RİZE'DE TURİZM |
Rize'deki Köyler | Yaylalar | Kocakarı ilaçları | |||||
Ulaşım ve Haritalar | Köy ve mahalle isimleri | Beddualar | |||||
TURİZM MERKEZLERİÇamlıhemşin - Ayder Kültür Turizm Koruma ve Gelişim BölgesiAyder Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi, Rize il merkezine 87 km, Çamlıhemşin ilçe merkezine ise 16 km mesafede yer almaktadır. Ayder, Bakanlar Kurulu Kararı ile Turizm Merkezi ilan edilerek 19.04.1987 tarih ve 19426 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Bunun yanında, yörenin tarihi, doğal ve sosyo-kültürel turizm değerlerini barındırması, kış ve sağlık turizmi ile mevcut diğer turizm potansiyelinin dikkate alınarak değerlendirilmesi ve bu alanların koruma-kullanma dengesinin kurularak sektörel kalkınma ve planlı gelişim sağlanması amacıyla Ayder bölgesi, 20.11.2006 tarih ve 11264 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi” ilan edilerek 08.12.2006 tarih ve 26370 sayılı resmi gazetede yayınlanmıştır. Ayder Yaylası doğa güzellikleri, yöreye has otantik mimarisi ve birçok hastalığa şifa olduğu bilimsel olarak tespit edilmiş olan termal kaplıcası ve de özellikle 2004 yılından itibaren ülkemizde ilk defa gerçekleştirilen “heliski kayak sporu” ile çekiciliğini arttırmış, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelmiştir. Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi, termal turizmin yanında heliski, treking, jeep safari, foto safari, kampçılık, dağcılık gibi birçok turizm aktivitesi için uygun olması nedeniyle, ziyaretçilerine çeşitli tatil alternatifleri sunmaktadır. Ayder’de ulaşım ve altyapı sorunları giderilmiş birçok konaklama ve yeme içme tesisi mevcut olup, yılın her mevsimi ziyaretçilere hizmet verilmektedir. Bunun yanında toplam, 2450 m² alana kurulu olan ve üç ana bölümden oluşan (erkek ve bayan banyoları ile özel banyolar) Ayder Kaplıca Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Tesisleri de yıl boyunca hizmetini sürdürmektedir. Turizm İşletme Belgeli Termal Tesisin mülkiyeti İl Özel İdare Genel Sekreterliğine ait olup, 01.01.2003 tarihinden 01.01.2013 tarihine kadar, işletilmesi yapılmak kaydıyla Ayder Turizm Anonim Şirketine kiralanmıştır. Erkek ve bayan banyolarında 24 kişi kapasiteli yıkanma bölümü ve 150 kişi kapasiteli 12x5 metre ebadında 110 cm. derinliğinde 37 ile 40 derece arası sıcaklıkta kür havuzları kaplıca tedavisi için hizmet vermektedir. Tesis bünyesindeki 8 adet özel banyo kaplıca suyuna sahip olup, ailelere hizmet vermektedir. Tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılacak fizik tedavi bölümlerinde ise uzman hekim kontrolünde hizmet verilmektedir. Tesisin yıl itibariyle ortalama kapasitesi günlük 300 kişidir. T.C Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden 19.04.2005 Tarih ve 49 Numaralı kaplıca tesisi işletme izni alınması neticesinde tesis Sağlık Merkezine dönüşmüştür. Bu sayede sağlık kurumlarından sevk alarak gelen hastalar tesiste tedavi görebilmekte ve tedavi masrafları kurumlarınca karşılanmaktadır. Kaplıcanın, 55 derece sıcaklıktaki renksiz, kokusuz, berrak suyu (PH Değeri 8, Sodyum, Sülfat, Kükürtlü ve Radyoaktif bileşim) inflaboratuvar romatizmal hastalıkların kronik dönemlerinde; kronik bel ağrısı, osteoartrit gibi eklem hastalıkları, miozit tendinit travma, yumuşak doku hastalıkları, ortopedik operasyonlar, beyin ve sinir cerrahi sonrası gibi uzun süreli hareketsiz kalma durumlarında mobilizasyon çalışmalarında, rehabilitasyon amacıyla stres bozukluklarında ve spor yaralanmalarında ayrıca kalp ve kan dolaşımı, solunum yolları rahatsızlıklarında tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılabilir niteliktedir. İkizdere - Anzer Kültür Turizm Koruma ve Gelişim BölgesiAnzer Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi, Rize İl Merkezine 54 km, İkizdere İlçe Merkezine 35 km mesafede yer almaktadır. 2200-2300 m. yükseklikte yer alan ve tasarrufu devlete ait olan Anzer, 07.02.1991 tarih ve 91\1514 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Turizm Merkezi ilan edilmiştir. Bunun yanında bölgenin doğal güzellikleri ve turizm potansiyeli göz önüne alınarak, koruma ve geliştirme faaliyetlerinin daha verimli olması amacıyla 20.11.2006 tarih ve 11264 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Anzer Bölgesi “Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi” ilan edilerek, 08.12.2006 tarih ve 26370 sayılı resmi gazetede yayınlanmıştır. Anzer, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunun 6, 7, 8 maddeleri ile 3194 sayılı İmar kanunun 1, 2, 4, 7 ve 11. maddeleri yasal dayanak yapılarak, kullanma ve yararlanma hakkı üzerinde ikamet edenlerin tasarrufuna bırakılmıştır. Doğallığını korumak şartıyla vatandaşların bölgeyi kullanımına izin verilmektedir. Anzer Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi, yaylalarının doğal güzelliği, otantik özellikleri, zengin flora ve fauna yapısı ve de irili ufaklı birçok buzul gölüyle görülmeye değer bölgelerimizdendir. Turizm Koruma Gelişim Bölgesi trekking, yamaç paraşütü, heliski, jeep safari, foto safari ve zirve tırmanışları (dağcılık) gibi bir çok turizm aktivitesinin gerçekleştirilebilmesi için elverişlidir. Bölge, bir taraftan Çoruh Nehri ve Bayburt İline, diğer taraftan, Uzungöl Turizm Merkezine ulaşım olanağı sağlaması nedeniyle ayrıca bir önem taşımaktadır. Bölgedeki zengin flora yapısı “bitki incleme”ye gelen ziyaretçiler için ender güzellikler sunmaktadır. Ayrıca, bölgenin bu zengin ve kendine has florasından elde edilen Dünyaca ünlü Anzer Balı, hem Anzer’in tanıtımına hem de bölge ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Anzer Balı’nın insan sağlığı açısından (kanser, iltihaplı hastalıklar, eklem ağrıları ve verem gibi) birçok hastalıkta şifa verdiği bilim çevrelerince tespit edilmiştir. Çayeli - Kuspa Turizm MerkeziRize İl Merkezinin 19 km. doğusunda, sahil şeridinde yer alan Çayeli İlçesi 20.11.2006 tarih ve 11264 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile turizm merkezi ilan edilerek, 08.12.2006 tarih ve 26370 sayılı resmi gazetede yayınlanmıştır. İlçe merkezine yaklaşık 7 km mesafede bulunan Kuspa, deniz manzaralı oldukça geniş ve düz bir alana sahiptir. Ayrıca ilçede bulunan Ağaran ve Çataldere Şelaleleri gerek yükseklikleri, gerekse ilkbaharda suların kabarmasıyla oluşturdukları görünümle doğa harikası haline gelmektedirler. İlçeye 6 km. uzaklıkta bulunan Musa Dağı ve Melipos Tepeleri mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Tahpur yaylasından Verçenik Tepesini ve Kaçkarları seyretmek mümkündür.
İkizdere – Ovit Dağı Kış Turizm MerkeziRize İkizdere ilçesinde, kent merkezine 91 km, ilçe merkezine 34 km mesafede yer alan 2640 metre rakımlı Ovit Yaylası ve çevresi, Bakanlar Kurulu Kararı ile 2008 Yılında Kış Turizm Merkezi ilan edilmiştir. Kış sporları açısından dikkate değer potansiyele sahip olan bölge yaz aylarında trekking, dağcılık, foto safari, jeep safari gibi turizm faaliyetlerinin gerçekleştirilmesine olanak sağlamaktadır. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü kayak uzmanları ve Bakanlığımız planlama uzmanlarınca yapılan incelemeler sonucunda, bölgenin kış sporları ve kış turizmi bakımından önemli bir potansiyele sahip olduğu belirlenmiştir. | |||||||
ŞELALELER Rize farklı noktalarında yükseklerden akan şelaleleriyle doğa harikası manzaralar sunar. Bölgede yapacağınız yürüyüşlere huzur verici sesi ve heybetiyle eşlik eden bu şelalelerden en bol suya sahip olanı ve Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde yer alan Palovit Şelalesi’dir. Çayeli İlçesindeki Ağaran Şelalesi mutlaka mola verilmesi gereken duraklardandır. Ayrıca Çamlıhemşin İle Ayder Yaylası arasındaki Tar Deresi’nden birçok küçük düşümlü şelale akar. Bunların en uzunu ve seyrine doyum olmayanı Bulut Şelalesi’dir. Üç kademeli olarak yaklaşık 250 m yükseklikten akar. Ayder Turizm Merkezi’ndeki Gelintülü Şelalasi de en bilinen ve en çok fotoğrafı çekilen şelalelerdendir, 23 m yüksekten düşüp Fırtına Deresine kavuşur. Çamlıhemşin’e 34 km uzaklıkta bulunan Topluca Köyü’ndeki Çoponi Şelalesi bir başka tabiat harikasıdır. Ayrıca Palovit, Manle, Cimil, Eğvane şelaleleri de görülmeye değer yerlerdendir. GÖLLER Kentin dağlık kesimlerinde 2400 m irtifada buzul aşındırması ve biriktirmesi sonucu oluşmuş küçük alanlı göller bulunur. En büyükleri 2950 m yükseklikte bulunan Ambar Gölü ( Buzul Sirk Gölü ) ile 2900 m yükseklikteki Büyükdeniz Gölü ve 2400 m bulunan Öküzyatağı Gölü’dür. Kumluk Dağı Gölleri (Karadeniz Gölü, Mesuk Gölü, Hoçgölü, Çennovit Gölü, Meterez Gölü ve Büyük Deniz Gölleri); Kaçkar Dağı Gölleri (Öküz Yatağı Gölü, Derebaşı Gölü ve Deniz Gölü); Kara Dağ Gölleri (Çukur Göl, Anadağ Gölleri, Davalı Göl, Döner Göl, Yıldız Gölü, Zincirli Göl, Kara Göl ve Beşik Gölü); Dilek Dağı (Tatos) Gölleri (Yatak Tepe Gölleri, Döner Göl, Micovit Göl, Kovdakit Gölü, At Alanı Tepe üzerindeki Zirve Gölleri, Kumlu Göl ise diğer göllerdir. |
|||||||
TURİZM TÜRLERİ |
|||||||
Termal Turizm Rize yeraltı su kaynakları açısından hayli şanslı bir kenttir. Çeşitli hastalıkların tedavisinde alternatif bir yöntem olarak tercih edilen kaplıcaları ve içmeleri ile Termal turizmde önemli paya sahip durumdadır. Kaynakların dağlık bölgede oluşu ve etraflarındaki doğal güzelliklerle birlikte ayrı bir değere sahiptirler. Ayder Kaplıca Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Tesisleri 55C sıcaklıktaki renksiz, kokusuz, berrak sularıyla; bugün Ridos Otel bünyesinde bulunan İkizdere Kaplıcası ise biri 70 C diğeri 72 C sıcaklıktaki iki kaplıcası ile romatizmal hastalıklar ve eklem ağrılarında tamamlayıcı tedavi olarak tercih edilmektedir ve tüm hizmet olanaklarına sahip iki büyük termal merkez konumundadır. Kentte ayrıca içmeler de bulunmaktadır: Suyunun mide bağırsak hastalıklarına, böbrek rahatsızlıklarına ve romatizmal rahatsızlıklara iyi geldiği düşünülen, kent merkezine 20 km mesafede bulunan Andon İçmesi, kokusuz ve berrak suyunun böbrek taşı rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinen Şimşirli İçmesi ve Rize – İkizdere yol güzergahındaki Çayırlı Maden suyu kentteki içmeler arasındadır
Ayder Yaylası :Bugün Rize’nin en popüler merkezi durumunda olan Ayder, Çamlıhemşin İlçesi’nin 19 km güneydoğusundadır. 1218 m rakıma sahip olup, Fırtına Deresi’nin sesi içinde metrelerce yüksekten akan Gürgendibi ve Gelintülü Şelalaeri’ne yürüyüş mesafesinde ve diğer görülmeye değer pek çok yerin geçiş noktası konumundadır. Kaçkar Dağları’na kuzey yönünden yapılan tırmanışların başlangıç noktasıdır. Yaylada bungalovdan tipik yayla evi konseptine, aile pansiyonundan otele pek çok konaklama seçeneği mevcuttur. Her türlü alt yapı hizmeti tamamlanmış olan yayla, tatil kasabası görünümündedir. Zengin flora ve faunasının yanısıra kaplıcası da ünlüdür, çam ormanları ve Kaçkar manzarasının tam ortasındadır. Ayder Balı da yaylada tadına bakılması gereken lezzetlerdendir. Handüzü Yaylası :Güneysu İlçe merkezine 16 km uzaklıkta olan yayla 1790 m yüksekliktedir. Otantik özelliğini yitirmiş bir yayladır. Merkeze yakın olması nedeniyle çok gelişmiş, kolay ulaşılabilir olmasıyla popüler olmuş büyük bir yayladır. Bu yayladan güney ve güneybatı yönündeki pek çok yaylaya giden yollar geçmektedir Çağırankaya Yaylası :İkizdere ilçesinde, 2392 m yüksekliktedir. Rize’nin en büyük yaylalarından biridir. İkizdere – Çayeli – Güneysu – Çamlıhemşin güzergahlarından gelen yolların birleştiği ana merkezdir. Yaylada yoğun şekilde betonlaşma vardır. Yaz aylarında yoğun nüfusa sahiptir. Vaşa Yaylası :İkizdere ilçesinde 2643 m yükseklikte, mimari olarak tüm otantik özelliklerini koruyan aynı zamanda hayvancılık ve yaylacılık faaliyetlerinin yürütüldüğü bir yayladır. Hakim konumu ve yükseltisi sayesinde önemli bir manzara noktasıdır. Petran Yaylası :Anzer yaylası yolu üzerindeki 'Kamanın Dibi' mevkinden ayrılarak ulaşabileceginiz yaylaya, mevsim koşullarına bağlı olarak araçla da gidilebilir. Homeze Yaylası :İkizdere ilçesinde 2368 m yükseklikte bulunur. Yeni dönem yapılaşmalarının dikkatlice ve genellikle ahşap malzeme kullanılarak inşa edildiği önemli bir manzara noktasıdır. 360 derecelik bir panaromik nokta olarak ön plana çıkan bir yayladır. Sivrikaya Yaylası : İkizdere ilçesine 25 km mesafede bulunan yayla 1875 m yüksekliktedir. Ormanları ve geniş otlaklar arasındaki yerel ahşap mimari örnekleri gözlemlenebilir. Anzer (Ballıköy) Yaylası :İkizdere ilçesinde 2105 m yüksekliktedir. Kent merkezine 85 km mesafede bulunan yaylaya İkizdere ilçesinden ulaşım sağlanır. Ballıköy adı ile de anılan Anzer bir taraftan Çoruh nehri ve Bayburt'a, diğer taraftan Trabzon Uzungöl Turizm Merkezi’ne bağlanır. Bir geçiş bölgesinde olmasının getirdiği kültürel etkilerin yanısıra Meles, Petran, Kabahor, Garzavan yaylalarıyla çevrili konumuyla geleceğin önemli turizm merkezlerinden biri olma yolundadır. Kırklardağı eteklerinde yer alması bir yayla merkezi niteliği oluşturur. Yeme-içme ve konaklama imkanı bulunmaktadır. Dünyaca ünlü Anzer Balı, yaylalarının bin türlü çiçeğinden damıtılır. Yaz aylarında yeşilin farklı tonlarına, kış aylarındaysa sarı ve kırmızı ağırlıklı renklere bürünerek yaprak döken ağaçlarıyla özellikle doğa yürüyüşü ve fotoğrafçılığı için cezbedicidir. Ovit Yaylası :İkizdere İlçesi'ne yaklaşık 36 km mesafedeki Ovit Yaylası ve çevresi 'Kış Turizmi Merkezi' ilan edilmiştir. Yazın dağcılık ve trekking gibi aktivitelere evsahipliği yapan bölgenin, kış sporlarına uygun coğrafi potansiyelinin degerlendirilmesi planlanmaktadır.Sal Yaylası :Çamlıhemşin ilçesinde 2002 m rakımlı, geleneksel ahşap evleri ile otantik özelliğini koruyan manzaralı bir yayladır. Pokut Yaylası :Çamlıhemşin İlçesi’nin güneyinde, Fırtına ve Hala derelerinin oluşturduğu vadiler arasında yer alan yayla, orman üst sınırı civarında 2032 m yükseklikte yer alırlar. Doğa yürüyüşü yapmak ve dinlenmek için ideal bir ortam sunan yayla, zengin biyolojik çeşitliliklerinin yanı sıra emsalsiz bir sivil mimari yapıya sahiptir. Çamlıhemşin ilçesine15 km mesafede bulunan yayla özgün mimarisiyle dikkat çeker. Sisli manzaraları ve otantik ahşap evleri yaylaya masalsı manzaralar sunar. Yaylada pansiyon olarak hizmet veren yayla evlerinde konaklama imkanı bulunmaktadır. Hazindağ Yaylası: Çamlıhemşine bağlı olup 1967 m yüksekliktedir. Otantik yapısı tamamen korunan yayla, çok güzel bir manzara noktasıdır. Samistal Yaylası : Çamlıhemşin ilçesinde, 2508 m yükseklikte bulunan yayla sal şeklindeki büyük taş kütlelerinden oluşan ve geçmişi eskiye uzanan yöresel mimari özellikleri ile dikkat çeker. Golezana Yaylası :Ardeşen ilçesinde 2230 m rakımda yer alır. Otantik yapısı ile manzara ve fotoğraf için uygun bir yayladır. Palovit Yaylası : Çamlıhemşin ilçe merkezine araç ile 4 saat mesafede bulunan Palovit Yaylasının yüksekliği 2338 m’dir. Geleneksel taş yayla evleriyle dikkat çeken Palovit Yaylası, Kaçkar Dağları’nın kuzeybatı yamacında, bir yanı tümüyle ormanlarla kaplı, diğer yanı ise dağ yamacına dayalı Karadeniz’in en güzel yükseltilerinden biridir. Elevit Yaylası : Çamlıhemşin ilçesinde 1884 m rakımda bulunur. Yayla daha çok gurbetçiler tarafından yaz aylarında ziyaret edilmektedir. Konaklama imkanı bulunan yaylanın geleneksel yayla evleri de ilgi çekicidir. Elevit yaylası, horonları ile ünlü olması nedeniyle Ağustos aylarında yapılan şenlikleri ile dikkat çeker. Başta yaban keçisi olmak üzere Karadeniz'e özgü diğer yabani hayvanlar da bulunur. Amlakit Yaylası :Çamlıhemşin İlçesinde 1993 rakımda bulunur. Varvator Şenlikleri ile ünlüdür. Yerel mimari örnekleri ile görülmesi gereken yaylalardandır. Verçenik Yaylası : Çamlıhemşin İlçe merkezine yaklaşık 60 km mesafede olan yayla 2618 m rakıma sahiptir. Çevresinde 10’dan fazla göl bulunur. 3711 metreyle Kaçkar zirvesinden sonraki en yüksek nokta yayla sınırları içindedir. Bu yükseltisi ile ülkenin en yüksek 12 tepesinden biri olma özelliğine sahiptir. Yaylaya Çamlıhemşin-Çat yolu üzerinden ulaşılabilir. Hacivanak Yaylası : Çamlıhemşin ilçesinde 2587 m rakımda yer alır. Yaklaşık 100 hanelik yerleşime sahiptir. Bakir kalmış doğal güzellikleriyle görülmeye değer yerlerden olan yayla özellikle günübirlik doğa yürüyüşleri için idealdir. Aşağı ve Yukarı Kavron Yaylaları : Kaçkar Dağları eteklerinde kurulu yaylalardan olan Yukarı Kavron Yaylası 2267 m, Aşağı Kavron Yaylası ise 1953 m rakıma sahiptir. İki yayla arasında yaklaşık 1,5 km mesafe bulunmaktadır. Yeme-içme ve konaklama imkanı bulunan yaylaların yaz aylarında turizm potansiyeli oldukça yüksektir. Kaçkarlara yapılacak yürüyüş ve tırmanışların son çıkış noktası olma özelliğindedir. Aynı zamanda Kaçkar bölgesi göllerine yapılan yürüyüşlerin de en çok kullanılan başlangıç noktasıdır. Ambarlı Yaylası : Çayeli ilçesinde 2429 m yükseklikte, manzaralı bir yayladır. Yayla araç ile gidilebilecek son noktadır. Kito Yaylası :Çamlıhemşin'e bağlı olup Fırtına Vadisi'nden güney yönüne doğru manzaralı bir orman yolundan ulaşılır. Manzaralı ve hakim konumlu bir yayladır.
Rize’nin dağları ve yaylaları keyifli ve hayranlık verici yürüyüş parkurlarına, debisi yüksek nehirleri raftinge, bitki ve hayvan çeşitliliği doğa gözlemlerine, zirveleri zorlu dağcılık rotalarına olanak sağlar. Kent, bu durumuyla hayli yüksek bir doğa turizmi potansiyeline sahiptir. Heliski, kar yürüyüşü, hedikle kar yürüyüşü gibi macera sporları da yetkili acentelerce düzenlenmektedir.
Rize turizminde doğa yürüyüşü önemli bir yer tutar. Bu anlamda Rize, turizm seçeneği olarak doğa yürüyüşünde bir başkent konumundadır. Doğa yürüyüşü için en basitinden en zoruna kadar bütün fırsatları sunar. Dinlenmek, spor yapmak, fotoğraf çekmek, kuş gözlemciliği ve botanik gibi bir çok ilgi alanını tek etkinliğin içinde her mevsim yapabileceğiniz doğa yürüyüşleri için köy ve yayla yolları, patikalar ile pek çok alternatifler sunar.
Doğu Karadeniz dağ sıraları ile Türkiye’nin en yüksek zirvelerini sınırları içine alan Rize, dağcılık sporu için bir cennet durumundadır. Bu sıradağların en yüksek zirvesi olan Kaçkar ( 3937 m), Türkiye’nin 4. yüksek dağıdır ve kuzey yüzünde biri Türkiye’nin en büyük üçüncü buzulu olan iki büyük buzul kütlesine sahiptir. Rize'nin Erzurum-Artvin sınırını da oluşturan Doğu Karadeniz Dağları, Verçenik Dağı ( 3709 m), Bulut Dağı (3562 m) ve Altıparmak Dağı (3492 m) gibi yüksek zirvelere sahiptir.
Rize’de akarsu sporları (Kano-Rafting) meraklılarını buluşturan en ideal yer Fırtına Deresi olmakla birlikte, Taşlıdere ve İkizdere (İyidere) de diğer alternatifler olarak öne çıkmaktadır. Fırtına Deresi, Kaçkar Dağları'nın Karadenize bakan yamaçlarından çağlayan derelerin birleşmesi ile oluşmuştur, bu nedenle Rize’deki akarsular içerisinde akarsu turizmi açısından en önemlisi sayılır. Ardeşen’in yaklaşık 2 km batısından Karadenize dökülen Fırtına Deresi 57 km uzunluğundadır. Çay ve meyva bahçeleri içerisinden, halen kullanımda olan tarihi taş kemer köprülerin altından akan Fırtına, sadece heyecan ve spor için değil, Rize kültürünün kalbinden geçen bir seyahat için de bulunmaz fırsatlar sunar. Rize- Ardeşen karayolundan, güneye çıkan karayolu takip edilerek 22 km sonra Çamlıhemşin’e ulaşılır. Çamlıhemşin’in yaklaşık 1 km güneyinden parkura başlanabilir. Yaklaşık 23 km süren parkur boyunca derenin yatağı çok taşlı olup, suyun debisine göre 3-4-5 zorluk derecesinde yerler vardır. Özellikle aşırı yağmurlar sonrasında dikkat edilmelidir.
Bölgede yapacağınız yürüyüşler sizi sadece bulutların üzerine taşımakla kalmaz, bitki ve hayvan inceleme konusunda da güzel fırsatlar sunar. Doğa fotoğrafçılığı, kuş gözlemciliği veya botanik turları gibi pek çok alternatif etkinliği gerçekleştirebilirsiniz. Değişik kuş türlerinin ve endemik türlerin yaşadığı bölgede ve özellikle İkizdere’de kuş gözlemciliği yapmak mümkündür. Pek çok yırtıcı kuş Temmuz ve Ağustos aylarında doğu yönünden Rize’ye gelerek güneye; Mart ayında ise aynı güzergahı kullanarak ise Kafkas Dağları’na göç eder. Bu güzergah kuş gözlemciliği için mükemmel bir ortam sunar. Yerel kültürde önemli yer tutan atmacalarla tanışmak için de Rize doğru bir adrestir.
Yeryüzünde ender bulunan bir doğa güzelliğine sahip olan Rize’de fotoğraf meraklıları için eşsiz karelerin yakalanabileceği geziler düzenlenmektedir. 3900 m yüksekliğe varan Kaçkarlar’ da bitki ve hayvan türlerinin yanı sıra dağların, bulutların ve insanın birlikteliğinden doğan nefis manzaraları bir fotoğraf karesine sığdırabilmek için planlarınızı yapmaya başlayabilirsiniz.
İyidere İlçesi Çiftlik Köyü'nde yer alan Pileki Mağarası Karadeniz’e özgü hamsikoli (hamsili ekmek) ve mısır ekmeği pişirmek için kullanılan pilekinin hammaddesinin çıkarılması ile oluşan yapay bir mağaradır. Pileki önce sac ayağının üzerine konularak altına ateş yakılıp ısıtılmaktadır.Isıtıldıktan sonra büyük lahana yaprağı veya muz yaprağı ile kaplanarak hamsili ekmeğin ve mısır ekmeğinin hamuru içine konulmaktadır. Sac ayağının üzerinden alınıp, üst kısmı sac ile örtülmektedir. Daha sonra ocağın içindeki kızgın külün içine gömülmektedir.Üzerindede tekrar ateş yakılarak içindeki malzemenin pişirilmesi sağlanmaktadır.Pileki içinde buğday unu hamuru ile de ekmek pişirilmektedir. Pileki malzemesi özel bir taş olan, Karadenize özgü bir mutfak gerecidir. Yuvarlak ve içi boşaltılmış çanak şeklindedir. Pileki yapımında kullanılan bu özel taş malzeme İyidere İlçesi Çiftliköy deki Pileki Mağarasından çıkarılıp işlenmektedir. Binlerce yıldır yapılan bu işlem sonucunda Pileki Mağarası oluşmuştur. Mağara girişte iki büyük mekandan sonrasında ise birçok tünelden meydana gelmiştir. İçinde kuyular ve göller mevcuttur. Günümüzde İyidere Kaymakamlığı tarafından ışıklandırılarak çeşitli düzenlemelerle ziyarete açılmıştır.
Rize yaylaları, temiz havası ve güzel manzaraları nedeniyle kampçılar tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Kaçkar Dağları Milli Parkı'nda kamp ve karavan turizmi için önemli olanaklar bulunmaktadır.
Doğa ve kültür turizminin önemli bir adresi konumunda olan Rize, toplantı ve kongre turizminde de öne çıkmaya başlamıştır. Turizmde trendin değiştiği; doğa, tarih ve kültürle iç içe olan turizm aktivitelerinin öne çıkmaya başladığı günümüzde turistlerin yanı sıra şirketler, kamu ve özel kurumlar, sivil toplum örgütleri de aylık, yıllık olağan genel kurul ve diğer toplantılarını Rize’de gerçekleştirmeye başlamışlardır. Son zamanlarda başta şehir merkezinde olmak üzere ilçelerimizde hizmete açılan kültür merkezleri ve otellerin salonlarında, bu toplantılar yapılmaktadır. Bu talebin her geçen gün arttığı gözlenmektedir. İlerleyen dönemlerde ilin en önemli turizm seçeneklerinden biri olmaya adaydır.
Rengarenk kır çiçekleri, dağ çayırları ile kaplı olan yaylaların çevresi genellikle ladin türü çam ağaçları ile kaplıdır. Karadeniz kıyıları sahip olduğu yeşillikleri sadece bol yağmuruna değil, nemli ve sisli havasına da borçludur.Yaylalarda bitki örtüsü genel olarak köknar, ladin, sarıçam, sedir, kayın, meşe, ıhlamur, karaağaç, gürgen, kızılağaç, yabani fındık gibi ağaç türleriyle kardelen, yabani açelya, orman gülü, gökovan gibi binlerce çeşit kır çiçeğinden oluşur.Orman üst sınırının ötesinde bulunan yaylalarda ve çayırlık alandaki çiçek türleri arıcılığa olanak tanır. Dağlardaki su kaynaklarına yakınlığı ve çiçek çeşitliliği ile Anzer, balıyla dünyaca tanınan bir marka haline gelmiştir. Ormanlık alanda geyik, ceylan, bozayı, kurt, çakal, tilki gibi hayvanların yanı sıra çayırlık ve fundalık alanlarda huş tavuğu, ur kekliği, yalçın tepelerde ise çengel boynuzlu dağ keçisi gibi türlere rastlamak mümkündür. Atmaca avcılığı ve yakalanan bu hayvanların eğitimi sonrasında yapılan bıldırcın avcılığı yöre kültüründe önemli yer teşkil eder.Kaçkar Dağları Milli Parkı sınırları içerisinde, Kaçkar zirvelerinden doğan Hala Deresi ile kaynağı Verçenik Dağları’nda olan Fırtına Deresi civarı zengin bitki örtüsü ile dikkat çekmektedir.
İkizdere’den Fındıklı’ya, Rize yaylalarının eşsiz manzarası eşliğinde, derelerin kenarından, adeta bir dantel gibi birbirine bağlı toprak yayla yollarında, şelalelerin önünde serinleyerek kısa süre de olsa bulunduğunuz ortamdan uzaklaşacağınız; doğa, tarih, kültür, kamp, yürüyüş gibi aktiviteleri bir arada yapabilme olanağı sunan, macera dolu bir doğa keşfi olarak da tanımlanabilecek bir turizm türüdür.
Her yönüyle yüksek turizm potansiyeline sahip olan Kaçkar Dağları, Ayder, Anzer ve Ovit yaylaları başta olmak üzere Rize'nin hemen tüm yayla yolları dağ bisikleti faaliyeti için uygun imkanlar sunar. Yaylaların güzelliklerini iki tekerleğin keyfiyle birleştirebilirsiniz. Her yıl dünyanın farklı bölgelerinden gelen bisiklet severler güney yayla yollarını kullanarak kendi rotalarını çizmektedirler. Haziran-Eylül ayları arasını kapsayan geniş sezonda, her mevsim farklı güzellikler keşfedebileceğiniz bir geziyi gerçekleştirmeniz mümkündür.
|
|||||||
EL DEĞMEMİŞ BİR DOĞA..KİRLETİLMEMİŞ...TEMİZ...YAŞANACAK YERLER.. | |||||||
Rize'ye gelip de Yapmadan Dönme !; | |||||||
• Rize Kalesi'ni
görmeden, Çamlık - İKİZDERE>>> | |||||||
DUA VE BEDDUALAR | |||||||
Rize Dualari
Temru İçin Dua : Yüzde ve elde bulunan temrular için, şifa Allah'dan beklenerek, bir kopya kalemi aşağıdaki dua her okunuşta az bir miktar işaretlenmek üzere 7 defa okunurdu. Okunuş tamamlandığında temru'nun etrafı dönülmüş olurdu. Eğer elde bir çok temru varsa her biri için ayrı ayrı yapılırdı. Eldeki boya yıkanmamak şartıyle kendiliğinden silindiğinde temrular giderdi. Bu arada bu duayı okuyan gayet yumuşak bir ruh halinde olmalı, hastaya temrularından kurtulacağını artık, onları düşünmemesini söyler. Bir de öğüt verir. Bu temruların bir daha oluşmaması için, gökyüzüne bakıp, bir daha yıldızları saymaması tembih edilirdi. Em ebremû emran fe innâ mübrimûn Romatizma Hastalığı : İpliği yedi kat yapıp bir düğüm atarken üç Kulhuvellahu okunur, bu işlem yedi düğüme kadar tekrarlanır. İnanılarak yapılırsa romatizmal hastalıklara iyi geldiği söylenir. Göze Hal Geldimi Duası : Elistane, kepistane, tora, fora, tepistane, sandukhane, haknedurusu kokuç
Boğaz Ağrısı Okuması : Ele hurma, Çivit yani, mizakoli, atiçi katiçi, filingur filingur, iç çami Yürümeyen Çocuğun Tedavisi : Çocuğun annesi yürüyemiyen çocuğunu, bir de anne siftahı olan birini (annesinin ilk çocuğu olan biri) yanına alıp, cuma ezanı okunan bir yere gelir. Hoca ezanı okumaya başlayınca anne siftahı olan kişi euzu besmele çekerek çocuğu yukarı atar ve derki "Efendi minareye, Allah derman eyleye, bir daha cumaya kadar benim oğlum yürüye" bu sözler ezan bitene kadar devam eder ve çocuğun bir daha ki cumaya kadar yürüyeceğine inanılır. Karın Ağrısı Duası : Karnım karnım, içine yılan yavrusu, aldım eğri tahrayı, gittim eğri meşeye, ettum eğri sepeti, eğri sepet su tutmaz, fatmanın karnı ağırmaz, karnı ağırmaz, uğruç uğruç Yılan Bağlama Duası : Bu dua okununca yılan hareket edemez. Yılan yılan afiye, yılan gider kafiye, kerpetilen kel dişi , bağladım yılan dişi Nazar Duası : Elemtere fiş, fiş, koltık altı sokulmuş. Her kim göz etmişse gözüne bir şiş Rize Beddualari
| |||||||
KOCAKARI İLAÇLARI | |||||||
İLAÇLAR
Hastalıkların günümüz
imkanlarıyla çözümlenemediği zamanlarda, halk hakimleri ve kocakarı ilaçlarıyla
deva olunmaya çalışılırdı. Geçmiş kültürlerden gelmekte olan bu tedavileri bu
işlere uzmanlaşmış kendilerini kabul ettirmiş kişilerce yapılrdı. Hatta
gerektiği anda cerrahi müdahaleye kadar gidebilenlerde çıkrdı. Biyolojik ve
doğal yöntemler uygulandığı gibi boş inanış ve büyü yolunada gidildiği olurdu.
Bazı tedavi yöntemleri bazı köylerde seyrekde olsa tedavi ettirile gelmektedir.
Göbek Düşmelerinde :Üç yol vardı. 1) Kupa vurulurdu. 2) Karın açık sırt üstü yatılırken hastanın göbek çukuru, küçük parmakla uygulanan basınçla döndürülürdü. 3) Su dolu bardağa konan bir ğneylebatıl bir uygulama yapılırdı. Koça (Siğil) : İki yol vardı. 1) Siğilin köküne sokulan iğnenin dibi ısıtılırdı. Böylce ısıtılan iğnenin ucuyla dağlanırdı. 2) Bir iplik ile batıl bir uygulama yapılırdı. Yanıklarda : Üç yol vardı.1) Tükürülürdü. 2) Bal, zeytinyağı ve eritilmiş mumdan yapıaln bir karışım sürülürdü. 3) Zeytinyağı ile kireçten veya kirecin suyundan yapılan bir karışım sürülürdü. Kötek (Darbe) ve Ağrılarda : 1) Tartılmamış et sarılırdı. 2) Mısır ununun yağla kavrulup, tuz eklenmesiyle yağlı hamur denilen bir karışım hazırlanır ve sıcak iken bir lahana yaprağına konarak sarılırdı. 3) Zeytin, zeytinyağı, soğan ve tuzdan yapılan bir karışım sarılırdı. Dil Doğurduğunda : Batıl bir tedavi yöntemi uygulanırdı. "Dili doğuran", anasına, "Ana dilim doğurdu" dediğinde, anası da, " Tukur da at oni" diyerek karşılık verdiğinde, dili doğuranda "Tu" diye tükürdüğünde ve bunu üç defada tekrarlarsa dili iyileşir.
Çuban (Çıban) : Dört
yol vardı. 1) Çıbanı temizlemek için soğan ve maydonozun kavrulmasından elde
edilen bir karışım sürülürdü. 2) Ateşte pişirilmiş soğan sürülürdü. 3) Reçine
sürülürdü. 4) Sülük oturtulurdu.
Karın Ağrılarında : Dört yol vardı. 1) Baldan veya şekerden yapılan şerbet içirilirdi. 2) Karın ısıtılırdı 3) Isıtılmış tuğla ayakların altına konulurdu. 4) Karın üstü yatılırdı.
İltihaplı Yaralarda :
İki yol vardı. 1) Yörede damar yaprağı denen bir tür bitki sarılırdı.2) Reçine
sürülürdü. Bağırsak Kurtlarında : Hastaya çiğ kabak çiviti yedirilirdi. Kabakulaklarda : Kara kabak pişirilip bölgeye sarılırdı. Baş Yarılmalarında : Şeker konurdu. Baş Ağrılarında : İki yol vardı. 1) bir bezle sıkılırdı. 2) Sirke sürülürdü. Kesiklere : Tütün ve Kartuli bastırılırdı. Bademcik ve Boğaz Ağrılarında : 1) Karamış yaprağı ısıtılır va sarılırdı. 2) Yörede havaciya denilen bir bitki tereyağı ile ısıtılıp içilirdi. Zehirlenmelerde : Sarmısaklı yoğurt içirilirdi. Arı Sokmalarında : Bölgeye soğuk cisimler değdirilirdi. Uçuklarda : Ucu yana odun veya ucu kızarılmış bir bıçakla batıl bir yöntem uygulanırdı. Çipa (Göbek Kordonu) Kesilmelerinde : İki yol vardı. 1) Güveli tahta tozu kullanılırdı. 2) Kapı eşiği altında bulunan kuru toprak konulurdu. İnek Zehirlenmelerinde : Üç yol vardı. 1) Sarmısaklı yoğurt içirilirdi. 2) Sirke içirilirdi. 3) Kulağı kertilir kan akıtılırdı.
KAYNAKÇALAR: |
Rize Merkez Köy ve Mahalle İsimleri RİZE İL MERKEZİ VE İLÇELERİNDEKİ TARİHİ ESERLER
Rize, Türkiye'nin kuzeydoğusunda, eşsiz tabiat güzellikleri, zengin halk
mimarisi ve halk bilim değerlerine sahip bir şehrimizdir. Burada tabiat ve
insan coğrafya ile mimari bütünleşerek eşsiz bir uyum sergiler. Yapılar yeşil
örtülü vadilerin yamaçlarına asılmış gibi dururlar. Karlı dağlardan çağlayarak
Karadenize akan dereler üzerinde narin köprüler kuruludur. İnsan bu coğrafyada
kendisinden geçer. Dört mevsim değişik renkli ormanlarda esen rüzgarın sesi,
derelerin çağıltısı ile karışır. Çiçeklerle çevrili yayla yollarında, çay
bahçelerinde, mısır tarlalarında, tulum ve kemençe eşliğinde duygu yüklü
türküler söylenir. Mataracı Mehmet
Efendi Evi restore edilmiş ve müze olarak 27.12.1985 tarihinde ziyarete
açılmıştır. Zemin katta, Rize İl merkezinden toplanan kitabeler ve mezar
taşları, birinci katta ise bazı ahşap oymalı mimari parçalar, dokuma araç
gereçleri, etnografik eserler sergilenmektedir. İkinci katta ise Atatürk
zamanından kalan eşyalar, Atatürk'e ait giysiler, Kurtuluş Savaşı ve
Atatürk'e ait fotoğraflar bulunmaktadır. Rize müzesinde 52
arkeolojik, 1014 etnografik, 594 sikke, 17 Mühür ve mühür baskısı ve 3
arşiv vesikası, 17 el yazması olmak üzere toplam 1695 envanterli eser
bulunmaktadır. Yapı malzemesi olarak yonu taş ve
horasan harcı kullanılmıştır.
Çamlıhemşin ilçesinde bulunan bölgenin en
dikkate değer eserlerinden biridir. İlçe merkezinin 15 km güneyinde Fırtına
Deresinin batı yamaçları üzerinde kurulmuştur. Kalenin üzerinde inşa
edildiği sarp kaya kütlesi, denizden 750 metre, dere yatağından ise yaklaşık
100 metre yüksektir. Kale, dış surlar, orta surlar ve iç kaleden meydana gelmektedir.
Dış kalenin kapısına kuzey batı yönündeki patika bir yolla ulaşılır.
Kuzeydeki kapının söğe taşları sökülmüştür. Bir teras yardımıyla orta sular
seviyesine çıkılır ve ikinci bir kapı ile kale içerisine girilir. Orta kale içerisinde üç önemli yapı bulunmaktadır. Bunlar muhafız
binası, şapel ve başkuledir. Kulenin dört katlı olduğu duvarlardaki hatıl
izleri ve kiriş deliklerinden anlaşılmaktadır. İçerisinde ince bir bölüntü
duvarı ve dolgu toprak vardır. Duvarlar üzerinde doğu yönünde kemerli
pencereler, diğer taraflarda mazgal delikleri bulunmaktadır. Kulenin üstünün dendanlı bir teras şeklinde olduğu belirlenmiştir. Duvarlar içerisinde dikey
uzanan boru yuvaları belki de kapanmış sarnıçlara su akıtıyordu. Kalenin kesin yapılış tarihini belirtecek veriler yoktur, 14-15 yüzyıllara tarihlendirilmektedir. Bölgenin ilk çağları gibi orta çağ tarihi de karanlıktır. Hemşin yöresinin İlhanlı, Karakoyunlu, Akkoyunlu zamanlarında tam olarak mı kısmen mi fethedildiğini bilmiyoruz. Varoş Kale, Zil Kale, Cihar Kale ve Pazar Kız Kaleleri hem yörenin, hem de Bayburt'a ulaşan önemli bir ortaçağ kervan yolu üzerinde güvenliği sağlıyorlardı.Osmanlıların bölgeyi fethinden sonra kale kullanılmaya devam etmiştir. Kalede bulunan iki el topu Trabzon Müzesindedir. Doğusu, güneyi ve kısman kuzeyi sarp kayalıktır. Batı
tarafı eğimli bir arazi üzerindedir. Giriş kapısı kuzeybatıdadır. Kalenin
kurulduğu yer ve duvar işçiliği bakımından Zil Kale ili ilişkisi açıktır.
Zil Kale ile aynı tarihlerde yapılmış olmalıdır. Sağlam kalan duvarlarda
mazgal pencereleri ve yuvarlak kemerli üst kat pencereleri yer almaktadır.
Kız Kalesi'nin kesin olarak kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir.
13.-14. yüzyıllarda Trabzon Devleti zamanında yapıldığı sanılmaktadır.
Kale, Osmanlı döneminde onarılarak kullanılmıştır. Dairevi
kemerli bir cepheye sahiptir. Tek lülelidir ve lülesi üzerinde taslığı
vardır. Çeşme, 1916 yılında şehrin savunması sırasında şehit olan
askerlerimizin gömüldüğü bir yerde yapılmıştır. İşgal sırasında Ruslar bu
şehitlikten yol geçirmek için kazı yapınca şehitler buradan
nakledilmiştir. Bu nakil sırasında şehit askerlerin çürümüş elbiselerinden
çıkan paralarla halk bu çeşmeyi yaptırmıştır. Çeşmenin üzerinde Latin
harfli kitabe metni ünlü şair Bayburtlu Hicrani tarafından yazılmıştır.
TUZCUOĞULLARI EVİ Rize'nin en eski evlerinden birisidir. 18. yy olarak tarihlenebilir.
Üç katlı olarak yapılmış mabeynli bir evdir. İçerisinde de çok sayıda oda,
hela ve banyo bulunmaktadır. Evin dışında ayrıca bir mutfak ve konak
hamamı yer almaktadır. ÇAĞLAYAN MUSTAFA HACALOĞLU EVİ (FINDIKLI) Köyün girişinde,mahallenin batısındamahallenin batısında yer alır. Beş
katlı geleneksel ev ve serenderin oluşturduğu yapı Bölgenin en eski ve
tipinin en iyi örneklerinden birisidir. HURŞİT BEY EVİ (FINDIKLI) 1849 yılında Mehmet Usta tarafından yapılmıştır. İki katlı, hayatlı
tipte bir evdir. Zemin kat ahır, birinci kat esas yaşama alanıdır. Zemin
kat yonu taş, birinci kat dolma göz duvarlara sahiptir. Evin esas planı
mabeyne (hayat) bağlı bir iç hayat ve etrafındaki odalardan oluşmaktadır.
Odaların kapı kanatları, yüklükleri, tavanlar ahşap süsleme bakımından
zengindir. Taş ocakların alınlıkları yaşmakları üzerinde bitkisel
süslemeler ve kitabeler yer alır. Evin süslemeli odası batıdaki baş
odadır. Burada yan duvarlar üzerinde bazı büyük yapıları cami, saray,
gemi, tren, top arabası gibi tasvirler yer almaktadır. Evin giriş
katındaki yarım daire merdiven ve eve su girişini sağlayan taş yalaklar
ilginç özellikler taşırlar. KÖPRÜKÖY KÖPRÜSÜ (ÇAMLIHEMŞİN):Fırtına Deresi üzerinde kurulu taş köprülerinden birisidir. Köprünün
batı ayağına küçük bar tabliye kemeri ilave edilmiştir. Tabliyesi iki
yandan dik olan köprünün korkuluk duvarları kısmen yıkılmıştır. Köprünün
19. yüzyıl sonlarında Türk ustalar tarafından yapıldığı bilinmektedir. ÇAĞLAYAN KÖPRÜSÜ(FINDIKLI):Köyün merkezinden geçen Abu Deresi üzerinde kurulmuştur. Bölgedeki
yaygın taş köprülerden birisidir. Tek bir kemer gözünden oluşur. Son
yıllarda kullanılmayan köprünün korkulukları yıkılmıştır. Yapıldığı tarih
bilinmemektedir. GÜNEYCE KÖPRÜSÜ (İKİZDERE):Güneyce'nin merkezinden geçmekte olan İyidere Suyu üzerinde yapılmış
tek gözlü taş köprüdür. 1901 yılında inşa edilmiştir. Harimin kuzeybatı köşesinden minareye
çıkılmaktadır. Kare planlı harime kuzey cephedeki kapı ile girilir. Her
cephedeki iki pencere aydınlanmayı sağlar. Bu pencereler düz letonludur.
Ayrıca sekizgen kubbe kasnağı üzerinde yuvarlak kemerli pencereleri
vardır. Tromplara oturan kubbe içinde demir parmaklıklı bir kandilliğe
sahiptir. Kubbe dıştan ise kurşun kaplıdır. Taş mihrap sade bir görünüme
sahiptir. Camiye göre oldukça büyük olan ahşap minber yenidir. Eskiden
ahşap olan mahfil son yıllarda betonarme olarak yenilenmiştir. Süslemeler
de yenidir. Türbenin doğu yakınında taş duvarlı,
dikdörtgen planlı, beşik çatı bir türbe daha bulunmaktadır. Bu türbenin
üzerindeki H.1308/M.1890 tarihi okunmaktadır. Bu türbede Süleyman Dede'nin
oğlu yatmaktadır.
Yeni adı
Eski Adı
Yeni adı
Eski Adı
Yeni adı
Eski Adı
Adacami
Ağaçlı
Akarçeşme
Akçaköy
Akpınar
Alipaşa
Anbarlık
Atmeydanı
Azaklı Hoca
Koriloz
Kament
Ignest-i Rum
Romanoz-ı Rum
Kalamoz
Sevelos
Anbarlık
Vonit-i Rum
Sakrık
Bağdadlı
Bahaddin Paşa
Balıkçılar
Balsuyu
Beşikçiler
Bıldırcın
Büyükköy
Camidağı
Camiönü
Haldoz
Hama
Hamaynoz
Çancol
Litmiyoz
Hanes
Gorgor
Mağloz
Arkotil
Ceran
Çakmakçılar
Çamlıbel
Çanakçeşme
Çarşı
Çeşmeli
Çiftekavak
Çiftlik
Çorapçılar
Romanoz-ı İslam
Playmanoz
Hacenoz
Kayluklar
Paşyan
Makasi
Argoloz-ı İslam
Zavendik
Saraho
Dağınıksu
Dağsuyu
Dere
Derepazarı
Dörtyolağzı
Godori
Çarıhor
Penduz
Palanduz
Peşeyan-ı Rum
Dumankaya
Ekmekçiler
Elmalı
Emineddin
Polimnoz
Arkılıkoz
Salarha Kaçıran
Emineddin
Eriklimanı
Eskikale
Fenerköy
Fethibey
Malpet
Aytanoz Çakara
Hortoz
Espet
Gölgeli
Gülbahar Sultan
Gündoğdu
Güneşli
Gürgen
Şatroz
Kovaroz
Fetekoz
Salarha Kaptes
Gürgen
Halatçı
Hamzabey
Hemdemoğlu
Hendek
Hoşköy
Filyoz
Harik Marnoz
Sanoz
Feri
Harel
İbadet
İrşadiye
İslahiye
İslampaşa
Ahangöz
Roş
Kanboz Kaşatoz
Hamrik
Kabak
Kale
Kalecik
Kaledibi
Kanbursırtı
Kaplıca
Karasu
Karayemiş
Kavaklar
Kayaköprü
Kemaliye
Kıbledağı
Koncevanoz
Kale
Mavrant
Emineddin-i Rum
Ignest-i İslam
Büyük Samrı
Karasu
Karayemiş
Argaloz-ı Rum
Letenkuz
Salarha Aynaroz
Setoz
Kırıklar
Kışlak
Kiremitli
Kokulukaya
Kömürcülü
Köprülü
Köşklü
Kutucular
Kututaş
Küçükcami
Küçükçayır
Küçükyurt
Kanreva
Konyan
Kalohraf
Likosi
Salarha Sengöz
Fosa
Viranlar
Merankuz
Peteros
Viroz
Andon
Küçük Samri
Lazlar
Mecidiye
Mermerdelen
Muradiye
Müderrisler
Müftü
Namıkye
Nusretli
Ortapazar
Lazlar
Mirekaloz
Kamaşnoz
Salarha
Iverit
Müftü
Katla
Orta Kanboz
Umma
Paşaköy
Pehlivantaş
Pekmezli
Peştemalci
Pazar
Pehlivanlar
Pilavdağı
Piri Çelebi
Portakallık
Sahilköy
Kalothin
Canpolat
Gotoz
Üstüpiler
Mişuna
Pripol
Diger Agnest
Piri Çelebi
Diğer Halduz
Liparit
Sandıklı
Sandıktaş
Saray
Sarıyer
Selamet
Sepetçiler
Sinekli
Soğukçeşme
Söğütlü
Subaşı
Sütlüce
Sandık
Hanbezi
Çakalnar
Maş
Nefs-i Kanboz
Holitoz
Sahor
Hohol
Arşota
Koliça
Arun
Tarikler
Taşlık
Taşcami
Taşhane
Taşlıdere
Taşpınar
Tepebaşı
Tepecik
Tersane
Topçu
Tuğlalı
Tarklar
Kozandinoz
Yukarı Kanboz
Salanduz
Ashoroz
Sabuncak
Sengaz
Vonit-i rum
Makalavoz
Babik
Mahanca
Ulucami
Uzun
Uzunkaya
Üçkaya
Hazavit
Rados
Rusya Yalı
Umma Tuğlu
Vakıfçeşme
Veliköy
Yağlıtaş
Yanıktaş
Piri Çelebi-i Rum
Vila
Kankalanoz
Argaloz
Yapraklar
Yaylacılar
Yemişlik
Yeniköy
Zincirli Köprü
Yapraklar
Maskilikos
Serandinoz
Yeniköy
Potça Kaçran
Rize ili denize paralel uzanan dağlarla çevrilidir. Yüksek dağ eteklerinden
doğan sular, birbirine paralel derin vadiler oluşturarak denize akarlar.
Köyler, tarıma elverişli alanlar, vadi tabanları ve yamaç düzlüklerinde yer
alır. Dağların 2000 m.den yüksekteki orman sınırından sonra yaylalar
kurulmuştur. Gerek mimarisi ve gerekse gelenekleri bozulmamış çok sayıda yayla
yerleşmelerinin ünlüleri şunlardır. Varda, Gölyayla, Ovit, Karos, Ambarlı
Varap, Varoş, Elevit, Trovit, Palovit, Çiçekli Ayder, Başhemşin, Karvan,
Taşlı.
Rize'nin bu zengin kültür ortamı ve eşsiz coğrafyasında oluşan kültür ve
tabiat varlıkları yeterince araştırılmamıştır. Yöre insanı yüzyıllar boyu
tarım, hayvancılık, denizcilik ve gurbetçilikle geçimini sağlamıştır. Çay
tarımının gelişmesi, şehirleşme, kent merkezinde, ilçelerde ve köylerde yeni
yapılanmalar ve yaşantı biçiminin doğmasına yol açtı.
RİZE ATATÜRK MÜZESİ (MATARACI MEHMET EFENDİ EVİ)
Müftü
Mahallesi'nde 127.sokakta yer alır. Kuzeyinde geniş bir bahçesi vardır. 20. yy'ın
başlarında yapılmıştır. İç sofalı, planlı, üç katlı bir evdir. İkinci
katta, kuzeydoğudaki oda Atatürk'ün kaldığı odadır. Ulu Önder Atatürk, 17
Eylül 1924 tarihinde Rize'yi ziyaret ettiği sırada, Mataracı Mehmet
Efendi'nin evinde misafir edilmiş ve bu odada kalmıştır.
RİZE MÜZESİ
Rize
Müzesi Müdürlüğü 1984 yılında Atatürk evi olarak hizmet vermeye
başlamıştır. Kültür Bakanlığı tarafından şehir merkezinde restorasyonu
tamamlanan iki adet eski eser yapıdan sarı ev olarak adlandırılanın teşhir
ve tanzimi tamamlanarak 27.06.1998 tarihinden itibaren müze olarak
parçalanmış olup, zemin kat kafeterya bölümü ve ikinci kat ise yöresel
yemeklerin sunulduğu lokanta olarak hizmet vermektedir.
RİZE KALESİ
Kale, şehir merkezinin güneybatısında 480 m²lik bir alan üzerine kuruludur. İç
ve aşağı kalelerden oluşur. İç kalenin I. Justinianus (527-565) döneminde, aşağı
kalenin ise 13. yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir. Kale çevresi, yapılan
çevre düzenlemesiyle çay bahçesi olarak işletilmektedir. Kenti seyir için kent
merkezindeki ideal noktalardan biridir.Kale ve sur yükseklikleri yaklaşık 2 metre ile 20 cm arasında değişmektedir.
Duvar kalınlıkları 2-3 metre civarındadır.
BOZUK KALE
İl merkezinin 10 km doğusunda Gündoğdu'da, aynı adla anılan derenin
kenarında yer alır. Denizden 30 m yükseklikte kurulmuş küçük bir gözetleme
kulesidir. Karadeniz sahillerinde sık görülen küçük orta çağ kalelerinden
biridir.
ZİL KALE
KALE-İ BALA (YUKARI KALE)
Çamlıhemşin
İlçesi'ne 40 km uzaklıkta, Hisarcık Köyü sınırları içerisinde Fırtına
Deresi'nin kaynaklarına hakim bir noktada kurulmuştur. Kaynaklarda geçen
bir diğer adı da Varoş Kale'dir. Kalenin ana planı dikdörtgen olarak
tanımlanabilir.
KIZ KALESİ (PAZAR)
İlçe
merkezinin batısında küçük bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Kayaklık bir
zemin üzerinde bulunan kalenin kara ile bağlantısı kesilmiştir. Yaklaşık
7x7 m boyutlarındaki kalenin duvarlarında muntazam taş işçiliği görülür.
Giriş kapısı batıdandır. Güney surlar yıkılmıştır.
CİHAR KALE
Sahilden 7 km içeride, Yücehisar Köyü sınırları içinde Hemşin
Deresi'nin doğusunda yer alır. Ana plan yuvarlaktır. Surların taş işçiliği
muntazam değildir. Kapısı kuzeydoğudadır ve iki kule ile desteklenmiştir.
Ortada yarım daire planlı bir kule bulunmaktadır.
ŞEHİTLER ÇEŞMESİ
İslampaşa
Mahallesi'nde eski Güneysu yolu üzerinde 1917 yılında yapılmıştır.
ESKİ RİZE EVLERİ
Şehir
merkezinde çok az sayıda eski ev koruma altına alınmıştır. Bunların da
iki, üç tanesi korunup yaşatılmaktadır. Rize evlerinin yapımında
geleneksel yapı malzemeleri ve teknikleri kullanılmıştır. Bu evler yığma
taş ve dolma göz tekniğinde yapılmış duvarlar, dört yana eğimli, kiremitle
kaplı çatılara sahiptirler. Şehir evleri genellikle iki veya üç katlıdır.
Zemin katta, ahır, kiler gibi servis hacimleri kullanılır. 1.katta mabeyn,
sofa ve odalar bulunmaktadır. Mabeynde(esas yaşanılan alan)Bulunan ocakta
yemek pişirilir. Odalar geleneksel olarak tasarlanmışlardır ve bazıları
ahşap süslemelidirler.
ŞENYUVA KÖPRÜSÜ (ÇAMLIHEMŞİN)
Eski adıyla Çinçiva Köprüsü bölgenin taş köprülerinden birisidir. Tek
bir kemerle Fırtına Deresi geçilmiştir. Ayrıca korkuluk duvarı tamir
edilerek üzerine demir bir kısım ilave edilmiştir. Köyün yaşlıları 1699
tarihli bir kitabesinin 1946 yılındaki bir selde kaybolduğunu kaydederler.
Eğer bu doğru ise, yapı bölgenin en eski köprülerinden birisidir.
İSKENDER CAFER PAŞA CAMİİ
İslampaşa Mahallesi'nde geniş bir hazire içinde İslampaşa ve Kurşunlu
Camii olarak da anılmaktadır. H. 978/M. 1570 yılında İskender Cafer Paşa
tarafından yaptırılmıştır. Cami ahşap bir son cemaat yeri, taş duvarlı ve
kubbe ile örtülü bir harim kısmından meydana gelmektedir. Caminin
duvarları moloz taşlarla örülmüştür.
BÜYÜK GÜLBAHAR SULTAN CAMİİ
Bütünüyle dikdörtgen planlı olan cami son cemaat yeri ve harim
kısmından meydana gelen kırma çatılı bir yapıdır. İnşa tarihi kesin olarak
bilinmemektedir. Son cemaat yeri bir subasman üzerine oturur. İki katlı
taş ve ahşap olarak inşa edilmiştir. Doğu tarafında imam odası, batısında
bir odunluk ile üst kata çıkan merdiven bulunmaktadır. Üst kat bağdadi
olarak inşa edilmiş, kurs yeri olarak kullanılmaktadır. Son cemaat
yerinden çıkılan minare batıdadır. Harim kısmının duvarları düzgün yonu
olarak mahalli siyah taştan yapılmıştır. Son cemaat yeriyle birlikte dört
omuz bir çatıya sahiptir. Üzeri kiremit kaplıdır. Kare planlı harim
kısmına son cemaat yerinden ve batıdaki kapıdan girilir. Girişin üzerinde
iki sütunla taşınan ahşap bir mahfil bulunmaktadır. Tavan ahşap olup
ortada bağdadi bir kubbeye sahiptir. Harim kısmını doğudan üç, diğer
cephelerde iki olmak üzere, çift sıra yuvarlak kemerli pencereler
aydınlatır. Mihrap yivli sütünlarla sınırlandırılmış ve yatay dilimli bir
nişe sahiptir. Ahşap minber sadedir. Gülbahar Camii birkaç defa yıkılıp
yapılmıştır.
KÜÇÜK GÜLBAHAR HATUN CAMİİ
Küçük Gülbahar Hatun Mahallesi'ndedir. Büyük Gülbahar Camii'nin
doğusunda yer alır. Eski cami harap olunca 1956 yılında biraz kuzeye
kaydırılarak yeniden yaptırılmıştır. İlk yapı 16. yy'da, Yavuz Sultan
Selim'in eşi, Gülbahar Sultan'a atfedilmiştir.
KALE CAMİİ
Kale Mahallesi'nde ve Rize İç Kalesi'nin güneyinde bulunur. 1658
yılında yapılan cami son zamanlarda yenilenmiştir. Arazinin eğiminden
dolayı bir zemin kata sahiptir. Zemin kat taş, üst kat betonarme olarak
yapılmıştır. Örtü kırma çatılı olup, kiremit kaplıdır. Caminin doğusunda
imam odası ve bir servis hacmi bulunmaktadır. Harime küçük bir son cemaat
kısmından gidilir. Düz ahşap tavanlı harim, yuvarlak kemerli geniş
pencerelerle aydınlatılmıştır.
ORTA CAMİİ
Şehir merkezinde Yeniköy Mahallesi'ndedir. İlk cami 1737 senesinde
yapılmıştır. Bugünkü cami ise 1941 yılında yeniden inşa edilmiştir.
Dikdörtgen planlı cami kalın taş duvarlı ve kırma çatılıdır. Kuzey, doğu
ve batı tarafından kapıları vardır. Son cemaat mahalli olmayan caminin
giriş kısmı üzerinde mahfil bulunmaktadır.
MÜFTÜ MAHALLESİ CAMİİ
1785 tarihli eski caminin yerine biraz kuzeye kaydırılarak 1965
yılında yeniden yapılmıştır. Camiye sonradan ilave edilen son cemaat
mahallinden girilmektedir. Ayrıca doğuya açılan bir kapısı vardır.
Muntazam kesme taştan yapılmış caminin harimini yüksek kasnaklı, kurşun
kaplı bir kubbe örter, kuzeybatı köşede taş minare yer alır. Caminin
mihrabı taş, minberi ahşaptır. H.1200/M.1785 tarihinde yapılmış cami kırma
çatılı idi. Cephelerden iki sıra pencere ile aydınlanıyordu. Bu cami
H.1282/M.1865'te etraflıca onarılmıştır.
REŞADİYE CAMİİ
Reşadiye Mahallesi'nde yıkılıp yenilenen camilerden birisidir. Eski
caminin yapılışı 1671 olarak kabul edilmektedir. Bugünkü cami 1962 yılında
yaptırılmıştır.
CAMİÖNÜ CAMİİ
Camiönü Mahallesi'nde yer alır. Halk arasında Fener Camii olarak da
bilinir. Kitabesine göre eski cami 1698 yılında yapılmıştır. Eser 1949
yılında yenilenmiştir.
DEĞİRMENDERE CAMİİ
Değirmendere Mahallesi'ndedir. Bu cami de yenilenerek günümüze gelmiş
tarihi eserlerden birisidir. İlk cami H.1200/M.1786 yılında
yaptırılmıştır. Bu cami H.1327/M.1911 yılında onarılmıştır. Minaresi
sonradan yapılmıştır.
TAŞÇIOĞLU CAMİİ
Yenimahalle'de yer alır. Yıkılıp yenilenen camilerden birisidir.
H.1126-1131/M.1714-1718 tarihleri arasında Cezayirli Kaptan Ali Paşa
tarafından yaptırılmıştır. Bu caminin mimari özellikleri hakkında bilgimiz
yoktur. Büyük bir ihtimalle kırma çatılı bir yapıydı. Bu caminin
H.1250/M.1834 yılında onarıldığını biliyoruz. 20. yy'ın başlarında camiye
Taşçıoğlu adlı bir hayırsever tarafından bir kısım ilave edilerek,
onartılmış, bundan sonra cami Taşçıoğlu Camii olarak anılmıştır. Caminin
1940 yılında yeniden onarıldığı bilinmektedir. Bugünkü caminin inşaatına
1979 yılında başlanmış ve uzun yıllar sürmüştür.
ŞEYH CAMİİ
Şehir merkezinde, eski Vilayet Konağı'nın güneyinde eski Piri Çelebi
Mahallesi'nde yer alır. İlk cami 1711 yılında yapılmıştır. Bu yapı bazı
onarımlarla 1953 yılına kadar gelmiştir. Bugünkü caminin inşası 1953-1965
yılları arasında tamamlanmıştır. Şeyh Camii, Merkez Camii'nden sonra
Rize'nin en büyük ve özen gösterilerek yapılmış camisidir. Beş bölümlü bir
son cemaat mahalli ve kare bir harimden meydana gelen çifte minareli bir
eserdir.
MERKEZ UZUNKAYA KÖYÜ CAMİİ
Köyün merkezinde eski bir mezarlığın kenarında yer alır. İlk olarak
19. yy'da yapıldığı tahmin edilen cami son yıllarda yıkılarak
yenilenmiştir.
Bugünkü cami kesme taş duvarlı, dikdörtgen planlı bir yapıdır. Camiye
doğudan girilmektedir. Harimde, kuzey cephede bir mahfil bulunmaktadır.
Mahfilin köşk kısmında ve kapılarında eski camiden kalan ahşap süslemeli
parçalar kullanılmıştır. Taş minaresi kuzeybatıdadır. Caminin doğusunda
imam evi ve Kur'an Kursu yapılmıştır.
EKŞİOĞLU CAMİİ (ARDEŞEN)
Bu cami ilçe merkezinde Çiftekavak Mahallesi'nde yer alır. Onarılıp
yeni ilaveler yapılarak günümüze gelmiştir. İlk cami Ekşioğlu Hacı Mustafa
Efendi tarafından inşa edilmiştir. Bu yapı H.128/M. 1869 yılında
yenilenmiştir. Yenilenen caminin kuzeyine, yakın yıllarda bir kısım ilave
edilmiş, kuzeybatısına da minare yapılmıştır.
SESLİKAYA KÖYÜ CAMİİ (ARDEŞEN)
Köyün merkezinde yer alır. 1801 yılında yapılmış, bölgenin ahşap
süslemeli camilerinin güzel bir örneğidir. Yapı malzemesi muntazam
yontulmuş taş ve ahşaptandır. Dikdörtgen planlı olan caminin yakın
yıllarda önüne yeni bir kısım ilave edilmiştir. Kuzeydoğudaki minare de bu
sırada yapılmıştır. Harime kuzey cephedeki kapıdan girilir. Girişin
üzerinde mahfil bulunur. Harimin aydınlatılması, her cephede altta büyük,
üstte küçük düz lentolu ikişer pencere ile sağlanmıştır. Caminin taş
mihrabı sadedir. Esas önemli olan ahşap süslemeli minber, mahfil ve
tavandır. Minberin yan yüzleri ve korkulukları barok karakterli kıvrım
dallar, S kıvrımları ile doldurulmuştur. Aynalıkta kıvrım dallar arasında
stilize laleler bulunur.
TUNCA KÖYÜ CAMİİ (ARDEŞEN)
Meyilli bir arazide kurulmuştur. 1902-1909 yılları arasında
yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilmiş, kırma çatılı bir camidir.
Zemine bir medrese katı yerleştirilmiştir. Son cemaat mahalli olmayan
camiye kuzey cephesinin ortasından ve kuzey batıdan girilir. Harim düz
letonlu iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin taş mihrabı sade
bordürlerle çevrilmiştir. Minber ahşaptır ve yüzeyi bütünüyle barok
karakterli bölgesel motiflerle süslenmiştir.
YUKARI DURAK CAMİİ (ARDEŞEN)
Büyük Mahalle'de H.1156/M.1743 yılında inşa edilmiştir. Kalın taş
duvarlara sahiptir. Kapı kanatları ve minberi orijinaldir ve ahşap
süslemelidir. Cami günümüze gelinceye kadar birçok onarım geçirmiştir.
IŞIKLI CAMİİ (ARDEŞEN)
Son zamanlarda kuzey cephesinde bir son cemaat mahalli eklenmiştir.
Esas cami muntazam taş duvarlı, kırma çatılı bir yapıdır. 1887 yılında
yaptırılmıştır. Süsleme bakımından ahşap minber, tavan ve mahfil
önemlidir. Minber süslemesi, Tunca Camii minberine benzer. Büyük bir dair
içerisinde çıkan C kıvrımları ile barok karakterli diğer motifler bütün
yüzeyi kaplamıştır.
ŞENKÖY CAMİİ (ÇAMLIHEMŞİN)
Son derece meyilli bir arazide yapılmıştır. İki katlı bir camidir.
Zemin kat taş duvarlı, esas kat bütünüyle ahşaptır. Geniş saçaklı olan
caminin dört omuzlu kiremit kaplı bir çatısı vardır. Bölgenin geleneksel
ahşap camilerinden birisidir. Ahşap süsleme mahfil korkuluğunda ve
minberde görülür. Nakış ve kalem işi süslemeler sadedir. Cami 1900 yılında
köy halkı tarafından yapılmıştır.
AŞAĞI ÇAMLICA KÖYÜ CAMİİ (ÇAMLIHEMŞİN)
Taş duvarlı iki katlı, kırma çatılı bir yapıdır. Zemin kat medrese
olarak yapılmıştır. Medrese katına kuzeydoğu köşesindeki kapı ile girilir.
Bu kısım epeyce elden geçmiştir. Sadece batı duvarlarında bir ocak
kalmıştır. Hariminahşap döşemesi son yıllarda betonarme olarak
değiştirilmiştir. Caminin minberi çok iyi bir ahşap işçiliği gösterir.
Sahte kemerli iniş kompozisyonları üzerinde bir daireden çıkan S ve C
kıvrımlı yan yüzleri kaplar. Dilimli kemerlerle taçlandırılan nişler ve
üçgen aynalık, sadeleştirilmiş bir barok üslubu yansıtır.
CAFER PAŞA CAMİİ (ÇAYELİ)
Denize hakim bir teras üzerinde, eski bir mezarlığın yanında yer alır.
1467 yılında yaptırılan camii onarımlarla günümüze gelmiştir. Bugünkü
caminin kuzey tarafına yeni bir kısım ilave edilmiştir. Burası imam evi ve
Kur'an Kursu olarak kullanılmaktadır. Esas cami kareye yakın, dikdörtgen
planlı bir harimden meydana gelmektedir. Moloz taş duvarlı olup, kiremit
kaplı kırma çatıya sahiptir. Harimin girişinde iki ayağa oturan bir mahfil
bulunur. Harim yanlarında üçer, kıble tarafında ikişer pencereye sahiptir.
ORMANCIK CAMİİ (ÇAYELİ)
Mahmutlu ve Geyik Mahalleleri arasında yer alır. Bölgenin geleneksel
ahşap yığma duvarlı, kırma çatılı camilerinden birisidir. 1826 yılında
yaptırılmıştır. Caminin bir zemin katı bulunmaktadır. Burası eskiden
medrese-mektep olarak kullanılıyordu. Esas cami bir giriş bölümü ve harim
kısmından meydana gelmektedir. Giriş bölümündeki sedirlerde
oturulmaktadır. Bu bölümün üzerindeki mahfil ve saçağı dört ahşap sütun
taşımaktadır. Bu mahfile iç mahfilden bir kapı ile girilir. Caminin ahşap
oyma olarak oya gibi süslendiği görülür. Ahşap süslemeler kapı, minber,
mihrap ve mahfil üzerinde yoğunlaşmıştır. Kemerli kapının kanadı ve geniş
çevresi üzerinde; kıvrımdal kompozisyonu tek bir ağaçtan oyulmuş mihrap
nişinin kenarındaki bordür üzerinde de yer alır. Nişin kavsarası ve
köşelikleri geometrik olarak çizgi bezemelidir. Mihrabın dış çerçevesi
üzerinde geç devirde yapılmış boyalı bir bordür yer alır.
FINDIKLI MERKEZ CAMİİ (FINDIKLI)
Bir son cemaat yeri ve dikdörtgen planlı harim kısmından meydana gelen
kırma çatılı bir camidir. Birkaç yapı evresi geçirmiştir. İlk caminin 18.
yy'da yapıldığı tahmin edilmektedir. Alt kat revaklı bir girişten sonra
iki odadan oluşmaktadır. Üst kat Kur'an Kursu olarak kullanılmaktadır. Bu
kısım Rize'nin benzer camileri gibi 20. yy başlarında yapılan bir onarımla
bugünkü durumuna kavuşmuştur.
MEYVELİ KÖYÜ CAMİİ (FINDIKLI)
Orta Mahalle'de yer almaktadır. İki katlı, bölgenin tipik ahşap yığma
camilerindendir. 1871 yılından Mustafa Bin Alişan tarafından
yaptırılmıştır. Zemin kat medrese bölümüdür. Medresenin iç kısımları
yıkılmıştır. Sadece ocaklar günümüze gelmiştir. Caminin cephesine yeni bir
kısım ilave edilmiş, son cemaat mahalli kısmen bozulmuştur. Son cemaat
mahallinin üzerinde, iç mahfile bağlantılı fevkani bir mahfil bulunur. İç
mahfili U şeklinde kıble duvarına kadar uzanır. Süsleme bakımından minber
aynalığı, mahfil köşkü ve korkulukları zengindir. Minber üzerinde
geometrik, korkuluklar üzerinde ise halat örgü ve yatay palmet
dizilerinden meydana gelen süsleme unsurları görülür. Ayrıca sütun
başlıkları üzerinde Mührü Süleyman motifine de yer verilmiştir.
KIBLEDAĞ CAMİİ (GÜNEYSU)
Köyün merkezinden Ilıca Mahallesi'ne taşınmış, 1862 yılında
yapılmıştır. Bölgenin geleneksel ahşap camilerinden birisidir. Taşınma
sırasında beton bir zemin kat üzerine oturtulmuş, kuzeyine yeni bir kısım
ilave edilmiştir. Bununla birlikte caminin orijinal unsurları korunmuştur.
BİLEN KÖY CAMİİ (HEMŞİN)
Köyün merkezinde iki katlı olarak yapılmıştır. Alt kat, kısmen ahşap
duvarlı olarak inşa edilmiş medrese bölümüdür. Bu katta iki bölümlü bir
dershane ve bir hoca odası bulunmaktadır. Dershanede taş ocaklar, eski
sıra ve kürsü parçaları mevcuttur. Güneybatıda ocağı bulunan oda hocaya
aittir. Caminin kuzeybatısında hayat kısmı bulunur. Harim kısmına ahşap
oymalı bir kapı ile girilir. Giriş bölümünün üzerinde yer alan mahfili U
planlı olup yanlarda kıble duvarlarına kadar uzanır. Doğu taraftaki ahşap
ayakların farklılığı, mahfil uzantısının geniş olması bu kısmın sonradan
ilave edildiğini göstermektedir. Gerçekten de yaşlı köylüler caminin
genişletildiğini söylemektedirler.
ÇAMLIK KÖYÜ MERKEZ CAMİİ (İKİZDERE)
Eğimli bir arazide oluşturulan bir teras üzerine kurulmuştur.
Batısında bir medrese, imam evi bulunmaktadır. 19. yüzyılın sonlarında
yapılmış ahşap camilerden birisidir. Esas cami kısmında batı cephesinin
ortasından girilir. Kuzey kısmında mahfil bulunur. Harim sadece güney
cephesindeki iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır.
ŞİMŞİRLİ KÖYÜ CAMİİ (İKİZDERE)
Arazinin eğiminden dolayı yüksek taş duvarlı bir subasman üzerine
kurulmuştur. 1853-1857 yılları arasında Ahmet Usta tarafından yapılmış
ahşap yığma bir camidir. Cami kareye yakın bir dikdörtgen alanı kaplar
plan kuzey cephedeki giriş ve harimden meydana gelmektedir. Giriş kısmının
üzerinde iç mahfile bağlanan fevkani bir mahfil bulunmaktadır. Kuzeyinde
bir medresesi vardır. Bu medrese ile cami arasında 1988 yılında yapılan
minare yer almaktadır.
GÜNEYCE HACI ŞEYH CAMİİ (İKİZDERE)
Kurtuluş Mahallesi'nde meyilli bir arazide kurulmuştur. H.1304/M.1887
tarihinde İstanbul Kütüphane Müdürü Hacı Osman Niyazi Sipahioğlu
tarafından yaptırılmıştır. Ustaları ise Pazarlı Ali ve Hasan'dır. Zemin
katında taş duvarlı bir medrese katına sahiptir. Esas cami ahşap olarak
inşa edilmiştir. Kuzeydeki giriş kapısının sağında birkaç mezardan oluşan
bir hazire vardır. Harimin batı duvarı eğimden dolayı taş yapılmıştır. Ana
plan, giriş bölümü ve harim kısmından meydana gelmektedir. Giriş tadil
edilmiştir. Kalıntılardan anlaşıldığına göre kuzey cephede diğer
camilerdeki gibi içeriye bağlı bir fevkani mafil vardı. Bugün giriş
bölümünün sağında ocaklı orijinal bir oda bulunur. Bu oda sol tarafa
yerleştirilmiştir.
ZİVANE KÖPRÜSÜ CAMİİ
Cami Of'un Keler Köyü'nden sökülerek bugünkü yerine çay alım
merkezinin üzerine kurulmuştu. 1834 yılında yapılmıştır. H.Hoca Köyü'nün
Zivane Köprüsü mevkiindedir. Bölgenin ahşap camilerinin en iyi
örneklerinden birisidir. Yapı ahşap süsleme bakımından çok zengindir.
Kapı, mihrap, minber, mahfil ve tavan çok çeşitli motif ve
kompozisyonlarla süslenmiştir. Kapı kanatları ve yan pervazlarında stilize
hayat ağaçları yer almaktadır. En dışta hasır örgülü panolar
bulunmaktadır. Ahşap mihrap nişini, kıvrımdallı stilize bir ağaç çevreler.
Minberin yan aynalıkları, Şimşirli Camii gibi dikey panolara bölünmüş
olup, her pano içerisinde, dalları lalelerle sonuçlanan ağaç motifleri
yerleştirilmiştir.
YÜCEHİSAR CAMİİ (PAZAR)
Köyün merkezinde yer alır. Bir medrese ile birlikte 1799 yılında Ayşe
Hanım tarafından kagir olarak inşa ettirilmiştir. Camiye kuzey taraftaki
medreseden iki kapı ile gidilir. Harim doğu batı yönünde uzanır. Giriş
bölümü üzerinde mahfil kısmı bulunur. Caminin kuzeybatıdaki ana giriş
kapısının kanatları üzerinde geometrik sekizgen geçmelerden oluşan bir
süsleme vardır. Minber aynalığı üzerinde birçok karakterli, merkezde büyük
bir daireye bağlanan S ve C kıvrımlarına yer verilmiştir. Mahfil
korkuluklarının iç yönünde geometrik ve bitkisel süslemeli bir bordür
dolaşmaktadır. Caminin ahşap süslemeleri Hemşin Bilenköy Camii ile yakın
benzerlik göstermektedir.
SESLİKAYA SÜLEYMAN DEDE TÜRBESİ
Yenilenen
türbe kare planlı ve betonarme bir kubbeye sahiptir. Bu türbe
H.1262/M.1845 yılında yapılmıştır.