Cinsellik 4 Dakika Dakika Doğum !

Doğum her zaman bilinen basmakalıp şekliyle başlamayabilir.Teoride doğum mukoza tıkacının dışarıya atılması ve sancılı rahim kasılmalarıyla başlayacaktır.

Mukoza tıkacının dışarı atılması:

Gebelik süresince rahim boyunu tıkayan ve kan izi taşıyan sümüksü salgıların dışarıya atılması demektir. Bu işlem doğumdan 24 ya da 48 saat önce meydana gelebilir. Bunu fark etmeyebilirsiniz.

Sancılı rahim kasılmalarının ortaya çıkması:
Gebeliğinizin son haftalarında hissedebileceğiniz kasılmaları karnınıza elinizi koyarak da hissedebilirsiniz. Bu kasılmaların belirli bir düzeni yoktur ve doğum başlangıcını ifade etmezler. Bebeğin başı girmesine ya da basenin değişmelerine denk gelen sancılar da tek başına doğum habercisi değillerdir. Gerçek anlamda doğumun başladığının işareti kasılma ve sancıların aynı anda meydana gelmesi ile olur. Doğumun başladığını kasılmaların düzenli olması, giderek daha sıklaşması, uzaması ve yoğunlaşması ile anlayabilirsiniz.

Doğumun başladığından nasıl emin olunur?

Doğumun temel 3 evresi vardır:

Eğer doğumun başladığı konusunda bir tereddüttünüz varsa doktorunuzun size verdiği antispazmotik iki fitil yerleştirin. Eğer doğum başlamıyorsa kasılmalar bu fitillerin etkisiyle azalacak ve geçecektir. Gerçekten doğum başlangıcı ise fitillerin kasılmaları giderici bir etkisi olmayacaktır. Eğer yanınızda bu fitillerden yoksa yukarıda bahsettiğimiz kasılma özellikleri yoluyla doğumun başlamak üzere olduğunu anlayabilirsiniz.Yanlış doğum alarmları yüzde 10-15 kadardır.
Doğumun başladığından emin olduğunuz andan itibaren hiçbir şey yemeyin çünkü bu doğum esnasında kusmanıza neden olur ve bir anestezi gereksiniminde midenin boş olması tercih edilmektedir.

Su akıntısı:
Su akıntısı genelde genişleme sırasında meydana gelir ve eğer su cebi doğal yolla yırtılmazsa doktor rahim boynu 4-5 cm açıldığında genişleme hızını arttırmak için bu su cebini yırtar. Önceleri bu yırtılma yapay yolla yapılmıyor ve bebek başında su zarlarıyla kaplı bir biçimde doğuyordu.

Doğum evine nasıl gidilmeli?
Doğum belirtileri ilk mi ikinci mi yoksa üçüncü mü bebek beklediğinize göre değişebilmektedir. İlk doğumları olan anne adaylarının ilk kasılmaları ile tam genişleme arasında birkaç saat geçebilir. Bu da size zaman kazandırır. Yine de tam bir belirti görmek istiyorsanız kasılmalarınızın ritmini not edin her 10 dakikada bir kasılma oluyor ve 40 saniye sürüyorsa doğumevine gitmeniz gerekir. İkinci bebeğinizi bekliyorsanız genişleme daha hızlı olacağından hemen doğumevine gitmeniz tavsiye edilir.
Bu arada göz önünde bulundurmanız gereken diğer koşullar gece ya da gündüz olması, doğumevine olan uzaklık, geçilecek cadde ve sokaklar gibi. Eğer böyle bir anda eşiniz yanınızda olamayacaksa arkadaşlarınızın komşularınızın ve en yakın ambulansın telefonunu bir yere not edin.
Özel Bir Durum: Su cebinin yırtılması normalde doğumda gerçekleşmesine rağmen bu siz evdeyken olduysa olabildiğince erken doğumevine gidin ve giderken arabada yatar ya da en azından yan yatar pozisyonunda olun. Su cebinin yırtılması sonucu doğabilecek sorun göbek bağının rahimden dışarı çıkmasıdır ve doğumevine gitmek için acele edin.

Doğumevine geliş
Kliniğe ve doğum evine geldiğinizde bir doktor ya da hemşire ağırlık, tansiyon, idrar, rahim yüksekliği, bebeğin kalbinin gürültüleri, bazen amniyoskopi ve monitoring - bu ceninin kalbinin atış hızını gösterir-gibi konularda sizi muayene eder. Doktor doğumun başlayıp başlamadığını rahim boynunun genişlemesinden anlayacaktır. Doğumun ilk evresi olan rahim boynunun genişlemesi sözkonusu ise doktor sizi doğum odasına alacaktır. Hemşire size ne yapmanız gerektiğini söyleyecektir. Yanınızda eşinizin olması da size faydalı olabilir.

Genişleme
Genişleme esnasında şunlar yapılacaktır:

Öncelikle itme için hiçbir çaba harcamayın, aksi halde sancıları arttırırsınız. Kasılan kadının rahim boynu da kasılacak, gevşemiş kadınınki ise gevşeyecektir. Bu nedenle kasılmak yerine gevşeyin.

Dışarı atma
Genişleme tamamlandığında doğumun kısa süren ikinci evresi başlar, bu durum ilk doğumunu yapan annelerde 20-30 dakika, daha sonraki doğumlarda daha kısa sürer. Sizin yapmanız gereken diyaframı aşağıya indirmek karın kaslarını kasmaktır. Böylece yukarıdan ve aşağıdan diyaframla önden ve arkadan karın kaslarıyla sıkışan rahim bebek üzerinde bir basınç yaratacaktır.
Her kasılma sonucunda vulva daha da genişler ve bebeğin kafası görünmeye başlar. Bu durumda doktorunuz sizden artık itmemenizi isteyecektir. İtmemek için genişlemenin sonunda olduğu gibi çabuk bir şekilde nefes almalısınız.

EPIZYOTOMI
Epizyotomi, bebeğin kafasının daha rahat çıkmasını sağlamak için perineal bölgede operasyonla kesme olayıdır. Zaman verilir, ama buna ihtiyacınız olmayabilir, ama ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, doktorunuz bebeğin kafası belirdiğinde bunu yapmak için sizden izin isteyecektir. Epizyotominin genellikle ilk doğumda yapılması yaygındır çünkü vajinal boşluk daha az elastik ve yırtılmaya müsait olabilir. Epizyotomiler ayrıca çocuk çok büyük olduğunda, ters pozisyonda geldiğinde, ya da forseps veya vantuz gibi yardıma ihtiyaç duyulduğunda gerçekleştirilir. Eğer epiduraliniz yoksa, pelvik bölgedeki kaslar lokal anestezi ile uyuşturulur. Vajinal dokular ve alt bölgedeki kaslar, boşluğu genişletmek için kasılma seviyesinde kesilir. Plasenta çıkarıldıktan sonra, doktorunuz perine bölgesini kontrol edecek ve dikiş atmanın gerekip gerekmediğine karar verecektir. Araştırmalar, küçük yırtıkların en iyi kendilerinin iyileştiğini göstermiştir ancak epizyotominin mutlaka dikilmesi gerekmektedir. Eğer dikiş yapılacaksa, muhtemelen bacaklarınızı üzengilerin üstüne yerleştireceksiniz. Acıyı hissetmemeniz için lokal anestezi uygulanacaktır. Dikiş, kasık ya da yırtık bölgenin uzunluğuna bağlı olarak hemşire ya da doktor tarafından yapılacaktır. Dikiş yapılırken isterseniz bebeğinizi kucaklayabilirsiniz.

İlk çığlık
Bebeğin başı vulvadan çıktıktan sonra doktorunuz önce bir omuzu ve sonra diğerini çeker ve vücudun geri kalan kısmı sorunsuz olarak çıkar. Bebeğiniz doğar doğmaz ilk çığlığını atıyor ve ilk kez nefes alıyor akciğerlerine hava girdiği ve genişlediği için acıdan çığlık atıyor olabilir. Bu tarif edilmesi çok güç olan ve dokuz aydır beklediğiniz mutluluk anıdır.

Doktorunuz perine bölgesini kontrol edecek ve dikiş atmanın gerekip gerekmediğine karar verecektir. Küçük yırtıkların kendiliğinden iyileştiğini ancak epiziotominin mutlaka dikiş gerektirdiği bilimsel olarak bilinmektedir. Lokal anestezi uygulandığı için acıyı hissetmeyeceksiniz.

Doktorunuz göbek bağını keser ve kordonun kesilmesi ne anneye ne de bebeğe acı vermez. Bebek tıkanıklığı giderme aletleriyle donatılmış ısıtıcı bir masaya konur. Bir oksijen verme sistemi de gerekliyse harekete geçirilebilir. Bebeğin sağlıklı olup olmadığı doktor tarafından genellikle yeni doğan bir bebek için standart sağlık kontrol yöntemi olan APGAR puanlaması yöntemi ile kontrol edilir.

Doğumdan sonraki birkaç dakikada doktor kalp atışı, nefes alışı, kas hareketi, refleksler ve cilt rengini beş kez kontrol eder ve toplamı 10 olan kontrollerine 0, 1 ya da 2 olmak üzere çeşitli puanlar verir. Puan 7 veya daha üstüyse bebeğin sağlık durumu normal kabul edilir. İlk puanı düşük ve ikinci puanı normalse bu puanlama da bebeğin normal olduğunu gösterir.

Puanlama nasıl işlemektedir?

Ağrılarınız sıklaştı ve doktorunuz doğumun ikinci evresinin başladığına karar verip sizi doğumhaneye aldı.

1-)Rahim ağzı 10 cm açıldı , bebeğin başı doğum kanalına girdi ve ağrılarla kanalda ilerlemeye devam ediyor.


2-)Bebeğin başı doğum kanalında ilerleyip saçları artık dışardan perine bölgesinden  görünmeye başladı.

3-)Doktor doğum (epizyo) kesisini yapmak için öncelikle bir enjektör ile kesinin yapılacağı perine bölgesine lokal anestezi uygulamakta.

4-)Lokal anestezinin ardından ağrılarla eş zamanlı olarak doğum kesisi (epizyotomi) uygulanmakta.

5-)Ağrılarla eş zamanlı olarak kontrollü yapılan ıkınma ile  bebeğin başı çıkartılır.

6-)Yüzü yere bakarak doğan bebeğin başı çevrilerek önce ön omuzu , sonra arka omuzu kurtarılır ve doğumun ikinci evresi tamamlanır.

7-)Bebeğinin doğumunun ardından göbek kordonu klampe edilip kesilir.

 

8-)Doğumun üçüncü evresinde bebeğin eşi (Plasenta) çıkartılır .


9-)Doğum kesisi (epizyo) doktor tarafından dikilerek tamir edilir.
Sancıların süresi ve şiddeti iyice artmıştır.Bebeğin başının aşağı yerleşmesi ile ıkınma hissi başlar.Ikınmalarla bebeğin başı iyice ilerler.Rahim ağzı iyice gerilir. Esnekleşir.

Doğum esnasında oluşabilecek yırtıkları önlemek amacıyla, önce lokal anestezi sonra vajinal kesi (epizyotomi) uygulanır.

Sancılar ve ıkınmalarla bebek tamamen çıkar.Göbek bağı kesilir.  Bebekten sonra bebeğin eşi dediğimiz plesanta çıkar.Son olarak uygulanan kesi yeri dikilir.

SEZERYAN MI NORMAL DOĞUM MU ?

Artık günümüzde bu sorunun pek anlamı kalmamıştır.Çünkü tıp ilerledikçe doğum daha kolay ve ağrısız hale getirilmiştir.. Fakat iki doğum şekli arasında  karar vermek durumunda iseniz her iki doğum şekli hakkında bilgi edinerek sağlıklı bir karar verebilirsiniz.Anne ve baba adaylarını 40 hafta boyunca en çok düşündüren konuların başında doğum şeklinin nasıl olacağı gelmektedir. Özellikle ilk gebelik tecrübesini yaşayan çiftler etrafında tecrübeli saydıkları kişiler tarafından yöneltilmekte ve çoğukez yanlış bilgilendirilmektedirler.Normal doğum ya da sezaryen; Her iki yöntemin de avantaj ve dezavantajları vardır.

Normal Doğum
Normal doğum milyonlarca yıldır bütün memeli varlıkların soylarını devam ettirmekte kullandıkları yöntemdir. En önemli avantajı normal ve fizyolojik olmasıdır.Doğum sonrası anne birkaç saat içinde normal aktivitesine dönebilmekte çok kısa sürede bebeğini emzirmeye başlayabilmektedir. Normal doğumu takiben gebelik öncesi yaşantısına hemen dönebilmekte ve hastanede kalış süresi son derece kısa olmaktadır. Bebek açısından ise avantajı doğum esnasında sıkışıp büzüşen bebeğin akciğerlerinin soluk alıp vermeye daha hazırlıklı olmasıdır. Ayrıca anne ve bebek arasında duygusal temas daha kısa sürede ve güçlü başlamaktadır.

Sezaryen
Sezaryen anne karın boşluğuna girilerek rahimin açılması ve bebeğin bu şekilde doğurtulmasıdır. Son yıllarda sezaryen doğumlarda çok büyük bir artış göze çarpmaktadır. Bu artışta en önemli faktör anne adaylarının normal doğumdan korkması ve kendilerinin sezaryen olmayı istemeleridir. Sezaryenin en önemli avantajı bebek açısından riskleri en aza indirmesidir. Sezaryen doğumda yukarıda normal doğumda bahsedilen risklerin hemen hemen hepsi bertaraf edilmektedir. Ancak sezaryen ile doğan bebeklerde doğum sonrası ilk birkaç günde solunum sıkıntısı gelişme olasılığı biraz daha fazladır. Buna karşılık sezaryen ile doğum anne açısından normal doğuma kıyasla daha problemlidir. Genel anestezi riski çok düşük de olsa bulunmaktadır. Bu risk epidural anestezi ile ortadan kaldırılabilir. Ameliyat sonrası hastanın kendine gelmesi ve bebeğini emzirmeye başlaması 2-3 saati almakta, annenin ağzıdan beslenmeye başlaması ise ortalama 8 saat sonra olmaktadır. Genelde ameliyat sonrası 2 ya da 3 gün hastanede yatması gereken annenin ameliyattan 8 saat sonra ayağa kalkıp dolaşmaya başlaması normal doğuma göre biraz daha problemli olmaktadır. Hastanın normal hayatına dönmesi genelde 4-5 gün kadar sürmektedir. Ameliyat sonrası ilk birkaç saat oldukça ağrılı geçmektedir. Ayrıca yine ameliyattan sonra kişinin en az 6 ay ağır işlerden kaçınması uygun olur. Uzun dönemde ise dikiş yerlerinde zaman zaman ağrılar olması ve karın içinde ameliyat bağlı yapışıklıklar sezaryenin diğer komplikasyonlarıdır.

Doğum sancılarının belirli bir amacı vardır.. Her sancı sizi bebeğinize biraz daha yaklaştırır. Doğum sırasında başvurulan ağrı giderme metodları hakkında  biraz bilgi verelim.

AĞRI GİDERME METODLARI

EPİDURAL :Bu anestezi vücudun alt bölümlerine giden sinirleri geçici bir süre uyuşturur. Omurların arasından iğneyle verilir. Özellikle doğumdaki sırt ve bel ağrılarını gidermede yararlıdır. Ama her hastanede uygulanmaz. Normal şekilde etki ederse doğumda hiç ağrı duymazsınız. Doğumdan sonra bacaklarda uyuşma hissi duyarsınız. Bebeğe bir zararı yoktur. 
GAZ VE HAVA :Oksijen ve azot oksit karışımıdır. Bu karışımı el maskesi ile solursunuz. Etkisi bir iki dakika içinde görüldüğünden sancıların geldiği zaman gazı solursunuz. Ancak ağrıyı kısmen giderdiği için bazen yeterli olmaz. Üstelik bulantı yapabilir. Bebeğe bir zararı yoktur. 
TENS :Belinize küçük elektrik akımları ile vücudun doğal ağrı giderici sisteminin uyarılması ve böylece ağrıların azaltılması yöntemidir. Bu yöntem her hastanede kullanılmaz. Doğum çok ağrılı ise bu yöntem pek işe yaramaz. 

DOĞUMDA UYGULANAN YÖNTEMLER

EPİZYOTEMİ :Doğumda vajina çıkışına uygulanan bir kesik yırtık oluşmasını önler. Her hastanede ve her zaman uygulanmaz.Yırtıktan sakınmak için doğumda olabildiğince dik durmalı ve pelvis kaslarını nasıl gevşeteceğinizi iyi öğrenmelisiniz.Bu yöntem bebek prematüre ise , sıkıntıda ise , başı büyükse ve makat gelişi ise , ıkınmaları kontrol edemiyorsanız uygulanır.
YARDIMLA DOĞUM :Bebek bazen forseps ya da vakum gibi araçlar yardımıyla yaptırılır. Forseps rahim ağzının bütünüyle açıldığı bebeğin başının görüldüğü evrede uygulanır. Doğum süreci çok uzamışsa ve rahim ağzı tam açılmamışsa vakum kullanılır. Bebek yada siz sıkıntıda iseniz , bebek bir türlü çıkmıyorsa  , ters ya da prematüre ise bu yöntemler kullanılır. Etkileri geçicidir.
YAPAY SANCI:Doğumun bazı ilaçlar verilerek başlatılmasıdır. Doğum yavaş gittiğinde doğumu hızlandırmak için de ilaç kullanılabilir. Beklenen doğum tarihi geçmişse , sizi ve bebeği zora sokacak  yüksek tansiyon gibi bir sorun varsa uygulanır.
Şunuda unutmayalımki ameliyatın gerçekleşeceği yer , ortam ve doktora göre doğum yöntemleri, uygulanacak işlemler farklı olabilir.Her hastanenin işleyiş tarzı farklıdır