ATA SÖZLERİMİZ

Karadeniz'e özgü Atasözler için tıkla :))

KARADENİZDEN LAZ ATASÖZLERİ
Bir LAZ ATASÖZÜ demiş ki :
YOL gidenundur, peşunden ağliyamam;Yüreğum AHIR değul, her ÖKÜZİ bağliyamam..!
Sevduğuni alamaysan alduğuni sevecesun :))
Bir laz atasöz der ki; susaysan sus, susmayisan afkur :)
Bir Karadenizli Kıza Laf Atayisan; ya çok yağli yedun dilin kayayi… Ya da usturaya kafa ataysin!..Yade MErmiden hizli koşayisun...
Dolmuştaki Yolcu ‘ışıklarda inecek var demiş”..
Şoför hemen, “Ne oldi , karanluktan mi korkaysun”
Adami yapan da karidur, yikanda karidur.
Habu yalan dünyada ölecesun ölenlan, sevdaluk eyi şeydur edecesun bilenlan.
Araba gazsiz, müzik bassiz, ortam ‘laz'siz olmaz.
Fınduk kada aklun vardi, onda da kurt çıktı :-)
Susaysan sus susmaysan afgur.
Anasının sütüyle Adam olamayana, Sığır ne etsun
Baktun olmayi, bakmayacasun.
Lafun tutulursa hakimsun, lafun tutulmazsa sen kimsun.
Laz deyip gecma oda 3 harflidur carbar,
Hamsinun ufak olduğuna bakup aldanma, Sülalesi kalabaluktur...
Seviysan ölümüne, sevmiysan düğünüme.
Madem kideyu miras, bende yiyeyum biraz
Türkiye’de kadın olmak zor diyene , Trabzonlu teyzeden cevap; “Ya afgur ahurda 11 siğura evde 5 ökuze ben bakayrum kadin olmak sağami zor geliy”
Karadeniz'de anneler oğullarini yolcu ederken ‘kendine dikkat et’ demezler. ‘Kimseye takılma ha,akıllı ol’ derler.
Karadenizli bir erkeğin sevgilisiyle diyalogu:
Kız: Ayrılalım mı?
Erkek: Habırdan sağa oyle vururum ki sağ gözunde şimşek cakar.
Karadeniz’de sokakta turlayan iki sevgili arasındaki diyalog:
Kız: Ay aşkım kestane ne güzel koktu yaa
Erkek : Çok mu hoşuna gitti ?
Kiz: Evet askım
Erkek: Merak etme aşkum dönüşte bir daha kececeguk ordan.”
<

ATA SÖZLERİMİZDEN

* Adam zengin olamaz, zengin adam olamaz.
* Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
* At ölür, nalı kalır; yiğit ölür, namı kalır.
* At adımına göre değil, adamına göre yürür.
* Ağaç ne kadar uzasa da göğe değmez.
* Ağaç yaş iken eğilir.
* Ahmağa yüz, abdala söz vermeye gelmez.
* Akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir.
* Abdalın dostluğu köy görününceye kadardır.
* Akıllı olup tembel ise ikaz et, akılsız olup da çalışkan ise dikkat et.
* Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
* Akacak kan damarda durmaz.
* Arayan belasını da devasını da bulur.
* Arayan bulur, inleyen ölür.
* Ak akçe karagün dostudur.
* Ağaçtan maşa, abdaldan paşa olmaz.
* Ağır kazan geç kaynar.
* Ağlayanın malı, gülene hayır etmez.
* Aç koyma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin.
* Ah yerde kalmaz.
* Ata binen, nalını mıhını arar.
* Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.
* Alış-veriş başka, dostluk başkadır.
* Acele işe şeytan karışır.
* Ata da soy gerek, ite de.
* Ardıcın közü, yalancının sözü olmaz.
* Ar eden, kar etmez.
* Arsız erimez, çayır çürümez.
* Arkalı köpek kurdu boğar.
* Acıkan doymam, susayan kanmam sanır.
* Aca dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış.
* Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur.
* Ağır harman geç kalkar.
* Acıyan çok ama, ekmek veren yok.
* Arayan Mevla’sını da bulur, belasını da.
* Aç aman bilmez.
* Aç it duvarı deler.
* Aç ile arkadaş olma, yemem der de sömürür.
* Aç ayı oynamaz.
* Aç kurt insana saldırır.
* Aç tavuk rüyasında kendini darı anbarında görür.
* Adamak kolay, ödemek güçtür.
* Ak koyunun kara kuzusu da olur.
* Akan su yosun tutmaz.
* Akıl akıldan üstündür.
* Akıl yaşta değil baştadır.
* Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.
* Alışmış kudurmuştan beterdir.
* Altın anahtar her kapıyı açar.
* Altın yere düşmeyle değer kaybetmez.
* Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz.
* Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
* Aç köpek fırın deler.
* Acın koynunda ekmek eğlenmez.
* Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
* Acın karnı doyar gözü doymaz.
* Adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir altından olsa çulu.
* Ağalık vermeyle, yiğitlik vurmayla olur.
* Adam yokluğunda, keçiye Abdurrahman Çelebi derler.
* Ahmak misafir evsahibini ağırlar.
* Ayıdan post, gavurdan dost olmaz.
* Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
* At binenin, kılış kuşananındır.
* At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.
* Atlar tepişir arada eşekler kalır.
* Atın ölümü arpadan olsun.
* At sahibine göre kişner.
* At yedi günde, it yediği günde belli olur.
* Ata et, ite ot verilmez.
* Ateş düştüğü yeri yakar.
* Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
* Atı alan Üsküdar'ı geçer.
* Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar.
* Ayağını yorganına göre uzat.
* Azan mevlasını da bulur, belasını da.
* Azman olma, uzman ol.
* Azıksız yola çıkanın iki gözü el torbasında olur.
* Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.
* Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı.
* Bağa gir izin olsun ki, yemeye yüzün olsun.
* Balık baştan kokar.
* Bir deli bir kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış.
* Belli düşman, gizli dosttan yeğdir.
* Bir korkak bir orduyu bozar.
* Bir koyundan iki post çıkmaz.
* Bir koltuğa iki karpuz sığmaz.
* Bir kötünün yedi mahalleye zararı dokunur.
* Bekara karı boşamak kolay gelir.
* Bedava sirke baldan tatlıdır.
* Bir mıh bir nal, bir nal bir at, bir at bir er, bir er bir vatan kurtarır.
* Bir ekmek, dokuz aç; durma ordan kaç.
* Bir evde düzen olunca düzenbazlık olmaz.
* Bir gemide iki kaptan olmaz.
* Bir sürüye bir kurt yeter.
* Bir göz ağlarken bir göz gülmez.
* Ben ağa, sen ağa; bu ineği kim sağa?
* Bir taşla iki kuş vurulmaz.
* Bir ye, bin şükret.
* Biri yer, biri bakar kıyamet ondan kopar.
* Bizim gelin bizden kaçar, ele başını açar.
* Besle kargayı, oysun gözünü.
* Benim oğlan bina okur, döner döner gene okur.
* Borcunu bilmeyen, namusunu bilmez.
* Battı balık yan gider.
* Bin dost az, bir düşman çok.
* Bir adamın karısı, o adamın yarısıdır.
* Bal tutan parmağını yalar.
* Balı parmağı uzun olan değil, kısmeti olan yer.
* Bakmakla usta olunsaydı, kediler kasap olurdu.
* Başsız evin köpeği çok havlar.
* Bir çiçekle bahar gelmez.
* Bir çöplükte iki horoz ötmez.
* Bildiğinin bir huyu, bilmediğinin bin huyu olur.
* Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
* Borçlu ölmez, benzi sararır.
* Beş parmağın beşi bir değil.
* Beyazın adı var, esmerin tadı var.
* Beyden doğan, bey olur.
* Bez alırsan Musul’dan, kız alırsan asıldan al.
* Bıçak kadar boyu var, türlü türlü huyu var.
* Bilen de konuşur, bilmeyen de.
* Biliyordun kıçının huyunu, niye içtin mercimeğin suyunu?
* Bilmediğin lafa karışma.
* Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.
* Bıçak yarası unutulur, dil yarası unutulmaz.
* Bıçak sapını kesmez.
* Bağdat'a pirince gideyim derken, evdeki bulgurdan olma.
* Bahanesiz dost köyüne varılmaz.
* Bilgisiz insan meyvesiz ağaca benzer.
* Bin bilsen de, bir bilene danış.
* Bin ölçüp, bir biçmeli.
* Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
* Bir işe başlamak, bitirmenin yarısıdır.
* Bir musibet bin nasihatten iyidir.
* Binde bir gelinen yere gül döşerler, her gün gelinen yere kül döşerler.
* Boğulursan büyük suda boğul.
* Borç yiğidin kamçısıdır.
* Boş duranı Allah da sevmez, kulu da.
* Bugün bana ise, yarın sana.
* Bugünün işini yarına bırakma.
* Bülbülün çektiği, dili belasıdır.
* Bülbülü altın kafese koymuşlar, "vatanım" demiş.
* Büyük lokma ye ama büyük konuşma.
* Cömert derler, maldan ederler; yiğit derler, candan ederler.
* Cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur.
* Cahil kendinin düşmanıdır, başkasına nasıl dost olur?
* Cahil dostun olacağına, alim düşmanın olsun.
* Cami ne kadar büyük olsa da, imam bildiğini okur.
* Can boğazdan gelir.
* Can çıkar, huy çıkmaz.
* Çamura taş atma, üstüne sıçrar.
* Can çıkmadan ümit kesilmez.
* Cenabetten keramet umulmaz.
* Cihanı yakan zulümdür, kazma-kürek değil.
* Çok gezilen yerde ot bitmez.
* Çakalsız köy olmaz.
* Çok arpa atı çatlatır.
* Çok söyleme arsız olur, çok verme hırsız olur.
* Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir.
* Çam sakızı çoban armağanı.
* Çağrıldığın yere erinme, çağrılmadığın yerde görünme.
* Çocuktan al haberi.
* Çürük tahta mıh tutmaz.
* Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
* Danışan dağlar aşar, danışmayan yolda şaşar.
* Damlaya damlaya göl olur.
* Davetsiz gelen döşeksiz oturur.
* Davulun sesi uzaktan kulağa hoş gelir.
* Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.
* Değneği yiyenle sayan bilir.
* Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
* Deli söylemiş de akıllı oynatmış.
* Demir nemden, insan gamdan çürür.
* Demir tavında dövülür.
* Denize düşen yılana sarılır.
* Derdini söylemeyen derman bulamaz.
* Dereyi görmeden paçayı sıvama.
* Deveyi yardan atlatan bir tutam ottur.
* Dibi görünmeyen sudan geçme.
* Dinsizin hakkından imansız gelir.
* Dinsizin ipi ile kuyuya inilmez.
* Dost acı söyler.
* Dost kötü günde belli olur.
* Dost başa, düşman ayağa bakar.
* Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur.
* Düşenin dostu olmaz.
* Eğreti ata binen tez iner.
* Ekmek Hıdır’ın su Bedir’in, yiyin için kudurun.
* Ekmek elden su gölden.
* Emeksiz yemek olmaz.
* El ağzına bakan karısını tez boşar.
* Ele verir talkını kendi yutar salkımı.
* El sözü harman tozu.
* Er kocar gönül kocamaz.
* Eline, diline, beline mukayyet ol.
* Erkek sel, kadın göl.
* Erkek söyler, kadın dinler.
* Evinde yok bulgur aşı, kendi gezer bölük başı.
* El öpmeyle dudak aşınmaz.
* Erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır.
* Eşeğini övmeyen çerçi olmaz.
* Eşek çamura düşünce, sahibinden yiğidi olmaz.
* Evvel can, sonra canan.
* Ev alma, komşu al.
* El yumruğu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz sanır.
* Eceli gelen köpek cami duvarına işer.
* Eğri oturup, doğru konuşalım.
* Eken biçer, konan göçer.
* Ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur.
* El elden üstündür.
* El ağzı ile çorba içilmez.
* El elin eşeğini türkü çağırırak arar.
* Elin ile koymadığını kaldırma.
* Eli dar olanın dili kısa olur.
* Emanet ata binen tez iner.
* Fazla naz aşık usandırır.
* Fakirin tavuğu tek tek yumurtlar.
* Fukara oklavayı hacetten sayar.
* Gafleti çok olanın devleti yok olur.
* Garip kuşun yuvasını Allah yapar.
* Geçtiğin köprüleri yakma.
* Gem almayan atın ölümü yakındır.
* Gelin binmiş deveye, gör kısmeti nereye.
* Güvendiğimiz dağlara karlar yağdı.
* Gelen geçer, konan göçer.
* Güvenme varlığa, düşersin darlığa.
* Güzel bürünür, çirkin görünür.
* Güzeli herkes sever.
* Gülün dostu dikendir.
* Güzellik görenin gözündedir.
* Gün ola, harman ola.
* Gitti ağalar paşalar, kellere kaldı köşeler.
* Gizliden gebe kalan, aşikare doğurur.
* Görünen köy kılavuz istemez.
* Gülme komşuna, gelir başına.
* Güneş giren eve hekim girmez.
* Güzel gözünden, yiğit sözünden belli olur.
* Haddini bilmeyene haddini bildirirler.
* Hain olan korkak olur.
* Hamama giren terler.
* Hak dedikten sonra, akan sular durur.
* Hak ol ki, pak olasın.
* Haklı hakkından vazgeçmez.
* Haklı haksızı Bağdat’tan çevirir.
* Halep orada ise arşın burada.
* Hayvan ölür semeri kalır, insan ölür eseri kalır.
* Helal mal kaybolmaz.
* Haram harama gider.
* Havlayan köpek ısırmaz.
* Havlamasını bilmeyen it, sürüye getirir kurt.
* Hem suçlu, hem güçlü.
* Harman yel ile, düğün el ile.
* Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar, ya çiyan.
* Herkes ettiğini bulur.
* Hısımı hısım yapan da avrat, hasımı hasım yapan da.
* Hırsıza anahtar gerekmez.
* Haramın binası olmaz.
* Hocanın yap dediğini yap, yaptığını yapma.
* Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
* Huylu huyundan vazgeçmez.
* Haydan gelen huya gider.
* Hazıra dağ dayanmaz.
* Hasta yatan değil, eceli gelen ölür.
* Hem kız, hem baldırı düz, hem de ucuz olurmu?
* Her işte bir hayır vardır.
* Her koyun kendi bacağından asılır.
* Her kuşun eti yenmez.
* Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
* Horuzu çok olan köyün sabahı geç olur.
* Irmak kenarına çeşme yapılmaz.
* Irmaktan geçerken at değiştirilmez.
* Isıracak it dişini göstermez.
* Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz.
* İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü kara.
* İt ite buyurur, it de kuyruğuna.
* İti an, çomağı hazırla.
* İyi insan lafının üstüne gelir.
* İyilikle uslanmayanın sonu kötektir.
* İşi olmayanın, aşı olmaz.
* İşleyen demir ışıldar.
* İt yatağında ekmek ufağı aranmaz
* İyi olursa bahtından, kötü olursa bizden bilirler.
* İyiden kötülük gelmez.
* İyilik et, denize at; balık bilmezse, Halık bilir.
* İt ile çuvala, kedi ile kilere girilmez.
* İyilik et kele, öğünsün ele.
* İt iti ısırmaz.
* İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.
* İki at bir kazığa bağlanmaz.
* İnanma dostuna, saman koyar postuna.
* İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde yaşar.
* İnsan göre göre, hayvan süre süre alışır.
* İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır.
* İnsan olmayan, insan kadrini bilmez.
* İki cambaz bir ipte oynamaz.
* İki dinle bir söyle.
* İki eğriden bir doğru çıkmaz.
* İnsan kocar, gönlü kocamaz.
* İp inceldiği yerden kopar.
* İstediğini söyleyen, istemediğini işitir.
* Kabadayı tükürdüğünü yalamaz.
* Kap sirkeye göredir.
* Kafirden hacı, elden bacı olmaz.
* Kalem kılıçtan üstündür.
* Karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu.
* Karga bülbülü taklit edeyim derken, ötmeyi unutmuş.
* Karnının doymayacağı yere, açlığını bildirme.
* Kasap et derdinde, koyun can derdinde.
* Kaşıkla verip, sapıyla gözünü çıkarma.
* Katıra "baban kim?" demişler, "dayım at" demiş.
* Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.
* Kazma kuyuyu, kazarlar kuyunu.
* Kel yanında kabak anılmaz.
* Keçinin canı sopa isteyince, çobanın değneğine sürtünür.
* Kendi düşen ağlamaz.
* Keskin sirke küpüne zarar.
* Kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz.
* Kılıç kınını kesmez.
* Kırk hırsız bir çıplağı soyamaz.
* Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla.
* Kızını dövmeyen dizini döver.
* Kişiyi nasıl bilirsin, kendin gibi.
* Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
* Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
* Köpeğe dalaşmaktansa, çalıyı dolaşmak hayırlıdır.
* Köpeklerin duası kabul olsa, gökten kemik yağar.
* Köpeksiz köy buldu, değneksiz gezer.
* Köprüyü geçene kadar, ayıya dayı de.
* Körler sağırlar birbini ağırlar.
* Körle yatan şaşı kalkar.
* Kötü tarlanın verdiğini, yiğit kardeş vermez.
* Kurt kocayınca, köpeğin maskarası olur.
* Kurt kuzu kaptığı yeri dokuz defa yoklar.
* Kurunun yanında yaş da yanar.
* Kibirin hasmı Allah’tır.
* Kar, zararın kardeşidir.
* Kuştan korkan, darı ekmez.
* Kötü çamın kozalağı çok olur.
* Kitaplar soğuk ama güvenilir dostlardır.
* Lafla peynir gemisi yürümez.
* Leyleğin ömrü lak lak ile geçer.
* Lokma karın doyurmaz, şefaat artırır.
* Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.
* Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
* Merd-i Kıpti şecaat arzederken sirkatin söyler.
* Mızrak çuvala sığmaz.
* Malına mukayyet ol, komşunu hırsız çıkarma.
* Meyve veren ağaç taşlanır.
* Namazda meyli olanın, kulağı ezanda olur.
* Nasihat vereceğine para ver.
* Ne ekersen onu biçersin.
* Ne verirsen elinle, o gider seninle.
* Okumayı sevmeyene dokuz hoca az.
* Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz.
* Öfke gelir gider, kelle gider gelmez.
* Öfle ile kalkan zarar ile oturur.
* Öksüz kuzu, toklu olmaz.
* Öküzün altında buzağı arıyor.
* Ölmüş at arar, nalını sökmeğe.
* Ölmüş eşek kurttan korkmaz.
* Ölenle ölünmez.
* Öl benim için, öleyim senin için.
* Öldüğüne bakmaz da, koz ağacından tabut ister.
* Ölüsü olan bir gün ağlar, delisi olan her gün ağlar.
* Para insana dil, elbise insana yol öğretir.
* Parasız pazara, kefensiz mezara gidilmez.
* Paraya nereye gidiyorsun demişler, çoğun olduğu yere demiş.
* Para parayı çeker.
* Pire itte, bit yiğitte olur.
* Pis boğaz ile boş boğaz, beladan kurtulmaz.
* Rüzgar eken, fırtına biçer.
* Sabreden derviş, muradına ermiş.
* Sakalda keramet olsa, keçi şehlik ederdi.
* Sakla samanı, gelir zamanı.
* Saman elin ise, samanlık senin.
* Sayılı koyunu kurt kapmaz.
* Sen kendini övme, el seni övsün.
* Sinek küçük ama mide bulandırır.
* Soğuk su, sıcak aş diş düşmanı, genç avrat koca herif düşmanı.
* Sopayı yiyen eşek atı geçer.
* Söyle arkadaşını, söyleyeyim sana seni.
* Söyleme dostuna, söyler dostuna. Bir gün olur tuz basarlar postuna.
* Söylemeyen ağız, söyleyen ağzı yorar.
* Söz büyüğün, sus küçüğün.
* Söz var insanı yola getirir, söz var insanı yoldan çıkarır.
* Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir.
* Su akarken testini doldur.
* Seli gider, kumu kalır.
* Soyunu unutanın cenazesini soysuzlar kaldırır.
* Sen eşek olursan, semer vuran çok olur.
* Sırrını düşman bilmesin dersen, dostuna açma.
* Söz gümüş ise sükut altındır.
* Söz dinleyen, söz verenden uz gerek.
* Söyleyene değil, söyletene bak.
* Söyleme sırrını dostuna, o da söyler dostuna.
* Sekiz aptal, dokuz kaşığı boş bırakmaz.
* Su uyur, düşman uyumaz.
* Su akmadıkça durulmaz.
* Su testisi su yolunda kırılır.
* Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.
* Sürüden ayrılanı kurt kapar.
* Taşıma su ile değirmen dönmez.
* Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.
* Tavşan dağa küsmüs, dağın haberi olmamış.
* Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.
* Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin.
* Tereciye tere satılmaz.
* Tavuk suyu içer, Allah’a bakar.
* Tilkinin dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır.
* Tek taştan duvar olmaz.
* Tok açın halinden anlamaz.
* Tok ağırlaması güçtür.
* Topalla gezen aksama öğrenir.
* Ucuz etin yahnisi yenmez.
* Ucuz alan pahalı alır.
* Ummadığın taş baş yarar.
* Umut fakirin ekmeğidir.
* Un elekten, çamur bilekten geçer.
* Uysal atın çiftesi pek olur.
* Ufak suda balık kendini büyük sanır.
* Üzüm üzüme baka baka kararır.
* Üzümünü ye, bağını sorma.
* Vakit nakittir.
* Vakitsiz öten horuzun başını keserler.
* Varsa pulun, herkes kulun, yoksa pulun, dardır yolun.
* Veren el, alan elden üstündür.
* Yaş kesen, baş kesen iflah olmaz.
* Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
* Yalnız kuş, yuva yapmaz.
* Yanlış hesap Bağdat'tan döner.
* Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder.
* Yazın başı pişenin kışın aşı pişer.
* Yazın eli yaş olanın, kışın ağzı yaş olur.
* Yiğidi öldür, hakkını yeme.
* Yenenle yanana bir şey dayanmaz.
* Yemeye hazır dayanmaz.
* Yıkılan güreşe doymaz.
* Yol üstüne bostan ekme el için, kocalıkta avrat alma el için.
* Yol yürümeyle, borç ödemeyle biter.
* Yola giden yorulmaz.
* Yuvarlanan taş yosun tutmaz.
* Yavuz itin sonu uyuz olur.
* Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.
* Yürük at yemini, yavuz it ününü artırır.
* Yatan aslandan, gezen tilki iyidir.
* Yüz versen astar ister.
* Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı.
* Yılanın soktuğunu akrep de sokar.
* Yal yiyen it, yüzünden belli olur.
* Yedisinde neyse, yetmişinde de o olur.
* Yiğidin anası çabuk ağlar.
* Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar.
* Zorla güzellik olmaz.
* Zora dağlar dayanmaz.
* Zehirden şifa, kahpeden vefa beklenmez.
* Zararın neresinden dönersen kardır.
* Zaman sana uymazsa, sen zamana uy.
* Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz yolda şaşırır.
KÜFÜRLÜ OLDUKLARI İÇİN AZ BİLİNEN ATASÖZLERİ

Gerçi her tarafından belli nasıl bir yazı olduğu ama gene de belirtelim; rahatsız olabilirsiniz, aşırı derecede küfür ve rahatsız edici söz içerir. Rahatsız olacaksanız lütfen okumayın. (Kaynağından çok emin olmamakla beraber Ömer Asım Aksoy'un Atasözleri Sözlüğü'nden alınmış olabileceğini belirtmek isteriz.)

Atasözü : Kuru bok göte yapışmaz
Anlamı : Bir kişiye yapmadığı kesinlikle bilinen bir suçu yüklemeye çalışmak boşunadır.

Atasözü : Sıçılacak ağız göte yakın gelir:
Anlamı : Kişinin ağır hakaret görmesi, kendisinin buna yol açmasından ileri gelir.

Atasözü : Osuranın burnuna sıçmalı ki koku ala:
Anlamı : Yaptıklarıyla çevresini rahatsız eden kişiyi daha ağır eylemlerle rahatsız etmeli ki davranışının ne denli kötü olduğunu anlasın.

Atasözü : Osurukla boya boyanmaz:
Anlamı : Yeterli olmayan davranışla bir iş başarılamaz.

Atasözü : Koyunun götü bir gün açıksa keçininki her gün açık:
Anlamı : Davranışlarını herkesin beğendiği bir kimse bir gün yanlış bir iş yapabilir. Bu her gün yanlış iş yapanınkinin yanında kınanacak bir durum sayılmaz.

Atasözü : İt boku acından yer:
Anlamı : Kötü, yasadışı yollarla para kazananlar, geçimini sağlamak için başka yol bulamamamışlardır.

Atasözü : Göte yakın yerden et yememeli:
Anlamı : Bir sakınca doğurabilecek işe girişilmemeli.

Atasözü : Bir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk da:
Anlamı : Aynı aileden iyi insan da yetişir, kötü insan da.

Atasözü : Açık göte herkes tükürür:
Anlamı : Utanç verici, iğrendirici davranışları herkes tiksintiyle karşılar.

Atasözü : Adam olacak çocuk bokundan belli olur:
Anlamı : Bir kişinin yeni başladığı işte ilerleyip ilerleyemeyeceği daha ilk davranışlarından bellidir.

Atasözü : Ak göt kara göt hamamda belli olur:
Anlamı : Aynı sınavdan geçecek olanlardan kimin iyi, kimin kötü durumda olduğu sınavın sonunda belli olur.

Atasözü : A köse, sayilmadik kaç tel sakalin var?
Anlamı : Önemsiz bir kisinin kendini ve yaptigi isi önemli ve zor gösterdigi durumlarda söylenir.

Atasözü : Acikacak diye siçmaya korkar.
Anlamı : Çok cimri insanlar için söylenir.

Atasözü : Açgözlü daya (taya) çocugu.
Anlamı : Kanmayan, doymayan çocuklar ve yetiskinler için söylenir. Daya (taya), sütnine, dadi. (Farsça daye'den)

Atasözü : Ad Ali'nin göt Veli'nin.
Anlamı : Bir isi yapan, bu is için ugrasan kisinin adi anilmaz da bu isten yararlanan kisinin adi anilirsa kullaniliyor. "Ad" zamanla "At" oluvermis. Bu sözü kimileri "kim kime dum duma" anlaminda kullaniyor.

Atasözü : Adam bildim esegi, altina serdim dösegi.
Anlamı : Saygi gösterip yardim edilen kisinin terbiyesiz ve densiz oldugunu ögrenildiginde söylenen bir söz.

Atasözü : Adi ata bindi, ayagi yerde gezer.
Anlamı : Bk: Sanki esege bindi, ayagi yere sürter.

Atasözü : Adi(m) ulu, götü(m) kuru.
Anlamı : Ünü çok fakat sanilanin aksi bir durumda olan insanlarin sözü.

Atasözü : Adim adim yer edeyim, gör sana neler edeyim.
Anlamı : Ne yapacagini sezdirmeden karsisindaki insani yerinden etme çabasina girisecek olanlarin tehdit sözü.

Atasözü : Adimi güveç koy amma, ocak üstüne koyma.
Anlamı : Zor isler yapan biri olarak taninmak isteyen fakat aslinda zor isler yapmak istemeyen kisilerin yandas arayis sözleri.

Atasözü : Adimiz orospu, (fakat, hâlâ) ekmegimizi kuru yeriz.
Anlamı : Yasamak, kazanmak için kötü isler yapan fakat elinde avucunda hiçbir seyi olmayan insanlarin kullandiklari söz.

Atasözü : "Adin ne?" "Mülayim Aga." "Sert olsan ne halt edersin?"
Anlamı : Diyalog degil, monolog. Sert davranmakla hiçbir sey elde edemeyeceginin bilincinde olmak.

Atasözü : Aga diyeyim sana, yagin bulassin bana.
Anlamı : Yardakçilik yapan, kayirilmak istenen insanlari anlatmak için kullanilir.

Atasözü : Agzi açik ayran delisi.
Anlamı : Aptal aptal bakarak ortalikta salak salak dolastigi düsünülen insanlara giyabinda söylenen söz.

Atasözü : Agzimi yakti as olsa, basimi yardi tas olsa.
Anlamı : Zarar veren ama onu da beceremeyen insanlar için sonradan söylenen söz.

Atasözü : Agzinin domalmasindan Ömer diyecegi belli(ydi).
Anlamı : Yapilan kötülük ardindan söylenen, aslinda her seyi bastan anlayanlarin söyledigi bir söz.

Atasözü : Ah ahisi gitmis, of ofusu kalmis.
Anlamı : Güzel günleri, güzellik dönemi geçmis, çirkin günler, çirkin dönemi baslamis insanlar için kullanilir.

Atasözü : Ahmak islatan (yagmuru).
Anlamı : Öyle bir yagmur ki yagan, semsiyesiz yürüsem bir sey olmaz dersin, ince ince islanirsin. Böyle havalarda yürüyenlere ithaf edilmis bir söz bu.

Atasözü : Ak göt kara göt geçit basinda belli olur.
Akim derken bokum der.
Anlamı : Tutarsiz olan, çeliskili konusan, kendini övmeye çalisirken kötü yönlerini anlatan insanlar için kullanilir.

Atasözü : Aklimi bokuma karistirdi.
Anlamı : Kafasi karisan, dogruyla yanlisi ayirdemeyen, ne yapacagini bilemeyen insanlarin sözü.

Atasözü : Aklim bokuma karisti.
Anlamı : Korku, saskinlik ve panik duygularini ifade etmek için kullaniliyor. Asiri mutlulukta kendini kaydenler için de.

Atasözü : Aklina turp sikayim.
Anlamı : Bir kisiye yanildigini, budalaca düsündügünü söylemek için kullanilir.

Atasözü : Aksayanla aksak, suya gidenle susak.
Anlamı : Baskalari ne yaparsa onu yapan insanlara söylenen bir söz. Susak, bati yörelerinde su tasimak için kullanilan genis agizli testi.

Atasözü : Aksam ahira, sabah çayira (nahira).
Anlamı : Yiyip, içip yatmaktan baska hiçbir sey yapmayan insanlara. Nahir, kirlara otlatmaya gönderilen davar (koyun-kuzu-koç) sürüsü.

Atasözü : Aksam Haci Mehmet, sabah eskici Yahudi.
Anlamı : Bazen iyi ve dürüst görünen kurnaz, dalavereci, cimri kisiler için.
Herhalde o zamanlar "Haci" kavraminin içi bosalmamisti ki olumlu gösterildi.

Atasözü : Aksam kavurur, sabah savurur.
Anlamı : Zar zor kazandigini günübirlik harcayan, gelecegi düsünmeden yasayan kisiler için.

Atasözü : Aksam yezit diye öldürdüler, sabah sehit diye namazini kildilar.
Anlamı : Önce acimasizca suçlayip öldüren sonra da üzülen griplar için söylenirmis. Zaman geçtikçe güncelligi artiyor.

Atasözü : Al Allah kulunu, zapteyle delini.
Anlamı : Kimsenin engelleyemedigi, sonunu düsünmeden korkusuzca bir ise atilan kisilerin ardindan söylenir.

Atasözü : Al daglardan kengeri, ver devenin agzina.
Anlamı : Bedavadan isini gördüren ve haksiz kazanç saglayanlar için.

Atasözü : Al sana bir kaya, nerene (nereye) dayarsan daya.
Anlamı : Bir sorunun nasil çözülecegini bilemeyen ya da sorunu baskasinin sirtina yükleyen bir insanin sözleri.

Atasözü : Alacagin bir igne, çeligin okkasindan sana ne!
Anlamı : Ugrasi alanini daha büyük konularla ilgilenerek abartan kimselere.

Atasözü : Alacagina sahin, verecegine karga.
Anlamı : Alirken bütün gücünü kullanan, verirken bin dereden su getiren insanlar için kullanilir.

Atasözü : Alavere, dalavere, Kürt Mehmet nöbete.
Anlamı : Bütün yükü dümen çevirerek bilgisiz ve kimsesiz kisilerin üstüne atmakla ilgili bir söz. Daha o zamandan, kim bilir ne zamandan.

Atasözü : Alçacik alçacik damlar, bedava gitti bizim amlar.
Anlamı : Ev kadininin gelin gittigi evde (bazen yillar sonra bile) emsal gelinlere kiyasla yoksul görünen evinin alçak tavanina bakip, iç geçirmesi.

Atasözü : Aldi haberi, gitti kabari kabari.
Anlamı : Sevindirici bir haber alip, gerektiginden fazla övünerek gidenlerin ardindan.

Atasözü : Alin (derisi) degil, davul derisi.
Anlamı : Arsiz ve utanmayan kisiler için söylenir.

Atasözü : Alismis kudurmustan beterdir.
Anlamı : Bir seye alisti mi ondan kurtulmak çok zordur anlaminda.

Atasözü : Ali Faki'ya yazdirdik, daha beter azdirdik.
Anlamı : Uzmani sanarak gittikleri birinin durumu daha da karistirmasi.

Atasözü : Ali kiran bas kesen.
Anlamı : Çevrede terör estiren, sorumsuzca her istedigini yapan tek kisi için söylenir.

Atasözü : Almazsin, satmazsin, pazarda isin ne?
Anlamı : Ilgi alanina girmeyen konu üstünde gereksizce duran kisilere söylenir.

Atasözü : Alti aylik seyisligi var, kirk yillik at boku (fiski) eşeler (karistirir).
Anlamı : Deneyimsiz fakat çok bilmis gibi davranan, beceriksizlik yapan, ortaligi karistiran kisilere...

Atasözü : Altta kalanin cani çiksin.
Anlamı : Herkesin basinin çaresine bakmasini, güçsüz duruma düsmemesi gerektigini söylüyor...

Atasözü : Am budalasi.
Anlamı : Kadinlarin etkisinde, akli fikri kadinlarda ve cinsellikte olan kisi.

Atasözü : Am bulmus, killisini ariyor.
Anlamı : Amacina erismis, bir seyleri elde etmis daha da iyisini istiyor, elindekini begenmiyor anlaminda kullanilir.

Atasözü : Amasyanan bardagi, biri olmazsa bir daha.
Anlamı : Begenmedigini atip, bir baskasini alanlarin sözü.

Atasözü : Amı olanin imanı olmaz.
Anlamı : Kadinlar için söylenen bu sözü sanirim erkekler çikardi, nedendir ben bu sözü yasli bir teyzeden duydum.

Atasözü : Anadan siska, ne yapsin muska.
Anlamı : Kökü çürük, tedavisi olanaksiz kisiler için söylenir.

Atasözü : Anan turp, baban salgam.
Anlamı : Görgü, bilgi sahibi olmayan insanlarin yetistirdigi çocuklar için kullanilir.

Atasözü : Anasi sarmisak, babasi sogan.
Anlamı : Görgü, bilgi sahibi olmayan insanlarin yetistirdigi çocuklar için kullanilir. Bk: Anan turp, baban salgam.

Atasözü : Anasini bellemek.
Anlamı : Birine (özellikle erkekler için) en duyarli konuyu örnek göstererek büyük bir kötüllük yaptigini söylemek.

Atasözü : Anasini satayim.
Anlamı : Bir durumu önemsememek. Ne olursa olsun, varim anlaminda.

Atasözü : Anasini sattigim.
Anlamı : Birine bela okumak. Lanetlemek.

Atasözü : Anasini sattim.
Anlamı : Bu isi yoluna koydum, basariyla sonuçlandirdim, siyirdim, kivirdim.

Atasözü : Anasinin -körpe- kuzusu.
Anlamı : Nazli, zor islere, sikintiya gelemeyen gençlere söylenir.

Atasözü : Anasinin gözü.
Anlamı : Çikarci, hileci, dalavereci, kurnaz kisiler için.

Atasözü : Anasinin nikâhi.
Anlamı : Uzak bir yer.

Atasözü : Anasinin nikâhini istemek.
Anlamı : Sattigi malin karsiliginda çok fazla bedel istemek.

Atasözü : Anladimsa Arap olayim.
Anlamı : Konuyu anlamayan insanlar, Arap olmak belirgin bir ayriksilik yarattigi için olsa gerek, bu sözü kullanirlar/di.

Atasözü : Anlasildi Vehpi'nin kerrakesi.
Anlamı : Bu masum deyim, isin iç yüzünün anlasildigi, amacin belli oldugu zamanlarda kullaniliyor. Kerrake, ses olarak kötü bir seyi çagristirir gibi görünse de, aslinda bilim adamlarinin bir zamanlar giydigi ince kumastan yapilmis üstlüge verilen ad.

Atasözü : Ar namus tertemiz.
Anlamı : Namus ve utanma duygularindan tamamen siyrilmis.

Atasözü : Arabanin tekerine çomak sokmak.
Anlamı : Yolunda giden bir isi engellemek. Bk: Tekere çomak sokmak.

Atasözü : Aralari sekerrenk (oldu) aldi.
Anlamı : Dostluklari bozuldu. Sekerrenk Farsça'dan gelen, sariya çalan renk anlaminda bir kelime.

Atasözü : Arı satmis (yemis), namusu kiraya (tellala) vermis (arkasina atmis).
Anlamı : Namus duygusundan uzaklasmis, utanmaz, kötü yola sapma noktasina gelmis kisiler için kullanilir.

Atasözü : Arik altindan tarla bagislamak.
Anlamı : Çikar yolu göstermek, bu sözü vermek.

Atasözü : Arka kapidan çikmak.
Anlamı : Bir sey ögrenmeden okul ya da isten ayrilmak, mezun olmak.

Atasözü : Arkadas degil, arka tasi.
Anlamı : Aslinda zarar veren, sikinti yaratan sözde arkadaslar için kullaniliyor.

Atasözü : Arkasi mihrapta.
Anlamı : Güçlü ve saglam kisi/lere yaslanmis.

Atasözü : Arkasi yufka.
Anlamı : Yaslandigi, dayandigi, güvendigi kisiler güçlü ve saglam degil.

Atasözü : Arpali bugdayli oturmak.
Anlamı : Bir toplantida kadinli erkekli karisik oturmak.

Atasözü : Arpalik yapmak.
Anlamı : Çikar kaynagi olarak belledigi bir yeri ve kimseyi sürekli olarak sömürmek. Arpalik, bilindigi gibi eskiden kimi din büyüklerine aylik olarak verilen para.

Atasözü : Arpaya katsan at yemez, kepege (yal'a) katsan it yemez.
Anlamı : Bir kisinin o anda sözü geçen is için uygun olmadigini belirtir. Ise yaramaz adam. Efendim, köylerde evcil köpeklere et degil, suyla karistirilmis kepek verilir. Kimi bölgelerde bunun adi yal'dir.

Atasözü : Arsini ile alir, sindisi ile keser.
Anlamı : Bu söz, isine gelen konuyu ya da bir seyi istedigi gibi kullanan, yürüten kisilere yakistirilir. Arsin, bilindigi gibi eski bir uzunluk ölçüsü. Sindi, isim; "makas"in Osmanlica'daki karsiligi.

Atasözü : Art ayagiyla kulagini kasir.
Anlamı : Densizce dayranislarda bulunan, asagilik kisilere söylenir.

Atasözü : Asim asim olmak.
Anlamı : Birinden sürekli bir sey istemek, asilmak.

Atasözü : Aslan sütü.
Anlamı : Argo degil. Saka yollu raki.

Atasözü : As deliye kaldi.
Anlamı : Durumdan yararlanacak digerlerinin ortadan kalkmalariyla firsatin bir kisiye kalmasi.

Atasözü : Aska gelmek.
Anlamı : Heyecana kapilmak, cosku içinde olmak.

Atasözü : At anasi.
Anlamı : Iri yari, erkeksi kadinlara bir yakistirma. Bk: Dev anasi.

Atasözü : At çalindiktan sonra, ahirin kapisini kapamak.
Anlamı : Is isten geçtikten sonra önlem almak. Bk: Halayik sikildikten sonra kapiyi kapar.

Atasözü : At elin, it elin, bize ne!
Anlamı : Orali olmayan, baskasinin isine karismayanlarin kullandigi bir söz.

Atasözü : At görür aksar, su görür susar.
Anlamı : Gördügü her seye özenen, gerekmese de sahip olmak isteyen kisilere söylenir.

Atasözü : Ata et, ite ot vermek.
Anlamı : Bir kisiye isine yaramayan bir seyi ya da yetkin olmadigi bir görevi vermek. Bk: Itin önüne ot, atin önüne et koymak.

Atasözü : Ata nal çakildigini görmüs, kurbaga ayaklarini uzatmis.
Anlamı : Hakeden bir kimsenin karsisinda bunu haketmemis bir kisinin gocunmasi, istekte bulunmasi. Kisinin kendini bilmemesi.

Atasözü : Atam bilir atasini, ben bilirim ötesini.
Anlamı : Karsidakilerin nereden nereye geldiklerini, soyunu, sopunu, ne mal olduklarini bildigini iddia eden kinayeli söz.

Atasözü : Ates almaya mi geldin?
Anlamı : Birinin gelip hemen gitmesine söylenir.

Atasözü : Ates bacayi sardi.
Anlamı : Durum tehlikeye girdi, olan oldu.

Atasözü : Ates olsa cirmi kadar yer yakar.
Anlamı : Meydan okuma sözü. Çok güçlü olsa ne kadar zarar verebilir ki? Her seyi göze almak. Cirmi, Arapça hacim, büyüklük, oylum.

Atasözü : Atese vursan duman vermez.
Anlamı : Eli siki, çok cimri kisilere söylenir.

Atasözü : Ayrani yok içmeye tahtirevanla (atla) gider siçmaya.
Anlamı : Durumuna, yoksulluguna bakmadan gösteris yapmaya, varsillar gibi davranmaya çalisan insanlar için söylenen bir söz.

Atasözü : Az koy da, sen koy.
Anlamı : (Ok: Az ko da, sen ko.) Çok kandirilan, dostlarindan kazik yiyen bir insanin yakinisi. Bazen de, önerinin yani sira yardim da isteyen bir insanin kullandigi söz.

Atasözü : Alışmadık Götte tuman (Don) Durmaz.
Anlamı : Bir insan bir şeyi içine sindiremezse o işte başarılı olamaz.

Atasözü : Şanssız Deveyi Çölde Kutup Ayısı Sikermiş.
Anlamı : Çok şanssız olmak.

Atasözü : Eşşeği Siken, Ossuruğuna Katlanır..
Anlamı : Hamama giren terler.

Atasözü : İmam Ossurursa, Cemaat (çatır-çatır) Sıçar.
Anlamı : İnsanlar, liderlerinin yaptığını yapar.

Atasözü : Zaman Kötü, Kolla Götü.
Anlamı : Kendine dikkat et.

Atasözü : İşini Bilmedik Çavuşlar, Döner Götünü Avuçlar.
Anlamı : Başarısız olmak.

Atasözü : Ölüyü Çok Yıkarsan, Ya Ossurur Ya Sıçar.
Anlamı : Çok özenilen işler sonuca varmaz

KARADENİZ ATASÖZLERİ

Adami yapan da karidur, yikan da karidur

Aferun torbasi dolmaz

Afkurmasını bilmeyen köpek, koyuna kurt götürür

Ayranum budur, yarısı sudur Yersan da budur, yemesan da budur

Bacanak bacanağı dere başukarı arar

Bahane sığırlere dolanıyı sirtlere

Bekle eşeğum bekle, manca pişirde yersun

Ben derum torunum yok, o derki dayimsun dayim

Bilmeduğun atun kerisina keçma

Bişe desem soz olur, demesam maraz olur

Borç çıktı bine gel elmanın dibine

Cihanun kördüğü dane bitmez

Çalışta gavura kalsun

Çocukla kirma yola olur başuna bela

Çorbaki daşar, kepçenin pahası olmaz

Değneğum dağarcığum, suparam süreceğum

Demir taradi sağa da yaradi

Dut demeğa dudak lazum

Et diline bıçak eline

El eliyla ilana tutma, ilana da yazik olur

Etme kulum bulma zulum

Evi sildim süpürdüm, kutis geldi oturdu

Eyi adam neyler mali? Çotisi de neyler mali?

Ezme, ezilma, orta kal

Ezrayil vuru pençe, bakmaz ehtiyara cence

Farzdan önce farz var

Gemi aldın, kıçına; toprak aldın, içine; karı aldın başına geç otur

Haçan bir kız kaçacak yan basar ayağını

Haçan gelin olursun ederler seni huri; sonra mısır ekmeği vermezler sana kuri

Huçumet işine karışma, delinun işine karışma, Ellağun işine hiç karışma

İki şoza bir güneli üstüne bir hapsikoli

İlan topraği ufura ufura yer

İlan eğrulur, buğrulur deliğune kirinca doğrulur İyiluk yap at bayışağa

Kalbim defter, dilum donmez

Kalktı rahmetli, oturdi korbakor

Kara biber karadur, diremlan satiliyi Kar da öyle beyazdur çureklen atiliyi

Karının eyisi ele cirmez, çotisi yere cirmez

Karinca çi kanadlanu, cobermegi yakin olur

Kedi anasının canı içun sıçan tutmaz

Kedinun kuyruğuna basmayinca sana hirlamaz

Kendume yer edeyim bak sağa ne edeyim

Kestane kumuşiden çıktı, kerisini beğenmedi

Kız çay yaprağına bencer, zamanını çeçurdun mi kartlaşur

Kim verursa bağa yerum, ben ondan yana derum

Korkma kişin kişundan, kork aprilun beşinden, oçuz ayrilur eşinden

Köpeği andun, kutilayı hazırla

Köpek tüyünü değişir, Huyunu değişmez

Kumden halat olmaz

Kurdun adi çikti, çakallar paş koparayi

Lafun tutulursa hakimsun, lafun tutulmazsa sen kimsun

Madem kideyu miras, bende yiyeyum biraz

Mart kapudan baktirur, kazma kürek yaktirur

Mut mut dema armut de

Ne doğrarsan çanağuna o gelur kaşığuna

Ne kosan çanağuna o gelur kaşığuna

O kızım saha derum o gelinum sen işit

Ormanlarin gozi var, yolun kilavuzu var

Ortak atun beli kiruk olur

Ortak mala çöpek bile işemez

Öküz eldi ortaklık bozuldu

Pahane uşağa, yarısı bayışağa

Rize'ye vali olacağına, çay alum yerine bi sepetçi ol

Sen kârin peşindesun hazırı elden gitti

Siçan işedu denize oldi oğa ortak

Siçan delikten siğmayi, hopeçileri da takar peşine

Sırğan yerina sırğan biter

Sünçer düştü terekten kirdi da belini

Tatlı dil ilanı yuvasundan çıkarur

Yetimun koletisi pişmez, pişseda yanar

Yuz sene ilerisinu duşun, bir da cerisini

Zayuf atun kıblesi olmaz

Atalarımızdaki Görüş Farklılıkları

1. 'damlaya damlaya göl olur' / 'taşıma suyla değirmen dönmez'

2.. 'iyi insan lafın üstüne gelir' / 'iti an çomağı hazırla'

3.. 'bir elin nesi var iki elin sesi var' / 'nerde çokluk orda bokluk'

4.. 'fazla mal göz çıkarmaz' / 'azıcık aşım ağrısız başım'

5.. ' kervan yolda düzelir' / ' balık baştan kokar'

6.. 'söz gümüşse,sükut altındır' / 'sükut ikrardan gelir'

7.. 'harama uçkur çözülmez' / 'güzele bakmak sevaptır'

8.. 'iki gönül bir olunca samanlık seyran olur' / 'iki çıplak bir hamama yakışır'

9.. 'bülbülün çektiği dili belası' / 'bilmemek ayıp değil sormamak ayıp'

10.. 'eşeğe altın semer vursan da eşek yine eşektir' / 'ye kürküm ye'

11.. 'eğri otur doğru söyle' / 'doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar'

12.. 'düşenin dostu olmaz' / 'dost kara günde belli olur'

13.. 'ava giden avlanır' / 'atın ölümü arpadan olsun'

14.. 'erken kalkan yol alır ' / 'acele işe şeytan karışır'

15.. 'birlikten kuvvet doğar' / 'körler sağırlar, birbirlerini ağırlar'

16.. 'tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır' / 'lafla peynir gemisi yürümez'

17.. 'gün ola harman ola' / 'perşembenin gelişi çarşambadan bellidir"

18.. 'ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol' / 'hocanın dediğini yap, yaptığını yapma"

19.. 'iyilik yap denize at' / 'merhametten maraz doğar"

20.. 'zararın neresinden dönülse kardır' / 'gelen gideni aratır"

21.. 'yüzü güzel olanın huyu da güzel olur' / 'yüzü güzel olanı değil huyu güzel olanı sev"

22.. 'akıl akıldan üstündür' / 'aklın yolu birdir"

23.. 'el elden üstündür' / 'alet işler el övünür"

24.. 'acı patlıcanı kırağı çalmaz' / 'yaşın yanında kuru da yanar"

25.. 'zorla güzellik olmaz' / 'zora dağlar dayanmaz"

26.. 'öfke baldan tatlıdır' / 'öfke ile kalkan zararla oturur"

27.. 'işleyen demir ışıldar' / 'insan yedisinde neyse yetmişinde de odur"

28.. 'fazla mal göz çıkarmaz' / 'azı karar çoğu zarar"

29.. 'insan kıymetini insan bilir' / 'insanoğlu çiğ süt emmiş"

30.. 'anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al' / 'beş parmağın beşi birbirine Benzemez"

31.. 'olmaz olmaz deme, olmaz olmaz' / 'iş olacağına varır"

32.. 'eski dost düşman olmaz' / 'güvenme dostuna saman doldurur postuna"

33.. 'harama el uzatilmaz' / 'üzümü ye bağını sorma"

YANLIŞ BİLİNEN ATA SÖZLERİ

Türkçenin söz varlığını oluşturan atasözleri ve deyimlerimiz, hayata bakışımızın, değerlerimizin, geleneklerimizin, inançlarımızın söze dönüşmüş biçimleridir. Binlerce yıllık tarihimiz içerisinde atalarımızın dilimizin söz varlığına kazandırdığı bu kültür değerlerini doğru bilmek ve doğru telaffuz etmek, hepimizin görevidir. İşte günümüzde sıklıkla kullandığımız fakat yanlış olduğunu algılayamadığımız atasözü ve deyimlerimizin doğru biçimleri...

"Aptala malum olurmuş." değil; "Abdala malum olurmuş."

"Güzele bakmak sevaptır." değil "Güzel bakmak sevaptır."

"Göz var nizam var." değil; "Göz var izan var."

(İzan: anlayış, anlama yeteneği. Nizam: düzen, kural)

"Azimle sıçan duvarı deler" değil; "Azimli sıçan (hayvan olan) duvarı deler"

"Geçti Bolu'nun pazarı, sür eşeği Niğde'ye." değil; "Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye." (Bor: Niğde'nin ilçesi)

"Su uyur düşman uyumaz." değil;"Sü uyur düşman uyumaz." (Sü: asker)

"Saatler olsun" değil;"Sıhhatler olsun." (Sıhhat: sağlık)

Elinin körü." değil;"Ölünün kûru." (Kûr: mezar, gömüt)

"Sıfırı tüketmek." değil;"Zafiri tüketmek." (Zafir: soluk)

"Eni konu." değil; "Önü sonu."

"Haydan gelen huya gider." değil; "Hayy'dan gelen Hu'ya gider." (Hayy, Hu: Allah'ın isimleri)

"Fukaranın düşkünü beyaz giyer kış günü." değil  "Zürefanın düşkünü, beyaz giyer kış günü."

"Altı kaval, üstü şişhane." değil;"Altı kaval, üstü şeşhane."

(Kaval: Namlu mermiyi nereye atacağı çok da kestirilemeyen düz bir borudur. Şeşhane: Mermiyi atış ekseni etrafında döndürerek çok daha hassas nişan almayı sağlayan altı yivli namludur.)

"Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz." değil; "Ane gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz."(Ane: Bağdat'ta bir uçurum. Yar: uçurum)

ATASÖZLERİ SÖZLÜĞÜ

-A-
Aba vakti aba, yaba vakti yaba : Her şey zamanında yapılırsa kişi kazançlı olur.
Abanın kadri yağmurda bilinir : Daha önce kıymetsiz gibi görünen bir çok şeyin, kullanım zamanı geldiğinde değeri artar.
Abdal abdalın ne umduğunu, ne bulduğunu ister : Sosyal seviyesi eşit insanlar birbirlerini çekemezler.
Acemi katır kapı önünde yük indirir : Elinden yeterince iş gelmeyen kimseler, kendilerine verilen görevi istenildiği biçimde yapamazlar veya yarım bırakıp kaçarlar.
Acemi nalbant gibi kah nalına vurur, kah mıhına : Söylediği sözlerle yaptığı işler arasında tutarlılık yoktur. Bunu da genellikle bilmeyerek yapar.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz : Hayatta birçok problemlerle karşılaşıp bunlardan başarı ile çıkmış olanlar, bundan sonra karşılaşacakları zorlukları da atlatıp başarı ile çıkarlar.
Akıl kişiye sermayedir : Kişinin yaptığı işte başarı sağlaması, aklını kullanması ile orantılıdır.
At yedi günde, it yediği günde : Toplumlar arası ilişkilerde olgun ve asil kişiler, kişiliklerini hemen ortaya koymazlar.
Ayranım ekşidir diyen olmaz : Her kişi neyi ele almışsa onun iyi olduğunu savunur.

-B-
Baba ekmeği zindan ekmeği, koca ekmeği meydan ekmeği : Kadınlar için baba evinde kalmak, belli bir zamana kadar normaldir. Evlendiği zaman ise kendi kurallarına göre yaşayacağından dolayı daha rahat olacaktır.
Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır : Aile reisi olan babanın önceleri yaptığı kötü bir işin sıkıntısını çocuğu çeker.
Babadan mal kalır, kemal kalmaz : Babası ölen kişiye maddi varlıklar kalabilir ama olgunluk ve fazileti miras olarak kalmaz.
Babaya dayanma, karıya güvenme : Kişi, maddi konularda babasına değil kendine güvenmelidir. Kadın ise kolay etkilenen bir varlık olduğu için verilen sırları bir başkasına aktarabilir.
Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar : Yaradılışı itibariyle iyi olan kişi en kötü durumda bile olsa bu niteliğini kaybetmez.
Bal demekle ağız tatlanmaz : Güzel sözler söylemekle güzel şeyler her zaman gerçekleşmez.
Besle kargayı oysun gözünü : Kıymet bilmez kişiler kendilerine yapılan iyiliğe, kötülükle karşılık verebilirler.
Boşboğazı ateşe atmışlar, odun yaş diye bağırmış : Aklına her geleni söyleyen kişiler,toplum içinde sevilmezler.
Büyük lokma ye büyük söz söyleme : Hayatta hiçbir zaman başkalarının durumu küçümsenmemelidir.

-C-
Cahil adam meyve vermeyen ağaca benzer : Bilgisiz kişiler etraflarına faydalı olamadıklarından ve davranışlarında olumlu sonuçlar beklenmediğinden dolayı faydalı kişiler değildirler.
Cahilin dostluğundan alimin düşmanlığı yeğdir : Alim her şeyi bilen kimsedir. Yaptığının sonuçlarını bilir ve katlanır. Kendisi ile dost olmak mümkün olduğu gibi düşman olunduğu zaman da bir noktada anlaşmak mümkündür. Cahil kişiler iyi niyetli görünseler de onlarla anlaşmak güçtür, hatta mümkün değildir.
Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur : Bir toplulukta çok kişi ve fikir olsa da karar verme yetkisine sahip kimseler, kendi bildiklerini uygularlar.
Can boğazdan gelir : İnsanın hareketli ve üretken bir yaşam sürdürebilmesi için beslenme biçimine dikkat etmesi gerekir.
Can cümleden azizdir : İnsanlar kendi çıkarlarını her zaman başkalarının çıkarlarından üstün görürler. Aksi şekilde davrandıklarında bile kendi çıkarları söz konusu olduğu zaman fedakarlık yapmaktan vazgeçerler.
Can çıkmayınca huy çıkmaz : Hayat boyu kazanılan alışkanlıklar da gelişir. Ama değiştirmek çok zordur. Kişi ölünceye kadar devam eder.
Canı acıyan eşek, atı geçer : Karşılaştığı bir konuda ziyan gören, canı yanan kimse aynı zarara uğramamak için var gücüyle çalışır.
Canı kaymak isteyen, mandayı yanında taşır : Güzel ve varlıklı bir yaşam sürmek isteyen kişi kendisine bu yaşamı sağlayacak olan varlıkları çok yakınında bulundurmalıdır.
Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilemez : Hayatında dert ve sıkıntı çekmemiş olan kişiler, mutluluğun kıymetini anlayamazlar.
Cins kedi ölüsünü göstermez : Soylu kimseler çok zor durumda da olsalar, durumlarını belli etmezler.
Cömert ile nekesin harcı birdir : Parayı kullanma biçimi, onun niteliğini değiştirmez.

-Ç-
Çabuk parlayan çabuk söner : Layık olmadıkları makamlara getirilen kişilerin, bir süre sonra yetersizlikleri ortaya çıkar.
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme : İnsanlar davet edildikleri yerlere mutlaka gitmelidirler. Çünkü davet eden kişi tarafından istenmektedirler. Çağrılmayan yere gitmek ise yüzsüzlük ve arsızlık olur.
Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez : Güzelliklerin simgesi olan gülün çalıda yaşaması düşünülemez. Aynı şekilde, cahil kişiye de sözün doğrusunu anlatmak mümkün değildir. Cahil olduğu için kendi bildiklerinin dışında da doğruların bulunduğunu kabul etmesi mümkün değildir.
Çalışmak ibadetin yarısıdır : İbadet kişiyi kötülüklerden sıyırır, iyilik yolunda ilerletir. Tanrı yolunda çalışmak ta kişiyi kötü duygulardan arındırır. Bunun içindir ki çalışmak, ibadet kadar büyük değer taşır.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını : Kişi hayatında bilerek ve isteyerek kimseye kötülük yapmamalıdır. Böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde, günün birinde benzer olumsuzlukları yaşaması muhtemeldir.
Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak, cümlenin muradını verecek hak : Her kul Tanrı'sından kendi çıkarları doğrultusunda istekte bulunur. Bu istekler birbirine zıt da olabilir. Ama Tanrı bu dilekleri şaşmaz bir düzen, uygun gördüğü biçimde yerine getirir.
Çirkefe taş atma, üzerine sıçrar : Çevrelerinde kötü, edepsiz tanınan kişilerle ilişkiye girmek doğru değildir.
Çocuktan al haberi : Art niyet taşımayan çocuklar, başkalarının yanında her şeyi çekinmeden konuşurlar.
Çürük tahta çivi tutmaz : Esas niteliği bozulmuş bir şeyi eski haline getirmek mümkün değildir.

-D-
Dağ başından duman eksik olmaz : Toplumda yüksek ekonomik ve sosyal seviyeye sahip insanların, bu konumlarından kaynaklanan bir takım üzüntü ve sıkıntıları vardır. Bu durum, zenginlik ve yüksek makam devam ettiği sürece hiç eksilmez.
Dağ dağ üstünde olur, ev ev üstünde olmaz : En olmayacak şeyler bile bir gün gerçekleşebilir. Ama iki ailenin aynı ev ortamında yaşaması düşünülemez.
Damlaya damlaya göl olur : Küçük çabalar, büyük problemlerin çözümüne yardımcı olabilirler.
Danışan dağı aşmış, danışmayan yolu şaşmış : Bilmediğini başkalarına soran kimse, işi iyi ve çabuk bitirir. Fikir alışverişinde bulunmayanlar ise başarı elde edemezler.
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz : Kötü malzeme ile güzel bir iş meydana getirilemez. Yeteneksiz kişiler, büyük sorumlulukların gerektirdiği çabayı gösteremezler.
Davul dengi dengine diye çalar : Birlikte yaşayacak veya arkadaş olacak insanların eşitiyle beraber olması lazımdır. Yoksa yapılacak her işte başarısızlık kaçınılmaz olur.
Devir tavında, dilber çağında : Bir işin başarılması için, o an değerlendirilmesi gereken zaman dilimleri vardır.
Dikensiz gül olmaz : Yaşanan her başarı ve mutluluğun yanında, bu sürecin parçası olan küçük olumsuzluklar da mevcuttur.
Düt demeye dudak ister : Niteliği ne olursa olsun, bir işi başarabilmek için yetenek ve imkanlar gereklidir.

-E-
Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane : Kişinin çok önceden belirlenmiş bir alın yazısı vardır. Bu kurala göre zamanı gelince ölecektir. Bu ölüme bir neden bulunur. Esas sebep o kişinin tanrı katına çağrılmasıdır.
Ecele çare olmaz : Hayatta her durumun çaresi bulunabilir. Ama ölümü engellemek imkansızdır.
Eceli gelen köpek cami duvarına işer : Bir toplulukta bütün insanların kutsal saydığı şeyleri kötüleyenler, hiçbir zaman sevilip istenmezler.
Edebi, edepsizden öğren : Edepsiz kişinin hareketlerini gören, sonuçlarını izleyen kişi, bunların kötülüklerini görür ve yapmamaya çalışır.
Eden bulur, inleyen ölür : Başkasına kötülük eden kimse en sonunda yaptıklarının cezasını çeker.
Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur : Verimin yüksekliği, çalışmanın etkili bir şekilde gerçekleşmesine bağlıdır.
Esirgenen göze çöp batar : Bir konu üzerine gereğinden fazla yoğunlaşmak, aksilikleri de beraberinde getirebilir.
Evdeki hesap çarşıya uymaz : Planlanan durumlar ile ulaşılan sonuç, her zaman aynı olmayabilir.

-F-
Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp : Toplum yaşamında herkes aynı gelir düzeyine sahip olmayabilir. Fakir de olsa zengin de olsa çalışmamak, başkalarının sırtından geçinmeye uğraşmak tembelliktir.
Fala inanma, falsız da kalma : Fala inanmak doğru değildir, aslı yoktur. Yine de insan güzel sözler duymaktan hoşlanır.
Fare, çıktığı deliği bilir : Toplumun onaylamadığı işleri yapanlar, sıkıştıkları zaman nasıl hareket edeceklerini önceden hesaplarlar.
Faydasız baş, mezara yaraşır : Hiçbir iş yapmadan başkalarının sırtından geçinen kimseler ölmüş sayılırlar. Çünkü ölülerin de faydası yoktur.
Fazla aş, ya karın ağrıtır ya baş : Çok yemek kişinin sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden kararında yemek gerekir.
Fazla naz aşık usandırır : Kişinin kaprislerine yakınları bir süre katlanabilirler. Ama bu naz devam edecek olursa etrafındakilere de sıkıntı verir.
Felek kimine kavun yedirir, kimine kelek : Aynı toplumda şanslı ve şanssız kişilerin bir arada bulunmaları doğaldır.
Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü : Toplumda saygın bir yeri olan kişiler, mevki kaybına uğradıklarında aykırı davranmaktan çekinmezler.
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar : Kişinin içinde bulunduğu çevrenin ekonomik ve sosyal yapısı, ulaşılan sonuçların niteliğini etkiler.

-G-
Gafile kelam, nafile kelam : Etrafında olan biteni umursamayan kimseleri doğru yola getirmek için yapılan uyarılar boşunadır.
Garibin yardımcısı Allah'tır : Garip kişilerin yardımına gönlündeki inancın büyüklüğü oranında ancak Allah yardım eder.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar : Tanrı'ya inanmış kişileri, tanrı sıkıntı içinde bırakmaz. Onlar bir süre sıkılsalar da Tanrı bir yerden bir şey bağışlayarak sıkıntılarını ya kaldırır ya da hafifletir.
Gavurun tembeli keşiş, Müslüman'ın tembeli derviş : Bütün dinler çalışmayı emreder. Bazı kimseler ise dini çıkarları doğrultusunda kullanıp, çalışmadan yaşamanın yollarını bulurlar ki kendileri için çok kötü bir davranışı gerçekleştirmiş olurlar.
Geç olsun, güç olmasın (Başarılması çok zor işler için söylenir) : Yapılan işlerin başarıya ulaşması ve birtakım engellerin ortadan kaldırılması için fazla zaman harcanmasının ziyanı yoktur.
Gel demek kolay, git demek güçtür : Bir konuğu davet etmek, bir insanı iş bulup yerleştirmek kolay ve zevk verici uğraşlardır. Ama sıkıntı veren konuğa artık git demek, işini hafife alan kimseye işe gelme demek çok zordur. Bunun için insanlara bir iyilikte bulunulacağı zaman iyi düşünülmeli, layık olana bu hizmet verilmelidir.
Gelen gideni aratır : Tanışılan kişiler, unutulanlardan daha büyük hatalar yapabilir anlamında kullanılır.
Gezen ayağa taş değer : Gereksiz davranışlarda bulunan kişiler, kendilerine zararlı durumların ortaya çıkmasına sebep olabilirler.
Göz görür, gönül çeker : Kişi ancak ilgi duyduğu konulara karşı gözlemde bulunur.

-H-
Hacı hacıyı Mekke'de bulur : Aynı düşüncede olan insanlar, ayrı ayrı davransalar bile bir gün aynı yolda buluşurlar. Kendilerine ait yolda veya yerde buluşurlar, birbirlerini bulurlar.
Hacı Mekke'de, derviş tekkede : İnsanlar yetişme şekillerine göre kendilerine uygun bir ortamda yaşarlarsa mutlu olabilirler. Yoksa ömürleri sıkıntı içinde geçer. Bulundukları yerde sevilmez ve istenmezler.
Haddini bilmeyene bildirirler : Yetkili olmadığı konularda ahkam kesenler, hak ettikleri durumlarla mutlaka karşılaşırlar.
Hak deyince akan sular durur : Anlaşmazlıklarda doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık, hakkaniyet yolundan hareket edilirse kimsenin söyleyecek bir sözü, eleştirisi kalmaz.
Hak doğrunun yardımcısıdır : Tanrı, doğru olana yaptıklarının mükafatını mutlaka verir. Doğru kimseler ilk planda başarısız gibi görünseler de tutumlarını devam ettirdikleri sürece başarıya ulaşacaklardır.
Helal kazanç ile pilav yenmez : Doğrulukla ve ahlakla elde edilen kazanç, insanı kısa yoldan zengin etmeye yetmez.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır : Uzun süre yaşanan mekanların unutulması kolay olmaz.
Huylu huyundan vazgeçmez : Kişilik, uzun bir zaman diliminde oluştuğu için ani değişikliklere müsait değildir.

-I-
Ihlamurdan odun olmaz, beslemeden kadın olmaz : Yaşam içinde her konu birbirine uygun olursa başarı olur ve devam eder.
Irmak kenarına çeşme yapılmaz : Birbirine zıt verimlilikteki iki kurum veya sosyal müessesenin, aynı ortamda varlıklarını sürdürmeleri zordur.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez : Yapılmaya başlanan bir işte, ilk zamanlar başarı elde edilmeyebilir. İşin daha başarılı yapılması için uygulanan yöntemler de değiştirilebilir. Olumsuz bir ortamda yöntem değiştirmek doğru değildir. İyi sonuçlar vermez.
Isıramadığın eli öp de başına koy : Yaşam içinde bir takım mücadeleler yapılacaktır. Bu kavgada düşman bizden çok güçlü ise onunla kavga etmemek gerekir. Kavga edilirse yenilmek muhakkaktır.
Isırgan ile taharet olmaz : Başarılı bir iş oluşturmak için işe yarar, faydalı araç kullanmak gerekir. Kötü malzeme ile iyi ve başarılı sonuçlar elde edilemez.
Isıran it, dişini göstermez : Kötülük yapmayı düşünen kişi, bunu zamanı gelince ve aniden gerçekleştirir.
Islanmışın yağmurdan pervası yoktur : Bir konuda büyük zarar görmüş kişi, benzer zararlardan korku duymaz.
Ismarlama hac, hac olmaz : İnsan kendi işini kendi yapmalıdır. Başkasına yaptırılan işten başarı elde edilemez.
Işığını akşamdan önce yakan, sabah çırasına yağ bulamaz : İnsanlar savurganlık yapmamalıdırlar. Parasını gereksiz yere harcayan, gerektiğinde para ve mal bulamaz. Zorluk içinde kalır.

-İ-
İbadet de (mahfi) gizli, kabahat da : İbadet Tanrı ile kul arasındadır. İbadeti başkalarına gösteriş için yapanlar Tanrı'nın emirlerini, kulluk görevini yerine getirmemiş olurlar. İnsan bazı kusurları yaparak olgunlaşır, tecrübe kazanır. Bunun için olgunlaşmamıza yarayan kusurların da gizlenmesinde yarar vardır.
İçi beni yakar, dışı eli : Her şey dıştan göründüğü kadar güzel olmayabilir. Dış görünüşe aldanmak doğru değildir.
İğreti ata binen tez iner : Kendi malımız olmayan malzemeye güvenip bir işe başlamak doğru değildir. Malzemenin sahibi, malını geri istediği zaman zor durumda kalır.
İğneyi evvela kendine sok, çuvaldızı başkasına : Kendisi en küçük bir sıkıntıya katlanamayan kimse, başkalarına çok büyük sıkıntı vermemelidir. Kendisi küçük kötülüğe katlanamayan, başkalarına kötülükler yapmaktan kaçınmalıdır.
İki deliye bir akıllı : Birbirine zıt iki kişinin arasını bulacak, mantıklı bir kimsenin bulunması mutlak gereklidir.
İnsan insanın şeytanıdır : Arkadaş seçiminde dikkatli ve özenli olmak gereklidir. Kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkarır, saptırır.
İti, öldürene sürütürler : Bir kişinin sorumluluğundaki görev kötü şekilde sonuçlanırsa, bu sonucun düzeltilmesi için bizzat o kişi çaba göstermelidir. İşin sorumluluğu onu yapana ait olacaktır.
İyilik eden iyilik bulur : Etrafına iyilik eden kimse gün gelir zor durumda kalırsa ona da iyilik yapılır. Her şeyin karşılığı muhakkak vardır.

-K-
Kabahat da gizli olmalı, ibadet de : Yapılan bütün işlerde işin özüne inmeye gayret edilmelidir. Başkalarına gösteriş için yapılan hiçbir işten, davranıştan iyilik ve hayır beklemek mümkün değildir.
Kabahat ölende değil, öldürendedir : Yapılan her işte karşımızdakini sinirlendirmekten kaçınmalıyız. Karşısındakini söz ve hareketleri ile aşırı tahrik eden kimse, onun hücumlarına karşı çaresiz kalabilir, hatta ölebilir de. Bunun nedeni kendini kaybedip bu cinayeti işleyende değil, onu da o derecede tahrik edip cinayeti işletendedir.
Kaçan balık büyük olur : Kişi elindeki imkanları iyi ve zamanında kullanmasını bilmelidir. Zamanında kullanamaz ve fırsatı kaçırırsa küçük bir fırsatı büyükmüş gibi gösterir ve boyuna aynı şeyleri söyler. Çünkü fırsatı değerlendirememenin ezikliğini hisseder durur.
Kadı anlatana göre fetva verir : Herkes bildiğini ve gördüğünü eksiksiz olarak söylemelidir. Çünkü dinleyen,olayı görmeyen kimseler anlatılana göre karar verirler.
Kadı ekmeğini karınca yemez : Kadı, kanunların uygulayıcısı olduğu için kimse onun malına dokunamaz. Sonucunun kötü olacağını bilir. Kadılar hakkın, kanunun ve düzenin temsilcisi oldukları için kimse onların mallarına kötü gözle bakmaz, bakamaz.
Kanaat gibi devlet olmaz : Elindekiler ile yetinmesini bilen kimse sıkıntı çekmez.
Kişi refikinden azar : İnsanı iyi ve kötü yola sürükleyen arkadaşıdır.
Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman çelebi derler : Bir şeyin çok kıymetlisi bulunmazsa daha aşağı değerde olan kıymet ve itibar kazanır.
Kuru laf karın doyurmaz : Bir gayret göstermeden, bir yatırım yapmadan yalnızca boş sözlerle başarı elde etmek mümkün değildir.

-L-
Laf ile peynir gemisi yürümez : Bir kimsenin kendini övmesi ile gereken işte gereken sonuçlar alınmaz.
Laf lafı açar : Karşılıklı konuşmalarda konuşma bir süre uzadığı zaman, sözden başka söze geçilmeye başlanır. Başlangıçta hiç düşünülmeyen konulara kadar söz uzar gider.
Laf torbaya girmez : Bir konu hakkında sarfedilen sözler üzerinde iyice düşünülmelidir.
Latife latif gerek : Şakalar karşısındakini kırmayacak biçimde olmalıdır. Şaka yapan, karşısındakini çok iyi anlamalı, kırmadan, incitmeden şaka yapabilmelidir.
Leyleğin ömrü laklak ile geçer : Aylak kişiler bütün günlerini orada burada boş laflar söyleyerek boşa geçirmiş olurlar.
Lodosun gözü yaşlı olur : Lodosun sonunda yağmur yağar.
Lokma çiğnemeden yutulmaz : Bir işin iyi sonuçlanması için gereken önem ve çalışma gösterilmelidir.
Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır : Bir kişiye armağanlar vermek, o kişinin ihtiyaçlarını karşıladığı için değil aradaki sevgiyi çoğalttığı için çok değerlidir.

-M-
Mahkeme kadıya mülk değil : İnsan, yaşamı süresince güçlü makamlara gelebilir. Böyle makamlara gelince etrafındakilere böbürlenmemelidir. Çünkü gün gelecek,bu makamı bırakmak zorunda kalacaktır.
Mal adama hem dost, hem düşmandır : Mal insanı rahat ve huzurlu yaşattığı için dosttur. Aynı zamanda, zengin olmanın getirdiği tehditlerden dolayı düşmanıdır.
Mal canı kazanmaz, can malı kazanır : İnsanlar fazla kazanacağım diyerek sağlıklarını tehlikeye atmamalıdırlar. Kişi sağlıklı olursa mal kazanması, pek çok kazanması mümkündür. Ama sağlığını kaybederse mal da kazanamaz olur.
Mal canın yongasıdır : Can her şeyden kıymetlidir. Zorluklarla elde edilen mal da cana yakın değer taşır.
Mal melameti örter : Zengin olmak, insanların kusurlarını görmezden gelmelerine yardımcı olur.
Malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür : Züğürt kimse parası olmadığı için zorluk içindedir. Parasını yiyemeyen kimseler ise paraları olduğu halde bu yokluğu çekenlerdir.
Mart ayı, dert ayı : Kış ile ilkbahar arasındaki geçiş dönemi olduğu için insanlar hastalıklara daha kolay yakalanırlar.
Meyhaneciden kefil istemişler, bozacıyı göstermiş : Toplumda uygunsuz işleri yapanlar kendi haklılıklarını, benzer kişileri göstererek savunmaya çalışırlar.
Mühür kimde ise Süleyman odur : Bir konuda yetkili kim ise onun sözü geçer.
Mürüvvete endaze olmaz : Yardımseverliğin ölçüsü olmaz.

-N-
Namaza meyli olmayanın ezanda kulağı olmaz : Bir işin bütününü istemeyen kimseler, o işin ayrıntıları ile hiç ilgilenmezler.
Nasihat isteyen tembele iş bulursun : Tembel kimseler kendisine söylenen işi başka türlü yorumlayıp, bu yorum üstüne fikirler ileri sürerek o görevi yapmak istemezler veya kendisine önerilen işi başka bir biçimde yapmayı öğrenirler.
Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına : Kişi çok çalışırsa gelecek günleri de başarılı olur. Kazancı bol olur. Az çalışırsa kazancı, başarısı da az olur.
Ne ekersen onu biçersin : Kişiler çevrelerine nasıl davranırlarsa öyle cevap alırlar.
Ne idik, ne olduk : İçinde yaşadığımız toplum çok hızlı değişiyor. Biz bu toplumda bulunduğumuz ortamdan çok değişik ortamlara geldik. Bundan sonra da nerelere geleceğimiz, neler olacağı belli değil.
Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli : Esas olan başarının niteliğinden çok devamlılığıdır.
Ne verirsen elinle, o gelir seninle : İnsanlar yaşamları boyunca daima iyilik yapmalıdır. Bu iyiliklerin karşılığı, bir gün mutlaka sahibini bulacaktır.
Nerede birlik, orada dirlik : Kişiler arasında anlaşma, duygu ve düşünce birliği olursa orada huzur, güven ve düzen olur.
Nerede hareket, orada bereket : Çalışmanın çok olduğu yerde, bu çalışmaların sonucu olan ürünler de çok olur.
Niyet hayır, akıbet hayır : Bir işe başlarken iyi niyetle hareket edilirse sonuç ta iyi olur.

-O-
Oduncunun gözü omcada : Bütün insanlar kendi işlerine yarayan şeylerle çok yakından ilgilenirler.
Oğlan dayıya, kız halaya çeker : Oğlan çocuğu genlerin tesiri ile dayıya, kız ise halaya çeker, onun hareket ve tavırlarını alır. (Halk arasında yapılan bir yorumdur)
Oğlanınki oğul bağı, kızınki bahçe gülü : Kişinin torunu oğlundan olursa oğul balı diyerek ,kız evlattan olursa bahçe gülü diyerek sevinir.
Olacakla öleceğe çare yoktur : İnsanların yaşam boyu karşılaşacakları ne varsa doğarken belli olur ama kişi bunu bilmez. Başımıza gelen ve elimizde olmayan sebeplerle oluşan olaylara çok üzülmemek gerekir.
Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz : Hayatta hiç ummadığımız olaylar, en şaşırtıcı biçimde karşımıza çıkabilir.
Orman olur da domuz olmaz mı? : İyi bir ortamda çıkarcılar bulunabilir, bulunması doğaldır.
Osmanlı'nın ekmeği dizindedir : İşlerimizin başarılı olması için kendimize ayırdığımız zaman çok olmamalıdır. İşlerimize ne kadar ağırlık verirsek o kadar başarılı oluruz.
Osurukla boya boyanmaz : Gerekli bilgi ve görgü olmadan bir işi tam olarak görüp bitirmek imkansızdır.
Otu çek köküne bak : Bir kimsenin hakkında tam olarak bilgi sahibi olmak istenirse o kimsenin soyunu sopunu çok iyi incelemek gerekir.

-Ö-
Ödünç; güle güle gelir, ağlaya ağlaya gider : Ödünç verilirken veren de alan da güler yüzlüdür, mutludur. Ödünç alınan geri verilirken ise durum değişiktir. Para veren kimse de parasını zamanında alamazsa tarafların arası çok çabuk bozulur.
Öfke baldan tatlıdır : İnsan sinirlendiği zaman bağırır çağırır, rahatlar.
Öfkeyle kalkan zararla oturur : Aniden öfkelenerek sergilenen davranışlar kırıcı olur. Sonuçları önceden tasarlanamaz.
Öküze boynuzu yük değil : Meşgul olduğu iş,kişiye yük olmaz. Onları yaşamının bir parçası olarak kabul eder.
Öksüz çocuk göbeğini kendisi keser : Bir koruyanı, kollayanı olmayan kimseler her işlerini kendileri yapmak zorundadır.
Ölenle birlikte ölünmez : Ölüm kaçınılmazdır. Ölen bir kimsenin ardından yas tutmak ta onu geri getirmeyecektir. Bu durumu bilerek ona göre davranmak gereklidir.
Ölüm var, dirim var : İnsanlar malını ve zamanını, varlığını düşünerek kullanmalıdır, geleceğini düşünmelidir.
Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider : Bir ailede büyükler nasıl bir yaşam içindelerse çocuklar da benzer bir hayat sürdürürler.
Öpülecek el ısırılmaz : Hürmet gösterilmesi gereken kişilere saygısızlık etmek hatadır.

-P-
Padişah yasağı üç gün sürer : Padişahlık idaresi, bir kişinin sözünün geçtiği bir yöntemdir, keyfidir. Bugün çıkarılan yasaklar, yarın bir neden ile ortadan kaldırılırlar. Bunun içindir ki emirlerinin devamlı olacağını düşünmemek lazımdır.
Palamut çok biterse kış erken olur : Uzun yılların tecrübesine dayanılarak elde edilen sonuçlara göre meşe ağaçlarında palamudun çok olması kışın erken geleceğini gösterir.
Papaz her gün pilav yemez : Her işi daima bir kişiye yaptırmak doğru değildir. O kişi çok defalar ses çıkarmadan bu sıkıntıya katlandıysa da günün birinde yapamayacak duruma gelir ve yapmaz. Bunun için insanları usandırmayacak bir yöntem izlemekte yarar vardır.
Para dediğin el kiri : İnsanlar bütün ömürlerini paraya bağlamamalıdırlar.
Para ile imanın kimde olduğu bilinmez : Para bütün toplumlarda dikkati çeken bir araçtır. İman ise tanrı ile kul arasında olduğu için başkalarının bilmesine gerek yoktur. Söylenilmesi de acayiplik yaratır.
Pazar ilk pazardır : Pazara götürüp satmak istediğimiz mala verilen ilk fiyat en iyi fiyattır.
Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir : Bir işin nasıl sonuçlanacağı, işin bugünkü durumundan belli olur.
Pilav yiyen, kaşığı belinde gerek : Bir işe girişmek isteyen kimseler o iş için gerekenleri yanlarında bulundurmak zorundadırlar.
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın : Kişi, bir olayın sonuçlanması için elinden gelen gayreti göstermelidir.

-R-
Rağbet güzel ile zenginedir : Güzel ve zengin olan kimseler her zaman ilgi görürler. El üstünde tutulurlar.
Rahat ararsan mezarda : Yaşayan her kişinin az veya çok kendine göre bir derdi, sıkıntısı mutlak bulunur.
Ramazanda yalan söyleyenin yüzü, bayramda kara olur : Hayatta her zaman doğru olmalı, doğru davranılmalıdır. Yalan söylemek, belki bir zaman için etrafımızdaki kandırmamıza neden olur. Ama gelişen olaylar, söylenen yalanı bir gün mutlak surette açığa çıkartır.
Rençber kırk yılda, tüccar kırk günde : Rençberin büyük emek harcayarak kazandığını, tüccar küçük bir ticaret oyunu ile kazanır.
Rüşvet kapıdan girince insaf bacadan çıkar : Doğru yoldan ayrılan ve şerefini rüşvet için feda eden kişiden her kötülüğü beklemek gerekmektedir.
Rüzgar eken fırtına biçer : Etrafında bulunanlara her zaman kötülük yapan kimseler sonunda mutlaka büyük kötülüklerle karşılaşırlar
Rüzgar esmeyince yaprak oynamaz : Meydana gelmiş hiçbir olay sebepsiz değildir.
Rüzgara karşı tüküren, kendi yüzüne tükürür : Kendi gücünün üstünde bir güç ile uğraşmak isteyen kimseler sonunda kendileri ziyanlı çıkarlar.
Rüzgarlı havanın kuytusu,yağmurlu havanın uykusu : Rüzgarda kuytu bir yer bulmak rahatlıktır.

-S-
Sabah ola, hayır ola : Sabahlar güçlü başlangıçlardır. Verimlili için günün bu saatlerini değerlendirmek gereklidir.
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır : Bir konuda sıkıntılı günlere katlanmak zordur. Ama dayanıldığı takdirde sonuçları güzeldir.
Sabreden derviş, muradına ermiş : Sabırlı olan kişiler, isteklerine kavuşurlar. Sabır ile mücadele edildiğinde başarı mutlaka bizim olacaktır.
Sabrın sonu selamettir : Karşılaştığı bütün zorluklardan hemen yılıp kaçmayan, sabretmesini bilen kimselerin işleri sonunda başarıya ulaşırlar.
Saç sefadan tırnak cefadan uzar : Keyifli insanların saçları, sıkıntıda olanların tırnakları uzar. (yaygın bir halk görüşü)
Saçım ak mı kara mı? Önüne düşünce görürsün : Konunun nasıl olduğunu sormaya gerek yoktur. Çok geçmeden bitecektir anlamında kullanılır.
Sade pirinç zerde olmaz, bal da gerek kazana; ata malı tez tükenir, evlat gerek kazana : İnsanlara babasından mal kalır. Ama bu, kişinin o malı iyi kullanacağını göstermez. Hazır yemeye başlanırsa tez zamanda tükenir, biter. Kişi kendine, kendi emeğine güvenmelidir.
Sana taşla vurana sen aşla vur : Kötülük yapan kimselere iyilik yapmak insanlık kuralıdır.
Sanat altın bileziktir : Sanat bir kimsenin bir işi en iyi bir biçimde her yerde ve şartta yapmasıdır.

-Ş-
Şahin ile deve avlanmaz : Her işi yapmanın bir yöntemi vardır.
Şahin küçük et yer, deve büyük ot yer : İnsanlar fiziki görünüşlerine göre değil, yaradılış özelliklerine göre davranırlar. Görünüşü küçük olan kişi, her zaman güçsüz olarak görülmemelidir.
Şakanın sonu kakadır : Devamlı şaka yapmak hatalıdır. Önce güzel ve eğlenceli gelirse de bir zaman sonra dayanma gücü azalır ve küçük kırgınlıklar ortaya çıkar.
Şaşkın ördek başını bırakır, kıçından dalar : Her iş, bir düşünce ile, bir plan ile yapılmalıdır. Ne yaptığını iyi bilmeyen kimseler, giriştikleri işlerde akılcı yollardan ayrılırlar.
Şer işi uzat hayra dönsün, hayır işi uzatma şerre dönmesin : Kötü olan işlerin üzerinde çalışmalı, o işi iyiye çevirmelidir. İyi olan işleri hemen sonuçlandırmak gereklidir.
Şeriatın kestiği parmak acımaz : Kanunlar herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Böyle olursa, kanunda yazılan cezaya kimse itiraz edemez, boyun eğer.
Şeytanla ortak buğday eken samanını alır : Hilekar, sorumsuz kimselerle ortak olanlar, yapılan işin zararını yüklenirler.
Şimşek çakmadan gök gürlemez : Söylenen, konuşulan her olay daha önceki başka bir olaydan kaynaklıdır.
Şöhret felakettir : Ünlü olmak birçok sıkıntıyı da beraberinde getirir.

-T-
Tabak sevdiği deriyi yerden yere çalar : İnsanlar, ileride başarılı olmasını istedikleri kişileri kıyasıya çalıştırırlar.
Tabancanın dolusu bir kişiyi, boşu kırk kişiyi korkutur : Tabancayı, sinirli olunan durumlarda lüzumsuz yere kullanmak sahibinin başına dert açar. Ama tabanca; taşıyan kişinin belinde iken çok kimse bu durumdan ürker.
Talihsiz hacıyı deve üstünde yılan sokar : Düşündüğünü uygulaması nasip olmayacak kişinin karşısına, hatıra hayale gelmeyen engeller çıkar.
Tandır başında bağ dikmek kolaydır : Hayal kurmakla sorunlar çözümlenemez. Esas problem, düşleri uygulama alanına sokmaktır.
Tarla çayırda, bağ bayırda : Tarla ve bağ alırken yerlerine dikkat edilmelidir.
Taş düştüğü yerde ağırdır : İnsanın değeri bulunduğu çevrede iyi bilinir.
Tatarın kılavuza ihtiyacı yok : Yapacağı işi çok iyi bilen kimselere başkalarının yardım etmesi gerekmez.
Tebdil-i mekanda ferahlık vardır : Kişi bulunduğu yerde yeni kimselerle tanışırsa rahatlar.

-U-
Ucuzdur vardır bir illeti, pahalıdır vardır bir hikmeti : Ucuz mallar genellikle kalitesizdirler. Kısa bir zaman sonra kullanılamaz hale gelirler. Bunun için o mal bize daha da pahalıya gelmiş olur.
Ulu sözü dinlemeyen uluyakalır : Tecrübeli kimselerin sözlerini dinlemeyip kendi kafası doğrultusunda giden kimseler sonunda büyük zararlara uğrarlar. Sıkıntı ve dertten kurtulamazlar.
Ulular köprü olsa basıp geçme : İnsan kendinden büyüklere her zaman hürmet etmelidir.
Ummadığın taş baş yarar : Dış görünüşe bakılıp verilen kararlar, bazen büyük hatalara yol açabilirler.
Umut fakirin ekmeğidir : Fakir olan kimseler, kısa süre sonra durumlarının değişeceğini düşünerek avunurlar.
Ustanın çekici bin altın : Sanatkar kimseler bir çok kişinin yapamadığı bir işi çok kısa bir sürede küçük bir hareketle yapıverirler.
Uyku ölümün kardeşidir : Uyuyan kimsenin dünya ile ilgisi kesilir. Olup bitenden haberi olmaz.
Uyuyan yılanın kuyruğuna basma : Kimseye zararı dokunmayan kimseleri kızdırmak, başkalarının zarar görmesine yol açabilir.
Uzaktan davulun sesi hoş gelir : Özelliğini iyi bilmediğimiz iş ve konuların sıkıntılarını da bilmemize imkan yoktur. Bazen çok zor bir konuyu çok kolaymış gibi kabul ettiğimiz de olur.

-Ü-
Üç elli, yaz belli : Kasım ayının sekizinden sonra üç defa elli gün sayılırsa nisan ayına, yani havaların ısındığı aya girilmiş olunur. Soğuklar biter.
Üç göç, bir yangının yerini tutar : Bir yerden bir yere taşınma zahmetli ve ziyanlı bir iştir.
Üremesini bilmeyen it, sürüye kurt gelir : Bir toplulukta nasıl davranılması gerektiğini bilmeyen kimseler, kendileriyle birlikte başkalarının da başına dert açarlar.
Üşenenin oğlu, kızı olmamış : İnsan bir varlık elde etmek istiyorsa tembel tembel oturmamalıdır.
Üzüm üzüme baka baka kararır : Çok samimi olan kimseler, birbirlerinin huylarını benimserler.
Üzümün çöpü var, armudun sapı : Her konunun kendine göre ufak olumsuzlukları bulunabilir. Bir işin olumlu yönleri dururken, olumsuz olanları üzerinde yoğunlaşmak doğru değildir.
Üzümün ye de bağını sorma : Sunulan imkanların kaynağını sorgulamak her zaman doğru olmayabilir.

-V-
Vücut kocar, gönül kocamaz : Hangi yaşta olursa olsun kişi gönlü sayesinde hep genç kalmayı başarabilir.
Verirsen doyur, vurursan duyur : Yardım yapılacaksa gereken ölçüde yapılmalıdır.
Veren el, alandan üstündür : Yardım ve iyiliksever kimseleri herkes sever, sayar.
Varsa pulun, herkes kulun; yoksa pulun, dardır yolun : Parası çok olan kimseye herkes iltifat eder, yakınında bulunmak ister. Yoksullara kimse yüz vermez. Adını deliye de çıkarabilirler.
Varsa hünerin, her yerde vardır yerin : Hüner, kişinin her şartta en iyi yaptığı, başarılı sonuç aldığı yeteneğidir. Bunun içindir ki her kişi mutlak bir hüner sahibi olup hayata öyle atılmalıdır.
Vakit nakittir : Zaman en değerli varlığımızdır. Hayatımızdaki en küçük bir anı bile boşa geçirmemek lazımdır.

-Y-
Yabancı koyun kenarda yatar : Toplumdaki kişiler kısa zamanda büyük yakınlık göstermedikleri için yeni gelenler yabancılık çekerler.
Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur : Hiçbir sebep yokken yaşama düzeyi birden değişen, yükselen kişinin çaldığı ve rüşvet aldığı bellidir.
Yağmur yağsa kış olur, kişi halin bilse hoş olur : İnsanların etraflarına karşı davranışları, kendi sosyal durumları ile orantılı olmalıdır.
Yakasından atmak : Zorlu bir işi başkasına yüklemeye çalışmak.
Yalancı kim? İşittiğini söyleyen : İnsanlar her duyduklarını, doğrulamadan başkalarına söylememelidirler.
Yalnızlık Hakk'a mahsustur : Tek başına olmak, Tanrı'ya ait bir durumdur.
Yanık yerin otu tez biter : İnsanlara büyük ıstırap veren olaylar, bir zaman sonra unutulur.
Yol sormakla bulunur : Bir işe doğru başlamak için bilmediklerimizi sormak, öğrenmek lazımdır.
Yolundan giden yorulmaz : Yapacağı işin tekniğini iyi bilen, uygulamasında deneyim sahibi olan kimse yapacağını önceden tespit eder, sonra uygular. Sonuca sıkıntısız ulaşır. Bunları bilmeyenler ve uygulamayanlar deneme yanılma yöntemi ile hem çok para, hem çok zaman kaybederler. Hem de meydana çıkan iş arzu edilen düzeye erişmez.
Yük altında ancak eşek kalır : İnsanlık sıfatı olan kimse kendisine yapılan iyiliğin altında kalmaz. Bir zaman bulur, karşılığını verir.

-Z-
Zahmetsiz rahmet olmaz : Çaba göstermeden, sıkıntı çekmeden arzu edilen güzel ve iyi sonuçlara ulaşılmaz.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy : İçinde yaşanılan zamanın şartları, bizim düşünce ve davranışlarımıza uymayabilir. Kendi düşüncelerimizi kabul ettirmek için etrafımızdakiler ile sürtüşmek doğru değildir. Zamanın gidişine uymak,ona göre davranmak en çıkar yoldur.
Ziyan olan koyunun kuyruğu yağlı olur : Elden kaçırılan fırsatlar küçük olsa da çok büyük görünür. Kişinin dilinden hiç düşmez. Hep büyüterek ondan bahseder.
Zemheride sür de çalı ile sür : Tarlanın zemheride sürülmesi ekinin iyi olması için çok önemlidir. Tarlayı dikkatli ve derin sürmek gerekir.
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır : Varlıklı kişi, parasının ve itibarının çokluğu ile olmayacak işlerini bile kolaylıkla görür. Fakir ise parası olmadığı için en olacak işini bile bitiremez.
Zenginin basması ipekli görünür : Zengin kişilerin giydikleri, yedikleri en pahalısından seçilmiş zannedilir.
Zengin kesesini, züğürt dizini döver : Maddi durumu çok iyi kişiler her zaman parası ile övünür. Züğürt ise arzuladığı iş parası olmadığından yapamayacağı için üzülür. Istırap ve sıkıntı çeker.