya da
adres gibi) bu şekilde sese çevrilememektedir.
Türkçe'ye uyarlanmış TTS sistemlerinin kullanılmaya
başlanmasıyla elektronik ortamda yazılı tüm metinler
sesli olarak okunabilecektir. Yani ofis içi
elektronik posta yoluyla (e-mail) gelen
yazışmalarınızı ya da benzer diğer bilgileri
evinizdeki telefondan sisteme okutabilirsiniz.
Türkçe TSS sistemlerinin 1994'ün ilk yarısında
çıkmaya başlamıştır.
Texture or
Surface Mapping: Bilgisayar grafiklerinde, iki
boyutlu bir görüntüyü üç boyutlu bir nesnenin
etrafına sararak nesneye değişik bir yapısal görüntü
vermek.
Texture:
Desen, zemin, düzensiz ve belirsiz şekillerin
oluşturduğu arka plan.
TFT: Thin
Film Transistor, aktif matriks ekran tekniği. Ekran
noktalarının yönetimi milyonlarca transistör
üzerinden gerçekleşiyor.Web servislerini taramak
yerine Elektronik kütüphanenin devasal içeriğine bir
gözatmak isteyebilirsiniz.Elektronik kütüphanenin
sayfalarını 1000 tam sayfa gazete haberi,
magazinler, akademik günlükler, resimler, referans
kitapları, sanat ve bunun gibi hergün yenilenen
birçok kaynak oluşturuyor.
THE ELECTRIC
LIBRARY: Adres: http://www.elibrary.com/id/2525
TIFF (Tag
Image File Format): Taranmış imgelerin
dijitaleştirilmiş versiyonlarını nakletmek için
kullanılan format.Basit arama formatıyla posta
listeleri, Usenet, haber grupları, bilgisayar üretim
firmaları ve FTP siteleri üzerinde arama yapmanıza
olanak sağlar.
TILE NET:
Adres: http://www.tile.net/
Tint:
Koyulaşma (Saturation) bir rengin içindeki beyazın
miktarı.
TN3270:
IBM 3270 terminal taklidi yaparak IBM
anasistemlerine bağlanmayı sağlayan bir telnet
programı çeşidi.
Track (sector):
Hareketli depolama aygıtlarından olan drive, disket
veya teyp kartuşunda sürücü kafasının ulaşabildiği
özel bir bölüm.
TRANSPARAN
GIF'LER: Bir çok servis Web sayfalarının güzel
görünmesi için grafik arka fonlar kullanıyor. Bu
fonun üzerine bir resim yerleştirildiğinde resmin
hiç işinize yaramayacak yerleri güzel arka fonunuzun
görünmesini engelleyebilir. Bunu önlemek için
"transparan GIF"ler kullanılır. GIF dosyasındaki
herhangi bir rengi transparan olarak atadığınızda o
renk görülmeyecek, onun yerine arka fonunuz
görüntülenecektir. Paint Shop Pro'nun 3.12 sürümü bu
işi yapabilmektedir.
Tray: CD
player'da diskin alındığı tepsi. Genellikle 12 cm (5
inç) diskler için yapılır. Ancak 8 cm (3 inç)
boyutlu küçük diskler için de ayrıca yuvası
bulunabilir. Bu yuva yoksa küçük diskleri çalmaya
kalkmamak gerekir.
Truncation:
Hesaplamanın özel bir kural tarafından
durdurulması.
Trunk:
Trank. Anahat. Kablo-TV Dağıtımında kullanılan ana
dağıtım kabloları.
Trunkey:
Ekleme veya düzeltme işlemlerine gerek olmaksızın
çalışan bir sistem.
TTL:
Transistör-Transistör Lojik.
Tune:
Televizyonda cihazın tam istasyona ayarlanması
işlemi.
Tuner: Bir
radyo veya TV alıcısının alçak frekansa kadar olan
kısmı.
Tuner (Kanal
seçici): TV ve videoda istasyonların
alınabildiği ayar devreleri. (1) Değişken
kondansatör veya endüktör gibi ayarlı bir devrenin
rezonans frekansını değiştirmekte kullanılan araç.
(2) Radyo ya da televizyon alıcısının, yayınlanan
kanalı seçmekte kullanılan ilk kademesi. İstenen
kanal frekansını elde etmek için rezonans frekansını
değiştiren ayarlı bir devre ihtiva eder.Kanal ve
bant seçici ünite, kısım.
Tuner:
Akortlu bir devrenin rezonans frekansını değiştirmek
için kullanılan değişken kondansatör ya da
endüktanslardan oluşan devre, belli kanalları seçmek
için radyo veya TV alıcılarında kullanılan
genellikle RF mikser ve osilatörü içine alan kat.
|
U
UNIX-to-UNIX CoPy (UUCP):
Unix'ten Unix'e Kopya
UNIX: Çok
kullanıcılı, çok hedefli bir operasyon sistemi.
Genellikle çalışma hayatında kullanılan bir işletim
sistemi.
UNZIP:
Daha önce bir sıkıştırma yardımcı programı
kullanılarak sıkıştırılmış bir dosyayı
açmak.Upgrade: Daha yüksek performans veya ilerlemiş
özellikler gösteren parçalarının eksiklerin
yerlerine yerleştirilmesi.
Upload:
Direk interface ya da bir modem yolu ile diğer bir
bilgisayardan data almak.Konuya göre adlandırılmış
binlerce ağ haberleri grubu, protokolleri çalıştıran
bilgisayarlar ve Usenet ağ haberlerini ve makaleler
yazan kullanıcıların oluşturduğu sistem. Tüm
Internet sistemeleri Usenet'e üye değildir ve tüm
Usenet sistemleri de Internet üzerinde değildir. Ağ
Haberleri Aktarma Protokolü (Network News Transfer
Protokol), Unix'ten Unix'e Kopya (UNIX-to-UNIX
CoPy).
URL:
(Uniform Resource Locator) Web üzerinde ulaştığınız
yerin kimliğini belirler. Tam bir URL'nin görünümü
aşağıdaki gibidir.mailto://e,mail yollamak için
kullanılacak uygulamaya bağlanır file://lokal bir
dosyayı işaret ederalan ismi (domain name)
bağlanılmak istenen sunucunun Internet üzerindeki
ismidir. Bir alan isminin uzantısı genellikle onun
tipini de belirler:.com ticari kuruluş.edu
öğretim.mil askeri.net servis sağlayıcı.org kar
amaçlı olmayan organizasyonPORT ADRESİhttp://
protokolü sadece:80 portunu kullandığından
genellikle bu takı kullanılmaz. atlanacak dizin
adıWeb sayfasının sunucu üzerindeki dizinini
belirtir.
Usenet (USEer
NETwork): Konuya göre isimlendirilmiş binlerce
ağ haber grubu, protokolleri çalıştıran
bilgisayarlar ve ağ haberlerini okuyan ve makaleler
yazan kullanıcıların oluşturduğu sistem. Internet
sistemlerinin tümü Usenet'te bulunmaz ve Usenet
sistemlerinin tümü de Internet üzerinde değildir.
User Interface:
Program içinde ilgili alanı bulması için kullanılan
ekrandaki menü.
Üstel:
Üssel, eksponansiyel, üs.
UTC:
Koordine Edilmiş Evrensel Zaman (Universal Tima
Coordinated).Rutin işler için kullanılan yazılım
birimleri. Yardımcı yazılımlar, bilgisayarın
kullanımı ve işletiminde yardımcı olan veya
işletimini kolaylaştıran programlardır. Bunlara
örnek olarak, editör, hata-bulucu programlar ve
kütük yönetici programlar adı verilebilir.
UTILITIES:
Yardımcı yazılımlar.
UUCP:
(UNIX-to-UNIX CoPy).
UUCP: UUCP
bağlantıları büyük çoğunlukla 1200 bps'ten
38.4Kbps'e varan hızlara sahip modemlerle
sağlanıyor. Bağlantılar genelde sakla ve-ilet
mantığıyla yürütülüyor. Ayrıca Internet-tabanlı UUCP
bağlantıları da kullanıyor. Düşük maliyeti UUCP
bağlantıları 1970'lerde ortaya çıktıklarından bu
yana geniş kullanıma sahiptir.
|
V
VDOWAVE:
VDOWave hareketli görüntüleri sıkıştırmakta
kullanılan ilginç bir yöntemdir. Bu yöntemin en
somut örneği VDOLive'dir. Bu aygıt popüler Web
tarayıcılara eklenerek eş-zamanlı videoların büyük
ölçüde sıkıştırılarak görüntülenebilmesini
sağlamıştır.
VERONICA:
Nevada Üniversitesinde geliştirilmiş olan Veronica
(Very Easy Rodent Oriented Net-Wide Index to
Computerized Archives) binlerce gopher servisindeki
her bir menü maddesini içeren devasal bir
veritabanıdır. Devamlı güncellenen Vernonica
veritabanı, birçok gopher menüsünden bulunabilir.
Internet dahilindeki Gopher sitelerinin %99'unun
kayıdı bulunan Veronica Gopher adresi arayanların
ilk uğradıkları nokta olmakta.
VERONICA:
Adres: http://www.scs.unr.edu/veronica.html
VGA (Video
Graphies Aray): IBM PS/2 EGA'ya uyumlu grafik
cihazı. Analog monitörleri de destekler.
VHD (Video
High Density): Yüksek yoğunluklu video disk. Üç
renk sistemine de uyar. Amerika'nin 525, Avrupa'nın
625 satırlı TV ekranlarına adapte olabilir.
VHF (Very High
Frequency): Çok Yüksek Frekans 2'den 13'e kadar
olan kanallarda televizyon yayını.
VHF (Very High
Frequency): Çok yüksek frekans. 30 MHz'den
yukarı, dalga boyu da 10 metrenin altındadır. Çok
kısa dalgaların yayım ve alımı için genellikle
yönlendirilmiş anten kullanılır.JVC tarafından
bulunan en popüler 1/2 inçlik tüketici bantı
formatı. Daha geliştirilmiş bir şekli ise Super VHS
(S-VHS) diye bilinir.
VIRTUAL
REALITY: Kullanıcının müdahale edebildiği
3-boyutlu ortama verilen addır. Sanal gerçeklik
sayesinde kişi ilüzyonlarla yaratılmış 3-Boyutlu
dünyaya adım atabilir, oradaki nesnelerle iletişim
kurabilir. http://www.zd.net.com adresinde bu
konuyla ilgili ayrıntılı bilgi ve bedava programlar
bulabilirsiniz.
Virtual
Reality: Bir yerde gerçekten bulunduğunuz hissi,
sağlayan, yüksek derecede gerçekçi bilgisayar
simulasyonları.Kendini programlara yamalayan, bu
programlarla ilişki kuran sistemlerdeki programlara
da yamalanarak yayılan program. Virüsler genelde
bulundukları sisteme çeşitli zararlar verirler.
Truva Atı (Trojen Horse), solucan (worm).
Virus:
Virüs
Virus:
Zarar vermek amacıyla kendini programlara
kopyalayan, bu programlarla ilişki kuran, sistemdeki
diğer programlara da yamanarak yayılan program.
Visual Basic:
Görsel diller içerisinde, gerçekten esnek bir dil
olması, üzerinde herhangi bir değişkenliğin kısa
zamanda yapılabilmesi büyük avantaj. Esnek bir dil
oluşu nedeniyle uyumlu çalışma özelliği ileri
düzeyde. Günümüzde Visual BASIC'in 4.0 versiyonu
bile çıkmıştır.
Visual search:
Video kameralarda çekilen görüntülerin kontrol
edilmesini sağlayan ve normalden üç misli hızla
yapılan arama.
VİVA MAESTRO
16 VR: Bir ses kartı çeşididir.
Volatile
memory: Geçici bellek.
VPS: Video
programlama sistemi. Televizyondaki bir programın
başlangıcından sonuna kadar tam olarak
alınabilmesine imkan verir. Bunun için televizyon
verici istasyonun özel bir sinyal göndermesi
gerekir. Bu sinyali tanıyan video cihazı otomatik
kayda geçer. Yayın sonunda gönderilen bir başka
sinyalle de video cihazı otomatik kapanır. Bu
özellikle şimdilik Türkiye'de bulunmamaktadır.
VRML: 3
boyutlu görüntüleri taşıyabilecek şekilde Web
sayfaları oluşturabilen bir dil.
VSAFE:
Bilgisayarınızdaki virüs hareketlerini izler.
|
W
W3:
Dünya Çapında Ağ (World Wide Web):
WAIS:
Geniş Alan Bilgi Sistemi (Wide Area Information
Servers)
WAIS:
Internet üzerinde basit ve doğal bir dilde sorgulama
girişlerini tanıyan, bilgilere hızlı erişim için
indeksler kullanan, önceki aramaların sonuçlarının
sonraki aramaları etkilememesini sağlayan bir
mekanizması olan dağıtılmış bilgi hizmet birimidir.
WAN: Geniş
alan ağı. Birbirleri arasında oldukça uzak mesafe
olan ve genelde PTT altyapısı kullanılarak
oluşturulan bilgisayar ağı. Ses dosya tiplerinden
bazılarının kullandığı dosya uzantısı.
WEBCRAWLER:
America On Line'ın bedava Internet tarama
servisidir. Lycos tarama servisinden küçük olan
servis her ay 3.000 yenisi eklenen 60.000 web
sitesini tarayabilmektedir.
http://www.webcrawler.com adresine bağlanıp
WebCrawler'in yeni kullanıcı arabirimi ile
tanışabilirsiniz.Bu servis diğer Web
tarayıcılarından farklı olarak sizi rastgele bir
servise bağlayabiliyor.Böylece yeni ve alışılmadık
yerler keşfedebilirsiniz. Bu servisten ayrıca çok
ziyaret edilen Web servislerini öğrenebilirsiniz.
WEBCRAWLER:
Adres: http://www.webcrawler.com
WEBMASTER:
Bir web sitesinin editörlüğünü üstlenen kişiye
"Webmaster" adı verilir. Webmaster'in görevi, Web
sitesinin tasarımını yapmak ve "çarpıcılığını"
korumaktır. Günümüzde bu işi tek bir kişinin yapması
çok zordur. Bunun için genelde bir web sitesini
birden çok kişi "takım" ruhuyla ayakta tutar.
Wehnelt silindiri: Elektron ışınlı lambanın kontrol
grisi.
Webmaster/Webmistress:
Bir Web hizmet biriminin sistem operatörü.
White balance
(Beyaz ayarı): Renk dengesini otomatik olarak
ayarlayan sistem. Kamera otomatik moddan çıktıktan
sonra "WHT BAL", düğmesine arka arkaya basarsanız, "HOLD"
yazısı, güneş sembolü (outdoors) ve yanan lamba
sembolü (indoors) görürsünüz. Böylece üç ayrı beyaz
dengesi ayarını manuel olarak yapma imkanınız olur.
Beyaz dengesi, beyaz ve parlak görülen konuların
doğal renk dengesini sağlayabilmektedir. Işık
şartları hızla değişen diskoteklerde, fotoğraf
stüdyoları gibi ışığın çok yoğun ve parlak olduğu
yerlerde, sodyum lambayla ve civa buharlı lambayla
yapılan karayolu tüneli aydınlatmalarında "indors"
konumu seçilir. Konunun ya da fonun tek renk olması
halinde "HOLD" konumuna geçilir. Basit ve doğal bir
dilde sorgulama girişlerini tanıyan, bilgilere hızlı
erişim için indexler kullanan, önceki aramaların
sonuçlarının sonraki aramaları etkilemesini sağlayan
bir mekanizması olan, dağıtılmış bilgi hizmetidir.
archie, Gopher, Prospero.
WINZIP:
Winzip, Windows 95, 3.1 ve NT kullanıcılarının
dosyalarını Internet üzerinden daha hızlı aktarmak
için daha küçük hale getirmeye yarayan bir
sıkıştırma yardımcı programıdır. PKZIP ve TAR
kullanılarak sıkıştırılmış dosyaları da açabilir.
Adresi; http;//www.winzip.com/winzip/
Wire-Frame
Represertation: Bir nesnenin sanki
şeffaflaşmışcasına iskeleti ile görüntüye
getirilerek üç boyutlu gösterilmesi.
Wobbel:
Çeşitli elektronik devrelerin karakteristik
eğrilerinin ekranında oluşturduğu cihaz.
Word
processing: Kelime işleme.
Word:
Bilgisayarda bilgi. (kelime işlem) Bir yapımın ham
kopyası Offine edit işleminde kulanılır.
Write protect:
Disket üzerindeki bir tırnak. Kapatıldığı zaman
diskete birşey yazılamıyor veya silinemiyor.
WWW (Word Wide
Web): Dünya çapında ağ. Hypertext tabanlı,
dağıtılmış Internet bilgi sistemi. Kullanıcılar
hypertext dökümanları oluşturabilir, daha önce
oluşturulan dökümanları düzenleyebilir, gözden
geçirebilir. İstek birimi ve hizmet birimi
programlarını ücretsiz olarak temin edebilirİsviçre
parçacık araştırma merkezi tarafından yaratılmış
olan hipertext tabanlı, dağıtılmış bilgi sistemi.
Kullanıcılar hipertext dökümanları yaratabilir,
düzeltebilir, yaratılmışları gözden geçirebilir.
Kullanıcı (client) ve dağıtıcı (server)
programalarını ücretsiz olarak temin etmek
mümkündür.
W3: Dünya
Çapında Ağ. Bilgisayar monitöründe görülenin aynen
basılı kopyada veya filmde de elde edileceği
anlamına gelir.
WYSIWYG:
Ne Görürsen onu alırsın.
|
X
X Windows:
Çalışma sistemi veya grafik terminal satıcılarının
çoğu tarafından kabul edilen bir Window operasyon
sitemi.
X-asis:
Bir tablonun yatay çizgisi.
Xenon
Projector: Xenon gaz dolu bir lambada ark
kullanan çok güçlü bir projektör.
Xrs: Opak
ve transperanın yanısıra X-Ray taramayı da
gerçekleştiren 6cx modelinin bulunduğu PhotoStyler
ile beraber gelen tarayıcılar.
|
Y
Y-axis:
Bir tablonun genelikle data rakamının bulunduğu
dikey çizgisi.
YAHOO!:
Adres: http://www.yahoo.com
Yazılım
(Software): Daha çok programlanan yazılımlardır.
Sarı Sayfalar (Yellow Pages).
|
Z
Z-axis:
3 boyutlu bir tabloda önden arkaya doğru olan.
ZIP: PKZIP
kullanılarak sıkıştırılmış (daha küçük dosya
boyunda, ama eşdeğer bir dosya yapılan) bir dosya
"zıp" dosyası olarak adlandırılır. Dosya uzantısı,
ZIP'tir.
Zoom Lens:
Devamlı değişken görüntüsel uzaklıktaki bir lens.
ZyXEL U-1496
Plus (Modem): Geniş LSD ekranı ve menü
sisteminin kullanım kolaylığı, 57400/14400bps veri
ve 14400 faks hızının yanında ses işleme yeteneği,
ayrıca özel protokolle de olsa 19200bps transfer
hızı, bu modeli yüksek fiyatına rağmen cazip
kılıyor. (Modem)
|
|